Salihyet
Üye
Serdar Turgut'tan zehir zemberek bir yazı! ; "Kültürel hastalık geçiriyor"
Seks konusunda fazla konuşup kendi seksüaliteleri konusunda ergenlikten yeni çıkmaya çalışan sivilcesi henüz patlamamış insanlar gibi konuşmalarını doğru bulmuyorum.
İlişkiler ve düzey
3 Ağustos Pazar günü Vatan Gazetesi'nde Okan Bayülgen ile yapılmış mülakatı okurken hayli rahatsız oldum. Konu hakkında hemen fikir bildirmek yerine bir süre bekleyeyim de neden tepkili olduğumu iyi çözümleyeyim dedim. Ne kadar reddetmek isterse istesin tam bir magazin medyası figürü olan Okan Bayülgen yaptığı konuşmaların yeni başlayacağı programa reklam vesilesi olacağını düşünerek mutlaka özellikle tepki çekmesi için gerekenleri de söylemiş olabilir tabii ki. Konuşmasının tonundan bu reklam gayretini de düşsem yine de dediklerinin toplam tonundan çok rahatsız oldum.
Şunu da söylemem belki abes olabilir ama ben yine de not edeyim dedim. Benim öyle ilişkiler konusunda çok ahlakçı, çok tutucu düşündüğümü filan da sanmıyorsunuzdur herhalde. Yazarlık hayatım boyunca en yakası açılmadık konulara kendime fazla sansür de koymadan girip durdum. Yani bugün gireceğim konulara, bazı konuları ayıp bulduğumdan filan giriyor değilim.
Sadece ben yaşı belirli aşamayı geçmiş insanların ilişkiler ve seks konusunda fazla konuşup kendi seksüaliteleri konusunda ergenlikten yeni çıkmaya çalışan sivilcesi henüz patlamamış insanlar gibi konuşmalarını doğru bulmuyorum. Okan Bayülgen'de böyle bir eğilim var. Bir tür tam oluşmamışlık bu ve ilişkileri konusunda kadınların isimlerini vererek filan konuşmaya bayılıyor. Gayet tabii ki onunla sınırlı olan bir sorun değil bu. Türkiye'de insanların kaliteli yaşlanmak konusunda fazla düşünmedikleri aşikâr. Düşünülmüş olsaydı artık yaşlanma sürecine girmiş bazı insanlar karşı cinsler hakkında deklare ettikleri fikirleri söylerken biraz utanmaya başlamaları gerekiyordu. Asıl kahramanlığın tek eşe sadakat olduğunu unutanlar durmadan daha fazla ilişki konusunda kendilerine kahramanlık hikâyeleri filan çıkarıyorlar. Üstüne üstlük bu son derece basit olan yaşam stilinden kendilerine bir kültür de yaratmaya çalışıyorlar.
Bir nevi kültürel hastalık geçirmekte olduğuna inandığım Okan Bayülgen 44 yaşında olmasına rağmen ‘güzel kadınlar beni seviyor', ‘kadınların bende ne bulduklarını biliyorum ama bunu şimdi söyleyip kendimi methetmeyeyim, başka şovmenin birlikte olduğu kızla ilişki yaşamam ‘ gibi lafları söylüyor ve kendisine kurduğu tüm bu dünyanın hem kendisine hem de birlikte olduğu kadınlara karşı bir saygısızlık içerdiğinin farkında değil.
Bu toplumda evlilik ve ilişkiler konusunda iyi düşünmeye ve diyaloğa ihtiyacımız var. Çünkü o önemli konular, kendi cinselliğini övmekten utanmayan ve egosu yüksek insanların eline kalmış ve deforme oluyor. Dediğim gibi asıl zor olan tek bir eş ile ilişkiyi sürdürmektir, asıl bu kahramanlıktır. Değişik ilişkilere girmek dünyanın en kolay işidir. Hayvanlar ile aramızdaki fark içgüdülerimiz ile gelen davranış biçimlerine, düşünerek bazı kırmızı çizgiler koymamızdır. ‘Aynı anda iki kişiyi sevebiliyor musunuz?' sorusuna Okan Bayülgen ‘Tabii ki ben erkeğim. Tersi doğaya aykırı' diyerek kendi davranışını sosyal Darvisist teorilerle kendi gözünde meşrulaştırma çabasında, bu net görülüyor. Sosyal Darvinizm kadın-erkek davranışları hakkında daha çok hayvanlar âlemini inceleyerek teori yapar. Bu dünyada kadınlar evi yapan, erkekler ise avcıdır. Sperm rekabeti dönemi geldiği zaman Okan Bayülgen'in başka şovmenlerle yaptığına benzeyen kavgalar çıkar. Sperm kızışması döneminde ise avcı başka eşler aramaya çıkar, dönünce de ilk eşini bırakıp gittiği evde bulmayı bekler. Sosyal Darvinizm dünyası ilginçtir. O dünyanın normlarına uyarak yaşamaya çalışan çok sayıda erkek ve kadın var. Bu durum toplumları orman haline getirebilir. Ben orman kurallarından biraz çıkıp ilişkiler konusunda medeni bir diyalog kuralım istiyorum.
Serdar Turgt/Akşam
Seks konusunda fazla konuşup kendi seksüaliteleri konusunda ergenlikten yeni çıkmaya çalışan sivilcesi henüz patlamamış insanlar gibi konuşmalarını doğru bulmuyorum.
İlişkiler ve düzey
3 Ağustos Pazar günü Vatan Gazetesi'nde Okan Bayülgen ile yapılmış mülakatı okurken hayli rahatsız oldum. Konu hakkında hemen fikir bildirmek yerine bir süre bekleyeyim de neden tepkili olduğumu iyi çözümleyeyim dedim. Ne kadar reddetmek isterse istesin tam bir magazin medyası figürü olan Okan Bayülgen yaptığı konuşmaların yeni başlayacağı programa reklam vesilesi olacağını düşünerek mutlaka özellikle tepki çekmesi için gerekenleri de söylemiş olabilir tabii ki. Konuşmasının tonundan bu reklam gayretini de düşsem yine de dediklerinin toplam tonundan çok rahatsız oldum.
Şunu da söylemem belki abes olabilir ama ben yine de not edeyim dedim. Benim öyle ilişkiler konusunda çok ahlakçı, çok tutucu düşündüğümü filan da sanmıyorsunuzdur herhalde. Yazarlık hayatım boyunca en yakası açılmadık konulara kendime fazla sansür de koymadan girip durdum. Yani bugün gireceğim konulara, bazı konuları ayıp bulduğumdan filan giriyor değilim.
Sadece ben yaşı belirli aşamayı geçmiş insanların ilişkiler ve seks konusunda fazla konuşup kendi seksüaliteleri konusunda ergenlikten yeni çıkmaya çalışan sivilcesi henüz patlamamış insanlar gibi konuşmalarını doğru bulmuyorum. Okan Bayülgen'de böyle bir eğilim var. Bir tür tam oluşmamışlık bu ve ilişkileri konusunda kadınların isimlerini vererek filan konuşmaya bayılıyor. Gayet tabii ki onunla sınırlı olan bir sorun değil bu. Türkiye'de insanların kaliteli yaşlanmak konusunda fazla düşünmedikleri aşikâr. Düşünülmüş olsaydı artık yaşlanma sürecine girmiş bazı insanlar karşı cinsler hakkında deklare ettikleri fikirleri söylerken biraz utanmaya başlamaları gerekiyordu. Asıl kahramanlığın tek eşe sadakat olduğunu unutanlar durmadan daha fazla ilişki konusunda kendilerine kahramanlık hikâyeleri filan çıkarıyorlar. Üstüne üstlük bu son derece basit olan yaşam stilinden kendilerine bir kültür de yaratmaya çalışıyorlar.
Bir nevi kültürel hastalık geçirmekte olduğuna inandığım Okan Bayülgen 44 yaşında olmasına rağmen ‘güzel kadınlar beni seviyor', ‘kadınların bende ne bulduklarını biliyorum ama bunu şimdi söyleyip kendimi methetmeyeyim, başka şovmenin birlikte olduğu kızla ilişki yaşamam ‘ gibi lafları söylüyor ve kendisine kurduğu tüm bu dünyanın hem kendisine hem de birlikte olduğu kadınlara karşı bir saygısızlık içerdiğinin farkında değil.
Bu toplumda evlilik ve ilişkiler konusunda iyi düşünmeye ve diyaloğa ihtiyacımız var. Çünkü o önemli konular, kendi cinselliğini övmekten utanmayan ve egosu yüksek insanların eline kalmış ve deforme oluyor. Dediğim gibi asıl zor olan tek bir eş ile ilişkiyi sürdürmektir, asıl bu kahramanlıktır. Değişik ilişkilere girmek dünyanın en kolay işidir. Hayvanlar ile aramızdaki fark içgüdülerimiz ile gelen davranış biçimlerine, düşünerek bazı kırmızı çizgiler koymamızdır. ‘Aynı anda iki kişiyi sevebiliyor musunuz?' sorusuna Okan Bayülgen ‘Tabii ki ben erkeğim. Tersi doğaya aykırı' diyerek kendi davranışını sosyal Darvisist teorilerle kendi gözünde meşrulaştırma çabasında, bu net görülüyor. Sosyal Darvinizm kadın-erkek davranışları hakkında daha çok hayvanlar âlemini inceleyerek teori yapar. Bu dünyada kadınlar evi yapan, erkekler ise avcıdır. Sperm rekabeti dönemi geldiği zaman Okan Bayülgen'in başka şovmenlerle yaptığına benzeyen kavgalar çıkar. Sperm kızışması döneminde ise avcı başka eşler aramaya çıkar, dönünce de ilk eşini bırakıp gittiği evde bulmayı bekler. Sosyal Darvinizm dünyası ilginçtir. O dünyanın normlarına uyarak yaşamaya çalışan çok sayıda erkek ve kadın var. Bu durum toplumları orman haline getirebilir. Ben orman kurallarından biraz çıkıp ilişkiler konusunda medeni bir diyalog kuralım istiyorum.
Serdar Turgt/Akşam
