bydexer
Üye
Münevver Karabulut'un annesi konuştu
[h=2]Münevver Karabulut'un annesi Teke Tek'te konuştu: Ceza bir anne olarak beni tatmin etmedi.[/h]
Teke Tek programına konuk olan Münevver Karabulut'un annesi Nagihan Karabulut, "Cem Garipoğlu, babasının tahliye olması için teslim olmaya zorlandı" dedi
İstanbul'da başı kesilerek vahşice öldürülen Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun üst sınırdan aldığı 24 yıl hapis cezası TEKE TEK'te tartışıldı. Genç kızın annesi
[h=4]"BİR ANNE OLARAK TATMİN OLMADIM"[/h]Münevver Karabulut'un annesi Nagihan Karabulut; sanık Cem Garipoğlu'na üst sınırdan ceza verilmesinin bir vatandaş olarak kendisini tatmin ettiğini belirterek,"Bir anne olarak tatmin olmadım tabii. Karar açıklandığında buruk bir sevinç duydum. Karmaşık bir duygu. Dava sonucunda Cem'in haricinde aileden kimsenin ceza alacağını sanmıyordum. Karar okununca inanamadım. Yanlış mı duydum dedim. Bilgisayardan, tutanaktan okuyunca inandım. Ellerimi havaya kaldırım 'yarabbim çok şükür' dedim. Oğluma
Dava sırasında, sanıkların ceza alması konusunda ümitsizliğe kapıldığı anların olduğunu söyleyen Karabulut, "Çünkü sanık indirimden faydalanmak için her türlü şeye başvurdu. Mahkeme heyetini inandırmak, etkilemek için her şeyi yaptı. Ama inandırıcı değildi" diye konuştu.
[h=4]"PARA TALİP ETMEDİK"[/h]Garipoğlu ailesinden para taleplerinin asla olmadığını söyleyen Nagihan Karabulut, aileyle cinayetin ardından da görüşmediklerini kaydetti. "Cem Garipoğlu 32-34 yaşında tahliye olacak. Yolda görseniz ne yaparsınız?"sorusuna Nagihan Karabulut, "Karşılaşacağımızı sanmıyorum. Çünkü onu Türkiye'de tutmazlar, yurtdışına gönderirler. Ama olan kızıma oldu.
[h=4]"CEZA EMSAL OLDU, KAMU VİCDANI RAHATLADI"[/h]Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir ise bu davanın Türk yargı sisteminin sorgulandığı bir dava olduğunu belirterek, "Eğer sanık 18 yaşını bitirmiş olsaydı, cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis olurdu" dedi. Cem Garipoğlu'nun adaletin tecellisine katkı için teslim olmadığını belirten Epözdemir, "İndirimden faydalanmak için pişmanım gibi kalıplaşmış sözler kullandı. Ama mahkeme cinayetinişleniş şekli, kaçışı ve canavarca işlenişi nedeniyle cezayı üst sınırdan verdi. Haksız tahrik uygulamadı. Emsal mahiyetinde bir ceza oldu. Bu cezayla kamu vicdanı bir nebze rahatladı, Türkiye'de adalet varmış dedirtti. Diğer sanıklara da 3 yıl ceza verildi. Bu cezalar paraya çevrilmedi" dedi.
[h=4]"PİŞMANIZ DEMEK HİÇBİR ŞEY İFADE ETMİYOR"[/h]2.5 yıldır zor koşullarda adalet mücadelesi verdiklerini söyleyen Epözdemir, Hüseyin Çapkın'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevine gelmesi, İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü'nün soruşturmayı titizlikle yürütmesinin de olayı aydınlattığını belirterek, şöyle devam etti: "Ancak sanığı teslim olmaya iten, o önemde tutuklu olan babanın tahliye edilmeme ihtimali oldu.
