Futbolun Tarihçesi

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Kingmortall

Kingmortall

Üye
    Konu Sahibi
Futbolun Tarihçesi
Türkiye’de futbolun gelişimi - 1: “Meşin Yuvarlakla ilk tanışma”

Futbolun ya da benzeri bir oyun tarih boyunca değişik yerlerde ortaya çıkmış, büyük mücadelelere sahne olmuş ve canlar yakmış hatta canlar almıştır.
Futbolun ya da benzeri bir oyun tarih boyunca değişik yerlerde ortaya çıkmış, büyük mücadelelere sahne olmuş ve canlar yakmış hatta canlar almıştır. Günümüzde milyarları peşinden sürükleyen bu oyunun İngiltere’de ortaya çıkışı ise büyük bir tartışma konusudur. Fransızlar, futbolun atası sayılan La Soule’ü akıncı Normanlar ile İngiltere’ye götürdüklerini iddia etmişlerdir. İngilizler ise, Normanlar’dan önce kendilerinin bu oyunu oynadığını ileri sürmektedir.

İtalyanlara göre futbolu İngiltere’ye Jül Sezar’ın lejyonerleri götürmüş, Londonium’a (Londra) yerleşerek yerli halka bu oyunu öğretmişlerdir. Değerli spor tarihçisi merhum Rüştü Dağlaroğlu ise 1957’de çıkardığı F.Bahçe Tarihi’nde; bu oyunun ilk Türkler tarafından oynandığını iddia etmiş ve: “Futbol denilen sporun düzenli bir şekilde kurallarıyla ilk kez İngiltere’de oynandığı, günümüzde en çok kabul gören görüştür. Ancak bugünkü şekliyle olmasa da çok eski zamanlarda, günümüzden yaklaşık 8 bin yıl önce Türklerin Orta Asya’da bir çok spor türü arasında ayakla oynadıkları ve adına “Tebük” yani tekmelemek anlamına gelen ad taktıkları bir sporu yaptıkları, eski Türk destanlarında yazılıdır.

“Divan-Ül Lugat El-Türk” Türklerin futbol oynadıklarını yazar ve nasıl oynandığına dair bilgi verir. Türkler futbola “Tebük” derlerdi. Timurlenk devrinde kuzu derisinden yapılmış ve hava ile doldurulmuş topların el değmemek ve belirli bir sahanın dışına çıkarılmamak şartı ile ayakla oynandığı “Tarih-i Tümur” da yazılıdır.

Dikkate değer bir nokta, İslamiyetten önce eski Türklerde sporun bir zevk ve ihtiyaç konusu değil, fakat doğrudan doğruya dini bir görev kabul edilmesidir. İşte bu inanç, spora atalarımız tarafından büyük değer ve kutsallık yüklenmesini sağlamıştır. Buna ait örneklere özellikle Çin tarihlerinde sıkça rastlanır.

“La Tartarie” adlı esere göre, Orta Asya’da Tsang’da kız ve erkeklerden kurulu karma takımların futbol maçlarını seyreden Hiutan adlı bir Çinli demiştir ki:
“Büyük mabetlerin avlularında sık sık ayak topu maçları yapılır. Topa el ile dokunulmaz. Ya ayak, başla vurulur ve rakip kaleden içeri sokmaya çalışılır. Türk kadınlarının erkekler gibi savaşçı olmalarının sebebini bu futbol maçlarında verdikleri mücadele ruhu ve azmi ile açıklamak mümkündür.”

Diğer bir Çinli Song-Wen, yine Orta Asya’da Kivişka’da yapılan Türk spor bayramlarını görmüş ve şöyle aktarmıştır:
“Mabetlere bağlı spor kulüpleri sık sık büyük bayramlar organize ederler. Aralıksız 3 gün ve 3 gece devam eden bu bayramlarda pehlivanlar güreşir, insanlar koşar, atlar koşturulur, top oynanır, oklar atılır. Bir atlas kumaş üzerine konan küçük hedefe oku nişanlayan, o ülkenin bir günlük kralı ilan olunur ve o gün için bir kralın bütün haklarını kazanır.”

Yine Çin tarihleri yazar ki; Türk Hakanları, savaşa girmeden önce, sonucu yaptırdıkları futbol maçları ile öğrenmeye çalışırlardı. Maçın hakemi takımlardan birini niyet ederdi. Eğer niyet edilen takım galip gelirse savaş kazanılacak, kaybederlerse mağlup olunacak demekti. Maç kazanılınca, savaşa başlamadan önce, mabette her spor gibi futbolu temsil eden ilahenin huzurunda büyük merasimle bir beyaz at kurban edilirdi. Ölen Türk Hakanlarının mezarları önünde top oynanması futbolun taşıdığı kutsallığın derecesine bir ölçüdür.

Fakat tüm bunlara rağmen, Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Türklerin “Tebük” oyununu beraberinde getirmedikleri de bir gerçektir. Ne yazık ki 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Türklerin futbolla hiçbir ilgileri yoktu.” demiştir.

Kaynağı neresi olursa olsun, İngiltere’de 12. yüzyıldan itibaren futbol oynanmaya başlanmıştır. Halk da, soylular da bu oyunu çok sevmiştir. Ancak giderek köyler, kasabalar arasında büyük bir rekabet, önemli bir çatışmaya dönüşen futbol bu yüzden 13 Nisan 1314 tarihinde Kral II. Edward’ın fermanıyla bütün ülkede yasaklanmıştır. II. Edward bu fermanında halka şöyle seslenmiştir:
“Büyük bir topla şehir içinde gürültüler yapıldığı, Tanrı korusun bir çok kaza, facia ve hasara sebebiyet verileceği anlaşıldı. Tanrı ve Kral adına şehir ve kasaba içinde top oynayanlar en şiddetli cezalara çarptırılacaklardır.”

Bu fermanla birlikte futbol adeta lanetlenmiş, futbol oynayanlara da kötü gözle bakılmaya başlanmıştır. Ünlü tiyatro yazarı Shakespeare’in “Kral Lear” adlı eserinde aynı görüş şöyle dile getirilmektedir:
“You base, football player! (Seni aşağılık futbol oyuncusu!)”

Ancak bu yasaklamalar ve aşağılamalar, İngilizlerin futbola olan sevgisini ortadan kaldıramamıştır. Zamanla İngiltere’de futbol yaygınlaşmaya ve gelişmeye devam etmiştir. Öyle ki; 17. yüzyılda İngiltere’de krallar futbolu teşvik etmeye başlamışlardır.

1848’de mevcut futbol kuralları “Cambridge Kuralları” adı altında birleştirilmiş ve bu bütünlük tüm ülkede bir futbol standardının oluşmasına yardım etmiştir. Böylece ilk okullar arası futbol maçları düzenlenmeye başlanmıştır. 1857’de ilk futbol kulübü “Sheffield Club” kurulmuştur.

TÜRKİYE’DE FUTBOL

Modern futbolun Türk toplumuna girmesi 19. yüzyılın sonlarına rastlar. Futbol oyunu o dönemde; halkın bir araya gelmesini engellemek amacıyla dini yasaklar kisvesi altında ne yazık ki Müslüman Türkler arasında gelişmemiştir. Futbol, Osmanlı toprakları üzerinde ilk kez gayrimüslimler ve ülkede yerleşmiş bulunan yabancı uyruklular tarafından oynanmıştır.

Sosyal ve idari bakımdan başşehir İstanbul’a uzak ve rahat olan iki şehir, Selanik ile İzmir futbol oyununun Türkiye’de ilk taraftarlarını bulduğu yerlerdir. 1875 yılında Selanik’te, 1877’de de İzmir’de bu oyun hafta tatillerinin ve yaz akşamlarının en büyük eğlencesi olmuştur.

İzmir’in Bornova semtinde, buraya yerleşmiş bulunan ve pek çoğu tütün ve pamuk ticaretiyle uğraşan İngiliz aileleri arasında Bornova çayırlarında futbol oynanmaya başlamıştır. Bu ünlü aileler arasında Lafontaine’ler, Giraud’lar, Whittall’ler ve Charnuad’lar ön planda yer almaktaydılar. Türkiye’de ilk futbol maçları böylece, bu sporun İngiltere adasında doğmasından yaklaşık 40 yıl sonra Ege’de oynanmaya başlamıştır.

Bu İngiliz aileler, Bornova çayırlarında ilk futbol maçlarını oynamaya başladıkları günlerde, “Football and Rugby Club” adını taşıyan ilk futbol kulübünü de kurmuşlardır.

Türkiye’de oynanan bu ilk futbol maçları, İngilizlerin bir aile eğlencesi gibi görünmesine rağmen, bu İngilizlerin arasında çok iyi futbolcuların bulunduğu da bir gerçektir. Lafontaine, Giraud, Whittall ve Charnaud ailelerinin oldukça kalabalık olan fertleri kendi aralarında iki takım oluşturmuşlar ve ilk futbol maçları işte bu iki takım arasında gerçekleşmiştir. İngilizler 1894’te İzmir’de “Football Club Smyrn”i kurmuşlar ve zamanla İngilizlere bazı Rum gençleri de katılmıştır.

Selanik’te ise İngiliz, Rum ve İtalyan gençleri arasında büyük bir futbol rekabeti başlamıştır. 1891’de “Cycling Club” kurulmuş, atletizm, bisiklet ve futbol alanında önemli faaliyet göstermişlerdir. Bu kulübün ilk sporcuları arasında bir Türk, Kemal (İren) Bey’de bulunmaktadır. 1896’da “Sporting Club’un kurulmasıyla futbolda rekabet ortamı başlamıştır. Kırmızı-Beyaz ve Mavi-Beyaz formalarıyla Cycling ve Sporting kulüpleri her yıl iddialı futbol maçları düzenlemişler, atletizm, bisiklet ve jimnastik yarışmalarıyla da halka spor sevgisini aşılamışlardır.

Selanik ve İzmir’de futbol öylesine gelişmiş ve sevilmiştir ki, 1906 yılında Atina’da düzenlenen Ara Olimpiyatları’nda Danimarka karması birinci olurken İzmir Karması ikinciliği, Selanik Karması da üçüncülüğü kazanmışlardır. Ara Olimpiyatlar’ın resmi kayıtlarına göre İzmir ve Selanik karmalarında şu futbolcular oynamıştır:

İZMİR KARMASI: Edwin Chernaud- Zare Kuyumciyan, Edward Giraud, Jacques Giraud, Henry Jolly, Ferrey de la Fontaine- Donald Wihttall, Alfred Whittall, Godfrey Whittall, Herbert Whittall, Edwin Whittall.

SELANİK KARMASI: G.Vaporis- N.Pindos, A.Tagos- N.Panzikis, Y.Kuri, G.Sotiryadis- V.Zarkadis, D.Mişiropulos, A.Karambuidis, Y.Abot, Y.Salidakis.

