van_hoijdonk
Emekli Yönetici
Trabzonspor bir yerlere gelsin
Trabzonspor bir yerlere gelsin
Çakıcı, şoförü aracılığıyla Ulusoy'a bu notu gönderdi... Çakıcı'nın notundan sonra Aktuğ 2'nci kez göreve geldi... Beşiktaş'a operasyonu Fener yapmış olamaz herhalde... Trabzon'un önü açıldı, aradan F.Bahçe çıkıp şampiyon oldu... F.Bahçe'nin ilk şampiyonluğu kazaydı. 2'ncisi de öyle oldu.
***
Biraz da belgeler konuşsun
Bugün 'masa başı oyunları'ndan söz eden Sayın Atay Aktuğ, nasıl bir sürecin ardından Trabzonspor Kulübü Başkanı seçildi? Beşiktaş'a nasıl bir operasyon yapıldı ve bu emri kim verdi?...
Türk futbolunun en yetkili isimleri Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı ile Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Ulusoy'un federasyon başkanı olduğu dönemi işte bu sözlerle, açık seçik şu şekilde tanımlıyor: "Kirli dönem!" Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım dün de bugün de, TBMM'de de, mali genel kurulda da o gün ne dediyse bugün aynı şeyi tekrarlıyor, "Türk futbolunda kirlenme Ulusoy döneminde başlamıştır" diyor. Dahası, devletin bütün yetkili organlarını harekete geçmeye çağırarak, bütün bildiklerini, duyduklarını anlatmaya hazır olduğunu söylüyor. Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav o dönemi 'krallık' olarak tarif ederken, Samsunspor Kulübü Başkanı İsmail Uyanık ise 'padişahlık' olarak tanımlıyor. Peki o "kirli dönem"le yıllarca savaşan kulüp, yönetim, taraftar ve camia hangisi? O dönemde susanlar kimler? O dönemden en çok faydalananlar ve susanlar kimler? O dönemde federasyondan çıkmayanlar, federasyonla kol kola olanlar kimler? Ve yine o malum dönemde cezalandırılan kulüp hangisi? Gündeme 'masa başı' ismi oturduğu için önce Sayın Atay Aktuğ'dan başlayalım. Alaattin Çakıcı'nın yurtdışına kaçışı sonrası yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve halen İstanbul 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 2004/367 esas numaralı dosyaya bağlı olarak yürütülen davanın 14 sanığından biri olan Çakıcı'nın şoförü Velit Yavuz Günerkan'ın ifadelerine bir bakalım birlikte..
'TRABZONSPOR BiR YERLERE GELSiN'
Velit Yavuz Günerkan, 6 Mayıs 2004 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'ndeki ifadesinde, "Trabzonspor Kulübü başkanlık seçimleri olmadan önce Çakıcı bana bir zarf vererek, Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'a vermemi istedi. Bunun üzerine Ulusoy'un evine gittim. Bizzat kendisiyle görüşerek Çakıcı'nın bir notu olduğunu söyledim. Ve Çakıcı'nın bana vermiş olduğu zarfı Ulusoy'a verdim" diyor. Günerkan, 8 Mayıs 2004 tarihinde bu kez dönemin İstanbul Güvenlik Mahkemesi'nde savcı Muzaffer Yalçın'a verdiği ifadesinde ise şunları söyledi: "Ben Alaattin Çakıcı'nın 18 aydan beri şoförlüğünü yapmaktayım. Çakıcı'nın Trabzonspor Kulübü başkanlığı için futbol federasyonu başkanı Haluk Ulusoy'a ulaştırılmak üzere bir pusula verdiği doğrudur. Bu pusulada Çakıcı, Ulusoy'a hitaben "Trabzonspor Kulübü kongresi için yardımcı ol, iyi bir yönetim kurulsun, Trabzonspor bir yerlere gelsin" yazıyordu. ...
VE TRABZONSPOR KONGRESi
Haluk Ulusoy'un o dönemde Trabzonspor kongresi ile ne kadar ilgili olduğunu, başkan adaylarını federasyon binasında bir araya getirdiğini bilmeyen, hatırlamayan var mı peki? Peki yine bu süreçte başkanlığın en güçlü adaylarından Ahmet Ağaoğlu'nun aniden yarıştan çekilip, yurtdışına giderek uzun bir süre kaldığını, Kaya Çilingiroğlu'nun silahlı saldırıya uğradığını bilmeyen var mı? İşte bugün 'masa başı' oyunlardan söz eden centilmen Atay Aktuğ, tam tamına böyle bir sürecin ardından 20 Aralık 2004'te, yeniden Trabzonspor Başkanı seçildi. O tarihte Beşiktaş açık ara Süper Lig lideriydi. Trabzonspor, Haluk Ulusoy döneminde şampiyon olamamış tek takımdı. Fenerbahçe yöneticisi Mahmut Uslu, Habertürk TV tarafından kendisine yapılan gizli kamera çekiminde, aynen şu sözleri söylüyordu Tuğrul Yenidoğan'a; "Trabzonspor'un önünü açtılar, aradan biz sıyrıldık!" Yönetim meselesi tamamdı, sıra 'bir yerlere gelsin' bölümündeydi.