[h=4]REDDİ HAKİM İÇİN HABERTÜRK'E TEŞEKKÜR[/h]Reddi hakim taleplerinin kabul edilmesine de değinen Avukat Epözdemir, "İlk reddi hakim talebimiz kabul edilmedi. Davanın ilk hakiminin Adana Ceyhan'da Hayyam Garipoğlu hakkında verdiği tartışmalı beraat kararının Habertürk'te yer almasından sonra gazete küpürü ile mahkeme hakimine gittik. Kendisi 'böyle bir karar verdiğimi hatırlamıyorum' dedi ancak kısa süre sonra davadan çekildi. Bu kararın alınmasında Habertürk'e teşekkür ediyorum" dedi.
[h=4]BABA NEDEN BERAAT ETTİ?[/h]Cem Garipoğlu'nun babası Nida Garipoğlu'nun beraat etmesinde Adli Tıp'ın hatalı olarak nitelindirdikleri kararının etkili olduğunu söyleyen Epözdemir, "Nida Garipoğlu'na cinayete iştirakten dava açıldı. Evde bulunan gömleğinde kan izi vardı. Cep Garipoğlu yeri temizledim demesine rağmen mahkeme sıçrama, fışkırma ve dokunma ile olduğuna kanaat getirdi. Biz Adli Tıp'ın güvenilir olmadığını söymemize rağmen dosya buraya gönderildi ve Adli Tıp 'çamaşır sepetindeki başka bir kandan bulaşmış olabilir' dedi. Mahkeme de Adli Tıp raporunu esas alarak baba için delil yetersizliğinden beraat kararı verdi. 'Babanın bu suçu işlediği konusunda yeteri delil yoktur' dedi. Ve o iki gömlek hala adli emanette. Babanın mahkum edilmemesinde ceza kanununda anne, baba başta olmak üzere yakınlarının suçluyu teslim etmemesi halinde ceza verilmez hükmü etkili olmuştur" dedi.
[h=4]KAYIP PARA[/h]Cinayet evinden kaybolduğu söylenen 700 bin dolarla ilgili olarak Avukat Epözdemir şunları söyledi: "Kamera kayıtları cinayetin en önemli delili. O kayıtlar manuel olarak silinmiş. Paralar ne kamera kayıtlarında var ne de tutanakta. Bir polis memuru orta katta, içinde 14 bin euro olan çanta bulduklarını anneye teslim ettiklerini söylüyor, diğer polis üst katta içinde 40 bin euro olan parayı anneye verdiklerini söylüyor. Baba ise 30 bin dolar olduğunu ve paranın kendisine verildiğini söylüyor. 700 bin Euro parayı Süreyya Karabulut ortaya atmıştı. Paranın akibeti belli değil. Ortada ciddi bir ihmal var. Bu konuda polis memurları yargılanıyor."
[h=4]"YARGITAY'DAN DA AYNI KARARI BEKLİYORUZ"[/h]Mahkemenin verdiği gerekçeli kararın henüz açıklanmadığını söyleyen Epözdemir, davanın Yargıtay aşamasında da aynı şekilde hakkaniyetli bir karar çıkmasını beklediklerini söyledi. Nida Garipoğlu için verilen kararı ise temyiz edeceklerini sözlerine ekledi.
[h=4]"BEN OLSAM SAVUNMAZDIM"[/h]Kadına şiddet konusunda kampanya yürüten Ankara Baro Başkanı'nın Nida Garipoğlu'nun avukatlığını üstlenmesi konusunda ise Epözdemir, "Savunma hakkı kutsaldır. Saygıyla karşılamak lazım ama ben bir caninin avukatlığını yapmazdım" dedi.
KAYNAK:
Linkleri görüntülemek için kayıt olmalısınız
[h=2]Münevver Karabulut'un annesi Teke Tek'te konuştu: Ceza bir anne olarak beni tatmin etmedi.[/h]
Teke Tek programına konuk olan Münevver Karabulut'un annesi Nagihan Karabulut, "Cem Garipoğlu, babasının tahliye olması için teslim olmaya zorlandı" dedi
İstanbul'da başı kesilerek vahşice öldürülen Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun üst sınırdan aldığı 24 yıl hapis cezası TEKE TEK'te tartışıldı. Genç kızın annesi
Linkleri görüntülemek için kayıt olmalısınız
ile ailenin avukatı Rezan Epözdemir, Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.[h=4]"BİR ANNE OLARAK TATMİN OLMADIM"[/h]Münevver Karabulut'un annesi Nagihan Karabulut; sanık Cem Garipoğlu'na üst sınırdan ceza verilmesinin bir vatandaş olarak kendisini tatmin ettiğini belirterek,"Bir anne olarak tatmin olmadım tabii. Karar açıklandığında buruk bir sevinç duydum. Karmaşık bir duygu. Dava sonucunda Cem'in haricinde aileden kimsenin ceza alacağını sanmıyordum. Karar okununca inanamadım. Yanlış mı duydum dedim. Bilgisayardan, tutanaktan okuyunca inandım. Ellerimi havaya kaldırım 'yarabbim çok şükür' dedim. Oğluma
Linkleri görüntülemek için kayıt olmalısınız
verdim. O da bu cezayla tatmin olmadığını söyledi" dedi.Dava sırasında, sanıkların ceza alması konusunda ümitsizliğe kapıldığı anların olduğunu söyleyen Karabulut, "Çünkü sanık indirimden faydalanmak için her türlü şeye başvurdu. Mahkeme heyetini inandırmak, etkilemek için her şeyi yaptı. Ama inandırıcı değildi" diye konuştu.
[h=4]"PARA TALİP ETMEDİK"[/h]Garipoğlu ailesinden para taleplerinin asla olmadığını söyleyen Nagihan Karabulut, aileyle cinayetin ardından da görüşmediklerini kaydetti. "Cem Garipoğlu 32-34 yaşında tahliye olacak. Yolda görseniz ne yaparsınız?"sorusuna Nagihan Karabulut, "Karşılaşacağımızı sanmıyorum. Çünkü onu Türkiye'de tutmazlar, yurtdışına gönderirler. Ama olan kızıma oldu.
Linkleri görüntülemek için kayıt olmalısınız
40 yıl yatsa ne olur. Kızım bir daha geri gelmeyecek" dedi.[h=4]"CEZA EMSAL OLDU, KAMU VİCDANI RAHATLADI"[/h]Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir ise bu davanın Türk yargı sisteminin sorgulandığı bir dava olduğunu belirterek, "Eğer sanık 18 yaşını bitirmiş olsaydı, cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis olurdu" dedi. Cem Garipoğlu'nun adaletin tecellisine katkı için teslim olmadığını belirten Epözdemir, "İndirimden faydalanmak için pişmanım gibi kalıplaşmış sözler kullandı. Ama mahkeme cinayetinişleniş şekli, kaçışı ve canavarca işlenişi nedeniyle cezayı üst sınırdan verdi. Haksız tahrik uygulamadı. Emsal mahiyetinde bir ceza oldu. Bu cezayla kamu vicdanı bir nebze rahatladı, Türkiye'de adalet varmış dedirtti. Diğer sanıklara da 3 yıl ceza verildi. Bu cezalar paraya çevrilmedi" dedi.
[h=4]"PİŞMANIZ DEMEK HİÇBİR ŞEY İFADE ETMİYOR"[/h]2.5 yıldır zor koşullarda adalet mücadelesi verdiklerini söyleyen Epözdemir, Hüseyin Çapkın'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevine gelmesi, İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü'nün soruşturmayı titizlikle yürütmesinin de olayı aydınlattığını belirterek, şöyle devam etti: "Ancak sanığı teslim olmaya iten, o önemde tutuklu olan babanın tahliye edilmeme ihtimali oldu.
Linkleri görüntülemek için kayıt olmalısınız
yakalanmaması halinde tutuklu baba tahliye edilmeyecekti. Baba da oğluna bu süreçte teslim olması için mektup yazdı. Sanığın ailesi, ilk günden itibaren 'teslim ol' dese inandırıcı olurdu. Sonrasında pişmanız demek hiçbir şey ifade etmiyor. Aile, sırf baba Nida Garipoğlu tahliye olsun diye teslim etme yoluna gitmişlerdir."[h=4]REDDİ HAKİM İÇİN HABERTÜRK'E TEŞEKKÜR[/h]Reddi hakim taleplerinin kabul edilmesine de değinen Avukat Epözdemir, "İlk reddi hakim talebimiz kabul edilmedi. Davanın ilk hakiminin Adana Ceyhan'da Hayyam Garipoğlu hakkında verdiği tartışmalı beraat kararının Habertürk'te yer almasından sonra gazete küpürü ile mahkeme hakimine gittik. Kendisi 'böyle bir karar verdiğimi hatırlamıyorum' dedi ancak kısa süre sonra davadan çekildi. Bu kararın alınmasında Habertürk'e teşekkür ediyorum" dedi.
[h=4]BABA NEDEN BERAAT ETTİ?[/h]Cem Garipoğlu'nun babası Nida Garipoğlu'nun beraat etmesinde Adli Tıp'ın hatalı olarak nitelindirdikleri kararının etkili olduğunu söyleyen Epözdemir, "Nida Garipoğlu'na cinayete iştirakten dava açıldı. Evde bulunan gömleğinde kan izi vardı. Cep Garipoğlu yeri temizledim demesine rağmen mahkeme sıçrama, fışkırma ve dokunma ile olduğuna kanaat getirdi. Biz Adli Tıp'ın güvenilir olmadığını söymemize rağmen dosya buraya gönderildi ve Adli Tıp 'çamaşır sepetindeki başka bir kandan bulaşmış olabilir' dedi. Mahkeme de Adli Tıp raporunu esas alarak baba için delil yetersizliğinden beraat kararı verdi. 'Babanın bu suçu işlediği konusunda yeteri delil yoktur' dedi. Ve o iki gömlek hala adli emanette. Babanın mahkum edilmemesinde ceza kanununda anne, baba başta olmak üzere yakınlarının suçluyu teslim etmemesi halinde ceza verilmez hükmü etkili olmuştur" dedi.
[h=4]KAYIP PARA[/h]Cinayet evinden kaybolduğu söylenen 700 bin dolarla ilgili olarak Avukat Epözdemir şunları söyledi: "Kamera kayıtları cinayetin en önemli delili. O kayıtlar manuel olarak silinmiş. Paralar ne kamera kayıtlarında var ne de tutanakta. Bir polis memuru orta katta, içinde 14 bin euro olan çanta bulduklarını anneye teslim ettiklerini söylüyor, diğer polis üst katta içinde 40 bin euro olan parayı anneye verdiklerini söylüyor. Baba ise 30 bin dolar olduğunu ve paranın kendisine verildiğini söylüyor. 700 bin Euro parayı Süreyya Karabulut ortaya atmıştı. Paranın akibeti belli değil. Ortada ciddi bir ihmal var. Bu konuda polis memurları yargılanıyor."
[h=4]"YARGITAY'DAN DA AYNI KARARI BEKLİYORUZ"[/h]Mahkemenin verdiği gerekçeli kararın henüz açıklanmadığını söyleyen Epözdemir, davanın Yargıtay aşamasında da aynı şekilde hakkaniyetli bir karar çıkmasını beklediklerini söyledi. Nida Garipoğlu için verilen kararı ise temyiz edeceklerini sözlerine ekledi.
[h=4]"BEN OLSAM SAVUNMAZDIM"[/h]Kadına şiddet konusunda kampanya yürüten Ankara Baro Başkanı'nın Nida Garipoğlu'nun avukatlığını üstlenmesi konusunda ise Epözdemir, "Savunma hakkı kutsaldır. Saygıyla karşılamak lazım ama ben bir caninin avukatlığını yapmazdım" dedi.
KAYNAK:
Linkleri görüntülemek için kayıt olmalısınız
