100 Tane Fıkra

Sponsorlu Bağlantılar

Negative

V.I.P Üye
    Konu Sahibi
100 Tane Fıkra
1

Akıllı Ali

Ali bir gece su içmek için yatagindan kalkmis. Annelerinin yatak odasinin önünden geçerken:
-Ahh!Uhhhh!,diye sesler duymus. Bunlarin ne sesi oldugunu merak etmis. fakat sormaya utandigi için suyunu içip yatmis
Ertesi sabah kahvalti yaparlarken babasina sormus:
-Baba dün sizin odadan bazi sesler geliyordu.neydi o sesler?
Babasi biraz kemkümlemis,sonra cevap vermis:
-Annen hastaydi oglum.
Ali cevap vermis:
-Utanmiyon mu lan hasta kariyi s*kmeye!..

2

Dost


Kocasi eve erken gelir ve karisini yatakta baska bir adamla yakalar.Adam silahini çektigi gibi kim lan bu adam der.Karisi ise boynunu bükerek itiraf ediyorum kocacigim o benim dostum der.Kocasi derin bir oh çeker silahini yerine koyar ve SENIN DOSTUN BENIMDE DOSTUM der.

3

AIDSLI TEMEL

Temel rahatsızlığı nedeneiyle arkadaşı Dursun ile Doktora gider. Doktor uzun uzun muayeneden sonra sen kansersin ve bir aya varmaz ölürsün der ,çko üzülürler köylerine varınca tüm köyü toplar hakkınızı helal edin ben aids oldum öleceğim der, Herkes hakkını helal eder , Dursun hayretle sorar ula Temel doktor sana kansersin dedi , sen aidsim diyorsun deyince Temel Ula ben ölünce Fadimeyi fazla rahatsız etmesinler.

4

SEBEP


Kadin süslü püslü masayi hazirliyor kocasi iç çamasirlariyla dolasiyor.
Kadin: -Pantalonlarini bari giyseydin , misafirler her an gelebilirler.
Adam: -Olsun;bacaklarim nekadar zayif oldugunu görsünler ve bana iyi bakamadigini anlasinlar.
Kadin: -O zaman donunuda çikar da ,sana iyi bakmam için bir neden varmi yok mu anlasinlar.

5

ŞEKER

İki Deli Hastenin Önündeki Havuzun Başında Oturuyorlarmiş Birisi Kalkıp Havuza ŞEKER Atmış ve Havuzdan Bir Yudum Almış Sora Tükürmüş.ARKADAŞINA:
-Havuza Şeker Kattım Ama Tatlı Olmadı
Arkadaşı
-Tabi Olmaz Karıştırmadın Da Ondan


6

Laz Amerikaya Gidince

Temel ile Idris cok eskiden bi yolculuga cikmislar. Temel'in arkasinda saz, Idris'in sirtinda azik, Asya'yi gecip, Amerika'ya gelmisler. Burda dolasirken birden etraflarini kizilderililer sarmis.
Napicaz derken Temel: "Ben sazimi cikartip caliim, bunlar boyle bi sey gormemislerdir." deyip baslamis saz calmaya. Temel'in saz calisini duyan butun kizilderililer son hizla kacmislar.
Bunun uzerine Idris "Buraya bir tek saz yetti, buranin adi TekSaz olsun" demis.

Gene yola koyulmuslar... Bi gun yine kizilderiler etraflarini sarmislar, Temel gene ayni taktik saz calmis.
Sazi duyan yerliler iyicene sinirlenip uzerlerine yurumeye baslamislar Temel ile Idrisin. Bunun uzerine Idris guzel bir yellenmis.
Kokuya dayanamayan kizilderilerin hepsi vinn.. Temel "Buranin adi da Laz VeGaz olsun bari" demis.

Dolasmaya devam ederlerken gene kizilderililer saldirmislar.
Temel baslamis saza, ama sazi duyan kizilderililer cok sinirlenip almislar sazi Temelin uygun bir yerine monte etmisler ve gitmisler.
Bunun uzerine Idris "Buranin adi da ArkanSaz olsun Temel." demis.


7

YALANCI

Adamın birinin sigarası bitmiş. Saatte gecenin onuymuş. Karısına sigara almaya gideceğini ve birazdan döneceğini bildirerek köşedeki bakkalın yolunu tutmuş.
Köşeye vardığında bir de bakmış bakkal kapalı. Bakkalın yanında bir bar varmış.
Adam paralı makinaların birinden sigara almak ümidiyle bara girmiş. Sigaray tam alıyormuş ki barda çok güzel bir sarışın görmüş.
Sarışın kadın da adamı kesiyormuş. Adam kadının yanına yaklaşmış.
Bir süre sonra muhabbet etmeye başlamışlar. Ve bardan beraber çıkıp kadının evine gitmişler.
Adam sabah uyanmış bir de bakmış ki sarışın kadının evinde. Adam telaşla kalkmış, karım beni öldürecek diye sızlanıp durmuş.
Sarışına hemen biraz un getirmesini söylemiş ve ellerini una bulayıp sarışın kadının evinden alelacele çıkmış.
Evine gittiğinde karısı kapıyı öfkeli bir şekilde açmış. Adam karısına vallahi sigara almak için çıktım, bakkal kapalıydı bara gittim daha sonra da barda sarışın bir kadınla tanıştım ve geceyi onun evinde geçirdim demiş.

Karısı adama inanmayarak bakmış ve bana ellerini göster demiş. Adam ellerini karısına göstermiş ve kadın:
-adi herif yine yalan söylüyorsun bütün gece yine bowling oynadın değil mi demiş!!!

8


HÜKÜMET

Cocuk aksam eve gelmis ve babasina:

"Baba hayat bilgisi dersinde yonetimleri isliyoruz, bana demokrasiyi anlatır misin? " demis.
Babası: "anlatmasına anlatırım yavrum ama senin bazı tanımları bilmen gerekiyor. " demis,
"Bak simdi benim fabrikam var ve eve para getiriyorum, ben kapitalistim; paranın nasıl harcanacagına annen karar verir, o hukumet; hepimiz senin icin yasıyoruz, sen halksın; besikteki kardesin, gelecek; hizmetcimiz ise isci sinifi. Sen bunları ogren. Ben sabah sana demokrasiyi anlatırım" demis. Gece cocuk uyanmıs bir bakmis ki kucuk kardesi altını pisletmis ve durmadan aglıyor. Hemen anne ve babasının odasına gitmis. Annesi horul horul uyuyor. Uyandırmaya calısmıs ama basaramamıs. Babası yatakta degil, gecerken hizmetcinin odasına bir bakmis ki hizmetciyle babası sevisiyor.
Caresiz donup yatmıs. Ertesi sabah babası "gel oglum sana demokrasiyi anlatayım." demis.
Cocuk: "gerek yok baba, den artık biliyorum" yanıtını vermis ve anlatmıs:

"Kapitalistler isci sınıfını becerirken hukumet uyuyor, halk endiseli, gelecek ise icinde."

9

AVCI

Köyün gençleri Temel'e gelip: - Temel amca, sen eski avcılardansın bize avlanmayı ögretir misin? demişler.Temel de onları kıramamış ve hep birlikte ava çıkmıslar. Ormanda gezerken küçük bir delik görmüşler.Temel: - Çocuklar habu gördüğünüz tavsan deligidir. Silahi dogrultup bekleyeceksin tavşan çıktı mı vurdun vurdun vuramadın gitti, demiş. Biraz beklemiş ve tavşan çıktığı anda Temel onu halletmiş. Biraz daha gitmişler, bu sefer ilk delikten daha büyük bir delik görmüşler.Temel: - Aha bu da tilki deligidir. Silahı dogrultup bekleyeceksin tilki çıktı mı vurdun vurdun vuramadın gitti, demiş ve tilki çıkınca onu da vurmuş. Biraz daha gitmişler bu sefer bir insan boyunda delik görmuşler.Temel: - Bu gördugünüzde ayı inidir. Silahi dogrultup bekleyeceksin, ayı çıktıi mı vurdun vurdun vuramadın gitti, demiş ve daha öncekilerde olduğu gibi ayıyı da vurmuş. Biraz daha gittiklerinde, neredeyse 5 insan boyunda bir delikle karşılaşmışlar. Temel biraz çekinmiş: - Ula uşaklar bu kadar yeter hadi geri donelim, demiş. Gençler dönmek istememiş. İllaki buraya da bakalım demişler. Temel ıisrarlara dayanamamiş.

- Pekala herkes tufegini hazırlasın hep birlikte içeri girelim, demiş. Hep birlikte dev gibi ine girmisler. Biraz sonra icerden silah sesleri gelmiş. Ertesi gün gazetelerde manşet: "Teroristler, Trabzon-Rize seferini yapan trene saldırdı!".

10

AKŞAM SERİNLİĞİNDE

Bir mecliste konuşulurken,
Amerikalı :
-Biz Mars'a gideceğiz, demiş.
Alman :
-Biz yakıtsız giden otomobil üreteceğiz, demiş.
Fransız :
-Atom bombasını etkisiz hale getirecek projelerimiz var, demiş.
Bizim Karadenizli de onlardan geri kalmamak için :
-Biz de güneşe gideceğiz, demiş.
-Güneşe gidemezsiniz, demişler. Güneş yakar.
Karadenizli gülümsemiş :
-O kadar da enayi değiliz, tabi, demiş. Akşam serinliğinde gideceğiz.

11

AĞAÇLARADAN GÖREMİYORUM

Temelle Dursun ormanda yürüyorlar.Bir ara Temel Dursuna sesleniyor :
-Dursun ormanın güzelliğine bak.
Dursun:
-Ağaçlardan göremiyorumki.

12

Don

Temel 3 arkadaşı ile Türkye'ye kesin dönüş yaparlar.İlk önce ingiliz kontrolden gecer,bavuluna polis bakar ve 7 tane don cıkar ve sorar bu kadar donu ne yapıysun o da her gün bi tane giyiyorum der,alman gecerken 8 tane don cıkar ve polis sorar bu kadar donu ne yapıyosun cevap verir her gün bitene giyerim bi taneside yedekte durur demiş temel gecerken 12 tane don cıkar polis sorar bu kadar donu ne yapıyosun der temel cevap verir memur bey ocak,şubat,mart...

13

AYNI ŞEY

Kadınla erkek konuşuyorlardı :
-Sevgilim, söyle bana hayatına giren ilk erkek ben miyim?
-Tabii canım, ama anlamıyorum, nedense bütün erkekler hep aynı şeyi soruyorlar!...

14

ARİTMETİK

Aritmetik öğretmeni Temel öğrencilerinden şikayet ediyormuş :
-Derste peş kere peş kaç ediy, diye sorayrum, kırk cevapı alayrum.Halbuki peş kere peş yirmi peş, pilemedun otuz

15

ASLAN

Temel hayvanat bahçesinde gezerken açık bulduğu bir kafesten içeri dalmış.
-Hoop, dur ne yapıyorsun, orası aslan kafesi, diye bağırışmışlar.Temel geri dönmüş,
-Sankim aslanınızı yedük, demiş.

16


TAHMİN

Adamın biri hergün lokantaya geliyormuş ve kendisine servis yapılınca (boş büyük bi tabak, çatal+bıcak+kaşık vs) menuye bakmadan alıp çatalı veya bıçağı şöyle boydan boya bi kokluyomuş ve garsona dönüp 'Bugün menünüzde falan filan mı var ?' diyomuş ve garson 'aaa, nası bildiniz efendim' diyomuş ama adam sakin ve hafif gururla 'ben bilirim delikanlı' deyip siparişini verip yemegini yiyip gidiyormuş. Bu bir süre hep böyle devam etmiş ama garson bi türlü bunu nası yaptığını ögrenememiş ve en sonunda gidip şefe bütün herşeyi oldugu gibi anlatmış, adamın nasıl tertemiz çatalı bi koklamayla menuyu saydığını falan. Ve şef de eger o müşteri tekrar gelirse servisi yapmadan kendisine haber vermesini söylemiş. Olacak bu ya, fıkra işte, adam ertesi gün aynı saatte yine gelmiş ve garson elemanı görür görmez şefe haberi ulaştırmış. Orada bi bulaşıkcı bi kadın varmış, kadın terden pislikten batmış zaten; tutup bay şef müsteriye gidecek çatalı kaşığı tabağı ne varsa hepsini o kadının koltuk altına yüzüne gözune bütün terini silecek kadar sürmüş ve bir iki dakika çatal vs.deki terin kurumasını bekleyip vermiş onları garsona ve pis pis gülerek 'hadi bugün de bilsin bakalım menüde ne varmış ...'. garson servisi yapar ve siparişi beklerken adam alır eline çatalı ve boydan boya bi koklar ve hayret & şaşkınlık içerisinde bi 'Allah Allah' der. Sonra bi kere daha dikkatlice koklar ve şaşkınlık içerisinde garsona dönerek der ki "Kezban sizde mi çalışıyor ?!?!?"

17

NASIL DÜNYAYA GELDİM?

Ali babasına sormuş:
- Baba ben nasıl dünyaya geldim?
- Gece annenle yatmaya gittigimizde yatagın
çevresine şeker koyduk. Sabah
kalktıgımızda sen gelmiştin.
Bu fikir Ali`nin ilgisini çekmiş ve denemeye karar
vermiş. Yatarken
yatagının çevresine şeker koymuş. Sabah bütün
karınca, böcekler, vs
yatagın
çevresindeymiş. Ali:
- Ulan demiş, şimdi size elimin tersiyle bir
korum. Ama baba yüregi işte!

18

DOKTOR

Bir şirkette genel müdür olarak çalışan bir adam, eksiksiz bir saglık kontrolunden geçmek üzere doktora gider. Doktor, hastaneye yeni bir bilgisayar sistemi aldıklarını ve bu sistem sayesinde küçük bir idrar tahlili ile " check up" yapabildigini söyler. "Harika" der bizim genel müdür de, "başlıyalım öyleyse". Doktor, adama bir cam kavanoz vererek idrar için tuvalete gönderir. Bizim adam bir süre sonra, kavanozu dolu olarak geri getirir. Doktor, kavanozdaki numuneyi bilgisayara baglı küçük bir konteynere döker. Bilgisayar ilginç sesler çıkartarak çalışır ve bir süre sonra yazıcısından uzunca bir döküm alınır. Doktor yazıcıdan gelen çıkışları uzun süre incelemeye koyulur. Adam dayanamayıp sorar: "N'oldu doktor, bir terslik mi var?" "Bilgisayarın verdigi sonuçlara göre," der doktor, "bir terslik yok, ama tenisten mutevellit sag bileginizde bir kavis oluşmuş." "Yapmayın doktor" der bizim adam, "ben meşgul bir adamım, ne tenis ne de golf oynarım. Bütün bunları yapacak vaktim yok, nasıl olur da sag bilegimde tenis oynamaktan bir kavis oluşur?" Bunun üzerine doktor, bilgisayarın şimdiye kadar hiç yanılmadığını, asla hata yapmayacagını söyler ve "Ancak" der, "içinizin rahat etmesini istiyorsanız, bu steril kavanozu yanımıza alıp eve götürün. Sabah kalkar kalkmaz da lütfen test için gerekli idrari yapın. Sonra, dogruca buraya gelin, sizden ekstra bir ücret almadan testi yineleyelim". Bizim adam, "tamam" der ve arabasına atlayıp evin yolunu tutar. Bilgisayarın koydugu teşhis canını sıktığı için, bilgisayarlara hiddetlenir. Bütün dünyayı bu makinelerin ele geçireceğini düşünür ve hiddeti daha da artar. Eve vardıgında, bilgisayarın aklını başına getirmeye karar vermiştir. Arabadan iner inmez, kavanoza biraz idrar yapar ve sonra da arabasının kaputunu açıp karterden bir kaç damla motor yagı alıp kavanozun içine damlatır. Eve girince de olup biteni karısıyla kızına anlatır. Onlardan da kavanoza bir miktar idrar yapmalarını ister. Onlar da bizimkinin istegini yerine getirirler. Ertesi sabah, bizim genel müdür uyanır uyanmaz eline bir playboy alıp bilgisayar için tasarladıgı son hinligi yapmak üzere, kavanozuyla birlikte tuvalete girer. 15 dakka sonra tuvaletten çıktığında yüzünde mutlu bir gülümseme vardir. Dogruca hastanenin yolunu tutar. Doktor, kendisini selamlayıp nasıl oldugunu sorar. Yüzünde hin bir gülümseme ile, "İyiyim doktor, iyiyim" der bizim adam. Doktor, bir yandan kavanozdaki numuneyi bilgisayarın konteynerine dökerken bir yandan da, "formunuzda gözüküyorsunuz bu sabah" der. Az sonra bilgisayar yeniden tuhaf sesler çıkarmaya başlar. Birkaç dakika sonra da uzunca bir kagıt çıkısı gelir yazıcıdan. Doktor, bilgisayardan gelen belgeyi titizlikle incelerken, bizim adam "Bakalım senin bilgisayar bugun ne diyor doktor?" der, sinsi sinsi gülümseyerek. "Himm..." der doktor, " Bilgisayarımıza göre, arabanızın yag degişim zamanı gelmiş, kızınız hamile, karınız da bel sogukluğuna tutulmuş. Ayrıca, tuvaletlere girerken yanınıza böyle ha bire Playboy almaya devam ederseniz, bileginizdeki kavis daha da kötüye gidecek!".


19

SÜTLÜ KAHVE

Bir gün kahvede oturanlardan birisi demiş ki :
-Kahvenin önünden ilk önce erkek geçerse kahve, kadın geçerse süt içelim.
Kahvenin önünden Bülent Ersoy geçmiş, sütlü kahve içmişler.

20

DİLEK

Sihirli bir kurbaga ormanda yalnız yaşıyormuş. Bir gün etrafı gezmeye çıkmış ve önüne ilk çıkan bir ayı ve tavşana kıyak yapmak istemiş. "3 şey dileyin benden, ne dilerseniz" demiş. Ayı "Bu ormandaki tüm ayılar dişi olsun ve hepsi bana hasta olsun" demiş. Kurbaga hemen yerine getirmiş istegi. Tavşan "Bana bi kask ver" demiş, o da hemen olmuş ama ayı icinden "Manyak mı bu tavşan çuvalla para istesin istedigi kadar kask alsın. Deli buyaaa" demiş. İkinci istek olarak ayı yine "Yan ormandaki tüm ayılar dişi olsun ve hepsi beni arzulasın" demiş.Trilink!!!! O da tamam. Tavşan; "Bana bi motosiklet verin" demiş ve yerine gelmiş ama ayı
iyicene şaşırmış. Bu tavşan deli olmalı diye düşünmüş. Sıra gelmiş son isteklere Ayı; "Bu gezegendeki tüm ayılar dişi olsun ve hepsi benim yanımda olsun" demiş. Kurbaga bu istegi de hemen yerine getirmiş. Tavşan önce kaskı takmış, motora binmiş. Marsı çalıştırmış. Ve son istegini söyleyip gaza basmış: "Bu ayı olsun!"

21

GÜNEŞLENMEK

Vucudu oldukca güzel genç bayan tatilinin hemen her gününü kaldıgı otelin terasın da güneş banyosu yaparak geçirmiştir. İlk günü mayosu ile güneşlenmiş, ama sonra ki günler bakmişki otelin en üst katında onu kimse göremiyor, mayosuz sere serpe güneşlenmeye başlamış. Gene böyle yüzüstü güneşlenirken merdivenlerden birisinin çıktıgını duyarak havlusu ile poposunu örtmuş. Merdivenleri bir solukta çıkan otelin müdür yardımcısı nefes nefese "Pardon" der, "Hilton oteli güneşlenmeniz konusunda birşey diyemez, ama dünkü gibi mayonuzla güneşlenirseniz çok iyi olacak" "Ne farkeder" diye sorar genç kadın sakin sakin "Beni burada kimse göremez, ayrıca bu havluylada popomu örtünuyorum bakın" ."Tam olarak degil" der müdür yardımcısı utanarak "Tavanı cam restoranın üzerinde güneşleniyorsunuz!"

22


GOLF

İngiliz "Golf için bir sopa, bir top ve bir delik gerekir. Bende bir sopa var." demiş.
Fransız "Bende de bir top var." demiş.
Temel; biraz düşünmüş "Ben oynamıyorum!" demiş.

23


RAKI SOFRASI

Cindy Crawford ve Asım, bir vapur kazası neticesinde ıssız adaya düşerler.
Ne yapsınlar, can sıkıntısından sabah akşam birlikte olurlar. Ancak, bir
süre sonra, Asım, durumdan zevk almamaya başlar. Cindy çıldırır. Asım'a,
ne oldugunu sorar, ne isterse yapabilecegini söyler. Her türlü fantaziyle ve
herşeyiyle emrine âmade oldugunu, nerede hata yaptıysa düzeltmeye çalışacağını anlatır. Asım inatla Cindy'ye "istedigim şeyi yapabilmen mümkün degil" der. Cindy çaresizlik içinde ısrar eder ve herşeyi göze aldıgını söyler. Asım, en sonunda denemeye karar verir. Önce Cindy'nin saçlarını kısacık keser. Sonra üstünü örtecek biçimde ceketini giydirir. Kestigi saçlardan bıyık yapar. Cindy, ne oldugunu anlamaya çalışırken, Asım onu, mümkün oldugu kadar erkege benzettikten sonra akşam olunca sahile gelmesini söyler. Akşam olur ve
Cindy erkek kılıgında sahile gelir bakar ki Asım mukellef bir rakı sofrası hazırlamış ve masayı mezelerle doldurmuştur. Asım ve Cindy masaya otururlar ve Asım elini kanka modunda Cindy'nin omzuna koyar ve şöyle der:

"Ulan Kazım, bir aydır kiminle sevişiyorum,
söylesem inanmazsin!

