Ölüm Döşeğinde "UFO" İtirafı

Sponsorlu Bağlantılar

Carizmatik_

Carizmatik_

Üye
şu ufo düşe düşe abd üssüne mi düşmüş ne olurdu Türkiyeye düşseydi

Türkiyeye düşseydi eğer bizim devletimiz Ufoya topraklarımıza ayak bastığı için para alırdı yada vatandaşlık adı altında vergi alırdı :ehe:ehe:ehe:kop::kop:
 


Mustafa Furkan

Mustafa Furkan

Üye
    Konu Sahibi
Türkiyeye düşseydi eğer bizim devletimiz Ufoya topraklarımıza ayak bastığı için para alırdı yada vatandaşlık adı altında vergi alırdı :ehe:ehe:ehe:kop::kop:


Önce Türban Takıp Takmadığını TartışırLardı Bence :D :D
 

ScuroFerro

Üye
hepsi dogrudur arkadaşlar:)
ben fazla film izliyorum
 
Romantik Prens

Romantik Prens

Üye
ilginç ama inanmıyorum
 
nurikaratas

nurikaratas

Üye
bana gerçek gibi geliyor...
 

Calaissien

Üye
Peki gidipte bu UFO düşecek Amerika'yımı buluyor neden Türkiye'ye düşmüyor
 
SeRHaT44

SeRHaT44

Üye
çok ilginç
 

upmann

Üye
arkadaşlar konu oldukça eskiymiş ama konu hakkında pek yeni sayılmayan bilgiler var.

NASA nın yaptığı resmii açıklamar ile kanıtlanmış, amerikan hükümetinin gerek askeri, gerek sivil güvenlik kurumlarında ve bilim teknoloji geliştirme kurumlarında, halen görevde olan ve emekli olmuş birçok insandan oluşan bir grubun açıklaması ile kanıtlanan ve açıklığa kavuşan UFO konusu ile ilgili bir belgesel izledim. belgeseldeki kişiler, isimler, bilgiler ve tarihler tamamen gerçek ve doğrudur. belgesel 2006 yılında yayınlandı. ancak belgeselde 2000 den sonrası bulgular veya UFO lar ile ilgili hiçbir bilgi yok yalnızca hükümetin uzay çalışmalarına ait bilgiler mevcut.UFO lar ile ilgili bilgilerin bulunduğu en yakın tarih 1998.

konuya yorumda bulunmuş arkadaşlara şunu söylemeden geçemeyeceğim, sonuçta bizler bu gezegende yaşayan varlıklarız. diğer gezegenlerde varolan veya varolmayan yaşamlardan önce, kendi yaşamımızı ve ekolojik dengemizi korumaya çalışmalıyız. bu belgeselde bahsi geçen bir önemli konu da, bütün bu uzay ve bilim araştırmaları sırasında ele geçmiş bazı bilgilerin, teknolojik olarak hayatımızda yer almaya başladığıdır. ayrıca petrol kullanmadan da enerji elde edebilme çalışmalarında suyun öneminden bahsediliyor. daha doğrusu, su ile çalışabilen arabalar ve benzeri amaçlara hizmet amacıyla patenti alınmış bir buluş mevcut. ancak petrol yöneticileri, konuya ticari durumlarını sarsacağı gerekçesiyle oldukça sert bir biçimde karşı çıkıyorlar.

ancak günümüzde kullanılan fosil yakıtların dünyamıza verdiği zararın boyutlarının ne olduğunu hissetmeye başladığımız bu günlerde özellikle göz önünde bulundurulması gereken bir dökümandır. belgeselin orjinal adı: "UFO The Greatest Story Ever Denied" türkçesi; " UFO Bu zamana kadar rededilmiş en iyi hikaye" Bu arada bilmeyenler için yazıyorum, UFO kısaltması orjinal adıyla, "Unıdentified Flying Objects". Türkçesi, "Tanımlanamayan Uçan Objeler (nesneler)".

Konunun gerçekliğinin farkında olalım. Bunu söylememin sebebi, dünya dışı varlıklara karşı savunma sisteminden ziyade, onların teknolojilerini anlamaya yönelik çalışmalar yapılması gerektiği görüşünü savunmamdır. Şu anda bu metini okumak için kullandığınız bilgisayarın işlemcisin teknolojisinin keşfinden tutun da, fiberoptik kabloların farklı alanlarda kullanılmasına kadar daha saymakla bitiremeyeceğimiz bir teknolojik gelişme çağının insanlarıyız. bizim yeni teknoloji olarak çoktan benimsediğimiz ve kullanırken yaşadığımız deneyimlere alışkanlık kazanmamızdan dolayı unuttuğumuz çok önemli bir konu daha var ki, o da bilim ve teknolojinin daha farklı yönlerde gelişmesine ihtiyacımızın olduğu.

