Silinen Üye 2392690
Kapalı Hesap
Üç Kıtanın Son Hükümdarı: Ulu Hakan Sultan Abdülhamid Han
[h=5]“Sultan II. Abdülhamid, gerçek bir proje, politika, strateji ve reform adamıydı. Emperyalizme karşı Osmanlı’yı cesurca müdafaa eden ‘Son Kurtarıcı’ idi. O, döneminin Yavuz ve Kanuni’siydi. Ne ondan sonraki padişahlar ne de İttihatçılar Osmanlı’nın güç, itibar ve sınırlarını onun kadar koruyamadılar. Onu deviren İttihatçılar, bıraktığı büyük boşluğu doldurulamadılar; 33 yıl boyunca başarıyla kıyıya çektiği ve ayakta tuttuğu devleti ne yazık ki ani bir çöküşle tarih kabristanına defnettiler.”
Tanzimat’la başlayan modernleşme çalışmalarını, dinî-millî değerlere göre yeniden yapılandırıp devam ettirdi. Yatırımlarını, devleti modern bir yapıya dönüştürmenin temel basamakları olarak gördüğü alt yapıyı geliştirme ve halkın eğitim-kültür seviyesini artırma hedefi istikametinde yoğunlaştırdı. Ülke topraklarını siyasî, diplomatik, kültürel, haberleşme ve ulaşım kulvarından yeniden fethe girişti. Muazzam bir “siyasî ve kültürel ihtilâl”in mimarı oldu. Memleket topraklarını demir ve kara yolları, telgraf hatları gibi modern araçlarla ördü. Açtığı her kademeden okullarla Osmanlı’yı devletler arası platformda yeniden söz sahibi yapacak yeni nesiller yetiştirmeye önem verdi.
II. Abdülhamid yeniliğe, gelişime kapalı gerici bir padişah değil, vizyon sahibi reformist bir padişahtı. Jön Türkler ve İttihatçılar gibi hayalperest değildi.
Sultan Abdülhamid, ilan ettiği meşrutiyetle, açtığı okullarda yetişen asker ve bürokratlarla, gerçekleştirdiği imar-iskân ve alt yapı hizmetleriyle, Cumhuriyet’in ve modern Türkiye’nin temellerini ilk hazırlayanlardan birisidir. Eğer İttihatçılar gibi devletin varlığı ve geleceği ile kumar oynayıp devlet gemisini batırsaydı; Osmanlı, 20. Yüzyılı bile göremeden tarih sahnesinden silinebilirdi. Dolayısıyla, ortada ne “Türkiye Cumhuriyeti” adıyla bir devlet olurdu. Onun Türkiye Cumhuriyeti’ne iyilik ve ihsanları çok fazladır.
İsmail Çolak/Son Imparator
Prof. Dr. Erik Jan Zürcher/The Unionist Factor,Türkcesi : Milli Mücadelede İttihatçılık
Tarihci Ilhan Bardakçı / Imparatorluğa Veda[/h]
Tanzimat’la başlayan modernleşme çalışmalarını, dinî-millî değerlere göre yeniden yapılandırıp devam ettirdi. Yatırımlarını, devleti modern bir yapıya dönüştürmenin temel basamakları olarak gördüğü alt yapıyı geliştirme ve halkın eğitim-kültür seviyesini artırma hedefi istikametinde yoğunlaştırdı. Ülke topraklarını siyasî, diplomatik, kültürel, haberleşme ve ulaşım kulvarından yeniden fethe girişti. Muazzam bir “siyasî ve kültürel ihtilâl”in mimarı oldu. Memleket topraklarını demir ve kara yolları, telgraf hatları gibi modern araçlarla ördü. Açtığı her kademeden okullarla Osmanlı’yı devletler arası platformda yeniden söz sahibi yapacak yeni nesiller yetiştirmeye önem verdi.
II. Abdülhamid yeniliğe, gelişime kapalı gerici bir padişah değil, vizyon sahibi reformist bir padişahtı. Jön Türkler ve İttihatçılar gibi hayalperest değildi.
Sultan Abdülhamid, ilan ettiği meşrutiyetle, açtığı okullarda yetişen asker ve bürokratlarla, gerçekleştirdiği imar-iskân ve alt yapı hizmetleriyle, Cumhuriyet’in ve modern Türkiye’nin temellerini ilk hazırlayanlardan birisidir. Eğer İttihatçılar gibi devletin varlığı ve geleceği ile kumar oynayıp devlet gemisini batırsaydı; Osmanlı, 20. Yüzyılı bile göremeden tarih sahnesinden silinebilirdi. Dolayısıyla, ortada ne “Türkiye Cumhuriyeti” adıyla bir devlet olurdu. Onun Türkiye Cumhuriyeti’ne iyilik ve ihsanları çok fazladır.
İsmail Çolak/Son Imparator
Prof. Dr. Erik Jan Zürcher/The Unionist Factor,Türkcesi : Milli Mücadelede İttihatçılık
Tarihci Ilhan Bardakçı / Imparatorluğa Veda[/h]