crawling
Üye
Fenerbahçe Aşkı,Gerçek Aşk Budur
Başarısız bir Yılmaz Erdoğan şiiri uyarlamasından çok daha uzun ve anlam yüklüdür Fenerbahçeli nin öyküsü. ya da bir anti fb sitesinde hazırlanmış alaycı yazılardan..
bundan 100 yıl kadar önce daha yeni kurulduğu zamanlarda ileriki yıllarda ezeli rakibi olacak bir kulüpten 6-7 gol yediği maçlar söz konusu olduğunda başını öne eğmez Fenerbahçeli. o söz konusu diğer ekibin kurtuluş savaşında hangi tarafı desteklediği sorulduğunda eğdiği gibi. sayısındaki artış sadece başarılı olup kupalar aldığı belli bi zaman aralığında değildir. sonradan Fenerbahçeli olanların sayısı diğer kulüplere göre çok daha düşüktür. Fenerbahçeli doğar o milyonlarla ifade edilen kitle. tıpkı babalarının da yaptığı gibi.
Avrupa da ya da başka bi yerde kötü sonuç alındığında diğer taraftardan çok daha fazla üzüntü duyar. sıradan bi gençlerbirliği beraberliği Fenerbahçeliyi çılgına çevirebilir rahatlıkla. ya da 3 farklı yenilgiden gelip kazanılan bir maçın üzerinden yıllar geçmesine ve hem canlı şahit olup hem binlerce kez video görüntülerini izlemesine rağmen her hatırlayışında tüyleri diken diken olabilir Fenerbahçelinin.
Fenerbahçelilik size tebessümle gözyaşını aynı anda yaşatabilir. bunun diğer taraftarların alay konusu olmasını da anlayışla karşılar Fenerbahçeli. çünkü duyduğu sevgi ve bağlılığın onlar tarafından anlaşılmasını beklemez.
Fenerbahçelilik sözlükte ansiklopedide anlatılamaz. daha maç başlamamış takımınız sahaya çıkmamışken onbinlerce birbirini tanımayan insanın çalan tek bi şarkıda kenetlenip tek bir vücut olması tanımlanamayacak bir olaydır. sokakta görseniz ayıplarsınız belki koskoca adamın elinde atkısıyla "bir şarkısın sen.." derken ağlamasını. ama o kişilerce mabet diye tanımlanan ligde sonuncu da olsanız avrupada sıfır da çekseniz girebilmek için saatler öncesinden kuyruğa girmeniz gereken o büyülü mekanda böyle bir şeye karşılaştığınızda kendi gözleriniz dolar.
bütün stadın sadece meşale ve çakmaklarla aydınlatıldığı bir ortamda* çıldırmışçasına "yaşa Fenerbahçe" diye bağırırken yırtılan boğazınız acı veremez bir Fenerbahçeliye.
o artık klasikleşmiş "yenilsen de yensen de taraftarın senle" tezahüratının geçerli olduğu tek yerdir. "hep destek tam destek" in yaratıcısıdır Fenerbahçeli.
Fenerbahçelide mantık yoktur. oyuncuları sevgisine layık olamadığı zamanlar deliye dönüp onlara zarar verişlerinin sebebi duydukları kızgınlıktan çok duydukları sevgidir. Fenerbahçelide mantık yoktur. maç kazanıp kupa alamadığında yalnız bırakmaz sevgilisini ve hissettiklerinde bi azalma değil inadına bir artış olur. sanıldığı gibi perşembe sabahları okuluna işyerine başı eğik değil boynunda avrupayı değil "kalbini fetheden renklerden yapılmış atkısıyla gururla gider her şeye rağmen. kendi takımını başarıları için, kalbiyle değil de mantığıyla seven diğerleri ancak alay edebilir bu durumla.
Fenerbahçeli takımını küçük düşürmeye çalışanlarla bilinçsizce tartışıp kavga edebilir tıpkı sevgilisine karısına laf eden birine saldırır gibi. bu yüzden ezik kompleksli yada bunun benzeri sıfatlar yakıştırılmasını da göze alarak. ama asıl ezik ve komplekslinin, fenerbahçenin başarısızlığından duydukları hazzın kendi başarılarından duydukları hazdan daha çok olanlar olduğunu da bilir.
Fenerbahçelinin öyküsü bir aşk hikayesine benzer gözyaşlarının eksik olmadığı. mutluluktan da ağlarsınız üzüntüden de.. ama her damlası, duyduğunuz sevgiyi biraz daha artırır. ve her fener bayrağına sarılı tabutu görüşümde anlıyorum ki Fenerbahçeli ölürken bile terk etmez aşkını...
Okurken benim gözlerim doldu...
bundan 100 yıl kadar önce daha yeni kurulduğu zamanlarda ileriki yıllarda ezeli rakibi olacak bir kulüpten 6-7 gol yediği maçlar söz konusu olduğunda başını öne eğmez Fenerbahçeli. o söz konusu diğer ekibin kurtuluş savaşında hangi tarafı desteklediği sorulduğunda eğdiği gibi. sayısındaki artış sadece başarılı olup kupalar aldığı belli bi zaman aralığında değildir. sonradan Fenerbahçeli olanların sayısı diğer kulüplere göre çok daha düşüktür. Fenerbahçeli doğar o milyonlarla ifade edilen kitle. tıpkı babalarının da yaptığı gibi.
Avrupa da ya da başka bi yerde kötü sonuç alındığında diğer taraftardan çok daha fazla üzüntü duyar. sıradan bi gençlerbirliği beraberliği Fenerbahçeliyi çılgına çevirebilir rahatlıkla. ya da 3 farklı yenilgiden gelip kazanılan bir maçın üzerinden yıllar geçmesine ve hem canlı şahit olup hem binlerce kez video görüntülerini izlemesine rağmen her hatırlayışında tüyleri diken diken olabilir Fenerbahçelinin.
Fenerbahçelilik size tebessümle gözyaşını aynı anda yaşatabilir. bunun diğer taraftarların alay konusu olmasını da anlayışla karşılar Fenerbahçeli. çünkü duyduğu sevgi ve bağlılığın onlar tarafından anlaşılmasını beklemez.
Fenerbahçelilik sözlükte ansiklopedide anlatılamaz. daha maç başlamamış takımınız sahaya çıkmamışken onbinlerce birbirini tanımayan insanın çalan tek bi şarkıda kenetlenip tek bir vücut olması tanımlanamayacak bir olaydır. sokakta görseniz ayıplarsınız belki koskoca adamın elinde atkısıyla "bir şarkısın sen.." derken ağlamasını. ama o kişilerce mabet diye tanımlanan ligde sonuncu da olsanız avrupada sıfır da çekseniz girebilmek için saatler öncesinden kuyruğa girmeniz gereken o büyülü mekanda böyle bir şeye karşılaştığınızda kendi gözleriniz dolar.
bütün stadın sadece meşale ve çakmaklarla aydınlatıldığı bir ortamda* çıldırmışçasına "yaşa Fenerbahçe" diye bağırırken yırtılan boğazınız acı veremez bir Fenerbahçeliye.
o artık klasikleşmiş "yenilsen de yensen de taraftarın senle" tezahüratının geçerli olduğu tek yerdir. "hep destek tam destek" in yaratıcısıdır Fenerbahçeli.
Fenerbahçelide mantık yoktur. oyuncuları sevgisine layık olamadığı zamanlar deliye dönüp onlara zarar verişlerinin sebebi duydukları kızgınlıktan çok duydukları sevgidir. Fenerbahçelide mantık yoktur. maç kazanıp kupa alamadığında yalnız bırakmaz sevgilisini ve hissettiklerinde bi azalma değil inadına bir artış olur. sanıldığı gibi perşembe sabahları okuluna işyerine başı eğik değil boynunda avrupayı değil "kalbini fetheden renklerden yapılmış atkısıyla gururla gider her şeye rağmen. kendi takımını başarıları için, kalbiyle değil de mantığıyla seven diğerleri ancak alay edebilir bu durumla.
Fenerbahçeli takımını küçük düşürmeye çalışanlarla bilinçsizce tartışıp kavga edebilir tıpkı sevgilisine karısına laf eden birine saldırır gibi. bu yüzden ezik kompleksli yada bunun benzeri sıfatlar yakıştırılmasını da göze alarak. ama asıl ezik ve komplekslinin, fenerbahçenin başarısızlığından duydukları hazzın kendi başarılarından duydukları hazdan daha çok olanlar olduğunu da bilir.
Fenerbahçelinin öyküsü bir aşk hikayesine benzer gözyaşlarının eksik olmadığı. mutluluktan da ağlarsınız üzüntüden de.. ama her damlası, duyduğunuz sevgiyi biraz daha artırır. ve her fener bayrağına sarılı tabutu görüşümde anlıyorum ki Fenerbahçeli ölürken bile terk etmez aşkını...
Okurken benim gözlerim doldu...