' KalendeR '
Üye
Kriz ve Dış Borç=Bunu Biliyor Muydunuz? (1.el konu)
Bu bir soğuk su konusudur... İyi okumalar...
Cumhurıyetten bu yana yaklaşık seksen küsür yıl boyunca yeni kurulmuş olan Türkiye Devleti,savaş tahribatları ve ülke giderleri itibariyle teknolojik,ekonomik ve diğer atakçı alanlarda aktifleşmek için birçok yabancı devletten borç almıştır.
İş sahaları,fabrikalar,petro-kimya tesisleri,barajlar,su arıtma istasyonları,bankaların kuruluşu,tarım ve ziraat aletleri,elektirk santrelleri gibi birinci dereceden mühim olan ihtiyaçlarını gidermek için başta Mustafa Kemal olmak üzere birçok ülke kurucusu bu borçların üstesinden gelmeye çalışmış ve alınlarının akıyla borçlarının karşılığını ödemeye çalışmışlardır.
Alınan borçlar yukarıdaki okuduğunuz ibarelere de dayanarak malum ki çok hayırlı ve fayda getirici işlerde kullanılmış ve yeni bir ülkenin ekonomik ve dolaylı olarak stratejik;siyasi temelleri atılmıştır.
Daha sonra gelen birçok yönetici veya siyasi partiler bu borçlarla bocalamış mümkün mertebe bu borçları azami dereceye indirmeye çalışmışlar yahut çalışmış gibi görünmüşlerdir.
(Günahları boyununa...)
Yıl 2002:Dış borç 148 milyar dolar.
Evet,belirttiğim gibi 80 küsür yıl boyunca bırakılan borç(hayırlı işlerde kullanılarak bırakılan borç) tam tamına 148 milyar dolar..
Hükümetlerden istenilen,bu borcu ya sabitlemek,ya da o 148'i 147' lere çekmektir.
Diyelim ki kriz var...
Ve bizi teğet geçen (sözde) bu kriz bu borcu biraz daha yukarılara çeksin.
Ne kadar yukarı?
Meselaaa=200 milyar dolar kadar...
Bu bile bir facia gibi görünüyor değil mi?
Yıl 2010: Yaklaşık 8 yıl boyunca satılmış olan ülkemizin bel kemiği fabrikaların, kuruluşların listesini şuraya yazacak olsam, sayfa dolar taşardı heralde.Bu satışların dış borcu kapama gayesi güttüğünü,ekonomiyi düzeltme amaçlı olarak uygulandığını varsayarsak bayağı bir açık kapanması gerektiğini ummaktayız.Lakin, nasıl oluyor da 80 küsür yıl boyunca anca anca 148 milyar dolar miktarında bırakılan bir borç,elde olanı da sataraktan sadece ve sadece 8 yıl içerisinde 295 milyar dolarlık bir miktara ulaşıyor aklım almıyor doğrusu.
Ve işin garibi buna rağmen ülkemizde dolar milyarderi sayısı Japonya gibi zengin bir ülkenin dolar milyarderleri sayısıyla baş edebilecek orana varabiliyor
Ne kadar da zengin bir ülkeymişiz gurur duydum bak şimdi
Ayrıca, yakın zamanda Amerika ekonomisini alt üst eden kriz bizi teğet geçti!
Nasıl bir teğet;şöyle bir teğet:
Krizin merkezi olan Amerika'nın krizden etkilenme oranı % 2,dünya genelinde ise % 1,...
Fakat bizi iyi teğet geçmiş ki bu kriz, bizi etkileme oranı tam tamına % 6...!
Not:Bu oranlar istatistiksel oranlardır.(İMF'den)
Yani,Amerika'nın(krizin odak noktasının) üç katı bir etki söz konusu..
Ne dersiniz? Sizce kriz bize teğet mi geçmiş yoksa derinden mi geçirmiş?
Her yıl bu borçlar yüzünden, 6 baraj parası kadar bir faiz, yabancı devletlerin kesesine,kasasına yol almaktadır.iyi okuyun,sadece faiz.=''ana para hala borç''
Evet,bunları okudunuz , şimdi bize ne yapmak düşer?
Bence şu gayet ideal:
'KalendeR'
Cumhurıyetten bu yana yaklaşık seksen küsür yıl boyunca yeni kurulmuş olan Türkiye Devleti,savaş tahribatları ve ülke giderleri itibariyle teknolojik,ekonomik ve diğer atakçı alanlarda aktifleşmek için birçok yabancı devletten borç almıştır.
İş sahaları,fabrikalar,petro-kimya tesisleri,barajlar,su arıtma istasyonları,bankaların kuruluşu,tarım ve ziraat aletleri,elektirk santrelleri gibi birinci dereceden mühim olan ihtiyaçlarını gidermek için başta Mustafa Kemal olmak üzere birçok ülke kurucusu bu borçların üstesinden gelmeye çalışmış ve alınlarının akıyla borçlarının karşılığını ödemeye çalışmışlardır.
Alınan borçlar yukarıdaki okuduğunuz ibarelere de dayanarak malum ki çok hayırlı ve fayda getirici işlerde kullanılmış ve yeni bir ülkenin ekonomik ve dolaylı olarak stratejik;siyasi temelleri atılmıştır.
Daha sonra gelen birçok yönetici veya siyasi partiler bu borçlarla bocalamış mümkün mertebe bu borçları azami dereceye indirmeye çalışmışlar yahut çalışmış gibi görünmüşlerdir.
(Günahları boyununa...)
Yıl 2002:Dış borç 148 milyar dolar.
Evet,belirttiğim gibi 80 küsür yıl boyunca bırakılan borç(hayırlı işlerde kullanılarak bırakılan borç) tam tamına 148 milyar dolar..
Hükümetlerden istenilen,bu borcu ya sabitlemek,ya da o 148'i 147' lere çekmektir.
Diyelim ki kriz var...
Ve bizi teğet geçen (sözde) bu kriz bu borcu biraz daha yukarılara çeksin.
Ne kadar yukarı?
Meselaaa=200 milyar dolar kadar...
Bu bile bir facia gibi görünüyor değil mi?
Yıl 2010: Yaklaşık 8 yıl boyunca satılmış olan ülkemizin bel kemiği fabrikaların, kuruluşların listesini şuraya yazacak olsam, sayfa dolar taşardı heralde.Bu satışların dış borcu kapama gayesi güttüğünü,ekonomiyi düzeltme amaçlı olarak uygulandığını varsayarsak bayağı bir açık kapanması gerektiğini ummaktayız.Lakin, nasıl oluyor da 80 küsür yıl boyunca anca anca 148 milyar dolar miktarında bırakılan bir borç,elde olanı da sataraktan sadece ve sadece 8 yıl içerisinde 295 milyar dolarlık bir miktara ulaşıyor aklım almıyor doğrusu.
Ve işin garibi buna rağmen ülkemizde dolar milyarderi sayısı Japonya gibi zengin bir ülkenin dolar milyarderleri sayısıyla baş edebilecek orana varabiliyor
Ne kadar da zengin bir ülkeymişiz gurur duydum bak şimdi
Ayrıca, yakın zamanda Amerika ekonomisini alt üst eden kriz bizi teğet geçti!
Nasıl bir teğet;şöyle bir teğet:
Krizin merkezi olan Amerika'nın krizden etkilenme oranı % 2,dünya genelinde ise % 1,...
Fakat bizi iyi teğet geçmiş ki bu kriz, bizi etkileme oranı tam tamına % 6...!
Not:Bu oranlar istatistiksel oranlardır.(İMF'den)
Yani,Amerika'nın(krizin odak noktasının) üç katı bir etki söz konusu..
Ne dersiniz? Sizce kriz bize teğet mi geçmiş yoksa derinden mi geçirmiş?
Her yıl bu borçlar yüzünden, 6 baraj parası kadar bir faiz, yabancı devletlerin kesesine,kasasına yol almaktadır.iyi okuyun,sadece faiz.=''ana para hala borç''
Evet,bunları okudunuz , şimdi bize ne yapmak düşer?
Bence şu gayet ideal:
'KalendeR'
Sürç-ü Lisan Affola...