24

Beşiktaş

Temel yolda yürürken toz toprak içinde Alladdinin sihirli lambasına benzer bir lamba görür eline alır ve aldığı gibi lambanın cini çıkar. Temele dile benden ne dilersen der temelde cine türkiyeden taaaa Amerikaya kadar otoban yap demiş. Cinde ohaa o cok zor başka bir şey dile demiş. Temelde o zaman Beşiktaşı şampiyon yap demiş Cin hadi be söle demiş otoban kaç şeritli olsun

25

Siyah Beyaz

Temelle Dursun yanyana iki komsudur.Ayni gun ikiside birer at alir.Temel Dursuna " Ula biz bu atlari karistiririz gel isaret koyalim bunlara der" Sonra atin birinin kulagini keserler.Temel " Ya hangimizin atinin kulagini kestigini karistirirsak " der ve atin birinin yelesini keser.Sonra bir yerini bir yerini daha derken kanaat getiremezler bir turlu ve Temel soyle der " Ula dursun en iyisi siyah beyaz benim olsun.

26

Gelecek

10 yasindaki cocuk babasina sorar.
Baba, POLITIKA nedir?

babasi bir muddet dusunur ve der ki. Bak oglum bunu sana bir ornekle anlatayim.

Ben para kazaniyor ve gecim sagliyorum. yani Ben KAPITALIZM'i temsil ediyorum. Annen ise HUKUMET... evdeki kararlari uygular. Hizmetcimiz ise ISCI KESIMI... Sen HALK'sin. Kucuk kardesin ise GELECEK... Iste oglum bizim aramizdaki iliskiler POLITIKA'yi olusturur.

Cocuk pek anlamaz ve yatmaya gider. Gece kucuk kardesinin aglamasi ile uyanir. Altini pisletmistir. Annesini uyandirmak uzere odalarina girer. Baba yoktur odada ve annesini butun durtmelerine ragmen uyandiramaz. asagi iner uyku sersemi. O da ne? babasi hizmetci ile alt alta ust uste.... Saskin, uzgun gider ve yatar...

Sabah babasina der ki:

Baba. ben politikayi anladim.. Kapitalizm isci kesimini becerirken Hukumet deriiiin uykuda! Halki ise takan yok... GELECEK ICINDE....Temel ve Fadime

Bir gün Fadime lünaparka gitmek istemis. Temelde olmaz donun gözükür demis. Fadime israr edince Temel' de kiramamis ve luna parka gitmisler. Fadime dönme dolaba binmis. Indiginde Temel Fadime' ye ben sana yüksek seylere binme donun gözükür demedimmi demis. Fadime' de çikardim oni demis.

27

Filin Şeyi

Adamin biri bir gün trafik kazsi geçirmis.
Malesef kazada organini kaybetmis. Hastaneye götürüldügünde doktorlar adami kurtarmak için fil organi takmislar. Adam kurtulmus. Bir ay sonra tekrar doktora gitmis. Doktor sormus
- Noldu memnun kalmadin mi? adam:
- güzel bes posta atiyorum bana misin demiyor. doktor
- Peki niye geldin?
- Nerde bir fistik bulsa alip -tüme sokuyor doktor bey

28

Dövme

Hergun onune gelenle yatip kalkmaktan bikan bir fahise, sonunda bir karar almis, ve artik entel ve kulturlu insanlarla yatmaya karar vermis. Bu kararini uygulamaya koymak icin de kalkmis bir dovmeciye gitmis ve sag kasigina Karl Marx'in, sol kasigina da Hitler'in resmini yaptirmis. Amaci, karsilastigi musterilerine bu resimleri gostermek, ve ancak resimdekilerin kim olduklarini bilirlerse onlarla yatmakmis. Ertesi gun bir adamla anlasmis ve otel odasina gelmisler. Kadin soyunup adama resimleri gostermis: - Hadi bakalim, bunlarin kim oldugunu bilebilecek misin? Adam cevap vermis: - Valla, sag ve soldakileri taniyamadim ama, ortadaki Ahmet Kaya'ya benziyor....

29


Dul Kadın

İşi gücü çapkınlık olan temel'e bir arkadaşı sormuş evli bir kadın ile dul kadın arasında ne fark vardır? temel hafif sırıtarak cevabı yapıştırmış ha dul kari kocasinun nerede oldiğini pilur

30

TiMSAH


Bi gun hayvanat bahcesinin ziyaretci sayisi cok azalmis...bunun uzerine timsah bakicisi insanlar gelsin diye bi gosteri duzenlemeye karar vermis...ilanlar hazirlanmis.. vs... muthis gun gelmis.. bakici timsahin kafesine girmis...elindeki sopayla timsahin kafaya 3 kere vurmus..timsah agzini acmis...
adam pantalonunu indirip s*kini timsahin agzina sokmus... seyirciler bu manzara karsinda yutkunamiyolarmis bilr... soora timsah bi de agizini kapatmaz mi...
2-3 dk..soora bakici sopayla timsahin kafaya 3 kere daha vurmus..timsah agzini kocaman acmis...adam s*kini sapasaglam cikarmis...
soora da seyircilere donmus> `aranizda benim yaptigimi yapabilecek war mi` orta yasli bi adam cikip `ben yaparim` demis.. bakici `gel amca ..gel de goster bakalim nasil yapiyosun..goster bakalim `demis... orta yasli adam da eklemis..` yaparim yapmasina da kafama biraz yawas vur`

31

DOKTOR


Genc, guzel ve cici kiz, bazi ufak tefek genclik sorunlarindan dolayi bir ruh hekimine gitmeye karar vermis. Guvenli olmasi icin yasli basli birini arastirmis. Bulup randevu almis. Hekimin odasina adeta ayaklarinin ucuna basarak ve biraz da urpererek girmis. Masasinda birseyler okuyan hekim genc
kizi gorunce asabi bir sesle:
- Buyrun soyunun, demis... Kiz uzerindeki ceketi cikarmis:
- Soyunun soyunun...
Genc kiz ruhsal tedavi icin soyunmaya gerek olmadigini biliyor ama...
Karsisindaki ne de olsa hekim. Ustelik sesi otoriter....
Genc kiz sonunda bir sutyen, bir kulot kalmis. Hekim:
- Hadi kizim sabaha kadar seni mi bekleyecegim, diye gurleyince kizcagiz uzerindeki son iki parcayi da cikarip atmis.
Ayni anda hekim uzerine atlamis kizin. Oracikta irzina gecmis.
Genc kiz henuz olayin sokunu yasarken ahlaksiz hekim giyinmis ve demis ki:
- Benim sorunum cozuldu, sira geldi sizin sorununuzu cozmeye. Anlatin bakalim derdinizi...

32


Çocuğun Böylesi..

Bir gun bir cocuk ve babasi taksi ile bir yere gitmektedirler. Cocuk tabi merakli her onune geleni babasina sorar... Cocuk caddenin kosesinde bir kadin gorur ve babasina soror :
--Baba bu ne ? baba bu ne ?
Babasi cevap verir:
--Oglum , o is kadini is yapar..
Tam bu sirada taksici arkaya doner ve derki :
--Oglum baban sana yalan soyluyo , o or**pu, onu s*kersin.
Baba hic bir sey demez , ve bizimkiler yola devam ederler. Iki cadde sonra cocuk kosede bir adam gorur ve babasina sorar:
--Baba bu ne ? baba bu ne ?
Babasi cevap verir:
--Olum o is adami is yapar.
Taksici yine arkasini doner ve derki :
--Oglum baban sana yalan soyluyo ,o peze**nk, o or**pu satar.
Baba yine sabreder ve susar ve yola devam ederler. Iki dakka sonra bizim oglan kosede bir ev gorur ve sorar:
--Baba baba bu ne ?
Babasi ogluna cevap verir :
--Oglum orasi is hani , orda ablalar , amcalar is yaparlar.
Taksici buna da atlar ve derki :
--Oglum baban sana yalan soyluyoo , orasi kerhane , orda o or**pulari s*kersin...
Bizim baba yine "Yaaa sabir " der ve yola devam ederler. Oglan 10 dakka gectikten sonra yolun kenarinda misket oynayan iki uc tane cocuk gorur ve babasina sorar :
--Baba bu ne bu ne ?
Sonunda bizim baba ogluna cevap verir:
--Oglum onlar demin gördügün or**punun cocukları , buyugunce taksi soforu olucaklar

33

FARK YOK

Adamin biri Paris'deki en luks lokantalardan birine girmis.
Hemen gelen garson, ismarlanan yemekleri not ettikten sonra:
- Nasil bir sarap istersiniz, diye sormus.
Adam da 10 yillik bir Chateau-Dick soylemis.
Lokantanin kavindan cikarildigi ustundeki tozlardan belli 10 yillik bir Chateau-Dick gelmis. Garson siseyi acmis ve tadimlik olarak azcik dokmus kadehe.
Adam agzinda soyle bir dolastirmis sarabi:
- Bu Chateau-Dick degil, demis.
Garson:
- Aman efendim, diyormus, boyle bir lokantada hic sarabin sahtesi olur mu?
- Yahu sana bu sarap Chateau-Dick degil, diyorum. Git cagir bakayim sefini... Gecen sef de israr ediyormus sarabin gercek bir Chateau-Dick oldugunda...
Adam:
- Sacmalama kuzum, demis. Git patronu cagir sen. Bu sarap Chateau-Dick degil.
Nihayet patron da gelmis..
Adam portfoyunu cikarip kimligini gostermis. Kimlikte "Chateau-Dick'in sahibi" diye yaziyormis.
Patron baslamis ellerini ovusturup ozur dilemeye:
- Efendim elbet haklisiniz. Ancak sizin baglarinizin hemen 20 metre otesindeki baglardan yapilmistir bu sarap da. Toprak ayni, iklim ayni, gunes ayni... Sadece 20 metrecik otede, sizin baglardan... Sizinki unlu bir marka oldugu icin cok pahali. Biz sarabi sizden 20 metrecik otedeki bir bagdan alip, sizin siselere dolduruyoruz. Bunun icin ozur dileriz. Ne var ki sarap, ayni sarap. Sadece 20 metrecik otedeki bir bagdan...
Adam, lokantanin sahibine:
- Sen evli misin, demis.
- Evet efendim.
- Aksam karinla yataga girince, Madam'in kilodunu cikarip bir onunun tadina bak, bir de arkasinin... Aralarinda 2 santimcik bir mesafe vardir ama tadi ayni degildir.

34

KÜFÜRBAZ

Bir zamanlar bi mahallede kimsesiz adamin biri yasarmis, adam kufurbaz mi kufurbaz. Agzini acinca kufurle basliyomus soze. Oyleki insanlar bununla konusmaz olmus. Bir gun bu adam yan mahalleden bir kiza asik olmus. "Bu kizi bana istemeyen " vermeyen pusttur" demis.
Arkadaslari olmaz demis senin gibi kufreden birine kimse kiz vermez demisler. Fakat adamin artan israrlarina dayanamayip tamam demisler. Ama "kizi istemeye gidince sen hic agzini acmayacaksin, yoksa isleri bombok edersin" demisler. Gel zaman git zaman kiz isteme gunu gelmis catmis hep beraber gitmisler kizin evine..
Evin kizi caylari getirmis. Derken sohbet koyulasmis. Ama gel gorki bizimki cayindan bir yudum bile almamis. Kizin babasi dayanamayip sormus hayrola evladim neden icmiyosun bi derdin mi var? demis. Bizimki de dayanamamis ve:
"ICECEZ ICECEZ DE BU AMINA KODUUMUN CAYINI YARRAAMIZLA MI KARISTIRACAZ" demis...

35


DİŞÇİ


Kari koca yataga girer ve koca onu oksamaya baslar. Kocacigim bu aksam olmaz ,yarin kadin doktorumla randevum var taze kalmak istiyorum der ve kkocasina sirtini cevirir.
Birazdan kocasi onu yine oksamaya baslar. Kadin bozulur ve sert bir tavirla,sana kadin doktoruyla yarin randevum var dedim anlamadinmi.
Kocasi da nazik nazik cevap verir.Onu anladim da acaba yarin disci ile de randevun varmi diye merak ettim.


36


İLERİ


Ali ile Veli erken erken baliga cikar.Saatlerce oltalarina hic bir balik takilmaz.Geriye donmeye hazirlanirken bir sandal yaklasir,icinde bir kadin var,oltasini atar ve hemen kocaman bir balik tutar hafifce gulumser ve gider.Ertesi gun ayni sey tekrar eder onlar saatlerce hic birsey tutamaz kadin gelir hemen kocaman bir balik tutar gulumser ve gider. Ali dayanamaz ve bir gun kadina sorar: Hanimefendi acaba sizin sirriniz nedir? Kadin cevap verir: Ben evden ayrilmadan once kocamin organini yokluyorum.Eger sola bakiyorsa oltami sola atiyorum eger saga bakiyorsa oltami saga atiyorum. Arkadaslardan biri merak icinde sorar:Ya ileriye bakiyorsa ne yapiyorsunuz? Kadin gulerek cevap verir: o zaman baliga cikmam evde kalirim.

37

AKIL


Temel annesi ve babasi seyahate gider. Fakat otelde bos yer yoktur.Otelci onlara ileride bulunan ciplaklar kampini tavsiye eder. Baska careleri olmayinca oraya giderler. Birazdan Temel kosa kosa gelir ve annesine sorar: Anne neden bazi kadinlarin gogusleri buyuk bazilarin kucuktur? Annesi cevap verir.Oglum buyuk gogusluler aptaldir kucuk gogusluler akilidir ondan. Temel gider ve birazdan kosarak gelir. Anne neden bazi erkeklerin organi buyuk bazilarin kucuktur ? Oglum organi buyuk olanlar akilidir kucuk olanlar aptaldir. Temel biraz dusunur ve annesine cevap verir. Biraz once babami bir kadinla oynarken gordum ve git gide akillaniyordu.

38

HASTA


Kadinin biri doktora gider.Doktor bey ben bir turlu sekse doyamiyorum der.Kizim o zaman evlen der.Fakat doktor ben evliyim.O zaman bir dost bul .Benim dostum da var doktor bey. O zaman bir tane daha bul der.Fakat doktor benim 10 tane dostum var der.Kizim o zaman sen hastasin. Haklisin doktor bey ben hastayim, onun icin bana hasta olduguma dair bir rapor ver kocama gostereyim ki bana sen oro**usun demesin.


39


MALUM


3 KIZ KARDES AYNI GUN EVLENIRLER.DUGUN BITTIKTEN SONRA MALUM OLAYA GIRILIR. KIZLARIN ANNESI OGRETTIKLERIMI UYGULUYORLARMI DIYE MERAK EDIP ODALARI TEK TEK DOLASMAYA BASLAR.BUYUK KIZIN ODASINi DINLER.ICERDEN KIZININ INILTILERI GELMEKTEDIR.MEMNUNIYET ICINDE IKINCI KIZI DINLEMeYE BASLAR.ICERDEN BAGIRMALAR DUYAR.DAHA BI MEMNUN OLUp KUCUK KIZIN ODASINI DINLER.FAKAT KUCUK KIZDAN EN UFAK BI SES CIKMAMAKTADIR.ERTESI SABAH KUCUK KIZA SORAR
-KIZIM GECE SIZDEN HIC SES GELMI YORDU YOKSA OGRETTIKLERIMI UYGULAMADIN MI- DER.KUCUK KIZ
-HAYIR UYGULADIM- DER.-E PEKI NICIN HIC SES GELMIYORDU-
-ANNECIGiM SEN BANA AGZIN DOLUYKEN KONUSMA DEMEMISMIYDIN.-

40

GORIL


Ingilterede bir hayvanat bahcesinde soylari tukenmekte olan bir cift goril kalmis. Insanlar bunlari ciftlestirip soylarini kurtarmaya calisiyorlarmis ki erkek goril birden olmus.
Ortalik birbirine girmis. Gazetelere ilanlar verilmis ve disi gorile bir es bulana buyuk oduller vadedilmis. Kimsenin elinden birsey gelmiyormus. Herkes caresiz caresiz otururken bir Turk cikmis ve bu isi halledecegini ancak 50 bin dolar istedigini soylemis. Hemen kabul etmisler.
Turk ucaga atlamis once Istanbula sonra da Ankaraya gelmis. Ankara«da otobuse binmis Pozanti yolu uzerinde bir kahvede inmis. Kahveye girmis bakmis bir suru kamyon soforu oturuyor. Hepsine soyle bir alici gozuyle baktiktan sonra bir tanesine `Sen gel« demis.
Adam gelmis, bizimki de ona durumu anlatmis.Boyle boyle bir durum oldugunu, gorile bir es aradigini ve adamin bu is icin cok uygun oldugunu ve bunun bedelinin de 40 bin dolar oldugunu soylemis. Kamyoncu dusunmek icin 1 saat muhlet istemis. 1 saat sonra donmus ve demis ki :
`Tamam kabul ediyorum ama 3 sartim var.
1. Hayvani dudaklarindan opmem.
2. Dogacak cocuk 0 erkek olursa babamin adini koyarim.
3. 40 bin dolarim yok. Taksit taksit oderim

41

DON


Eski ama cook eski zamanlarda er kisi entari giyer imis.
Zaman eskiya,entarinin altina ic camasiri giymezlermis.Alimallah bir ruzgar, bagrisan kadinlar mi istersin,kacisan cocuklar rezilruvan.
Bu durum bizim padisahin kulagina gider.Padisah emir buyurur."Her kim don giymez entarinin altina kadi onune cikarilacak."Gunler gecer bir ruzgar eser,kimseden cit yok.Herkes don giyer
.Padisah emin olmak icin vezirini kontrol icin carsiya gonderir.Vezir ruzgarli bir havada iner carsiya bide ne gorsun,bizim palabiyik okkali Abdullah don giymez.Abdullah kadi onune cikar.Kadi sorar:
Adin? Abdullah.Baba adin.? Abdulmecid.Karin var mi? Var nah bes dane. Cocuk kac tane? Birinciden 5 ikinciden 3 ucuncuden 4 dorduncu kari kisir besinciden 2 bir danede yolda kadi efendi. Yaz katip efendi:
Abdulmecid oglu Abdullah`in don giymeye vakti olmadigindan beraatine........

42

DüSE KALKA

Bir Avrupa kasabasinda halk cok hizliymis. Herkes habire esini aldatiyormus. Ancak dini inanislari geregi her seferinde de Kilise'ye gidip gunah cikariyormis. Kilisenin rahibinin canina tak etmis.
Nasil etmesin ki, her gelen ayni seyi anlatiyor "Rahip efendi dun gece falanla yattim."
Bakmis rahip bu is boyle gitmeyecek. Gelenlere "Bundan boyle yattim lafini kullanmayin, ayip oluyor, onun yerine dustum deyin, ben anlarim geregini de yaparim" demis.
Boylelikle laf yayilmis, artik gunah cikarmaya giden herkes "yattim" yerine "dustum" demeye baslamis.
Derken rahip baska kilise gonderilmis, yerine de genc bir rahip atanmis. Genc rahip de hergun gunah cikariyor dogal olarak. Tabii eski rahibin "dusme" kodunden haberi yok. Gelen herkes de "dun gece dustum" diyor.
Genc rahip buna bir cozum bulunmasi gerektigini dusunerek dogru Belediye Baskani'na gitmis. Demis ki "Baskan bey su kasabanin yollarini yaptirsaniz artik." Baskan sasirmis "Hayrola ne oldu?" diye sormus. Rahip "Ne olacagi var mi?" demis "Her gunah cikarmaya gelen dustugunu anlatiyor."
Belediye Baskani sifreyi bildigi icin gulmeye baslamis. Bunun uzerine genc rahip atilmis "
¸Gulmeyin oyle, bu hafta icinde kariniz bile uc kere dusmus" demis.

43

TEZGAH

60 yasinda bir adam eczaneye girmis.. Tezgahin onunde dunyalar tatlisi bir guzel kiz.. Gogus dekolte, etek super mini..
"Sizde prezervatif bulunur mu?" demis, adam..
"Hangi boy" demis kiz..
"Bilmem" demis adam..
"Ben olceyim" demis kiz. Tezgahin uzerinde uzanmis, fermuari acmis.
Dokunmus ve iceriye seslenmis..
"On tezgaha bir kutu buyuk boy prezervatif, hemen.."
Az sonra icerden bir gorevli elindeki paketi getirip tezgaha birakmis.
Adam paketi almis, parayi odemis, cikmis.
Az sonra 30 yaslarinda bir adam gelmis..
"Sizde prezervatif bulunur mu?.."
"Evet, hangi boy?.."
"Bilmem.."
"Ben bakayim o zaman.."
Kiz egilmis gene fermuari acmis, cikarmis, dokunmus, iceri seslenmis..
"Tezgaha bir kutu orta boy prezervatif, hemen.."
Az sonra gorevli elinde kutu ile gelmis, adam paketi almis, parayi odemis cikmis.
Biraz sonra, bu defa 16 yaslarinda bir delikanli girmis iceri..
"Sizde prezervatif bulunur mu?.."
"Tabii, hangi boy" demis, kiz..
"Bilmem" demis, oglan..
"Ben bakayim o zaman" demis kiz..
Uzanmis, fermuari acmis, cikarmis, dokunmus ve iceri bagirmis..
"Cabuk gelin tezgahi temizleyin hemen!.."

44

iSKENCE


Cin'i kesfe cikan bir seruvenci, ucsuz bucaksiz bozkirlarda kaybolmus. Tam uc ay, otlar yiyerek, agaclar altinda uyuyarak yasamis.. Bir gun bir eski ciftlik evi cikmis karsisina.. Kapiyi calmis.. Bir yasli Cinli acmis..
"Uc aydir sefil haldeyim. Bir kap sicak yemek, bir sicak yatak.. Size hic dert olmam, ne olur" diye yalvarmis adam..
"Peki" demis, ihtiyar Cinli.. "Bu lafini unutma.. Guzel torunuma askinti olursan, Cin'in en korkunc uc iskencesini sana uygularim.."
Guzel torun da aksam yemegine katilmis. Dunyalar guzeli bir kiz. O da dogdugundan beri dedesi ile yalniz. Erkek yuzu gormemis. Adamin da karni doydukca icinde kipirdanmalar baslamis. Gizli gizli bakislar, vaatlerle gecmis yemek.
Yemekten sonra herkes odasina cekildikten az sonra, adamin tavan arasindaki odasinin kapisi acilmis, bir Cin ipegi tul gecelik icinde huri torun adamin once odasina, sonra yatagina suzulmus.. Adam kiza sarilirken "Boyle bir gece uc degil, bin iskenceye deger" demis icinden.
Muhtesem bir gece gecirmisler birlikte.. Sabaha kadar. Gun isirken kiz odasina donmus, adam tum yorgunlugu ile derin uykulara dalmis.
Ogleye dogru bir uyanmis ki, gogsunun uzerinde muthis bir agirlik.. Birden fark etmis ki, uzerinde tam 50 kiloluk bir kaya parcasi var. Kayanin uzerinde de bir yazi:
"Birinci Cin Iskencesi.. Gogus uzerinde 50 kiloluk kaya.."
"Bunun nesi iskence" demis adam icinden.. Kayayi kucaklamis, pencerenin onune gelmis, asagi firlatmis. Tam o anda da, kayanin dibindeki ikinci yaziyi okumus:
"Ikinci Cin Iskencesi.. Sag testisin kayaya bagli.."
Asagi ucan kayayi yakalamasina imkan yok ya.. Adam kendisini de firlatmis kayanin ardindan, hayati pahasina teskilati kurtarmak icin..
Ikinci kattaki ihtiyarin odasinin onunden duserken, camda ucuncu yaziyi okumus:
"Ucuncu Cin Iskencesi.. Sol testisin karyolaya bagli!.."

45

TABLO


Amerika ile Sovyetler arasindaki meshur fuzeler ve Kuba bunaliminin en dehset gunleri.. Kruscef, Kuba'ya gelecekmis.. Kubalilar toplanmis, bir hosluk yapacaklar.. Ulkenin en iyi ressamina basvurmuslar.. "Bir tablo yap..
Adi, 'Kruscef Kubada' olsun" diye.. Ressam "Hadi ordan" demis.. "Ben adami gormedim bile.. Adam hayatinda Kuba'ya gelmedi. Simdi ben nasil
'Kruscef Kubada' diye atmasyondan resim yaparim?.."
Tesaduf bu ya.. Bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmis o sirada.. Sikintiyi duymus..
"Ben size istediginiz tabloyu yaparim. Bana bir sandik puro verirseniz" diye..
Vermisler..
Temel bir hafta sonra, Kubalilar'i cagirmis.. "Iste tablonuz" demis..
Tuvalin uzerini orten bezi hizla asagi cekivermis.. Kubalilar da donuvermisler..
Tabloda, yatakta iki kisi, al takke ver kulah..
"Bu ne" diye gurlemis, Turizm Bakani.. "Bu ne?.. Bu kadin kim?.."
"Kruscef'in karisi" demis, Temel..
"Peki bu ustundeki adam kim?"
"Kruscef'in usagi!.."
"Peki Kruscef nerde ulan!.."
"Kruscef Kuba'da" demis Temel!..


46


SEYTAN


Ustunden tahta kopruyle gecilen bir derenin oteki kiyisinda yoksul bir koy varmis.
Bir gun ufak tefek seyler satip, gerekirse fal da bakmak icin bir Arap
Baci ugramis koye.
Bir anda koyluler Arap Baci'nin cevresini kusatmislar:
- Sen demisler, sunu bunu satip fal bakmayi birak simdi. Bizim basimiz buyuk dertte. Demincek ustunden gectigin tahta koprunun altinda, dik kulaklari, keci sakali, elinde saziyla hinzir bir Seytan oturuyor. Her sabah ve her aksam; kadin-erkek, genc-yasli, kucuk-buyuk demeden koyde kim varsa hepsinin simsek gibi irzina gecip, yine koprunun altina donuyor..
Biktik usandik sabah aksam becerilip durmaktan. Soyle kuzum, sen bizi kurtarabilir misin o Seytan'dan?
Arap Baci:
- Hele bir yol deneyelim, demis.
Ve koyden ayrilip tahta kopruye gelmis. Egilip bakmis koprunun altina...
Seytan orada...
- Hey Seytan, demis. Senin yapamayacagin hic bir sey yok mudur bu dunyada?
Seytan:
- Yoktur, demis.
Arap Baci mahrem yerinden kivrik bir kil koparip Seytan'a uzatmis:
- Al duzelt bakalim sunu, demis.
Seytan kili duzeltmeye calistikca, kil yeniden kivrilip eski haline donuyormus.
Arap Baci Seytan'i oyle birakip, cekmis gitmis..
20 yil gecmis aradan. Arap Baci'nin yolu yine ayni koye dusmus. Koyluler Arap Baci'yi gorunce bir sevinmisler, bir sevinmisler:
- Sayende kurtulduk, demisler. Senden sonra Seytan bir daha ugramaz oldu koye...
Baci'ya izzet ikramda bulunmuslar, armaganlar vermisler.
Donuste Baci yine koprunun altina egilmis. Bakmis ki Seytan hala daha 20 yil once verdigi o kivrik kili duzeltmeye ugrasiyor.
- Hey Seytan, demis.
Seytan basini kaldirmis. Arap Baci mahrem yerini tumden gostererek:
- Sen onu hele bir duzelt, bak burada daha ne kadar var, demis.

47

ANA SÜTÜNÜN ÜSTÜNLÜĞÜ

Öğretmen, öğrenciye sormuş :
-Yeni doğan çocuklar için ana sütü niçin inek sütünden daha yararlıdır?
Öğrenci hiç duraksamadan cevabı yapıştırmış :
-Ana sütü bir kere çok daha lezzetlidir.Ekşime mekşime yapmaz.Kedi içmez.Taşınması daha kolaydır. Üstelik ambalajı da çok nefistir!

48

BABA


Birinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmen, babalarının mesleklerini soruyordu :
-Söyle bakalım Tuna, baban ne iş yapıyor?
Tuna :
-Otobüsleri kaldırıyor efendim, dedi.
Bir sıra önde oturan bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu :
-Pekiyi anlayamadım, neymiş babası?
Arkadaşı büyük bir saflıkla cevap verdi :
-Vinçmiş, vinç!

49


BU NE
Bir ana okulunda öğretmen çocuklara paraları öğretmek istiyordu.Cebinden bir 25 kuruş çıkarıp gösterdi :
-Bilin bakalım bu ne?
Ön sırada oturan küçük bir çocuk çabucak cevap verdi :
-Tura!...

50

CEVAP
Öğretmen Ali'ye sorar :
-Söyle bakalım Ali, sütün bozulmaması için ne yapmalıyız?
-Sütü sağmayıp ineğin memesinde bırakmalıyız öğretmenim.

51


DAHA ÇOK İSTİYOR...
Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlandı :
-Oğlum ne oldu gözüne?Düştün mü yoksa?
-Hayır düşmedim.Arkadaşım Orhan'la dövüştük.Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!
Annesi yatıştırmaya çalıştı :
-Sakın ha!Dövüşmek iyi birşey değil.Ben sana yarın pasta çörek vereyim.Arkadaşına da ver, barışın.Güzel güzel oynayın olmaz mı?
-Olur anneciğim, barışırız.
Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü.Annesi merakla sordu :
-Yine ne oldu?
-Arkadaşım yaptı, daha çok pasta, çörek istiyor!


52

DENİZ
Küçük Ayhan'la Mine konuşuyorlardı :
-Nehirler nereye dökülür.
-Denize, tabii.
-Hepsi mi?
-Evet.
-Öyleyse deniz neden taşmıyor?
-Tabii taşmaz.Denizin dibi sünger dolu.Suyu onlar çekiyor.

53

DOKTORUN İYİSİ
Kadının beşinci kocası ağır hastalanmış.Adam korkunç ağrılar içinde kıvranırken kadın telaşla söylenmiş :
-Hemen gidip bir doktor çağırayım!
Kocası :
-İyii ama, demiş, bari doğru dürüst bir doktor çağır.İyi bir doktor olduğundan emin misin?
Kadın :
-Emin olmaz olur muyum, demiş.Ölen kocamı da aynı doktor tedavi etmişti!...


54

DÜŞÜNÜŞ BİÇİMİ YENİ
Matematik öğretmeni ilkokul çocuklarına sormuş :
-Ağaçta 5 kuş var.Birini vurdum kaç kaldı.
Ahmet hemen :
-Hiç kalmaz.Çünkü sesten hepsi uçar, demiş.
Öğretmeni bunun üzerine :
-Olmaz öyle şey, diye cevap vermiş.
Burası matematik dersi.5 taneden biri vurulursa 4 tane kalır.Ama düşünüş biçimini beğendim.
Ahmet fena halde hırslanmış :
-Bende birşey sorabilirmiyim öğretmenim, demiş.
Sor bakalım.
-3 kadın dondurma yiyor, biri ısırarak, biri yalayarak, biri emerek yiyiyor.Bunlardan hangisi evli.
Öğretmen kızarıp bozarmış.Sonunda :
-Bilemem, demiş.
-Emen mi?
Ahmet cevabı yapıştırmış :
-Yoo, parmağında alyansı olan.Ama düşünüş biçiminizi beğenmedim.

55

EVCİL HAYVANLAR
Öğretmen :
-Evcil hayvanların başlıcalarını say bakalım!
Çocuk biraz düşündükten sonra cevap verdi :
-Kedi, köpek, fare, tahtakurusu, pire, sinek!

56

FİL SÜTÜ
İki arkadaş teneffüste konuşuyorlardı :
-Bugün bir bebek gördüm, fil sütü içerek bir haftada yedi kilo almış.
-Çok tuhaf.Kimin bebeğiymiş bu.
-Filin!...

57

HAKSIZLIK
Öğretmen, iki öğrencisine kızar ve ellişer kez adlarını yazmalarını söyler.Öğrencilerden biri bu karara itiraz eder :
-Öğretmenim, bu haksızlık olur.
-Neden haksızlık olurmuş?
-Onun adı Ali, benimki ise Abdurrahman.


58

HANGİ EŞEK
Öğretmen :
-Söyle bakalım, dün okula geleceğin yerde, hangi eşekle sokaklarda dolaştın?
Çocuk :
-Oğlunuzla efendim.


59

HANGİ KASLAR?
Yaşlı bir öğretmen, Fen Bilgisi dersinde kasları anlatıyordu.Bir ara öğrencilerden birine şu soruyu sordu :
-Şimdi ben boks yapsam hangi kaslar çalışır?
Çocuk sakin sakin cevap verdi :
-İzleyenlerin gülme kasları öğretmenim!


60

HARFİN ADI
Birinci sınıf öğretmeni öğrencilerden birine sordu :
-Bu harfin adı ne?
Üzülerek karşılık verdi çocuk :
-Harfi tanıyorum ama, adı bir türlü aklıma gelmiyor...

61


HEPSİ BİRDEN
Oymakbeyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu :
-Bakın çocuklar, dedi.Bir izci, her gün, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır.Hastalara...Yaşlılara...Muhtaçlara...Her sabah okula geldiğiniz zaman size birgün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım.Tamam mı?
Ertesi sabah Oymakbeyi çocukları toplayıp sordu :
-Söyleyin bakalım...Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?
Bütün çocuklar, hep bir ağızdan :
-Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim.
Adamcağız şaşırdı :
-Hepiniz mi?
-Evet efendim, hepimiz birden.
-Neden?
Çocuklardan biri cevap verdi :
-Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, ondan efendim!

