Ama hikaye kıvamında gerçeklerden bir kısım daha aktaralım.
Dünya yüzeyi düzdür ama bu dünyanın incecik olduğu anlamına gelmez. Dünyanın toprak kalınlığı epey olmalı ve farklı katmanlarda var mı bilinmez ama dünyanın içinde kalabalık sayıda yecüc mecüc kavmi yaşayıp bunca teknolojiye bile yakalanmadıklarına göre toprak derinliği epey olmalı.
Ayrıca dünyanın içinde yaşabildiklerine ve hava alabildiklerine göre dünyanın derinlikleri bizim anladığımızdan çok farklı ortamlara sahip olmalı. En basiti su olduğu kesin. Yoksa kavim yaşayamazdı. Çünkü onlarda Adem oğlu. Tam bizim gibi olmasalarda temelde etten kemikten, sadece silüetleri, boyları ve bazı özellikleri bizden farklı vahşi ve ilkel bir ırk.
Dünyanın içinde kara güneş var diye bir tanım duydum. Nedir ne değildir bilemiyorum ama insanın yaşayabilmesi için güneşede ihtiyacı var. Bu kavim D vitamini ihtiyacını da karşılıyor olmalı. Allah onları kıyamet alameti olarak sakladığına göre bir imkan sunmuştur.
Yani dünya NASA'nın anlattığı gibi daha nicesini keşfedebileceğimiz bir çok benzeri olan bit yer değildir. Evren 7 kattan oluşur. Dünya en alt semadadır ve bu semada yaşam olan tek yerdir. O yüzden dünya için aşağıların aşağısı denmiştir. Bu sadece konum anlamında değil değer anlamında da böyledir. Dünya Allah nezdinde sinek kanadı kadar değer taşımaz. Değerli olan dünya üzerine yarattıkları kullarıdır.
Yani yine NASA'nın anlattığı gibi uzayda aşağı yukarı sağ sol kavramları yoktur lafı da sadece kendileri için geçerlidir. Semalar birbiri ardına yükselir.
Melekült alemin eşliği olmadan geçilemez ve açılamaz Gök kapıları vardır. Yani manen evrenin de sağı solu yukarısı aşağısı vardır. Ve biz en aşağıdayız.
Cennet cehennem şuan vardır mevcuttur. Yani cennetteki hizmetçiler huriler, cehennemdeki zebaniler, ateş bekçileri vardır hayattadır. Cennet cehennem yaşadığımız bu 7 Sema'nın belirli kat(veya katlarında) bulunmakta ve bildiğimiz anlamda fiziki varlıktalardır. Yani ötelerde, diğer semalarda yüzlerce binlerce kutsal dünyalar var evet ama bu birinci şemada alabildiğine görebildiğimiz karanlıktaki tek yaşam biziz..
Ayrıca zaten uzaya çıkıldığı falan da yok ay yolculuğu falan hepsi hikaye. Hiçbir insan (efendimiz hariç) fiziki varlığı ile atmosfer ötesine geçmemiştir. Uzay çalışmaları hikaye.
Çünkü onlarca hava balonu videosu izledim atmosferin sınırında uzay karanlığına kadar çıkıp patlıyorlar ve yukarıda ne bir uydu ne başka bir cihaz görüntüsü yok. Zaten uydu denen cihazlar yuvarlak dünyanın yörüngesinde dönen cihazlar olarak bize anlatıldı ama bu düz dünyada mümkün değil. Bu da demek oluyor ki bize uydu diye anlattıkları teknolojide bir masaldan ibaret.
Ve devletler bunu var gibi gösterip gerçekte gerçeği biliyorlar.
Ruslarda dünyanın düz olduğunu biliyorlar ve gökkubbenin sınırını bulmak için göğü bombaladıkarı deneylerde yapmışlardır. O halde nedir bu uzay çalışmaları?
NASA'nın sembolündeki v şeklinde kırmızı logoyu araştırın göreceksiniz.
Hangi devlet olursa olsun uzay şirketlerinde bu v harfini göreceksiniz. Bu hepsinde kontrolü olan tek bir odağı işaret ediyor. Fırlatılan füzeler atmosferin üzerine çıkamıyor bir yerden sonra eğilip yatay gidip belirlenmiş yerlere çakılıyorlar.
Yani adamlar tezgahı kurmuş. Yukarıdaki ilk videoda da anlatıldığı gibi hem halkın pek çok vergisi bu kurumlara hibe edilip hemde yuvarlak dünya masalını sürdürmüş oluyorlar bir taşla iki kuş.