BEŞiKTAŞ'A OPERASYON VAR MI?
Yani Mahmut Uslu'ya göre ortada bir 'operasyon' söz konusuydu ama beklenenin dışında bir sonuç çıkmıştı ortaya. Hem zaten mevcut Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı, geçtiğimiz günlerde Sabah Gazetesi'ne verdiği bir demeçte, "Eski sistemde isteyen bir başkan, istediği takımı şampiyon yapabilir, küme düşenleri belirleyebilir" diyordu. Üstelik ortalıkta "Trabzonspor bir yerlere gelsin" şeklinde, elden giden bir pusula vardı Haluk Ulusoy'a.. Yine federasyonunun iki numaralı ismi ve Beşiktaş delegesi Hasan Doğan, Vatan Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, "Beşiktaş'a operasyon yapıldı" diyordu. BEŞiKTAŞ'IN DURUMU Beşiktaş kaybettiği o şampiyonluğun ardından veryansın ediyordu. Ortaya bir yığın tez atıldı. Eski Başkan Serdar Bilgili, şampiyonluğu 20 milyon dolar karşılığında satmakla suçlanıyordu. Cordoba maç satmakla suçlanıyordu. Beşiktaş yazarı Kazım Kanat ise Demirören ve Oktay'ın Beşiktaş yönetiminden ayrılmasının ardından, akraba Ulusoy'un Bilgili yönetiminden intikam almak amacıyla, Beşiktaş'ı yaktığını savunuyordu. Oysa, Haluk Ulusoy yönetimi ile Beşiktaş yönetimi arasında su sızmıyordu o dönemde. Çok kısa bir süre sonra ise Alaattin Çakıcı'nın BJK Travel aracılığı ile sahte vize alarak yurtdışına kaçışı, yakalanıp iade edilişi ve ardından başlayan yargı süreci... Bu sırada polis ve dava dosyasına giren Sinan Engin-Alaattin Çakıcı konuşmaları... Bu konuşmalarda Beşiktaş'ın 100. yıl şampiyonluğunun sonrasında Çakıcı, Sinan Engin'e, "Şampiyonlukta bizim payımız yok mu Sinan?" sorusunu yöneltiyor, "Var abi, evet abi" yanıtını alıyordu. Bu dönemden hiç şikayetçi olmayan tek takım Galatasaray'dı. Yani bu dönemin en çok şampiyonluk kazanan takımı...
FENERBAHÇE'NiN DURUMU
Fenerbahçe bu 'kirli düzene' isyan bayrağını açan, bunu göze alabilen, bu nedenle 'ağır bedeller' ödetilen, göz göre göre katledilen, söz dinlemez "yaramaz çocuk" oldu. O düzenle ve mimarlarıyla asla uzlaşmadı, uzlaşmaya yanaşmadı. İlk şampiyonluğu bir kazaydı, ikincisi de öyle oldu. Bu verilere göre, planlananın dışında şampiyonluklardı. O gün ne söylediyse bugün aynı şeyi söylemeye devam ediyor. Duruşu hiç değişmedi. Beşiktaş Kulübü bu federasyonun dizayn edildiği yerdi. Ulusoy döneminin federasyon asbaşkanlarından şimdi Beşiktaş İkinci Başkanı Murat Aksu, son ana kadar yine Haluk Ulusoy'un, yani "sözde Beşiktaş'a operasyon yapanların" listesindeydi. O halde Murat Aksu ile yine aynı dönemde federasyonda görev yapan bir başka Beşiktaş delegesi Orhan Saka da bu operasyona göz yummuşlardı ve ne olduğunu biliyorlardı. Şimdi bu görev onlara düşüyor. Evet Beşiktaş'a nasıl bir operasyon yapıldı ve bu emri kim verdi? Bütün kulüplerden daha çok federasyonla kavgalı olan ve uzak duran Fenerbahçe değildi herhalde bu talimatı veren.
Yorum sizin.... :bravo:
Çakıcı, şoförü aracılığıyla Ulusoy'a bu notu gönderdi... Çakıcı'nın notundan sonra Aktuğ 2'nci kez göreve geldi... Beşiktaş'a operasyonu Fener yapmış olamaz herhalde... Trabzon'un önü açıldı, aradan F.Bahçe çıkıp şampiyon oldu... F.Bahçe'nin ilk şampiyonluğu kazaydı. 2'ncisi de öyle oldu.
***
Biraz da belgeler konuşsun
Bugün 'masa başı oyunları'ndan söz eden Sayın Atay Aktuğ, nasıl bir sürecin ardından Trabzonspor Kulübü Başkanı seçildi? Beşiktaş'a nasıl bir operasyon yapıldı ve bu emri kim verdi?...
Türk futbolunun en yetkili isimleri Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı ile Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Ulusoy'un federasyon başkanı olduğu dönemi işte bu sözlerle, açık seçik şu şekilde tanımlıyor: "Kirli dönem!" Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım dün de bugün de, TBMM'de de, mali genel kurulda da o gün ne dediyse bugün aynı şeyi tekrarlıyor, "Türk futbolunda kirlenme Ulusoy döneminde başlamıştır" diyor. Dahası, devletin bütün yetkili organlarını harekete geçmeye çağırarak, bütün bildiklerini, duyduklarını anlatmaya hazır olduğunu söylüyor. Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav o dönemi 'krallık' olarak tarif ederken, Samsunspor Kulübü Başkanı İsmail Uyanık ise 'padişahlık' olarak tanımlıyor. Peki o "kirli dönem"le yıllarca savaşan kulüp, yönetim, taraftar ve camia hangisi? O dönemde susanlar kimler? O dönemden en çok faydalananlar ve susanlar kimler? O dönemde federasyondan çıkmayanlar, federasyonla kol kola olanlar kimler? Ve yine o malum dönemde cezalandırılan kulüp hangisi? Gündeme 'masa başı' ismi oturduğu için önce Sayın Atay Aktuğ'dan başlayalım. Alaattin Çakıcı'nın yurtdışına kaçışı sonrası yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve halen İstanbul 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 2004/367 esas numaralı dosyaya bağlı olarak yürütülen davanın 14 sanığından biri olan Çakıcı'nın şoförü Velit Yavuz Günerkan'ın ifadelerine bir bakalım birlikte..
'TRABZONSPOR BiR YERLERE GELSiN'
Velit Yavuz Günerkan, 6 Mayıs 2004 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'ndeki ifadesinde, "Trabzonspor Kulübü başkanlık seçimleri olmadan önce Çakıcı bana bir zarf vererek, Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'a vermemi istedi. Bunun üzerine Ulusoy'un evine gittim. Bizzat kendisiyle görüşerek Çakıcı'nın bir notu olduğunu söyledim. Ve Çakıcı'nın bana vermiş olduğu zarfı Ulusoy'a verdim" diyor. Günerkan, 8 Mayıs 2004 tarihinde bu kez dönemin İstanbul Güvenlik Mahkemesi'nde savcı Muzaffer Yalçın'a verdiği ifadesinde ise şunları söyledi: "Ben Alaattin Çakıcı'nın 18 aydan beri şoförlüğünü yapmaktayım. Çakıcı'nın Trabzonspor Kulübü başkanlığı için futbol federasyonu başkanı Haluk Ulusoy'a ulaştırılmak üzere bir pusula verdiği doğrudur. Bu pusulada Çakıcı, Ulusoy'a hitaben "Trabzonspor Kulübü kongresi için yardımcı ol, iyi bir yönetim kurulsun, Trabzonspor bir yerlere gelsin" yazıyordu. ...
VE TRABZONSPOR KONGRESi
Haluk Ulusoy'un o dönemde Trabzonspor kongresi ile ne kadar ilgili olduğunu, başkan adaylarını federasyon binasında bir araya getirdiğini bilmeyen, hatırlamayan var mı peki? Peki yine bu süreçte başkanlığın en güçlü adaylarından Ahmet Ağaoğlu'nun aniden yarıştan çekilip, yurtdışına giderek uzun bir süre kaldığını, Kaya Çilingiroğlu'nun silahlı saldırıya uğradığını bilmeyen var mı? İşte bugün 'masa başı' oyunlardan söz eden centilmen Atay Aktuğ, tam tamına böyle bir sürecin ardından 20 Aralık 2004'te, yeniden Trabzonspor Başkanı seçildi. O tarihte Beşiktaş açık ara Süper Lig lideriydi. Trabzonspor, Haluk Ulusoy döneminde şampiyon olamamış tek takımdı. Fenerbahçe yöneticisi Mahmut Uslu, Habertürk TV tarafından kendisine yapılan gizli kamera çekiminde, aynen şu sözleri söylüyordu Tuğrul Yenidoğan'a; "Trabzonspor'un önünü açtılar, aradan biz sıyrıldık!" Yönetim meselesi tamamdı, sıra 'bir yerlere gelsin' bölümündeydi.