Futbolun Tarihçesi

İnsanoğlunun "top" ile oynamaya başlamasının tarihi çok eskilere dayanıyor. Mısır'da mezarlardaki duvar resimlerinde ayakla top oynayan insan figürlerine rastlanmıştır. Hatta bu zamandan kalma, 7.5 cm çapında deri veya ketenden yapılmış toplar 2500 yıl önceden günümüze kadar ulaşmıştır ve kimi müzelerde sergilenmektedir. Homeros da "Odiesa"da top oyunlarından bahseder. M.Ö 2500 yıllarında da Çin'de yere dikilmiş iki mızrak arasından bir topu tekmelemek suretiyle geçirmeye çalışarak talim yapıldığı bilinmektedir.
Orta Asya Türklerinin de kız ve erkeklerden kurulu karma takımlarla, topa elle dokunmadan, sadece ayak ve kafa ile vurularak rakip kaleden içeri atmaya çalışarak bir oyun oynadıklari kaynaklarda yer alıyor. İçlerinde Kaşgarlı Mahmut'un da bulundugu pek çok tarihçinin kitaplarında da Türklerin oynadığı "Tepük" isimli bir oyundan bahsedilir. Bu oyunun söylenen kuralları günümüz futbolununkilere oldukça benzer. Elle oynamak yasaktır, faullü hareketler tespit edilmiştir, top oyun alanının dışına çıkamaz...


Futbol tarih boyunca hemen hemen bütün medeniyetlerde benzer biçimlerde boy gösterdikten sonra bugünkü haline en yakin şeklini 17. yüzyılda İngiltere'de almıştır. Daha sonraki gelişimi ise şöyle gösterilebilir:

1841 - Futbol topunun tam bir küre biçiminde olmasının kabulü

1848 - "Cambridge kuralları" adı altında futbol kuralları toplanmış ve bu kurallarla ilk futbol maçı Cambridge'de ögrenciler arasında ilk futbol maçının oynanması.

1855 - Bir İngiliz takımının ilk kez yurt dışına çıkarak futbol oynaması ve böylece Almanya'da futbolun temelini atması

1857 - İngiltere'de ilk futbol kulübü Sheffield Club'in kurulması.

1863 - İngiltere Futbol Federasyonu'nun ve böylece modern futbolun doğuşu.

1870 - Portekiz'de oturan İngilizlerin burada futbolu yaymaya başlamaları.

1871 - "Kral Kupası" veya "İngiltere Federasyon Kupası" nın başlaması

1872 - "İngiltere-Iskoçya" : ilk milli maç.

1875 - Kalelere üst direk konulması ve topa kafayla vurulmasına izin verilmesi

1876 - Korner kuralının kabulü

1879 - Glasgow'dan Darwen'e para teklifiyle futbolcu getirilerek profesyonellik yolunun açılması.

1882 - Futbol kurallarında değişiklik yapmaya yetkili "International Board"un kurulması

1885 - Profesyonelliğin İngiltere'de resmen kabulü

1886 - Ofsayt kuralının kabulü

1889 - Danimarka ve Hollanda'da futbol federasyonlarının kurulması

1890 - Futbol maçlarında tam yetkinin hakemlere verilmesi

1891 - Penaltının kabulü

1893 - Amerika'da ilk futbol federasyonunun Arjantin'de kurulması

1895 - İngiltere'de bayanların ilk futbol maçını oynaması

1899 - Sürenin 90 dakika, ölçülerin 118.4 x 91.4 olarak belirlenmesi

1901 - Sheffield United - Tottenham Hotspur federasyon kupası finalini 110.802 kişinin izlemesi.

1902 - İngiltere dışında oynanan ilk milli maçta Avusturya'nın Macaristan'ı 5-0 yenişi.

1903 - Averajın kabulü

1904 - Belçika, Fransa, Danimarka, Hollanda, İspanya, İsveç, İsviçre'nin FIFA'yı kurması

1906 - Kıtalar arasi ilk milli maçta Güney Afrika'nın Brezilya'yı Brezilya'da 5-0 yenişi.

1907 - Kendi sahasında bulunan bir futbolcunun ofsayt sayılmamasının kabulü

1908 - Londra Olimpiyat Oyunları'nda futbolun ilk kez olimpiyat oyunlarında yer alması.


FUTBOLUN TÜRKİYE'YE GELİŞİ

Modern futbolun İngiltere'den çıkarak yayılması sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun belli başlı ticaret limanlarındaki kentlere yerleşen İngilizler futbolu ülkemize sokan kişiler olmuşlardır. İstanbul, İzmir, Selanik futbolun oynandığı ilk 3 şehir olmuştur. Buralarda İngilizler futbol oynarken Rumlar da onlara katılmışlar ve hem futbol oynayanlar hem de takımlar önemli sayıda artmıştır. Osmanlı topraklarında ilk futbol maçının 1875'te Selanik'te oynandığı bilinmektedir. 1877 yılında ise İzmir'in Bornova çayırlarında futbol maçları yapılmıştır. Ancak, bu sıralarda Müslüman gençlerin futbol oynamaları hoş karşılanmayacağı için Türklerin futbol oynamaları için biraz daha süre geçmesi gerekmiştir. İzmir'de ilk futbol kulübü 1894 yılında İngilizler tarafındankurulmuş ve adı "Football Club Smyrna" olmuştur. İstanbul'da futbol oynanmaya başlanması ise ancak 1895 yılında Kadıköy ve Moda'da olmuştur. İzmir'den İstanbul'a göçen İngilizler burada futbol oynamışlardır. Buradaki Rumlar da futbola merak salmışlardır ve futbol İstanbul'da çok büyük bir hızla yayılmıştır. 1897, 1898, 1899, 1904 yıllarında İzmir karması ve İstanbul karması 4 maç oynamışlar ve bunların tümünü İzmir karması kazanmıştır. 1906 yılında Atina'da düzenlenen "Ara Olimpiyat"ta İzmir karması ve Selanik karması yer almıştır. İzmir karması bu turnuvada 2., Selanik karması da 3. olmuştur. İzmir karması İngilizlerden, Selanik karması ise Rumlardan oluşuyordu.

TÜRKLERIN FUTBOL OYNAMASI

Futbol oynayan ilk Türk 1898 yılında İzmir'de İngilizlerle beraber futbol oynayan Selim Sırrı Tarcan olmuştur. Ancak kendisine "İlk Türk futbolcusu" diyemeyiz. İlk Turk futbolcusu Fuat Hüsnü Bey'dir. İstanbul'da futbolu İngilizlerden görerek merak salan Fuat Hüsnü Bey, daha sonra arkadaşlarını ikna ederek ilk Türk futbol takımını kurmuştur. "Black Stocking" adı alan takım Rumlarla bir maç yapmış ve bu maçı 5-1 kaybetmiştir. Kaçabilenler kaçmış, kaçamayanlar yakalanmıştır ve böylece ilk Türk futbol takımının ömrü uzun olmamıştır. Fuat Hüsnü Bey daha sonra İngilizlerin kurduğu Kadıköy takımında "Bobby" takma adıyla oynamıştır.

TÜRK FUTBOLUNDA İLK KULÜPLER

"Black Stocking" takımının başarısızlığından sonra Türkler uzun süre futbol oynayamamışlardır. Ancak, kimse de bu oyunun cazibesinden kendilerini kurtaramamışlardı. Türkiye'de kurulan kulüplerin hemen hemen hepsi futbol kulübü olarak kurulmuştur. Bir önemli istisna "Beşiktaş Jimnastik Kulübü"dür. İlk futbol kulübü ise "Galatasaray"dır.

İSTANBUL KULÜPLERİ :

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ

1907'de Kadıköy'de kurulmuştur. İlk olarak Sarı-Beyaz renkleri seçen Fenerbahçe daha sonra Sarı-Lacivert renkleri kullanmıştır. 1908-1909 sezonunda İstanbul Ligine katılan Fenerbahçe ilk şampiyonluğunu 1911-1912 sezonunda kazanmıştır. İşgal yıllarında düşman askerlerin takımlarına karşı aldığı başarılarla gönüllerde taht kuran Fenerbahçe Galatasaray'la birlikte en çok taraftara sahip iki takımdan biri olmuştur.

GALATASARAY SPOR KULÜBÜ

Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) ögrencileri tarafindan 1905'te kurulmuştur. İlk başlarda Kırmızı-Beyaz renkleri seçen Galatasaray, daha sonra Sarı-Siyah ve son olarak da Sarı-Kırmızı renklerle sahaya çıkmıştır. İlk maçını Barhau İngiliz gemisiyle yapan Galatasaray 1906-1907 sezonunda İstanbul Futbol Ligine katılmıştır. 1908-1909 sezonunda da bu ligde şampiyon olmuştur. 1911 yılında Romanya ve Macaristan'a giderık yurt dışında Türk futbolunu temsil eden ilk takım olmuştur. Bükreş'te Bükreş karmasını 11-1 yenmiştir.

BEŞİKTAŞ JİMNASTİK KULÜBÜ

1903 yılında "Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü" adıyla kuruldu. Barfiks, paralel, halter, güreş, boks ve aletli jimnastik, eskrim dallarında faaliyet göstermişlerdir. Bir süre sonra adı "Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü" olmuştur. Futbolun oynanması ise 1910'lu yıllarda başlamıştır. Önceleri Kırmızı-Beyaz olan renkleri daha sonra Siyah-Beyaz olarak değiştirilmiştir. Çeşitli dallarda büyük başarılar kazanmasına rağmen Beşiktaş futbolda 1920'li yıllarda aldığı seri başarılarla adını duyurmuştur.

KADIKÖY FUTBOL KULÜBÜ
İngilizlerin kurduğu Kadıköy, İstanbul'un ilk futbol kulübüdür. 1905-1906 ve 1906-1907 yıllarında İstanbul Liginde şampiyon olmuştur.

MODA FUTBOL KULÜBÜ
1903 yılında İngilizlerce kurulmuş, 1907-1908'de şampiyon olmuştur.

ELPIS FUTBOL KULÜBÜ
1904 yılında Kadıköylü Rumlar tarafından kurulmuş, ligde hiç bir zaman başarılı olamamıştır. IMOGENE FUTBOL TAKIMI İngilizlerin aynı adı taşıyan gezi gemisinin mürettebatının oluşturduğu bir takımdı. 1904-1905 şampiyonu oldu.

TATAVLA HERAKLIS JIMNASTIK KULÜBÜ
1896 yılında önceleri jimnastik, atletizm, güreş dallarında faaliyet göstermek üzere kurulmuştur, 1910'lu yılların sonunda futbol da oynanmaya başlanmıştı. Halen "Kurtuluş Gençlik Kulübü" olarak faaliyetini sürdürmektedir.

ANADOLU SPOR KULÜBÜ
1908 yılında Burhan Felek ve arkadaşlarının girişimiyle kurulmuştu. Halen faaliyetlerini sürdürmektedir.

VEFA TERBİYE-İ BEDENİYYE KULÜBÜ
1908'de, üç takımın birleşmesiyle oluşan kulüp İstanbul'un belli başlı kulüplerinden biri olmuştur.

BEYKOZ ZİNDELER İDMAN YURDU
Beykoz Sark İdman Yurdu ve Beykoz Zindeler Yurdu'nun birleşmesiyle oluşan kulüp, uzun yıllar başarılar kazanmıştır.

SÜLEYMANİYE TERBİYE-İ BEDENİYE KULÜBÜ
1911 yılında kurulmuştur.

ANADOLUHİSARI İDMAN YURDU
1912 yılında kurulmuştur.

HİLAL SPOR KULÜBÜ
1912 yılında kurulmuştur.

TELEFONCULAR
İstanbul Telefon Şirketinin İngiliz teknisyen ve işçileri 1912'de kurmuştur, 1914'te harp hali nedeniyle hükümetçe kapatılmıştır.

ALTINORDU İDMAN YURDU
1910 yılında Galatasaray'a kardeş kulüp olarak kurulan Progress International, 1914 yılında bu adı almıştır. Dahiliye Naziri'ni başkanlığa getirerek hem mali destek sağlamış hem de hükümetten destek alarak cepheye asker yollamayan tek kulüp olmuştur. Mali yönden kuvvetlenince yaptığı transferlerle İstanbul liginde şampiyonluk da kazanmıştır.

PERA SPOR KULÜBÜ
1914 yılında bir Rum kulübü olarak kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı sonunda kaçmayan Rumlar "Beyoğluspor" adıyla kulübün yaşamını sürdürmüşlerdir.

İTTİHAT SPOR KULÜBÜ
1920'de Altınordu'dan ayrılanlar tarafından kurulmuştur. Ömrü pek uzun olmamıştır.

DARÜŞŞAFAKA
Darüşşafaka Lisesi öğrencileri tarafından kurulmuştur.

BEYLERBEYİ SPOR KULÜBÜ
1919 yılında kurulmuştur.

MAKABİ SPOR KULÜBÜ
1913 yılında Museviler tarafından kurulmuştur. 1930'lu yılların sonunda faaliyetini bitirmiştir.

EYÜP SPOR KULÜBÜ
1917'de kurulmuştur. Halen faaliyetlerini sürdürmektedir.

KASIMPAŞA SPOR KULÜBÜ
1921'de kurulmuştur. Halen faaliyetlerini sürdürmektedir.

TOPKAPI İDMAN YURDU
1921'de kurulmuştur.

ARMSTRONG-VICKERS
1912'de aynı adlı İngiliz firmasının memur, teknisyen ve işçileri tarafından kurulmuştur. 1914'te hükümetçe kapatılmıştır.

TÜRK İDMAN OCAGI
1912'de kurulmuştur. 1.Dünya Savaşı sırasında kapanmıştır.

SARIYER SPOR KULÜBÜ
1923'te kurulmuştur.

İSTANBUL SPOR KULÜBÜ
İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri tarafşndan 1926'da kurulmuştur.

KARAGÜMRÜK SPOR KULÜBÜ
1926'da kurulmuştur. Halen faaliyetini sürdüren kulüp büyük başarılar kazanmıştır.

FERİKÖY SPOR KULÜBÜ
1927'de kuruldu.

GÜNEŞ SPOR KULÜBÜ
1923'te çok güçlü futbolcularla kurulan kulüp 10 yıldan fazla bir süre varlığını sürdürdü.

İZMİR KULÜPLERİ

KARŞIYAKA SPOR KULÜBÜ

1912 yılında "Karşıyaka Terbiye-i Bedeniyye Kulübü" adıyla kuruldu. İzmir'in işgali sırasında tüm İzmir takımları gibi faaliyetini bir süre kestikten sonra yeniden canlanan Karşıyaka , öncelikle "Karşıyaka Gençlerbirliği" , daha sonra "Karşıyaka Spor Kulübü" adlarını aldı. 'K' , 'S' , 'K' harflerinin eski dilde okunuşlarından oluşan "KAF-SİN-KAF" sözüyle ölümsüzleşti ve Türk futbolunun en başarılı kulüplerinden oldu.

ALTAY SPOR KULÜBÜ

1914'te "Hilal" adıyla kuruldu. Kısa süre sonra "Altay" adını aldı. İşgal sırasında faaliyetlerine ara verdikten sonra yeniden çok güçlü bir şekilde futbola başlayan Altay, 1923-1924 sezonunda ilk İzmir Futbol Ligi'nin şampiyonluğunu kazandı. Daha sonraki yıllarda da başarılarına devam eden Altay 1. Profesyonel Futbol Ligi'nde 3 büyüklerden sonra en çok kalan takım ünvanına sahiptir. 2. lige düştüğü 2 sezonda da hemen o sene 2.lig sampiyonluğunu kazanarak 1. lige dönmüştür.

İZMİR İDMAN YURDU

1919'da Yunan işgali sırasında işgalcilere karşı bır hırsla kurulan kulüp, Rum takımlarına karşı aldığı başarılarla adını duyurmuştur. Çok ünlü kişilerin oynadığı futbol takımında eski başbakanlarımızdan Adnan Menderes de yer almıştır. İzmir kurtulduktan kısa süre sonra dağılmıştır.

ALTINORDU SPOR KULÜBÜ

1923'te Altay'dan ayrılan bazı futbolcular tarafından kuruldu ve kısa sürede büyük başarılar kazandı. İzmir'in en başarılı kulüplerinden biri olan Altınordu, günümüzde yaşadığı bazı sorunlara rağmen Türk futbolunda çok önemli bir yere sahiptir.

İZMİRSPOR

Türkiye'de futbol ilk defa 1900 yılında İzmir'de başlamıştır. Bu tarihte ülkemizde kurulan ilk kulüpler ise azınlıkların İzmir'de kurmuş olduğu Panoinios, Apollon ve Peleops kulüpleridir. Azınlıkların kurduğu bu takımlar sayesinde futbolla tanışan İzmir halkı 1912 yılında Karşıyaka Kulübü'nü 1914 yılında da Altay Kulübü'nü kurarak Türk Futbolu'nun temellerini atmışlardır. Bunun ardından yine azınlıkların kurduğu Garibaldi ve Maccabi takımlarıyla birlikte kulüp sayısı da hızla artarak, ülkenin diğer yörelerindeki futbol hareketlerine öncülük edilmiştir. Türkiye'de futbolun resmi organizasyonu ise 1923 yılında Türkiye Futbol Federasyonu'nun kurulmasıyla sağlanmıştır. İşte İzmirspor Kulübü'nün kuruluşu da bu döneme isabet eder.

Bugünki adıyla İzmirspor Kulübü, 1923 yılında Eşrefpaşa semtinin ileri gelenleri tarafından, muhitin gençlerine yararlı faaliyetler kazandırmak amacıyla Turuncu-Siyah renklerle ve Altınay Kulübü adıyla kurulur. Bundan birkaç ay sonra Eşrefpaşa semtinin alt tarafında Altıntaş'ta kurulan Kırmızı-Siyah renklere sahip Sakarya Kulübü ile Altınay Kulübü zamanla semt içi sıkı bir rekabete girişirler. İki kardeş ekibin arasındaki bu tatlı rekabetin gittikçe sertleşmesi üzerine camianın ileri gelenleri bunları ortak bir çatı altında birleştirmeyi uygun görürler. Yapılan ortak çalışmalar sonucunda, 28 Kasım 1930 tarihinde, Altınay ve Sakarya kulüpleri bir çatı altında birleştirilerek İZMİRSPOR kurulur. Bu yeni takımın renkleri de çekirdeğini oluşturan eski kulüplerden tamamen farklı olarak MAVİ-BEYAZ 'dır. Oluşturulan bu karma ekip, aynı zamanda iki camianın bir araya getirilmesinin gücünü de kendisinde toplayarak, başarılı ve güçlü bir ekip olmuştur.

İzmirspor adıyla yapılan ilk resmi maç ise, 23 Ocak 1931 tarihinde Alsancak Stadı'nda o zamanın yine bir İzmir ekibi olan Türkspor ile yapılmış ve bu maç da 5-0 gibi farklı bir sonuçla kazanılmıştır. Daha sonra İzmirspor takımı, 30 Mayıs 1931 yılında Yunanistan'ın Sakız Adası'na giderek burada ilk dış temaslarını gerçekleştirir. Burada, adanın güçlü ekiplerinden Lelaps ve Astrips takımlarıyla bir dizi maçlar yapılır.

Yine aynı yıl 29 Ekim 1931 tarihinde İzmirspor için diğer önemli bir olay daha gerçekleşecektir. Bu tarihte, Malül Gaziler Kupası'nda Karşıyaka futbol takımı ile yapılacak olan bir maç için, zamanın Birinci Ordu Komutanı olan, Fahrettin Altay Paşa, diğer askeri erkan ve yine zamanın İzmir Valisi Kazım Dirik Paşa da maçı seyretmeye gelirler. Soyunma odasında futbolculara moral vermek isteyen Fahrettin Altay Paşa, yurt dışından getirilen Mavi-Beyaz çubuklu formaları görünce, bunların yıllarca karşısında savaşlar verilen Yunan bayrağına benzediğini düşünmüş ve bu renklerin acilen değiştirilmesini istemiştir. Bunun üzerine takım, acilen İzmir (Atatürk) Lisesi' nden getirilen Sarı-Mor formalarla maça çıkmış, daha sonra da takımın forma renginde küçük bir değişiklik yapılarak bugünkü renkleri olan LACİVERT-BEYAZ renkler kabul edilmiştir.

Türkiye'de futbolun diğer yörelerde de hızla gelişmeye başlamasıyla, hepsi birer semt takımları halinde olan İzmir takımlarının diğer illerle rekabet gücünü arttırmak amacıyla 1937 yılında birleştirilmesi fikri ortaya atılır. Bu fikir çerçevesinde kulüplerin ileri gelenleri bir araya gelerek yaptıkları bir dizi çalışmalar sonucunda; İzmirspor ve Göztepe birleşerek DOĞANSPOR, Altınordu-Altay ve Bucaspor bierleşerek ÜÇOK, Bornovaspor ve Karşıyaka birleşerek YAMANLAR kulüplerini oluştururlar. Fakat bu birleşme de çok verimli olmaz ve ekipler kendi kimliklerinde bir türlü feragat edemedikleri için sezon sonunda birleşme tekrar dağılır. Bu dağılmadan sonra İzmirspor, kısa bir süre ATEŞSPOR adıyla faaliyetine devam ettiyse de sonunda bu gün kadar İzmir'imizin adını taşıyan tek ekip olarak yaşamını sürdürmeyi başarmıştır.

Önceleri mahalli ligler halinde oynanan Türkiye Ligi karşılaşmalarının Milli Lig haline getirilmesiyle, Türkiye Futbol Ligleri kurulur. Türkiye Birinci Futbol Ligi tarihinde ilk resmi lig maçı, İzmirspor ile Beykoz kulüpleri arasında oynanmış ve hakem olarak Osman YEŞEREN tarafından yönetilmiştir. 21 Şubat 1959 tarihinde oynanan bu tarihi maçta İzmirspor Beykoz'u 2-1 yenerek Türk futbol ligi tarihine geçer. Ayrıca resmi liglerdeki atılan ilk gol de yine bu maçta İzmirspor'lu Özcan ALTUĞ tarafından, Beykoz kalecisi Sıtkı'ya atılan goldür.

İzmirspor futbol takımı, o yıllardan beri yıllarca Türkiye Birinci, İkinci ve Üçüncü liglerinde mücadeleler vermektedir. Bunların içinde sevinçili ve üzüntülü çeşitli dönemler geçirmiştir. Türkiye Birini Ligi'nde 9 yıl mücadele etmiş ve ligde zaman zaman ses getirecek başarılara da imzalar atabilmiştir.

1946-1948 yılları arasında kulübün bu günki merkez yönetim binası, spor okulları, halı sahalar ve spor ve düğün salonlarının bulunduğu arazi İzmir Belediyesi'nden satın alınmıştır. Buraya o yıllarda sadece bir semt sahası ve kulüp binası yapılabilmiş daha sonra 1973 yılında bugünkü modern binalar ve tesisler kurulmuştur. Eski idman tesislerinin bulunduğu yıllardaki adıyla " Talebe Çayırı " denilen bu tesislerden seneler boyunca Metin Oktay, Tarık Gencay, Seyfi Talay, Samiz Özok, B.Mustafa ve onlar gibi unutulmaz futbolcular yetişmiştir. Bunlardan Metin Oktay futbolda bütün Türkiye'nin gururu olmuştur. İzmirspor ve Galatasaray formaları altında sadece lig maçlarında toplam 217 gol gibi bir rekorun da sahibidir.

Talebe Çayırı'nın imara açılmasıyla aynı yere çevre halkının Gökdelen adını verdiği apartman siteleri ve bugünki merkez binalar yapılır. Daha sonra bu apartmanların önemli bir bölümünün satılmasıyla da 1975 yılında, bu gün için paha biçilemeyen İnciraltı arazisi satın alınır. Daha sonra buraya kurulan ve yakın tarihimize kadar bir çok bölümünün yapımı devam etmiş olan bu arazide bugün, İzmirspor'un tüm ekibiyle konaklama ve kamp yapabileceği meşhur İnciraltı tesisleri mevcuttur. Bu sayede İzmirspor kulübü çok sayıda sporcusunu bir arada kampa alabileceği, konaklama ve beslenme ihtiyaçlarını karşılayabileceği, ayrıca tertemiz bir havada yeşillikler içinde idman yapabileceği Türkiye'de çok az kulübün sahip olabildiği bir ayrıcalığa sahiptir. İzmirspor camiası bu sayede, kulüplerin kendi kamp ve idman tesislerine sahip olması konusunda ülke çapında da bir ilke imza atmış olmanın haklı gururunu yaşamaktadır. Resmi anlamda ilk defa 1978 yılında oluşturulan Spor Okulları çatısında, kulübün Hatay-Bahçelievler ve İnciraltı'ndaki tesislerinde her yıl çeşitli branşlarda 1700 kadar sporcu eğitim görmektedir. Spor okulları, amatör ve genç alt yapılar ve profesyonel futbol takımlarındaki bu kadar çok sayıdaki sporcunun yetiştiği bir kulüp olması İzmirspor'un İzmir ve Türk Sporu'ndaki yerinin öneminin bir kanıtıdır. Bu amatör ve genç branşlardan yetişen sporcular özellikle futbol alanında Türkiye'nin dört bir yanındaki kulüplerde ve milli takımlarda yaygın olarak spor yapmaktadır. Her yıl transfer dönemlerinde İzmirspor'lu futbolcular; Fenerbahçe , Beşiktaş ve Galatasaray gibi liglerin kaderini belirleyen takımların ve İzmirspor'daki sporcu verimliliğinin farkına varan zengin takımların takibindedir.
NOT: İzmirspor tarihi bilgilerindeki katkılarından dolayı Sayın Selahattin Aryal'a teşekkür ederim.

GÖZTEPE SPOR KULÜBÜ

1925'te Altay'dan ayrılan bazı futbolcular tarafından Göztepe semtinde, Sarı-Kırmızı renklerle kuruldu. Kazandığı sayısız şampiyonlukların yanı sıra Avrupa Kupalarında da çok büyük başarılar elde etti. Türk futbolunun en güçlü kulüplerinden biri olan Göztepe son yıllarda 2. ligden 1. lige çıkma uğraşı vermektedir.

ÜÇOK SPOR KULÜBÜ

1937'de Altay, Altınordu, Buca kulüplerinin birleşmesiyle oluştu, 2 yıl sonra kapandı.

DOĞANSPOR KULÜBÜ

1937'de Göztepe, İzmirspor, Egespor kulüplerinin birleşmesiyle oluştu, 2 yıl sonra kapandı.


- - - Eklendi - - -

Birinci Lig'de ilkler, enler ve rekorlar

50 yaşına girmeye hazırlanan Birinci Futbol Ligi tarihinde ilk resmi golü İzmirsporlu Özcan Altuğ attı.

İzmirspor'un 21 Şubat 1959 tarihinde İzmir'de Beykoz'u 2-1 yendiği maçın 11. dakikasında meşin yuvarlağı rakip filelere gönderen Özcan, böylece lig tarihine de geçmiş oldu.

Lig tarihindeki ilk golü ise bu maçta Beykoz'un kalesini koruyan Sıtkı yedi. Ayrıca bu maçta ilk gol kararını veren hakem de Osman Yeşeren olarak kayıtlara geçti.

Bu arada lig tarihinde ilk penaltı atışını 15 Mart 1959 tarihinde Fenerbahçe'nin Beykoz'u 2-1 yendiği maçta sarı-lacivertli takımdan Lefter Küçükandonyadis attı.


ŞENOL GÜNEŞ'İN 'GOL ORUCU'

Birinci Futbol Ligi tarihinde en uzun süre gol yememe rekoru Trabzonspor'un efsane kalecisi Şenol Güneş'e ait bulunuyor.

Şenol Güneş, 1978-79 sezonunda toplam 1112 dakika süreyle kalesinde gol görmeyerek, ulaşılması zor bir rekora imza attı. Güneş, üst üste 12 maç kalesini gole kapattı.


BEŞİKTAŞ'IN 48 MAÇ BİLEĞİ BÜKÜLMEDİ

Beşiktaş, lig tarihinde en uzun süre yenilmeyen ekip olarak tarihe damgasını vurdu.

Siyah-beyazlılar, 1990-91 sezonunun 26. haftasında Ankara'da Gençlerbirliği'ne 2-0 yenildikten sonra, 1991-92 sezonunu yenilgisiz kapattı. ''Kara Kartallar'' tam 48 hafta sonra, 1992-93 sezonunun 13. haftasında Galatasaray'a 3-1 yenilerek, muhteşem seriye son vermek zorunda kaldı.


ILIE DATCU, KALEYİ KAPATTI

Birinci Futbol Ligi tarihinde bir sezonu en az golle kapatan takım Fenerbahçe, kaleci ise Ilie Datcu (İlyas Datça) oldu.

Sarı-lacivertliler, 1969-70 sezonunda 30 maçta kalesinde yalnızca 6 gol görürken, maç başına 0.2 gol yiyen Rumen Datcu da muhteşem bir performans göstererek, Türk futbol tarihine ismini yazdırdı.


BEŞİKTAŞ'TAN MUHTEŞEM SERİ

Birinci Futbol Ligi'nde bir sezonda üst üste en çok maç kazanma rekoru da Beşiktaş'a ait bulunuyor.

Siyah-beyazlılar, 1959-60 sezonunda 10. ile 22. haftalar arasında üst üste 13 maç kazanırken, bu rekora şimdiye kadar ulaşan takım çıkmadı.


TANJU ÇOLAK'IN REKORLARI

Türk futbolunun en golcü isimlerinden Tanju Çolak, Birinci Futbol Ligi'nde 3 ayrı rekorun sahibi bulunuyor.

Lig tarihinin 240 golle en golcü oyuncusu unvanını yıllardır elinde bulunduran golcü futbolcu, 1987-88 sezonunda attığı 39 golle, bir sezonda ligin en fazla gol atan oyuncusu unvanının da sahibi.

Tanju ayrıca, bir maçta attığı 6 golle de, bir maçta en fazla gol atan futbolcu oldu. Tanju Çolak, 1992-93 sezonunda Fenerbahçe'nin İstanbul'da Karşıyaka'yı 7-1 yendiği maçta sarı-lacivertli formayla 6 kez fileleri sarsarken, ayrı bir rekora daha imza attı.


LİGDEN DÜŞMEYENLER

Birinci Futbol Ligi'nin kuruluşundan bu yana küme düşmeyen sadece 4 takım bulunuyor.

Türk futboluna damga vuran Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor, ligden düşmeyen takımlar olarak tarihteki yerini aldı.

Ayrıca, ligdeki 4. sezonunu geçirecek olan Ankaraspor ile 3. sezonlarına çıkacak olan Vestel Manisaspor ile Sivasspor da henüz bu acıyı tatmadı.


EN ÇOK KÜME DÜŞEN TAKIMLAR

Birinci Futbol Ligi'nde en çok küme düşen takım unvanı Karşıyaka ve Samsunspor'a ait bulunuyor.

İzmir'in yeşil-kırmızılı ekibi, 50. sezona girecek Birinci Lig'e 16 kez katılırken, tam 6 kez İkinci Lig'e düştü. Samsunspor da 29 kez mücadele ettiği ligden 2005-06 sezonunda 6. kez düştü.


GALATASARAY'IN DEPLASMAN SALTANATI

Galatasaray, Birinci Lig tarihinde deplasmanda en uzun süre yenilmeyen takım unvanının sahibi bulunuyor.

Sarı-kırmızılılar, 25 Ocak 1998'de Bursa'da Bursaspor'a 3-2 yenildiği maçın ardından üstü üste 40 deplasman maçında yenilmedi.

1999-2000 sezonunun 33. haftasında İzmir'de Altay'a 1-0 yenilen Galatasaray, 2,5 yıl sonra deplasmanda yitirerek, ayrı bir rekor kırdı.

Galatasaray, lig tarihinde kendi evinde üst üste en çok kazanan takım unvanının da sahibi durumda.

2000-01 sezonunun 32. haftasında, 13 Mayıs 2001'de Ali Sami Yen Stadı'nda Ankaragücü'ne 2-1 yenilmesinin ardından, 34. haftada Trabzonspor galibiyeti ile seriye başlayan sarı-kırmızılılar, şampiyon kapattığı 2001-02 sezonunda kendi evindeki tüm maçları kazandı.

Galatasaray, 2002-2003 sezonun 16. haftasında kendi evinde Beşiktaş'a İbrahim Üzülmez'in golüyle 1-0 yenilerek, 25 maçlık galibiyet serisine son verdi.

Beşiktaş ayrıca, bundan bir önceki sezon da Fenerbahçe'ye ait bulunan 24 maçlık iç saha galibiyet serisine yine deplasmanda 2-1 kazanarak son vermişti.


BEŞİKTAŞ'TAN TARİHİ FARK

Birinci Futbol Ligi'nin 49 yıllık geçmişinde en farklı skorlu galibiyeti Beşiktaş elde etti.

Siyah-beyazlılar, 1989-90 sezonun 6. haftasında, 15 Ekim 1989 tarihinde İstanbul'da Adana Demirspor'u 10-0 yenerek tarihe geçti.

Beşiktaş'ın gollerini atan Ali Gültekin (4), Metin Tekin (3) ve Feyyaz Uçar (3), siyah-beyazlıların uzun süre dillerinden düşürmediği besteye konu olmuştu.


EN ÇOK GOL ATILAN MAÇ

Birinci Futbol Ligi tarihinde şimdiye dek bir maçta en çok 12 gol atıldı.

Fenerbahçe ile Gaziantepspor arasında 1991-92 sezonunun son haftasında, 16 Mayıs 1992 tarihinde Kadıköy'de yapılan maçı sarı-lacivertliler 8-4 kazanırken, filelere giden toplam 12 gol, bir maçta atılan en fazla gol olarak tarihe geçti.


LİGİ YENİLGİSİZ TAMAMLAYANLAR

Birinci Futbol Ligi'ni şimdiye kadar sadece 2 takım yenilgisiz kapatabildi.

Galatasaray, 1985-86 sezonunda 36 maçta yenilgi yüzü görmemesine karşın ligi şampiyon Beşiktaş'ın ardından averajla 2. sırada tamamladı.

Beşiktaş ise 1991-92 sezonunda 30 maçta yenilgi almadan şampiyonluğa ulaşmayı bildi.


PUANI SİLİNEN TEK TAKIM MERSİN İDMANYURDU

Lig tarihinde puanı silinen tek takım Mersin İdmanyurdu olarak kayıtlara geçti.

1980-81 sezonunda Beşiktaş ile oynadığı maçta sahadan çekilen Mersin İdmanyurdu, federasyon tarafından hükmen yenik sayılırken, ayrıca 2 puanı silindi.


FENERBAHÇE'DEN GOL REKORU

Lig tarihinde bir sezonda atılan toplam gol sayısı bakımından gol rekoru ise Fenerbahçe'ye ait bulunuyor.

Sarı-lacivertliler, 1988-89 sezonunda 36 maçta rakip filelere toplam 103 gol attı.

Öte yandan Galatasaray, 1962-63 sezonunda 2 aşamalı olarak gerçekleştirilen ligde, 42 maçta toplam 105 gol kaydetti.


BEŞİKTAŞ 'KIZARDI'

49 yıllık lig tarihinde bir maçta 5 oyuncusu birden kırmızı kart görerek hükmen yenik sayılan tek takım Beşiktaş oldu.

2003-04 sezonunun 18. haftasında, 25 Ocak 2004'de BJK İnönü Stadı'nda oynanan Beşiktaş-Samsunspor maçında siyah-beyazlı oyunculardan Carlos Antonio Zago, İbrahim Üzülmez, Ahmet Yıldırım, Daniel Gabriel Pancu ve İlhan Mansız, maçın hakemi Cem Papila tarafından kırmızı kartla oyundan atıldı.

Hakem Papila, skor 4-1 Samsunspor lehineyken, 85. dakikada gösterdiği son kırmızı kartın ardından kurallar gereği maçı bitirirken, Futbol Federasyonu, skoru hükmen 4-0 olarak tescil etti.

Ayrıca, 2001-02 sezonunda Fenerbahçe'nin 1-0 kazandığı Galatasaray maçında sarı-kırmızılı takımdan Emre Aşık, Batista, Hasan Şaş ve Bülent Korkmaz, aynı sezonda Antalyaspor'un 4-2 kazandığı Trabzonspor maçında ise bordo-mavili ekipten Metin, Macit, Hasan ve Gökhan, kırmızı kartla oyun dışı kaldı ve takımları maçı 7'şer kişi tamamladı.


EN ERKEN GOL

49 yıllık geçmişi bulunan lig tarihinin bilinen en erken golünü 2005-06 sezonunda Kayserispor'un genç futbolcusu İlhan Parlak attı.

Sezonun 32. haftasında, 30 Nisan 2006 tarihinde Sivas'ta yapılan ve Kayserispor'un 5-0 kazandığı maçın 15. saniyesinde fileleri havalandıran ve bu sezon Fenerbahçe forması giyecek olan İlhan Parlak, ligin bilinen en erken golüne imza koydu.

Ligde bundan önce bilinen en erken atılan gol ise 2001-02 sezonunda, 12 Ekim 2001 tarihinde yapılan 8. hafta maçında Galatasaraylı Vedat İnceefe tarafından, Göztepe'ye 18. saniyede atılmıştı.


HAT-TRICK YAPANLAR

Ligde şimdiye kadar bir sezonda 3 büyük kupayı da kazanan 3 takım bulunuyor.

1967-68 sezonunda Fenerbahçe, 1976-77 sezonunda Trabzonspor, 1992-93 sezonunda da Galatasaray, lig, Türkiye Kupası ve son yıllarda düzenlenmeyen Cumhurbaşkanlığı kupalarını müzelerine götürme başarısını gösterdi.


FENERBAHÇE'NİN TARİHİ UNUTKANLIĞI

Fenerbahçe, şampiyonluğa ulaştığı 2000-01 sezonunun 5. haftasında, 16 Eylül 2000'de tarihi bir hata yaptı ve yönetmeliklere aykırı olarak 6 yabancı oyuncuyu aynı anda sahaya sürdü.

Fenerbahçe'nin, BJK İnönü Stadı'nda ezeli rakibi Beşiktaş'a sahada 3-0 yenildiği maçın sonucu federasyon kararıyla hükmen 3-0 tescil edildi.

Aynı anda 5 yabancı oyuncunun sahada bulunabildiği söz konusu sezonda sarı-lacivertli takımda, 64. dakikada Elvir Baliç'in yerine Milan Rapaiç'in oyuna girmesiyle, sahaya 6 yabancı futbolcu bulunmuş oldu. Bu durumda, Futbol Federasyonu'nun ''5 artı 1'' kuralını ihlal eden sarı-lacivertliler, federasyon kararıyla 3-0 hükmen mağlup ilan edildi. Fenerbahçe'de, Beşiktaş karşısında 64. dakikadan itibaren sahada Nikola Lazetiç, Kennet Andersson, Haim Revivo, John Moshoeu, Zoran Mirkoviç ve Milan Rapaiç ile yer aldı.


SERGEN YALÇIN'IN REKORU

Türk futbolunun yıldız isimlerinden Sergen Yalçın, şampiyonluk yaşayan 4 büyük takımda birden oynayan tek futbolcu olarak tarihe geçti.

Yeni sezonda Türk Telekom Lig A ekiplerinden Eskişehirspor'da forma giyecek olan deneyimli oyuncu, Beşiktaş'ın yanı sıra, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'da da belirli sürelerde forma giyerek, bu 4 kulüpte de oynayan tek futbolcu unvanını aldı.


TÜMER METİN'İN 100. YIL AŞKI

Türk futbolunun deneyimli futbolcularından Tümer Metin de ilginç bir rekorun sahibi.

Futbol hayatını Fenerbahçe'de sürdüren Tümer, Beşiktaş ve Fenerbahçe'de forma giydiği dönemlerde, kulüpleriyle birlikte 100. kuruluş yıllarında lig şampiyonluğu yaşarken, bu onura sahip tek futbolcu olarak tarihe geçti.

Tümer, 2002-03 sezonnuda Beşiktaş, 2006-07 sezonunda da Fenerbahçe'de şampiyonluk yaşadı.


KURAL HATASI

49 yıllık lig tarihinde şimdiye dek kural hatasından dolayı 3 maç tekrar edildi.

1994-95 sezonunun 2. haftasında, 21 Ağustos 1994 tarihinde Gaziantep Kamil Ocak Stadı'nda Gaziantepspor ile Denizlispor arasında yapılan ve 1-0 ev sahibi ekibin lehine sonuçlanan maçta Gaziantepspor, kazandığı bir ofsayt atışını rakip sahadan kullandı. Hakem Sebahattin Şahin atışın kullanıldığı yere dikkat etmeyince, oyun devam etti.

Televizyonlarda kural ihlalinin gösterilmesi sonucunda, yapılan başvuru sonucunda maç iptal edilerek, kural hatası nedeniyle yeniden oynandı. Gaziantepspor, tekrar maçını da 3-1 kazandı.

2003-04 sezonunda, 8 Kasım 2003 tarihinde Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yapılan ve 1-1 sonuçlanan Fenerbahçe-Çaykur Rizespor maçında hakem Ali Aydın, 86. dakikada 2. sarı kartı gösterdiği Çaykur Rizesporlu futbolcu Gustavo Victoria'ya kırmızı kart göstermediğinden dolayı oluşan kural hatası nedeniyle karşılaşmanın tekrarına karar verildi. 18 Ocak 2004'te yapılan tekrar maçını Fenerbahçe 4-1 kazandı.

2004-05 sezonunun 19. haftasında ise, 6 Şubat 2004 tarihinde BJK İnönü Stadı'nda yapılan Beşiktaş-Gençlerbirliği maçında bu kez hakem Kuddusi Müftüoğlu kural hatası yaptı. Müftüoğlu, 1-1 biten maçta, Gençlerbirliği'nin serbest vuruştan attığı gol sırasında, önce oyunu başlatmak için ilk düdüğü, daha sonra Beşiktaşlı Tayfur Havutçu'nun barajı ihlal ettiği gerekçesiyle ikinci düdüğü çaldı. Pozisyonun devamında top kaleye gidince üçüncü bir düdük daha çalan Müftüoğlu, kural hatasına neden oldu. 9 Mart'ta tekrarlanan maç 0-0 bitti.


SEYİRCİ REKORU

Lig tarihinde seyirci rekorunun kırıldığı maç, 2003-04 sezonunda, Galatasaray ile Fenerbahçe arasında 21 Eylül 2003 tarihinde İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaki 2-2 sonuçlanan karşılaşma oldu.

Karşılaşmayı 70 bin 125 biletli seyircinin izlediği duyurulurken, eski rekor 62 bin 600 biletli seyirci ile aynı sezon, yine aynı statta oynanan Galatasaray-Diyarbakırspor karşılaşmasında kırılmıştı.


47 sezon baz alınarak yapılan değerlendirmede, lig tarihinde, bir sezonda ve bir maçta ortaya çıkan ''en''ler şöyle:

-LİG TARİHİNDE-

Lig tarihinde en çok şampiyon olan takım: Fenerbahçe (17)

Lig tarihinde en gollü maç: 1991-92 sezonunda Fenerbahçe-Gaziantepspor: (8-4)

Lig tarihinde en farklı skorlu galibiyet: 1989-90 sezonunda Beşiktaş-Adana Demirspor: (10-0)

Lig tarihinde en farklı skorlu deplasman galibiyeti: 1959-60 sezonunda Hacettepe-Beşiktaş (1-9), 1992-93 sezonunda Ankaragücü-Galatasaray (0-8)

Lig tarihinde en uzun süre yenilmeyen takım: Beşiktaş (48 maç)

Lig tarihinde en çok ''Gol Kralı''ı çıkaran takım: Galatasaray (13)

Lig tarihinde en çok ''Gol Kralı'' olan futbolcu: Metin Oktay (6)

Lig tarihinde ilk yabancı ''Gol Kralı'': 1983-84 sezonunda Galatasaray'da oynayan Yugoslav Tarık Hosiç (16 Gol)

Lig tarihinde toplamda en çok gol atan futbolcu: Tanju Çolak (240)

Lig tarihinde en uzun süre gol yemeyen kaleci: 1978-79 sezonunda Trabzonsporlu Şenol Güneş (1112 dakika)

Lig tarihinin en uzun sezonu: 1962-63 sezonu (42 maç)

Lig tarihinin en iyi performansı: 1988-89 sezonunda 36 maçta 29 galibiyet, 6 beraberlik, 1 yenilgiyle Fenerbahçe.

Lig tarihinde en kötü performans: 1996-97 sezonunda 34 maçta 2 galibiyet 27 yenilgiyle Zeytinburnuspor.

Lig tarihinde en çok seyircili maç: 2003-2004 sezonunda Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaki Galatasaray-Fenerbahçe maçı. (70 bin 125 kişi)

Lig tarihinde en çok gol atılan hafta: 1995-96 sezonunda 8., 1997-98 sezonunda 30. haftalar (43 gol)

Lig tarihinde en az gol atılan hafta: 1981-82 sezonu 29. hafta (4 Gol)

Lig tarihinde üst üste en çok kazanan takım: Beşiktaş (13 hafta, 1959-60 sezonunda 10-22. haftalar arası)

Lig tarihinde en uzun süre yenilen takım: 1996-97 sezonunda Zeytinburnuspor (10 maç, 25-34. haftalar arası)

Lig tarihinde en uzun süre deplasmanda maç kazanan takım: 2002-03 sezonunda 9 maçla Galatasaray.

Lig tarihinde en çok takımı yer alan il: İstanbul (15)

Lig tarihinde en uzun süre kazanamayan takım: Adanaspor (27 hafta, 2000-2001 sezonunda 8-34. haftalar arası)

Lig tarihinde en çok gol atılan sezon: 1987-88 (1032 Gol)

Lig tarihinde en az gol atılan sezon: 1973-74 (405 Gol)

Lig tarihinde gol ortalaması en yüksek sezon: 2000-2001 (Maç başına 3.32 gol)

Lig tarihinde gol ortalaması en düşük sezon: 1973-74 (Maç başına 1.69 gol)

Lig tarihinde en çok şampiyonluk gören teknik adam: Ahmet Suat Özyazıcı ve Fatih Terim (4)

Lig tarihinde en uzun süre çalışan yabancı teknik direktör: Gordon Milne (Beşiktaş'ta 6.5 sezon)

Lig tarihinde deplasmanda en uzun süre yenilmeyen takım: Galatasaray (40 maç)

Lig tarihinde en çok şampiyonluk gören futbolcu: Galatasaraylı Bülent Korkmaz (8)

Ligi yenilgisiz kapatan takımlar: 1985-86 sezonunda Galatasaray, 1991-92 sezonunda Beşiktaş.

Lig tarihinde yenilgisiz şampiyon olan takım: 1991-92 sezonunda Beşiktaş.

Lig tarihinde en çok yenilen şampiyon: 1980-81 sezonunda 7 yenilgiyle Trabzonspor.

Lig tarihinde en çok gol yiyen şampiyon: 1997-98 sezonunda 43 golle Galatasaray.

Lig tarihinde en az gol yiyen şampiyon: 1969-70 sezonunda Fenerbahçe (6)

Lig tarihinde puanı silinen ilk takım: 1981'de Beşiktaş karşısında sahadan çekilen Mersin İdmanyurdu.

Lig tarihinde en gollü beraberlikler: 1967-68 sezonunda Beşiktaş-Galatasaray, 1982-83 sezonunda Fenerbahçe-Galatasaray, 1995-96 sezonunda Samsunspor-İstanbulspor, 2000-2001 sezonunda Adanaspor-Kocaelispor, 2001-2002 sezonunda Gençlerbirliği-Diyarbakırspor, Kocaelispor-Ankaragücü (4-4)
Lig tarihinde en nötr sonucu alan takım: 1969-70 sezonunda 30 maçta 10 galibiyet, 10 beraberlik, 10 yenilgi alan, 26 gol atıp, aynı sayıda gol yiyen Beşiktaş.

-BİR SEZONDA-

Bir sezonda en çok galip gelen takımlar: 1959-60 sezonunda Beşiktaş, 1988-89 sezonunda Fenerbahçe (29)

Bir sezonda en az galip gelen takımlar: 1981-82 sezonunda Diyarbakırspor, 1992-93 sezonunda Konyaspor, 1996-97 sezonunda Zeytinburnuspor, 2000-2001 sezonunda Adanaspor (2)

Bir sezonda en çok gol atan takım: 1962-63 sezonunda 2 aşamalı ligde 42 maçta 105 gol atan Galatasaray ile 1988-89 sezonunda 36 maçta 103 gol atan Fenerbahçe
Bir sezonda en az gol atan takımlar: 1971-72 sezonunda Samsunspor, 1972-73 sezonunda Beşiktaş (14)

Bir sezonda en az gol yiyen takım: 1969-70 sezonunda 30 maçta 6 gol yiyen Fenerbahçe.

Bir sezonda en çok gol yiyen takım: 2000-2001 sezonunda 34 maçta 91 gol yiyen Adanaspor.

Bir sezonda en az berabere kalan takımlar: 1995-96 sezonunda Eskişehirspor, 1991-92 ve 2004-05 sezonlarında Fenerbahçe (2)

Bir sezonda en çok berabere kalan takım: 1982-83 sezonunda Ankaragücü (18)

Bir sezonda en iyi averaja sahip takım: 1988-89 sezonunda artı 76 ile Fenerbahçe.

Bir sezonda en kötü averaja sahip takım: 1996-97 sezonunda eksi 60 ile Zeytinburnuspor.

Bir sezonda en çok gol atan futbolcu: Tanju Çolak (1987-88 sezonunda 39 gol)

Bir sezonda en az golle ''Gol Kralı'' olan futbolcu: 1959 sezonunda Metin Oktay (11 Gol)

Bir sezonda en çok gol atan yabancı futbolcu: Şota Arveladze (Trabzonspor'da 1995-96 sezonunda 25 gol). Ayrıca, Türk vatandaşı statüsünde oynayan Boşnak asıllı Elvir Boliç, 1994-95 sezonunda Gaziantepspor'da 26 gol attı.

Bir sezonda kendi evindeki bütün maçları kazanan takımlar: 2000-2001 sezonunda Fenerbahçe, 2001-2002 sezonunda Galatasaray (17)

Bir sezonda en az gol atarak şampiyon olan takım: Trabzonspor (1979-80 sezonunda 25 golle)

Bir sezonda ''4 Büyükler''i yenen takımlar: 1987-88 sezonunda Malatyaspor, 2001-2002 sezonunda Ankaragücü.

Bir sezonda 4 derbi maçı da da, üstelik hiç gol yemeden kazanan takım: 2002-2003 sezonunda Beşiktaş.

Bir sezonda en fazla puan farkıyla şampiyon olan takım: 1987-88 sezonunda 2. sıradaki Beşiktaş'a 12 puan fark atan Galatasaray.


-BİR MAÇTA-

Bir maçta en çok gol atan futbolcu: 1992-93 sezonunda Fenerbahçe-Karşıyaka (7-1) maçında 6 gol atan Tanju Çolak.

Bir maçta en çok penaltı atan takım: 1986-87 sezonunda Fenerbahçe-Eskişehirspor maçında Fenerbahçe (4)

Bir maçta en çok penaltı atan futbolcu: 1986-87 sezonunda Fenerbahçeli Zafer Tüzün, Eskişehirspor'a karşı 4 atışı da gole çevirdi.

Bir maçta en fazla kırmızı kart gören takım: 2003-2004 sezonunda Beşiktaş-Samsunspor maçında 5 kırmızı kartla Beşiktaş.


-EN ÇOK GOL 1987-88, EN AZ GOL 1973-74'TE ATILDI-

47 sezonda en fazla gol 1987-88, en az gol ise 1973-74 sezonlarında atıldı.
Ligde 3 puan sisteminin başlangıcı olan 1987-88 sezonunda yapılan 380 maçta, toplam 1032 gol atıldı. Bu rakam lig tarihine, en çok gol atılan sezon olarak geçti.
Birinci Lig'de şimdiye dek en az gol ise 1973-74 sezonunda atıldı. Takımlar 240 maçta fileleri toplam 405 kez havalandırırken, sporseverler sezon boyunca lig tarihinin en az golünü izledi.


-GOL ORTALAMASI EN YÜKSEK VE EN DÜŞÜK SEZONLAR-

Ligde gol ortalaması en yüksek sezon ise 2000-2001 oldu. 306 maçta toplam 1017 gol atılırken, maç başına düşen 3.32 ortalama, lig tarihine ''en bereketli sezon'' olarak geçti.
En az gol ortalamasının gerçekleştiği sezon ise 1969-70 oldu. 240 maçta toplam 419 gol atılırken, maç başına düşen ortalama gol sayısı 1.74'te kaldı.

-1000 GOL BARAJI 2 KEZ GEÇİLDİ-

Birinci Futbol Ligi'nde bir sezonda 1000 gol barajı şimdiye dek 2 kez geçildi.
Ligde 2000-2001 sezonunda atılan toplam 1017 golün yanı sıra, 1987-88 sezonunda da fileler toplam 1032 kez havalanmıştı.

-3 PUAN SİSTEMİ, GOL PATLAMASI YAPTI-

Birinci Futbol Ligi'nde 3 puan sistemine geçilmesiyle birlikte, atılan gol sayısında da gözle görülür bir artış meydana geldi.
Ligde gol ortalaması, 3 puan sistemine geçildikten sonra 2.67'nin altına düşmedi. Oysa 3 puan sisteminden önce bu rakama yalnızca 1 kez (1962-63 sezonunda 2.66) ulaşılabilmişti.

-EN FARKLI SKORLU GALİBİYETLER-

Ligde şimdiye kadar en farklı skorlu galibiyeti Beşiktaş elde etti. Siyah-beyazlılar, 47 sezonu geride kalan ligde, 1989-1990 sezonunda İstanbul'da Adana Demirspor'u 10-0 yenerek, tarihi galibiyete imza attı.
Beşiktaş'ın tarihe geçen en farklı skorlu galibiyetiyle birlikte, Birinci Futbol Ligi'nde şimdiye dek 8 ve daha farklı skorlu sonuçlanan toplam 9 maç yapıldı.
Bu galibiyetlerden 2'şer tanesinde Beşiktaş ve Galatasaray, diğerlerinde ise Göztepe, Sarıyer, Ankaragücü, Konyaspor ve Bursaspor'un adları bulunuyor.
Öte yandan, ligde son 8 sezonda yapılan maçların hiçbirinde takımlar birbirlerine 8 ve daha farklı skorlu üstünlük kuramadı.

-TARİHE GEÇEN MAÇ-

Birinci Futbol Ligi tarihinde şimdiye kadarki en farklı skorlu maç, 15 Ekim 1989 Pazar günü İstanbul'da yapıldı.
Ali Sami Yen Stadı'nda, 1989-1990 sezonunun 6. hafta maçında Beşiktaş, Gordon Milne yönetiminde, yabancı oyuncularından yoksun olarak çıktığı karşılaşmada, tarihsel bir zafere ulaştı.
Siyah-beyazlıların gollerini, bu maç sonrası Beşiktaş taraftarının adlarına beste yaptıkları Ali Gültiken (4), Feyyaz Uçar (3) ve Metin Tekin (3) attı.

Beşiktaş ile Adana Demirspor arasında yapılan maçın tablosu şöyle:

Hakemler: Engin Kurt, Atilla Olkun, Yolcu Yılmaz

Beşiktaş: Engin İpekoğlu (Dk. 64 Metin Akçevre), Recep Çetin, Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Kadir Akbulut, Rıza Çalımbay, Şenol Fidan, Zeki Önatlı, Feyyaz Uçar, Metin Tekin, Ali Gültiken

Adana Demirspor: Fatih (Dk. 46 Haluk), Mehmet, Ümit, Muammer, Cengizhan, Sedat (Dk. 46 Çetin), Murat, B.İbrahim, Erol, İsmail, K.İbrahim

Goller: Dk. 2, 57, 61 ve 82 Ali, Dk. 12, 65 ve 85 Feyyaz, Dk. 24, 43 ve 76 Metin Tekin

Seyirci: 15 bin 227

Hasılat: 207 milyon 740 bin lira


-BEŞİKTAŞ VE GALATASARAY 2'ŞER KEZ-

Birinci Futbol Ligi'nde şampiyonlukta iddialı 4 büyük takımdan Beşiktaş ve Galatasaray, daha önce 8 ve daha fazla farklı skorlu galibiyete 2'şer kez imza attı.
Siyah-beyazlılar, tarihe geçen 1989-1990 sezonundaki 10-0'lık Adana Demirspor galibiyetinin yanısıra, 1959'da düzenlenen ilk sezonda da Hacettepe'yi deplasmanda 9-1 yenme başarısını gösterdi.
Galatasaray ise, 1959-1960 sezonunda İstanbul'da Altınordu'yu 8-0, 1992-1993 sezonunda da deplasmanda Ankaragücü'nü aynı skorla 8-0 yendi.

-FENERBAHÇE VE TRABZONSPOR, 8 FARKA ULAŞAMADI-

Fenerbahçe ve Trabzonspor ise, Birinci Futbol Ligi'nde şimdiye dek 8 farklı galibiyet elde edemedi.
Fenerbahçe, ligdeki en farklı skorlu galibiyetlerini 1984-1985 ve 1996-1997 sezonlarında Denizlispor'u, 1997-98 sezonunda Şekerspor, 2004-2005 sezonunda da Kayserispor'u aynı skorla 7-0, 1993-1994 sezonunda Samsunspor'u, 1994-1995 sezonunda da Kayserispor'u aynı sonuçla 8-1 yenerek aldı.
Trabzonspor ise 1994-1995 sezonunda Adana Demirspor'u 7-0 yenerek, şimdiye kadarki en farklı skorlu galibiyetini tattı.

-ANKARAGÜCÜ'NÜN İLGİNÇ REKORU-

Ankaragücü, Birinci Futbol Ligi'nde 8 farklı sonuçlanan maçlardan 3'üne imza atarken, aynı zamanda ilginç bir rekorun da sahibi bulunuyor.
Başkentin sarı-lacivertli ekibi, aynı sezonda 8 farklı sonuçlarla hem galibiyet, hem de yenilgi alan tek takım olarak da Türk futbol tarihine geçti.
Ankaragücü, 1992-1993 sezonunda kendi evinde Konyaspor'u 8-0 yenerken, sezonun son maçında, yine kendi evinde bu kez şampiyonluk için gol averajının çok önemli olduğu bir maçta Galatasaray'a 8-0 yenildi.
Başkent temsilcisi ayrıca, 1995-1996 sezonunda deplasmanda Bursaspor'a 8-0 yitirerek, tarihindeki en farklı skorlu yenilgilerine bir yenisini ekledi.

-EN GOLLÜ MAÇLAR-

Ligde bir maçta en fazla 12 gol atıldı. Fenerbahçe ile Gaziantepspor arasında 1991-1992 sezonunda İstanbul'da yapılan maçı sarı-lacivertli ekip 8-4 kazanırken, filelere giden toplam 12 gol, Birinci Futbol Ligi'nde şimdiye dek bir maçta atılan en fazla gol olarak tarihe geçti.
Ligde geride kalan 47 sezonda, bir maçta 10 ve daha fazla gol atılan maç sayısı 14 oldu.

-LİG TARİHİNDEN İLGİNÇ NOTLAR-

Lig tarihinde ilgi çekici pek çok gelişme de yaşandı. Ligde 1979-80 sezonunda Trabzonspor, 12 galibiyet elde ederek şampiyonluğa ulaşırken, 1989-90 sezonunda ise Malatyaspor, aynı sayıda galibiyet almasına karşın ligden düşen 5. takım olmaktan kurtulamadı.

-EN ÇEKİŞMELİ SEZON-

Birinci Lig'de puantaj olarak en çekişmeli sezon 1980-81 oldu.
Takımların galibiyet sayıları birbirlerine o kadar yakın oldu ki, ligi 2. sırada tamamlayan Adanaspor 34 puan toplarken, düşen Rizespor'un ise 29 puanı vardı.

-BEŞİKTAŞ, LİGİ EKSİ AVERAJLA TAMAMLADI-

Lig tarihine damgasını vuran ''3 Büyükler'' içinde ligi eksi averajla tamamlayan tek büyük takım Beşiktaş olarak kayıtlara geçti.
Siyah-beyazlılar, 1975-76 sezonunda ligi 11. sırada tamamlarken, 25 gol atıp, kalesinde 32 gol gördü. Böylece eksi 7 gol averajıyla, ''3 Büyükler'' arasında ligi eksi averajla tamamlayan tek takım oldu.
Bu arada Fenerbahçe ise 1990-91 sezonunda ligi 53 gol atıp, 53 gol yiyerek, sıfır (0) averajla kapattı.

-SARIYER VE GAZİANTEPSPOR'UN BAŞARISI-

Birinci Lig tarihinde Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor dışında, ligi 20 galibiyet barajıyla kapatan 2 takım, Sarıyer ve Gaziantepspor oldu.
Yeni sezonda İkinci Lig (B) Kategorisi'nde yer alacak Sarıyer, 1988-89 sezonunda 21 galibiyet elde ederek ligi 4. sırada tamamlarken, 2000-2001 sezonunda ise Gaziantepspor, 20 galibiyetle 3. sırada yer aldı.

-FENERBAHÇE AVERAJLA LİGDE KALDI-

Lig tarihinin 16 kezle en çok şampiyon olan takımı Fenerbahçe, 1980-81 sezonunda küme düşmekten gol averajıyla kurtuldu.
Rizespor'un 29 puanla ligden düştüğü sezonda, Fenerbahçe; Altay, Adana Demirspor ve Boluspor ile birlikte aynı puanı toplayarak, gol averajıyla ligde kaldı.

-''4 BÜYÜKLER''İ AYNI SEZON YENENLER-

Lig tarihinde, şampiyonluk yaşayan 4 büyük takım Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'u, aynı sezonda yenebilen sadece 2 ekip bulunuyor.
1987-88 sezonunda Malatyaspor, kendi sahasında Galatasaray'ı 3-1, Beşiktaş'ı 5-3, Fenerbahçe'yi 1-0, deplasmanda da Trabzonspor'u 3-2 yendi.
2001-02 sezonunda ise Ankaragücü, kendi evinde Galatasaray ile Fenerbahçe'yi 2-1, Trabzonspor'u 4-2 yenerken, Beşiktaş'ı İstanbul'da 2-1 mağlup etti.

-GALATASARAY AÇIK ARA-

Lig tarihinde en fazla puan farkıyla şampiyonluğa ulaşan takım Galatasaray oldu.
Sarı-kırmızılı ekip 1987-88 sezonunda 90 puanla mutlu sona ulaşırken, 2. sıradaki Beşiktaş 78 puanda kaldı. Aradaki 12 puanlık fark, şimdiye dek şampiyonla 2. arasındaki en fazla puan farkı olarak tarihe geçti.

-AVERAJLA GÜLENLER VE ÜZÜLENLER-

Ligin geride kalan 47 sezonunda şampiyonlar 3 kez averajla belli olurken, düşen takımlar da 8 kez yine gol averajıyla ortaya çıktı.

1984-85 sezonunda Fenerbahçe ile Beşiktaş ligi 50'şer puanla tamamlarken, gol averajı daha iyi olan sarı-lacivertli ekip şampiyonluğa ulaştı.

1985-86 sezonunda ise Beşiktaş, 56 puanla Galatasaray'ın gol averajıyla önünde ligi en önde tamamladı.

1992-93 sezonunda da Galatasaray, bu kez Beşiktaş'ı 66 puan ve averajla geçmeyi başardı ve şampiyonluğu kucakladı.
Lig tarihinde ayrıca 8 kez de ligden düşen takımlar gol averajıyla belirlendi.

-''DERBİ KRALI'' BEŞİKTAŞ-

Beşiktaş, bir sezonda ezeli rakiplerini her iki maçta da yenen tek takım olarak tarihe geçti.
Siyah-beyazlılar, şampiyonluğa ulaştıkları 2002-2003 sezonunda Fenerbahçe'yi 1-0 ve 2-0, Galatasaray'ı her iki maçta 1-0'lık sonuçlarla geçerek, 4 derbi maçı da kazandı.
''Kara Kartallar'' ayrıca, bu 4 maçta kalesinde hiç gol görmeyerek, ayrı bir rekora imza attı.

-''KARAKARTAL''IN KABUS SEZONU-

Beşiktaş, 2003-2004 sezonundaki ilginç performans grafiğiyle sevenlerine adeta kabus yaşattı.
Sezonun ikinci yarısına en yakın takipçisi Fenerbahçe'nin 8 puan önünde namağlup lider başlayan Beşiktaş, ikinci yarıdaki inanılmaz düşüşüyle, sezonu şampiyon bitiren ezeli rakibinin tam 14 puan gerisinde 3. sırada kaldı.
17 maçlık 2. yarıda tam 8 yenilgi birden alan siyah-beyazlılar, böylece lig tarihinde iki devre arasında en büyük düşüşü gerçekleştiren şampiyon adayı takım olarak kayıtlara geçti.

-İLK VE SON ŞAMPİYON FENERBAHÇE-

1959 yılında ilk kez düzenlenen Birinci Futbol Ligi'nde ilk şampiyonluğu Fenerbahçe kazandı.
2 ayrı grupta birinciliği elde eden ezeli rakipler Fenerbahçe ile Galatasaray, o zamanki statü gereği final maçlarında karşı karşıya geldi. İlk maçta rakibine 1-0 yenilen sarı-lacivertliler, rövanş maçını 4-0 kazanarak, 48 yaşına girmeye hazırlanan ligde ilk şampiyonluğu kazanan takım oldu.
Birinci Lig'de son şampiyonluğu da 2004-2005 sezonunda, Trabzonspor'un önünde mutlu sona ulaşan Fenerbahçe elde etti.

-''4 BÜYÜKLER''İN HASRET YILLARI-

Birinci Futbol Ligi'nde şampiyonluklara adeta ambargo koyan ''4 Büyükler'', zaman zaman mutlu sona ulaşmak için uzun süreler beklemek zorunda kaldı.
Beşiktaş, 1966-67 sezonunda elde ettiği şampiyonluğun ardından tam 14 sezon mutlu sona ulaşmaya hasret kaldı. 1981-82 sezonunda Dorde Miliç yönetiminde şampiyon olan Beşiktaş, taraftarlarının uzun süren hasretine de son verdi.
Galatasaray ise 1972-73 sezonunda ligi en önde tamamladıktan sonra 13 sezon boyunca şampiyonluk sevinci yaşayamadı. Sarı-kırmızılı takım, 1986-87 sezonunda Jupp Derwall yönetiminde şampiyon olarak, 13 yıllık hasreti dindirdi.

-EN AZ SÜRE BEKLEYEN FENERBAHÇE-

Ezeli rakipler arasında şampiyonluk için en az süre bekleyen takım ise Fenerbahçe olarak dikkati çekiyor.
Sarı-lacivertli ekibin şimdiye kadar ki en uzun süreli şampiyonluk hasreti 6 sezon sürdü. 1988-89 sezonunda gol rekoru kırarak şampiyon olan Fenerbahçe, 6 sezon bekledikten sonra, 1995-96 sezonunda Carlos Alberto Parreira yönetiminde ipi göğüsledi.

-TRABZONSPOR ŞAMPİYONLUĞU UNUTTU-

Lig şampiyonluğunu şimdiye dek İstanbul dışına taşıyan bursaspor ile Anadolu takımı olan Trabzonspor ise, son yıllarda şampiyon olamamanın sıkıntısını yaşıyor.
Son lig şampiyonluğunu 1983-84 sezonunda Ahmet Suat Özyazıcı döneminde yaşayan bordo-mavililer, o tarihten bu yana geçen 21 sezondur şampiyonluğa hasret.

-GALATASARAY'IN REKORU-


Galatasaray, üst üste en çok şampiyonluğa ulaşan takım unvanının sahibi.
Lig tarihinde şimdiye dek bir takım en fazla 4 sezon üst üste şampiyon oldu.
Fatih Terim yönetimindeki Galatasaray, 1996-97, 1997-98, 1998-99 ve 1999-2000 sezonlarında ipi en önde göğüsleyerek, Türk futbol tarihine geçti.

-ÜST ÜSTE 3'ER KEZ ŞAMPİYON OLAN TAKIMLAR-

Bunun yanı sıra Galatasaray 1970-71, 1971-72 ve 1972-73 sezonlarında, Trabzonspor 1978-79, 1979-80 ve 1980-81 sezonlarında, Beşiktaş da 1989-90, 1990-91 ve 1991-92 sezonlarında üst üste 3'er kez şampiyonluğa ulaşma başarısını gösterdi.
Toplam 16 şampiyonluğu olan Fenerbahçe'nin ise, şimdiye dek üst üste 3 lig şampiyonluğu bulunmuyor. Son 2 yılın şampiyonu sarı-lacivertliler, bu sezon tarihlerinde ilk kez bu başarıya ulaşmak için mücadele edecek.

-BEŞİKTAŞ'IN 2 ŞAMPİYONLUĞU-

Beşiktaş Kulübü'nün, 1959'da başlayan lig önceki 2 şampiyonluğunun, Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu kararıyla lig şampiyonluğuna eklenmesiyle siyah-beyazlıların şampiyonluk sayısı 12 olarak tescillendi.
Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu'nun konuyla ilgili almış olduğu karara ilişkin Beşiktaş Kulübü'nün açıklaması şöyle:
''Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu; 09.05.2002 tarihinde yaptığı toplantısında 1956-1957 ve 1957-1958 sezonlarına ilişkin şampiyonluklarımızın onaylanması talebimizi yerinde ve haklı görerek Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün var olan 2 şampiyonluğunun Türkiye şampiyonluğu olarak Türkiye Futbol Federasyonu kayıtlarına tescil edilmesini karara bağlamıştır.''
Konuyla ilgili Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) resmi internet sitesinde yer alan açıklama da şöyle:
''Türkiye 1. Ligi'nin başladığı tarih TFF tarafından 1959 yılı olarak kabul edilmesine karşın, TFF Tahkim Kurulu'nun 09.05.2002 tarih, 2002/52E ve 2002/68K sayılı kararı tahtında Beşiktaş Kulübü'nün 1956-1957 ve 1957-1958 sezonlarında Türkiye Ligi şampiyonu olduğuna ve bu şampiyonlukların TFF yıldız kriterine dahil edileceğine karar verilmesi sebebi ile toplam şampiyonluk sayısı, toplam lig sezonu sayısından 2 fazladır.''

-ONLARIN ADI: GOL-

47 sezonda 29'u Türk, 2'si yabancı olmak üzere toplam 31 futbolcu ''Gol Kralı'' unvanını kazandı.
Galatasaraylı Metin Oktay, 6 kezle en fazla ''Gol Kralı'' unvanını alan futbolcu olurken, Tanju Çolak ise, Galatasaray formasıyla attığı 39 golle, bir sezonda en fazla gol atan futbolcu rekorunu elinde bulunduruyor.
Ligin ilk ''Gol Kralı'' Galatasaraylı Metin Oktay, son ''Gol Kralı'' ise Trabzonsporlu Fatih Tekke oldu.

-METİN OKTAY'IN REKORU-

Lig tarihinde en fazla ''Gol Kralı'' olan futbolcu unvanı, Türk futbolunun efsane isimlerinden Metin Oktay'a ait bulunuyor.
Aynı zamanda ligin ilk ''Gol Kralı'' olan Metin Oktay, 1959, 1959-60, 1960-61, 1962-63, 1964-65 ve 1968-69 sezonlarında toplam 6 kez ''Gol Kralı'' olarak, lig tarihine adını yazdırdı.
Metin Oktay'ı 5 kezle Tanju Çolak, 3'er kezle de Cemil Turan, Aykut Kocaman ve Hakan Şükür izliyor.

-EN ÇOK ''KRAL'' GALATASARAY'DAN ÇIKTI-

Ligin en çok gol atan toplam 31 futbolcusu, 14 ayrı takımdan çıkarken, Galatasaray, 13 kezle en çok ''Gol Kralı'' çıkaran takım unvanını elinde bulunduruyor.
Fenerbahçe, 12 kez ''Gol Kralı'' çıkarmayı başarırken, şampiyonluk yaşayan diğer takımlardan Beşiktaş ve Trabzonspor ise 3'er kez ligin en çok gol atan futbolcusunu kadrosunda barındırdı.
Bunun yanı sıra Samsunspor, Eskişehirspor, Ankaragücü ve Bursaspor 3'er, Adanaspor 2, Ankara Demirspor, Göztepe, Altay, Sakaryaspor ve Konyaspor da 1'er kez ''Gol Kralı'' futbolcuyu kadrosunda bulundurdu.

-TANJU ÇOLAK, TARİHE GEÇTİ-

Birinci Futbol Ligi'nin geride kalan 47 sezonunda, ''Gol Kralları'' içinde en fazla golle bu unvanı yakalayan futbolcu Tanju Çolak oldu.
Çolak, 1987-88 sezonunda Galatasaray formasıyla 39 gol atarak, Metin Oktay'a ait 38 gollük rekoru kırdı ve Türk futbol tarihine altın harflerle geçti.
Tanju Çolak ayrıca, 5 kez yakaladığı ''Gol Kralı'' unvanına 3 ayrı kulüpte ulaşarak, ayrı bir rekor kırdı.
Golcü futbolcu, 1985-86 ve 1986-87 sezonlarında Samsunspor, 1987-88 ve 1990-91 sezonlarında Galatasaray, 1992-93 sezonunda da Fenerbahçe formasıyla ''Gol Kralı'' oldu.

-YABANCI ''KRALLAR''-

Birinci Futbol Ligi tarihinde şimdiye dek yalnızca 2 yabancı futbolcu ''Gol Kralı'' unvanını yakalayabildi.
Galatasaray formasını giyen Yugoslav Tarık Hosic, 1983-84 sezonunda 16 gol atarak, lig tarihinde en çok gol atan ilk yabancı futbolcu oldu.
Trabzonspor'un Gürcü futbolcusu Şota Arveladze ise 1995-96 sezonunda 25 gol atarak, ''Gol Kralı'' olan 2. yabancı futbolcu olarak tarihe geçti.

-PAYLAŞILAN ''KRALLIKLAR''-

Birinci Futbol Ligi'nin geride kalan 47 yıllık tarihinde ''Gol Krallığı'' 3 kez paylaşıldı.
Fenerbahçeli Cemil Turan, 1975-76 sezonunda Ankaragücü'nden Ali Osman Renklibay ile birlikte 17'şer golle, 1979-80 sezonunda Bursasporlu Bahtiyar Yorulmaz ile Altaylı Mustafa Denizli 12'şer golle ortak ''Gol Kralları'' oldular. 2001-2002 sezonunda ise Beşiktaşlı İlhan Mansız ile Galatasaraylı Arif Erdem 21'er golle bu unvanı paylaştı.

-GOL ORTALAMASI EN YÜKSEK VE DÜŞÜK ''KRALLAR''-

Lig tarihinde oynadığı maç başına attığı gol sayısı açısından en başarılı ''Gol Kralı'', Metin Oktay oldu.
Galatasaraylı futbolcu, 1962-63 sezonunda forma giydiği 26 maçta 38 gol atarken, maç başına 1.46 gol ortalamasına ulaştı ve en verimli golcü olarak tarihe geçti.
Gol ortalaması en düşük krallar ise, 1979-80 sezonunda krallığını paylaşan Bursasporlu Bahtiyar Yorulmaz ile Altaylı Mustafa Denizli oldu. Toplam 30 maçta 12'şer gole imza atan her 2 futbolcu da maç başına 0.4 gol ortalaması tutturdu.

-UNVANLAR GALATASARAY'DA-

Birinci Lig'de 1990'lı yılların sonlarına kadar Fenerbahçe'nin üstünlüğü göze çarparken, Galatasaray, özellikle teknik direktör Fatih Terim döneminde yakaladığı çıkışla, ezeli rakibini birçok alanda geride bıraktı.
Sarı-kırmızılılar, 47 yıllık geçmişi bulunan Birinci Futbol Ligi'nde, ezeli rakibi Fenerbahçe'ye ait olan birçok unvanı, 1996 ile 2000 yılları arasında gösterdikleri başarılı çıkışla eline geçirdi.


-PUANLARDA FENERBAHÇE'Yİ GEÇTİ-

Sarı-kırmızılılar, 1999-2000 sezonu başında Fenerbahçe'nin 13 puan gerisinde bulunurken, 1999-2000 sezonu bitiminde 5 puan farkla zirveye yerleşti ve bu üstünlüğünü 2005-06 sezonuna dek korumayı başardı.
47 yılda yaptığı bin 528 lig maçında, 2 bin 513 puanla ilk sıraya çıkan ''Cim Bom'', 2 bin 506 puana sahip olan ''Sarı Kanaryalar''ı 6 puan geride bıraktı.
Beşiktaş, bin 526 maçta 2 bin 453 puanla 3. sırada yer alırken, Trabzonspor ise bin 18 maçta topladığı bin 664 puanla 4. durumda bulunuyor.


-GALİBİYETLER-

47 yıllık geçmişi bulunan Birinci Futbol Ligi'nde toplam bin 528 maç yapan 2 takımdan Galatasaray, aldığı 857 galibiyetle de ilk sırada bulunuyor.
Galibiyetlerde Fenerbahçe 852 ile 2., Beşiktaş ise 819 ile 3. sırada.

-EN GOLCÜSÜ DE GALATASARAY-

Birinci Futbol Ligi'nin 47 yıllık geçmişinde en çok gol atan takım unvanına da Galatasaray sahip oldu.
Sarı-kırmızılılar, toplam 2 bin 630 gol kaydederken, Fenerbahçe ise 2 bin 621 gol atabildi. Beşiktaş'ın gol sayısı ise 2 bin 448.
 
  • Beğen
Tepkiler: tragedie


tragedie

tragedie

Emekli Yönetici
Konu Üst Konu Olmuştur Teşekkürler Paylaşım İçin
 
esokmen

esokmen

Üye
Paylaşım İçin teşekkürler
 
esokmen

esokmen

Üye
tesekkurler kardesim
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt