IETT
Hani su IETT'nin yesil otobüsleri var ya; çevreci ve ABS frenli olanlar .Abi gayet güzel bir gün herkes kendi kivaminda ve tadinda yolculuk ederken birden bir telefon sesiyle irkildik. Gazman'inki gibi çaliyodu.Neyse adam çalan telefonu açti ve konusmaya basladi. Biraz argosu rahatsiz ediyordu çevreyi ama, asil rahatsizlik veren kapali olmasi gereken telefonun açik ve kullanilir vaziyette olmasiydi. Tabi çok geçmeden IETT söförünün ikaz sesi duyuldu;
-Beyfendi cep telefonuyla bu otobüste konusmaniz yasak!
Adam hiç iplemeden konusmaya devam etti. Söför tekrar uyardi;
-Beyfendi kime diyorum, cep telefonuyla konusmaniz yasak, aaaa!
Adam hala konusuyor valla hiç tinmiyor. Söför daha fazla dayanamadi bir hisimla el frenini çektigi gibi, caaaart diye durdurdu otobüsü ve herifin tepesine dikildi.
- Kardesim ne laf anlamaz adamsin sen yaaaaa! Bu otobüste cep telefonuyla konusamazssiiiin. Yasak yaaa yasaaaaak!
Söförün bu hiddetli haraketinin ardindan telefonla konusan adam bir an duraksadi ve telefonda konustugu kisiye dönerek;
- Aloo, Hilmi abi benim bu otobüste cep telefonuyla konusmam yasakmis abi. Naapalim abi, tamam sen konus ben sadece dinliyorum aabiii. Cümleten apistik kaldik billa
Helikopter
Uludag üniversitesi bahar şenliklerinde geçiyo olay. kalabaliktan uzak bi fakültenin yakinlarindaydik. 100 metre ileriye bi helikopter indi. Aletten biri eğilerek indi ve bi talebeye yaklasti. takriben 1 dakka konustuktan soora adam helikoptere bindi ve tekrar havalandilar. biz biraz şaşırdık nooluyo diye ama esas bomba o talebeye adamin ne sorduunu sorduumuzda inmisti beynimize. adam adres sormus. benden bu kadar.
Beni Ara
Bir gun arkadasimla evimin yakinindaki bir duraktan minibuse bindik.Minibusunun caminda kocaman cep numarasi yaziyordu, fazla umursamadik ama goze batiyordu; beni ara, diye bağırıyordu resmen. Inecegim yere yaklasinca soforun numarasini cevirdim,
-"Musait bi yerde birakir misin abi?" dedim.
Adam afalladi, asildi frene.Minibus yarildi gulmekten.
Alaska
- iyi gunler, ben banu, efendim nasil yardimci olabilirim?
- iyi gunler hanim efendi, bir paket yollamak istiyorum
- tabi ki efendim, nereye gondermek istiyorsunuz?
- nereye gonderebilirim ki?
- butun dunya ya efendim
- cidden mi? alaska ya bile gonderebilirmiyim?
- tabi ki efendim...
- oldu o zaman abime bir paket yollicam, kendisi biolojist bilim adamidir..., isi için kimiyasal madde yollicam gerekiyo, alaskada buzdan ba$ka bi sey yokmu?...
- efendim, tehlikeli veya yasa disi bir madde degilse sorun olmaz
- ne tehlikesi...odo-nitrat-carbonat, hidrojen ve tuz yollicam tehlikesi yok... yani karismassa yoktur, ama kari$ipta reaksyon yaparsa patlar...
- tamam beyefendim, abinizin adresini verebilirmisiniz?
- hanimefendi, abimin adresi yok, yani dedim gibi kendisi biolojist, alaskada suyun altinda bir platformda... size ancak koordinatlarini verebilirim...
- bir dakka beyefendi, bi mudure sorim acaba nasil olur...
Beddualar
Münferit beddualar: Cep telefonuyla konusurken çevirmeye yakalanasan Ucuza aldim diye sevindiğin araban çalıntı çıka. Martı'yı okuyup ruhi bunalıma giresen.
