Üstüne gitmek ve düşünmek kavramları kullanılmış pek çok defa.
Bana kalırsa asla ama asla üstüne gitme ve düşünme! Rahat ol! Takma kafana!.. "Ben karanlıktan korkuyorum" cümlesini asla kurma!..
Karanlıkta olmak ile aydınlıkta olmanın aslında psikolojik olarak hiç bir farkı yoktur.
Bak diyelim ki bir öcü gelecek seni ham yapacak!.. Bundan korkuyorsun. Öcü aydınlıkta ham yapamıyor mu? Ya da hayaletler gündüz gözü ortaya çıkamıyor mu? Sen hiç albino cin gördün mü? Ya da ruhlar Amerikalı mı da saat farkından dolayı gece geliyorlar ziyarete? Yoo...
Karanlıkta başına gelebileceğini düşündüğün her şey aydınlıkta da başına gelebilir.
He ruhtur öcüdür odur budur korkuyorsan bunlardan onu ayrıca tartışırız. Ama karanlıkla bunları bağdaştırma.
Öte yandan unutmaman gereken diğer nokta bir şeyi kırk kere söylersen olacağıdır. Eğer takarsan kafaya karanlıkta karşıma bir şey çıkacak diye inan bana eninde sonunda çıkar!
He gerçekten çıkmaz!
Ne olur?
Şuur altın bunu yaratır. Olmayan şeyleri görmeye çıkmamış sesleri duymaya başlarsın.
Düşünsene, yaptığın sigara içmek gibi! Başına gelmeyecek hastalıkları zorla başına çekiyorsun!.. Düşünme yahu, rahat ol!..
Bak ben gece bir ses duyduğumda yataktayken iki şey yaparım.
Ya gider bakarım ne oluyor diye. Ya da döner popomu yatarım.
KAFAYA TAKMAM AMA ASLA!
Sana ikincisini tavsiye ediyorum.
Gecenin karanlığında dikersen kulakları zaten olmadık sesler duyarsın.
Bir de şu altın kuralı asla ama asla unutma:
Hiçbir zaman! Ne olursa olsun! Korku filmi seyretme!