Okumayan kalmasın!_TSK'nın F-16'lı hava operasyonu:35 kaçakçı öldürüldü.<Uludere-Şırnak_Ana Konu-2>

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
bydexer

bydexer

Üye
    Konu Sahibi
Okumayan kalmasın!_TSK'nın F-16'lı hava operasyonu:35 kaçakçı öldürüldü.<Uludere-Şırnak_Ana Konu-2>
Baydemir: Devlet terörü



Osman Baydemir'den Uludere açıklaması...
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, Şırnak Uludere'de terörist sanılarak vurulan 35 kişi için Uludere'ye gitti ve twitter'dan bir açıklama yaptı.

DEVLET TERÖRÜ


Ölen 35 vatandaş için Şırnak Uludere'ye giden gördüklerini Twitter hesabından şöyle aktardı... - Saat:18:00 da Uludere'ye vardık. Coğu çocuk, hepsi yoksul ve tamami faşizmin, kirli savaşın kurbanı. Buna hukuken devlet terörü denir.

KAYNAK:

Uludere faciası Predatör hatası mı?




Predatörler gösterdi, F-16&#8217;lar PKK&#8217;lı diye kaçakçıları vurdu!
Türkiye dün güne kahreden bir olayla başladı.

Önceki gece insansız hava araçları (İHA) ve termal kameralar Şırnak'ın İlçesi'ne bağlı Ortasu köyünün karşısında, sınırın Irak tarafında kalabalık bir grubu saptayınca, savaş uçakları bölgeyi bombaladı. Ancak bombardımanda hayatını kaybeden 35 kişinin terörist değil, sigara ve mazot kaçakçılığı yapan köylüler olduğu ortaya çıktı.

İHA VE TERMAL KAMERALARDAN İZLENDİ


PKK'nın hem yurt içindeki hem de Irak topraklarındaki kamplarına yönelik hava operasyonlarından biri önceki gece gerçekleştirildi. Ancak bu operasyon korkunç bir hatayı beraberinde getirdi. İnsansız hava araçları (İHA) ve termal kameralar Şırnak'ın ilçesine bağlı Ortasu köyünün karşısında sınırın Irak tarafında kalabalık bir grubu saptayınca, savaş uçaklarının yaptığı bombardımanda 35 kişi öldü. Bombardımanın ardından köylüler, ölenlerin PKK'lı değil Ortasu ve Gülyazı köylerinden Irak'a kaçak sigara ve mazot getiren 18-20 yaşlarındaki siviller olduğunu ileri sürdü. Bombardıman sırasında katırlardaki yakıt bidonlarının alev aldığı, cesetlerin çoğunun yandığı ileri sürüldü.

Vali: Olay araştırılıyor
Bu iddiaların ardından Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, olayın tüm yönleriyle araştırıldığını bildirdi. Bir süre sonra da Şırnak Valiliği Kriz Merkezi'nden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, "Irak'ın ilimiz ilçesine yakın sınırında gerçekleştirilen hava harekatında 35 kişi hayatını kaybetmiş, 1 kişi yaralanmıştır. Konu ile ilgili gerekli adli ve idari tahkikat başlatılmıştır" denildi.

Uludere'de operasyon: TSK: Terörist istihbaratı Ölenlerin sivil olduğu iddiaları üzerine büyük tepki yağarken, öğle saatlerinde Genelkurmay Başkanlığı yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesi harekatı, TBMM tarafından 17 Ekim 2007 tarihinde kendisine verilen ve birer yıllık sürelerle yenilenen yetki gereği sürdürüldüğü hatırlatıldı:

SİNAT-HAFTANİN'DEN TERÖRİST GELDİĞİ BİLGİSİ


Terör örgütünün son dönemde verdikleri kayıplar için misilleme talimatı verdikleri ve bu doğrultuda Sinat-Haftanin'e çok sayıda terörist gönderildiği bilgisi alındı. Çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda, içlerinde örgüt elebaşılarının da bulunduğu terörist grupların sınır hattındaki karakollara yönelik saldırı hazırlığı yaptıkları anlaşıldı ve birlikler ikaz edildi.

PATLAYICILARI YÜK HAYVANLARIYLA SOKTUKLARI BİLİNİYOR


Geçmişte bölücü terör örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırılarda, teröristlerin, kullandığı ağır silah, cephane ve patlayıcıları yük hayvanları ile Irak'tan getirerek sınırdan içeri soktukları, teslim olan terörist ifadelerinden bilinmektedir.

İNSANSIZ HAVA ARACI TESPİT ETTİ


28 Aralık 2011 günü saat 18.39'da, Irak sınırları içinde bir grubun hareket halinde olduğu İHA görüntüleriyle tespit edildi. Bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine saat 21.37-22.24 arasında hedef ateş altına alındı. Olayın meydana geldiği yer, terör örgütünün ana kamplarının konuşlu olduğu, sivil yerleşim bulunmayan, Irak kuzeyindeki Sinat-Haftanin bölgesidir. Olay hakkında idari ve adli inceleme ve işlemler devam etmektedir. Adli Tıp Şırnak'a taşındı Akşam üstü açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ölenlerin sigara kaçakçılığı yapan siviller olduğunu itiraf etti. Ailelerin ölenlerin otopsi için Malatya'ya gönderilmesini istememesi üzerine Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla Adli Tıp raporu için gerekli tüm imkanlar Şırnak'a gönderildi. Katırlarda cesetler Bombardıman bölgesindeki cesetlerin bir kısmı, köylüler tarafından traktör ve katır sırtlarında Ortasu Köyü'ne getirildi. 'Sarhoş atlar zamanı' gibi Bu korkunç olay, İranlı ünlü yönetmen Bahman Gobadi'nin 'Sarhoş atlar zamanı' filmini hatırlattı. İran-Irak-Türkiye sınırında yaşayan bir Kürt ailesinin dramının anlatıldığı filmde, zor kış şartlarında kaçakçılıkta kullanılan atlara ayakta kalmaları için alkol veriliyor. Savaşın enkazı ve halkın yoksulluğunun sahne sahne gözler önüne serildiği filmde, bölge halkı geçim derdi uğruna sınır güvenliğinin ateşi altında kalıyor, hem kendi hayatını hem de katırlarını kaybediyor...

KORUCU VE ÖĞRENCİLER DE VAR


Ölenlerden 28'i aynı aileden
Bombardımanında ölen Ortasu ve Gülyazı köylerinden 35 kişinin kimliği açıklandı. Çoğu 30 yaşın altında ve 14-20 yaş arasında olan, aralarında korucu ve öğrencilerin de bulunduğu belirtilen ve 28'inin Ortasu Köyü'nde birbirine akraba Encü soyadını taşıyan ölen 35 kişinin kimliği şöyle: Seyit Enç, Özcan Uysal, M. Ali Tosun, Nadir Alma, Adem And, Yüksel Ürek, Salih Ürek,Mehmet Encü, Nevzat Encü, Hamza Encü, Şervan Encü, Cemal Encü, Osman Encü, Şıvan Encü, Bilal Encü, Mahsum Encü, Salih Encü, Haki Encü, Serhat Encü, Savaş Encü, Çetin Encü, Selahattin Encü, Bedran Encü, Hüseyin Encü, Aslan Encü, Cevat Encü, Selman Encü, Zeydin Encü, Orhan Encü, Fadıl Encü, Vedat Encü, Cihan Encü, Fikret Encü, Hüsnü Encü, Erkan Encü. Şırnak Emniyeti'nden aldığımız bilgilere göre, bu 19 kişinin terör ve kaçakçılık sicillerinin olmadığı belirtildi.

GÖRGÜ TANIKLARI ANLATTI:


'Asker önümüzü kesti kaçarken bomba yağdı'
Olaya tanık olan köylüler, bombardımanda 4 savaş uçağının yer aldığını söyledi. Gülyazı köyünde yaşayan ve bombardımandan kaçmayı başaran Servet Encü, sınır ötesinden mazot ve gıda maddeleri aldıktan sonra dönüş yolunda saldırıya uğradıklarını anlattı. Gülyazı Karakolu'na bağlı askerler tarafından yollarının kesildiğini belirten Encü, "Yeniden sınır ötesine kaçarken, F-16 uçakları bomba yağdırdı. Patlamanın etkisiyle yere düşmüşüm ve karın içinde gömüldüğüm için beni fark etmemişler. Çok sayıda arkadaşım ve akrabam yaşamını yitirdi. Çoğundan alamıyoruz" dedi. İsmini vermeyen bir diğer görgü tanığı da şunları anlattı: "Ölenlerin çoğu lise mezunu... İşsiz oldukları için gidip mazot almışlar. Mazottan aldıkları para 50 lira. Arkadaşım en son 9'da arayıp, 'Anne geliyoruz' demiş. Olay yerine gittim. Sınırın 150 metre bu tarafında insan parçaları gördüm. Kiminin kolu, kiminin kaburgaları, kiminin bacağı... Katırların parçalarını gördük. Katırlar mazot yüklüydü. Bunlar 40 kişilik grup. 3 kişi sağ kurtulmuş. Bu enkazın altında kalanların çoğunda mermi izi bulunmuş. Hepsi benim akrabam."