Bilgi işlem bedduaları : Mouse'un kırıla. Tık tıklayamayasan . Hatların kopa da hiç bir yere baglanamayasan. Disk'lerin "crash" ola. File'larina virüs bulaşa. Networklerden atılasan. Database'in patlaya. Security key'lerin deşifre ola. Back-uplarin bozulsun da geçmişe dönemeyesen.
Ekonomik beddualar: Repo'da açığa düşesen, faiz sana zarar yaza. IMKB 100 endeksin 1600 direncini kıramaya. Uygun kur bulmaya, pozisyon açıgına düşesen Reuters'in arızalana, rate'leri izleyemeyesen. Paran aracı kurumda kala, iç edile; Dövize endeksli kredi alasan. "zede"lenesen Merkez Bankasi para piyasalarina müdahale ede. O sırada sen de orada olasan Halden anlamayan Bireysel Danisman'a denk düşesen Sabah seansında endeks hızla düşe sen panik olup kağıt çıkasan, ikinci seansta endeks kendini toplaya ama iş işten geçmiş ola.
Günümüz Bedduaları: Silikonun patlaya insallah Hem fikir, hem zikir suçlusu olasan. Ne yersen ye asit yapa ağzında, bir "falım" çiklet bulamayasan. Kaplama alanı dışında kalasan. Aldığın dolarlar sahte çıka. Susurluk Skandalı'na adın karışa. Bir decoder olamayasin. Güçlü Türk olamayan, persil adam olasın Medyalara gelesin inşallah Talk showlara, reality showlara çıkasan imajın sarsıla. Tam otomatik çamaşır makinen kireçlene, bir gram Calgonit bulamayasan. Siyaset Meydanı'na çıkamayasın. "Maraba Televole" diyesin, Sabah Şekerleri'ne çikasin Reha Muhtara'a konuk olasan. Yeryüzünde tashih hatası gibi dolaşasın.
Tren
Bir gün bole 3-4 arkadas Ankarada (Ankara Metrosu) istasyonundayiz; bekliyoruz metroyu. Tam da okullarin cikis saati filan, etraf hinca hinc dolu. Neyse 2-3 dk. sonra metro geldi herkes hücum etti; biz baktik "cok doldu bi sonrakine binelim" dedik ve gittik ordaki banklardan birine oturduk. Daha tren gitmemis bir ding-dong ve anons: "Istasyonlarimizda gereksiz bekleme yapmak yasaktir" Biz sallamadik nolcak filan derken bir ding-dong daha ve ikinci anons: "Hist gencler size soyluyorum binin lan trene"
Telefon
Arkadasimin anneannesi sabahin erken saatlerinde telefon eder.
- Oglum bana dayinin telefonunu verebilirmisin? Kaybetmisim de.
- Tabi anneanne.Yaziyormusun?
- Tamam evladim soyle.
- 4 biiip diye bir ses
- 9 bir bip sesi daha
- Anneanne ne yapiyorsun?
- E dayini ariyorum evladım.
Printer
Sene 1992, üniversite yillari. Anneannemin hac parasiyla zar zor bir bilgisayar kapatmisiz ama printer'a para kalmamis. Aksam vakti printer'i olan bir arkadasa gidip aleti ödünç aldim, eve dönüp proje çıktısı alacağım.Ankara'da her kış olduğu gibi yerler yine buz.Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim. Daha iki dakka olmadan polis çevirdi,taksici kenara çekti, sonra arabadan indi, kimligini gösterdi. Ben kucagimdaki cihazin inmemek için uygun bir bahane oldugu düsüncesiyle elde kimlik arabada bekledim.Polis abi geldi, kapiyi açti, ve aramizda söyle bir diyalog geçti:
- O ne len ööle?
- Printer
- (yanindaki öteki polise dönerek)Ecnebi oolum bu. Sonra gülümseyerek kapiyi kapatti,güle güle manasina ikisi birden el salladilar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra şöför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayi kullanamiyordu.
Printer-2
- ya benim bu printer çalimiyor yenide aldim
-yardimci olalim efendim
-tamam
-bilgisayariniz printeri goruyormu efendim(bilgisayara tanimli olup olmadiğini sormaya çalisiyorum )
-evet karşı karşıyalar
Seyyar Satıcı
Seyyar saticinin biri Anadol pikabiyla biseyler satmak için megafonuyla gürültülü bir sekilde bağarmaktadir:
- Domates, biber, patlican...
Arkadan trafik polisi:
-Seyyar satici kenara çek! Satici:
- Annaşıldi tamam!
Polaroid
Ben bi keresinde ehliyetimi kaybetmistim.izmir'de Trafik Bölge Müdürlügüne gittim sabahtan, ehliyet yenileme islemleri yapayim diye. Sonra farkettim ki fotorafim yok. Bi yer bulup fotoraf çektireyim diye yürüyordum. Bi de baktim bi dükkanin önünde, hani su dörtlü polaroid tipleri amblemi var ya, ondan bi tane var. Dükkanin içindeki yasli adama "Amca fotoraf çekiyo musunuz?" dedim. Amcam da "Tabii hemen çekeriz, sen oturuver suraya!" diyerek bana dükkanın önünde duran ufak tabureyi isaret etti ve içeri girdi. Ben dükkanın önünde, kaldırım hizasında otururken ve heralde amca içeride stüdyoyu ayarlıyor derken adam elinde polaroid makineyle çıkıp gelmesin mi! Karsıma geçti, kaldırımda yürüyen insanları durdurdu ve bana poz vermemi söyledi. Ben o ana kadar farketmemisim, megersem arkamda iki kaşlık falan mavi bi perde varmis. Bu arada ben olayın sokunu yasayıp makineye mel mel bakarken ve kaldırımda yolu kesilen yayalar sabırsızlanıp homurdanmaya baslarken adam ikinci soku yaratacak soruyu sordu: "Bu gözlükler parlıyo, baska yok mu gözlügün?" Daha hayır demeden içeriye dalıp büyükbabasından kalma oldugunu tahmin ettigim kalın çerçeveli ve camsız gözlükleri gözüme taktı. Allahım kaldırımdayım, gözümde saçma sapan gözlükler, elinde polaroid makinayla kaldırımı dogal stüdyo haline getirmis bi fotorafçı, kaldırımda hala bekleyen yayalar ve iki metre dibimden akan yogun sehir trafigi. Ehliyetimdeki fotorafı görmeniz laazım.Trafik polisleri gülmekten ceza kesemiyor.
Otobüs
Bir arkadasim kucuk bir firmanin otobusune biniyor. Otobus hareket ettikten kisa sure sonra sofor mikrofonu eline aliyor ve sunlari soyluyor:
-Hostes bacimiz iki gundur uyumuyor. Muavin de amcasinin cenazesinden geldi. Bugunluk su filan icmeyin. Ellesmeyin gariplere
Otobüs Şoförü
Bravo... Bravoooo... Elimde poset bir dosyada fotokopi notlarim, üstümde baskili t-shirt, Taksim'den otobüse bindim. Söfor bana,
-Sizin okulunuz da yarin tatil mi? dedi.
Anlamaz gözlerle baktim.
-Yarin karne tatili ya" dedi.
-Ne alaka?" dedim.
Iste bomba:
-Sen Mimar Sinanlisin degil mi? dedi.
-Nereden bildiniz? dedim.
Iste sok cevap:
1) Bogaziçili olsan; bu havada askili,sort ya da etek giyer, lens takardin.
2) ITÜ'lü olsan; sirtinda kocaman bir çanta olur, ya da otobüse hiç binmezdin.
3) Istanbul Üniversiteli olsan poset dosya kullanmaz, baskili tshirt giymezdin.
4) Marmarali olsan; gömlek ya da etek giyer, defter tasirdin.
5) Biraz daha marjinal olsan; Mimar Sinan Güzel Sanatlar'dansin derdim, ama sen kesin MSÜ Fen Edebiyattasin dedi.
Ben tabii, hepten dumur.
-Yaa soför amca, 40 yillik üniversitelileri ne de güzel kiyaslamissin. Sasirdim kaldim dogrusu. Helal olsun sana!
Lastik
Bir gün Izmir' de Belediye otobüsünde gidiyoruz arkadaslarla. Bizim arkadas bos yer buldu ve oturdu. Sonraki durakta da eli bastonlu yasli bi amca geldi. Arkadas da killigina adama yer vermedi. Adam o arkadasin oturdugu koltugun yanina geldi ve ayakta arkadasin yer vermesini bekliyor. Fakat arkadas yerini vermedi. Neyse adamcagizin da yazik bastonu otobüs hareket ettikçe bi o tarafa bi bu tarafa kayiyo. Arkadas dayanamadi ve yasli amcaya
-Amca bastonun ucuna lastik takarsan kaymaz dedi.
Adam söyle bakti sonra
-o lastigi zamaninda baban taksaydi simdi sen olmazdin, ben de orda oturuyo olurdum deyince bütün otobüs koptu.
Arkadas o gün bu gündür belediye otobüsüne binmez.
Köfteci
izmir konakta bi köfteci gördüm adam tezgahini açmis çig köfte satiyo kocaman da bi tabelasi var önünde fiyatlarin yazdigi...Aynen iletiyorum: Kampanya ... TANE: 125 bin 2 TANE 300 bin
Kemer
-meraba ben baturcan nasil yardimcı olabilirim?
-benim telefonum kemerde çekmiyor...
-bi saniye bekleyin bilgisayardan kayitlara bakalim... fethiyedeki hatlarda bir problem gözükmüyor ? şuan, acaba...
-ne fethiyesi kardesim, pantolon kemerinden bahsediyom ben... telefonu kemere takinca hat bulamiyo telefon...
Dolmuş
Saat geç olmus. Artik okuldan kalkmisiz,dolmusla gelios. Dolmus bi pazar mevki-inden geçerken bi amcaya çarmpa tehlikesi atlatti.Dolmusçu da kafasini pencereden çikarip,
-Amca lütfen kaldirimdan gider misin? diye rica etti ama bizim amca,
-Asil sensin ********.Ben seni kaldirip .kerim! dedi ve tabii biz yerlere yattik.Dolmuscu tornavidasini alip, dolmustan inip adamin pesinden kosmaya basladi. Devamini bilmiyorum çünkü biz gülmekten yerlere düsmüstük...
Dinazor
Ishanimizin kapicisi Ismet abiye bir gun laf olsun diye
-Ismet abi binada dinozor gormusler. ilaclamazsan cogalirlar, hastalik yaparlar dedim. O da,
-Ula dinozor ne ki? diye sordu. Yemi yuttugunu gorunce siraladim:
-Kucuk, fare gibi bir hayvan, cabuk urer. Bir sure detayli "attim Hepsine inandi. Yarim saat sonra
-Ismet abi, sana saka yaptim, dinozor filan yok burada dedim. Cevabi yuzunden iki dakika kendime gelemedim:
-Ben biliyordum zaten. Hayvanat bahcesinde hic mi dinozor gormedim ki
Çaycı
Abi çaycinin prensibi olur mu,demeyin. Bizim çaycinin cama yazdigi yazilar bunlar:
1. Sicak çay 150.000.TL.
2. Saat besten sonra çay yoktur,ısrarcı olmayiniz.
3. Tek çay için yukari çikamam gelip kendiniz alin
Hint Mitolojisi
KADIN: Tanrı, yapragın hafifligini,ceylanın bakısını, günes ısıgının kıvancını,sisin gözyasını aldı;rüzgarın kararsızlıgını,tavsanın ürkekligini buna ekledi.Onların üzerine kıymetli tasların sertligini,balın tadını,kaplanın yırtıcılıgını,atesin yakıcılıgını,kısın sogugunu,saksaganın gevezeligini,kumrunun sevgisini kattı.Bütün bunları karıstırdı,eritti ve kadın yaptı.yarattıgı kadını erkege armagan etti.
ERKEK: Tanrı, kaplumbaganın yavaslıgını, boganın bakısını, fırtına bulutlarının kasvetini, tilkinin kurnazlıgını,boranın dehsetini aldı;sülügün yapıskanlıgını,kedinin nankörlügünü,hindinin kabarısını, gergedan derisinin sertligini onlara ekledi..Bınların üzerine ayının kabalıgını, bukelemun sıpsevdiligini, sivrisinegin vızıltısını kattı ve erkegi yarattı. Yarattıgı erkegi adam etsin diye kadına verdi
)))...