"martılara Simit Atmaya Devam" Yeni Vapurlar Hakkında S.s.s.

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Salihyet

Salihyet

Üye
    Konu Sahibi
"martılara Simit Atmaya Devam" Yeni Vapurlar Hakkında S.s.s.
Yeni vapurların iç ve dış tasarımında tarihçilerden destek alındı...
<span style="color:#FF0000">Yan balkonlar olacak mı?", "Üstte bir üçüncü kat var mı?", "Ahşap ağırlıklı mı?" diye tartışılırken biz de "Karşılıklı mı oturacağız, yoksa deniz otobüslerindeki gibi sıraya mı dizileceğiz?", "İçerideki renkler nasıl olacak?", "Masalı bir bölüm var mı?" diye merak ettik. Ve gittik, İstanbul&#39;un müstakbel vapurlarının içlerini gördük.</span>

Son iki haftadır İstanbullular vapurlarını seçmeye çalışıyor. Önce Şehir Hatları sefer sayılarını artıran, iskeleleri yenileyen İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmeleri ( İDO ) sonra da vapurları yenileyeceğini duyurdu. Vapurlarına gönülden bağlı olanlar da bu duruma bozuldu. Ya eski vapurların yerine deniz otobüsü benzeri modern tasarımlar gelir de Boğaz&#39;ın vapurla süslenen o bildik görüntüsü değişirse diye korktular. Ama önceki hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi belirlediği sekiz modeli oylamaya sundu. Yani seçim İstanbulluların olacak. Şimdilik önde giden model halihazırda bildiğimiz, bindiğimiz vapurlara en benzeyeni, 4 numaralı gemi.

Biz İDO Genel Müdürü Dr. Ahmet Paksoy ve proje grubuyla beraber 1970&#39;lerin son yıllarından kalan Şehit Sami Akbulut&#39;un içindeyiz. Bu geminin özelliği hurdaya çıkmışken yenileme çalışmalarına başlanması ve yeni vapurların içi nasıl olacaksa bu vapurun da öyle döşenmesi.

Ahşap merdivenlerden çıkıyoruz. Yine ahşap ağırlıklı, ferah bir salona giriyoruz. Bildiğimiz vapurlara göre daha renkli bir ortam. Koltuklar kırmızı-yeşil, kenarları ahşap, üstlerinde çeşitli motifler. Pencereler daha geniş. Arkadaki açık bölümde, ahşap, geniş oturma grupları. Tuvaletlerde sıvı sabunlar, el kurutma makineleri. En üst kata eklenen balkon. Oturma düzeni deniz otobüslerindeki gibi değil, bildiğimiz vapurlar gibi karşılıklı. Sadece koltuklar renklerle ve ufak bombelerle biraz ayrılmış. Yani bir kişiye bir koltuk düşünülmüş ki sıkışma olmasın. "Hem böylece koltuğun bir bölümü yırtıldığında tüm koltuk yerine sadece o bölümü değiştirip hemen yenileyebileceğiz" diyor Paksoy.

Hepsini anlatmayalım. "Biz de vapurlarda büyüdük. Ayrıca sabah altıda bu vapurlara binen de, akşam halatlarını bağlayan da biziz. Bu vapurları bizden çok tanıyan olamaz. Yani merak etmesinler. Vapur keyfi devam edecek, alışıldık vapur zevkine bir şey olmayacak. Biz sadece keyfe keyif katacağız" diyen, yeni gemiler konusunda çok heyecanlı olan Ahmet Paksoy sorularımızı cevapladı. Arada da mühendislerden, babaları, hatta dedeleri aynı meslekten olan kaptanlardan oluşan proje ekibinden de ayrıntı verenler oldu.

"Vapur yanaşmadan atlama devri sona eriyor"

Yeni yapılacak vapurların dış görünümleri dışında eskilerden ne farkı, ne gibi artıları olacak? İçeride ne gibi farklılıklar yaşayacağız?
Ahmet Paksoy: Bir kere klimalı. Manevra kabiliyeti mevcutların çok üzerinde.

Ne demek? Hızlanacak mı?
Ahmet P.: Aman hızlanma denince insanlar deniz otobüsü hızında zannediyor, martılara simit atamayacaklarını düşünüyorlar.
İsmail İpek (Gemi İnşa Öncesi Proje Sorumlusu): Hayır yanaşma konusunda hızlanacak. İnsanların en büyük acelesi inerken. Biz bu yanaşma süresini minimuma indiriyoruz. Ayrıca iniş-binişlerde bir rampamız olacak. Artık insanlar gemi yanaşmadan atlayamayacak. Çünkü o rampa kapalı olacak, gemi tam yanaşınca inecek. Bu rampa 10 saniyede açılabilecek. Ayrıca sekiz metre genişliğinde çıkışlar olacak, bu da hız kazandıracak, yolcular beş-altı dakika yerine iki-üç dakikada tahliye olacak. Hıza gelince, hepsinin hızı 16 mil olacak. Bu da martılara simit atmayı engelleyen bir hız olmayacak.

Engelli vatandaşlar için de yaptığınız yenilikler oldu.
İsmail İ.: Örneğin görme engelliler için rampa açılırken bir sesli ikaz olacak ki kendini sakınabilsin açılan rampadan. Yine görme özürlü bir vatandaş herhangi bir yere çarptığı zaman yaralanmayacak çünkü tüm tasarım da buna göre yapılacak. Anons sistemimiz olacak. Tekerlekli sandalyelerin geçebileceği aralıklar olacak. Koridorlar, koltuk araları... Masalar da bu sandalyelerin yanaşabileceği gibi tasarlanacak. Ayrıca tekerlekli sandalye ile balkon keyfi yapılabilecek. Balkona çıkmalarını sağlayacağız. İşitme engelliler için resimler ve yazılarla her yer donatılacak. Yeni gemilerin başka bir yönü de daha az sarsıntılı, titreşimli ve gürültülü olmaları.

En korkulan şeylerden biri de koltukların durumuydu. Deniz otobüslerindeki gibi mi olacak, yoksa alıştığımız gibi karşılıklı mı diye...
Ahmet P.: Ense manzaralı olmayacak, Boğaz manzaralı olacak. Koltuk sistemi yine böyle karşılıklı olacak. Oturma düzeniyle ilgili başka şeyler de var. Yan balkonda oturan yolcu, önünden biri geçerken çekilmek zorunda kalmayacak. Daha geniş olacak önleri. Ayrıca siz içeride otururken pencereden dışarı baktığınızda, yan balkonda oturanın ensesini seyretmek zorunda kalmayacaksınız. Kot farkı olacak. Camlar daha büyüyecek. Yani seyir zevkini artıracağız.

Eskiden bir de masalı, lüks salon vardı, yine öyle bir bölüm olacak mı?
Ahmet P.: Büfe kısmına masalar koyuyoruz. Bir şey yiyen, içen insanlar orada oturabilecekler. O masalar da ahşap olacak. Zaten genel olarak ahşap ağırlıklı çalıştık. Ahşabın güzelliği farklı.

Tabii şöyle de düşündük: Eyvah mühendis adamlar birleşti, en hızlı, en son teknoloji derken bizim gözümüzün alıştığı güzellikteki vapurlar gidecek. Zaten sizi deniz otobüslerinden tanıyoruz. İyice onlara benzeyecek sandık.
Ahmet P.: Tabii biz bunları anlatırken bir şeyi atladık. Denizciler estetik sahibi insanlardır. Biz mühendisler &#39;naval architecture&#39; diye geçeriz, yani gemi mimarları olarak. Gemiyi fonksiyonel yapmanın ötesinde onun estetiğini, güzelliğini ortaya çıkarmalıyız. İngilizcede gemilere she denir, yani dişiymiş gibi seslenilir. Neden kadın olarak tanımlanır gemiler? O narinliğe, o güzelliğe sahip oldukları için. Bir de denizciler dünyayı gezip gören insanlardır. Şu gördüğünüz ekip yüzü aşkın ülke görmüştür. Bu da estetik duygunuzu geliştirir. Sayın başkanımız, Kadir Topbaş önce mevcut gemileri geliştirmemizi istedi. Biz de uğraştık ama 30 yaşında bir filo. Ne kadar onarsanız da yeni, modern teknikler onlara uydurulamıyor. Hepsine klima bile takılamıyor. Zaten sıfır gemi yapmak onarmaktan daha kolay. Biz bunları sayın başkana iletince bize şöyle dedi: "İstanbulluların ihtiyacına cevap verecek, otantik yapıya da sahip modeller geliştirin. Daha sonra bunu halka soralım."

Halka sormak tabii yeni bir şey.
Ahmet Güleryüz (Gemi Modelleri Derneği Başkanı/Şehir Hatları tarihi konusunda uzman): İstanbul&#39;un Şehir Hatları tarihinde birtakım radikal değişiklikler oldu. Ama hiçbirinde halka sorulmamıştı. Yapıldı, getirildi, halk da bindi. 160 küsur yıl içinde İstanbul&#39;un kent içi deniz ulaşım aracı ilk defa İstanbulluya soruluyor.
Ahmet P.: Tabii şunu da unutmamak lazım. Sizin gördüğünüz o çizimlerden başka bir iş daha var. Biz bir ulaşım aracı dizayn ediyoruz. Bunlar turizm amaçlı değil ki. Bu kent 15 milyon insana ulaştı. Kalabalık. Çok hızlı yaşanıyor. Bunları düşünmeseydik zaten hiç yenilik yapmadan bu içinde olduğumuz geminin aynısını yapardık. Ama yeniliklere açık olmak lazım. Modern teknolojiyi kullanmak geçmişi yok etmek demek değil.

Dışarıda sigara içilebilecek mi yine?
Ahmet P.: Hiçbir yerde içilmemesini düşünüyoruz. İçeride de dışarıda da.

İşte şimdi "Bir vapura bineyim, çayımın yanında sigaramı yakayım, keyif yapayım" diyenlerden çok feci tepkiler alabilirsiniz. Hoş açık havada o duman daha çok burnumuza giriyor, üstümüze geliyor ama... Bir ayrı bölüm de mi olmayacak sigara içenler için?
Ahmet P.: Bu güvenlikle de ilgili. Sigara güvenlik unsurlarını azaltan bir unsur. Belki ufak bir bölüm ayırabiliriz ön tarafta, açıkta. Tabii biz sigara kullanmadığımız için bilmiyoruz ama sigara kullananların hepsi "Vapura binmem, tüm keyfi gitti" diyor. Ama insanlar yan yana oturuyor, açık hava da olsa duman, kül hepsi üstünüze geliyor.

Siz tahmin ediyor muydunuz eski vapurlara en yakın modelin öne geçeceğini?
Ahmet P.: Bu vapurları günde 200 binin üzerinde insan kullanıyor. Çok büyük bir çoğunluğun bu vapurlarla ilgili anıları var. Sevgilere, muhabbetlere tanıklık etmiş bu vapurlar. O yüzden eski vapurlara yakın bir modelin öne çıkacağını tahmin ediyorduk.

Ama ikinci olan da en modern tasarım.
Ahmet P.: Herhalde onun oyları gençlerden. Bu arada çok küçükler de oy veriyor. Onlar da ileride vapura bindiklerinde "Bu vapuru ben seçmiştim" diyebilecekler. Benim 10 yaşındaki kızım gelip benimle modelleri tartışıyor.

Eski vapurlar ne olacak?
Ahmet P.: Kalacak. 32 vapuru yeniliyoruz. Koltukları, tuvaletleri değişiyor. Onlar da hizmete devam edecek.

O zaman ben yeni vapura binmek istersem ne olacak? Daha rahat, güvenli, klimalı ama bana eski denk gelecek mesela.
Ahmet P.: Bizim ulaşımın ötesinde Boğaz turlarımız var, yeni hatlar var. Yater ki elimizde iyi vapurlar olsun. Yeni gemileri önce yoğun hatlara koyacağız, zamanla yeniler artacak, eskilerin yerini alacak. Ama bu değişim biraz zaman alır.

Yeni kaç gemi yapılacak?
Ahmet P.: Dört sene içinde 20 gemi yapılacak.

Birinci seçilenden de ikinci seçilenden de yapsanız...
Ahmet P.: O zaman Boğaz&#39;ın güzelliğini bozarız. Tek bir model olmalı.

Gemilerin teknik olarak olmazsa olmazları var. Tarihi açıdan incelediğimizde bu vapurlarda olmazsa olmazlar nelerdir?
Ahmet G.: 1950&#39;li yıllarda birden bire İstanbullu bembeyaz gemilerle karşılaştı. Ondan önce altı kırmızı, üstü siyah gemiler vardı. O günden bugüne gelenek devam ediyor. Beyaz olmalı çünkü hem gözler buna alışık hem de vapurlara İstanbul&#39;un kuğuları, gelinleri diyorlar. Bir de bacalar önemli çünkü dünyadaki tüm gemilerde baca o geminin kişiliğidir. Şimdi sunulan modellerde de baca rengiyle, formuyla yerine oturdu
 
infazcı-konan

infazcı-konan

Üye
güzel bir çalışma sağol
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt