dumur olaylar

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
nightdragon35

nightdragon35

Üye
    Konu Sahibi
dumur olaylar
SSK
Benim dumurum klasik SSK dumuru. Kalp ameliyati oldum. 4 ayrapor aldim ve bu 4 ayin sonunda rapor parami almak için fatih ssk'ya gittim. Klasik bir sekilde eksik evraklari parti parti söyledikleri için 3 gün ugrastim ve büyük gün geldi. param hesaplaniyor. bankodayim sorular geldi.
-hastanede yattin mi?
-heralde abi dedim henüz evlerde kalp ameliyati yapamiyorlarmis.
hiç yorum yapmadi 2. soruya geçti.
- Çiktinmi peki?? ve ben dumur..
-hayir hala aksamlari isten sonra yatmaya hastaneye gidiyorum..
ve kafami duvarlara vuracak soru geldi. espiri bile anlamaktan aciz bu adam sordu:
-istanbul'da kimsen yok mu yav. niye hastanede kaliyorsun ki hala....

Şöför
Malum servis söförümüz sıkışan trafikte haraket edemez halde beklerken (gayetde hakliydi çünkü önündeki arabalar kuyruk olmustu) arkadan kornaya abanan araç sahibine camdan sarkarak "pokemon'muyum lan ben arabalarin üzerinden uçayim" diye bagirarak tüm servisi yere yikmisti

Sigorta
kadin: merhaba ben kredi kartinizla kopek almistim...
yetkili:evet efendim?...
kadin:bu kopegin kulaklari duymuyor. acaba sigorta kapsamina giriyor mu?
yetkili: ben bi team leaderima danisiyim!!!!...

Tebeşir
Ders yine kalkülüs. hoca büyük bi sevkle anlatiyo. tamamen konuya konsantre olmus. ama tebesirinin ufacik kaldigini farkediyo. uyuklayan bi öğrenciye
- "e hadi çık tebeşir bul yan siniftan" diyo.
çocuk çikiyo harbiden. ama yan sinif diye ayni amfiye diğer kapidan giriyo ve yine bizim hocaya
-"hocam yan siniftan tebeşir istiyolar" diyo.
hoca da derse konsantre ya,
-"ya ben de az önce bi öğrenci gönderdim alsin diye. bizde de yok" diyo.
cocuk da
-"haa taam" diyip çikiyo. sonra diger kapidan tekrar girip
-"yokmus hocam. aa nasi yani ya"
diyince hoca da öğrenci de durumu çakıyolar. inanilmaz ama gerçek.

Şifre
-iyi günler, hosgeldiniz, nasil yardimci olabilirim?
-para çekemiyorum ben...
-sifrenizi yanliş giriyormuşsunuz destur bey
-sifremi?,benim sifrem hep aynidir,istanbulun kurtuluşu....
-bana söylemeyin lütfen sifreyi efendim.
-heh,tamam hatirladim,1956!!!
-efendim o istanbulun kurtuluşu değil ama...
-ya kaçti istanbulun kurtulusu?
-efendim ben malesef söyleyemem bunu size.
-niye sendemi bilmiyosun?..
-biliyorum ama güvenlik açisindan benim sifreyi bilmemem gerekiyor.
-ben sana sifreyi sormuyorum ki! istanbulun kurtuluşunu soruyorum.
-evet,ama.........
 


X-LifeHard

X-LifeHard

Üye
:kop::kop:saol komik
 
nightdragon35

nightdragon35

Üye
    Konu Sahibi
Seyyar Satıcı
Seyyar saticinin biri Anadol pikabiyla biseyler satmak için megafonuyla gürültülü bir sekilde bağarmaktadir:
- Domates, biber, patlican...
Arkadan trafik polisi:
-Seyyar satici kenara çek!
Satici: - Annaşıldi tamam!
Printer
- ya benim bu printer çalimiyor yenide aldim
-yardimci olalim efendim
-tamam -bilgisayariniz printeri goruyormu efendim(bilgisayara tanimli olup olmadiğini sormaya çalisiyorum )
-evet karşı karşıyalar