BEŞiKTAŞ'A OPERASYON VAR MI?
Yani Mahmut Uslu'ya göre ortada bir 'operasyon' söz konusuydu ama beklenenin dışında bir sonuç çıkmıştı ortaya. Hem zaten mevcut Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı, geçtiğimiz günlerde Sabah Gazetesi'ne verdiği bir demeçte, "Eski sistemde isteyen bir başkan, istediği takımı şampiyon yapabilir, küme düşenleri belirleyebilir" diyordu. Üstelik ortalıkta "Trabzonspor bir yerlere gelsin" şeklinde, elden giden bir pusula vardı Haluk Ulusoy'a.. Yine federasyonunun iki numaralı ismi ve Beşiktaş delegesi Hasan Doğan, Vatan Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, "Beşiktaş'a operasyon yapıldı" diyordu. BEŞiKTAŞ'IN DURUMU Beşiktaş kaybettiği o şampiyonluğun ardından veryansın ediyordu. Ortaya bir yığın tez atıldı. Eski Başkan Serdar Bilgili, şampiyonluğu 20 milyon dolar karşılığında satmakla suçlanıyordu. Cordoba maç satmakla suçlanıyordu. Beşiktaş yazarı Kazım Kanat ise Demirören ve Oktay'ın Beşiktaş yönetiminden ayrılmasının ardından, akraba Ulusoy'un Bilgili yönetiminden intikam almak amacıyla, Beşiktaş'ı yaktığını savunuyordu. Oysa, Haluk Ulusoy yönetimi ile Beşiktaş yönetimi arasında su sızmıyordu o dönemde. Çok kısa bir süre sonra ise Alaattin Çakıcı'nın BJK Travel aracılığı ile sahte vize alarak yurtdışına kaçışı, yakalanıp iade edilişi ve ardından başlayan yargı süreci... Bu sırada polis ve dava dosyasına giren Sinan Engin-Alaattin Çakıcı konuşmaları... Bu konuşmalarda Beşiktaş'ın 100. yıl şampiyonluğunun sonrasında Çakıcı, Sinan Engin'e, "Şampiyonlukta bizim payımız yok mu Sinan?" sorusunu yöneltiyor, "Var abi, evet abi" yanıtını alıyordu. Bu dönemden hiç şikayetçi olmayan tek takım Galatasaray'dı. Yani bu dönemin en çok şampiyonluk kazanan takımı...
FENERBAHÇE'NiN DURUMU
Fenerbahçe bu 'kirli düzene' isyan bayrağını açan, bunu göze alabilen, bu nedenle 'ağır bedeller' ödetilen, göz göre göre katledilen, söz dinlemez "yaramaz çocuk" oldu. O düzenle ve mimarlarıyla asla uzlaşmadı, uzlaşmaya yanaşmadı. İlk şampiyonluğu bir kazaydı, ikincisi de öyle oldu. Bu verilere göre, planlananın dışında şampiyonluklardı. O gün ne söylediyse bugün aynı şeyi söylemeye devam ediyor. Duruşu hiç değişmedi. Beşiktaş Kulübü bu federasyonun dizayn edildiği yerdi. Ulusoy döneminin federasyon asbaşkanlarından şimdi Beşiktaş İkinci Başkanı Murat Aksu, son ana kadar yine Haluk Ulusoy'un, yani "sözde Beşiktaş'a operasyon yapanların" listesindeydi. O halde Murat Aksu ile yine aynı dönemde federasyonda görev yapan bir başka Beşiktaş delegesi Orhan Saka da bu operasyona göz yummuşlardı ve ne olduğunu biliyorlardı. Şimdi bu görev onlara düşüyor. Evet Beşiktaş'a nasıl bir operasyon yapıldı ve bu emri kim verdi? Bütün kulüplerden daha çok federasyonla kavgalı olan ve uzak duran Fenerbahçe değildi herhalde bu talimatı veren.
Yorum sizin.... :bravo:
