yavuzkaraca
Üye
Uzun Ama Çok Etkileyici Mutlaka Okuyun(MSN Vakasi (Önemli --Senin Basinada Gelebilir)
MSN Vakasi ( Önemli ---Senin basinada gelebilir )
Uzun ama çok etkileyici mutlaka sonuna kadar okuyun
O gece mail kutusuna gelen bir notun tüm gelecegini etkileyecegini
bilemezdi. Ekte gönderilen dosyayi açtiginda ekrani binlerce gül
kaplamisti. Her tiklamada yeni bir sayfa açiliyor ve her açilan
sayfada degisik renklerde güller tüm ihtisamiyla gözler önüne
seriliyordu. Son tikladiginda ise ekranda söyle yaziyordu;
" Hiçbirisi senin gibi olamaz. Seni seviyorum..."
Fulya çok sasirmisti. Maili gönderene bakti ama bu isim onda hiç bir
çagrisim yapmamisti.
Sonraki günlerde benzer mesajlar gelmeye devam etmisti.Her defasinda
farkli çiçekler kapliyordu ekranini ve son sayfada yine ayni seyler
yaziyordu. " Hiçbirisi senin gibi olamaz.Seni seviyorum..."
Fulya bu esrarengiz kisiyi merak etmeye baslamisti. 10.gece gelen
mesaji yanitlamayi düsündü.
Ister istemez etkilenmisti. O günlerde kendini çok yalniz
hissediyordu...
Kim acaba diye kendi kendine sorarken birden parmaklarinin klavyeye
uzandigini farketti.
" Bu çiçekleri bana neden gönderiyorsunuz? Lütfen kimliginiz
hakkinda bana bilgi verirmisiniz?..."
Yazdiklari sadece bu kadardi. Ardindan iletisini göndermek için
"Gönder "
tusuna bastiginda hayatinin
ne hale gelecegini asla bilemezdi...
Ertesi gece heyecanla mail kutusuna bakti. Yine ayni kisiden bir
Mail
daha gelmisti. Yüregi dalgali denizlere dönmüstü.Aceleci tavirlarla
maili açti. Bu defa tek sayfalik bir ekran vardi karsisinda ve
sunlar
yaziyordu;
- " Beni gerçekten merak ediyorsan yarin ögleden sonra saat 2'de
bilgisayarinin basinda ol ve msn' in açik olsun..."
Fulya o geceyi biraz heyecanli birazda huzursuz geçirdi... Gece
boyunca hep bu konuyu düsündü. Kimdi, neyin nesiydi, neden her gün
bu
mailleri ona gönderiyordu...Bu sorularin cevabini bulamamisti.
Ertesi gün saat 14.00'te ekranin basindaki yerini aldi ve msn' i de
açti.
Bir süre sonra ilk mesaji almisti.
- " Merhaba çiçegim..." Fulya kalbinin deli gibi atmaya basladigini
hissetti...
- " Merhaba...Kimsiniz ? "
- " Sizi tesadüfen buldum. Bana gelen maillerden birinde sizin de
adresiniz vardi. gizemlicicek.... çok dikkatimi çekmisti. O yüzden
size her gece birbirinden güzel çiçekleri maillemeye basladim.
- Peki ama " hiçbirisi senin gibi olamaz. Seni seviyorum " ne demek
oluyor?
- Ikimiz de çiçekleri çok seviyoruz degil mi? O zaman birbirimizi de
çok sevecegiz desem herhalde yanlis olmaz.
Fulya ne diyecegini bilemiyordu.Uzunca bir süre cevap yazamadi.
Sonra
- Bakalim zaman ne gösterecek. Bu arada kendini biraz tanitirsan
memnun olacagim.
-Hiç gerek yok...Çünkü sen beni çok iyi taniyorsun.
Fulya iyice afallamisti. Cevap yazmak için ekrana baktiginda karsi
tarafin çikmis oldugunu gördü. Bir süre bekledi ama geri dönüs
olmadi.
Herhalde elektrikleri kesildi ya da baska bir sorun çikti " diye
düsündü...
O gece ve sonraki geceler meçhul kisiden hiç mail gelmedi. Her gün
msn' i açiyordu ama orayada gelen giden yoktu. Fulya'nin içi içini
yiyordu. Neler oluyordu? Hiç bir sorunun cevabini bulamamak git gide
sinirlerini germeye baslamisti. Aradan bir aydan fazla bir zaman
geçmisti ve Fulya bu esrarengiz kisiyi unutmaya baslamisti.
Bir gün çalistigi is yerine sivil polisler geldiler . Fulyayi
ariyorlardi.
" Benimle ne isleri olabilir " diye düsünürken odasina giren
polislerden biri kollarina kelepçeyi taki vermisti. " Hey neler
oluyor, ben ne yaptim ki " diye avaz avaz bagirmaya baslamisti.
Polisler bilgi vermiyordu.Sadece
" Bizimle emniyete geleceksiniz " diyorlardi. Özellikle kollarina
vurulan kelepçeler moralini çok bozmustu.
Neler olup bittigini çözmesi olanaksizdi.
Emniyet Müdürlügüne gidene kadar polisler tek kelime bile
etmemislerdi.
Kapisinda " Dolandiricilik Masasi "
yazan bir odaya girdiginde hepten saskina dönmüstü. Masadaki görevli
polis
- " Buyrun Fulya hanim oturun " diyince ilk sandalyeye kendini
ativerdi.
- " Söyler misiniz neler oluyor ? Bu bir sakaysa çok agir bir saka
oldu.Derhal bu oyunu kesin ..."
Daha lafini bitirmemisti ki kendisine oturmasini rica eden polisin
sert bir ifadeyle " Hep böyledir.Yaparlar ama kabul etmezler..."
sözleri basini döndürmeye yetmisti. Birden fenalasti ve oldugu yere
yigilip kaldi.Gözlerini açtiginda bir sedyede oldugunu
farketmisti.Bos
gözlerle etrafina bakiyordu.
Biraz sonra kendisini is yerinden alan polislerden biri yanina
geldi.
- Iyi misiniz Fulya hanim? Kendinize geldiyseniz artik isimize
bakalim.
Güçlükle dogrulmustu. Sonra polisinde destegiyle tekrar o odaya
girdiler.
Ayni sandalyeye oturmustu.
- Fulya hanim, dolandiricilikla suçlaniyorsunuz. Banka hesabinizda
son
15 gün içinde tam 28 islem yapilmis. Bu süre zarfinda yaklasik 4
trilyon lira hesabiniza yatmis ve oradan da baska bir hesaba havale
edilmis.
-Olamaz...Benim böyle seylerden haberim yok.Bankada 350 milyon liram
var.Bunun disinda da neler olup bittigini bilemiyorum.
-Fulya hanim,simdi bize isbirligi içinde oldugunuz kisilerin
adlarini
vermenizi istiyoruz.
-Siz neler diyorsunuz? Ne isbirliginden bahsediyorsunuz?.
-Dolandiricilik bayan... Genelde tek basina yapilmaz bu isler.
Ayrica
bu kadar parayi ne yaptiginizi da bize derhal açiklayin. Fulya
hiçkira
hiçkira aglamaya baslamisti. Hiçbir seye anlam veremiyordu. Artik
ifade verebilecek durumda degildi.
Sinir krizleri geçirmeye baslamisti. Birden kendini parmaklikli bir
odada bulmustu. Disardan ölü bir isigin içeri süzüldügü rutubetli
küçük bir odaydi. O geceyi sabaha kadar aglayarak geçirmisti.
Sabahin ilk isiklari küçük pencereden içeri süzüldügünde gün
agliyordu
gözlerinde ve üsüyordu... Bir süre sonra kapi açildi ve bir kadin
polis kolundan tutup kendisini takip etmesini söyledi. 2-3 dakikalik
bir yürüyüs sonrasinda tekrar ilk geldigi odaya varmislardi.
Fulya'nin yüzü solmustu ve tir tir titriyordu.Polisler ona sicak bir
fincan çay verdiler. Önce fincanin sicakligiyla ellerini isitti
sonrada yudum yudum içmeye basladi.
-Basiniz iyice dertte bayan...28 kisinin banka hesabindan kendi
hesabiniza havaleler yapmis ve ardindanda 4 trilyonu
3 ayri hesaba aktarmissiniz ve bu paralar ertesi gün ilgi
hesaplardan
çekilmis.
-Benim hiçbir bilgim yok, ben bir sey bilmiyorum diyebildi..Ardindan
sarsila sarsila aglamaya basladi.
- Bugün savciliga çikaracagiz sizi ve tutuklanacaksiniz. Iyisi mi
bize
yardimci olun da su isi çözelim.
Fulya darmadaginik olmustu.Hiçbir seye anlam veremiyordu. Sonra "
tutuklanacaksiniz " sözünü hatirlayip daha da büyük bir korkuya
kapildi. O andan itibaren hiç konusmadi. Fulya'yi bir baska odaya
aldilar.Yaklasik 2 saat kadar orda tek basina kalmisti. Bu süre
zarfinda neler olup bittigini asla anlayamadi. Sonra bir bayan polis
geldi ve kendisini takip etmesini söyledi. Budefa bir arabaya
binmislerdi. 10-15 dakika sonrada savcinin karsisina çikarilmisti.
Savci 55-60 yaslarinda babacan tavirli biriydi.
-Otur kizim deyisi Fulyanin içini birazcik da olsa rahatlatmisti.
- Anlat bakalim kizim. Nasil basladin bu ise?
- Benim bahsettiginiz islerle hiç ilgim yok savci bey dedi.
-Banka hesabiniz öyle demiyor ... Ne vardi banka hesabinda. Neler
olmustu
- Bakin ayin 13 ünde sarigül notuyla 750 milyar, 17'sinde beyaz
zambak
notuyla 2 trilyon ve 19'unda da siyah lale notuyla kalanini havale
etmissiniz . SARI GÜL, BEYAZ ZAMBAK,SIYAH LALE... Allahim neler
oluyor
Birden irkildi. Bu olamazdi!!! Ona ilk gelen mesajda hep sari güller
vardi. Sonraki maillerde beyaz zambaklar, siyah laleler ekrani
dolduruyordu. Ama bu nasil olabilirdi? Savciya dogru döndü ve
kendisine gönderilen maillerden bahsetti. Savci saskinlikla onu
dinliyordu.
Maillerin bu isle ne alakasi olabilirdi?
Savci ber bir yere telefon açip birisinin odasina gelmesini istedi.
Bir süre sonra odaya genç bir kiz geldi ve *
-Fulya hanim siz bu hikayeyinizi bastan sona kadar hiçbir seyi
atlamadan bana tekrar anlatirmisiniz ? dedi.
-Tabi dedi aglamakli sesiyle... Sonra olani biteni anlatmaya
basladi.
Her gece gelen maillerden bahsetti.
Sari güllerden ,siyah lalelerden ... bahsetti. - Bunlarin disinda
bir
sey daha olmali dedi kiz. Fulya herseyi en ince ayrintisina kadar
anlattigini saniyordu.
- Peki. Siz hiç cevap yazdiniz mi? - Evet bir kez yazdim. Kim
oldugunu
merak ettigimi sormustum. O da bana bir sonraki gün msn degörüselim
demisti.
-Yani siz onunla msn'de görüstünüz öyle mi?
- Evet diye cevap verdi Fulya... Sonra kiz savcinin yanina gitti ve
Fulya'
nin duyamayacagi sekilde bir seyler anlatti.
Sonra da aceleci adimlarla odadan çikti. Savci yanina gelmisti. -
Bak
kizim.Eger anlattiklarin dogruysa senin için bir ümit dogabilir.
Yoksa
gençligine yazik olacak...
Fulya hüngür hüngür aglamaya basladi. Savci basini oksadi ve ; -Koyverme
-kendini hemen. Dur bakalim bir seyler bulabilecek
miyiz...
Sonra Fulyayi bir baska odaya aldilar.
Aradan ne kadar zaman geçmisti.Disarda neler olup bitiyordu. Daha ne
kadar burada kalacakti?
Kapi açildi ve savci beyle diger genç kiz içeriye girdiler.
Yüzlerindeki ifade Fulya'yi biraz olsun rahatlatmisti. Gözü
aglamaktan
kan çanagina dönmüstü. - Hadi bakalim kizim evine gidiyorsun.
Fulya ne diyecegini sasirmisti. Yine aglamaya basladi.Diger kiz
yanina
yaklasti.
-Benim adim Ayse. Bilgisayar uzmaniyim.Ifadeniz üzerine Yaptigimiz
arastirma sonucu asil dolandiricilari tesbit ettik. - Peki ama bunun
benimle ne ilgisi var?. Benim banka hesaplarimin bu isle ne alakasi
var ?
Ayse gülmeye baslamisti.
-Bakin Fulya hanim sizi msn'de konusmaya çagirmasinin tek nedeni
vardi. O da bilgisayarinizn IP numarasini ögrenmek...
Sonrasi onlar için çok kolay oldu. Bilgisayariniza girdiler ve
sizinle
ilgili tüm bilgileri ele geçirdiler. Sonra da baska hesaplardan
sizin
hesabiniza para aktardilar ve ardindan da sahte isimlerle açtiklari
kendi hesaplarina aktarip buradan paralari çektiler. Fulya öylesine
saskin öylesine çaresizdiki... - Hadi simdi evinize gidin ve iyice
dinlenin. Yarin sabah saglikli bir sekilde yeniden ifadenizi
alacagiz.
Aysenin de yardimiyla disari çiktilar. Günes isinlari gözünü kör
ettmisti sanki...Hemen bir taksi çevirip evine gitti.
Alelacele kendini banyoya atti. Sonra bir fincan kahve hazirladi
kendisine.Biraz rahatlamisti. Sonra yatagina uzanip derin bir uykuya
daldi. Gece boyunca rüyalarinda hep çiçekler gördü.
Çiçekler ona saldiriyor, her tarafini yara bere içinde
birakiyorlardi.
Uyandiginda ter içinde kalmisti. Hemen kalkti ve ilk is olarak
bilgisayarin elektrik baglantisini kopardi.
Perdeyi açip disari baktiginda ise hala Gün agliyordu gözlerinde.
Üsüyordu..
Uzun ama çok etkileyici mutlaka sonuna kadar okuyun
O gece mail kutusuna gelen bir notun tüm gelecegini etkileyecegini
bilemezdi. Ekte gönderilen dosyayi açtiginda ekrani binlerce gül
kaplamisti. Her tiklamada yeni bir sayfa açiliyor ve her açilan
sayfada degisik renklerde güller tüm ihtisamiyla gözler önüne
seriliyordu. Son tikladiginda ise ekranda söyle yaziyordu;
" Hiçbirisi senin gibi olamaz. Seni seviyorum..."
Fulya çok sasirmisti. Maili gönderene bakti ama bu isim onda hiç bir
çagrisim yapmamisti.
Sonraki günlerde benzer mesajlar gelmeye devam etmisti.Her defasinda
farkli çiçekler kapliyordu ekranini ve son sayfada yine ayni seyler
yaziyordu. " Hiçbirisi senin gibi olamaz.Seni seviyorum..."
Fulya bu esrarengiz kisiyi merak etmeye baslamisti. 10.gece gelen
mesaji yanitlamayi düsündü.
Ister istemez etkilenmisti. O günlerde kendini çok yalniz
hissediyordu...
Kim acaba diye kendi kendine sorarken birden parmaklarinin klavyeye
uzandigini farketti.
" Bu çiçekleri bana neden gönderiyorsunuz? Lütfen kimliginiz
hakkinda bana bilgi verirmisiniz?..."
Yazdiklari sadece bu kadardi. Ardindan iletisini göndermek için
"Gönder "
tusuna bastiginda hayatinin
ne hale gelecegini asla bilemezdi...
Ertesi gece heyecanla mail kutusuna bakti. Yine ayni kisiden bir
daha gelmisti. Yüregi dalgali denizlere dönmüstü.Aceleci tavirlarla
maili açti. Bu defa tek sayfalik bir ekran vardi karsisinda ve
sunlar
yaziyordu;
- " Beni gerçekten merak ediyorsan yarin ögleden sonra saat 2'de
bilgisayarinin basinda ol ve msn' in açik olsun..."
Fulya o geceyi biraz heyecanli birazda huzursuz geçirdi... Gece
boyunca hep bu konuyu düsündü. Kimdi, neyin nesiydi, neden her gün
bu
mailleri ona gönderiyordu...Bu sorularin cevabini bulamamisti.
Ertesi gün saat 14.00'te ekranin basindaki yerini aldi ve msn' i de
açti.
Bir süre sonra ilk mesaji almisti.
- " Merhaba çiçegim..." Fulya kalbinin deli gibi atmaya basladigini
hissetti...
- " Merhaba...Kimsiniz ? "
- " Sizi tesadüfen buldum. Bana gelen maillerden birinde sizin de
adresiniz vardi. gizemlicicek.... çok dikkatimi çekmisti. O yüzden
size her gece birbirinden güzel çiçekleri maillemeye basladim.
- Peki ama " hiçbirisi senin gibi olamaz. Seni seviyorum " ne demek
oluyor?
- Ikimiz de çiçekleri çok seviyoruz degil mi? O zaman birbirimizi de
çok sevecegiz desem herhalde yanlis olmaz.
Fulya ne diyecegini bilemiyordu.Uzunca bir süre cevap yazamadi.
Sonra
- Bakalim zaman ne gösterecek. Bu arada kendini biraz tanitirsan
memnun olacagim.
-Hiç gerek yok...Çünkü sen beni çok iyi taniyorsun.
Fulya iyice afallamisti. Cevap yazmak için ekrana baktiginda karsi
tarafin çikmis oldugunu gördü. Bir süre bekledi ama geri dönüs
olmadi.
Herhalde elektrikleri kesildi ya da baska bir sorun çikti " diye
düsündü...
O gece ve sonraki geceler meçhul kisiden hiç mail gelmedi. Her gün
msn' i açiyordu ama orayada gelen giden yoktu. Fulya'nin içi içini
yiyordu. Neler oluyordu? Hiç bir sorunun cevabini bulamamak git gide
sinirlerini germeye baslamisti. Aradan bir aydan fazla bir zaman
geçmisti ve Fulya bu esrarengiz kisiyi unutmaya baslamisti.
Bir gün çalistigi is yerine sivil polisler geldiler . Fulyayi
ariyorlardi.
" Benimle ne isleri olabilir " diye düsünürken odasina giren
polislerden biri kollarina kelepçeyi taki vermisti. " Hey neler
oluyor, ben ne yaptim ki " diye avaz avaz bagirmaya baslamisti.
Polisler bilgi vermiyordu.Sadece
" Bizimle emniyete geleceksiniz " diyorlardi. Özellikle kollarina
vurulan kelepçeler moralini çok bozmustu.
Neler olup bittigini çözmesi olanaksizdi.
Emniyet Müdürlügüne gidene kadar polisler tek kelime bile
etmemislerdi.
Kapisinda " Dolandiricilik Masasi "
yazan bir odaya girdiginde hepten saskina dönmüstü. Masadaki görevli
polis
- " Buyrun Fulya hanim oturun " diyince ilk sandalyeye kendini
ativerdi.
- " Söyler misiniz neler oluyor ? Bu bir sakaysa çok agir bir saka
oldu.Derhal bu oyunu kesin ..."
Daha lafini bitirmemisti ki kendisine oturmasini rica eden polisin
sert bir ifadeyle " Hep böyledir.Yaparlar ama kabul etmezler..."
sözleri basini döndürmeye yetmisti. Birden fenalasti ve oldugu yere
yigilip kaldi.Gözlerini açtiginda bir sedyede oldugunu
farketmisti.Bos
gözlerle etrafina bakiyordu.
Biraz sonra kendisini is yerinden alan polislerden biri yanina
geldi.
- Iyi misiniz Fulya hanim? Kendinize geldiyseniz artik isimize
bakalim.
Güçlükle dogrulmustu. Sonra polisinde destegiyle tekrar o odaya
girdiler.
Ayni sandalyeye oturmustu.
- Fulya hanim, dolandiricilikla suçlaniyorsunuz. Banka hesabinizda
son
15 gün içinde tam 28 islem yapilmis. Bu süre zarfinda yaklasik 4
trilyon lira hesabiniza yatmis ve oradan da baska bir hesaba havale
edilmis.
-Olamaz...Benim böyle seylerden haberim yok.Bankada 350 milyon liram
var.Bunun disinda da neler olup bittigini bilemiyorum.
-Fulya hanim,simdi bize isbirligi içinde oldugunuz kisilerin
adlarini
vermenizi istiyoruz.
-Siz neler diyorsunuz? Ne isbirliginden bahsediyorsunuz?.
-Dolandiricilik bayan... Genelde tek basina yapilmaz bu isler.
Ayrica
bu kadar parayi ne yaptiginizi da bize derhal açiklayin. Fulya
hiçkira
hiçkira aglamaya baslamisti. Hiçbir seye anlam veremiyordu. Artik
ifade verebilecek durumda degildi.
Sinir krizleri geçirmeye baslamisti. Birden kendini parmaklikli bir
odada bulmustu. Disardan ölü bir isigin içeri süzüldügü rutubetli
küçük bir odaydi. O geceyi sabaha kadar aglayarak geçirmisti.
Sabahin ilk isiklari küçük pencereden içeri süzüldügünde gün
agliyordu
gözlerinde ve üsüyordu... Bir süre sonra kapi açildi ve bir kadin
polis kolundan tutup kendisini takip etmesini söyledi. 2-3 dakikalik
bir yürüyüs sonrasinda tekrar ilk geldigi odaya varmislardi.
Fulya'nin yüzü solmustu ve tir tir titriyordu.Polisler ona sicak bir
fincan çay verdiler. Önce fincanin sicakligiyla ellerini isitti
sonrada yudum yudum içmeye basladi.
-Basiniz iyice dertte bayan...28 kisinin banka hesabindan kendi
hesabiniza havaleler yapmis ve ardindanda 4 trilyonu
3 ayri hesaba aktarmissiniz ve bu paralar ertesi gün ilgi
hesaplardan
çekilmis.
-Benim hiçbir bilgim yok, ben bir sey bilmiyorum diyebildi..Ardindan
sarsila sarsila aglamaya basladi.
- Bugün savciliga çikaracagiz sizi ve tutuklanacaksiniz. Iyisi mi
bize
yardimci olun da su isi çözelim.
Fulya darmadaginik olmustu.Hiçbir seye anlam veremiyordu. Sonra "
tutuklanacaksiniz " sözünü hatirlayip daha da büyük bir korkuya
kapildi. O andan itibaren hiç konusmadi. Fulya'yi bir baska odaya
aldilar.Yaklasik 2 saat kadar orda tek basina kalmisti. Bu süre
zarfinda neler olup bittigini asla anlayamadi. Sonra bir bayan polis
geldi ve kendisini takip etmesini söyledi. Budefa bir arabaya
binmislerdi. 10-15 dakika sonrada savcinin karsisina çikarilmisti.
Savci 55-60 yaslarinda babacan tavirli biriydi.
-Otur kizim deyisi Fulyanin içini birazcik da olsa rahatlatmisti.
- Anlat bakalim kizim. Nasil basladin bu ise?
- Benim bahsettiginiz islerle hiç ilgim yok savci bey dedi.
-Banka hesabiniz öyle demiyor ... Ne vardi banka hesabinda. Neler
olmustu
- Bakin ayin 13 ünde sarigül notuyla 750 milyar, 17'sinde beyaz
zambak
notuyla 2 trilyon ve 19'unda da siyah lale notuyla kalanini havale
etmissiniz . SARI GÜL, BEYAZ ZAMBAK,SIYAH LALE... Allahim neler
oluyor
Birden irkildi. Bu olamazdi!!! Ona ilk gelen mesajda hep sari güller
vardi. Sonraki maillerde beyaz zambaklar, siyah laleler ekrani
dolduruyordu. Ama bu nasil olabilirdi? Savciya dogru döndü ve
kendisine gönderilen maillerden bahsetti. Savci saskinlikla onu
dinliyordu.
Maillerin bu isle ne alakasi olabilirdi?
Savci ber bir yere telefon açip birisinin odasina gelmesini istedi.
Bir süre sonra odaya genç bir kiz geldi ve *
-Fulya hanim siz bu hikayeyinizi bastan sona kadar hiçbir seyi
atlamadan bana tekrar anlatirmisiniz ? dedi.
-Tabi dedi aglamakli sesiyle... Sonra olani biteni anlatmaya
basladi.
Her gece gelen maillerden bahsetti.
Sari güllerden ,siyah lalelerden ... bahsetti. - Bunlarin disinda
bir
sey daha olmali dedi kiz. Fulya herseyi en ince ayrintisina kadar
anlattigini saniyordu.
- Peki. Siz hiç cevap yazdiniz mi? - Evet bir kez yazdim. Kim
oldugunu
merak ettigimi sormustum. O da bana bir sonraki gün msn degörüselim
demisti.
-Yani siz onunla msn'de görüstünüz öyle mi?
- Evet diye cevap verdi Fulya... Sonra kiz savcinin yanina gitti ve
Fulya'
nin duyamayacagi sekilde bir seyler anlatti.
Sonra da aceleci adimlarla odadan çikti. Savci yanina gelmisti. -
Bak
kizim.Eger anlattiklarin dogruysa senin için bir ümit dogabilir.
Yoksa
gençligine yazik olacak...
Fulya hüngür hüngür aglamaya basladi. Savci basini oksadi ve ; -Koyverme
-kendini hemen. Dur bakalim bir seyler bulabilecek
miyiz...
Sonra Fulyayi bir baska odaya aldilar.
Aradan ne kadar zaman geçmisti.Disarda neler olup bitiyordu. Daha ne
kadar burada kalacakti?
Kapi açildi ve savci beyle diger genç kiz içeriye girdiler.
Yüzlerindeki ifade Fulya'yi biraz olsun rahatlatmisti. Gözü
aglamaktan
kan çanagina dönmüstü. - Hadi bakalim kizim evine gidiyorsun.
Fulya ne diyecegini sasirmisti. Yine aglamaya basladi.Diger kiz
yanina
yaklasti.
-Benim adim Ayse. Bilgisayar uzmaniyim.Ifadeniz üzerine Yaptigimiz
arastirma sonucu asil dolandiricilari tesbit ettik. - Peki ama bunun
benimle ne ilgisi var?. Benim banka hesaplarimin bu isle ne alakasi
var ?
Ayse gülmeye baslamisti.
-Bakin Fulya hanim sizi msn'de konusmaya çagirmasinin tek nedeni
vardi. O da bilgisayarinizn IP numarasini ögrenmek...
Sonrasi onlar için çok kolay oldu. Bilgisayariniza girdiler ve
sizinle
ilgili tüm bilgileri ele geçirdiler. Sonra da baska hesaplardan
sizin
hesabiniza para aktardilar ve ardindan da sahte isimlerle açtiklari
kendi hesaplarina aktarip buradan paralari çektiler. Fulya öylesine
saskin öylesine çaresizdiki... - Hadi simdi evinize gidin ve iyice
dinlenin. Yarin sabah saglikli bir sekilde yeniden ifadenizi
alacagiz.
Aysenin de yardimiyla disari çiktilar. Günes isinlari gözünü kör
ettmisti sanki...Hemen bir taksi çevirip evine gitti.
Alelacele kendini banyoya atti. Sonra bir fincan kahve hazirladi
kendisine.Biraz rahatlamisti. Sonra yatagina uzanip derin bir uykuya
daldi. Gece boyunca rüyalarinda hep çiçekler gördü.
Çiçekler ona saldiriyor, her tarafini yara bere içinde
birakiyorlardi.
Uyandiginda ter içinde kalmisti. Hemen kalkti ve ilk is olarak
bilgisayarin elektrik baglantisini kopardi.
Perdeyi açip disari baktiginda ise hala Gün agliyordu gözlerinde.
Üsüyordu..
