Doğuş Pertez
Admin
Ramazanda sahur sonrası uyku düzeni ve uysuzluk
Ramazan'da uzun süren açlık sonrası iftar ve sahurda yanlış beslenme, mide rahatsızlıklarına yol açıyor. Özellikle Reflü hastaları için sahurun önemini vurgulayan uzmanlar, sahur sonrası hemen yatmanın sakıncalı olduğunu belirtiyor.
Central Hospital'dan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. M. Rafet Yiğitbaşı, Reflü hastalarının Ramazan'da dikkat etmesi gereken hususları anlattı...
Ramazan ayının yaz mevsimine gelmesi, aç kalınma süresinin uzaması ve aşırı sıcaklara ilaveten değişen yeme alışkanlıklarının reflü, ülser ve gastrit gibi mide hastalıklarıyla nasıl etkileştiği merak edilen unsurların başında gelir. Uzun süreli açlığın asid fazlalığına neden olabileceği teorik olarak kabul edilse de, oruç tutan kişilerde bu durum biraz farklılık arz eder.
Mide salgıları ve asidin uyarılmasında önemli bir faktör olan "salgılamanın beyinsel fazı" ibadet düşüncesi ve beyinsel kabule bağlı olarak asid üretiminde etkinliğini yitirmekte, ayrıca asid üretiminin ikinci evresi olan "midesel faz" da, midenin boş olması nedeniyle aktif olmayacağından asid üretimi minimum seviyeye inmektedir.
Böylece ramazan orucu, asid fazlalığının olumsuz etkileyeceği mide rahatsızlıklarında sanıldığı gibi zararlı etki oluşturmamaktadır. Ancak aktif ülser ve gastriti bulunan veya mideye dokunan ilaçlar almak zorunda olan hastalarda oruç tutmak için doktora danışılması önerilir.
Sahur sonrası hemen yatmak yasak...
Reflü; midedeki asit ve gıdaların yemek borusuna geri gelmesine bağlı olarak bu bölgede tahrişe ve göğüs arkasında yanmalara neden olan bir hastalıktır. Bu durumda asit fazlalığından ziyade yemek borusu ile mide arasındaki kapak mekanizmasının gevşemesi rol oynamaktadır.
İftar yemeğinde fazla yemek, baharatlı, yağlı ve kızartma benzeri yiyeceklerle fazla çay kahve tüketiminden kaçınmak, reflü olasılığını azaltacaktır. Bol sıvı alarak, besinleri yavaş ve iyi çiğneyerek yemeli, hazmı kolay olan lifli gıdalar tercih edilmelidir. Mümkünse iftar, en az 2 seansa bölünerek yapılmalı, iftar sonrası oluşan ağırlık hissi sonrası kesinlikle hemen uzanılmamalıdır.
Uzmanların reflü hastalarına tavsiyesi olan yatağa girerken midenin olabildiğince boş olması kuralı Ramazan ayı için de geçerlidir. Uzun ve efor gerektiren bir ibadet olan teravih namazı hem iftarda alınan enerjinin depo edilmek yerine harcanmasına katkıda bulunur, hem de reflü hastaları için önem arz eden midenin boşalmasına yardım eder.
Hormonal biyoritme uygun olarak vücuda yeterli miktarda enerji sağlamaya yarayan sahur yemeği oldukça faydalıdır ve bu öğünün kesinlikle atlanmaması gerekir. Sahur yemeğinde hafif şeyler yenmesi, midenin tamamen doldurulmaması ve yemekten sonra hemen yatılmaması reflü hastaları için önerilir. Mide hastalıkları nedeniyle ilaç kullanan hastalar oruç tutmak istediklerinde, ilaç zamanlarının yeniden ayarlanması için hekimlerine başvurmalıdır.
Central Hospital'dan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. M. Rafet Yiğitbaşı, Reflü hastalarının Ramazan'da dikkat etmesi gereken hususları anlattı...
Ramazan ayının yaz mevsimine gelmesi, aç kalınma süresinin uzaması ve aşırı sıcaklara ilaveten değişen yeme alışkanlıklarının reflü, ülser ve gastrit gibi mide hastalıklarıyla nasıl etkileştiği merak edilen unsurların başında gelir. Uzun süreli açlığın asid fazlalığına neden olabileceği teorik olarak kabul edilse de, oruç tutan kişilerde bu durum biraz farklılık arz eder.
Mide salgıları ve asidin uyarılmasında önemli bir faktör olan "salgılamanın beyinsel fazı" ibadet düşüncesi ve beyinsel kabule bağlı olarak asid üretiminde etkinliğini yitirmekte, ayrıca asid üretiminin ikinci evresi olan "midesel faz" da, midenin boş olması nedeniyle aktif olmayacağından asid üretimi minimum seviyeye inmektedir.
Böylece ramazan orucu, asid fazlalığının olumsuz etkileyeceği mide rahatsızlıklarında sanıldığı gibi zararlı etki oluşturmamaktadır. Ancak aktif ülser ve gastriti bulunan veya mideye dokunan ilaçlar almak zorunda olan hastalarda oruç tutmak için doktora danışılması önerilir.
Sahur sonrası hemen yatmak yasak...
Reflü; midedeki asit ve gıdaların yemek borusuna geri gelmesine bağlı olarak bu bölgede tahrişe ve göğüs arkasında yanmalara neden olan bir hastalıktır. Bu durumda asit fazlalığından ziyade yemek borusu ile mide arasındaki kapak mekanizmasının gevşemesi rol oynamaktadır.
İftar yemeğinde fazla yemek, baharatlı, yağlı ve kızartma benzeri yiyeceklerle fazla çay kahve tüketiminden kaçınmak, reflü olasılığını azaltacaktır. Bol sıvı alarak, besinleri yavaş ve iyi çiğneyerek yemeli, hazmı kolay olan lifli gıdalar tercih edilmelidir. Mümkünse iftar, en az 2 seansa bölünerek yapılmalı, iftar sonrası oluşan ağırlık hissi sonrası kesinlikle hemen uzanılmamalıdır.
Uzmanların reflü hastalarına tavsiyesi olan yatağa girerken midenin olabildiğince boş olması kuralı Ramazan ayı için de geçerlidir. Uzun ve efor gerektiren bir ibadet olan teravih namazı hem iftarda alınan enerjinin depo edilmek yerine harcanmasına katkıda bulunur, hem de reflü hastaları için önem arz eden midenin boşalmasına yardım eder.
Hormonal biyoritme uygun olarak vücuda yeterli miktarda enerji sağlamaya yarayan sahur yemeği oldukça faydalıdır ve bu öğünün kesinlikle atlanmaması gerekir. Sahur yemeğinde hafif şeyler yenmesi, midenin tamamen doldurulmaması ve yemekten sonra hemen yatılmaması reflü hastaları için önerilir. Mide hastalıkları nedeniyle ilaç kullanan hastalar oruç tutmak istediklerinde, ilaç zamanlarının yeniden ayarlanması için hekimlerine başvurmalıdır.
