-efşan
Üye
Beş Kuruş Etmez Kelamlarım Var
Henüz ayrılamadı limandan gençliğim.
Bu işte bir tuhaflık var.
Çözemedi henüz palangalarını.
Bu işte bir aksilik var.
Ah mı aldı da ayrılamıyor, bekleyişi mi engel bilinmiyor.
Gidenler dahi dönüyor, bu nasıl iştir, hangisi ziyankâr?
Birkaç çürük halat, bir de paslı zincir.
Sanki zoraki tutan var.
Aksilik de bu ya, ne git diyen var ne kovan var.
Ulan Karadeniz mi çıldırdı, sanki su değil, altında taş var.
Anlaşılan anne gözünde yaş var.
Uydurulan bir sıfat ile, gönülde karşılıksız aşk var.
Gönül küskün bedene, uhde kalmış umutlar var.
Gerçekleşmemiş hayaller var.
Daha yaşın kaç ulan, görülmemiş rüyalar var.
Derdin arşı aşmış, çıtan nerelerde kalmış.
Hepsi bitmiş, inzivaya odaklanmış.
Aldırmayıp yaşına, kana kana dövenler var.
Baka kalıp suretine, sövüp sövüp duranlar var.
Ne utanma kalmış ruhunda, ne yüzünde bir arlanma var.
Ele karşı mahcup sükunet, sanki yezit sıfatı var.
Gençlik dediğin beden içinde dar.
Bir de hayli muntazam, hayli meczup bir hali var.
Acınası da bir şey değil, acınmayacak bir hali var.
Vurmadan durulmaz, vurmayana sorulmaz, vuran kimdir bilinmez;
''Vuran kimdi?'' diyemez bir hali var.
Şafak sökmeden henüz, gün ağarmadan.
Güneş açmadan henüz, yarin haberi olmadan.
Bir çığlık kopacak semalarda, kimse bunu duymadan.
Bulut dahi yok henüz, hemen önce yağmur yağmadan.
Kopan fırtınalarda sürüklenen bir gençliğim var.
Yağanların süpürdüğü, çiy tanelerine yenik düşen bir kuruluğum var.
Bir satır kaldı hazinem.
Onlarcası ile bir mükafatım var.
Bir de tükenmek bilmeyen bir kalemim var.
Harf başına bir ok atanlar var bedene, yılmadan henüz yazacaklarım var.
Başka neyim var ki mirasım, yalnızca şiirlerim var.
Akılda barınacak bir tek şiirlerim var.
Benden sana hediye, kabul buyurursan elbette.
Beş kuruş etmez kelamlarım var...
23.02.2013
Bu işte bir tuhaflık var.
Çözemedi henüz palangalarını.
Bu işte bir aksilik var.
Ah mı aldı da ayrılamıyor, bekleyişi mi engel bilinmiyor.
Gidenler dahi dönüyor, bu nasıl iştir, hangisi ziyankâr?
Birkaç çürük halat, bir de paslı zincir.
Sanki zoraki tutan var.
Aksilik de bu ya, ne git diyen var ne kovan var.
Ulan Karadeniz mi çıldırdı, sanki su değil, altında taş var.
Anlaşılan anne gözünde yaş var.
Uydurulan bir sıfat ile, gönülde karşılıksız aşk var.
Gönül küskün bedene, uhde kalmış umutlar var.
Gerçekleşmemiş hayaller var.
Daha yaşın kaç ulan, görülmemiş rüyalar var.
Derdin arşı aşmış, çıtan nerelerde kalmış.
Hepsi bitmiş, inzivaya odaklanmış.
Aldırmayıp yaşına, kana kana dövenler var.
Baka kalıp suretine, sövüp sövüp duranlar var.
Ne utanma kalmış ruhunda, ne yüzünde bir arlanma var.
Ele karşı mahcup sükunet, sanki yezit sıfatı var.
Gençlik dediğin beden içinde dar.
Bir de hayli muntazam, hayli meczup bir hali var.
Acınası da bir şey değil, acınmayacak bir hali var.
Vurmadan durulmaz, vurmayana sorulmaz, vuran kimdir bilinmez;
''Vuran kimdi?'' diyemez bir hali var.
Şafak sökmeden henüz, gün ağarmadan.
Güneş açmadan henüz, yarin haberi olmadan.
Bir çığlık kopacak semalarda, kimse bunu duymadan.
Bulut dahi yok henüz, hemen önce yağmur yağmadan.
Kopan fırtınalarda sürüklenen bir gençliğim var.
Yağanların süpürdüğü, çiy tanelerine yenik düşen bir kuruluğum var.
Bir satır kaldı hazinem.
Onlarcası ile bir mükafatım var.
Bir de tükenmek bilmeyen bir kalemim var.
Harf başına bir ok atanlar var bedene, yılmadan henüz yazacaklarım var.
Başka neyim var ki mirasım, yalnızca şiirlerim var.
Akılda barınacak bir tek şiirlerim var.
Benden sana hediye, kabul buyurursan elbette.
Beş kuruş etmez kelamlarım var...
23.02.2013
Son düzenleme:
