
' KalendeR '
Üye
Sivrisinekten Korunma Yolları -Sivrinekten Kurtulma-Sivrisinek Hastalıkları
Yaz aylarının sıcağı bir yana bir de vızıltılarla dolu ısırıklı geceler iş başına geçince bunalmamak elde değil.Sivrinekten kurtulma yolları,sivrinek nasıl gider,sivrisinekten korunma temalı konumuzda bakalım bilim adamları ne diyor.
Durham ve Aberdeen Üniversiteleri'de yapılan araştırma, hamilelik dolayısıyla meydana gelen fiziksel değişimlerin sivrisinekleri fazlasıyla cezbettiğini ortaya çıkardı.
Çalışmada, hamile olan ve olmayan kadınlardan, sineklik altında uyumaları istendi. Sabah uyanıldığında, hamile kadınların ağına düşen sivrisinek sayısının olmayanlara göre iki kat fazla olduğu görüldü.
Bilimadamaları, hamile kadınların normale göre daha yoğun nefes aldığını ve sivrisineklerin insan nefesindeki bileşimleri kullanıyor olabileceğini belirtiyor. Hamile kadınlar oksijene normal insanlardan yaklaşık yüzde 20 daha fazla ihtiyaç duyuyor.
Ayrıca hamile kadınların daha fazla terlemesinin de sivrisinekleri cezbedeceği ifade ediliyor.
Sıtmaya dikkat
Uzmanlar, sivriseklerin sıtma hastalığının da taşıyıcısı olduğunu belirterek buna karşı daha hassas olan hamile kadınlarda 'düşük ve ölü doğma' risklerinin oluşabileceğini söyledi. Yılda yaklaşık 1 milyon insanın sıtmadan öldüğünü belirten uzmanlar, egzotik yerlere giden kişilerin ve özellikle hamilelerin koruyucu ilaç ve kremleri kullanmaları konusunda uyarıda bulundu.
Sivrisinekler için insan kokan tuzak
Singapurda sivrisineklerle mücadele için, insan özellikleri taşıyan tuzak geliştirildi. Plastik kuş kafesi görünümünde olan tuzakta, insanın vücut ısısında sıcaklık yayan bir ısı kaynağı bulunuyor. Sivrisineklere en çekici gelen renkte olan tuzak aynı zamanda, bilimsel olarak sivrisineklerin hoşuna gittiği ispatlanan karbondioksit gazı çıkarıyor
Sivrisinekle mücadele
YUNANİSTANın Evros Valisi Nikos Zabounidis, Edirne Valisi Fahri Yüceli ziyaret ederek sivrisinekle mücadele konusunu görüştü. Edirne Valisi Fahri Yücel, sivrisinekle mücadele konusunda 2 ülkenin bilgi birikiminin çok fazla olduğunu belirterek, Sivrisineğin ortadan kalkması için çalışmalarımız çok öncelere dayanmaktadır. Fakat finansal yetersizlikler yüzünden geçen yıl biraz yavaşladık. Bu konuda çalışan arkadaşlarımız biraraya gelerek, ortak bir noktada anlaşmalı dedi.
Uyduyla tespit ettiler
SİVRİSİNEKLE mücadele çalışmalarına başladıklarını, Türk tarafının da başlaması gerektiğini belirten Evros Valisi Nikos Zabounidis, kendi bölgelerindeki bataklıkları uydu aracılığıyla tespit ettiklerini ve anlaştıkları firmalara ilaçlama yaptıracaklarını bildirdi. Konuşmaların ardından, Evros Valisi Zabounidis, Vali Yüceli 2004de kendi ülkelerinde düzenlenecek olan olimpiyatlara davet ederek hediyeler verdi. Vali Yücel de Evros Valisi Zabounidise kitap ve yağlıboya tablo hediye etti.
Sivrisinek bilime ilham kaynağı
Japon bilim adamları, sivri sineklerin insanları hissettirmeden soktuğundan yola çıkarak, ağrısız bir iğne geliştirdi.
İngilterede yayınlanan New Scientist dergisinde yer alan habere göre, Osakadaki Kansai Üniversitesinde görevli bilim adamı Seiji Aoyagi ve çalışma arkadaşları, 1 milimetre uzunluğunda ve 0,1 milimetre çapında bir iğne geliştirdi. Silikon dioksit maddesinden yapılan iğnenin yüzeyi, sivri sineklerde olduğu gibi pütürlü. Bu pütürlerin daha az acı duyulmasını sağladığını söyleyen, Aoyagi, geliştirilen iğnenin sağlam olmaması nedeniyle henüz insanlar üzerinde denenmediğini kaydetti.
Sivrisinekler ölüm saçıyor
New Yorkun, başta Queens kazası olmak üzere bir çok bölgesinde sağlık seferberliği başladı. Sivrisineklerden geçen encephalitis hastalığı vakalarında artış, iki kişinin ölümü ve hastanelere başvuranların sayılarının artması nedeniyle, yeşil ve otlarla kaplı büyük alanlar helikopterlerle, park ve bahçeler ise özel ekiplerle ilaçlanıyor. Halka yapılan duyurularda kısa kollu giymemeleri, sort ile gezmemeleri tavsiye ediliyor. Sivrisineklerin hasta kişilerin kanını emdikten sonra başkalarını ısırması ile başlayan hastalıktan kurtuluşun zor olduğu belirtildi. Direkt olarak beyin içi iltihabına neden olan mikrop, ölümlere ve felçe neden oluyor. Hastalığın ilk belirtilerinin ateşle başlayan baş ağrıları olduğu bildirildi. Hastalık Queeensin haricinde Manhattan ve Bronkta da görüldü.
ABDye kafa tutan sivrisinek
Kim süper güç ABDnin başının sivrisineklerle derde gireceğini düşünebilirdi ki.. İster inanın ister inanmayın, ABD Sağlık Bakanlığı yetkilileri ve New York Belediyesi şu sıralar sivrisineklere ve onların taşıdığı öldürücü Batı Nil Virüsüne karşı geniş kapsamlı bir mücadeleye girişmiş durumdalar.
Benim sivrisineklere karşı müthiş alerjim, -hadi utanmadan söyleyeyim- korkum ve kompleksim vardır. İlk ve ortaokul yıllarımda Bursa Yenişehirin Ebeköyünde çift çubukla tarlalarda çalışarak geçirdiğim yazlardan kalma bu sivrisinek korkusu ve düşmanlığım hâlâ sürüyor.
Ebeköydeki çeltik (pirinç) tarlalarının bataklıklarında, her dem milyonlarca çoğalan bu adi mahluklar, geceleri bendenizin nazik vücudunu sokar, kanımı emer, uykularımı kâbusa dönüştürürdü.
Bırakın o geceleri unutmayı, Ebeköyün sivrisineklerinin insanı gıcık eden vızıltılarını, hâlâ beynimin içinde duyuyorum.
Ancak Allaha şükürler olsun ki, lise-2 yazından itibaren tarlada çalışmaktan azat edildim. Ebeköy yerine yazları, İstanbulda yarınki Türkiye Gazetesini (o zamanki adıyla Hakikat) satmaya başlayarak, hem Ebeköyün sivrisinek belasından kurtuldum; hem de gazetecilik mesleğime Gazete Satıcısı olarak ilk adımımı atmış oldum, 1970 yılının Haziranında...
Fakat bu sivrisineklere ilgim ta o günlerden beri devam ediyor. Hayatımın en büyük düşmanı ilan ettiğim bu cani yaratıklarla ilgili her haberi ve bilgiyi toplar; arşivlemeyi sürdürürüm..
Mesela üniversite yıllarımda sivrisinekler üzerine yapılan bir araştırmayı okuyunca, hem korkum daha da arttı; hem de bu kan içici mahluklarla mücadelemde daha dikkatli hale geldim. O araştırmada, sivrisineklerin en hoşlandığı kan grubunun, A RH + olduğu belirtiliyordu.
Anlayacağınız kaderim kan grubumu, en nefret ettiğim yaratıkların en hoşlandığı kan grubunun içine sokmuştu.. Bu araştırmayı öğrenir öğrenmez bendeki sivrisinek saplantısı şu hale dönüştü: Eğer dünyada tek bir sivrisinek ve bendeniz kalsam, sivrisinek Japonyada ben de okyanuslar ötesinde Amerikada bulunsam, bu hain yaratık gelir, beni bulur ve sokarak kanımı emerdi!
Geçen hafta New York Belediye Başkanı Rudolph Giulianinin halka duyurduğu ve bölgedeki sivrisineklere karşı amansız bir mücadele başlatacağı haberi, haliyle en çok benim ilgimi çekti.
Gerçi Hop hop; bu kadar da olmaz. Sen Washingtondasın. New York ve New Jerseyde sivrisinek mücadelesine başlanan bölge sana 600 kilometre uzak! diyenleriniz olabilir. Bunları saygıyla karşılıyor, ama kaale almıyorum. Azılı düşmanlarıma ilgimi de, onlara karşı tedbirlerimi de, böyle söyleyenler olabilir diye, bırakacak değilim.
Habere göre, New York bölgesinde, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da, öldürücü Batı Nil Virüsüne rastlanmıştı. Ama Belediye, havadan bütün bölgeyi ilaçlayarak, sivrisineklerin kökünü kazıyacak geniş kapsamlı bir mücadeleye başlıyordu. New Yorklulara saygıyla duyurulur...
ABD Sağlık yetkilileri ve New York Belediyesinin bildirdiğine göre, sivrisineklerin soktuğu insan ve hayvanlarla yayılan bu öldürücü virüs çok tehlikeliydi.
Beyin hummasına, menenjite yolaçan bu virüse ve onu taşıyan sivrisineklere karşı herkes dikkatli olmalıydı. Yüksek ateş, baş ve vücut ağrıları, bilinç kaybı ve vücutta kırmızı lekeler şeklinde belirtileri vardı.
İlk kez 1937 yılında Ugandada teşhis edilen ve ta o zamanlar sivrisineklere karşı yapılan mücadele ile orada izole edildiği sanılan bu sivrisinek kaynaklı virüs, nasıl oluyor da, bunca yıl sonra hem de ta Amerikaya geliyordu...
Görüyorsunuz olay ne kadar ciddi!. Minnacık sivrisinekler, dünya devi süper güç ABDye bile kafa tutuyor; buralarda en önemli gündem maddesini oluşturuyorlar.
Demek ki, hiç de haksız değilim. İlgimi ve dikkatimi sürdürmeliyim; ve de elbette sürdüreceğim.. Kısmet olursa gelecek hafta, şu ABDye kafa tutan sivrisineklerle süper gücün dehşetli mücadelesini yazmaya devam edeceğim..
Hepinize sivrisineksiz bir yaz diliyor; özellikle A grubu RH + kan taşıyanların daha bir dikkatli ve uyanık olmaları gerektiğini, tekrardan önemine binaen hatırlatıyorum..
Gerçekten ne başkanlık seçimi ne de bir başka konu ilgimi bu sivrisinekler kadar çekmiyor, şu günlerde.. Sivrisinek deyip geçmeyin.. Bu iş ciddi. Hem de çok ciddi..
Koca ABDnin başı sivrisineklerle, virüslerle derde girecek.. Sağlık yetkilileri, belediyeler buna karşı alarma geçecek.. Sivrisineklerin en hoşlandıkları kan grubu A RH +, (yani benim kan grubum) olacak.. Ve ben buna ilgi duymayacağım.. Yani olacak şey mi? Dolayısı ile benim müthiş ilgi alanımda sivrisinekler..
Zaten biliyorsunuz geçen hafta da bendeki bu sivrisinek saplantısını yazmış; eğer dünyada tek bir sivrisinek ve bendeniz kalsam, sivrisinek Japonyada ben de okyanuslar ötesinde Amerikada bulunsam, bu hain yaratık yine gelir, beni bulur ve sokarak kanımı emer! demiştim.
İşte bütün bu sebeplerden dolayı ABDdeki sivrisinek mücadelesine kaldığım yerden devam ediyorum.
Tedbirler yoğunlaştı
mücadele hızlandı
Önce, New Yorkta korkulu günler yaşatan bu sivrisinekler ve taşıdıkları Batı Nil Virüsünün yayıldığı yerleşim alanları sayısının artmaya başladığını belirtmeliyim.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, New Yorkta sözkonusu virüsü taşıyan 119 kuş ve 38 sivrisineğin belirlendiğini, buna ilaveten Albany, Nassau, Onondaga, Orange, Putnam, Rockland, Washington, Warren, Suffolk, Ulster ve Westchester yerleşim merkezlerinde de sivrisinek ve virüs tehlikesinin bulunduğunu açıkladılar. Dahası virüsün kuzeye Bostona doğru ve Massachusetts eyaletine de sıçradığını duyurdular.
İnsan ve hayvanlarda (atlarda, bazı kuşlarda) beyin humması ile menenjite yolaçan bu öldürücü virüsün, özellikle ağustos ve eylül aylarında etkisinin artabileceğinin açıklanması ise, alınan tedbirleri daha da yoğunlaştırdı.
Yetkililer bunun alarm değil, ihmal edilmemesi gereken ciddi bir durum olduğunu özellikle vurguladıktan sonra şunları söylüyorlar: Kendinizi sivrisineklerden koruyun! Sivrisinek ısırmasından da ne olurmuş demeyin! Gaflete düşmeyin! Hazır olun!
Alınan yaygın tedbirlerden bazıları ise şöyle: Bataklıklara ve sivrisineklerin üremesine müsit yerlere karşı geniş çaplı ilaçlamalar yapıldı/yapılıyor. Ayrıca 50 soru-cevaplık bilgi ve tedbir broşürleri hazırlandı. Bunlar hem dağıtılıyor; hem de internet web sayfalarından halka duyuruluyor.
İşin en can alıcı noktası, hem insanlarda hem de at ve kuşlarda öldürücü etki yapan bu Batı Nil Virüsünün sadece ve sadece sivrisinek ısırması ile bulaşma riskinin oluşu..
Sivrisineğin kanadı kadar
değersiz dünya uğruna
Amerikalıların kendilerini teselli ettikleri noktalar da var. Virüsün insandan insana geçmemesi; mesela dokunma, öpme ya da hastalıklı bir insan ile temas sonunda bulaşmaması, hem tehlike bölgesinde bulunanları, hem de mücadele ekiplerini biraz rahatlatıyor..
Amerikalılara oh dedirten bir başka gelişme ise, Batı Nil Virüsüne kedi ve köpeklerde rastlanmaması. Burada ailenin en değerli fertlerinden sayılan kedi ve köpeklerin sözkonusu virüsü kapma riskinin hemen hemen bulunmamasına çok seviniyorlar. Hatta belki bundan dolayı zil takıp oynamaya başlarlarsa, hiç şaşırmayacağım.
Ayrıca bu virüse karşı aşı bulunması çalışmaları da hız kazandı.. Daha şimdiden milyonlarca dolarlık bütçeler ayrıldı ve biyoteknoloji firmalarına aşı geliştirmeleri için siparişler verildi.
Hayatın, hem de süper ülke ABDde bile, bir sivrisinek ısırmasına endeksli olduğunu düşünmek, insanın tüylerini diken diken ediyor..
Kur-an-ı Kerimde Cenab-ı Hak, İnananlara iman verdim, ne vermedim? Eğer dünyaya sivrisineğin kanadı kadar değer verseydim, inanmayanlara bir içim su dahi vermezdim. buyuruyor.
Yüce Allahın, sivrisineğın kanadı kadar bile değer biçmediği şu kısacık dünya hayatında, sivrisineklerin etrafımızda tehditkar vızıltılarını duyarak yaşamak, gerçekten düşündürücü.. O nisbette de ibret verici..
Sivrisineksiz yazlar temenni ediyor; yaşamınızın sağlık içinde ve her daim daha da değerlenerek geçmesini diliyorum..
Hamileye Sivri Düşman
Yaz aylarının vazgeçilmez zararlısı sivrisineklerden bunalmayan var mıdır? Onlardan kurtulmak için yapmadığımız kalmaz. Belediyeler özel ilaçlama kampanyası başlatarak, bu tehlikeyi ortadan kaldırmak isterler ve her yıl trilyonlarca lira para harcanır.
Ama son yapılan bir araştırmaya göre bu yazdan itibaren sanırız anne adayı hamileler sivrisineklerden iki kat daha fazla kaçacaklar.
Durham Üniversitesinde görevli bir grup bilim adamının yaptığı bir araştırmaya göre, sıtma mikrobu taşıyan sivrisineklerin en çok hamile kadınlara saldırıyorlar.
İngiliz bilim adamları, Gambianın kırsal kesiminde yaptıkları araştırmada, hamile olan ve olmayan kadınları belli bir yerde istihdam ettiler.
Araştırma sonucunda sivrisineklerin en çok anne adayı kadınlara saldırdıkları, bu kişilerin çekim alanlarının çok kuvvetli olduğunu belirlediler.
Yüksek ısıya geliyorlar
Neticede hamile olan kadınların olmayan kadınlara oranlara yüzde 21 daha sık nefes aldıkları tespit edildi. Bunun sonucunda hamile kadınlarda kan dolaşımının hızlandığı, sivrisinekler için bir çekim merkezi oluşturdukları ortaya çıktı.
Kan dolaşımının hızlanması sonucunda ise hamile olan kadınlarda el, ayak ve karın bölgesinde normalden çok yüksek bir ısı oluşuyor.
İşte sivrisineklerin hamile kadınlara daha fazla saldırmasının sebeplerinin başında da bu yüksek ısı başrol oynuyor.
Bilim çaresini arıyor
Bu araştırma sonuçları, hamile olan kadınlar için pek sevimli gelmese de bilim dünyası şimdi bu olayın çaresini bulmak için kolları sıvamış durumda.Durham Üniversitesinin oluşturduğu ekipte yer alan bilim adamları, anne adayları ile sivrisinekler arasındaki bu olumsuz ilişkiyi ortadan kaldırmanın yollarını aradıklarını ve laboratvuar çalışmalarını bu yöne sevkettiklerini söyledi.
Hamile olan kadınları sivrisinekler için çekim merkezi kılan özellikleri ortadan kaldıracak bir tür sabun bulunduğu da belirtildi. Antibakteriyel özellik taşıyan sabunun ilk denemelerinde bu çekiciliği yok ettiği tespit edildi.
Sivrisinekler, en çok hamileleri sokuyor
İnglitere'de yayınlanan Lancet adlı tıp dergisinde yer alan bir yazıda, Durham Üniversitesi'nden bir ekibin Gambia'nın kırsal alanlarında yaptığı araştırmaya yer verildi. Araştırma, özellikle sıtma mikrobu taşıyan sivrisinek türlerinin hamile kadınlara daha çok saldırdıklarını ortaya koydu. İngiliz araştırmacılar, yalnız yatan bir grup hamile ile hamile olmayan bir grup kadının sivrisinekleri ne kadar çektiklerini incelediler. Hamile kadınların çekim alanının daha güçlü olduğunu belirleyen bilim adamları, bunun nedeninin de hamile kadınların hamile olmayanlara oranla yüzde 21 oranında daha sık nefes almaları ve bu durumun da kan dolaşımını hızlandırması olduğunu belirttiler.
Bilim adamlarına göre, kan dolaşımı hızlanan hamilelerde el, ayak ve karın bölgesinde normalden yüksek bir ısı oluşuyor. Sivrisinekleri hamilelere çeken de bu ısı oluyor. Araştırma ekibinden Steve Lindsay, sivrisineklerle hamile kadınlar arasındaki bu çekim ilişkisine son vermenin yollarını aradıklarını belirtti. Lindsay, çalışmaları arasında sivrisinekler açısından hamile kadınları çekici kılan unsurları yok eden antibakteriyel bir tür sabun bulunduğuna dikkat çekti.
Sivrisineklerin özellikle sıtma mikrobu taşıyan cinslerinin hamile kadınları hedef aldıkları saptandı.
Türk ve Yunanlıların sivrisinek anlaşması
Türkiye ile Yunanistanın, Meriç sınır bölgesini sivrisinekten arındırmak üzere işbirliğine gideceği bildirildi. Atinada yayınlanan Eleftherotipiya gazetesi, Sivrisinekler Türkler ile Yunanları birleştiriyor başlıklı haberinde, gerek Türkiye gerekse Yunanistan tarafında kalan Meriç bölgesindeki yerli halk, turistler ve askerleri salgın hastalıklarla yüz yüze bırakan problemin, tarafların işbirliğiyle çözüleceğini kaydetti. Yunanistanın, özellikle ilkbahar aylarında uygulayacağı Sivrisineklerle mücadele programı için 450 bin Euro ayırdığını belirten gazete, Türkiyenin de benzeri bir girişimde bulunarak Ortak düşmana savaş açmasının beklendiğini yazdı.
Sivrisinekler kaynak emiyor
Havaların ısınmasıyla birlikte ortaya çıkan sivrisinekler, vatandaşın canını, belediyelerin de bütçesini yakıyor. Gaziantep Metropol Şahinbey ve Şehitkamil belediyeleri yetkililerinden aldığı bilgiye göre, kentte sivrisinek mücadelesinde 3 bin litre kimyasal tüketilecek. Yaz boyunca sürdürülecek mücadelenin, 60 milyar liraya malolacağı bildirildi. Bu arada, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Kilis belediyeleri sivrisinek mücadelesi için yaklaşık 4 bin litre kimyasal ilaç kullanacak. 3 kentteki sivrisinek mücadelesi içip yapılacak harcamanın maliyeti ise 40 milyar lira dolayında tahmin ediliyor.
Sivrisineğe kökten çözüm
ÇİĞLİ'de sivrisinek yatağı haline gelen bataklıklar Çiğli ve Büyükşehir Belediyesi'nin işbirliği ile kurutuluyor. Balatçık, Kaklıç, İstasyonaltı ve Sasalı'daki bataklık alanlarında dolgu çalışmaları başladı. Bataklıkların oluşturduğu sivrisinek nedeniyle çok sıkıntı yaşandığını belirten Çiğli Belediye Başkanı Tevfik Alyanak, İlaçlama yöntemiyle yaptığımız çalışmalar yeterli olmuyor. İzmir'in sivrisineğini Çiğli'deki bataklıklar üretiyor. Ne kadar ilaçlama yaparsak yapalım kurtulamıyoruz. Ancak bu şekilde sorunu çözeceğiz dedi.
Sivrisinek savaşı
ANTALYA'nın Kale ilçesinde sivrisineksiz bir yaz için mücadele başlatıldı. Bu amaçla oluşturulan ekipler ilçeyi karış karış tarayarak bataklıkları, sulama kuyularını ve tuvaletleri ilaçlıyor.
İlaçlamanın yaz boyunca süreceğini belirten Belediye Başkanı Adnan Genç, Şu an yalnızca ilaca 2 milyar lira ödedik. Sineksiz bir yaz için ne gerekiyorsa yapılacak diye konuştu.
Dersimiz sivrisinek
MANAVGAT'ta sıtma ile mücadele konusunda uzman Ali Kurt, belediye ekiplerine seminer verdi. Halk Kütüphanesi'ndeki seminere Manavgat ve belde belediyelerinin temizlik işleri ve sivrisinekle mücadele edecek elamanları katıldı. Antalya'nın 250 kilometrelik sahilinde mücadele edildiğini belirten Kurt, En riskli bölgeler Manavgat, Alanya, Kemer ve Kumluca'dır dedi.
Sivrisineğin kökü kazınacak
Sezon başlamadan önce sivrisineğin kökünü kurutmaya karar veren ilçe kaymakamlığı, Side Turizm Derneği'nde bir toplantı düzenledi. Toplantıya Sağlık Grup Başkan Vekili Dr. Hasan Akdemir ile Sıtma Savaş Başkanlığı'ndan Uzman Ali Kurt ve belde belediyeleri yetkilileri katıldı.
MÜCADELE YOLLARI
Sivrisineklerle mücadele yollarının belirlendiği toplantıda, koordineli çalışmanın da önemine değinildi. Toplantıda, Çolaklı Belediye Başkanı Hasan Coşkun ile Manavgat Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Varol Aydın, bölgedeki DSİ'ye ait su kanallarının sivrisineklerin üreme merkezlerini oluşturduğunu belirterek, DSİ sık sık bu kanalları temizleyerek mücadeleye katkıda bulunabilir diye konuştu.
Toplantıda alınan kararlar
Su birikintileri ve gübrelikler 1-30 Mart arasında temizlenecek. Bu mücadele devam ederken lavra kontrolleri yapılacak ve larvaya rastlanması durumunda lavra mücadelesi 1-30 Nisan tarihleri arasında yapılacak. 4'er kişilik ekipler Sağlık Grup Başkanlığı'na en kısa zamanda bildirecek.
New York'ta sivri paniği
Ünlüler kenti New York, sivrisinekten geçen ve beyin iltihabına yol açan bir virüsün üç kişinin ölümüne yol açması üzerine, havadan ve karadan ilaçlanmaya başlandı. New York Belediye Başkanı Rudolph Giuliani, kentin özellikle ormanlık ve kırlık bölgeleriyle gölcüklerin ilaçlanmasına öncelik verildiğini söyledi. Sivrisineklerin yaydığı virüs nedeniyle kentte alarm verilirken, 9 kişinin enfeksiyon kaptığı ve hastanede tedavi altına alındığı, 56 kişinin de, hastalık şüphesiyle kontrol altına tutulduğu belirtiliyor. Uzmanlar, 7.3 milyonluk kentin büyük çoğunluğunun risk altında olduğuna dikkat çekiyorlar. Özellikle, çocukların, yaşlıların ve bağışıklık sistemlerinde sorun olanların, bu enfeksiyon nedeniyle yaşamlarının tehlikeye girebileceği ifade ediliyor. Doktorlar, hastalık belirtilerinin sivrisinek ısırdıktan beş veya 15 gün sonra ortaya çıktığını, hastada ateş ve başağrısı görüldüğünü belirtiyorlar.
Yaza gerçekten hazır mısınız
Sadece mayo, tişört, plaj havlusu alarak yaza hazırlanamazsınız. İşin bir de sivrisinek boyutu var. Yaz akşamlarında ortaya çıkan sinekler insanın tüm keyfini kaçırabilir. Fakat Defans Sinekkovan Vücut Spreyi ve Losyonu uykusuz yaz gecelerine son veriyor. Her tür sinek, bit, pire gibi haşereyi sizden uzak tutuyor. Üstelik cildi tahriş etmiyor, giysilerde leke bırakmıyor.
Sinek ve böceklerin Frankenstein'ı
Yılda milyonlarca insanın ölümüne yol açan hastalıklarla mücadele amacıyla genetik değişime uğramış sinek ve böceklerin doğaya salınması projesi işte tam da bu tanıma giriyor. Amerikalı araştırmacılar, insana malarya bulaştırmak yerine aşı yapan sivrisinekten, zırh yapımında kullanılacak çelikten güçlü ipek üretimine yetenekli ipekböceklerine kadar bir dizi yaratığı 10 yıl kadar sonra doğaya bırakmayı planlıyor. Ancak bu deneylerle ilgili yasal düzenlemeler henüz mevcut değil ve korkulan nokta şu: Ya bu yaratıklar kontrolden çıkarsa, ya şifa dağıtmak yerine, o güne kadar hiç taşımadıkları hastalıkları yeryüzüne yaymaya başlarlarsa.
Görevimiz Tehlike'deki kendi kendini imha eden teyp bandı gibi bir bakteri düşünün. Deney amacıyla kullanıldığı laboratuvar ortamını terk ettiği an kendi sonunu hazırlıyor. DNA'sına ekstradan intihar geni eklendiği için, özgürlüğünü ilan edip havaya karıştığı an kendi kendini imha ediyor.
Bilim kurgu değil, Amerikalı araştırmacılar bunu gerçekten planlıyor. Şu anda ABD'deki biyoteknoloji laboratuvarlarında yoğun bir faaliyet var. Hedef; genetik mühendisliği aracılığıyla yeryüzündeki sinek ve böceklerin doğal karakterlerini değiştirmek. Örneğin Afrika'da milyonlarca insanı ölümcül uyku hastalığına sürükleyen çeçe sineklerini, bu hastalığı taşıyamaz hale getirmek. İpekböceklerini, çelik yelek yapımında kullanılabilecek kadar dayanıklı ipek üretimine elverişli kılmak. Ya da sivrisineklerin bağışıklık sistemini malaryaya karşı dirençli hale getirerek, sıtma saçmalarını önlemek.
HER YIL 500 MİLYON KİŞİ SITMAYA YAKALANIYOR
İşte bu amaçla genetik modifikasyona uğramış sineklerin yaklaşık on yıl sonra laboratuvarlardan doğaya bırakılması ve bu yaratıkların yeni evrimi bütün nüfusa yaymaları hedefleniyor.
Olay bizden uzakta cereyan ediyor ama, her yıl yaklaşık 500 milyon insan sıtmaya yakalanıyor ve 3 milyonu bu hastalıktan ölüyor. Sivrisinekler geleneksel genlerini korudukları sürece de milyonlarca Afrikalı bebek sıtmadan ölmeye devam edecek. Yani sıtmayı önleyecek herhangi bir teknoloji tıp tarihinde önemli bir köşetaşı olacak.
Ancak madalyonun bir de diğer yüzü var. Malaryaya karşı bağışıklık kazanan sivrisinekler ekolojik ortamda daha da güçlenecek, böylece seleksiyona uğramayacak. O zaman başka hastalıkları bulaştırma ihtimalleri de artacak. Sivrisinek araştırmacıları bu riskin farkında olduklarını ve bu nedenle deneylerini düşük viteste sürdürdüklerini söylüyorlar.
Sinek-böcek projesinin yaratabileceği tehlikelerle ilgili bir çalışma yapan think-tank kuruluşu Pew'un hazırladığı rapora göre sinek ve böceklerin genleriyle oynamak pek o kadar tekin bir iş değil. Tarım ürünleri ve küçük-büyükbaş hayvanları, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı hale getirmek için genetik değişime uğratmak daha kontrol edilebilir bir alan olarak görülüyor. Doğaya salınacak sineklerin denetimi ise söz konusu değil.
FRANKENSTEIN ORDUSUNDAN ENDİŞE EDİYORLAR
Rapora göre genetik mühendisliği ürünü sinekler, gelişmemiş ülkelerde milyorlarca insanı salgın hastalıklardan kurtarabilir, ancak birçok bilim adamı bu projenin önceden kestirilemeyecek sonuçlara yol açmasından, insana ve çevreye zarar verecek bir Frankenstein ordusunun ortaya çıkmasından endişe ediyor. Çünkü çok hızlı üreteyen sinekler tüm dünyayı içine alan bir beslenme zinciri oluşturuyor. Ve biyoteknoloji ürünü sineklerin doğada yol açabileceği hasar daha yeni yeni araştırılıyor.
Ayrıca ortaya çıkacak bu yaratıklarla ilgili bir yasal düzenleme de henüz ortada yok. Yani genetik bilimi, klonlama alanında olduğu gibi yine hukukun önünde gidiyor. Bu nedenle Pew araştırma enstitüsü hazırladığı raporda Amerikan Yönetimi'nden araştırmaları kontrol altına alacak çok sıkı yasal düzenlemeler yapmasını istiyor. Çünkü birçok biyoteknoloji ürünü, yasal boşluklardan yararlanılarak piyasaya sürülüyor. Örneğin ABD'de pet dükkanlarında satılan floresanlı zebra balığı, ilgili bir yasa olmadığı için hiçbir hükümet kurumunun denetiminden geçmemiş.
Genetik modifiye sinek projesi sadece insanları değil, tarım ürünlerini de korumayı amaçlıyor. Örneğin tarımda en önemli polenleyiciler olan arıların genetik yapılarının, kitleler halinde hastalıklara kurban gitmesini önlemek amacıyla güçlendirilmesi planlanıyor. Ancak Pew raporu şu uyarıda bulunuyor: Arılar kurtulabilir ama, genetik kompozisyonlarındaki değişim ürettikleri balın da değişmesine yol açabilir, böylece bir gıda sorunu ortaya çıkabilir.
BÖCEKLER ÇİFTLEŞSİN AMA ÇOĞALMASIN
Tarım ürünlerine dadanan zararlıların etkisiz hale getirilmesi için de bazı projeler var. Örneğin California Üniversitesi, eyaletin pamuk sanayiinden aldığı 1 milyon dolarla, pamuklara musallat olan pembe böceğin genetik yapısını değiştirmeye çalışıyor. Proje şöyle: Böcek cinsel açıdan aktif kalsın, ancak istediği şekilde üreyemesin. Doğada istediği gibi çiftleşsin, ancak yumurtaya üretme genleri yerine, ölümcül genleri geçirsin. Yani yavrusu ölsün
Yaz aylarının sıcağı bir yana bir de vızıltılarla dolu ısırıklı geceler iş başına geçince bunalmamak elde değil.Sivrinekten kurtulma yolları,sivrinek nasıl gider,sivrisinekten korunma temalı konumuzda bakalım bilim adamları ne diyor.
Durham ve Aberdeen Üniversiteleri'de yapılan araştırma, hamilelik dolayısıyla meydana gelen fiziksel değişimlerin sivrisinekleri fazlasıyla cezbettiğini ortaya çıkardı.
Çalışmada, hamile olan ve olmayan kadınlardan, sineklik altında uyumaları istendi. Sabah uyanıldığında, hamile kadınların ağına düşen sivrisinek sayısının olmayanlara göre iki kat fazla olduğu görüldü.
Bilimadamaları, hamile kadınların normale göre daha yoğun nefes aldığını ve sivrisineklerin insan nefesindeki bileşimleri kullanıyor olabileceğini belirtiyor. Hamile kadınlar oksijene normal insanlardan yaklaşık yüzde 20 daha fazla ihtiyaç duyuyor.
Ayrıca hamile kadınların daha fazla terlemesinin de sivrisinekleri cezbedeceği ifade ediliyor.
Sıtmaya dikkat
Uzmanlar, sivriseklerin sıtma hastalığının da taşıyıcısı olduğunu belirterek buna karşı daha hassas olan hamile kadınlarda 'düşük ve ölü doğma' risklerinin oluşabileceğini söyledi. Yılda yaklaşık 1 milyon insanın sıtmadan öldüğünü belirten uzmanlar, egzotik yerlere giden kişilerin ve özellikle hamilelerin koruyucu ilaç ve kremleri kullanmaları konusunda uyarıda bulundu.
Sivrisinekler için insan kokan tuzak
Singapurda sivrisineklerle mücadele için, insan özellikleri taşıyan tuzak geliştirildi. Plastik kuş kafesi görünümünde olan tuzakta, insanın vücut ısısında sıcaklık yayan bir ısı kaynağı bulunuyor. Sivrisineklere en çekici gelen renkte olan tuzak aynı zamanda, bilimsel olarak sivrisineklerin hoşuna gittiği ispatlanan karbondioksit gazı çıkarıyor
Sivrisinekle mücadele
YUNANİSTANın Evros Valisi Nikos Zabounidis, Edirne Valisi Fahri Yüceli ziyaret ederek sivrisinekle mücadele konusunu görüştü. Edirne Valisi Fahri Yücel, sivrisinekle mücadele konusunda 2 ülkenin bilgi birikiminin çok fazla olduğunu belirterek, Sivrisineğin ortadan kalkması için çalışmalarımız çok öncelere dayanmaktadır. Fakat finansal yetersizlikler yüzünden geçen yıl biraz yavaşladık. Bu konuda çalışan arkadaşlarımız biraraya gelerek, ortak bir noktada anlaşmalı dedi.
Uyduyla tespit ettiler
SİVRİSİNEKLE mücadele çalışmalarına başladıklarını, Türk tarafının da başlaması gerektiğini belirten Evros Valisi Nikos Zabounidis, kendi bölgelerindeki bataklıkları uydu aracılığıyla tespit ettiklerini ve anlaştıkları firmalara ilaçlama yaptıracaklarını bildirdi. Konuşmaların ardından, Evros Valisi Zabounidis, Vali Yüceli 2004de kendi ülkelerinde düzenlenecek olan olimpiyatlara davet ederek hediyeler verdi. Vali Yücel de Evros Valisi Zabounidise kitap ve yağlıboya tablo hediye etti.
Sivrisinek bilime ilham kaynağı
Japon bilim adamları, sivri sineklerin insanları hissettirmeden soktuğundan yola çıkarak, ağrısız bir iğne geliştirdi.
İngilterede yayınlanan New Scientist dergisinde yer alan habere göre, Osakadaki Kansai Üniversitesinde görevli bilim adamı Seiji Aoyagi ve çalışma arkadaşları, 1 milimetre uzunluğunda ve 0,1 milimetre çapında bir iğne geliştirdi. Silikon dioksit maddesinden yapılan iğnenin yüzeyi, sivri sineklerde olduğu gibi pütürlü. Bu pütürlerin daha az acı duyulmasını sağladığını söyleyen, Aoyagi, geliştirilen iğnenin sağlam olmaması nedeniyle henüz insanlar üzerinde denenmediğini kaydetti.
Sivrisinekler ölüm saçıyor
New Yorkun, başta Queens kazası olmak üzere bir çok bölgesinde sağlık seferberliği başladı. Sivrisineklerden geçen encephalitis hastalığı vakalarında artış, iki kişinin ölümü ve hastanelere başvuranların sayılarının artması nedeniyle, yeşil ve otlarla kaplı büyük alanlar helikopterlerle, park ve bahçeler ise özel ekiplerle ilaçlanıyor. Halka yapılan duyurularda kısa kollu giymemeleri, sort ile gezmemeleri tavsiye ediliyor. Sivrisineklerin hasta kişilerin kanını emdikten sonra başkalarını ısırması ile başlayan hastalıktan kurtuluşun zor olduğu belirtildi. Direkt olarak beyin içi iltihabına neden olan mikrop, ölümlere ve felçe neden oluyor. Hastalığın ilk belirtilerinin ateşle başlayan baş ağrıları olduğu bildirildi. Hastalık Queeensin haricinde Manhattan ve Bronkta da görüldü.
ABDye kafa tutan sivrisinek
Kim süper güç ABDnin başının sivrisineklerle derde gireceğini düşünebilirdi ki.. İster inanın ister inanmayın, ABD Sağlık Bakanlığı yetkilileri ve New York Belediyesi şu sıralar sivrisineklere ve onların taşıdığı öldürücü Batı Nil Virüsüne karşı geniş kapsamlı bir mücadeleye girişmiş durumdalar.
Benim sivrisineklere karşı müthiş alerjim, -hadi utanmadan söyleyeyim- korkum ve kompleksim vardır. İlk ve ortaokul yıllarımda Bursa Yenişehirin Ebeköyünde çift çubukla tarlalarda çalışarak geçirdiğim yazlardan kalma bu sivrisinek korkusu ve düşmanlığım hâlâ sürüyor.
Ebeköydeki çeltik (pirinç) tarlalarının bataklıklarında, her dem milyonlarca çoğalan bu adi mahluklar, geceleri bendenizin nazik vücudunu sokar, kanımı emer, uykularımı kâbusa dönüştürürdü.
Bırakın o geceleri unutmayı, Ebeköyün sivrisineklerinin insanı gıcık eden vızıltılarını, hâlâ beynimin içinde duyuyorum.
Ancak Allaha şükürler olsun ki, lise-2 yazından itibaren tarlada çalışmaktan azat edildim. Ebeköy yerine yazları, İstanbulda yarınki Türkiye Gazetesini (o zamanki adıyla Hakikat) satmaya başlayarak, hem Ebeköyün sivrisinek belasından kurtuldum; hem de gazetecilik mesleğime Gazete Satıcısı olarak ilk adımımı atmış oldum, 1970 yılının Haziranında...
Fakat bu sivrisineklere ilgim ta o günlerden beri devam ediyor. Hayatımın en büyük düşmanı ilan ettiğim bu cani yaratıklarla ilgili her haberi ve bilgiyi toplar; arşivlemeyi sürdürürüm..
Mesela üniversite yıllarımda sivrisinekler üzerine yapılan bir araştırmayı okuyunca, hem korkum daha da arttı; hem de bu kan içici mahluklarla mücadelemde daha dikkatli hale geldim. O araştırmada, sivrisineklerin en hoşlandığı kan grubunun, A RH + olduğu belirtiliyordu.
Anlayacağınız kaderim kan grubumu, en nefret ettiğim yaratıkların en hoşlandığı kan grubunun içine sokmuştu.. Bu araştırmayı öğrenir öğrenmez bendeki sivrisinek saplantısı şu hale dönüştü: Eğer dünyada tek bir sivrisinek ve bendeniz kalsam, sivrisinek Japonyada ben de okyanuslar ötesinde Amerikada bulunsam, bu hain yaratık gelir, beni bulur ve sokarak kanımı emerdi!
Geçen hafta New York Belediye Başkanı Rudolph Giulianinin halka duyurduğu ve bölgedeki sivrisineklere karşı amansız bir mücadele başlatacağı haberi, haliyle en çok benim ilgimi çekti.
Gerçi Hop hop; bu kadar da olmaz. Sen Washingtondasın. New York ve New Jerseyde sivrisinek mücadelesine başlanan bölge sana 600 kilometre uzak! diyenleriniz olabilir. Bunları saygıyla karşılıyor, ama kaale almıyorum. Azılı düşmanlarıma ilgimi de, onlara karşı tedbirlerimi de, böyle söyleyenler olabilir diye, bırakacak değilim.
Habere göre, New York bölgesinde, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da, öldürücü Batı Nil Virüsüne rastlanmıştı. Ama Belediye, havadan bütün bölgeyi ilaçlayarak, sivrisineklerin kökünü kazıyacak geniş kapsamlı bir mücadeleye başlıyordu. New Yorklulara saygıyla duyurulur...
ABD Sağlık yetkilileri ve New York Belediyesinin bildirdiğine göre, sivrisineklerin soktuğu insan ve hayvanlarla yayılan bu öldürücü virüs çok tehlikeliydi.
Beyin hummasına, menenjite yolaçan bu virüse ve onu taşıyan sivrisineklere karşı herkes dikkatli olmalıydı. Yüksek ateş, baş ve vücut ağrıları, bilinç kaybı ve vücutta kırmızı lekeler şeklinde belirtileri vardı.
İlk kez 1937 yılında Ugandada teşhis edilen ve ta o zamanlar sivrisineklere karşı yapılan mücadele ile orada izole edildiği sanılan bu sivrisinek kaynaklı virüs, nasıl oluyor da, bunca yıl sonra hem de ta Amerikaya geliyordu...
Görüyorsunuz olay ne kadar ciddi!. Minnacık sivrisinekler, dünya devi süper güç ABDye bile kafa tutuyor; buralarda en önemli gündem maddesini oluşturuyorlar.
Demek ki, hiç de haksız değilim. İlgimi ve dikkatimi sürdürmeliyim; ve de elbette sürdüreceğim.. Kısmet olursa gelecek hafta, şu ABDye kafa tutan sivrisineklerle süper gücün dehşetli mücadelesini yazmaya devam edeceğim..
Hepinize sivrisineksiz bir yaz diliyor; özellikle A grubu RH + kan taşıyanların daha bir dikkatli ve uyanık olmaları gerektiğini, tekrardan önemine binaen hatırlatıyorum..
Gerçekten ne başkanlık seçimi ne de bir başka konu ilgimi bu sivrisinekler kadar çekmiyor, şu günlerde.. Sivrisinek deyip geçmeyin.. Bu iş ciddi. Hem de çok ciddi..
Koca ABDnin başı sivrisineklerle, virüslerle derde girecek.. Sağlık yetkilileri, belediyeler buna karşı alarma geçecek.. Sivrisineklerin en hoşlandıkları kan grubu A RH +, (yani benim kan grubum) olacak.. Ve ben buna ilgi duymayacağım.. Yani olacak şey mi? Dolayısı ile benim müthiş ilgi alanımda sivrisinekler..
Zaten biliyorsunuz geçen hafta da bendeki bu sivrisinek saplantısını yazmış; eğer dünyada tek bir sivrisinek ve bendeniz kalsam, sivrisinek Japonyada ben de okyanuslar ötesinde Amerikada bulunsam, bu hain yaratık yine gelir, beni bulur ve sokarak kanımı emer! demiştim.
İşte bütün bu sebeplerden dolayı ABDdeki sivrisinek mücadelesine kaldığım yerden devam ediyorum.
Tedbirler yoğunlaştı
mücadele hızlandı
Önce, New Yorkta korkulu günler yaşatan bu sivrisinekler ve taşıdıkları Batı Nil Virüsünün yayıldığı yerleşim alanları sayısının artmaya başladığını belirtmeliyim.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, New Yorkta sözkonusu virüsü taşıyan 119 kuş ve 38 sivrisineğin belirlendiğini, buna ilaveten Albany, Nassau, Onondaga, Orange, Putnam, Rockland, Washington, Warren, Suffolk, Ulster ve Westchester yerleşim merkezlerinde de sivrisinek ve virüs tehlikesinin bulunduğunu açıkladılar. Dahası virüsün kuzeye Bostona doğru ve Massachusetts eyaletine de sıçradığını duyurdular.
İnsan ve hayvanlarda (atlarda, bazı kuşlarda) beyin humması ile menenjite yolaçan bu öldürücü virüsün, özellikle ağustos ve eylül aylarında etkisinin artabileceğinin açıklanması ise, alınan tedbirleri daha da yoğunlaştırdı.
Yetkililer bunun alarm değil, ihmal edilmemesi gereken ciddi bir durum olduğunu özellikle vurguladıktan sonra şunları söylüyorlar: Kendinizi sivrisineklerden koruyun! Sivrisinek ısırmasından da ne olurmuş demeyin! Gaflete düşmeyin! Hazır olun!
Alınan yaygın tedbirlerden bazıları ise şöyle: Bataklıklara ve sivrisineklerin üremesine müsit yerlere karşı geniş çaplı ilaçlamalar yapıldı/yapılıyor. Ayrıca 50 soru-cevaplık bilgi ve tedbir broşürleri hazırlandı. Bunlar hem dağıtılıyor; hem de internet web sayfalarından halka duyuruluyor.
İşin en can alıcı noktası, hem insanlarda hem de at ve kuşlarda öldürücü etki yapan bu Batı Nil Virüsünün sadece ve sadece sivrisinek ısırması ile bulaşma riskinin oluşu..
Sivrisineğin kanadı kadar
değersiz dünya uğruna
Amerikalıların kendilerini teselli ettikleri noktalar da var. Virüsün insandan insana geçmemesi; mesela dokunma, öpme ya da hastalıklı bir insan ile temas sonunda bulaşmaması, hem tehlike bölgesinde bulunanları, hem de mücadele ekiplerini biraz rahatlatıyor..
Amerikalılara oh dedirten bir başka gelişme ise, Batı Nil Virüsüne kedi ve köpeklerde rastlanmaması. Burada ailenin en değerli fertlerinden sayılan kedi ve köpeklerin sözkonusu virüsü kapma riskinin hemen hemen bulunmamasına çok seviniyorlar. Hatta belki bundan dolayı zil takıp oynamaya başlarlarsa, hiç şaşırmayacağım.
Ayrıca bu virüse karşı aşı bulunması çalışmaları da hız kazandı.. Daha şimdiden milyonlarca dolarlık bütçeler ayrıldı ve biyoteknoloji firmalarına aşı geliştirmeleri için siparişler verildi.
Hayatın, hem de süper ülke ABDde bile, bir sivrisinek ısırmasına endeksli olduğunu düşünmek, insanın tüylerini diken diken ediyor..
Kur-an-ı Kerimde Cenab-ı Hak, İnananlara iman verdim, ne vermedim? Eğer dünyaya sivrisineğin kanadı kadar değer verseydim, inanmayanlara bir içim su dahi vermezdim. buyuruyor.
Yüce Allahın, sivrisineğın kanadı kadar bile değer biçmediği şu kısacık dünya hayatında, sivrisineklerin etrafımızda tehditkar vızıltılarını duyarak yaşamak, gerçekten düşündürücü.. O nisbette de ibret verici..
Sivrisineksiz yazlar temenni ediyor; yaşamınızın sağlık içinde ve her daim daha da değerlenerek geçmesini diliyorum..
Hamileye Sivri Düşman
Yaz aylarının vazgeçilmez zararlısı sivrisineklerden bunalmayan var mıdır? Onlardan kurtulmak için yapmadığımız kalmaz. Belediyeler özel ilaçlama kampanyası başlatarak, bu tehlikeyi ortadan kaldırmak isterler ve her yıl trilyonlarca lira para harcanır.
Ama son yapılan bir araştırmaya göre bu yazdan itibaren sanırız anne adayı hamileler sivrisineklerden iki kat daha fazla kaçacaklar.
Durham Üniversitesinde görevli bir grup bilim adamının yaptığı bir araştırmaya göre, sıtma mikrobu taşıyan sivrisineklerin en çok hamile kadınlara saldırıyorlar.
İngiliz bilim adamları, Gambianın kırsal kesiminde yaptıkları araştırmada, hamile olan ve olmayan kadınları belli bir yerde istihdam ettiler.
Araştırma sonucunda sivrisineklerin en çok anne adayı kadınlara saldırdıkları, bu kişilerin çekim alanlarının çok kuvvetli olduğunu belirlediler.
Yüksek ısıya geliyorlar
Neticede hamile olan kadınların olmayan kadınlara oranlara yüzde 21 daha sık nefes aldıkları tespit edildi. Bunun sonucunda hamile kadınlarda kan dolaşımının hızlandığı, sivrisinekler için bir çekim merkezi oluşturdukları ortaya çıktı.
Kan dolaşımının hızlanması sonucunda ise hamile olan kadınlarda el, ayak ve karın bölgesinde normalden çok yüksek bir ısı oluşuyor.
İşte sivrisineklerin hamile kadınlara daha fazla saldırmasının sebeplerinin başında da bu yüksek ısı başrol oynuyor.
Bilim çaresini arıyor
Bu araştırma sonuçları, hamile olan kadınlar için pek sevimli gelmese de bilim dünyası şimdi bu olayın çaresini bulmak için kolları sıvamış durumda.Durham Üniversitesinin oluşturduğu ekipte yer alan bilim adamları, anne adayları ile sivrisinekler arasındaki bu olumsuz ilişkiyi ortadan kaldırmanın yollarını aradıklarını ve laboratvuar çalışmalarını bu yöne sevkettiklerini söyledi.
Hamile olan kadınları sivrisinekler için çekim merkezi kılan özellikleri ortadan kaldıracak bir tür sabun bulunduğu da belirtildi. Antibakteriyel özellik taşıyan sabunun ilk denemelerinde bu çekiciliği yok ettiği tespit edildi.
Sivrisinekler, en çok hamileleri sokuyor
İnglitere'de yayınlanan Lancet adlı tıp dergisinde yer alan bir yazıda, Durham Üniversitesi'nden bir ekibin Gambia'nın kırsal alanlarında yaptığı araştırmaya yer verildi. Araştırma, özellikle sıtma mikrobu taşıyan sivrisinek türlerinin hamile kadınlara daha çok saldırdıklarını ortaya koydu. İngiliz araştırmacılar, yalnız yatan bir grup hamile ile hamile olmayan bir grup kadının sivrisinekleri ne kadar çektiklerini incelediler. Hamile kadınların çekim alanının daha güçlü olduğunu belirleyen bilim adamları, bunun nedeninin de hamile kadınların hamile olmayanlara oranla yüzde 21 oranında daha sık nefes almaları ve bu durumun da kan dolaşımını hızlandırması olduğunu belirttiler.
Bilim adamlarına göre, kan dolaşımı hızlanan hamilelerde el, ayak ve karın bölgesinde normalden yüksek bir ısı oluşuyor. Sivrisinekleri hamilelere çeken de bu ısı oluyor. Araştırma ekibinden Steve Lindsay, sivrisineklerle hamile kadınlar arasındaki bu çekim ilişkisine son vermenin yollarını aradıklarını belirtti. Lindsay, çalışmaları arasında sivrisinekler açısından hamile kadınları çekici kılan unsurları yok eden antibakteriyel bir tür sabun bulunduğuna dikkat çekti.
Sivrisineklerin özellikle sıtma mikrobu taşıyan cinslerinin hamile kadınları hedef aldıkları saptandı.
Türk ve Yunanlıların sivrisinek anlaşması
Türkiye ile Yunanistanın, Meriç sınır bölgesini sivrisinekten arındırmak üzere işbirliğine gideceği bildirildi. Atinada yayınlanan Eleftherotipiya gazetesi, Sivrisinekler Türkler ile Yunanları birleştiriyor başlıklı haberinde, gerek Türkiye gerekse Yunanistan tarafında kalan Meriç bölgesindeki yerli halk, turistler ve askerleri salgın hastalıklarla yüz yüze bırakan problemin, tarafların işbirliğiyle çözüleceğini kaydetti. Yunanistanın, özellikle ilkbahar aylarında uygulayacağı Sivrisineklerle mücadele programı için 450 bin Euro ayırdığını belirten gazete, Türkiyenin de benzeri bir girişimde bulunarak Ortak düşmana savaş açmasının beklendiğini yazdı.
Sivrisinekler kaynak emiyor
Havaların ısınmasıyla birlikte ortaya çıkan sivrisinekler, vatandaşın canını, belediyelerin de bütçesini yakıyor. Gaziantep Metropol Şahinbey ve Şehitkamil belediyeleri yetkililerinden aldığı bilgiye göre, kentte sivrisinek mücadelesinde 3 bin litre kimyasal tüketilecek. Yaz boyunca sürdürülecek mücadelenin, 60 milyar liraya malolacağı bildirildi. Bu arada, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Kilis belediyeleri sivrisinek mücadelesi için yaklaşık 4 bin litre kimyasal ilaç kullanacak. 3 kentteki sivrisinek mücadelesi içip yapılacak harcamanın maliyeti ise 40 milyar lira dolayında tahmin ediliyor.
Sivrisineğe kökten çözüm
ÇİĞLİ'de sivrisinek yatağı haline gelen bataklıklar Çiğli ve Büyükşehir Belediyesi'nin işbirliği ile kurutuluyor. Balatçık, Kaklıç, İstasyonaltı ve Sasalı'daki bataklık alanlarında dolgu çalışmaları başladı. Bataklıkların oluşturduğu sivrisinek nedeniyle çok sıkıntı yaşandığını belirten Çiğli Belediye Başkanı Tevfik Alyanak, İlaçlama yöntemiyle yaptığımız çalışmalar yeterli olmuyor. İzmir'in sivrisineğini Çiğli'deki bataklıklar üretiyor. Ne kadar ilaçlama yaparsak yapalım kurtulamıyoruz. Ancak bu şekilde sorunu çözeceğiz dedi.
Sivrisinek savaşı
ANTALYA'nın Kale ilçesinde sivrisineksiz bir yaz için mücadele başlatıldı. Bu amaçla oluşturulan ekipler ilçeyi karış karış tarayarak bataklıkları, sulama kuyularını ve tuvaletleri ilaçlıyor.
İlaçlamanın yaz boyunca süreceğini belirten Belediye Başkanı Adnan Genç, Şu an yalnızca ilaca 2 milyar lira ödedik. Sineksiz bir yaz için ne gerekiyorsa yapılacak diye konuştu.
Dersimiz sivrisinek
MANAVGAT'ta sıtma ile mücadele konusunda uzman Ali Kurt, belediye ekiplerine seminer verdi. Halk Kütüphanesi'ndeki seminere Manavgat ve belde belediyelerinin temizlik işleri ve sivrisinekle mücadele edecek elamanları katıldı. Antalya'nın 250 kilometrelik sahilinde mücadele edildiğini belirten Kurt, En riskli bölgeler Manavgat, Alanya, Kemer ve Kumluca'dır dedi.
Sivrisineğin kökü kazınacak
Sezon başlamadan önce sivrisineğin kökünü kurutmaya karar veren ilçe kaymakamlığı, Side Turizm Derneği'nde bir toplantı düzenledi. Toplantıya Sağlık Grup Başkan Vekili Dr. Hasan Akdemir ile Sıtma Savaş Başkanlığı'ndan Uzman Ali Kurt ve belde belediyeleri yetkilileri katıldı.
MÜCADELE YOLLARI
Sivrisineklerle mücadele yollarının belirlendiği toplantıda, koordineli çalışmanın da önemine değinildi. Toplantıda, Çolaklı Belediye Başkanı Hasan Coşkun ile Manavgat Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Varol Aydın, bölgedeki DSİ'ye ait su kanallarının sivrisineklerin üreme merkezlerini oluşturduğunu belirterek, DSİ sık sık bu kanalları temizleyerek mücadeleye katkıda bulunabilir diye konuştu.
Toplantıda alınan kararlar
Su birikintileri ve gübrelikler 1-30 Mart arasında temizlenecek. Bu mücadele devam ederken lavra kontrolleri yapılacak ve larvaya rastlanması durumunda lavra mücadelesi 1-30 Nisan tarihleri arasında yapılacak. 4'er kişilik ekipler Sağlık Grup Başkanlığı'na en kısa zamanda bildirecek.
New York'ta sivri paniği
Ünlüler kenti New York, sivrisinekten geçen ve beyin iltihabına yol açan bir virüsün üç kişinin ölümüne yol açması üzerine, havadan ve karadan ilaçlanmaya başlandı. New York Belediye Başkanı Rudolph Giuliani, kentin özellikle ormanlık ve kırlık bölgeleriyle gölcüklerin ilaçlanmasına öncelik verildiğini söyledi. Sivrisineklerin yaydığı virüs nedeniyle kentte alarm verilirken, 9 kişinin enfeksiyon kaptığı ve hastanede tedavi altına alındığı, 56 kişinin de, hastalık şüphesiyle kontrol altına tutulduğu belirtiliyor. Uzmanlar, 7.3 milyonluk kentin büyük çoğunluğunun risk altında olduğuna dikkat çekiyorlar. Özellikle, çocukların, yaşlıların ve bağışıklık sistemlerinde sorun olanların, bu enfeksiyon nedeniyle yaşamlarının tehlikeye girebileceği ifade ediliyor. Doktorlar, hastalık belirtilerinin sivrisinek ısırdıktan beş veya 15 gün sonra ortaya çıktığını, hastada ateş ve başağrısı görüldüğünü belirtiyorlar.
Yaza gerçekten hazır mısınız
Sadece mayo, tişört, plaj havlusu alarak yaza hazırlanamazsınız. İşin bir de sivrisinek boyutu var. Yaz akşamlarında ortaya çıkan sinekler insanın tüm keyfini kaçırabilir. Fakat Defans Sinekkovan Vücut Spreyi ve Losyonu uykusuz yaz gecelerine son veriyor. Her tür sinek, bit, pire gibi haşereyi sizden uzak tutuyor. Üstelik cildi tahriş etmiyor, giysilerde leke bırakmıyor.
Sinek ve böceklerin Frankenstein'ı
Yılda milyonlarca insanın ölümüne yol açan hastalıklarla mücadele amacıyla genetik değişime uğramış sinek ve böceklerin doğaya salınması projesi işte tam da bu tanıma giriyor. Amerikalı araştırmacılar, insana malarya bulaştırmak yerine aşı yapan sivrisinekten, zırh yapımında kullanılacak çelikten güçlü ipek üretimine yetenekli ipekböceklerine kadar bir dizi yaratığı 10 yıl kadar sonra doğaya bırakmayı planlıyor. Ancak bu deneylerle ilgili yasal düzenlemeler henüz mevcut değil ve korkulan nokta şu: Ya bu yaratıklar kontrolden çıkarsa, ya şifa dağıtmak yerine, o güne kadar hiç taşımadıkları hastalıkları yeryüzüne yaymaya başlarlarsa.
Görevimiz Tehlike'deki kendi kendini imha eden teyp bandı gibi bir bakteri düşünün. Deney amacıyla kullanıldığı laboratuvar ortamını terk ettiği an kendi sonunu hazırlıyor. DNA'sına ekstradan intihar geni eklendiği için, özgürlüğünü ilan edip havaya karıştığı an kendi kendini imha ediyor.
Bilim kurgu değil, Amerikalı araştırmacılar bunu gerçekten planlıyor. Şu anda ABD'deki biyoteknoloji laboratuvarlarında yoğun bir faaliyet var. Hedef; genetik mühendisliği aracılığıyla yeryüzündeki sinek ve böceklerin doğal karakterlerini değiştirmek. Örneğin Afrika'da milyonlarca insanı ölümcül uyku hastalığına sürükleyen çeçe sineklerini, bu hastalığı taşıyamaz hale getirmek. İpekböceklerini, çelik yelek yapımında kullanılabilecek kadar dayanıklı ipek üretimine elverişli kılmak. Ya da sivrisineklerin bağışıklık sistemini malaryaya karşı dirençli hale getirerek, sıtma saçmalarını önlemek.
HER YIL 500 MİLYON KİŞİ SITMAYA YAKALANIYOR
İşte bu amaçla genetik modifikasyona uğramış sineklerin yaklaşık on yıl sonra laboratuvarlardan doğaya bırakılması ve bu yaratıkların yeni evrimi bütün nüfusa yaymaları hedefleniyor.
Olay bizden uzakta cereyan ediyor ama, her yıl yaklaşık 500 milyon insan sıtmaya yakalanıyor ve 3 milyonu bu hastalıktan ölüyor. Sivrisinekler geleneksel genlerini korudukları sürece de milyonlarca Afrikalı bebek sıtmadan ölmeye devam edecek. Yani sıtmayı önleyecek herhangi bir teknoloji tıp tarihinde önemli bir köşetaşı olacak.
Ancak madalyonun bir de diğer yüzü var. Malaryaya karşı bağışıklık kazanan sivrisinekler ekolojik ortamda daha da güçlenecek, böylece seleksiyona uğramayacak. O zaman başka hastalıkları bulaştırma ihtimalleri de artacak. Sivrisinek araştırmacıları bu riskin farkında olduklarını ve bu nedenle deneylerini düşük viteste sürdürdüklerini söylüyorlar.
Sinek-böcek projesinin yaratabileceği tehlikelerle ilgili bir çalışma yapan think-tank kuruluşu Pew'un hazırladığı rapora göre sinek ve böceklerin genleriyle oynamak pek o kadar tekin bir iş değil. Tarım ürünleri ve küçük-büyükbaş hayvanları, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı hale getirmek için genetik değişime uğratmak daha kontrol edilebilir bir alan olarak görülüyor. Doğaya salınacak sineklerin denetimi ise söz konusu değil.
FRANKENSTEIN ORDUSUNDAN ENDİŞE EDİYORLAR
Rapora göre genetik mühendisliği ürünü sinekler, gelişmemiş ülkelerde milyorlarca insanı salgın hastalıklardan kurtarabilir, ancak birçok bilim adamı bu projenin önceden kestirilemeyecek sonuçlara yol açmasından, insana ve çevreye zarar verecek bir Frankenstein ordusunun ortaya çıkmasından endişe ediyor. Çünkü çok hızlı üreteyen sinekler tüm dünyayı içine alan bir beslenme zinciri oluşturuyor. Ve biyoteknoloji ürünü sineklerin doğada yol açabileceği hasar daha yeni yeni araştırılıyor.
Ayrıca ortaya çıkacak bu yaratıklarla ilgili bir yasal düzenleme de henüz ortada yok. Yani genetik bilimi, klonlama alanında olduğu gibi yine hukukun önünde gidiyor. Bu nedenle Pew araştırma enstitüsü hazırladığı raporda Amerikan Yönetimi'nden araştırmaları kontrol altına alacak çok sıkı yasal düzenlemeler yapmasını istiyor. Çünkü birçok biyoteknoloji ürünü, yasal boşluklardan yararlanılarak piyasaya sürülüyor. Örneğin ABD'de pet dükkanlarında satılan floresanlı zebra balığı, ilgili bir yasa olmadığı için hiçbir hükümet kurumunun denetiminden geçmemiş.
Genetik modifiye sinek projesi sadece insanları değil, tarım ürünlerini de korumayı amaçlıyor. Örneğin tarımda en önemli polenleyiciler olan arıların genetik yapılarının, kitleler halinde hastalıklara kurban gitmesini önlemek amacıyla güçlendirilmesi planlanıyor. Ancak Pew raporu şu uyarıda bulunuyor: Arılar kurtulabilir ama, genetik kompozisyonlarındaki değişim ürettikleri balın da değişmesine yol açabilir, böylece bir gıda sorunu ortaya çıkabilir.
BÖCEKLER ÇİFTLEŞSİN AMA ÇOĞALMASIN
Tarım ürünlerine dadanan zararlıların etkisiz hale getirilmesi için de bazı projeler var. Örneğin California Üniversitesi, eyaletin pamuk sanayiinden aldığı 1 milyon dolarla, pamuklara musallat olan pembe böceğin genetik yapısını değiştirmeye çalışıyor. Proje şöyle: Böcek cinsel açıdan aktif kalsın, ancak istediği şekilde üreyemesin. Doğada istediği gibi çiftleşsin, ancak yumurtaya üretme genleri yerine, ölümcül genleri geçirsin. Yani yavrusu ölsün