Kalple ilgili herşey

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
.eRCaN.

.eRCaN.

Üye
    Konu Sahibi
Kalple ilgili herşey
KADINLARDA KALP HASTALIKLARI İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ

Yapılan pek çok çalışma yaşam tarzı değişikliklerinin kan basıncını düşürme, kolesterol düzeylerini azaltma, damar tıkanıklıklarını azaltma ya da genel olarak kadınların kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltmada etkili olduğunu gösteriyor. Bunu başarmak için bazı önemli adımlar atmak gerekiyor:

Sigara

Sigara, damar tıkanıklıklarının oluşumunu hızlandırıyor, kan damarlarını daraltıyor, kanda pıhtı oluşumunu artırıyor ve kanın vücuda taşıdığı oksijen miktarını sınırlı yor. Örneğin, tütün dumanındaki kimyasallar, kalp kasına kan getiren koroner atardamarların daralmasına neden oluyor. Bunun sonucunda da göğüs ağrısı ya da anjina oluşabiliyor. Koroner atardamarda oluşan hasarlar kalp krizini hızlandırabiliyor. Ancak, sigarayı bırakır bırakmaz kalp krizi riski düşmeye başlıyor ve 3-5 yıl içerisinde normal düzeylere inebiliyor.

Fiziksel etkinliği artırmak:

Yapılan çalışmalar, kadınların haftada en az üç saat (günde yaklaşık 30 dakika) tempolu yürüyüş yapmakla, daha seyrek yürüyüş yapan kadınlara oranla, kalp hastalığı riskini % 35 azalttıklarını gösteriyor.

Kalp sağlığına uygun beslenmek:

Sebze, meyve, tam taneli tahıl ürünleri, lif ve yağsız proteinlerle zenginleştirilmiş beslenme düzeni çok önemli. Doymuş yağlar, kolesterol ve hidrojene yağlar içeren gıdalardan uzak durmak gerekiyor. Hindistancevizi yağı, kakao yağı, hurma çekirdeği yağı, hurma yağı, kısmen hidrojene olan yağlar ve hayvansal gıdaları da kısıtlı tüketmek gerekiyor. Ayrıca tam yağlı süt ürünleri yerine az yağlı ya da yağsız olanlar tercih edilebilir.

Kiloya dikkat etmek:

Fazla kilo, kalp hastalıkları riskini artırıyor. Gerektiği gibi beslenildiğinde ve yeterli spor yapıldığında, sağlıklı bir vücut kütle indeksine sahip olmak zor değil.

Şeker:

Şeker hastası kadınların kalp hastalığına yakalanma, kalp krizi ya da felç geçirme riski normalden 3-7 kat daha fazla. Bu yüzden şeker hastalığınız varsa kan şekerinizin yanı sıra düzenli olarak kalp sağlığınız açısından da değerlendirilmeniz gerekiyor.

Doğum kontrol hapları:

Sigara kullanıyorsanız ve aynı zamanda doğum kontrol hapı alıyorsanız kalp krizi ve pıhtılaşma sorunları riskiniz artıyor. Bu yüzden özellikle sigara kullananların doğum kontrol hapı kullanmadan önce bir doktora danışması, ayrı bir önem taşıyor.


Türkiye’de 2,8 milyon kişi kalp damar hastası. En yoğun görülen yer ise Marmara Bölgesi. Her yıl 170 bin kişi kardiyolojik rahatsızlıklardan dolayı hayata gözlerini yumuyor. Kalp-damar hastalıkları için en büyük tehdit olarak hipertansiyon gösteriliyor. Ülkemizde 11,8 milyon hipertansiyon hastası var. Yine risk oranını önemli ölçüde artıran sigarayı 30’unu geçmiş her 6 kadın ve her 2 erkekten biri kullanıyor. Günde 10 sigaradan fazla içenler ‘tiryaki’ olarak tanımlandığında, kadınlarda sigara kullanma oranının arttığı da ortaya çıkıyor.