özellikle enerji ve kullanılan cihazların ihtiyaç duyduğu enerjilerin giderek daha düşük değerlere indiği dönemde, artan enerji tüketimini dengelemek için, yeni enerji kaynaklarına ihtiyacımız var. (ihtiyacımız var derken kastettiğim biz, yani biz dünyada yaşayan insanlar). Ekolojik dengeyi insan haricinde incelerseniz, açık ve net bir şekilde insanın dünyanın ekolojik dengesine çok büyük zararlarının olduğunu gayet açık ve net görürsünüz. bu ekolojik dengenin kaybolmadan önce farkına varıp, bilinçlenerek enerji kaynaklarımızı daha doğal olanaklarla sağlamaya başlamalıyız. dünyanın dışarıdan bakarsak görebileceğimiz en önemli enerji kaynağı olan suyu unutmaktayız. belgeselde konu hakkındaki açıklamalar oldukça etkileyici.

eğitim sistemlerimizi dünya çapında genişletmeli, teknolojik konularda daha fazla bilginin yayılmasına izin verilmeli. onların teknolojilerine erişebilmek için aşılacak zaman sanırım bizim jenerasyonumuzdan da birkaç jenerasyon sonrasında gerçekleşebilir. veya yine dünyaya düşen yeni bir UFO dan alınacak bilgiler ışığında daha hızlı katedilebilir.

giriş bölümünde kullandığım bir cümlenin de açılımını yapmak istiyorum."Konunun gerçekliğinin farkında olalım. Bunu söylememin sebebi, dünya dışı varlıklara karşı savunma sisteminden ziyade, onların teknolojilerini anlamaya yönelik çalışmalar yapılması gerektiği görüşünü savunmamdır."
burada dünya dışı varlıklara karşı oluşturulması muhtemel, veya konu olarak tartışılmış olmasından bahsedeceğim. aslında konunun tamamen ana temasından saptırılarak, amerikanın veya rusyanın sadece kendi ülkelerini korumak üzerine ve hatta, muhtemel düşmanlarına karşı uzayda bulunan bir silahlı savunma üssü kurma projesidir. maalesef eski amerika başkanı bush, bu konuyu bundan birkaç sene önce gündeme getirmiş ve yürürlüğe sokmuştur. şu anda dünya yörüngesinde amerikan hükümetine ait çeşitli silahlar ile donatılmış bir veya birkaç uydu bulunmaktadır. bunun da haricinde, yine belgeselde görebileceğiniz, çeşitli ay yüzeyi fotoğraflarının nasa veya amerikan milli savunması tarafından bilinçli olarak sansürlenmiş bazı yapılar sözkonusu. bu sansürden üç senaryo çıkartmak mümkün;
1- ayda olduğu rededilen yaşam faaliyeti
2- amerikanın ay yüzeyine yerleştirdiği füzelerin gizli tutulmaya çalışılması politikası (ki en muhtemel senaryodur)
3- ayda insan kolonisi oluşturulup orada yaşamaya başlayabileceğimizin sinyalleri.

tabikii yukarıda yazdıklarım sadece teori veya tahminden ibarettir. ama bana kalırsa en gerçekçi cevap amerikan hükümetinin ay üzerine kurduğu gizli silahlı üssüdür.

bütün bunları niye mi yazdım? hiçbir misyonum veya birşeyim yok. ama şunu hepimizin hatırlaması gerektiğini düşünüyorum, bizler insanız. kişisel farklılıklarımıza o kadar dalmışız ki, insanların birbirlerine olan davranışları destekten ziyade, birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışmasına dönüşmüş. insanlar dünyanın yaşına göre oldukça kısa zaman, üzerinde yaşayıp öldüğü canlıların en uzun süre yaşayanı da değil. sonuçta bu gezegen üzerinde bizin gelecek nesillerimiz de yaşayacaklar. bu konunun inançlar ile bütünleştirilmeye çalışılması veya birlikte anılmasını da savunmuyorum. yorumlarda okuduğum bazı cevaplar bu konuda ne kadar bilgisiz olduğumuzu da gösteriyor. ayrıca bilgilenmekten de ne kadar korktuğumuzu gösteriyor. bu düşünceye sahip insanlardaki korkuyu da merak ediyorum. acaba; dünya dışında yaşamın varolması demek, inançların sonunu mu getirecek? ben böyle birşey olacağına ihtimal vermiyorum. çünkü böyle birşeyin olmasına izin verecek olan yine insanın kendisidir. bir insanın çıkıp, bütün inançların gerçekdışı olduğunu savunması, ve peşine takacağı birkaç milyon insan ile inançlar yok olmazlar.

size tavsiyem, bir konu hakkında fikirlerinizi söylemeden, paylaşmadan veya belirtmeden önce; medyadan öğrendiğiniz gibi yapmanız yerine, gerçek kaynakları araştırmanız ve öğrenmenizdir. Benim bu yazıyı yazarken temel aldığım tek kaynak bu belgesel değildir. Yıllardır okuduğum diğer kitaplar ve çeşitli yabancı kaynaklardan edindiğim bilgilerin ışığında yazıyorum. interneti önemli bilgilerimiz paylaşmak için dahaçok kullansak, daha hızlı gelişim göstermeye devam ederiz. ama kişisel bilgilerimizle, ve hayatımızdan anılar ile doldurursak interneti, hem harcadığımız zamanın ne kadar önemli olduğunu da hatırladığımızda çok geçmiş olur hem de, interneti de (dünyaya yapmakta olduğumuz gibi) gereksiz bilgilerle dolu bir çöplüğe çevirmekten başka birşeye yaramamış oluruz.

sonuç olarak dünyayı korumamız gerekiyor ve bunu yapmak için ne gerekiyorsa yapmalıyız. herkese mutlu yaşamlar diliyorum.
 

Benzer Konular



Üst Alt