Temperature
Üye
V.J.
Bazı sporcular yaptıkları sporun kaderini değiştirmişlerdir. Michael Johnson, 200 ve 400 metre’nin görüldüğü kadar uzun mesafeler olmadığını inandırdı insanlığa.Tiger Woods, bir golf sopasının sihirli eller tarafından tutulduğunda neler yapabileceğini gösterdi. Michael Schumacher, motor sporlarını izlerken bile insanların koyu bir taraftar olmasını sağladı. Michael Jordan, basketbolun sadece parke üstünde oynanmadığını öğretti herkese. Birçok spor dalında özel oyuncular sayabiliriz yaptıkları ve öğrettikleri ile...
Bayan basketbolunda ise bu ünvanı Vickie Johnson’a vermek istiyorum. Belki ondan daha eski oyuncular var, hatta ondan çok daha fazla başarı kazanmış oyuncular. Lisa Leslie, Sheryl Swoopes, Cynthia Cooper gibi isimlerde efsaneleşmiş isimlerdir ama ben kendi iz bırakanlar listemin başına Vickie Johnson’ı koymak istiyorum. Nedeni aslında belli. Onu canlı izleme fırsatını buldum. Bu nedenle yeri hep ayrı olacak benim için. Eminim ki her bayan basketbolunu seven insan içinde öyledir. 38 yaşına gelmesine rağmen hala çok üst düzey performans verebilmesi ise efsaneleştirilebilen oyuncuların yapabileceği birşey. Şuan Türkiye’de oynaması ve geldiği andan itibaren Kayseri TED’in kaderini değiştirmesi ile kendinden bahsedilmeyi sonuna kadar haketti.
Kupasız Efsane Olabilmek
Aslında Vickie Johnson’ın şuana kadar WNBA’de şampiyonluğu bulunmuyor. Hani herkesin elde etmek arzusunda ki o kupa. NBA yada WNBA farketmez. Herkes zirveye ulaşmayı arzular. Sporda bir unvan elde etmek çok şeye bedel oluyor. Ama Vj, bunu başaramadı. Hem New York Liberty’de, hemd e San Antonio Silver Stars’ta buna yaklaştı ama son virajı bir türlü takım halinde dönemediler. Bu nedenle bir şampiyonluk yüzüğüne hep hasret kaldı. Aynı durum Türkiye sınırlarında da oldu. Galatasaray’ın bir türlü Fenerbahçe’yi geçememesi yüzünden ne Türkiye kupası madalyası, ne de lig şampiyonluğu kazanabildi. Cumhurbaşkanlığı Finalini ise sakatlığı yüzünden gelemediği için arkadaşlarının yanında olamadı. Bir madalya şansı daha kaçtı. Daha sonrası malum. O sene Galatasaray’da oynamadığı için Eurocup Kupası'nı da kaçırdı. Fırsatlar geldi ama olmadı. Bu senede Kayseri TED’de bir şampiyon görmesi pek mümkün gözükmüyor. Ama bazı oyuncular için büyüklüğü için hatta winner oyuncu apoletini takmaları için kupa kazanmalarına gerek yoktur. Vickie Johnson’da bu ender basketbolculardan. O nedenle yeri hep farklı olacaktır.
Galatasaray Dönemi
Çoğu kişi Vickie Johnson’ı Galatasaray’a geldiğinde tanıdı. İlk zamanlarını hatırlıyorum da yaşı nedeniyle her taraftan eleştiri geliyordu. Bu kadar yaşlı bir oyuncunun vereceği verimin de düşük olacağı tahmin ediliyordu. Ama her geçen hafta Vj kalitesini, yapabileceklerinin sınırsızlığını gösterdi. Işıl Alben, Sophia Young gibi gelişimini tamamlamamış oyunculara liderlik yapması bile kontrol ve idare etme yeteneğinin göstergesiydi. O takım, hiçbir kupada son adımı atamadı, ama hala akıllarda... Nedeni ise farklı bir takım olmalarından geçiyordu. Kimsenin görmediği, şahit olmadığı bir bağlılıkla gelen kupasız başarı... Çok az oyuncu ile yapabileceklerinin maksimumu yapmaya gayret eden bir takım. Sahadaki komutanda Vickie Johnson. Herkes hatırlar muhtemelen, playoff finallerinin ilk maçının sonunda Vickie’nin Fenerbahçe bencinin önüne bıraktığı topu. Böyle karakter gösterilerini yapmak cesaret ister, liderlik ister. Hepsi bu yaşlı kurtta fazlası ile vardı. Onun başı çektiği takımda asla unutulmadı, unutulmayacakta.
Panküp Kayseri Günleri
Günümüze geldiğimizde ise Vickie Johnson 1.5 yıl sonra tekrar Türkiye topraklarına ayak bastı. Bu sefer yer İstanbul değil, Kayseri. Zaten Avrupa kariyerinde de çok fazla sabit bir takımda kalmamasından dolayı buraya gelişi de kimseyi şaşırtmamıştı. Yeni yer, yeni takım ve öğretilecek birçok bilgi. Takıma gelir gelmez etkisini de gösterdi. Vickie, geldiğinden beri Panküp Kayseri oynadığı 7 maçın 5’ini kazandı. Kaybettiği 2 maç ise ligin zirvesinde bulunan 2 takıma karşıydı. Takımda zaten şuan 4. sırada bulunuyor. Bunların hiçbiri tesadüf değil. Daha da ilginç bir ayrıntı takımın uzun oyuncusu Latoya Pringle, Vickie Johnson gelmeden önce çıktığı 11 maçta sadece 1 kez 20 sayıyı geçebildi. Ama tecrübeli guard Vj geldiğinden beri oynadığı 7 maçın hepsinde 20 sayı ve üstünde skor attı. Bununda tesadüf olmadığı bir gerçek. Bunca istatistik artısının yanında istatistikle açıklanamayacak katkıları olduğunuda düşünüyorum. Tabi unutmadan bu oyuncunun yaşının 38 olduğunu tekrar hatırlatmakta fayda var.
VJ=Profesyonel
Yaşı ne olursa olsun kendine olağan üstü baktığı da bir gerçek. Bu da apayrı bir profesyonellik göstergesi. Nice genç oyuncular erken yaşta basketbolu bırakırken, artık 40’ına gelmek üzere olan bir oyuncunun hala sahada olmasıda herşeyin ötesinde özverinin göstergesi. Böyle oyuncular az geliyor. Ne mutlu ki Türkiyede 1.5 yılını geçirmiş bir efsaneyi insanlar izleme fırsatı buldu. Eğer bayan basketbolu biraz geliştiyse bunda Vickie Johnson gibi özel oyuncuların payı çok fazla. Kim bilir yine Türkiye’de zamanı geldiğinde onu koç koltuğunda görebiliriz.. İşte bu cümleyi yazdırabilecek kadar farklı biri o...
Not: Katie Douglas, WNBA resmi sitesine Türkiye’de ki günleri ile ilgili birkaç video paylaşmış. İzlemek isteyenler için linkini altta belirttim. Böyle oyuncuların Türkiye’yi tanıtmaları, önemli maçlarda ki taraftar potansiyelini göstermeleride bence önemli. Zaten iyi olan imajımızı, daha da iyi duruma getirecektir böyle videolar.
Bayan basketbolunda ise bu ünvanı Vickie Johnson’a vermek istiyorum. Belki ondan daha eski oyuncular var, hatta ondan çok daha fazla başarı kazanmış oyuncular. Lisa Leslie, Sheryl Swoopes, Cynthia Cooper gibi isimlerde efsaneleşmiş isimlerdir ama ben kendi iz bırakanlar listemin başına Vickie Johnson’ı koymak istiyorum. Nedeni aslında belli. Onu canlı izleme fırsatını buldum. Bu nedenle yeri hep ayrı olacak benim için. Eminim ki her bayan basketbolunu seven insan içinde öyledir. 38 yaşına gelmesine rağmen hala çok üst düzey performans verebilmesi ise efsaneleştirilebilen oyuncuların yapabileceği birşey. Şuan Türkiye’de oynaması ve geldiği andan itibaren Kayseri TED’in kaderini değiştirmesi ile kendinden bahsedilmeyi sonuna kadar haketti.
Kupasız Efsane Olabilmek
Aslında Vickie Johnson’ın şuana kadar WNBA’de şampiyonluğu bulunmuyor. Hani herkesin elde etmek arzusunda ki o kupa. NBA yada WNBA farketmez. Herkes zirveye ulaşmayı arzular. Sporda bir unvan elde etmek çok şeye bedel oluyor. Ama Vj, bunu başaramadı. Hem New York Liberty’de, hemd e San Antonio Silver Stars’ta buna yaklaştı ama son virajı bir türlü takım halinde dönemediler. Bu nedenle bir şampiyonluk yüzüğüne hep hasret kaldı. Aynı durum Türkiye sınırlarında da oldu. Galatasaray’ın bir türlü Fenerbahçe’yi geçememesi yüzünden ne Türkiye kupası madalyası, ne de lig şampiyonluğu kazanabildi. Cumhurbaşkanlığı Finalini ise sakatlığı yüzünden gelemediği için arkadaşlarının yanında olamadı. Bir madalya şansı daha kaçtı. Daha sonrası malum. O sene Galatasaray’da oynamadığı için Eurocup Kupası'nı da kaçırdı. Fırsatlar geldi ama olmadı. Bu senede Kayseri TED’de bir şampiyon görmesi pek mümkün gözükmüyor. Ama bazı oyuncular için büyüklüğü için hatta winner oyuncu apoletini takmaları için kupa kazanmalarına gerek yoktur. Vickie Johnson’da bu ender basketbolculardan. O nedenle yeri hep farklı olacaktır.
Galatasaray Dönemi
Çoğu kişi Vickie Johnson’ı Galatasaray’a geldiğinde tanıdı. İlk zamanlarını hatırlıyorum da yaşı nedeniyle her taraftan eleştiri geliyordu. Bu kadar yaşlı bir oyuncunun vereceği verimin de düşük olacağı tahmin ediliyordu. Ama her geçen hafta Vj kalitesini, yapabileceklerinin sınırsızlığını gösterdi. Işıl Alben, Sophia Young gibi gelişimini tamamlamamış oyunculara liderlik yapması bile kontrol ve idare etme yeteneğinin göstergesiydi. O takım, hiçbir kupada son adımı atamadı, ama hala akıllarda... Nedeni ise farklı bir takım olmalarından geçiyordu. Kimsenin görmediği, şahit olmadığı bir bağlılıkla gelen kupasız başarı... Çok az oyuncu ile yapabileceklerinin maksimumu yapmaya gayret eden bir takım. Sahadaki komutanda Vickie Johnson. Herkes hatırlar muhtemelen, playoff finallerinin ilk maçının sonunda Vickie’nin Fenerbahçe bencinin önüne bıraktığı topu. Böyle karakter gösterilerini yapmak cesaret ister, liderlik ister. Hepsi bu yaşlı kurtta fazlası ile vardı. Onun başı çektiği takımda asla unutulmadı, unutulmayacakta.
Panküp Kayseri Günleri
Günümüze geldiğimizde ise Vickie Johnson 1.5 yıl sonra tekrar Türkiye topraklarına ayak bastı. Bu sefer yer İstanbul değil, Kayseri. Zaten Avrupa kariyerinde de çok fazla sabit bir takımda kalmamasından dolayı buraya gelişi de kimseyi şaşırtmamıştı. Yeni yer, yeni takım ve öğretilecek birçok bilgi. Takıma gelir gelmez etkisini de gösterdi. Vickie, geldiğinden beri Panküp Kayseri oynadığı 7 maçın 5’ini kazandı. Kaybettiği 2 maç ise ligin zirvesinde bulunan 2 takıma karşıydı. Takımda zaten şuan 4. sırada bulunuyor. Bunların hiçbiri tesadüf değil. Daha da ilginç bir ayrıntı takımın uzun oyuncusu Latoya Pringle, Vickie Johnson gelmeden önce çıktığı 11 maçta sadece 1 kez 20 sayıyı geçebildi. Ama tecrübeli guard Vj geldiğinden beri oynadığı 7 maçın hepsinde 20 sayı ve üstünde skor attı. Bununda tesadüf olmadığı bir gerçek. Bunca istatistik artısının yanında istatistikle açıklanamayacak katkıları olduğunuda düşünüyorum. Tabi unutmadan bu oyuncunun yaşının 38 olduğunu tekrar hatırlatmakta fayda var.
VJ=Profesyonel
Yaşı ne olursa olsun kendine olağan üstü baktığı da bir gerçek. Bu da apayrı bir profesyonellik göstergesi. Nice genç oyuncular erken yaşta basketbolu bırakırken, artık 40’ına gelmek üzere olan bir oyuncunun hala sahada olmasıda herşeyin ötesinde özverinin göstergesi. Böyle oyuncular az geliyor. Ne mutlu ki Türkiyede 1.5 yılını geçirmiş bir efsaneyi insanlar izleme fırsatı buldu. Eğer bayan basketbolu biraz geliştiyse bunda Vickie Johnson gibi özel oyuncuların payı çok fazla. Kim bilir yine Türkiye’de zamanı geldiğinde onu koç koltuğunda görebiliriz.. İşte bu cümleyi yazdırabilecek kadar farklı biri o...
Not: Katie Douglas, WNBA resmi sitesine Türkiye’de ki günleri ile ilgili birkaç video paylaşmış. İzlemek isteyenler için linkini altta belirttim. Böyle oyuncuların Türkiye’yi tanıtmaları, önemli maçlarda ki taraftar potansiyelini göstermeleride bence önemli. Zaten iyi olan imajımızı, daha da iyi duruma getirecektir böyle videolar.
