Del Rey
Üye
Forumdan ve Symbian Türkiye'den Biraz Uzaklaşmaya Karar Verdim
Daha önce Symbian Türkiye 'Bir Parçamız Olun' isimli proje ile bir ekip toplamıştım. Bu ekip sayesinde ben olmasam bile ST kendini devam ettirebilecekti. Şimdi ne kadar doğru bir karar verdiğimi anlıyorum.
Forumdan ve ST'den birazcık uzaklaşmaya karar verdim. Tamamen değil elbette, arada girip birşeyler yazacağım. Yalnız, zamanımın çoğunu, okul başlayana kadar, Luke Jailer olarak şarkı yazıp söylemek ile geçireceğim. Aklımda olan bir albüm çıkarma işi bile var ve hayatımda çok mutlu olduğum 2 haftalık kısa bir dilimi anlatıyor. Hatta birkaç şarkı için kafamdaki melodiler hazır, sözlerini yazmaya da başladım. Hayatımdan bir kesit anlatıldığı için isimleri ve konularını belirlemek benim için çok zor olmadı. Artık bu albüm mü olur, birkaç amatör şarkının birleşiminden meydana gelen bir grup mu olur bilmiyorum. Eğlenmek için yapıyorum.
1. Bees
2. Blue Eyed Monster
3. Eyes on Fire - BAŞLADIM
4. The Light Bringer - BAŞLADIM
5. 10 KM Walkers - BAŞLADIM
6. Sleeping on Your Shoulder
7. The Boy in Black And White
8. Waiting for The Time
9. Without You
10. Used To Live In A Big City
Bees nasıl tanıştığımız ile ilgili bir şarkı. O gün ile ilgili hatırlayabildiğim en keskin şey ikimizin de arılardan nefret ettiğidir. Ancak o gün hiç konuşmadığımızı da hatırlıyorum elbette.
Blue Eyed Monster Onunla geçiremediğim günlerde sıkıntıdan patlamak üzereyken birden hayatımın bir kısmının tamamen "o" odaklı olmasını anlatıyor. Deniz ile alakası da var elbette.
Eyes on Fire'da ikimizde cesur olmaya çalışıyorduk.
The Light Bringer'daysa... Şey aslında bu kısımda arkadaş olabilmek için ardı arkası kesilmeyen dualarımdan bahsediyorum. Yine de bu şarkı albümün anlatmak istediği konunun biraz daha dışına çıkan bir şarkı. Hatta sözlerinden küçük bir kısım: "Some says Prometheus, Lucifer; But I prefer The Light Bringer"
10 KM Walkers arkadaşlığımızın asıl başlangıcını anlatıyor.
Sleeping on Your Shoulder... 10 Kilometre yürüyüşten sonra yorulmamak imkansızdır. Şarkı ismi bir ipucu veriyor olsa gerek, burada hayallerden bahsediyorum.
The Boy in Black and White'da farkında değiliz ancak son yüz yüze görüşmemiz. Eğlence, sonlara doğru yavaşlayan müzik. Summertime Sadness tarzında bir şarkı..
Without You ise ona çok yakınken onsuz geçen zaman diliminden bahsediyorum. En yavaş şarkılardan biri.
Used to Live In A Big City ile birlikte ondan uzaklaşıyorum ve alışmaya başlıyorum.
Dediğim gibi, Luke Jailer olup adımı, sesimi, hayat hikayemi değiştireceğim. Geriye kalan tek şey bazı şarkıların sözlerini tamamlamak ve ilk kayıtları yapmak. Sonra iyileştirmek, geliştirmek, eğlenmek. Tamamen amatörce şimdilik, belki hoşuma giderse ortaya çıkan şey; bu sefer de sesi düzenlemek yerine profesyonel yardım alabilirim :/ Şimdilik birkaç kişiden yardım almaktayım.
Artık 1 senede mi ortaya çıkar 1.5 senede mi ondan hiç emin değilim Belki de hoşuma gitmez şarkılar hiç çıkmaz demo olarak kalır. Yine de bir uğraş buldum, zamanımı geçirebileceğim eğlenceli bir aktivite ve anıları da gözden geçiriyorum. Güzel, biraz da bunu deneyeceğim, bu sayede hem de bilgisayardan biraz uzaklaşırım. Sonra zaten dersler var, onlara da özellikle çalışmak lazım.
Grafikerliği, şarkı söylemeyi, resim çizmeyi, bahçe işleriyle uğraşmaya bayılıyorum. Bu yüzden de Hukuk okuyacağım. Sıfır ironi
Kendinize iyi bakın dostlar, iyi arkadaşlarım oldu burada. Kuzucuklar, anacıklar ve nefret ettiğim kabak kafalar... Hoşçakalın...
Yine de bugün ve yarın buradayım.
Forumdan ve ST'den birazcık uzaklaşmaya karar verdim. Tamamen değil elbette, arada girip birşeyler yazacağım. Yalnız, zamanımın çoğunu, okul başlayana kadar, Luke Jailer olarak şarkı yazıp söylemek ile geçireceğim. Aklımda olan bir albüm çıkarma işi bile var ve hayatımda çok mutlu olduğum 2 haftalık kısa bir dilimi anlatıyor. Hatta birkaç şarkı için kafamdaki melodiler hazır, sözlerini yazmaya da başladım. Hayatımdan bir kesit anlatıldığı için isimleri ve konularını belirlemek benim için çok zor olmadı. Artık bu albüm mü olur, birkaç amatör şarkının birleşiminden meydana gelen bir grup mu olur bilmiyorum. Eğlenmek için yapıyorum.
1. Bees
2. Blue Eyed Monster
3. Eyes on Fire - BAŞLADIM
4. The Light Bringer - BAŞLADIM
5. 10 KM Walkers - BAŞLADIM
6. Sleeping on Your Shoulder
7. The Boy in Black And White
8. Waiting for The Time
9. Without You
10. Used To Live In A Big City
Bees nasıl tanıştığımız ile ilgili bir şarkı. O gün ile ilgili hatırlayabildiğim en keskin şey ikimizin de arılardan nefret ettiğidir. Ancak o gün hiç konuşmadığımızı da hatırlıyorum elbette.
Blue Eyed Monster Onunla geçiremediğim günlerde sıkıntıdan patlamak üzereyken birden hayatımın bir kısmının tamamen "o" odaklı olmasını anlatıyor. Deniz ile alakası da var elbette.
Eyes on Fire'da ikimizde cesur olmaya çalışıyorduk.
The Light Bringer'daysa... Şey aslında bu kısımda arkadaş olabilmek için ardı arkası kesilmeyen dualarımdan bahsediyorum. Yine de bu şarkı albümün anlatmak istediği konunun biraz daha dışına çıkan bir şarkı. Hatta sözlerinden küçük bir kısım: "Some says Prometheus, Lucifer; But I prefer The Light Bringer"
10 KM Walkers arkadaşlığımızın asıl başlangıcını anlatıyor.
Sleeping on Your Shoulder... 10 Kilometre yürüyüşten sonra yorulmamak imkansızdır. Şarkı ismi bir ipucu veriyor olsa gerek, burada hayallerden bahsediyorum.
The Boy in Black and White'da farkında değiliz ancak son yüz yüze görüşmemiz. Eğlence, sonlara doğru yavaşlayan müzik. Summertime Sadness tarzında bir şarkı..
Without You ise ona çok yakınken onsuz geçen zaman diliminden bahsediyorum. En yavaş şarkılardan biri.
Used to Live In A Big City ile birlikte ondan uzaklaşıyorum ve alışmaya başlıyorum.
Dediğim gibi, Luke Jailer olup adımı, sesimi, hayat hikayemi değiştireceğim. Geriye kalan tek şey bazı şarkıların sözlerini tamamlamak ve ilk kayıtları yapmak. Sonra iyileştirmek, geliştirmek, eğlenmek. Tamamen amatörce şimdilik, belki hoşuma giderse ortaya çıkan şey; bu sefer de sesi düzenlemek yerine profesyonel yardım alabilirim :/ Şimdilik birkaç kişiden yardım almaktayım.
Artık 1 senede mi ortaya çıkar 1.5 senede mi ondan hiç emin değilim Belki de hoşuma gitmez şarkılar hiç çıkmaz demo olarak kalır. Yine de bir uğraş buldum, zamanımı geçirebileceğim eğlenceli bir aktivite ve anıları da gözden geçiriyorum. Güzel, biraz da bunu deneyeceğim, bu sayede hem de bilgisayardan biraz uzaklaşırım. Sonra zaten dersler var, onlara da özellikle çalışmak lazım.
Grafikerliği, şarkı söylemeyi, resim çizmeyi, bahçe işleriyle uğraşmaya bayılıyorum. Bu yüzden de Hukuk okuyacağım. Sıfır ironi
Kendinize iyi bakın dostlar, iyi arkadaşlarım oldu burada. Kuzucuklar, anacıklar ve nefret ettiğim kabak kafalar... Hoşçakalın...
Yine de bugün ve yarın buradayım.