62


KARA BULUTLAR

Öğretmen Hayat Bilgisi dersinde bulutların yeryüzündeki suların buharlaşmasından oluştuğunu uzun uzun anlattıktan sonra ön sıralarda oturan öğrencilerden birine şu soruyu sordu :
-Söyle bakalım oğlum, kara bulutlar neden olur?
Çocuk düşündü , yutkundu, birşey diyemedi.Onun yanında oturan küçük kız çocuğu parmak kaldırarak şu cevabı verdi :
-Kirli sulardan olur öğretmenim!..

63


KEÇİ YEDİ

Gülseren, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu.Babası yanına gelerek sordu :
-Gülseren, ne resmi yapıyorsun bakayım?
-Çimenlikte bir keçi resmi.
-Çimenler nerede?
-Keçi hepsini yedi.
-Ya keçi?...
-Yiyecek birşey kalmayınca o da gitti.

64

KESTİRME CEVAP

Bütünleme sınavına girmişti Yılmaz.Akşam evde babası sınavının nasıl geçtiğini sordu :
-Sorulara cevap verebildin mi, oğlum?
-Evet babacığım... Ne sordularsa tümüne tek tek cevap verdim.
-Peki, ne cevaplar verdin bakalım?
-Bilmiyorum, dedim babacığım!...

65

KİM KİMİ GÖRMEYECEK

Ders yılı sonunda sınıfta kalan öğrencilerden biriyle öğretmen arasında şu konuşma geçti.
Öğretmen :
-Bir daha sınıfta kaldığını görmeyeceğim, anladın mı?
Öğrenci :
-İstifa mı ediyorsunuz, öğretmenim?

66


KÖY YERİNDE

Şehirde doğma büyüme genç bir ilkokul öğretmeni uzak bir dağ köyüne atanmıştı.Buzdolabından, soğuk hava depolarından söz ediyordu.Çocuklardan birini kaldırdı ve şu soruyu sordu :
-Koyun etini, kokutmadan uzun süre saklamanın yolu nedir?
Çocuk bakmış ki öğretmenin anlattıklarıyla kendii yaşayışları birbirine benzemiyor, ne desin...
-Köy yerinde öğretmenim, en iyisi koyunu sağ bırakmalı.

67


MANTIK YOLU

Öğrenci sınıfa yeni gelmişti.İkinci günü öğretmenine sordu :
-Öğretmenim, insana yapmadığı bir şey için ceza verir misiniz?
-Olur mu evladım, dedi öğretmen.Yapmadınsa ceza da olmaz.Niye sordun bunu?
-Efendim dün verdiğiniz ev ödevini yapmamıştım da ceza verirsiniz sanıyordum!


68

MATEMATİK CİDDİYETİ

Musevi ailesinin en büyük derdi 10 yaşlarındaki çocuklarının matematikten sürekli "0" getirmesiymiş.Sıkıştırmışlar olmamış, ders aldırmışlar olmamış.Son çare, bir Katolik okuluna kaydettirmişler.Çocuk bir süre sonra matematik notunu düzeltmiş, sürekli 10 getirmeye başlamış.Peki ne oldu da bu çocuk böyle 180 derece dönüş yaptı?
Çocuk ısrarlı sorulara önce yanıt vermek istememiş.Sonunda bir gün gerçeği itiraf etmiş :
-Okula girdiğim gün adamın birini "artı" işareti üzerine çivilediklerini gördüm.O zaman bu işin ciddiyetini anladım...

69


MATEMATİK DERSİNDE

Öğretmen hayvanlardan söz ederken Nizami'ye bir soru sormuş :
-Dört ayaklı hayvanlardan birkaçının adını söylermisin?
Nizami çok kısa bir süre düşünmüş ve cevap vermeye başlamış :
-Bir at, bir kedi, bir köpek, iki tavuk...
Öğretmen sözünü kesmiş :
-İki tavuk mu dedin?Ne ilgisi var konumuzla?
-Nizami cevap vermiş :
-İki tavuğun dört ayağı yok mu?

70


NASIL ÖĞRENMİŞ

Küçük Mustafa ders çalışıyor, babası da köşesinde kahve içiyormuş.Bir aralık Mustafa sormuş :
-Baba, elektirik nedir?
-Elektirik?...Elektirik, şey!...Vallahi, ben de bilmiyorum oğlum.Ne kötü her gün görüp kullandığımız şey halbuki.
Mustafa boynunu bükmüş, tekrar çalışmaya koyulmuş.Bir zaman sonra tekrar seslenmiş :
-Baba!
-Ne var oğlum?
-Gök gürültüsü neden olur?
-Gök gürültüsü mü?Şey!Gök gürültüsü...Doğrusu ben de bilmiyorum...
Çocuk tekrar çalışmaya başlamış çaresiz.Biraz sonra tekrar seslenmiş :
-Baba!
Ardını getirmediği için babası merak etmiş :
-Ne vardı oğlum, birşey mi soracaktın?
-Hiç! deyip, boynunu bükmek zorunda kalmış çocuk.Babası devam etmiş konuşmaya :
-Söyle bakalım, ne soracaktın?.
-Yoo...Öyle pısırıklık etme, sor oğlum, sor!Ben hayatta bütün öğrendiklerimi sora sora öğrendim.

71

NE BİLSİN?

Yan yana iki villannın ilkokul birinci sınıfa giden biri kız, diğeri erkek iki çocuğu, kendi aralarında konuşuyorlardı :
-Büyüyünce benimle evlenirmisin?
-Hayır evlenmem!Bizim ailede akrabalar hep kendi aralarında evleniyorlar.Baksana, annem babamla evli, büyükannem, büyükbabamla ...Teyzemle eniştemle!...

72

NE ZAMAN AT DİYORLAR

Birinci sınıf öğrencisi okuldan dönünce annesine :
-Bugün öğretmen bize atlardan söz etti.Ama ben atın ne olduğunu hala anlayamadım, dedi.
-Neden?diye sordu annesi.
-Öğretmen 'Atın yavrusuna tay, dişisine kısrak, erkeğine aygır derler, dedi.
-Bunda anlaşılmayacak ne var çocuğum?
-Peki anneciğim, ne zaman ata at diyorlar?

73


NİÇİN ÇALIŞIYORLAR

Küçük Ali babasına sordu :
-Babacığım, insanlar niçin bu kadar çok çalışıyor?
-Ekmek parası için...diye karşılık verdi babası.
-Peki, öyleyse fırıncılar niçin çalışıyor?


74

ÖYLEYSE NEDEN YEDİNİZ?

Küçük bir çocuk, hamile bir kadının karnına dokunarak :
-Ne var sizin karnınızda teyze, der.
Kadın :
-Çocuğum var evladım, diye cevap verir.
-Sizin çocuğunuz mu?
-Evet.
-Onu seviyor musunuz?
-Evet.
-Çok mu seviyorsunuz?
-Evet evladım.
-Öyleyse onu neden yediniz?

75


SİZ DE YOKTUNUZ

Öğretmen, tarih dersinde Hasan'a sordu :
-Bana yüzyıl önce olmayan birkaç şey söyle bakalım.
Hasan düşündü :
-Örneğin ben yoktum, dedi.Öğretmen güldü :
-Biliyorum senin olmadığını, dedi ve başka örnekler vermesini istedi.
-Örneğin siz de yoktunuz!


76

SORU

Öğretmen, öğrencilere :
-Sizlere sorular soracağım.Birinci soruyu bilene ikinci soru sorulmayacak.Şimdi söyle bakalım Ahmet, bir hindinin kaç tane tüyü vardır?
-9567 tane tüyü vardır öğretmenim!...
-Nereden öğrendin bunu?
-Öğretmenim, hani birinciyi bilene ikinci soruyu sormayacaktınız?!...

77

TERCÜME

İngilizce dersinde öğretmeni çocuğa sordu :
-Oğlum, sana Türkçe cümle söyleyeceğim, sen bunu İngilizceye çevireceksin.
-"Çocuk, koştu koştu, denize düştü, boğuldu..."
Öğrenci yanıt verdi :
-The boy tıkıdık, tıkıdık, culup, glu, glu...

78

YALAN MI?

Öğretmen tarih dersinde öğrencilerden birini sözlü sınava kaldırmıştı :
-Söyle bakalım yavrum...Napoleon Bonapart Fransa tahtına çıkınca ne yaptı?
-Oturdu öğretmenim!

79


YANLIŞLIK

Ali karnesini babasına gösterdi.
Babası :
-Oğlum ne biçim karne bu?Hep 1, 2, 0.
-Öğretmenimiz biraz dalgındır da.Bu haftaki Spor-Toto tahminlerini yanlışlıkla benim karneme yazmış olacak!...

80


YARDIM

Küçük manav çırağı, ufak el arabasına kavun yüklemiş, yokuştan güçlükle çıkıyordu.Yoldan geçen bir adam, çırağa yardım, edip, arabayı, yokuşun öte başına çıkardılar.Adamcağız yüzündeki terleri silerek sordu :
-Senin ustan nasıl adam böyle?Hiç bu kadar kavun yükletilir mi?!...Ben bunu götüremem demedim mi?
-Dedim ama...
-Aması ne?...
-Elbet bir budala çıkar, sana yardım eder, dedi!..

81

ZAMANE

Karne günüydü.Küçük oğlan okuldan döndü.Annesi :
-Karnen nerede? diye sordu.
Çocuk güldü :
-Arkadaşıma ödünç verdim.Babasını korkutacak...


82

Ve Allah Erkeği Yarattı ,

Allah eşşeği yarattı ve ona dedi ki : Sen bir eşşeksin. Sabahtan akşama kadar yorulmadan çalışacaksın ve ağır yükleri sırtında taşıyacaksın. Ot yiyeceksin, az akıllı olacaksın ve 50 yıl yaşayacaksın.
Eşşek cevap verdi : 50 sene böyle bir hayat için çok çok fazla, lütfen bana 30 yıldan fazla verme ! Ve böyle oldu...
Sonra Allah köpeği yarattı ve ona dedi ki : Sen bir köpeksin. İnsanların mallarını koruyacaksın, onların en yakın dostu olacaksın. İnsanlardan geriye kalan artıkları yiyeceksin ve 25 yıl yaşayacaksın.
Köpek cevap verdi : Allahım, 25 yıl böyle yaşamak çok fazla. Bana 10 yıl ver yeter ! Ve böyle oldu...
Daha sonra Allah maymunu yarattı ve dedi ki : Sen bir maymunsun. Ağaçtan ağaca salınacak ve bir gibi davranacaksın. İnsanları eğlendireceksin ve 20 yıl yaşayacaksın. Maymun cevap verdi : 20 sene dünyanın palyaçosu olarak yaşamak çok fazla. Bana 10 seneden fazla verme ! Ve böyle oldu...
En sonunda Allah erkeği yarattı ve ona dedi ki : Sen erkeksin, dünyada yaşayacak tek rasyonel düşünen canlı sen olacaksın. Diğer yaratılmışlara zekanı kullanarak hükmedeceksin. Dünyayı yöneteceksin ve 20 yıl yaşayacaksın. Erkek cevap verdi : Allahım erkek olmak için 20 yıl yetmez. Lütfen bana eşşekten artan 20 yılı, köpekten artan 15 yılı ve maymunun 10 yılını da ver...
Allah bunu kabul etti ve erkek 20 yıl erkek olarak yaşadı, sonra evlendi ve 20 sene eşek olarak sabahtan akşama kadar çalıştı ve ağır yükleri taşıdı. Sonra çocukları oldu ve 15 yıl köpek gibi yaşadı, evi korudu, aileden artanları yedi. Sonra ilerleyen yaşında 10 yıl maymun olarak yaşadı, gibi davrandı ve torunlarını eğlendirdi.
Bugüne kadar böyle geldi.

83

Papağan

iş adamı Temel Amerika'ya gider, işlerini bitirdikten sonra alış veriş merkezlerinde
dolaşmaya başlar. Pet shoplardan birinde akıllı ve hazır cevap bir papağan görür,
papağanla biraz sohbet ettikten sonra yetkiliye gider ve papağanı satın almak istediğini söyler.
Satıcı papağanın satılık olmadığını söyler fakat Temel bir türlü vaz geçmez
paraysa para illaki bunu bana satacaksınız diye israr eder.
Satıcı bakmış kurtuluş yok Temel'e, bak bizde papağanın dört tane yumurtası var
bu yumurtaları sana verelim hem daha ucuz olur hemde dört tane birden papağanın olur demiş.
Temel biraz düşünüp kabul etmiş. Trabzona döner dönmez hemen yumurtaları kuluçkaya yatırmış.
Bir süre sonra yumurtalar çatlamaya başlamış. Birinciden civciv,
ikinciden güvercin, üçüncüden muhabbet kuşu, dördüncüden ise ördek çıkmış.
Temel bu işe epey bozulmuş. Bir kaç ay sonra Temel yine Amerikaya gitmiş,
işlerini bitirince doğru papağanın olduğu dükkana gitmiş.
Papağan Temeli uzaktan görür görmez başlamış kahkahalar ile gülmeye.
Temel ne güleysun ula demiş. Papağan niye gülmiyeyim,
New York'da herkes senin enayiliğini konuşuyor deyince Temelde,
oda birşeymi ulan Trabzonda herkes senin fahişeliğini konuşuyor demiş.

84

Böcek


Temel eczaneye giderek böcek ilaciniz varmi diye sormus. Tesadüfen eczacida karadenizliymis hemserum böceginin hastaligi nedur demis.

85

Deprem


Allah cennet te melekler huriler ile sohbet ediyormus, abi hayat sarabindan neyim içip eglenip gülüyorlarmis, tam o sirada haberci
hizla içeri girip yüce efendimiz yüce efendimiz, Amerika da deprem oldu demis. Allah hiç yerinden kalkmadan tamam tamam demis ve sohbete devam etmis. Ayni haberci 5 dak. Sonra yine hizla içeri girip soluk soluga yüce efendimiz Japonya da deprem oldu demis. Tabi Allah yine hiç istifini bozmadan sohbete devam etmis. Ayni haberci melek, bu kez Türkiye ,de deprem oldu diyerek içeri girmis ve Allah bu kez aniden yerinden firlamis ve tamam hemen is basina demis. Tabiki bu kez etrafindakiler sormuslar efendim Amerika ya bir sey demediniz, Japonya ya hiç orali olmadiniz niye Türkiye ye böyle tepki verdiniz diye sormuslar. O da Amerikalilar sistemli adamlar islerini hallederler hem de güçlü bir ülke, Japonlar ise çaliskan teknolojik adamlar dir, onlar da sorunlarini asarlar. Ancak Türkiye ; derinden bir aaahh çekip simdi onlar her isi bana havale etmislerdir, gidip isime bakayim demis

86

Don İle Atlet

Garip bir tasrali istanbulda Don ve atlet satarak ailesinin geçimini saglamaktadir.Yine günlerden bir gün yol kenarinda Don 10 lira Atlet 10 lira diye bagirarak don ile atlet satmaktadir.
Firlama bir delikanli isportaciyla dalga geçmek için günde yüz defa yanindan gelip geçip adami mesgul ediyor ve adama : Ya Amca don kaça atlet kaça diye her zaman ayni soruyu sormaktadir ve firlama delikanli bunu her allahin günü yapmaktadir ve hiç bir sey almadan geçip gitmektedir.Garibim isportaci müsteri velinimettir diye her defasinda ayni delikanliya don 10 lira atlet 10 lira cevabini vermektedir.Firlama delikanli yine gelir ve don kaça atlet kaça diye yine sorunca isportaci don 5 lira atlet 10 lira der.Delikanli sasirir ulan demin don 10 liraydi simdi donu niye indirdin deyince isportaci söyle der : DONU NIYEMI INDIRDIM ÇÜNKÜ ANANANI MIKECEMDE ONDAN...

87

TEMEL ILE DURSUN


Temel ile Dursun güzel bir bahar gününde köyün yüksek bir tepesine çıkmışlar. Manzaranın keyfini çıkarırken
birden Temel'in gözü içerisinde ineklerin otladığı köyün mezarlığına ilişmiş. Dursun'a dönmüş ve:
- Ula Tursun! Sende pirgün öleceksun, sonra seni aha su mezarluga
gömeceguz. Orada topraga karisacaksun. Sonra ot olarak
yeniden büyüyeceksun. Sonra seni su inek yiyecek. Sonra da seni sıçacak.
Bende o pokun yanuna gidecegum ve diyecegum ki "Ula Tursun!!
Neydiiin ne oldin?"
Tabii Dursun önce şaşırmış ne diyecegini. Sonra o da Temel'e
dönmüş:
- Ula Temel sende pirgün öleceksun. Seni aha su mezarluga
gömeceguz. Orada sende toprak olacaksun. Sonra ot olarak
püyüyeceksun. Sonra seni su inekler yiyecek. Sonra seni sıçacaklar.
Bende o pokun yanuna gidecegum ve diyecegumki "Ula Temel! Sen hic degismeyeceksun!!!"

88

CEMAL ABİ

Temel,dursun ve cemal Trabzonda bir kahvede otururken televizyonda cüneyt arkının bir filmi oynuyormuş temel ile dursun aralarında ula temel şu adam furduğini düşiriği .dursun;bir görsem gözlerinden öpeceğum onu demiş . tak oradan cemal atlamış ula demiş o benim arkadaşum , ötekileri hadi canım sende demişler cemalde apar topar almış ikisinide gelmişler İstanbula birde bakmışlar hakattande arkadaşıymış temel ile dursun helal sana cemal demişler apar topar dönmüşler Trabzona yine kahvede oturmuşlar televizyonda fenerbahçenin maçı varmış Temel yine dursuna ;ula dursun şu rıdvan ne piçum oynuyor payuliyorum demiş Dursun;ula onu görsem gözlerinden öpeceğim demiş . tak cemal yine atlamış ula bu benim en iyi arkadaşimdur demiş ötekileri oha canım sen naereden tanıyacan rıdvanı demişler bunlar yine gelmişler İstanbula birde bakmışlar harbidende arkadaşı helal sana cemal demişler dönmüşer trabzona yine kahvede otururlarken temel dursunun kulağına;pak şimdu oyle pirşey sıkacağumki cemal hemen atlayacak demiş ve ula demiş şu bush a bayılıyorum adam tek başına koca ülkeyi yönetiyo demiş. tak cemal atlamış ula oda benim en iyi arkadaşım demiş ötekiler ula adam taa amerıkada sen trabzondasın demiş bunlar atlamışlar gelmişler beyaz sarayın önüne görevli no demiş cemal ula siz burda bekleyin ben size şu pencereden el sallayacağum demiş aradan yarım saat geçmiş hakikattende pencereden iki kişi el sallıyormuş temel dursuna ula dursun habu cemaldirde yanındaki bushmudur acaba demiş dursunda birini çevirip soralım demişler o sırada bir tane amerikalı zenci geçiyormuş çevirmişler bunu demişler şurada duran iki kişiden sağda duran kimdir demişler zencide valla onu bilmiyorum ama bu CEMAL ABİ

89

ANNE

Süpermarkette alışveriş yapmakta olan genç adam, kendisini
takip etmekte olan yaşlıca bir hanımı farkeder. Kadını görmezlikten
gelse de, kadın dikdik bakmaya devam eder. Nihayet kasa önünde kuyruga
gelirler. Kadın adamın bir kaç sıra önüne düşmüştür. "Özür dilerim" der kadın"..böyle dik dik bakmam sizi rahatsız etmiş olmalı.. üzgünüm. Ama geçenlerde ölen oğluma o kadar benziyorsunuz ki..." "Bunu duyduguma üzüldüm," diye cevap verir genç adam "Sizin için yapabilecegim birşey var mi?" "Evet," der kadın, Şimdi ben dışarı çıkarken 'Güle güle , anne!' diye seslenebilirmisiniz bana? Bu bana iyi gelecek." "Tabii ki," diye cevap verir genç adam.Yaşlı kadın
çıkarken genç adam ona el sallar ve 'Güle güle , anne!." diye bagırır.
Birisini mutlu etmenin derin hazzı içinde kendi kendine gülümser.
Kendini çok iyi hisseder. Ödeme sırası kendine gelince kasanın 127 dolar yazdıgını görür. "Bu nasıl olur?" diye sorar kasiyere "alt tarafi üç
parça bir şey aldım!." Kasiyer gayet sakin "Anneniz, onun hesabını da sizin
ödeyeceginizi söyledi.."

90

AYNI YAŞTA TEĞİL MİDUR?

Temel yaşlanmış ve sol ayağı devamlı ağrımaya başlamıştır. Ağrılara dayanamayan Temel günün birinde doktora gitmiş :
-Eyi çünler toktor pey.
-Buyrun size nasıl yardımcı olabilirim.
-Pir şiçayetum vardur.
-Anlatın sizi dinliyorum.
-Haçan pubenim sol ayağım tevamli olarak ağrımaktadır.
Temeli kısa bir süre inceleyen doktor teşhisini koyar.
-Efendim sizin sorununuz yaşlılıktan meydana gelmektedir. Yani ayağınızda romatizma vardır. Doktorun bu teşhisini duyan Temel :
-Ula toktor pey madem öyle diyeysunuz ama penum sağ ayağım hiç ağrımıyor o da öbür ayağımla aynı yaşta teğil midur.?????


91

ALMANYA

Bir gün Temelin aklına esmiş ve herkese :
-Almanya'ya gidicem, deyip eve saklanmış.Karısına da tembih edip :
-Kimseye evde olduğumu söyleme, demiş.
Ertesi gün Temel'e ihtiyacı olanlar gelmiş Temel'in evine karısına sormuş.Karısı da :
-Yok, demiş.Almanya'da, demiş.Bunu duyan Dursun hıncı olan Temel'in karısının yanına gitmiş ve bunu temiz bir dövmüş.Temel de evde saklandığı yerden Dursunun karısını dövdüğünü görünce :
-Ulan Tursin Almanya'da olmasaydım seni öldürürdüm, demiş.

92

MİT

Birgün dünyanın Gizli servisleri arasında yarışma yapılacakmış CIA'den, KGB'den ve bizim MIT'ten de katılanlar olmuş. Yarışmaya katılanlara bir odaya girecekleri ve odadaki çuvala bir sekilde kendilerini paketleyecekleri söylenmiş. Bütün yarışmacılar tamam deyip sırayla girmeye başlamışlar. İlk önce CIA'yinki odaya girip paketlemis kendini. Peşinden giren juri uyesi çuvalı tekmelemis ve çuvaldan: - Hav hav diye ses gelmiş. Juri üyesi inandıgını söyleyip odadan çikmış. Arkadan KGB'ninki girmiş. Aynı şekilde kendini paketlemiş Juri üyesi gene tekmelemiş çuvalı bu sefer: - Miyav Miyav, diye ses gelmiş Tamam demiş adam. Arkadan MIT'in ki girmiş aynı şekilde yapmış. Adam gene tekmelemiş: Ses yok bi kaç defa tekmelemiş I-ih gene ses yok. Çuvalı duvarlara vurmaya baslamış en sonunda cuvaldan: - Patates ulan patates diye ses gelmiş.

93

ANADOLU YOL İSTİYO

Temel b gün otobanda, Anadol marka arabasüyla gidiyormuş. Aksilik bu ya arabanın arızalanacağı tutmuş. Ne yapsın? Çaresizce çekmiş emniyet şeridine ve beklemeye baslamış. Epey bi süre bekledikten sonra gürültüyle, bir arabanın hemen yanında durduğunu görmüş. Son model bir FERRARI ve içinde garnd tuvalet, kara güneş gözlükü, saçları joleli, traşlı ve kısacası varlıklı ve cok zengin olduğu her halinden belli olan bi adam hafifce eğilerek seslenmiş:
-Hemşerim! istersen otobanın sonuna kadar seni yedeğe alıp çekim! Çaresiz Temel elbette kabul etmiş. Bağlantıları yapmışslar ve sonkontrolleri de yaptiktan sonra zengin sürücü : -Arkadaş bak, ben de hız hastalığı vardır, eğer dalğınlıkla hızımı arttırırsam sen arkadan selektör yaparsın ben de yavaşlarım olur mu?, demiş. Temel buna anlam verememiş ama yinede :
-Peki!, demiş. Nihayet yola koyulmuşlar. Önde FERRARI ve arkasında ANADOL bir süre sakince yol almışlar. Ama bi sure sonra da Temel adamın neden bahsettiğini anlamış. 60 km/h..... 80km/h..... 120km/h.....150km/h derken Temel bakmış olacak gibi değil. Direksiyon zangırdamaya motordan boğuk sesler gelmeye baslayınca Hemen hatırlamış ve öndeki sürücüye selektör yapmaya başlamış. Selektörü farkeden sürücü de durumu anlayıp yavaşlamış. 150km/h....120km/h..... 60km/h. Ancak gel zaman git zaman bi sure sonra öndeki sürücü yine kendini kaptırıp hızlanmaya başlayınca Temel bu sefer atik davranmış ve malum. Bu olay birkaç defa daha tekerrür etmiş. Uzun bi sure sakince yol almışlar. Ta ki büyük bir gürültüyle Temel'in yanından geçip öndeki FERRARI`nin yanına yanaşan son model LAMBORGINI`nin şoförü FERRARI`nin şoförune kapkara gözluklerinin üzerinden bakıp :
-Kapisalım mı Moruk! 140 km ilerideki benzinciye son varan. İlk gelenin deposunu fuller. Ne dersin? FERRARI`nin sürücüsü.
-Pekala, paraları hazırla. Çünki kaybeden sen olacaksın, demiş ve başlamışlar yarışa 80 km/h.... 120km/h..... 200km/h.... 280km/h.... Tam bu sırada helikopter ile otobanın üzerinde trafik denetleme devriyesi gorevini yapmakta olan Dursun durumu farkeder ve eline telsizi alarak şu mesajı geçer...
-Alo... Alo.. Breykk... Uçan Hamsi`den tüm ekiplere... Şu anda otoyolun 85. mevkiinde seyir halinde olan üç araba otoban emniyetini bozacak şekilde aşırı hız yapii... Arabaları tanımlıyorum. FERRARI-LAMBORGINI-ANADOL.... FERRARI ile LAMBORGINI kapışii, Arkadan ANADOL gecmek için yol istii

94

Mühendis Akli
Bir rahip, bir doktor ve bir mühendis golf sahasinin bosalmasini beklemektedirler.
Mühendis:" Bu adamlar ne yapiyor böyle, 15 dakikadir bitirmelerini bekliyoruz."
Doktor: "Bilmiyorum ama hiç böyle bir saçmalik görmedim."
Rahip: "Iste görevli geliyor, onunla konusalim."
Rahip: "Merhaba, Su anda sahada olan grup ne zaman çikacak, neden bu kadar yavaslar?"
Görevli "Evet onlar kör itfayeciler. Klübümüzde geçen sene çikan yanginda gözlerini kaybettiler. Bu yüzden istedikleri zaman burada ücretsiz oynamalarina izin verildi.
Rahip: "ne kadar üzücü, bu aksam onlar için dua edecegim."
Doktor: "Çok güzel bir fikir, ben de hastanedeki doktor arkadaslarla konusup onlar için bir seyler yapabilir miyiz diye bakacagim."
Mühendis: "Bu adamlar neden geceleri oynamiyorlar?"

95

Yeni isim
Dursun mahkemeye gider ve Hakime ;Efendim Adimi
degistirmek istiyorum cünki herkez benimle alay ediyor
der. Hakim sorar...
-Adin ne bakayim senin ?
-Dursun cöt. Hakim dursuna hak verir...
-Dogru isminden utanman normal ,Peki yeni isminin ne olmasini istiyorsun?
-Idris cöt.

96

Temel ile Kralin Ati
Bir kral vardi ve bununda sevdigi cok guzel bir beyaz ati var imis.Fakat bu at hic gulmezmis ki kral da buna hep cok üzulur.Bunun üzerine kral bir karar verdi ve `Her kim benim atimi guldure, bir oda dolusu altini ala ancak güldurmeyi beceremeyen kisinin kellesi kopa` der.Tabii fikranin bundan sonrasinda butun halk ati guldürmek icin siraya girsin ancak kimse ati gülduremesin ve kafalari ucmus`. Sonra tabi bizim asil kisi Temel geldi ve denemek ister, kapida ki bekci buna girme kardes senin de kellen ucar dediyse de bizim Temel ona `Yok ben mutlaka denemek istiyorum` diye cevap verecek. Bizim Temel israr edince peki o halde ne halin varsa gör demis kapici ve iceri soktu. Bizim Temel ata yaklasir ve kulagina birseyler fisildiyor ve at basliyor gülmeye, kralda verdigi sözü tutar ve bir oda dolusu altini bizim Temel'e verirmis. Bu at bir hafta iki hafta hic gülmezde güler ,artik kral bundan bikar ve der ki ,yahuu bu ati güldureni bulun ve bu ati tekra susturabilirse tekrar ona bir oda dolu altin verecegim dedi. Tabii vezirler ararlar ve Temel'i bulurlar. Kral bizim Temel'e der ki sen bu ati sustur sana tekrar o kadar altin verecagim. Temel tekrar atin yanina gitti , yani atin odasina ve bir kac saniye sonra at susmus. Kral tabii buna verdigi sözü yerine getirir ve buna bir oda dolusu altin verdi ve fakat kral cok merak ediyor ve sorar , bu ati hic kimse ne güldüre bildi ne de sustura bildi ,sen bu ata ne yaptin veya dedin de at hem gülmeye basladi ve sonrada sustura bildin benim atimi. Bizim Temel tabii kralim siz istersiniz de ben size demem mi ne dedim ve ne yaptigimi der ve aciklar.
- Ben bu ati güldürmek icin kulagina benim seyim seninkinden buyuk dedim ,at da basladi gulmekden yerlere yatmaya ..... sonrada actim gosterdim ve at'da susdu diyor ve fikra iste bole nihayete erer. :-o

97

Muhtar
Temel gece eve cok sarhos gelmis, üstelik kendi üzerinede hatiri sayilir sekilde kusmustur.
Karisina karsi durumu idare etmek icin ;
-Ula kari, muhtar bugün icti icti sonrada Pantolonima kusti.
Karisi Pantolonu alip yikamaya gider az sonra sesi duyulur.
-Ula Temel muhtar üstüne kusmakla kalmamis pantolonuna da sicmistir.

98

Nasreddin Hoca ve Balik
Hoca yolculuk sirasinda mola verip bir hana girer, bu sirada hana bir baska yolcu daha girer ve ikisi birden hancidan yiyecek birseyler isterler. Fakat hanci yiyecek olarak sadece bir balik oldugunu söyler ve bunu paylasmalarini önerir. Bunun üzerine hoca 'ben baligin sadece basini yiyecem' der. Hanci bunun nedenini sorar, hocada 'balik basi zekayi arttirir,balik basi yiyen insan akilli olur' der. Bunun üzerine diger yolcu hemen atilir ve hocaya 'balik basini niye sen yiyeceksin, ben yemek istiyorum' der. Hoca da itiraz etmez ve baligin koca gövdesini hoca yer ve bir güzel karnini doyurur, diger yolcu ise sadece baligin basini yer ve sonra hocaya seslenir 'sen koca gövdeyi yedin karnini doyurdun ben sadece kafayi yedim aç kaldim ' der Hoca da bunun üzerine sunu der 'Bak nasil akillandin'

99

Köprü
Ücüncü Bogaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den olusan bir konsorsiyum almis. Tam açilisin yapilacagi sirada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yikilmis. Japon; 'gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarim' diyerek harakiri yapmis.
Amerikali; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yikildi' diyerek tabancasini çekip intihar etmis.
Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanindakilere dönmüs: '
'Iyi ki çimento koymamisim, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...'

100

3. Dunya Savasi
Hitler ve Stalin bir barda oturmaktadirlar. Bir adam içeri girer ve barmene bunlar Hitler ve Stalin degil mi diye sorar.
Barmen "Evet, onlar" der. Sonra adam onlara dogru yürür ve sorar: "Selam, ne yapiyorsunuz?" Hitler cevaplar:
"3. Dünya savasini planliyoruz." Adam sorar. "Gerçekten mi? Neler olacak?"
Hitler:"Bu sefer 14 milyon yahudiyi ve bir bisiklet tamircisini öldürecegiz" der.
Adam sorar: "Bir bisiklet tamircisi mi???!" Hitler Stalin'e döner ve der ki:
"Gördün mü, sana kimsenin 14 milyon yahudiyi takmayacagini söylemistim!"
 
  • Beğen
Tepkiler: " Tehlike " ve ebuş...


Praetor

Praetor

Emekli Yönetici
Güzel fıkralar ama baştan aşağı bir el atmak gerekti be Ozan :D
 
ebuş...

ebuş...

Üye
ooo bunların hepsini okumak ömür ister :D baya bi okudum ama..:islik
 
izmirligenc

izmirligenc

Üye
saol varol seneye bitiririm ins:ehe
 
Ersin Oktay

Ersin Oktay

Üye
Günde 1 tane artık :kop: sağol dostum ;)
 
werarce

werarce

Üye
eline saglik hepsini okuyamadim daha aama guzel
 
Praetor

Praetor

Emekli Yönetici
Konu ile alakalı etiketler: baba ocuguna sordu akam burda ne oldu sende ben evliyim dedin uzak durun:hmmm
 
futbol123

futbol123

Üye
saolasın ama çok uzun yarısını okuyabildim
 
Love Prince

Love Prince

Üye
süper fıkralar :ehe
 


Üst Alt