"90 doğumlu musun:("

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
kadriye

kadriye

Üye
    Konu Sahibi
"90 doğumlu musun:("
arkadaşlar tahminen böyledir değil mi:
- Özal'ı hatırlamıyorlar:bilmm
-Renksiz televizyon diye birşeyin varlığını hatırlamıyorlar.
-Uzaktan kumanda hep vardı.
-oyuncak arabası ve kumandası arasında kablo olmadı.
-Michael jackson'u hep "beyaz" olarak bildiler.:no:
-windows 3.1'i bilmeden 2000 ve xp ile tanıştılar.
-arkadaşlarını ya da sevgililerini hiç jetonlu telefon kulübesinden aramadılar.
-Pul koleksiyonu yapmadılar.
-mektup yazmadılar.:oku
Turbo onlar için hız demektir,bizim için ise içinden araba resimleri çıkan sakız:)tipitip vardı bi de valla güzel sakızdı
-okula giderken hiç siyah önlük giymediler.:lac:
-Susam sokağını izlemediler,dolayısıyla minik kuşu,kırpığı,ediyi,büdüyü tanımıyorlar:D
-önce alışveriş sonra fiş konulu reklamler izlemediler.
-gazeteden aldıkları kartondan maketleri birleştirmeye çalışmadılar.
 


worldcild

Üye
bn heosınden haberdardım:)
 
NeedLeFLuff

NeedLeFLuff

Üye
oyuncak arabası ve kumandası arasında kablo olmadı.

Bu doğru değil. ;) Benim birsürü vardı kablolu arabam ;)
 
NeedLeFLuff

NeedLeFLuff

Üye
Bu arada daha önce verilmişti.Van hoijdonk vermişti. ;)
 

worldcild

Üye
okadarcık olsun canım :) sende....
 
NeedLeFLuff

NeedLeFLuff

Üye
Wala Van açmıştı hatta ben yorum falan yazmıştım hatırlıyorum.
 

worldcild

Üye
nese saolsun paylasan arkadas yınede:D
 
mservank

mservank

Üye
kablolu arabalarım oldu ama susam sokağını falan bi ara trt 1 de çıktığında çok az izlemiştim şu kurabiye canavarı olan çocuk dizisi değil mi o
 
S€YF€TTiN

S€YF€TTiN

Üye
açtı maçtı konularına girmemek lazım mesela benim açtığım kamyon yazılarının indeksinin oluşturularak sözlük olması konusu ben hariç 2 kişi yani toplam 3 kişi tarafından bir gün arayla verildi
 
Altun.

Altun.

Üye
demekki 90 doğumlu değilmişim :D:D:D
 
c3r3n

c3r3n

Üye
hepsını hatırlayamasam da coğunu hatırlıyorm bu demek kı değilim :D
 

besalti

Üye
voltranı hatırlayanınız var mı bi de e harfi yazan su acık öğretim derslerindeki kısa saclı kandını ? : )
 
SelmanTE

SelmanTE

Üye
yaşlanıyoruz
 
kadriye

kadriye

Üye
    Konu Sahibi
arkadaşlar konu daha önce verildiyse özür diliyorum.yine dee katılımınıza teşekkür ederim
 
ouSahin

ouSahin

Üye
ben 90 lıyım :) ama önemi yoq biz yeni nesil genciyiz:)
 
matrixugur

matrixugur

Üye
ne gunlerdi beeee :)
 

omayra

Üye
Açıköğretim İngilizce derslerini veren kısa saçlı kadını ve yanındaki sarı bıyıklı İngiliz adamı hatırlamamak imkansız. Ne sakin sakin anlatırdı sinirleri alınmış gibi. Oturup izlerdik bir de onları :) Hatta daha geçen gün arkadaşlarla bahsi geçmişti :) Vay bee, ne günlerdi hakikaten.

Daha da eskilere gidersek, TRT'de bir hatun vardı, okuma yazmayı öğretirdi. Ablam oradan okumayı sökmüştü de 1. sınıfı atlamış, doğrudan 2. sınıfa yazılmıştı. Annemgil hadi kızım sen de sök okumayı dediler, ben bebeklerimle oynayacağım dediydim. Nasıl bir evcilik oynama aşkı ise, orta bire kadar oynadım :) Orta okulda canım babacığım okul birincisi olduğumda bana bebek almıştı, hala durur annemgilde.

Kara şimşek vardı, voltran voltran voltran vardı. Amcam oğluna voltranın robotunu aldığında onu sadece bir kez görebilmek için ne kadar dil dökmüş idik hey gidi heyy!!

Tek sıcak odamız vardı, akşam 8-8.30 gibi yatırırdı annemler bizi, tabii ki soğuk odada değil, televizyonlu odada :) Yorganın altından seyretmeye çalışırdık, babam tam önümüze oturur, izlememizi engellerdi. Yalvarışlarımız sonunda haftada bir gece Çalıkuşu'nu izlememize izin verirlerdi. Aydan Şener ve Kenan Kalav'ı hayranlıkla izler, hayallere dalardım.

İlk kez kaset aldığımızda, bilmezdik çok fazla sanatçı isimlerini, Zeki Müren almıştık, aman ne bayıla bayıla dinlemiştik, rahmet istedi canı, Allah rahmet eylesin... Radyoda Edip Akbayram çıktığında, beni çağırırlardı, çıktı senin yanık sesli şarkıcı gel dinle diye...

Merdaneli çamaşır makinemizi aldığımızda, aman ne büyük rahatlık demiştik. Sonra o bozulunca, annem gene elde yıkamak zorunda kaldığında, evde sıkıyönetim ilan etmiş, herkesin çamaşırını kendi elinde yıkaması gerektiğini söylemiş ve ilk icraata geçen olmuştum, adaletli olmak içimde varmış demek ki; seçtiğim meslek doğru seçimmiş. :) Otomatik çamaşır makinesini aldığımızda ise, maaile karşısına geçip izlemiştik; vay be nasıl da döndürüyor, bak suyu aldı, hah şimdi sıkıyor diye yorumlar yapmıştık. Çıkan tertemiz çamaşırlara hayranlıkla bakmış, teknoloji büyük nimet deyip icad edene dualar etmiştik.

Uyumadan önce babaannemin elini tutardım, aslanlar görürdüm her gece rüyamda, adını anmayalım üç harfli yaratıkların hikayeleri ile büyüdüm...

Her akşam gölgeler inince bisiklet sürerdik arkadaşlarla ta ki akşam ezanı okununcaya kadar. Akşam ezanından sonra eve girilebileceğini epey bir büyüdükten sonra anladım. Artık nasıl bir korku yerleşmişse içime, hala kabuslarımda hava karardıktan sonra evime giremediğimi, sokakta kalakaldığımı görürüm :) Şimdiki çocuklar bilgisayar oyunlarının başından kalkıp sokağa çıkmaz oldular... :)

Kuantum fizikçisi bir adamın dizisi vardı bilmem hatırlayanınız var mı? Hani zamanda yolculuk yapardı, aman ne güzeldi o dizi de.. :)

Hayat farklı idi, güzeldi.. İlk kez hayatın adil olmadığını zamanın başbakanlarından birinin (ismi lazım değil) "benim memurum işini bilir" dediğinde anladım... Bayram öncesi idi ve yalnızca işçilere ikramiye verilmişti. Babam memurdu, alamamıştı ikramiye... Öyle üzgün gelmişti ki eve bayram harçlığı veremeyeceğim diye, akşama o zat-ı muhteremin tarihe geçecek sözünü işitmiş idik hayretle ve öfkeyle. O yılları yaşayanlar bilir, anımsar sanırım.

Hayat güzeldi her şeye rağmen. Sıkıntılar, üzüntüler bu denli gelmiyordu üstümüze... Her bayram birer kot pantolon hakkımız vardı. Bayramdan önce giymezdik asla :) Bayramlar başka güzeldi...

Şimdilerde iğrenç gelen saç modellerinden yapar, saçlarımızı kuş yuvasına çevirir tifterdik, öyle daha havalı olunduğunu zannederdik :) Vatkalı ceketler, elbiseler giyerdik.

İlk kez babamın kolunu kırdığında bir merakla başladığım badana macerasının yıllarca üstüme kalacağını nerden bilebilirdim :) Tüm evi boyardık annemle. Bir de duvar silme maceramız var ki, düşman başına, ovala, sil, durula...

Her Pazar Hikmet çetin'in sunduğu pazar konseri vardı, özel kanallar çıktığında kurtulmuştuk o programdan.. Bir de Mustafa Yolaşan'ın sunduğu Pazar 80 küsürler.. :) Cenk Koray'ın Telekutu'su, Erkan Yolaç'ın Evet Hayır'ı :) Of cidden sıkıcı imişler... :) Şimdi yüzlerce kanalı gösteren uydu sistemleri, dünyaya açılan internet kavramı var.

İlk okulda patates baskısı yapardık, hala yapılır mı bilmem.. Boyanan patateslere acıyan babaannem (ne de olsa kıtlık görmüş) sobada onları közler, boyalı boyalı yerdi.. Vallahi hiçbir şey olmadı kadına, Allah sağlıklı ömür versin, 84 yaşında hala canavar gibi :)

Hasılı kelam, başka çağlardaki çocuklukları bilmem ama, geriye dönüp baktığımda 80'lı yıllarda çocuk olmak güzeldi diyorum...
 
Ozan

Ozan

Admin
Omayra, şahane anlatmışsın yani denir ya "çocukluguna inelim senin" diye, sen demeden bunu yapmışsın :)

Keşke herkes o kadar zaman ayırıp da bunları yazabilse diyorum gerçekten.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer Konular

guero
Cevap
11
Görüntüleme
812
DaNq3rB0y
milagros_zuzu
Cevap
0
Görüntüleme
447
milagros_zuzu
Love Prince
Cevap
8
Görüntüleme
1K
haltie


Üst Alt