Printer 2
Sene 1992, üniversite yillari. Anneannemin hac parasiyla zar zor bir bilgisayar kapatmisiz ama printer'a para kalmamis. Aksam vakti printer'i olan bir arkadasa gidip aleti ödünç aldim, eve dönüp proje çıktısı alacağım.Ankara'da her kış olduğu gibi yerler yine buz.Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim. Daha iki dakka olmadan polis çevirdi,taksici kenara çekti, sonra arabadan indi, kimligini gösterdi. Ben kucagimdaki cihazin inmemek için uygun bir bahane oldugu düsüncesiyle elde kimlik arabada bekledim.Polis abi geldi, kapiyi açti, ve aramizda söyle bir diyalog geçti:
- O ne len ööle?
- Printer - (yanindaki öteki polise dönerek)Ecnebi oolum bu.
Sonra gülümseyerek kapiyi kapatti,güle güle manasina ikisi birden el salladilar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra şöför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayi kullanamiyordu.
Polis
Simdi arkadasimla Taksim'de takiliyoruz bi adam aglayan cocugunu susturmaya çalisiyor. Yanda da bi polis var; sonra adam çocuga dedi ki
-Sus yoksa seni polise veririm.
Yandaki polis de bi dellendi ;
-Lan gerizekalı biz adam mi yiyoruz da bize veriyon cocugu?

Polis telsizleri
- 5443 Merkez : Cemal Gursel caddesi'nde supheli bir paket var.
- Anlaşildi, çevre güvenligini alin uzman gönderiyorum.
- Merkez uzman ekibe gerek kalmadi, paket bos.
- Bos oldugunu nasil anladiniz.
- Efendim uzerinden kamyon gecti.
Merkez ekiplerden sirayla mevkii ve yol durumu hakkinda bilgi aliyor :
- 5945 Merkez : Hava yagisli, zemin kuru, yolda kalan arac yok.
- Merkez 5945 : Hava yagisliysa zemin nasil kuru oluyor?
- Anonsu yaparken tunelden geciyorduk
- Merkez 4818 : Arac alkollu mu?
- Olumsuz efendim, dizelmiş.
Mükemmel Yer
Olayimiz Sariyer Taksim minibuslerinde gecmekte... Kravatli,duzgun giyimli bir adam inmek icin ayaga kalkar:
- Sofor bey. Mukemmel bir yerde inebilir miyim? (Herkes kopar) Minibus saga yanasir. Sofor:
- Tabi buyrun. Size layik degil ama... (Bu sefer herkes daha beter kopar)
İngilizce
Olay ODTÜ'de geçiyo. Disarda bahar havasi; amfide kalkülüs dersi, hem de Ingilizce. Insanlar seçimlerini doğoru yönde kullanmis olacaklar ki 100 kisilik siniftan anca 15-20 kisi var içerde,onlar da kâat falan oynuyolar.Bi tek en önde bi kizcaaz dersi dinliyo.. Aklına bisey takılıyo hocaya ingilizce soruyo şurdaki nevaleyi tekrar anlatır mısınız diye... Hoca eyvallah diyo, dönüyo,basliyo bütün konuyu yeniden, ama bu sefer Türkçe anlatmaya.Bitiriyo,kiza dönüyo, Şimdi anladın mı diye soruyo. Kizdan gelen cevap yarım yamalak bi türkçeyle "Ama hocam siz Türkçe anlatıyor ben anlamadi." Hoca dumur, amfi yerlerde...
 
nightdragon35

nightdragon35

Üye
    Konu Sahibi
IETT
Hani su IETT'nin yesil otobüsleri var ya; çevreci ve ABS frenli olanlar .Abi gayet güzel bir gün herkes kendi kivaminda ve tadinda yolculuk ederken birden bir telefon sesiyle irkildik. Gazman'inki gibi çaliyodu.Neyse adam çalan telefonu açti ve konusmaya basladi. Biraz argosu rahatsiz ediyordu çevreyi ama, asil rahatsizlik veren kapali olmasi gereken telefonun açik ve kullanilir vaziyette olmasiydi. Tabi çok geçmeden IETT söförünün ikaz sesi duyuldu;
-Beyfendi cep telefonuyla bu otobüste konusmaniz yasak!
Adam hiç iplemeden konusmaya devam etti. Söför tekrar uyardi;
-Beyfendi kime diyorum, cep telefonuyla konusmaniz yasak, aaaa!
Adam hala konusuyor valla hiç tinmiyor. Söför daha fazla dayanamadi bir hisimla el frenini çektigi gibi, caaaart diye durdurdu otobüsü ve herifin tepesine dikildi.
- Kardesim ne laf anlamaz adamsin sen yaaaaa! Bu otobüste cep telefonuyla konusamazssiiiin. Yasak yaaa yasaaaaak!
Söförün bu hiddetli haraketinin ardindan telefonla konusan adam bir an duraksadi ve telefonda konustugu kisiye dönerek;
- Aloo, Hilmi abi benim bu otobüste cep telefonuyla konusmam yasakmis abi. Naapalim abi, tamam sen konus ben sadece dinliyorum aabiii. Cümleten apistik kaldik billa
Helikopter
Uludag üniversitesi bahar şenliklerinde geçiyo olay. kalabaliktan uzak bi fakültenin yakinlarindaydik. 100 metre ileriye bi helikopter indi. Aletten biri eğilerek indi ve bi talebeye yaklasti. takriben 1 dakka konustuktan soora adam helikoptere bindi ve tekrar havalandilar. biz biraz şaşırdık nooluyo diye ama esas bomba o talebeye adamin ne sorduunu sorduumuzda inmisti beynimize. adam adres sormus. benden bu kadar.

Beni Ara
Bir gun arkadasimla evimin yakinindaki bir duraktan minibuse bindik.Minibusunun caminda kocaman cep numarasi yaziyordu, fazla umursamadik ama goze batiyordu; beni ara, diye bağırıyordu resmen. Inecegim yere yaklasinca soforun numarasini cevirdim,
-"Musait bi yerde birakir misin abi?" dedim.
Adam afalladi, asildi frene.Minibus yarildi gulmekten.

Alaska
- iyi gunler, ben banu, efendim nasil yardimci olabilirim?
- iyi gunler hanim efendi, bir paket yollamak istiyorum
- tabi ki efendim, nereye gondermek istiyorsunuz?
- nereye gonderebilirim ki?
- butun dunya ya efendim
- cidden mi? alaska ya bile gonderebilirmiyim?
- tabi ki efendim...
- oldu o zaman abime bir paket yollicam, kendisi biolojist bilim adamidir..., isi için kimiyasal madde yollicam gerekiyo, alaskada buzdan ba$ka bi sey yokmu?...
- efendim, tehlikeli veya yasa disi bir madde degilse sorun olmaz
- ne tehlikesi...odo-nitrat-carbonat, hidrojen ve tuz yollicam tehlikesi yok... yani karismassa yoktur, ama kari$ipta reaksyon yaparsa patlar...
- tamam beyefendim, abinizin adresini verebilirmisiniz?
- hanimefendi, abimin adresi yok, yani dedim gibi kendisi biolojist, alaskada suyun altinda bir platformda... size ancak koordinatlarini verebilirim...
- bir dakka beyefendi, bi mudure sorim acaba nasil olur...

Beddualar
Münferit beddualar: Cep telefonuyla konusurken çevirmeye yakalanasan Ucuza aldim diye sevindiğin araban çalıntı çıka. Martı'yı okuyup ruhi bunalıma giresen.

Bilgi işlem bedduaları : Mouse'un kırıla. Tık tıklayamayasan . Hatların kopa da hiç bir yere baglanamayasan. Disk'lerin "crash" ola. File'larina virüs bulaşa. Networklerden atılasan. Database'in patlaya. Security key'lerin deşifre ola. Back-uplarin bozulsun da geçmişe dönemeyesen.

Ekonomik beddualar: Repo'da açığa düşesen, faiz sana zarar yaza. IMKB 100 endeksin 1600 direncini kıramaya. Uygun kur bulmaya, pozisyon açıgına düşesen Reuters'in arızalana, rate'leri izleyemeyesen. Paran aracı kurumda kala, iç edile; Dövize endeksli kredi alasan. "zede"lenesen Merkez Bankasi para piyasalarina müdahale ede. O sırada sen de orada olasan Halden anlamayan Bireysel Danisman'a denk düşesen Sabah seansında endeks hızla düşe sen panik olup kağıt çıkasan, ikinci seansta endeks kendini toplaya ama iş işten geçmiş ola.

Günümüz Bedduaları: Silikonun patlaya insallah Hem fikir, hem zikir suçlusu olasan. Ne yersen ye asit yapa ağzında, bir "falım" çiklet bulamayasan. Kaplama alanı dışında kalasan. Aldığın dolarlar sahte çıka. Susurluk Skandalı'na adın karışa. Bir decoder olamayasin. Güçlü Türk olamayan, persil adam olasın Medyalara gelesin inşallah Talk showlara, reality showlara çıkasan imajın sarsıla. Tam otomatik çamaşır makinen kireçlene, bir gram Calgonit bulamayasan. Siyaset Meydanı'na çıkamayasın. "Maraba Televole" diyesin, Sabah Şekerleri'ne çikasin Reha Muhtara'a konuk olasan. Yeryüzünde tashih hatası gibi dolaşasın.


Tren
Bir gün bole 3-4 arkadas Ankarada (Ankara Metrosu) istasyonundayiz; bekliyoruz metroyu. Tam da okullarin cikis saati filan, etraf hinca hinc dolu. Neyse 2-3 dk. sonra metro geldi herkes hücum etti; biz baktik "cok doldu bi sonrakine binelim" dedik ve gittik ordaki banklardan birine oturduk. Daha tren gitmemis bir ding-dong ve anons: "Istasyonlarimizda gereksiz bekleme yapmak yasaktir" Biz sallamadik nolcak filan derken bir ding-dong daha ve ikinci anons: "Hist gencler size soyluyorum binin lan trene"

Telefon
Arkadasimin anneannesi sabahin erken saatlerinde telefon eder.
- Oglum bana dayinin telefonunu verebilirmisin? Kaybetmisim de.
- Tabi anneanne.Yaziyormusun?
- Tamam evladim soyle.
- 4 biiip diye bir ses
- 9 bir bip sesi daha
- Anneanne ne yapiyorsun?
- E dayini ariyorum evladım.

Printer
Sene 1992, üniversite yillari. Anneannemin hac parasiyla zar zor bir bilgisayar kapatmisiz ama printer'a para kalmamis. Aksam vakti printer'i olan bir arkadasa gidip aleti ödünç aldim, eve dönüp proje çıktısı alacağım.Ankara'da her kış olduğu gibi yerler yine buz.Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim. Daha iki dakka olmadan polis çevirdi,taksici kenara çekti, sonra arabadan indi, kimligini gösterdi. Ben kucagimdaki cihazin inmemek için uygun bir bahane oldugu düsüncesiyle elde kimlik arabada bekledim.Polis abi geldi, kapiyi açti, ve aramizda söyle bir diyalog geçti:
- O ne len ööle?
- Printer
- (yanindaki öteki polise dönerek)Ecnebi oolum bu. Sonra gülümseyerek kapiyi kapatti,güle güle manasina ikisi birden el salladilar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra şöför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayi kullanamiyordu.

Printer-2
- ya benim bu printer çalimiyor yenide aldim
-yardimci olalim efendim
-tamam
-bilgisayariniz printeri goruyormu efendim(bilgisayara tanimli olup olmadiğini sormaya çalisiyorum )
-evet karşı karşıyalar

Seyyar Satıcı
Seyyar saticinin biri Anadol pikabiyla biseyler satmak için megafonuyla gürültülü bir sekilde bağarmaktadir:
- Domates, biber, patlican...
Arkadan trafik polisi:
-Seyyar satici kenara çek! Satici:
- Annaşıldi tamam!

Polaroid
Ben bi keresinde ehliyetimi kaybetmistim.izmir'de Trafik Bölge Müdürlügüne gittim sabahtan, ehliyet yenileme islemleri yapayim diye. Sonra farkettim ki fotorafim yok. Bi yer bulup fotoraf çektireyim diye yürüyordum. Bi de baktim bi dükkanin önünde, hani su dörtlü polaroid tipleri amblemi var ya, ondan bi tane var. Dükkanin içindeki yasli adama "Amca fotoraf çekiyo musunuz?" dedim. Amcam da "Tabii hemen çekeriz, sen oturuver suraya!" diyerek bana dükkanın önünde duran ufak tabureyi isaret etti ve içeri girdi. Ben dükkanın önünde, kaldırım hizasında otururken ve heralde amca içeride stüdyoyu ayarlıyor derken adam elinde polaroid makineyle çıkıp gelmesin mi! Karsıma geçti, kaldırımda yürüyen insanları durdurdu ve bana poz vermemi söyledi. Ben o ana kadar farketmemisim, megersem arkamda iki kaşlık falan mavi bi perde varmis. Bu arada ben olayın sokunu yasayıp makineye mel mel bakarken ve kaldırımda yolu kesilen yayalar sabırsızlanıp homurdanmaya baslarken adam ikinci soku yaratacak soruyu sordu: "Bu gözlükler parlıyo, baska yok mu gözlügün?" Daha hayır demeden içeriye dalıp büyükbabasından kalma oldugunu tahmin ettigim kalın çerçeveli ve camsız gözlükleri gözüme taktı. Allahım kaldırımdayım, gözümde saçma sapan gözlükler, elinde polaroid makinayla kaldırımı dogal stüdyo haline getirmis bi fotorafçı, kaldırımda hala bekleyen yayalar ve iki metre dibimden akan yogun sehir trafigi. Ehliyetimdeki fotorafı görmeniz laazım.Trafik polisleri gülmekten ceza kesemiyor.

Otobüs
Bir arkadasim kucuk bir firmanin otobusune biniyor. Otobus hareket ettikten kisa sure sonra sofor mikrofonu eline aliyor ve sunlari soyluyor:
-Hostes bacimiz iki gundur uyumuyor. Muavin de amcasinin cenazesinden geldi. Bugunluk su filan icmeyin. Ellesmeyin gariplere

Otobüs Şoförü
Bravo... Bravoooo... Elimde poset bir dosyada fotokopi notlarim, üstümde baskili t-shirt, Taksim'den otobüse bindim. Söfor bana,
-Sizin okulunuz da yarin tatil mi? dedi.
Anlamaz gözlerle baktim.
-Yarin karne tatili ya" dedi.
-Ne alaka?" dedim.
Iste bomba:
-Sen Mimar Sinanlisin degil mi? dedi.
-Nereden bildiniz? dedim.
Iste sok cevap:
1) Bogaziçili olsan; bu havada askili,sort ya da etek giyer, lens takardin.
2) ITÜ'lü olsan; sirtinda kocaman bir çanta olur, ya da otobüse hiç binmezdin.
3) Istanbul Üniversiteli olsan poset dosya kullanmaz, baskili tshirt giymezdin.
4) Marmarali olsan; gömlek ya da etek giyer, defter tasirdin.
5) Biraz daha marjinal olsan; Mimar Sinan Güzel Sanatlar'dansin derdim, ama sen kesin MSÜ Fen Edebiyattasin dedi.
Ben tabii, hepten dumur.
-Yaa soför amca, 40 yillik üniversitelileri ne de güzel kiyaslamissin. Sasirdim kaldim dogrusu. Helal olsun sana!

Lastik
Bir gün Izmir' de Belediye otobüsünde gidiyoruz arkadaslarla. Bizim arkadas bos yer buldu ve oturdu. Sonraki durakta da eli bastonlu yasli bi amca geldi. Arkadas da killigina adama yer vermedi. Adam o arkadasin oturdugu koltugun yanina geldi ve ayakta arkadasin yer vermesini bekliyor. Fakat arkadas yerini vermedi. Neyse adamcagizin da yazik bastonu otobüs hareket ettikçe bi o tarafa bi bu tarafa kayiyo. Arkadas dayanamadi ve yasli amcaya
-Amca bastonun ucuna lastik takarsan kaymaz dedi.
Adam söyle bakti sonra
-o lastigi zamaninda baban taksaydi simdi sen olmazdin, ben de orda oturuyo olurdum deyince bütün otobüs koptu.
Arkadas o gün bu gündür belediye otobüsüne binmez.

Köfteci
izmir konakta bi köfteci gördüm adam tezgahini açmis çig köfte satiyo kocaman da bi tabelasi var önünde fiyatlarin yazdigi...Aynen iletiyorum: Kampanya ... TANE: 125 bin 2 TANE 300 bin

Kemer
-meraba ben baturcan nasil yardimcı olabilirim?
-benim telefonum kemerde çekmiyor...
-bi saniye bekleyin bilgisayardan kayitlara bakalim... fethiyedeki hatlarda bir problem gözükmüyor ? şuan, acaba...
-ne fethiyesi kardesim, pantolon kemerinden bahsediyom ben... telefonu kemere takinca hat bulamiyo telefon...

Dolmuş
Saat geç olmus. Artik okuldan kalkmisiz,dolmusla gelios. Dolmus bi pazar mevki-inden geçerken bi amcaya çarmpa tehlikesi atlatti.Dolmusçu da kafasini pencereden çikarip,
-Amca lütfen kaldirimdan gider misin? diye rica etti ama bizim amca,
-Asil sensin ********.Ben seni kaldirip .kerim! dedi ve tabii biz yerlere yattik.Dolmuscu tornavidasini alip, dolmustan inip adamin pesinden kosmaya basladi. Devamini bilmiyorum çünkü biz gülmekten yerlere düsmüstük...

Dinazor
Ishanimizin kapicisi Ismet abiye bir gun laf olsun diye
-Ismet abi binada dinozor gormusler. ilaclamazsan cogalirlar, hastalik yaparlar dedim. O da,
-Ula dinozor ne ki? diye sordu. Yemi yuttugunu gorunce siraladim:
-Kucuk, fare gibi bir hayvan, cabuk urer. Bir sure detayli "attim Hepsine inandi. Yarim saat sonra
-Ismet abi, sana saka yaptim, dinozor filan yok burada dedim. Cevabi yuzunden iki dakika kendime gelemedim:
-Ben biliyordum zaten. Hayvanat bahcesinde hic mi dinozor gormedim ki

Çaycı
Abi çaycinin prensibi olur mu,demeyin. Bizim çaycinin cama yazdigi yazilar bunlar:
1. Sicak çay 150.000.TL.
2. Saat besten sonra çay yoktur,ısrarcı olmayiniz.
3. Tek çay için yukari çikamam gelip kendiniz alin

Hint Mitolojisi
KADIN: Tanrı, yapragın hafifligini,ceylanın bakısını, günes ısıgının kıvancını,sisin gözyasını aldı;rüzgarın kararsızlıgını,tavsanın ürkekligini buna ekledi.Onların üzerine kıymetli tasların sertligini,balın tadını,kaplanın yırtıcılıgını,atesin yakıcılıgını,kısın sogugunu,saksaganın gevezeligini,kumrunun sevgisini kattı.Bütün bunları karıstırdı,eritti ve kadın yaptı.yarattıgı kadını erkege armagan etti.

ERKEK: Tanrı, kaplumbaganın yavaslıgını, boganın bakısını, fırtına bulutlarının kasvetini, tilkinin kurnazlıgını,boranın dehsetini aldı;sülügün yapıskanlıgını,kedinin nankörlügünü,hindinin kabarısını, gergedan derisinin sertligini onlara ekledi..Bınların üzerine ayının kabalıgını, bukelemun sıpsevdiligini, sivrisinegin vızıltısını kattı ve erkegi yarattı. Yarattıgı erkegi adam etsin diye kadına verdi:))))...
 
nightdragon35

nightdragon35

Üye
    Konu Sahibi
Çocuk Aklı
Sultan Mahmut, yolda gördüğü bir çocuğa bir altın verdiğinde, çocuk onu almamış. Sultan, büyük bir merakla bunun sebebini sorduğunda, çocuk:
- Sultanım!.. Demiş. Annem ve babam bu altını gördüklerinde, "onu mutlaka çaldın" diyerek bana kızarlar.
Sultan Mahmut:
- O zaman kolayı var, diye yol göstermiş. "Bunu bana padişah verdi" dersin.
Çocuk:
- Hele o zaman hiç inanmazlar, diye atılmış. "Eğer Padişah verseydi, bu kadar az vermezdi" derler. Sultan Mahmut, çocuğun bu inanılmaz zekasını bir kese altınla ödüllendirmiş.

Ey Türk Kadını
Ey Türk Kadını ! Birinci Vazifen Bulaşık, Çamaşır Yıkamak Ve Kocana Sahip Çıkmaktır. Mevcudiyetinin Ve İstikbalinin Yegane Temeli Budur. Kocan En Kıymetli Hazinendir. Seni Bu Hazineden Mahrum Etmek İsteyecek Kaynanan, Kaynatan Ve Görümcelerin Olabilir. Bir gün Evliliğini Kurtarmak Mecburiyetine Düşersen Vazifeye Atılmak İçin Bulaşık Ve Çamaşırı Düşünmeyeceksin. Bu Durum Elektriğin Ve Suyun Kesildiği Anda Ortaya Çıkabilir. Evliliğe Tecavüz Etmek İsteyen Kaynanan, Kaynatan Ve Görümcelerin Hayatta Emsali Görülmemiş Bir Galibiyetin Mümessili Olabilirler. Kılıbık Kocan Zor Bir İhtimal De Olsa Başka Kadınlara Göz Dikmiş Olabilir. Aileniz Fakru Zaruret İçinde Harap Ve Bitap Düşmüş Olabilir. Ey Asil Türk Kadını! İste Bu Ahval Ve Şerait İçinde Dahi Vazifen Yuvanı Kurtarmaktır. Anasının Kuzusu Olan Kocanı Adam Etmek Senin Elindedir. İhtiyaç Duyduğun Merdane Dolabın Sol Üst Kösesinde Saklıdır

Patron ve sekreter
Soguk ve karli bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir isadami ve sekreteri arabalarini terketmek zorunda kalirlar ve uzun bir yuruyusten sonra usumus ve islanmis durumdayken bir kulube bulurlar.Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir suru battaniye bulunmaktadir Geceyi gecirmeye hazirlanirlar ve isadami bir centilmen olarak,yatagi sekreterine verir, "Ben yerde uyku tulumunda uyurum" der. Sekreter yatagina yatar,adam uyku tulumunun icine girerek fermuari ceker. Bir sure sonra tam uyumak uzereyken, sekreterinin sesini duyar; "Efendim, ben cok usuyorum." Adam fermuari acar, uyku tulumundan cikar,bir battaniye alip kadinin uzerine orter, tekrar uyku tulumuna girer,tam uyumak uzereyken yine sekreterinin sesini duyar;"Efendim, ben hala cok usuyorum." Adam yine fermuari indirir,tulumdan cikar, bir battaniye daha alip kadinin ustune orter, uyku tulumuna girerek fermuari ceker. Tam uykuya dalacagi sirada yine duyar; "Ben yine coooook usuyorum". Adam yattigi yerden; "Bir fikrim var." der, "Burasi issiz bir yer. Neler oldugunu kimse goremez,istersen evliymisiz gibi davranabiliriz." Genc kadin kikirdar;"Tamam, bana gore hava hos." Adam yattigi yerden avazi ciktigi kadar bagirir;"OYLEYSE KALK VE KAHROLASI BATTANIYEYI KENDIN AL!!!!!"

Yaşlılar...
Yaşlı bir kadın kedi maması almak için markete gider. Üç kutu alıp kasaya götürür. Kasadaki kız ;" Üzgünüm bayan ama bunları alabilmeniz için kediniz olduğunu kanıtlamanız gerekir. Bir çok yaşlı insan bunları kendileri yemek için aldıklarından kediniz olduğuna inanmadan size bunları satma yetkimiz yok." der. Bunun üzerine yaşlı bayan eve gidip kedisini alır ve markete getirir. Market bunun üzerine kadına kedi mamasını satar. Ertesi gün yine yaşlı kadın üç kutu köpek maması almaya kalkar. Kasiyer yine kadından köpeği olduğuna dair bir kanıt ister. Çünkü yaşlı insanlar bazen de köpek maması yemektedirler. Bunun üzerine kadın yine evine döner köpeğini alıp markete gelir ve mamaları alır. Ertesi gün yine yaşlı bayan markete gelir bu sefer elinde bir kutu vardır. Kasiyere gider ve elini içine sokmasını söyler. Kasiyer korkarak; " Hayır, içinde beni ısıracak bir yılan olabilir." Yaşlı kadın;" İnanın, kutunun içinde size zarar verebilecek hiç bişi yok. Lütfen elinizi kutunun içine sokun.". Bunun üzerine kasiyer elini kutuya sokar ve sonra elini koklayarak ; "Bu şey sanki bok gibi kokuyo." der Yaşlı kadın devam eder;" Evet ööle. Şimdi lütfen üç rulo tuvalet kağıdı alabilir miyim?"

Aşk Mektubu
Sevgili Buket,
Artık içimdeki sıkıştırılmış duyguları unzip etmenin zamanı geldi.Seni ram'ının alamayacağı kadar çok seviyorum. Sana karşı bütün protectlerim disable durumda.Seni ilk gördüğüm anda formatlandım. Bütün cache 'lerim durdu, shadow ramlarla ayakta duruyorum. Bana öyle bir sistem transfer ettin ki, hiç bir komut artık beni senden ayıramaz. Senden başka her şey benim için bad command or file name. Seninle çoklu ortamlar da dahil, her ortamda mutlu olabileceğimi biliyorum. Senin megahertz'in beni de ateşliyor. Bakışların beni taa derinden scan ediyor. Sana çok güveniyorum, bu mektubumu başkasına forward etmeyeceğini de çok iyi biliyorum. Ben, seninle evlenmek istiyorum Buket. Seninle mutlu bir ağ yapılandırması oluşturmak istiyorum. TCP/IP , netBEUI, IPX/SPX her türlü protokolde uyuşuyoruz seninle, istediğin zaman ağ yapılandırmamıza Microsoft ağları için istemci ekleyebiliriz. Biliyorum sen benden oldukça gençsin ama tanıdığım iyi bir donanımcı var, kendimi senin için upgrade ettirebilirim. Evleninceye kadar da söz; sana hiç bir şey insert etmeyeceğim. Evlenmeden önce DR NORTON'dan randevu aldım, ikimiz de usulen bir virüs taramasından gececeğiz. Merak etme hiç bilmediğim lisanssız software 'lerle ilişkim olmadı. Senin için hardware 'i tas gibi diyorlar, ancak biliyorsun ki benim için software güzelliği hardware güzelliğinden önde gelir. Buket, seninle biz çok DVD'ler seyredeceğiz. Sana evlilik yıldönümünde 24 hızlı rewritable dvd alacağım. Pembe slotlu kasamız, içinde nur topu gibi hard disklerimiz olacak. Tatillerimizde ikimiz de birer Windows gezgini olacağız. Daha sonra da ver elini internet. Sana güzel görünmek için öyle çok çalışacağım ki, uç hafta sonra karsına yirmi bir inch plazma ekran gibi çıkacağım. Ondan sonra istersen beni duvarına bile asabilirsin. Aksamları dizlerinin üzerinde bir laptop gibi yatacağım. Asla uyku moduna geçmeyeceğim Buket. Biz seninle ışıkları kapatıp kucaklarımızda klavye sabahlara kadar chat edeceğiz. Ancak ilk yıllarda senden biraz tasarruflu olmanı isteyeceğim, onun için screen saver, standbye modu vs. anlarsın ya acık dikkatli olmanı isteyeceğim. Salonumuzun bas kösesine babamın eski 8 MHz 10 megabaytlik 8088 bilgisayarını koyacağım, malum sark köşeleri bana hep çok sıcak gelmiştir, yanına da 5,25 lik disketler. O biçim nostalji olacak. Hatta yılbaşı aksamları tetris falan oynayabiliriz. Kendimizi hep geliştireceğiz, zaman hangi ram'i gerektiriyorsa uygulayacağız. Birbirimizden fikir download 'unu bir gurur meselesi yapmayacağız. Aramızda ayrı gayri olmayacak, bu ağın Server'ı benim demeyeceğiz hiçbir zaman. Herkes birbirinin sörfüne saygı duyacak. hadi gel, önümüzde paylaşıma açılmış bir hayat var. Seni istemek için Server ini gönderen o herifin sitesini ***** ettim, anasını da hack edeceğim. Ben geleneklere sadık kalmak istiyorum seker Buketciğim. TV kartını kız tarafı alırmış. Seni, çeyiz sandığındaki emek emek doldurduğun cd-rom'larla bekliyorum. Ben de sana amazon.com dan beş taşlı bir yüzük siparişi verdim bile. Nikahımızda da real player çalacak... Home page 'indekilere de çok selam, her baytını öpüyorum, CPU'm daima seninle. Not:CPU 'umdaki bu ateşi hiç bir fan söndüremez. Eğer connection isteğime reply etmezsen partition 'umu silip boot uma virüs bulaştıracağım.

Günlük

* sevgili günlük,
herkes, hersey altust oldu, guvenebildigim dostlarimdan sadece brutus
kaldi.

( sezar )

* sevgili günlük,
bizim imparator iyice sapıttı. "ülkenin etrafına duvar örün!" diye
tutturdu. yok ebenin şeyi! bu adam ya ülke sınırlarını bilmiyor ya da
bizimle kafa geçiyor!

(mö 200, çinli bir mimar)

* sevgili günlük,
içimden bir ses aya gidilecek, roma bölünecek falan diyor. hatta ikiz
kuleler yıkılacak diyor, ama ben ikiz kulelerin ne olduğunu bile
bilmiyorum. hayırlısı olsun...

(1550, nostradamus)

* sevgili günlük,
senden başka derdimi anlatabileceğim kimse yok! alt tarafı bir elma ya! bir
elma kadar değerim yokmuş.

(adem)

* sevgili günlük,
kraliçenin sponsorluğunda aylarca okyanuslarda dolandım, bula bula
hindistanı buldum. şansımı ... im! ben şimdi kraliçeye ne diyeceğim? Kafa
geçmez mi benimle, "kristof efendi hindistanı mı buldun, tebrik ederim!" diye.

(1492, kristof kolomb)

* sevgili günlük,
Bu yaz dayımın çiftliğine karga kovalamaya gidecekmişim, sınıftan biri
duysa tüm okula yayılır diye ödüm patlıyor ya!

(1891, selanik Mustafa Kemal)

* sevgili günlük,
bir yemin ettim ki dönemem.

(hipokrat)

* sevgili günlük,
aramızda kalsın ama, bizim stajiyer monica var ya, taş gibi şerefsizim!
şeytan diyor, at şunu oval ofise, kim nereden duyacak ki!

(2000, bill clinton)

* sevgili takvim,
yarın beni başbakan yaptılar. ben de ankaraya liman yaparak millete olan
borcumu ödeteceğim. ama çok yoruluyorum. hatta yorgunluktan sürekli hasülüsas,
hasülünas, hasülas, hasünilas, has...

(2001, çiller)

* sevgili günlük,
bu rus hatun var ya, beni yiyip bitirdi. ulan bir gece takılsam şu hatunla
duyan olur mu acep?

(1711, baltacı)

* sevgili günlük,
bugün çocuklara hediyeler dağıttım.

(31 aralık, noel baba)

* sevgili günlük,
bugün hava bulutlu. yağmur çiseliyecek galiba. romatizmalarım azdı. Uzun
sürmese bari.
 
nightdragon35

nightdragon35

Üye
    Konu Sahibi
rica ederim arkadasım
 
Yasminozz

Yasminozz

Üye
offff çok uzun....nese artık gece okur yorum yaparımm... :) :) :)
 
Altun.

Altun.

Üye
en sonuncuya çok güldüm yaa
 
fatality_66

fatality_66

Üye
abi hepsini okudum ve hepsi birbrndn komik tebrik ederim valla :kop:
 
ArAp-YMN

ArAp-YMN

Üye
hepsini tek tek okudum. hepsi de harbiden birbirinden komik.. :D
 
POWER

POWER

Üye
hepsini okudum güzeller :D
 
onradgz

onradgz

Üye
süper walla teşekkürler xD
 
Romantik Prens

Romantik Prens

Üye
:kop::kop:
 
ahmetserden

ahmetserden

Üye
süper ya:D:D:D
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt