bir kaç yeni bilgi daha...
12 GEZEGEN VE MARDUK ’LA RANDEVU
Son günlerde medyayı oldukça meşgul eden 12 Gezegen ve Marduk’la Randevu adlı kitapların astrolojik yorumunu, Astro Güncel sayfamızda sizlerle paylaşmak istedik. Bu konu hakkında, ASTRO SET’İN görüşlerini merak eden mailleriniz için teşekkür ederiz.Bir Internet sitesi ancak sizlerin bu canlı ve aktif katılımlarıyla yaşam bulabilir. Ziyaretçilerimizin ilgisi, biz Astro Set ekibini de yeni araştırmalara teşvik ediyor ve BİLGİ ’yi aktarır hale getiriyor.
Babil, Sümer, Akat ve İbrani dillerinde uzman olan ünlü araştırmacı ve yazar Zecharia Sitchin ’in belgelere dayanarak açıkladığı ve yeni bakış açısı sağlayan teorilerini içeren Dünya Tarihçesi adlı dizi kitapları, sıra dışı düşünen ve yeniliklere açık beyinlerin en çok aradığı kitaplar arasında yer alıyor. Araştırmacı, gazeteci ve yazar olan Burak Eldem ’in “2012 Marduk’la Randevu adlı kitabı da konuyla ilgilenenler için tam bir araştırma ve inceleme kitabı. Metne konsantre olduktan sonra her ikisini de elinizden bırakamayacağınızdan emin olabilirsiniz.
Dünyanın Gizli Tarihi
Bu kitapları okurken, MÖ binlerce yıl öteye uzanan tarihsel bilgi hazinesi, dünyanın gerçek tarihini merak eden okuyucuların gözlerini kamaştırabilir. Kadim bilgiler bize, kıtaların batması nedeniyle Anavatan Mu’dan ve Atlantis’ten göçler yoluyla oluşan kolonilerden söz ediyor. Bu göçler yoluyla aktarılan bilgiler, Mezopotamya, Mısır ve Hint uygarlıklarının köklerini oluşturarak, farklı gözüken ama ortak mitolojilere sahip kültürlerin dünyanın her yanına, Sümer, Babil, Akat, Aztek ve İnka’lara kadar yayılmasını sağladı.
Mitlerin Ortak Özellikleri
Tüm gezegeni çepeçevre sarmış olan kültürlerin,mitlerin,efsanelerin kökenindeki ortak özellikler, insan, evren ve astronomiyle ilgili derin ve gerçek bilgileri yansıtıyorlar. Gerçeğe gözümüzü kapamamakta çok yarar var diyoruz. Bu ortak bilgiler günümüz bilim adamlarının da çok dikkatini çekiyor.Ve aynı zamanda Dünyanın Gizli Tarihinde, yazıtlarda, kalıntılarda, mitlerde, efsanelerde ortaya çıkan veriler, bilimin tüm yeni buluşlarını teyit edebiliyor. İnsanoğlunun yazılı ve sözlü tarihinde, mitolojilerinde, destanlarında, halk masallarında, kadim uygarlıkların yaratılış efsaneleri benzer mitlerle anlatılıyor, ortak argümanlar kullanılıyor.
Yaratılış efsanelerinin hemen hemen hepsi göklerden gelenlerden,göklerin hükümdarlarından söz eder.Sembolik, çocuksu ya da halk tarafından uydurulmuş öyküler diye düşündüğümüz bu efsaneler, destanlar; günümüzde belgelere,astronomik bilgilere dayanarak sağlam bilimsel delillerle 21. YY insanının karşısına yeniden çıkıyor. Bu kez, ciddi araştırma kitaplarını incelemeyi göz ardı etmezsek, dünya tarihi araştırmalarını ciddiye alarak, kendimizle, gezegenle ve evrenle ilgili bazı temel bilgilerimizi yenileme fırsatı bulabiliriz.Önümüzdeki günler oldukça karmaşık ve kaotik değişkenleri bir arada karşımıza çıkaracak olan günler…Şimdiden bilinci yeniliklere hazırlamak,herkes için çok faydalı çünkü değişim kaçınılmaz gözüküyor. Kadim uygarlıkların güneş sistemimiz hakkındaki günümüz bilimine yakın hatta bazen günümüz bilimini aşan verileri, bu verileri nasıl, kimlerden, hangi yollarla edindikleri hepimizin zihnini oldukça meşgul edeceğe benziyor..
Güneş Sisteminin Son Sınırı Pluto Olabilir mi?
Günümüz astronomi bilimi son sınır olarak Pluto 'yu kabul etmiyor.Ve araştırmalara göre modern astronomların 1930’ lu yıllardan beri peşini bırakmadıkları, ancak yerini henüz saptayamadıkları, adına ‘Gezegen X’ kod adını verdikleri dev bir gök cismi, kuyruklu yıldızlara benzeyen eliptik yörüngesiyle her 3661 yılda bir dünyamızın yakınından geçiyor.
NİBURU-MARDUK
Sümer yazıtlarında bu gezegene ‘Geçiş Gezegeni’ anlamına gelen ‘Niburu’ Babil astronomlarıysa güçlü tanrıları ‘Marduk’ adını verdi. Mısır belgelerinde adı ‘Milyonlarca Yılın Gezegeni’. Son yörünge geçişini, İ.Ö. 1649 yılında yapan gök cismi, Thera yanardağının patlamasını da içeren bir dizi doğal afete neden olmuş, “Mısır’dan Çıkış” mitlerine esin kaynağı oluşturmuş; Yakındoğu başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde siyasi ve sosyal dengeleri altüst etmiş.
Maya kozmolojisine göre içinde bulunduğumuz çağın, yani ‘Beşinci Güneş’in bitiş tarihi olan 2012 yılının baş kahramanı yine bu gizemli gök cismi. Mayaların takvimine göre tarih kesin.Binlerce yıl önce Meksika da Mısır piramitlerine benzeyen dev anıtlar inşa edebilen Maya kavmi bu takvimi neye göre, nasıl bir bilgiyle hazırladı tam bilinemiyor.Sadece Mayalar değil, aynı tarihlerde Sümer, Akat ve Babil’liler de aynı dev gezegen ya da gök cisminden sembolik olarak söz ediyor.
Sitchin ’e göre, bu gök cismi, güneş çevresindeki turunu 3600 yılda bir tamamlıyor. Turunu tamamlayıp Mars ile Jüpiter arasından güneşe yaklaştığı zaman, parlak kırmızı rengiyle,dünyadan görülebilecek. 30 yıl boyunca Mısır ve Mezopotamya’da bulunan kil tabletleri, papirüsleri araştıran yazar; eski Mezopotamya’da sayı sisteminin 60’lı taban üzerine oturduğunu tespit etmiş. Daire de 360 derecelik bir açıya sahip bildiğiniz gibi ve Akat dilindeki “Tanrı Kral” anlamına gelen“Şar” sembolü de,“3600” yıl anlamına geliyor.Sitchin, eski uygarlıkların tümünün Nibiru’yu bildiğini ve saydığını söylüyor. Yakındoğu’da her uygarlıkta rastlanan “Kanatlı Disk” amblemi aslında bu gök cismine ya da dev gezegene duyulan saygının bir yansıması.
Burak Eldem kitabında, Marduk adlı gezegenin 2012’de yeniden dünyanın yakınından geçeceğini iddia ediyor. Sitchin ’den yola çıkıyor ama yörüngenin 3600 değil, 3661 yıl sürdüğünü belirtiyor. Ona göre Maya Takvimi’ndeki beşinci ve son “dünya çağı” 2012 yılında sona eriyor. Son ziyarette dünyada doğal afetler pek çok uygarlığı yıkmış ve yenilerinin kurulmasına yol açmış. Burak Eldem kitabında bu felaketi şöyle anlatıyor:
“Ege’de Santorini adası’ndaki yanardağ patladı, patlamanın şiddetiyle oluşan tsunamiler birçok kıyı kentini sel altında bıraktı. İzleyen yıllarda Nil Deltası’nın doğusundan büyük bir göç görüldü. Babil de bu kargaşadan nasibini almış, aynı yıllarda kuzeyden gelen topluluklar tarafından işgal edilmişti. Yaşanan büyük afetin belleklerden silinmeyen izleriyle ‘Mısır’ dan çıkış destanı olan Eхodus kaleme alındı. Yani Marduk, göreceli olsa da Tevrat’ta da geçiyor.”
Eldem ’e göre Marduk’un dünyaya ikinci kez yaklaşacağı 2012’de insanlık, 3600 yıl önceki tablo ile karşılaşacak. Bu nedenle da bazı ülkeler stratejiyi yeniden düzenlemek için ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ni gerçekleştirme peşindeler. Peki bu hazırlık diyelim ki ulusların hazırlığı, bu noktada birey olarak biz ne tür bir hazırlık içinde olmalıyız diye sormak gerekmiyor mu? Dağlık bölgelere yerleşmek yeterli bir tedbir ya da hazırlık sayılabilir mi?
Gazeteci Serdar TURGUT