KALBİN DÜŞMANI: STRES

Uzmanlara göre, eğer önlem alınmazsa önümüzdeki on yılda 3 milyon kişi kalp rahatsızlıkları nedeniyle ölmüş olacak. Çünkü kalp rahatsızlıklarını tetikleyen en önemli unsurlardan biri hayat tarzı. Sağlık Bakanlığı’nın Bilkent Üniversitesi işbirliği ile yurt çapında yaptığı araştırmanın sonucuna göre, bir yılda hayatını kaybeden 430 bin kişinin 372 bini hayat tarzını değiştirmediği için ölüyor. Üç yılda tamamlanan çalışmaya göre, eğer Türkiye’de bireyler sağlıklarına dikkat etse toplam ölümlerin yüzde 86’sı önlenebilir nitelikte. Dolayısıyla kalp-damar rahatsızlıkları da sağlıklı yaşam kriterleri yerine getirildiğinde ciddi oranda azalacak. Peki, sağlıklı yaşam tarzı nedir ve nasıl olmalıdır?

Günümüz insanının kalp damar hastalıklarını tetikleyen en önemli sebeplerden biri ‘çağın hastalığı’ olarak tanımlanan stres. Uzun mesailer, birden fazla işle uğraşma, kariyer endişesi, ev alma-satma, çocuk sahibi olma ve bunların yol açtığı yorgunluğa karşı verilen amansız mücadele… Artık sabahtan akşama kadar hatta gece uyurken bile bizi yalnız bırakmayan stres var. Büyük-küçük, mutlu-üzücü, planlı-plansız bütün değişimler zihni ve bedeni uyum gösterme zorunluluğu içine sokuyor, bu da baş edilmesi zor bir strese sebep oluyor. Ohio Üniversitesi’nden Prof. Dr. J. Lavraks, kredi kartı borcu gibi mali kaygıların insan bünyesindeki etkilerini incelediği çalışmasında, bu kişilerde birinci sağlık sorununun kalp krizi olduğunu belirlemiş. Ayrıca aynı bireylerin sigara içmeye ve kilolu olmaya yatkınlık gösterdiğini de saptamış.

‘Önce Kalbim’ isimli kitabın yazarı Kardiyolog Doç. Dr. Ayşe Emre, günümüz streslerinin gelip geçici değil, bilakis kronik olduğunu, işin en kötü tarafının da rahatsızlıkların fiziksel değil zihinsel ve duygusal sebeplerden kaynaklandığını söylüyor. Emre’ye göre stresle başa çıkabilmek aslında mümkün: “Derin nefes almak gerginliği alır, sakinleştirir. Yeterli ve düzenli uyku önemli. Bedenin dinlenebilmesi için günde 7-8 saat uyumak gerekir. Sıcak banyo, sevilen işlerle uğraşmak, müzik dinlemek, masaj, düzenli egzersiz, ibadet etme ve bir terapistle görüşme gevşemeye ve stresi azaltmaya yarayacaktır. Bazen stresin kaynağı kaçınılmaz olabilir. İş kaybı, boşanma, ölüm gibi. Ancak doğru olan sağlıklı beslenerek mücadele etmektir.”

Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre son üç yılda doktor ve yatak başına düşen hasta sayısı yüzde 50 oranında artmış. Yüksek tansiyon hastası da 15 milyon olmuş. Tansiyon hastası adaylarının ise 21 milyon olduğu söyleniyor. Fakat sadece her 12 kişiden biri tedavi edilebiliyor. 55 yaşın altındaki tüm ölümlerin yüzde 80’i ise sigara kaynaklı. Sigara kalp hastalıklarında ölüm riskini iki katına, ani ölüm riskini de 5 katına çıkarıyor. Sigarayı bıraktıktan bir yıl sonra kalp-damar hastalığı tehlikesi yarı yarıya azalıyor, 3-4 yılda da kalp damar sağlığı bakımından hiç içmemiş kişilerle aynı risk düzeyine iniliyor.

HASTANEDEN ÇIKAR ÇIKMAZ HAYATIMI DEĞİŞTİRDİM

Yıllardır alıştığımız yemek keyfi, uyku düzeni ve sigara zevkinden vazgeçmek zor bir süreç gibi gözükse de geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle hayatına bir anda çekidüzen veren ve kendini eskisinden çok daha sağlıklı, genç ve hareketli hissedenler de yok değil. Milli Gazete köşe yazarlarından Mehmet Demirok (58), 10 yıl önce doktora gider ve doktorun ‘Çok şişmansınız, zayıflamanız gerekiyor.’ uyarısına hiç kulak asmaz. Ta ki 2006’nın Şubat ayına kadar… Birden eğilip yatamaz hale gelen Demirok, soluğu Siyami Ersek Hastanesi’nde alır. Öğrenir ki kalp damarları tıkanmıştır. Hemen müdahale edilir, açılır, üç de stent takılır.

‘Hastaneden çıkar çıkmaz hayatımı değiştirdim’ diyen Mehmet Bey, yaşadığı süreci şöyle anlatıyor: “Raftan değil, pazardan beslenmeye başladım. Kilo vermem gerekiyordu. Yemeklerim bir tatlı kaşığı zeytinyağından yapılıyor. Tuz neredeyse kullanmıyorum. 115 kilodan 85’e düştüm. Kendimi ‘18’lik delikanlı’ gibi hissediyorum. Artık merdiven inip çıkarken, yürürken, koşarken zorlanmıyorum, rahatça nefes alabiliyorum. Bazen ‘iyi ki kriz geçirmişim’ demek geliyor içimden.” Mehmet Bey, Türk kültüründen gelen beslenme alışkanlıklarımız olduğuna ve alışma sürecinin ancak aile desteğiyle atlatılabileceğine dikkat çekiyor.

TEDAVİDE ZİRVE: İLAÇ KAPLI STENTLER

‘Hastalık Üreten Yaşam Tarzı Nasıl Değişir?’ isimli kitabın yazarı Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen, tıkalı damarlar açıldıktan sonra hastanın sorumluluklarının arttığını, damarın açıklığını korumak için sağlıklı beslenme, düzenli beslenme, düzenli egzersiz, kiloyu koruyabilme ve stres kontrolü gerektiğini hatırlatıyor. Ayşe Emre de “Damar sağlığı ömür boyu dikkat edilmesi ve korunması gereken bir durumdur.” diyerek yapılan müdahalenin kalp damarını açtığını fakat hastalığı yok etmediğini fakat düzenli bir hayat tarzıyla rahatsızlığın durdurulup hatta geriye de çevrilebileceğini anlatıyor.

Türkiye, kalp teşhis ve tedavi yöntemleri açısından tüm dünya ile başa baş gidiyor. Kardiyoloji Ana Bilim Dalı’nda yeni, pratik, sağlıklı ve geri dönüşümü çabuk, kapalı, damardan girilerek yapılan tüm tedavi yöntemlerine ‘Girişimsel Kardiyoloji’ deniyor. Hastanın sağ kasık bölgesindeki damardan giriliyor ve daralmış damara gelindiğinde balon şişiriliyor. Böylece tıkanan ve kan dolaşımına engel olan damar açılıyor. 3-6 ay içinde damarın tekrar tıkanabilme ihtimalini en aza indirebilmek için de açılan damar içine küçük bir kafesi andıran ‘stent’ takılıyor. Böylece tekrar tıkanma riski yüzde 30-40’lara düşerken yeni çıkan ve her geçen gün daha da geliştirilen ilaçlı stentler sayesinde bu oran yüzde 10’lara iniyor.

Girişimsel Kardiyoloji Çalışma Grubunun bir önceki başkanı Prof. Dr. Ethem Kumbay, ilaç kaplı stentleri kardiyoloji bilim dalı açısından ‘zirve’ olarak değerlendiriyor ve son beş yıldır sürekli yenilenen stentlere dikkat çekerek, “Yeni geliştirilen stentlerin üstü anti-kanserojen ilaçlarla kaplı. İlaç damarın tekrar tıkanmasına sebep olan hücre çoğalmasını engelliyor.” diyor. İLAÇ KAPLI STENTLER

Son üç yıldır girişimsel kardiyolojideki yeni gelişmeler ışığında damar yoluyla kalbe girilip kapak değişimi de yapılıyor. Yaş sınırı konulmuyor. Kalp hastasının iyileşmesi de kısa sürüyor. Risk oranı yüksek hastalarda da ölüm oranı çok daha az oluyor. Fakat maliyetlerin yüksek olması girişimsel yöntemin yaygın olarak uygulanmasını engelliyor. Çünkü cerrahi yönteme göre kapalı müdahalenin fiyatı 15-20 kat artıyor ve 12-13 bin dolara mal oluyor. Devlet, cerrahi müdahalelerdeki tedavi masraflarını karşılarken girişimsel yöntemle yapılan ameliyat masraflarını karşılamıyor, hastalar kendi ceplerinden ödemek zorunda kalıyor. Dünyada da Fransa ve İtalya’nın dışındaki hiçbir ülkede devlet ameliyat masraflarını karşılamıyor. Aslında ortaya konan fiyatlar devletleri haklı çıkarıyor. Çünkü metal bir stent 250 dolarken ilaçlı stentler 2000-2500 dolar arasında değişiyor. Türkiye’de bir yılda takılan 42 bin 500 stentin 12 bin 500’ü ilaç kaplı.

Türk Kardiyoloji Derneği’nden Prof. Dr. Erdoğan İlkay, kapalı yapılan kalp ameliyatlarının geri dönüşüne değiniyor: “Hastane yatağından tasarruf ediyoruz, hastanın hastanede geçirdiği süre kısalıyor, toplumdaki iş gücü azalmıyor. Hasta kapalı müdahalenin ardından 2-3 gün içinde işe başlarken cerrahi müdahale sonrası on gün hastanede, 20 gün de evde dinlenmek zorunda kalıyor.”

KALP HASTASI OLMAK İSTEMİYORSANIZ

• Doymuş yağlar yerine doymamış yağları tercih edin ve yoğun kolesterol içeren gıdaları az miktarda tüketin. Bitkisel yağ ve balık tüketimini artırarak bunu başarabilirsiniz.

• Tuz tüketimine dikkat edin.

• Günde 5-9 değişim miktarında meyve ve sebze tüketin.

• Beyaz un ve şeker başta olmak üzere, basit karbonhidratlardan uzak durun ve tam tahıllı gıdaları tercih edin. İşlenmiş ve yüksek karbonhidratları yiyecekleri oldukça az tüketin.

• Yağlardan alınan kalori miktarını daima kontrol altında tutun. Süt ürünlerinin az yağlılarını ya da yağsızlarını tüketin.


NE ZAMAN KARDİYOLAĞA GİDELİM?

• Daha önce kalp sorununuz olduğu söylendiyse ve kontrol altında egzersiz programı önerildiyse.

• Egzersiz esnasında ya da hemen sonrasında göğsünüzün ortası ya da sol tarafında boyun, omuz, çene, kola yayılan ağrı ya da baskı hissediyorsanız.

• Son bir ay içinde göğüs ağrısı geliştiyse.

• Baş dönmesi ve bunu takiben bayılma hissi oluyorsa.

• Hafif bir egzersiz sonrası bile kendinizi çok fazla nefessiz hissediyorsanız.

• Hipertansiyon ya da kalp durumundan dolayı doktorunuz ilaç kullanmayı önerdiyse.

• Şeker hastalığı gibi dikkat edilmesi gereken tıbbi bir durum olduğunda.

• Orta yaş üzerindeyseniz ve şu ana kadar hareketsiz yani oturgan bir yaşam tarzınız varsa.

KALP HASTALIKLARINA BİTKİSEL TEDAVİ

Koenzim Q10: Kalp yetmezliğinde ya da kalp kasının zayıfladığı durumlarda kas hücrelerine gerekli yakıtı sağlamak için kullanılıyor. Dozu günde 30-150 mg arasında değişiyor. Kalp yetersizliğinde 2-8 hafta sonrasında şikayetlerde düzelme oluyor.

Balık Yağı: Omega 3 yağ asitleri (EPA ve DHA) içerir, kan inceltici etkisi vardır. Kalp atışlarını düzenler ve ani kalp ölüm riskini azaltır.

Nar Suyu: California Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre 3 ay boyunca günde 240 ml. nar suyu tüketen kalp damar hastalarında, kalp kasındaki az kanlanan bölgelerin daha fazla kanlanmaya başladığı gözlemlenmiş.

Sarımsak: Etken maddesi alisin. Bu sarımsağın keskin koku ve tadının da nedeni. Alisin oda sıcaklığında 3 saatte ya da 20 dakikalık pişirme sonrasında parçalanır. Kolesterolü ve tansiyonu düşürücü etkisi vardır. Günlük bir diş önerilir, hap formu da var.

Ihlamur: Çay olarak içildiğinde stres ve endişe kaynaklı kalp sorunlarına, özelikle de ritim bozukluklarına iyi gelir, idrar söktürücü etkisi vardır.

Limon: Stres ve endişe ile ilgili kalp çarpıntılarında 4 limonun suyunu 250 cc suyla karıştırıp hafif soğutun, hatta balla tatlandırın. Bu karışımdan günde 1-2 bardak sizi sakinleştirecektir.

Soğan: Özellikle kırmızı ve sarı soğan ‘Quersetin’ isimli antioksidan madde içerir. Kan inceltici etkisi vardır, yağlı gıda tüketildiğinde bir dilim soğanın bile etkisi olur.

Kereviz: Özellikle zihinsel stres sonrası salgılanan bazı hormonları azaltarak tansiyonu düşürür.

Biberiye: Damar genişletici etkisi vardır. Kalbe ve beyne giden kanı artırır. Spazm önleyici, ağrı giderici, gerginlik azaltıcı ve damar genişletici özelliklerinden dolayı önemlidir.

Yeşil Çay: Kolesterol ve tansiyonu düşürür. Kan inceltici etkisi vardır.

Adaçayı: Kan dolaşımını düzenler. Halsizlik ve yorgunluk giderici etkisi vardır.

Oğulotu: Vücudu saran damarları genişleterek tansiyon düşürür. Kalbi güçlendirir.

KADINLARDA KALP HASTALIĞI

Kalp damar hastalıkları erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da bir numaralı ölüm nedeni. Her ne kadar çoğu kadının korkulu rüyası meme kanseri olsa da her 25 kadından biri meme kanserinden, her 25 kadından ikisi de kalp damar hastalıklarından hayatını kaybediyor. Doç. Dr. Ayşe Emre’ye göre, kalp damar hastalıkları hakkındaki genel bilgilerin çoğu erkek hastalardan elde edilmiş. Oysa sadece kadınlara özel menopoz, hormon tedavisi, doğum kontrol hapı kullanımı, cerrahi müdahale sonrası erken menopozluk dönemi ve doğum esnasında gelişen kalp durumları gibi yalnız kadınlara özel ve kalp hastalıklarını tetikleyen etkenler var. Hatta 50 yaşından genç kadınlarda ilk kalp krizi sonrası ölüm tehlikesi erkeklere göre iki kat fazla. Sigara içen kadınlar içmeyenlere göre altı kat daha fazla kalp krizi riski taşıyor. Üstelik aile içi stresin kadınlarda kalp krizi riskini dört kat, işyeri stresi de iki kat artırıyor.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt