fatih54102
Üye
Nokia-symbian neden öldü
"Mobilbekçisi" nden alıntıdır.
Durumu çok iyi açıkladığı için ben de burada paylaşmak istedim.
---
Birçok kişi “Nokia’nın neden Microsoft’un önünde diz çöktüğünü” ısrarla sorduğu için, kapalı kapılar ardında alınan bu kararın sebeplerini ve sonuçlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Daha önceki bir yazımda Nokia ve Microsoft arasındaki ilişkiyi incelemiş, “böyle bir ortaklık Microsoft için oldukça faydalı olsa da, Nokia için hiç mantıklı gözükmediği” sonucuna varmıştım. 11 Şubat günü açıklanan ortaklığın şartlarına baktığımızda vardığım sonucun doğruluğunu kolayca görebiliyoruz: Nokia hem elindeki iki güçlü işletim sisteminden hem de Ovi hizmetlerinden vazgeçip, yazılımsal açıdan kendini tamamen Microsoft’a adıyor.
Vazgeçilen iki işletim sisteminin de Microsoft’la doğrudan bağlantısı bulunduğuna dikkat çekmek istiyorum. Symbian’dan başlayalım.
Microsoft bilgisayar dünyasındaki egemenliğini mobil dünyada da devam ettirmek isterken, Nokia ile Ericsson geçmişte bilgisayar üreticilerinin düştüğü hataya düşmemek için o dönemde EPOC işletim sistemi ile yıldızı parlayan Psion‘la birlikte (daha sonra Motorola’yı da yanlarına alıp) Symbian‘ı kurmuştu.
Microsoft’un Pocket PC/Windows Mobile için cihaz başına 55$ lisans ücreti almasına karşılık, Symbian tuşlu cihazlarda 5$ dokunmatik cihazlarda 10$ lisans bedeli talep ettiği için kısa süre içerisinde hemen hemen bütün üreticilerden destek buldu ve Microsoft’un ulaşabildiği en fazla pazar payını %17‘de tutmayı başardı.
Fakat şimdi Microsoft, Nokia’yı mobil dünyada liderliğe taşıyan Symbian’dan vazgeçirebilmiş durumda. Peki MeeGo’nun Microsoft’la bağlantısı nedir?
Nokia gibi küresel erişimi olan bir firma ile Intel gibi inanılmaz kaynaklara sahip iki firmanın geliştirdiği, hemen hemen aklınıza gelebilecek her türlü gelişmiş elektronik cihaz üzerinde çalışabilecek açık kaynaklı bir işletim sistemi, gelirinin tamamını kapalı kaynaklı yazılımlarından elde eden Microsoft için çok büyük bir tehditti. Henüz tam anlamıyla hazır olmadığı halde birçok üreticinin desteğini arkasına alması ise Microsoft’un gittikçe küçülen bilgisayar dünyasından mobil dünyaya geçişine MeeGo’nun Symbian’dan farksız bir şekilde ciddi bir darbe vuracağına önemli bir kanıttı.
Ve şimdi Microsoft, Nokia’yı geleceğin mobil dünyasında liderliğini garantileyen MeeGo’dan da vazgeçirebilmiş durumda.
Peki bunlar nasıl oldu?
Masaüstünden mobil cihazlara doğru ilerleyen bilişim endüstrisinden Nokia, Google ve Apple gibi rakipleri sayesinde silinip gitmek istemeyen Microsoft, (malum sebeplerden ötürü kimliklerini açıklayamayacağım) bazı Nokia çalışanlarından edindiğim bilgilere göre, Symbian’ın açık kaynaklı hale getirilmek için Nokia tarafından satın alınmasının gündeme geldiği 2008 ilkbaharından itibaren Nokia içerisindeki gizli çalışmalarına başladı.
Öncelikle Nokia tarafından bilgi-işlem altyapısının işletilmesi için rakiplerinden çok daha pahalı hizmet veren ve Microsoft’un yan kuruluşu olan bir firma seçildi. Bu firma Nokia’nın e-posta, takvim vs. hizmetler için kullandığı IBM‘e ait olan Lotus Notes altyapısını, Microsoft’un altyapısıyla değiştirdi. Aynı şekilde şirket bilgilerinin şifrelendiği PGP altyapısı, Microsoft’a ait bir S/MIME altyapısıyla değiştirildi. Böylece Microsoft’un Nokia hakkındaki kritik bilgilere istediği an ulaşabilmesi sağlandı.
Ardından şirket içine yerleştirilmeye başlanan truva atlarının Symbian ve Maemo/MeeGo üzerine geciktirici ve yanlış yönlendirici sabotajlarıyla şirketin küresel ölçekte başarısının düşürülmesi sağlandı. Bir yandan da Nokia’nın yönetim kurulu üzerinde güç sahibi olan Kuzey Amerikalı yatırımcılarla yapılan lobi faaliyetleri sonucunda, Nokia’nın Kuzey Amerika pazarındaki başarısızlığının bahane edilip CEO’nun değiştirilmesi konusunda Nokia’nın yönetim kuruluna baskı yapılmaya başlandı.
Hatta Finlandiya gazetelerinden Kauppalehti‘nin ortaya çıkarttığı üzere daha da ileri gidilerek, yönetim kurulu başkanı Jorma Ollila‘ya kendi adayları seçilmediği taktirde yönetim kurulunun dağıtılacağı şeklinde şantaj bile yapıldı. Bunun üzerine Jorma Ollila, Microsoft’un hiç hoşlanmadığı birçok adım atan Olli-Pekka Kallasvuo‘yu kovarken Nokia’yı yeniden diriltebilecek tek aday olan Anssi Vanjoki‘yi yeni CEO olarak seçtirmeyerek, yatırımcılardan gelen baskıya boyun eğdi. Anssi Vanjoki bunun üzerine Nokia’dan ayrıldı, Jorma Ollila ise önümüzdeki yıl ayrılacağını açıkladı.
Jorma Ollila Amerikalı yatırımcıların özellikle CEO olmasını istediği isim olan Stephen Elop‘un CEO’luğunu onaylarken yalnızca yönetim kurulunun onayladığı stratejileri izleyeceğinin garantisini aldı. Ancak Microsoft ve Microsoft’un yönlendirdiği yatırımcılardan güç alan Stephen Elop, Nokia’nın eski yönetiminin kurduğu stratejiyi bir kenara atarak Microsoft’un çıkarları doğrultusunda oluşturduğu kendi stratejisini izlemeye başladı. Bunun sonucunda Nokia’yı küresel liderlik koltuğuna oturtan birçok üst düzey yönetici ya dayanamayıp kendi istekleriyle işten ayrıldı, ya da sonuçları şimdi ortaya çıkan stratejiye boyun eğmedikleri için kovuldular.
Yukarıda yazdıklarım sizlere hayal gücümün bir ürünü gibi gözükmüş olabilir. Ancak Nokia CEO’su Stephen Elop’un Microsoft’un en büyük 7. bireysel hissedarı olması ve 11 Şubat’ta yayınlanan basın açıklamasında yönetim kurulunun anlaşmayı henüz kesinleştirmediğinin ifade edilmesi, oldukça gerçek bilgilerdir:
Basın Bildirisinden ilgili kısım
Peki yönetim kurulunun henüz kesin olarak onaylamadığı bir ortaklığı, yönetim kuruluna bağlı çalışması gereken bir CEO nasıl açıklayabilir? Öncelikle, yukarıda ifade ettiğim gibi Stephen Elop yönetim kurulunun kararlarını pek umursamıyor ve Nokia’nın yönetim kurulu da Stephen Elop’un Nokia’nın yararına olmayan stratejilerini onaylamıyor.
Ayrıca bu ortaklığın açıklanmasının sebebi yazımda anlattığım üzere Nokia’nın sözde (!) yanan platformu üzerindeki çaresizliğinden değil, her iki şirketin de hisselerini elinde bulunduran ABD kökenli büyük yatırımcıların baskısından kaynaklanıyor.
Borsada hisselerin değer değişimleri üzerinden büyük gelirler elde eden bu yatırımcılar, Nokia’nın başarılı bir strateji izlemesi ile aslında pek ilgilenmiyorlar. Onlar için asıl önemli olan, pazardaki dalgalanmaları kullanıp o ya da bu şekilde gelirlerini arttırmak olduğu için, Microsoft’un hisselerinden gelir elde edilebildiği sürece Nokia’nın hisselerinin bir gün içerisinde %14'ten fazla değer kaybetmesi yatırımcılar için pek önemli değil.
Üstelik Stephen Elop’un 11 Şubat’ta Nokia’nın yeniden yapılandırılması süreci esnasında Ar&Ge giderlerinin azaltılıp, dünya çapında büyük işten çıkarımların olacağını (en az 20.000 çalışanın işini kaybedeceği hesaplanıyor) açıkladığını düşününce, yalnızca bir donanım üreticisi (OEM) konumuna gelecek olan Nokia’nın 2012'den itibaren yatırımcılara önemli kârlar elde ettirebilecek hale geleceğini görmemek mümkün değil.
Durumu çok iyi açıkladığı için ben de burada paylaşmak istedim.
---
Birçok kişi “Nokia’nın neden Microsoft’un önünde diz çöktüğünü” ısrarla sorduğu için, kapalı kapılar ardında alınan bu kararın sebeplerini ve sonuçlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Daha önceki bir yazımda Nokia ve Microsoft arasındaki ilişkiyi incelemiş, “böyle bir ortaklık Microsoft için oldukça faydalı olsa da, Nokia için hiç mantıklı gözükmediği” sonucuna varmıştım. 11 Şubat günü açıklanan ortaklığın şartlarına baktığımızda vardığım sonucun doğruluğunu kolayca görebiliyoruz: Nokia hem elindeki iki güçlü işletim sisteminden hem de Ovi hizmetlerinden vazgeçip, yazılımsal açıdan kendini tamamen Microsoft’a adıyor.
Vazgeçilen iki işletim sisteminin de Microsoft’la doğrudan bağlantısı bulunduğuna dikkat çekmek istiyorum. Symbian’dan başlayalım.
Microsoft bilgisayar dünyasındaki egemenliğini mobil dünyada da devam ettirmek isterken, Nokia ile Ericsson geçmişte bilgisayar üreticilerinin düştüğü hataya düşmemek için o dönemde EPOC işletim sistemi ile yıldızı parlayan Psion‘la birlikte (daha sonra Motorola’yı da yanlarına alıp) Symbian‘ı kurmuştu.
Microsoft’un Pocket PC/Windows Mobile için cihaz başına 55$ lisans ücreti almasına karşılık, Symbian tuşlu cihazlarda 5$ dokunmatik cihazlarda 10$ lisans bedeli talep ettiği için kısa süre içerisinde hemen hemen bütün üreticilerden destek buldu ve Microsoft’un ulaşabildiği en fazla pazar payını %17‘de tutmayı başardı.
Fakat şimdi Microsoft, Nokia’yı mobil dünyada liderliğe taşıyan Symbian’dan vazgeçirebilmiş durumda. Peki MeeGo’nun Microsoft’la bağlantısı nedir?
Nokia gibi küresel erişimi olan bir firma ile Intel gibi inanılmaz kaynaklara sahip iki firmanın geliştirdiği, hemen hemen aklınıza gelebilecek her türlü gelişmiş elektronik cihaz üzerinde çalışabilecek açık kaynaklı bir işletim sistemi, gelirinin tamamını kapalı kaynaklı yazılımlarından elde eden Microsoft için çok büyük bir tehditti. Henüz tam anlamıyla hazır olmadığı halde birçok üreticinin desteğini arkasına alması ise Microsoft’un gittikçe küçülen bilgisayar dünyasından mobil dünyaya geçişine MeeGo’nun Symbian’dan farksız bir şekilde ciddi bir darbe vuracağına önemli bir kanıttı.
Ve şimdi Microsoft, Nokia’yı geleceğin mobil dünyasında liderliğini garantileyen MeeGo’dan da vazgeçirebilmiş durumda.
Peki bunlar nasıl oldu?
Masaüstünden mobil cihazlara doğru ilerleyen bilişim endüstrisinden Nokia, Google ve Apple gibi rakipleri sayesinde silinip gitmek istemeyen Microsoft, (malum sebeplerden ötürü kimliklerini açıklayamayacağım) bazı Nokia çalışanlarından edindiğim bilgilere göre, Symbian’ın açık kaynaklı hale getirilmek için Nokia tarafından satın alınmasının gündeme geldiği 2008 ilkbaharından itibaren Nokia içerisindeki gizli çalışmalarına başladı.
Öncelikle Nokia tarafından bilgi-işlem altyapısının işletilmesi için rakiplerinden çok daha pahalı hizmet veren ve Microsoft’un yan kuruluşu olan bir firma seçildi. Bu firma Nokia’nın e-posta, takvim vs. hizmetler için kullandığı IBM‘e ait olan Lotus Notes altyapısını, Microsoft’un altyapısıyla değiştirdi. Aynı şekilde şirket bilgilerinin şifrelendiği PGP altyapısı, Microsoft’a ait bir S/MIME altyapısıyla değiştirildi. Böylece Microsoft’un Nokia hakkındaki kritik bilgilere istediği an ulaşabilmesi sağlandı.
Ardından şirket içine yerleştirilmeye başlanan truva atlarının Symbian ve Maemo/MeeGo üzerine geciktirici ve yanlış yönlendirici sabotajlarıyla şirketin küresel ölçekte başarısının düşürülmesi sağlandı. Bir yandan da Nokia’nın yönetim kurulu üzerinde güç sahibi olan Kuzey Amerikalı yatırımcılarla yapılan lobi faaliyetleri sonucunda, Nokia’nın Kuzey Amerika pazarındaki başarısızlığının bahane edilip CEO’nun değiştirilmesi konusunda Nokia’nın yönetim kuruluna baskı yapılmaya başlandı.
Hatta Finlandiya gazetelerinden Kauppalehti‘nin ortaya çıkarttığı üzere daha da ileri gidilerek, yönetim kurulu başkanı Jorma Ollila‘ya kendi adayları seçilmediği taktirde yönetim kurulunun dağıtılacağı şeklinde şantaj bile yapıldı. Bunun üzerine Jorma Ollila, Microsoft’un hiç hoşlanmadığı birçok adım atan Olli-Pekka Kallasvuo‘yu kovarken Nokia’yı yeniden diriltebilecek tek aday olan Anssi Vanjoki‘yi yeni CEO olarak seçtirmeyerek, yatırımcılardan gelen baskıya boyun eğdi. Anssi Vanjoki bunun üzerine Nokia’dan ayrıldı, Jorma Ollila ise önümüzdeki yıl ayrılacağını açıkladı.
Jorma Ollila Amerikalı yatırımcıların özellikle CEO olmasını istediği isim olan Stephen Elop‘un CEO’luğunu onaylarken yalnızca yönetim kurulunun onayladığı stratejileri izleyeceğinin garantisini aldı. Ancak Microsoft ve Microsoft’un yönlendirdiği yatırımcılardan güç alan Stephen Elop, Nokia’nın eski yönetiminin kurduğu stratejiyi bir kenara atarak Microsoft’un çıkarları doğrultusunda oluşturduğu kendi stratejisini izlemeye başladı. Bunun sonucunda Nokia’yı küresel liderlik koltuğuna oturtan birçok üst düzey yönetici ya dayanamayıp kendi istekleriyle işten ayrıldı, ya da sonuçları şimdi ortaya çıkan stratejiye boyun eğmedikleri için kovuldular.
Yukarıda yazdıklarım sizlere hayal gücümün bir ürünü gibi gözükmüş olabilir. Ancak Nokia CEO’su Stephen Elop’un Microsoft’un en büyük 7. bireysel hissedarı olması ve 11 Şubat’ta yayınlanan basın açıklamasında yönetim kurulunun anlaşmayı henüz kesinleştirmediğinin ifade edilmesi, oldukça gerçek bilgilerdir:
Basın Bildirisinden ilgili kısım
Peki yönetim kurulunun henüz kesin olarak onaylamadığı bir ortaklığı, yönetim kuruluna bağlı çalışması gereken bir CEO nasıl açıklayabilir? Öncelikle, yukarıda ifade ettiğim gibi Stephen Elop yönetim kurulunun kararlarını pek umursamıyor ve Nokia’nın yönetim kurulu da Stephen Elop’un Nokia’nın yararına olmayan stratejilerini onaylamıyor.
Ayrıca bu ortaklığın açıklanmasının sebebi yazımda anlattığım üzere Nokia’nın sözde (!) yanan platformu üzerindeki çaresizliğinden değil, her iki şirketin de hisselerini elinde bulunduran ABD kökenli büyük yatırımcıların baskısından kaynaklanıyor.
Borsada hisselerin değer değişimleri üzerinden büyük gelirler elde eden bu yatırımcılar, Nokia’nın başarılı bir strateji izlemesi ile aslında pek ilgilenmiyorlar. Onlar için asıl önemli olan, pazardaki dalgalanmaları kullanıp o ya da bu şekilde gelirlerini arttırmak olduğu için, Microsoft’un hisselerinden gelir elde edilebildiği sürece Nokia’nın hisselerinin bir gün içerisinde %14'ten fazla değer kaybetmesi yatırımcılar için pek önemli değil.
Üstelik Stephen Elop’un 11 Şubat’ta Nokia’nın yeniden yapılandırılması süreci esnasında Ar&Ge giderlerinin azaltılıp, dünya çapında büyük işten çıkarımların olacağını (en az 20.000 çalışanın işini kaybedeceği hesaplanıyor) açıkladığını düşününce, yalnızca bir donanım üreticisi (OEM) konumuna gelecek olan Nokia’nın 2012'den itibaren yatırımcılara önemli kârlar elde ettirebilecek hale geleceğini görmemek mümkün değil.