KAYNAK:


Yedi maddede Uludere




Türkiye Irak sınırında 35 köylünün bombalanarak hayatını kaybetmesi Hürriyet yazarı Hakan'ın da gündemindeydi..


Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Şırnak Uludere'de F-16'ların PKK'lılara yönelik düzenlediği saldırı sonucu yaşamını yitiren 35 kişiyi bugünkü köşesine taşıdı. Uludere'de yaşananları 7 maddede açıklayan Hakan, güvenlik politikalarına abanmanın 35 kişinin canına mal olduğunu ifade etti. İşte Hakan'ın o yazısı:

BİR: Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sivil hükümetin emrinde olmadığı algısının iyi bir tarafı vardı: Yanlışlıkla bombalanan sivil hedefler söz konusu olduğunda hükümet, en azından "olay çok vahim, soruşturulmalıdır" falan derdi. Ortaya çıkan vahim tabloyu da pek üzerine alınmazdı.

İKİ: Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sivil hükümetin emrinde olduğu algısının iyiden iyiye yerleşmesinin ise çok kötü bir tarafı oldu: olayı karşısında hükümet sustu kaldı. Etkili bir çıkış yapmadı. Kısacası ortaya çıkan vahim tabloyu hafiften üzerine aldı.

HÜKÜMET YANLISI MEDYA NE YAPACAK?


ÜÇ:
En çok şunu merak ediyorum: Hükümet yanlısı medya ne yapacak? Eskiden olduğu gibi yine "Ordu'nun beceriksizliği" ya da "Ergenekon'un oyunu" gibi teoriler üretecek mi? Yoksa "öldürülenler PKK yanlısı kaçakçılardı" falan mı diyecek?

DÖRT:
Bir kez daha anladık: Güvenlik politikalarına abanmanın tehlikeli sonuçları olabiliyor. Hele azıcık başarı sağlanınca bir havaya girme durumu söz konusu oluyor ve dikkat elden kaçıyor. Dikkatin elden kaçması ise 35 cana mal oluyor.

YASI ULUSÇA TUTMALIYIZ


BEŞ:
Bazıları çocuk yaşta 35 köylü, F-16'lardan atılan bombalarla hayatını kaybetti. Bu olay nedeniyle sadece Kürtler mi yas tutacak? Yanlışlıkla öldürülenler bizim bir parçamızsa yası ulusça tutmalıyız... Bırakalım Kürt'ü, Türk'ü, PKK'yı, siyaseti falan... Hep birlikte yas tutalım.

ÖZÜR DİLEMEK İÇİN 40-50 SENE Mİ GEÇMESİ GEREKİR
ALTI:

Yapılan bir hatadır. Hem de çok vahim bir hata... Peki yetkililerimiz, neden bir özür bile dilemezler? Neden hatayı açıkça ifade etmezler? Hatayı itiraf etmek ya da özür dilemek için ille de olayın üzerinden 40-50 sene mi geçmesi gerekmektedir? "Vahim olaylarla ancak üzerinden yıllar geçtikten sonra yüzleşme yaşanır?" diye bir kural mı var?

SORGUSUZ SUALSİZ BOMBALANAN 35 KÖYLÜ


YEDİ:
Öldürülenlerin sayısından mı, yoksa haberlerde "kaçakçı" sözcüğünün fazlaca vurgulanmasından mı bilinmez, olayının duyulmasının ardından herkesin diline düştü Ahmed Arif'in "33 Kurşun" şiiri... Sorgusuz sualsiz kurşuna dizilen 33 köylü... Sorgusuz sualsiz bombalanan 35 köylü... Tek eksik: Olayın şiirini yazacak Ahmed Arif gibi bir şair...

KAYNAK:

Baransu:"İstihbarat MİT ajanından geldi."




Köylülerin öldüğü bombardımanın arkasında MİT'in istihbaratı var.


Türkiye-Irak sınırında mazot kaçakçılığı yapan köylülerin, PKK'lı teröristlere operasyon düzenleyen Türk savaş uçakları tarafından bombalanması ve 35 kişinin hayatını kaybetmesi dün Türkiye gündemine bomba gibi düştü.
Taraf yazarı Mehmet Baransu bugünkü köşesinde, olayın perde arkasına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Baransu'nun açıklamalarına göre; İstihbarat MİT ajanından geldi. İşte Baransu'nun bugünkü o yazısı: Şırnak'ın İlçesi'nde 35 sivil vatandaş, TSK'nın düzenlediği hava saldırısıyla önceki gün hayatını kaybetti. Haber öncelikle gece yarısı sosyal medyada, twitter'da, bölgedeki vatandaşlar tarafından kamuoyuna duyuruldu. İddia, sivillerin öldürüldüğü yönündeydi. Bu bilgi üzerinde de ölenlerin sivil mi PKK'lı mı oldukları merak edilmeye başlandı. Yetkililerden bir açıklama beklendi. İlk açıklama Şırnak Valisi'nden geldi. İddialar araştırılacaktı. İkinci açıklama Genelkurmay'dan yapıldı ve olay yalanlanmaya çalışıldı. Akşam saatlerinde ise AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik kameralar karşısına geçip, öldürülenlerin PKK'lı değil, sivil olduklarını açıkladı. Fazla detaya girmeden, olayın soruşturulduğunu belirtti.

İSTİHBARAT İÇERİSİNDEKİ BİR MİT AJANINDAN

Dün gün boyu bu operasyon istihbaratının nasıl geldiğini öğrenmeye çalıştım. Hem bölgedeki yetkililerden hem Ankara'dan hem de Genelkurmay'dan aldığım bilgi, istihbaratın MİT tarafından gönderildiği. MİT'in yanlış istihbaratı üzerine 35 sivil hayatını kaybetmiş. Kendilerini ölüme götüren olayın perde arkası ise şu şekilde gelişmiş. Bilgi öncelikle içerisindeki bir MİT ajanından gelmiş. Bombalanan bölgeden PKK'lıların geçeceği bu ajan sayesinde MİT'e iletilmiş. Hatta grup içerisinde Fehman Hüseyin'in olacağı yönünde de bir bilginin Ankara'ya iletildiği iddiası var. İddia diyorum çünkü bu bilgiyi yalnızca bir isimden öğrendim. MİT kendisine iletilen bu istihbaratı Genelkurmay Başkanlığı'yla paylaşıyor. Ardından da bölgeye heron gönderiliyor. Heron, bölgedeki sivil vatandaşların görüntüsü alıp, Ankara'ya iletiyor. Ankara'da görüntüleri gören yetkililerden biri durumdan şüpheleniyor. Grubun sivil olma ihtimali üzerinde duruyor. Şüphe üzerine konu yetkililerle paylaşıyor. MİT'le iki kez temasa geçiliyor. MİT yetkililerine şüphe aktarılıyor. MİT, "grup kesin PKK'lı" deyip, kendilerine gelen istihbaratın sağlam olduğunu Karargâh'a bildiriyor. "Kesin" ifadesi üzerine de Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın emriyle uçaklar bölgeyi bombalıyor.

3 SAATLİK ZAMAN FARKI


Genelkurmay Başkanlığı dün yaptığı açıklamada İHA'nın görüntüleri 18:39'da aldığını belirtti. Hava operasyonun da 21:37-22:24 saatleri arasında yapıldığını açıkladı. Görüntü alınmasıyla, operasyon yapılması arasındaki bu üç saatlik zaman farkının nedeni, görüntülerden şüphelenen yetkilinin bilgisi üzerine MİT'le iki kez temasa geçilmesi. Bilginin teyit edilmesi için beklenmesi.

HİÇBİR BİRİME HABER VERİLMEDİ


Olayın en skandal tarafı ise konuyla ilgili bölgede bulunan komutanlardan hiçbir bilgi alınmaması. Bölgedeki tümen ve karakol komutanı dahil hiçbir birime verilmemesi. Dün bölgede görev yapan bir askeri yetkiliyle görüştüm. Operasyondan kendileri haberdar edilmemiş. Olaydan haberdar olduklarında ise çok geç olmuş. Askeri yetkili dün konuyla ilgili şunları da söyledi: "Ankara operasyondan önce bize sorsaydı, grupta bulunan kişilerin kimliklerine varıncaya kadar bilgiyİ verirdik. Grubun PKK'lı olmadığını, kaçakçılık yapan korucular olduğunu karakol komutanı dahil üstleri de biliyordu."

Fotoğraflar için tıklayınız:


İzlemek için tıklayınız:

KAYNAK:

"Askerleri görürsen korkma oğlum."




12 yaşındaki çocuk dönüş yolunda annesini arıyor: Asker görürsen sakın korkma oğlum!

Önceki akşam, Türkiye-Irak sınırında, PKK'lılara yönelik düzenlenen bombalı saldırı sonrası 35 köylü hayatını kaybetti.


ASKERLER KAÇAKÇI OLDUKLARINI BİLİYORDU


Olayın ardından bölgeye giderek cenazeleri alanlanlardan biri olan Erdal Sağ isimli köylü de öldürülenlerin kaçakçı olduğunu tüm askerlerin bildiğini söyledi.

'YOLDA, SINIRDA GÖRÜRSEN KORKMA'

Sağ "Bu işe gidenlerden biri de 12 yaşında bir çocuk. Malı alıp dönmeye geçtiklerinde annesini arıyor telefonla. Saat tam 21.12'de arıyor. Annesi de o çocuğuna 'Yolda, sınırda görürsen korkma. Dur derlerse dur. Bir şey yapmazlar' diyor. Çünkü burada, özellikle karakolun askerleri bilir kaçağa düzenli gidildiğini" diye konuştu.

Fotoğraflar için tıklayınız:

İzlemek için tıklayınız:

KAYNAK:

Bombalanan kaçak hayatların acı hikayeleri




Kimisi 30 lira için, kimisi de mayında bacağı kopan ağabeyine protez almak için kaçağa gidiyordu..

35 kişinin hayatını kaybettiği K. Irak-Türkiye sınırındaki katliam, geriye yürek burkan insan öyküleri bıraktı. Katliamda iki oğlunu yitiren anne Mercan Encü, "30 lira için iki oğlumu kaybettim" dedi.

ABİSİNE PROTEZ BACAK YAPTIRMAK İÇİN KAÇAĞA GİDİYORDU


Türkiye ile Kuzey Irak arasındaki sıfır noktası olan Uludere'deki katliamda yaşamını yitirenlerden biri de 12 yaşındaki Aslan Encü. Encü'nün annesi Zahide Encü, "Abisi aynı şekilde kaçakçılık yaparken mayın patlamasında ayağını kaybetti. Aslan, abisine protez bacak yaptırmak için kaçağa gidip para topluyordu" dedi. 35 köylünün yaşamını yitirdiği katliam geride yürek burkan insan öyküleri de bıraktı. Taraf Gazetesi'nden Muzaffer Duru'nunhaberine göre, Mercan Encü bu öykülerin belki de en acısını yaşıyor. Saldırıda iki oğlunu yitirdi. 17 yaşındaki Şervan ve 14 yaşındaki Nevzat. Çocuklarının bir katırın sırtına yüklenmiş cenazelerini gördüğünde feryatları yeri göğü inletti. Güçlükle sakinleştirilmeye çalışılan Mercan Encü, "Mazot getirmeye gitti çocuklarım. Yoktu başka işleri. Herkes gider kaçağa, yıllardır gider. Ne oldu da vurdular benim çocuklarımı. Şimdi Nevzat'a mı yanayım, Şervan'a mı yanayım" diye bağırıp ağıtlar yaktı. Ağabeyine protez alacaktı Katliamın en küçük kurbanı ise 12 yaşındaki Aslan Encü. Anne Zahide Encü şöyle anlattı oğlunu: "Bizlerin başka imkânı yok burada. Kaçakçılık yapmaya mecburuz. 7 yıl önce büyük oğlum bu işi yaparken, mayına bastı ve ayağını kaybetti. 12 yaşındaki Aslan'ım da ağabeyine protez bacak alabilmek için kaçakçılığa gidiyordu. 12 yaşında 2 bidon benzin için gitmişti. Devlet önlerini kesmiş,uçaklarını göndermiş. Gidenlerin hepsi el kadar çocuktu daha. Gitmeseler aç kalırız. Çocuklarımızın hepsi yanmış ve parçalanmış. Çocuğumu tanıyamadım. Cenazelerin ayak, baş ve kolları birbirinden ayrılmış durumdaydı" dedi. Cenazeler bugün defnedilecek Olayda hayatını kaybeden, Ortasu ve Gülyazı köylerinde yaşayan 35 köylü, bugün topluca defnedilecek. Cenazelerin getirilmesinin ardından yetkililer otopsi işlemleri için Malatya Adlî Tıp Kurumu'na götürülmesi gerektiğini açıkladılar. Bunun üzerine yakınlarını kaybeden aileler "Malatya'ya giden cenazeler günlerce alınmıyor, bekletiliyor. Biz çocuklarımızı teşhis ettik. Nasıl öldükleri de belli. Göndermeyeceğiz" dediler. Yaşanan gerginlik üzerine cenazelerin Malatya'ya götürülmemesi, otopsi için gerekli işlemlerin Uludere'de yapılması kararlaştırıldı. Bu gelişmenin ardından cenazelerin bugün sabah Ortasu Köyü'nde topluca defnedileceği belirtildi. Valilikte kriz merkezi Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, Irak sınırında yaşanan olayın ardından kriz merkezi oluşturdu. Olayın tüm detaylarıyla araştırıldığını bildiren Özkan, yaptığı yazılı açıklamada, "Irak'ın ilçesine yakın sınırında 28.12.2011 çarşamba günü gerçekleştirilen hava harekatı sonucunda 35 kişi hayatını kaybetmiş, 1 kişi yaralanmıştır. Konu ile ilgili gerekli adli ve idari tahkikat başlatılmıştır" dedi.

KAYNAK:

"PKK mazot kaçakçılarını yem yaptı."




Zaman Gazetesi dün sabah Şırnak Uludere'de gerçekleşen olayın ardından ilginç bir iddia ortaya attı.


Ortasu, Şırnak'ın ilçesine bağlı bir sınır köyü. Etrafı dağlarla çevrili köy, terörden dolayı büyük mağduriyetler yaşamış. 980 nüfuslu köyün tamamı akraba. Goyan aşiretine mensup olan köylülerin geçim kaynağı koruculuk maaşı ve kaçakçılık. Hemen her evde koruculuk yapan bir kişi var. Köyde devletin silahını taşıyan, askerle operasyona çıkan 80 korucu bulunuyor. Bunların çocukları da kaçakçılık yapıyor. Büyükler korucu olduğu için kaçağa, 16-18 yaşındaki gençler gidiyor.

AKRABALARI KENDİLERİNİ UYARDI


Gülyazı ve Ortabağ'da da durum farklı değil. Çoğunluğu amca çocuğu olan gençler, her zaman yaptıkları gibi çarşamba günü yine sınırı geçerek Kuzey Irak'a geçti. Mazot başta olmak üzere birtakım malları Türkiye'ye getirip satacaklardı. Yıllardan beri baba ve dedelerinin kullandığı yollardan geçiyorlardı. Her kaçakçının yanında 2 katır vardı. Mazotları katırlara yükleyen 50 civarında köylü, Türkiye'ye doğru yola çıktı. Saat 20.00 sularında sınırdan geçerek köye ulaşacaklardı. Her zamanki gibi 5-6 kaçakçı genç birlikte hareket ediyordu. Saat 18.30 sularında ilk grup sınıra yaklaştığında köyde gözetleme yapan akrabaları kendilerini uyardı: "Asker geçiş yolunu tuttu, dikkat edin!" Yakalanmaktan korkan gençler, sınırın Irak tarafında beklemeye başladı. Saatler ilerledikçe Ortasu'nun yaklaşık 3 kilometre ilerisinde bekleyenlerin sayısı artıyordu. 3 saat içinde sayı 50'yi bulmuştu. Bu sırada gökyüzünde jetlerin sesi duyulmaya başlandı. Grubun, Türkiye'ye sızmaya çalışan teröristler olduğunu değerlendiren F-16'lar bölgeye bomba yağdırmaya başladı.

MANZARA KORKUNÇTU

Feryatlarla bomba sesleri birbirine karıştı. Bazıları kaya diplerine saklanmaya çalışıyor, bazıları Irak'a doğru koşuyordu. Jetlerin sesini duyan ve gençlerin kaçağa gittiğini bilen köylüler, büyük bir felaketle karşı karşıya kaldıklarını anlamıştı. Bomba sesleri kesilince sınıra doğru koştular. Manzara korkunçtu. Her taraf cesetlerle doluydu. Bombaların etkisiyle yanan cesetleri, katırlara yükleyerek köye getirdiler. Katırların sırtında, kaçağın yerini gençlerin cansız bedenleri almıştı. Gün ağarınca yürek dağlayan manzarayı tüm Türkiye gördü. 35 genç hayatını kaybetmişti. Yaralı bulunan bir genç hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. 4 kişi de bombardımandan sağ kurtulmuştu. Geriye kalanların akıbeti ise henüz bilinmiyor.

KOMUTAN TELEFON EDİP SORUYORDU


Olayı gözyaşları içinde anlatan muhtar Hamza Encü, güvenlik güçlerine sitem ediyor. Yıllardan beri kaçakçılık yaptıklarını, bunu da asker dahil herkesin bildiğini belirten Encü, "Daha önce de termal kameralar sınırda insan tespit ediyordu. Komutan bize telefon açıp soruyordu. 'Sizden kaçağa giden var mı?' diyordu. Verdiğimiz cevaba göre gelenlerin köylü mü, terörist mi olduğunu anlıyorlardı. Bu defa niye sormadılar?" diyor. Ortasu'da 4. Jandarma Sınır Tabur Komutanlığı'na bağlı sınır güvenliğini sağlayan 1. Jandarma Sınır Bölük Komutanlığı var. Onarım sebebiyle karakol hizmet dışı. Yani köylüleri tanıyan askerler başka karakollarda görevli. Hava harekâtına karar verenlerin, köydeki koruculara veya muhtara kaçakçıları sormaması soru işaretlerine yol açtı.

PKK KAÇAKÇILARI YEM OLARAK MI KULLANDI?


Başka bir iddia ise şu: Silahlı Kuvvetler son zamanlarda bölgede üst üste başarılı operasyonlar yaptı. Büyük kayıplar veren terör örgütünün, cevap niteliğinde büyük bir eyleme hazırlandığı yolunda istihbarat alındı. Bunun üzerine tedbirler üst seviyeye çıkarıldı. İnsansız hava araçlarının bölgeyi sürekli gözetlediğini bilen PKK, kaçakçı kılığında Türkiye'ye giriş yapıp yapamayacağını test etmek istedi. Bu sebeple kaçakçılar yem amacıyla toplu olarak sınıra gönderildi. PKK, geçmişte defalarca katırlarla sınırı geçerek karakollara saldırdı. Dağlıca ve Aktütün baskınları bunun en bariz örneklerinden. Ayrıca son olayın yaşandığı Uludere'de 1 yıl önce büyük bir saldırı gerçekleşmişti. 50 kişilik terörist grup, ilçesinın Irak'a sıfır noktada bulunan Karaçalı Üs Bölgesi'nde saldırmak istemişti. Termal kameralar tarafından karakola 5 kilometre uzaklıkta fark edilen PKK'lıların açtığı ilk ateşte bir uzman çavuş şehit olmuştu. Çatışmanın ardından PKK'lılar Kuzey Irak'ın Haftanin Vadisi'ne doğru kaçmıştı. Hükümetin ve TSK'nın bu son olayı etraflıca araştırıp sonucunu ivedi olarak kamuoyuna açıklaması gerekiyor. Olay hata sonucu mu gerçekleşti, eksik istihbarat sebep oldu, kasıt mı var? Ortaya çıkmalı. Devletin vatandaşına sahip çıkması, ölenlerin yakınlarının acısını paylaşması, terör örgütünün bu olayı istismar etmesine izin vermemesi gerekir.

KAYNAK:

Çok sayıda çevik kuvvet Uludere'de




Irak'ın Uludere sınırına yakın kesiminde meydana gelen olayda hayatını kaybeden 35 kişinin otopsi işlemi yapıldı.


Irak'ın sınırına yakın kesiminde önceki gece meydana gelen olayda hayatını kaybeden 35 kişinin cenazesi, Devlet Hastanesi'nde Malatya ve Diyarbakır Adli Tıp Kurumlarından getirilen uzmanlar tarafından yapıldıktan sonra Yeşilyuva camisine getirildi. Olayda yaşamını kaybedenlerin yakınlarının yanı sıra BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda BDP'li de camiye geldi. Cenazelerin kılınacak namazının ardından Gülyazı köyüne götürülerek, burada toprağa verileceği belirtildi. Öte yandan, Şırnak'tan çok sayıda çevik kuvvet polisi de ilçesine getirildi.

KAYNAK:


Ahmet Altan:"Çocukları öldürdünüz."



Ahmet Altan, Uludere'de savaş uçaklarının bombardımanı sonucu hayatını kaybeden 35 kişiyi kaleme aldı. Taraf gazetesi yazarı Ahmet Altan, Şırnak Uludere'de 35 sivilin öldüğü olayla ilgili yazısında olayda bir çok karanlık yön bulunduğuna dikkat çekerek, olayda yaşanan ihmalleri sıraladı. Altan "Niye öldürüldü bu çocuklar" başlıklı yazısında hem hükümete, hem de Genelkurmay'ı soru bombardımanına tuttu. İşte Ahmet Altan'ın o yazısı; Dile kolay, otuz beş ölü. Çoğu çocuk yaşta. Kaçakçı çocuklar bunlar, savaşın altüst ettiği topraklarda yaşayabilmek için kaçakçılık yapıyorlar. Katır sırtında sigara taşıyorlarmış, birkaç teneke mazot da varmış yanlarında. F-16'lar bombalarla paramparça etmişler. Genelkurmay'ın açıklamasına göre "istihbarat" gelmiş. Baransu, haberinde daha ayrıntılı anlatıyor. Onun haberine göre Kuzey Irak'taki bir MİT ajanı, "Bahoz Erdal'la grubunun baskın için sınırı geçeceklerini" bildirmiş.

MİT, KUZEY IRAK'TAKİLERE SORMUŞ

Onun söylediği yeri gözetleyen Heronlar bir grubu saptamışlar.
Ama habere göre, Genelkurmay gelen grubu PKK'lılara benzetememiş, birkaç kez sormuş MİT'e "bunlar PKK'lı mı" diye, onlar da Kuzey Irak'taki adamlarına sormuşlar, o da ısrarla "evet" demiş. Uçaklar da gidip öldürmüş. Genelkurmay'ın açıklamasındaki "istihbarat geldi" lafıyla Baransu'nun haberi bir şekilde örtüşüyor. Ama benim görebildiğim kadarıyla iş bu kadar basit değil. Çünkü ortada cevabı olmayan bazı sorular var.

BÖLGEYİ BİLEN KİMSE YOK MUYDU?


Birincisi, bu çocuklar "kaçakçılık yapan" bir köyün çocukları, onların kaçakçılık yaptıklarını herkes biliyor, her akşam "kaçağa gidiyorlar", gidip geldikleri yol belli.
Kaçakçıların "her zamanki" yolu üstünde, PKK'lılara benzemeyen kalabalık bir grup gördüğünde "burası kaçakçıların yolu, bunlar kaçakçı olmasın" diyecek kadar bölgeyi bilen kimse yok muydu Genelkurmay'da bombalama emri verenler arasında? İkincisi, oradaki sınır karakolları, kaçakçıların gidiş gelişlerini biliyorlar, o karakollara yakın bir mesafede kalabalık bir grup saptandığında neden o karakollara "sizin o gruptan haberiniz var mı" diye sorulmadı? Üçüncüsü, bombardımana başlamadan önce neden sınır bölgesindeki birliklerden, o bölgedeki "ajanlardan" bilgi istenmedi? Genelkurmay, "grubun saptanmasıyla" vurulması arasında "üç saat" geçtiğini söylüyor.

OĞLUM ASKERİ GÖRÜRSEN SAKIN KORKMA


O üç saatte sınır birliklerini arayıp, ne olduğunu sormak hiç mi akla gelmedi?
Bizim Muzaffer Duru'nun bölgeden verdiği habere göre, ölenlerin arasında bulunan on iki yaşındaki bir çocuk, sınıra yaklaştıklarında annesini aramış, annesi ona "oğlum askerleri görürsen sakın korkma" demiş. Askerler kaçakçıları tanıyor ve doğru bir kararla onlara dokunmuyorlar, belki biraz korkutuyorlar. O köyleri ve kaçakçıları tanıyan sınır karakollarından neden bilgi istenmedi? Genelkurmay, kaçakçıları "saldırıya geçecek bir PKK'lı grup sandıklarını" söylüyor, peki, bir grup PKK'lının saldıracağını aldıysanız ilk yapmanız gereken o grubun yolunun üstündeki sınır birliklerini uyarmak olmaz mı?

İMHA ETME EMRİNİ KİM VERDİ?


Niye o karakolları uyarmak için kimse aramadı? Aradıysa nasıl oldu da o karakollardan gelenlerin kaçakçı olduğunu öğrenemedi? Genelkurmay'da bu kadar kalabalık bir grubu "imha etme" emrini kim verdi? Emri vermeden önce "bölgeden" hangi birliklerle konuştu? Bu kadar büyük bir "operasyonun" sadece "tek kaynaktan" gelen bir istihbaratla yapılması normal midir? Her zaman operasyonlar, "tek kaynaktan gelen bilgilere" dayanarak, bu bilgiler başka kaynaklardan kontrol edilmeden mi başlatılır? Yok, eğer Genelkurmay bu "istihbaratı" birkaç kaynaktan birden kontrol ettiyse, bütün "kaynaklar" aynı yanlış istihbaratı nasıl verdi? Her zaman o saatlerde, o yoldan geçen "kaçakçılar" neden kimsenin aklına gelmedi? "Orası kaçakçıların yolu" diyen hiç mi kimse çıkmadı?

ÖLENLERDEN BİRİ 12 YAŞINDAYDI


Bu korkunç katliamın bir "yanlışlık" olduğu konusunda benim çok ciddi kuşkularım var.
Pek yanlışlığa benzemiyor bu iş. Şu âna kadar bu olayla ilgili okuduklarım, dinlediklerim, duyduklarım, birilerinin o kaçakçı çocukları "bilerek" öldürttüğü konusunda ciddi bir kuşku yaratıyor içimde. Sıradan bir sınır karakol komutanının bilebileceği gerçeği, "üç saat içinde" öğrenecek, bulacak, söyleyecek hiç mi kimse yoktu koskoca ordunun içinde? Bu işin içyüzünün ortaya çıkacağını umuyorum. Böyle bir katliamın içyüzü "sır" olarak kalmaz. Ama nedenleri ne olursa olsun sonuçta otuz beş ölü yatıyor önümüzde. Kürt meselesini, konuşarak, dinleyerek, hukuk ve demokrasi içinde çözmek yerine "şiddetle", silahla, kanla bitirmeye kalkarsanız, Leyla Zana "Kürtlere sorun" deyince, cevap olarak "bedel ödersiniz" derseniz, bunun sonu daima ölümdür, PKK'lı ölümüdür, asker ölümüdür, kaçakçı çocuk ölümüdür ama ölümdür. Öldürdükçe daha çok öldürmek zorunda kalırsınız. Leyla Zana'ya "bedel ödetmek isteyen" zihniyetin, "Kürtlere sormamak" için bütün ülkeye ödettiği ortak bedeldir bu ölümler. Çocukları öldürdünüz. Kürt çocuklarını. Aralarından biri on iki yaşındaydı. Annesi, "asker görürsen korkma oğlum" demiş. Korkacak bir asker bile göremedi, göremediği bir bombayla parçalandı. "Türkiye Türklerindir" demek için değer miydi bunca ölüme? Ne olurdu Türkiye, bu ülkede yaşayan herkesin olsaydı da çocuklar ölmeseydi?

KAYNAK:


Askeri yetkili Uludere saldırısının detaylarını anlattı.




Şırnak'ta 35 kişinin öldüğü TSK bombardımanına yönelik ayrıntılar netleşiyor.


Şırnak'ın ilçesi kırsalında Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 35 köylünün ölmesine ilişkin olayın ayrıntıları netleşiyor.
Bölgede görev yapan üst düzey bir askeri yetkili olayla ilgili Radikal'e çarpıcı bilgiler verdi. Bombardıman adım adım şöyle gelişti:

1- Üç-dört gün önce istihbarat kaynakları Kuzey Irak'tan 200 kişilik bir PKK'lı grubun Türkiye'ye sızacağını bildirdi.


2- Bu bilgi üzerine asker teyakkuza geçti. İstihbarat bilgisi Diyarbakır Askeri Hava Üssü'ne de bildirildi. İnsansız Hava Araçları'nın (İHA) bölgedeki uçuşu artırıldı.


3- Diyarbakır'da ve Malatya'da F-16 savaş uçakları hazır hale getirildi.


4- Önceki gece yaklaşık 50 kişinin, yanlarındaki 100 kadar katırla birlikte Uludere'de sınıra yaklaştığı İHA'lar tarafından tespit edildi.

5- İHA'nın çektiği görüntüler, Ankara'ya ulaşınca önceki istihbaratın da etkisiyle, durum çok iyi analiz edilmeden F-16'lara operasyon emri verildiği ileri sürüldü.

6- Sınırötesi operasyon olduğu için F-16'ların uçuşundan valilik ve yerel askeri güçlere de verilmedi.


7- Daha önce PKK'lı grupların bu şekilde girdiğini bilen ve birçok operasyon yapan F-16 pilotları verilen koordinatlara bomba yağdırdı.


8- Neticede PKK'lı oldukları zannedilen, ancak geçimlerini sağlayabilmek için kaçakçılık yapan 35 köylü hayatını kaybetti.

KAYNAK:


Güneydoğu'da Uludere gerginliği




Şırnak'ta 35 kişinin öldüğü operasyonun ardından gerginlik devam ediyor.


Şırnak'ın ilçesi Ortasu köyü yakınlarında 35 kişinin ölümü, 1 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan hava operasyonuna tepki amacıyla Hakkari'de kepenkler açılmadı.


BDP YÜRÜYÜŞ DÜZENLEYECEK


Hakkari'de sabah saatlerinden itibaren kepenk kapatma eylemi yapılırken, öğrenciler de okula gitmedi. Akşam saatlerinde de ışık söndürme eylemi yapılan ilde gergin hava sürerken, BDP İl Başkanlığı saat 13.00'te Bulvar Caddesi'nde bulunan parti binası önünde basın açıklaması ve ardından yürüyüş düzenlemeyi planlıyor.

İDİL'DE GERGİNLİK

Şırnak'ın İdil ilçesinde Irak sınırındaki olayı protesto eden bir grup, izinsiz gösteri yaptı. Polisin müdahale ettiği göstericiler bir süre sonra dağıldı. Şırnak'ın ilçesi Ortasu köyü kırsalında 35 kişinin hayatını kaybettiği olayı protesto eden bir grup, İdil ilçesinde izinsiz gösteri yaptı. Akşam saatlerinde Adile Naşit Caddesi üzerinde bir araya gelen ve sloganlar atan gösterici gruba polis, tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Göstericilerin de taşlarla karşılık verdiği olaylar kısa süre sonra sona erdi.

KAYNAK:


35 köylünün ölümü için soruşturma




Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı.


Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığınca Irak sınırındaki olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan alınan bilgiye göre, başsavcılık, Uludere'de sınıra yakın Irak'ın kuzeyindeki Sinat-Haftanin bölgesinde meydana gelen olaya ilişkin geniş çaplı soruşturma başlattı. Şırnak Valiliği Kriz Merkezi, Irak'ın ilimiz ilçesine yakın sınırında gerçekleştirilen hava harekatı sonucunda 35 kişinin hayatını kaybettiğini, 1 kişinin yaralandığını bildirmişti.

KAYNAK:


Demirtaş:"Başbakan Esad'a söylediklerini unutmasın."




BDP'nin Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan'a Esad'a söylediği sözleri hatırlattı.


Şırnak'taki katliam için üç günlük yas ilan eden BDP'nin Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan'a Esad'a söylediği sözleri hatırlattı: Kendi halkını katleden yönetimin meşruiyeti yoktur.


'ALENİ BİR KATLİAM'


Şırnak'ın İlçesi'ne bağlı Ortasu ve Gülyazı Köyü'nden toplam 35 kişinin hayatını kaybettiği olaya sert tepki gösteren BDP, üç günlük yas ilan etti. Olayı "aleni bir katliam" olarak değerlendiren Eşbaşkan Selahattin Demirtaş, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Suriye lideri Beşşar Esad'ı hedef alan sözlerini hatırlatarak, "Kendi halkını katleden yönetimin meşruiyeti yoktur. Bu sözlerin aynısını Başbakan Erdoğan için söylüyorum" dedi.
BDP eşbaşkanları ve Gültan Kışanak imzasıyla yapılan açıklamada, "Bu çok açık bir sivil katliamıdır. katliamı, Orgeneral Mustafa Muğlalı'nın 1943'te Van'ın Özalp İlçesi'nde 33 köylüyü kurşuna dizdirdiği katliamın bir benzeridir. Ne yazık ki tarih, o katliamcı zihniyet 68 yıl aradan sonra bir kez daha tekerrür etmiş ve bu kez Şırnak Uludere'de yaşanmıştır. En yaşlısı 20 yaşında olan 35 çocuk ve genç hunharca katledilmiştir. Şimdi bu katliama bir kılıf uydurulmaya çalışılmaktadır" dendi.

VELEV Kİ TERÖRİSTTİLER..


Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamasının katliamın üstünü örtmeye yönelik olduğu belirtilen açıklamada, şöyle dendi: "Yaşanan bu katliamı şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Halkımızla birlikte meydanlarda demokratik tepkilerimizi daha da yükselteceğiz ve bu katliamın, bu katliamı gerçekleştirenlerin, bu katliamın sorumlularının peşini asla bırakmayacağız... Yanlışlıkla zan etmeye kalkışanlar insanlıktan utansınlar. Başbakan deyimiyle 'Velev ki onlar teröristti', imha etmen mi gerekiyordu."

KAYNAK:


Hakkari'de esnaf kepenk kapattı.




Hakkari ve ilçelerinde kepenkler açılmadı.
Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu köyünde 36 kişinin ölmesinin ardından bugün ve ilçelerinde kepenkler açılmadı. Eczane ve fırınlar dışındaki işyerlerinin kapalı olduğu Hakkari'nin bazı mahallelerinde ise işyerlerinin açık olduğu gözlendi.

KAYNAK:


35 köylünün cenaze namazı kılındı.




Şırnak Uludere'de bombalanarak öldürülen 35 köylünün cenaze namazı kılındı.
Önceki gön Türkiye Irak sınırında 35 köylü hava operasyonuyla PKK'lı sanılarak öldürülmüştü. Daha sonra çoğunluğu çocuk 35 kişinin sınırda kaçakçılık yapan köylüler olduğu anlaşılmıştı. Bugün toprağa verilecek 35 kişinin cenaze namazı Şırnak Uludere'de kılındı.

İzlemek için tıklayınız:


KAYNAK:


Ahmet Davutoğlu:"Olay kasıtlı değil."




Şırnak'ta PKK'lı sanılarak vurulan 35 köylü için, Hükümet kanadından ilk açıklamayı Ahmet Davutoğlu yaptı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait savaş uçaklarının, Kuzey Irak'ta PKK kamplarının bulunduğu Şırnak sınırındaki Haftanin-Sinat bölgesinden Türkiye'ye giriş yapmaya çalışan mazot ve sigara kaçakçılarını terörist sanarak vurduğu ve 35 köylünün hayatını kaybettiği olayla ilgili, Hükümet kanadından ilk açıklama Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'dan geldi. Ahmet Davutoğlu, "Hukuk devletinin gereği olacaktır. Kimse böyle bir olayın kasıtlı olduğunu iddia edemez. Bu istisnai olay dışında her şey hukuk devleti içinde götürüldü. Konu araştırılacak. Bu ülkenin vatandaşı hepimizin vatandaşı. Bu acı olay siyasi istismar malzemesi yapılmamalı. Bu konu tetkik edilecek ve yine hukuk devleti içinde gereken yapılacak" dedi.

KAYNAK:


Bülent Arınç'tan 35 köylü açıklaması




Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç soruları yanıtladı:"Üzücü bir olay!"
Arınç'ın açıklamalarından satır başları Bunların aynı aileden ve genç yaşta oldukları basına yansıyor. Elbette üzücü bir olay. Olayın adli ve idari olarak soruşturmanın sonuçlanmasını bekliyoruz.. Olayın insani boyutuna bakmak lazım. Türkiye terörle mücadele ediyor ve eğer böyle olaylarda bir hata varsa gereği yapılır. Türkiye sınırı dışındaki bir olayla ilgili İçişleri Bakanımızı suçlayanlara da bir anlam veremiyoruz..

KAYNAK:


Uludere faciasına Barzani'den açıklama




Barzani:"Şırnak olayı acı verici bir olay. Bu sorun siyasi ve barışçıl yöntemlerle çözülmeli."
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hava operasyonunda sınırda 35 köylünün yaşamını yitirmesi üzerine, "Şırnak olayı acı verici bir olay. Bu sorun siyasi ve barışçıl yöntemlerle çözülmeli" dedi.

'YÜREK YAKICI OLAY'

Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, sınırda 35 kişinin ölümüyle ilgili yayınladığı mesajda olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Peyamner internet sitesinde yeralan haberde, Şırnak'ın İlçesi sınır kesiminde Türk savaş uçaklarının terörist hedefler diye bombalaması sonucu meydana gelen bu olayın yürek yakıcı olduğunu dile getiren Barzani, şöyle dedi: "Yürek yakan acı olay karşısında duyduğumuz üzüntüyü belirterek, mevcut tutumuz da ısrar etmeye devam ediyoruz ki o da sorunun en hızlı şekilde siyasi ve barışçıl yöntemlerle çözülmesidir. Çünkü bu yolla bir daha sivil insanların ölmesi engellenmiş olacaktır. Bir kez daha Türkiye hükümetinde ve PKK'dan bu sorunun çözümü için diyaloğa başvurmasını istiyoruz. Çünkü hiçbir sorun silahla çözülmez. Meydana gelen bu acı, yürek dağlayıcı olayda yaralananlara acil şifa ve hayatını kaybedenlerin ailerine sabır ile Allah'tan kurbanları cennetine kabul etmesini dilyoruz."

'SİYASİ VE BARIŞÇIL YOLLARLA ÇÖZÜLMELİ'

Irak Kürdistan Demokrat Partisi Başkan Yardımcısı Neçirvan Barzani de yayınladığı mesajında, ölenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, Kürt sorunun bir an önce siyasi ve barışçıl yollarla çözülmesi ve bu ölümlere son verilmesi gerektiğini dile getirdi.

KAYNAK:


Demirtaş ve Kışanak gözyaşlarına boğuldu.




35 köylünün cenaze namazına katılan BDP eş başkanları Demirtaş ve Kışanak hüngür hüngür ağladı..


Irak'ın Uludere sınırına yakın kesiminde önceki gece meydana gelen olayda hayatını kaybeden 35 kişinin cenazesi, Uludere Devlet Hastanesi'nde Malatya ve Diyarbakır Adli Tıp Kurumlarından getirilen uzmanlar tarafından yapıldıktan sonra Yeşilyuva camisine getirildi.

DEMİRTAŞ VE KIŞANAK'IN GÖZYAŞLARI


Olayda yaşamını kaybedenlerin yakınlarının yanı sıra BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda BDP'li de camiye geldi. Cenazelerin başında bekleyen BDP Eş Başkanı ve Gülten Kışanak ile çok sayıda milletvekilinin gördükleri manzara karşısında gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.

Fotoğraflar için tıklayınız:


KAYNAK:


Cumhurbaşkanı'ndan 35 köylü açıklaması




Cumhurbaşkanı Gül: Talihsiz bir olay oldu, sivil vatandaşlarımız hayatını kaybetti.


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Irak'ın Uludere sınırına yakın kesiminde yaşanan olayla ilgili olarak, ''Çok talihsiz bir olay olmuştur. Bilgiler göstermektedir ki, hayatını kaybedenlerin hepsi sivil vatandaşlarımızdır. Bundan dolayı sivil, asker hepimizin üzüntüsü gerçekten büyüktür. Muhakkak ki bununla ilgili araştırmalar, nasıl olduğu araştırmaları titiz bir şekilde yapılacaktır'' dedi.

KAYNAK:


Başbakan Erdoğan'dan 35 köylü açıklaması







İşte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları:


Başbakan Erdoğan 35 köylünün öldürülmesiyle ilgili ilk kez konuştu. Cuma Namazı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, 'Acımasız başlıklardır. Hiç bir devlet kalkıpta bilerek kendi halkını bombalamaz. Bilir bilmez yazan çizen bazı köşe yuazarı sıfatıyla cambazlar var. İstihbarat örgütlerimizi daha iyi biliyorlarmış. Güya böcekleri var. MİT'in verdiği son anda bir bilgi yoktur. Bunlar 9-10 gün öncesine ait bir bilgidir. MİT de bu konuda yazılı bir açıklama yapacaktır' dedi. İşte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları:

Bölge sürekli terör örgütünün vurulduğu bölge ve bu bölgede yapılan uçuş, istihbarat birimlerimizin verdiği bilgi üzerine yapılan bir uçuştur. Bu uçuş neticesinde de bu görüntüleri güvenlik güçlerimize geçen insansız hava araçlarıamızın hemen ardından buraya malum 2 F-16 uçağımızın kalkması ve bu olayın yaşandığı bölgeyi de uçaklarımız vurmuştur. Daha sonra yapılan tespitlerde bunların sigara, mazot gibi kaçakçılıkları yaptığı bir grup olduğu ortaya çıkıyor fakat bu ana kadar da benim edindiğim bilgiler, arkadaşlarımdan aldığım bilgiler, bu tür kaçakçıları da 3-5 bilemediniz 10 kişilik gruplar. Kullandıkları yük taşıyıcılar yani katırlar da sayısal olarak çok daha fazla olurmuş. Burada 40 kişilik bir grubun olması, oradaki alınan talihsiz neticelerde de silahlar bu tür hayvanlarla taşınmıştı. Bunların hepsi birer ibretti, tedbirdi. Bu defa ise böyle bir yanlışa güvenlik güçlerimizin düşmemesi talihsiz bir netice. Uludere'deki 3 köyün mensuplarının bu sigara kaçakçılığını yaptığı bir grup. Bunların yarıya yakını 20 yaş altı diğerleri 20 yaş üstünden oluşan bir gruptu. 1 Vatandaşımız yaralı, bu noktada üzüntümüz büyük. Gerek idari ve adli incelemeler yapılıyor. Bildiğiniz gibi dün süratle buraya Diyarbakır'dan adli tıp yetkililerini gönderdik ve oradaki bütün incelemeleri Adli Tıp yetkilileri yaptı, şu sıralar defin işlemleri de bitmiş olmalı. Bütün oradaki, vatandaşlarımız sahiplerine teslim edildi ve böylece de defin işlemleri gerçekleşti. Ben oradaki ailelere başsağlığı dilerken, ölülerimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Şuanda gerek Savcılık buradaki çalışmalarını yürütürken bütün görüntüler ki yaklaşık 4 saatlik bir görüntü elimizde mevcut. Bu görüntüler üzerinde de yine TSK ve diğer ilgili birimlerimiz incelemelerini çalışmalarını yapıyorlar. Bu çalışmalar sonrasında durum çok daha netleşecektir..

MİLLETVEKİLİ EMEKLİ MAAŞI ZAM VETOSU


Burada 16. Madde ile ilgili bir iade söz konusu. Burada olayı 2 yönüyle açıklamak zorundayım. Bu konu bana geldiğinde öncesini söylüyorum arkadaşlarıma şunu söyledim. Burada 4 siyasi parti grup başkanvekilleri ile ortak bir metin üzerinde anlaşıyorsanız evet derim ama anlaşmıyorsanız evet demem söz konusu değil dedim. Daha sonra grup başkanvekilleri, genel başkan yardımcıları nitekim Meclis Başkanvekili Meral Hanım'ın da yaptığı açıklama da var ve bunların ses kayıtları da var. Hepsinin ortak bir metin etrafında anlaştıkları söz konusuydu. Bunu daha sonra başkanlık divanı üyeleri imzası ile bu metni ortak hale getirelim dediler ve bu metin imzalandı ve sonrasında Meclis'te onayl alarak çıktı. Daha sonra ne yazık ki bizi üzen budur. İşte akşam başka sabah başka bu tür özellikler dürüst olmayan bir siyasetin ifadesidir. burada, bu emeklilikti şuydu buydu konuşuluyor. Ben popülist bir yaklaşım içerisine girmem. Karakterimi bilen bilir. Eğer görevde olanları kast edersek, bunların büyük bir çoğunluğunun altında arabasından lojmanına kadar herşeyi var. Şuanda milletvekilleri ile alakalı söylüyorum biz iktidara ilk geldiğimizde ilk yaptığımız iş Milletvekili Lojmanlarını satışa çıkarmak oldu. Biz bunu yaptığımızda basın mensupları bize teşekkür ettiler mi hayır olmadı. Biraz gerçekçi olalım. Bugün özellikle çalışan milletvekili arkadaşlarımla ilgili söylüyorum. Bir defa sürekli olarak illerine gidip gelme zaruretleri var, gelen misafirlerini ağırlamak mecburiyetleri var.

KAYNAK:


Bahçeli'den 35 köylü açıklaması



MHP lideri Bahçeli: Olaylar tüm yönleriyle araştırmalı ve halka gerçekler anlatılmalıdır..

İşte Bahçeli'nin açıklamalarının satır başları:

PKK'nın siyasallaşma süreci örgütü cesaretlendirmiştir. Olayla ilgili sağlıklı istihbarat neden temin edilememiştir. Olayın üstü örtülmemelidir. Sağın solun propagandasının etkisinde kalarak terörle mücadele konusunda zaafiyete girilmemelidir.

Millet olarak herhangi bir şekilde yalan propogandaların tesiri altına kalmamalıyız. soğukkanlılığımızı korumalıyız.

Sayın Cumhurbaşkanı şike ve teşvikteki rahatsızlığını bu kez de milletvekili zammında hissetmiş olacak ki TBMM'ye göndermiştir. Genel Kurul'da bulunan 29 hayır oyunun dışında AK Parti'li vekillerin imzasıyla bu düzenleme çıkmıştır. 216 yla buna destek veren Adalet ve Kalkınma Partisi'nin tavrı önemlidir. Genel Kurul'da bulunan MHP'liler daha önce verdikleri gibi hayır oyu vereceklerdir.

KAYNAK:


CNN Türk'te Ayşenur Arslan'a Uludere ayarı<Gazeteciler.com>





CNN Türk yönetiminin Uludere saldırısı konusunda Ayşenur Arslan'ı engellediği iddia edildi.

Türkiye dün gece saatlerinde Şırnak Uludere'den gelen haberle sarsıldı. Bir grup PKK'lının sınırdan geçiş yapacağı istihbaratını alan Türk jetleri geceyarısı operasyonu için havalandı üslerinden. Heronların vermiş olduğu koordinatları bombalayan jetlerin, terörist diye köylüleri vurduğu iddiaları ortaya atıldı.

35 mazot kaçakçısının yaşamını yitirdiği saldırı haberi, resmi açıklanma yapılıncaya kadar büyük haber kanalları tarafından görmezden gelindi. Bu olayla ilgili gelişmeleri görmezden gelen haber kanalları eleştiri oklarının hedefi oldu.

Bu konu ile ilgili ortaya atılan bir iddia ortalığı karıştıracak cinsten. İddiaya göre, dün sabah saatlerinde Medya Mahallesi programında konuya ilişkin gelişmelere yer vereceğini açıklayan Ayşenur Arslan, yöneticilerden biri tarafından engellendi.

İşte stüdyo basılmasına kadar varan o sürecin gelişimi;

Bu olay medyanın "helvasını kavurup" haberciliğin ruhuna Fatiha okuttu...

CNN Türk koridorları, rejisi, kameramanı, yönetmeni, editörü, çaycısı... Hepsi bu olayın tanığı...

AYŞENUR ARSLAN: BİRAZ SONRA AYRINTISIYLA VERECEĞİZ

Saat 11.00 suları... vahametinin internet sitelerine düştüğü, twitterin bu olayla çalkalandığı anlar... CNN Türk'te o sırada Medya Mahallesi başlıyor. Yılların deneyimli ismi ekranda, konuğu da bir diğer deneyimli gazeteci Can Dündar...

Ayşenur Arslan programın açılışında Uludere'deki olayı duyuruyor ve "Çok fena bir haber geldi. Televizyonlarda resmi açıklama bekleniyor. Vali kısa süre önce açıklamayı yapmış, haber kanalları girer mi bilmiyoruz ama biz biraz sonra ayrıntısıyla vereceğiz" diyor.

YÖNETİCİ REJİYİ BASTI

Bu anonstan sonra CNN Türk'te meslek adına utanç verici olaylar yaşanıyor... Ayşenur Arslan'ın anonsunu duyan yönetici bir zat koşup geliyor ve rejiyi basıyor. Canlı yayını sansür etmeye çalışan bu haber kanalı yöneticisi, yönetmen ve teknik ekibin şaşkın bakışları arasında Ayşenur Arslan'ın kulaklığına şu sözleri söylüyor:

-"Uludere olayına girmeyin! Bu verilmeyecek"...

Vahim ve bir o kadar da acınası bir tablo...

İşi haber vermek olan haber kanalı yöneticisi, Türkiye tarihine kara bir leke olarak düşecek 35 kişinin ölümünü duyuran programcısını SUSTURMAYA çalışıyor.

Canlı canlı baskı, canlı canlı sansür uyguluyor, uygulamaya niyet ediyor.

Bu yönetici "korkudan öyle sinmiş" öylesine kendini kaybetmiş ki talimatla susturmaya kalktığı kişinin bir spiker değil yılların deneyimli habercisi olduğunun ayırdına bile varamıyor.

Nihayetinde bir süre duralasa da bildiğini okuyor... Şırnak Valisi'nin yaptığı açıklamayı canlı yayında duyuruyor. O sırada rejide olan zat bu kez ekrana yansıyan KJ'yi sansürlüyor. Yayına VALİ'DEN AÇIKLAMA gibi "açıklamaya" muhtaç, anlamsız bir alt yazı veriliyor.

NOT YAZIP YOLLUYOR

Resmi makamdan gelmiş vali açıklamasından bile korkan yöneticisi, bu kez özel bir not hazırlayıp stüdyoya, Ayşenur Arslan'ın önünü yollatıyor. Notta ne yazdığını bilmiyoruz ama tahminde zorlanmıyoruz; "SUS!" diyor CNN Türk'ün "korkudan benliğini kaybetmiş" yöneticisi... o notu da takmıyor ve Can Dündar ile birlikte Uledere olayını (medyanın ürkütücü sessizliğini de yererek) veriyor...

VAHİM!

Vahim olay ile CNN Türk'ün vahim hali de su yüzüne çıkıyor.

Öğreniyoruz ki 35 kişinin ölümünü halktan gizlemeye çalışan bir haber kanalı var bu ülkede...

Öğreniyoruz ki... Canlı yayını sansürleyen, programcısını susturmaya çalışan bir haber kanalı yöneticisi var bu ülkede...

Öğreniyoruz ki... Vali'nin açıklamasını bile vermekten korkan bir medya var bu ülkede...

Vahim hem de çok vahim!

Sadece değil, SKY Türk, NTV gibi önünde "haber" kanalı ünvanı olan tüm kanallar bu olayda alınlarına SANSÜR lekesini yapıştırdılar.

Hem de devlet kanalıyla bile değil OTOSANSÜR denilen sinmişlik eliyle...

Ne diyelim...

Rahmetli haber kanalları ruhuna EL FATİHA!...

KAYNAK:


Uludere'de ölen 35 köylü toprağa verildi.



Şırnak'ın Uludere ilçesinde Irak sınırına yakın kesimde meydana gelen olayda hayatını kaybeden 35 köylü toprağa verildi.

35 köylü toprağa veriliyor... Şırnak'ın ilçesinde sınırına yakın kesimde meydana gelen olayda hayatını kaybeden 35 köylü toprağa verilmek üzere Ortasu Köyü'ne götürüldü.

Irak'ın sınırına yakın kesiminde önceki gece meydana gelen olayda hayatını kaybeden 35 kişinin cenazesi, Devlet Hastanesi'nde Malatya ve Diyarbakır Adli Tıp Kurumlarından getirilen uzmanlar tarafından yapıldıktan sonra Yeşilyuva camisine getirildi. Olayda yaşamını kaybedenlerin yakınlarının yanı sıra BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda BDP'li de camiye geldi. Kılınan cenaze namazının ardından cenazeler defnedilmek üzere Ortasu Köyü'ne getirilerek toprağa verildi.

Fotoğraflar için tıklayınız:

KAYNAK:


[h=1]35 köylü açıklamasındaki BDP'lilerin kahkahasına tepki[/h]



[h=2]Uludere'de 35 köylünün hayatını kaybettiği olay sonrası basın açıklaması yapan BDP'lilerin kahkahası tepki topluyor..
[/h]
Şırnak Uludere'de 35 vatandaşımızın hayatını kaybettiği olay tüm Türkiye'yi yasa boğdu. Türkiye'nin ne olup bittiğini anlamadığı olay ile ilgili ilk resmi açıklama Genel Kurmay Başkanlığı'ndan geldi. Yapılan açıklamada 'Çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda, içlerinde örgüt elebaşılarının da bulunduğu terörist grupların bölgede bir araya geldikleri' istihbaratı üzerine sınırımızın Irak tarafına operasyon düzenlendiği belirtildi.

[h=4]TEPKİ ÇEKEN KAHKAHALAR[/h]Aralarında BDP milletvekili Sabahat Tuncel'in ve son dönemde yaptığı ilginç çıkışlarla kendinden söz ettiren gazeteci Nuray Mert'in de bulunduğu BDP heyetinden bazıları ise İstanbul'da basın toplantısı düzenlemek için biraraya geldiler. Şırnak Uludere'de 35 vatandaşımızın hayatını kaybettiği olayı kınamak için toplantı düzenlediğini iddia eden BDP heyetinin rahat tavırları ve kahkahaları toplantıya damga vurdu. BDP milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü ve Sabahat Tuncel'in kahkahaları havada uçuştu. Kahkaha tufanına gazeteci Nuray Mert'in de kısa süreli katıldı. 35 kişinin ölümüne sebep olan bir olayın sıcaklığı devam ederken atılan bu kahkahalar tepki topluyor.

İzlemek için tıklayınız:



KAYNAK:
 


bydexer

bydexer

Üye
    Konu Sahibi
Haber güncellendi;lütfen,okumayan,bakmayan,izlemeyen kalmasın :megafon:
 
spy ghost

spy ghost

Üye
bydexer açıkça söylemek gerekirse konu için teşekküler bi haberle kalmamışsın ama hepsini okuyamadım neyse şimdi cevaplanacak sorular var Bu adamların o saatte ne işi vardı ? Türkiye sınırlarını izinsiz nasıl geçebiliyor,suç değilmi ? kaçakçılık yapmak serbestmi ? Neden masum köylü diyoruz ?
 
bydexer

bydexer

Üye
    Konu Sahibi
bydexer açıkça söylemek gerekirse konu için teşekküler bi haberle kalmamışsın ama hepsini okuyamadım neyse şimdi cevaplanacak sorular var Bu adamların o saatte ne işi vardı ? Türkiye sınırlarını izinsiz nasıl geçebiliyor,suç değilmi ? kaçakçılık yapmak serbestmi ? Neden masum köylü diyoruz ?

:rica: efenim,saygılar,sorduğunuz soruların yanıtlarını bu konuda bulamazsanız aşağıda linkini verdiğim konuda aramanızı tavsiye ederim efenim :good:

http://www.maxicep.com/haber-kosesi...olduruldu-uludere-sirnak_ana-konu-580695.html
 
  • Beğen
Tepkiler: spy ghost
spy ghost

spy ghost

Üye
Yok kalsın o kadar yazıyı okuduktan sonra kendime gelemem :kop:
 
HaqperesT

HaqperesT

Üye
sizde bir aile sahibisiniz kan ağlayan kişiler akrabalarnız değil diye olayı gırgıra almanıza siz bir ad koyun
 
_SiyabeNd_

_SiyabeNd_

Üye
Allah aşkına bu nasıl hatadır ki 35 kişinin canına mâl oldu :hmmm
 
bydexer

bydexer

Üye
    Konu Sahibi
sizde bir aile sahibisiniz kan ağlayan kişiler akrabalarnız değil diye olayı gırgıra almanıza siz bir ad koyun

Efenim,rahatça anlaşılabileceği üzre bizim gırgıra aldığımız olay TSK'nın veya herhangi bir kurumun hatasıyla 35 vatandaşımızın PKK kampı bölgesi olan Haftanin'de yaşamlarını yitirmiş olması değil;spy ghost nickli üyenin,ona önerdiğim konuyu okumaktan çekinmesidir,rica ediyorum,konumda tartışma ortamı kurulmasını istemiyorum :good:

Allah aşkına bu nasıl hatadır ki 35 kişinin canına mâl oldu :hmmm

Emin olun efenim,devletimizin kurumlarının bu olayla ilgili herhangi bir art niyet gütmüş olması bile düşünülemez :good:
 
HaqperesT

HaqperesT

Üye
ard niyet varmı yokmu araştırma karar versin. Zamanında neler döndü biliyoruz az çok hepimiz. Ergenekon, abd, gizli servisler kimin parmağı varsa kırılmalı o parmak. Kendi ordusundan korkan bir başbakan ve halk onursuzlugu bitsin artık.
 
bydexer

bydexer

Üye
    Konu Sahibi
ard niyet varmı yokmu araştırma karar versin. Zamanında neler döndü biliyoruz az çok hepimiz. Ergenekon, abd, gizli servisler kimin parmağı varsa kırılmalı o parmak. Kendi ordusundan korkan bir başbakan ve halk onursuzlugu bitsin artık.

Efenim,söylediklerinize hak vermiyor değilim elbette ki,ama bu bahsettiklerinizin gerçekleşebileceği hak hukuk ortamı için Türkiye henüz çok genç :bilmm
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt