Osmanlıca Gazel (Dev Arşiv)

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Doğuş Pertez

Doğuş Pertez

Admin
    Konu Sahibi
Osmanlıca Gazel (Dev Arşiv)
XI. GAZEL

Mef’û lü fâ’i lâ tü mefâ ‘i lü fâ’i lûn


Vaşl-ı nigâr faşl-ı bahaâr u şaraâb-ı nâb
Her kimge dest birse zihi baht-ı kâm-yab

Bustôn-u bâg farkına kör kim ni tartadur
Her dem-be-dem tekellû üçün söye-bân sehâb

Kesb-i kemâl kıldı çemen bâd-ı şubhdın
Ahsendür iy nesim hemin bolgay iktisâb

Mahbub-ı gül-<izâr ila her künc-i bâgda
&#8216;luş it ki bes ganimet inür gırra-i şehâb

Bir bir varak mütâla&#8217;a kıldı Genâ barın
Divân-ı görk içinde sini taptı intihâb


XII. GAZEL

Mef&#8217;û lü fâ i lâ tü me fâ î lü fâ i lün


Sevr katımızga bir keder ittinâ <aceb <aceb
Ne ki köz uçındın nazar ittinâ <aceb <aceb

Yüz körsetip kûnes kibi burc-ı kemâlin
Şâm-ı fir&#8217;akkumı seher ittinâ <aceb <aceb


Ol gonce vaşlıdın manga iy bâd-ı &#8216;ırsa
Entaf itip ni hoş haber ittinâ <aceb <aceb

Hicrinâ karanggusıda giriftâr igeç köngül
Könglüm üyini pür,şeker ittina <aceb <aceb

Hulk-ı kerim vefâ kâdettin tutup
Cevruna tarikasın zikr ittinâ <aceb <aceb

Ol taş bağırlu köngline âhır niyâz eyle
İy âh-ı şubh dem eser ittinâ <aceb <aceb

Munça tekebbûrüna bile ey hüsn-i iline şâh
Bir kün Gedâ bile be-ser ittinâ <aceb aceb


XII. GAZEL

Fâ &#8216;i lâ tûn fâ i lâ tûn fâ i lâ tün fâ i lün


Hüsn içinde bir sining tik dil rübâ bolgay mu hiç
&#8216;Işk ilige dağ&#8217;ı min dik mubtelâ bolgay mu hiç

Yâ Rab ol la&#8217;l-i lebingdin kim irür tefrih-i rûh
Bu mining derdimga ümmid-i devâ bolgay mu hiç

İltifât itmey rakîb asru kılur bî gônelik
Ol ölümlük bizge bir kün âşinâ bolgay mu hiç

Dest birmes çün yavukdın hâdis ilgindin selâm
Köz yiter yirdin habibim merhabâ bolgay mu hiç

Asru bi pervâlığıngnı hadtın aşurdung manğa
İlti fâtına ol burunkı tik yana bolgay mu hiç

İştiyok u derd ü hasret birle mundak hâr u zor
Asitânıngdın yırak olsam revâ bolgay mu hiç

Gerçi yoktur körk içinde sin bigin sultân bigin
Yir ü bahr içre mining tik bir Gedâ bolgay mu hiç

XI. GAZEL

Vasl-ı nigâr u fasl-ı bahâr şarâb-ı
Her kimge dest birse zihî baht-ı kam

Kimge &#8220;kime&#8221; &#8220; Soru zamiri&#8221;
Kim &#8211; ge
-ge &#8220;datif (yönelme) hâli eki.

(ET) -ga/-ge/-ka/-ke/ >(Çağ) &#8211;ga/-ge/-ka/-ke nadiren &#8211;a/-e > (EAT) &#8211;a/-e/ > (TT) -a/-e
ET&#8217;de bu şekillerin yanında +ka, +kö Nadiresn : +a +ö; ünsüzlerden sonra : +ya &#8211;yö şeklinde görülür. Eski Türkçe Zamiri
BT&#8217;de datif eki &#8211;a, -e dir. Batı Türkçesi&#8217;ne geçişte çekim eklerinin başındaki ğ, g ler düştüğü için datif eki de &#8211;a , -e şeklini almıştır.
Datif eki ünlüler üzerine yardımcı ünsüz olarak (y) &#8211;ya/-ye şeklinde kullanılır. Yalnız EAT döneminde Öğuz grubu için karekteristik olmayacak şekilde az sayıda &#8211;ga / -ge &#8216;li şekillerde kullanılmıştır.
Çağatayca&#8217; da vokallerden sonra &#8211;ga/-ge ; sedâlı konsanatlardan sonra umûmiyetle &#8211;ga / -ge şeklindedir.
Özellikle şiirlerde bu şekillerin yanında iyelik eklerininden sonra çağatayca el kitabı s.sg &#8211;a / -e, 3. Şahısta &#8211;na / -ne şeklinde kullanılmıştır.

Birse &#8220;Verse&#8221;
(ET) Bir -> (Çağ) bir
> EAT vir -> (TT) ver.

ET&#8217; de kelime başında bûler Batı Türkçesi&#8217;nin daha ilk zamanlarından itibâren v&#8217; ye dönmüştür.
Çağatayca&#8217;da kelime başındaki &#8220;b&#8221; ler genellikle muhafaz edilir.
Eskiden beri Türkçe&#8217; de çok yönlü (i > e, e > i, i > ê, e > ê) değişimlerinin olması i / e değişiminin kesin olarak isbatı güçleşmiştir.
Aynı kelimenin hem e&#8217; li hem i&#8217; li şekillerinin bulunması bu iki sesi bünyesinde bulunduran ve sonradan i ve e şeklinde gelişme gösteren bir kapalı e&#8217; nin (ê) varlığı düşünülmüşse de, bu konuda yapılan çalışmalar bu değişimin hangi yönde olduğunu kesin olarak ortaya koyacak nitelikte değildir.
Bazı kelimelerde e ünlüsü Eski Türkçede olduğu biçimdedir. (-<ked-)
Bazı kelimelerde ise E.T devresinde &#8220;e&#8221; olan ses &#8220;i&#8221; şeklinde gösterilmiştir. (işit - < -eşit - )
Bu gün &#8220;e&#8221; şeklinde telaffuz edilen pek çok kelime ET&#8217; de hep &#8220;i&#8221; tarafındadır. (vir-(EAT) > (TT) ver-)

Se &#8220;şart kipi&#8221;
(ET) &#8211;sar-/ser->(çağ) &#8211;sa-/-se
>(EAT) &#8211;sa/ -se
çağ &#8216;da &#8211;se- şart &#8211;sa-m, nadiren &#8211;sa man şeklinde kurulur.
Bu gün şart eki &#8211;sa, -se dir. Eski Türkçe&#8217;de uzun zaman bu &#8211;sar, -ser kullanılmış, sonra devrenin sonlarında r&#8217; si düşerek ek &#8211;sa , -se şeklinde geçmiştir. Ek Batı Türkçesi&#8217;ne bu &#8211;sa, -se şekli ile geçmiş ve Batı Türkçesinde hep bu şekilde kullanılagelmiştir.

Bustân u, bâğ farkına kör kim ni tantadur
Her dem be dem tekellûf içün söye bân sehâb

farkına &#8220;farkına, ayrılığına&#8221;
fark-ı &#8211; (n)a
ET/Çağ üe EAT&#8217; de ekin sadece düz şekilleri vardır. TT&#8217; de ise ünlü uyumlarına uyar.
Kör- &#8220;gör-&#8221;
(ET) Kör > (Çağ) kör
> (EAT ve TT) Gör
k > a değişimi : Kelime başında bu değişim ET&#8217;deb BT&#8217;ne geçince ortaya çımıştır. Bu ses hadisesi büyük ölçüde gerçekleşmekle birlikte umumi değildir.
Kim &#8220;ki&#8221;
Ni &#8220;me&#8221; (soru zamiri)
(ET) ne > (çağ.) ni
>(EAT/TT) ne
Tartadur:

Kesb-i kemâl kıldı çemen bâd-ı subhdın
Ahsendür iy nesim hemîn bolgay iktisâb

kıldı &#8220; Yaptı, etti ; inşaetti, &#8220;öyledi&#8221;
kıl &#8211; dı
(ET) hıl - > (Çağ.) kıl-
> (EAT) kıl - > (TT) kıl-
-d / -t; -dı &#8220;Görülen geçmiş zaman eki&#8221;
(ET) &#8211;d (ı, i, u, ü,)/ -t (ı, i, u, ü) > (Çağ) &#8211;d (ı,i,u,ü) / -t (ı,i,u,ü)
(EAT) &#8211;d (ı,i,u,ü)
(TT) &#8211;d (ı,i,u,ü) / -t (ı,i,u,ü)

Görülen geçmiş zaman eki bu gün &#8211;dı, -di, -du, -dü, -tı, -ti, -tu, -tü şeklindedir. ET&#8217;de &#8211;tı, -ti, -dı, -di, şeklinde idi.EAT de esas itibariyle &#8211;dı, -di (bazen &#8211;tı, -ti) şeklinde görülür. Fakat bu ilk devrede yanına gelen şahıs ekleri dolayısıyla ayrı şahıslara ayrı ayrı şekillere girmiştir. Konsanant ve vokal uyumlarına bağlanarak t&#8217; li ve yuvarlak şekillerin ortaya çıkası çok sonra Osm. İçinde olmuştur. Böylece osmanlıcanın sonlarında bu günkü çok şekilliliğine kavuşmuştur.
Gabain&#8217;e göre fiilden fiil yapım eki &#8220;-t&#8221; ekinden gelmiştir ve bu zaman çekiminde şahısların iyelik ekleri ile ifade edilmiştir. 1. Ve 2. Şahıs eklerinin bağlama ünlüleri ile (-t &#8211;m/ -t &#8211; ng ...) s. Şahıs ekinin doğrudan (-t t) şeklinde eklenmiştir.
Banguoğlu , bu kipin, eski bir &#8220;-it&#8221; sıfat-fiil üzerine iyelik zamirleri gelmesi suretiyle kurulduğunu yazar. Ancak 3. Kişi eki olarak gelen &#8211;i iyelik eki, sıfat-fiil ekiyle kaynaştığını ve it &#8211; i> -ti bu fiil gövdesini yapan ek olarak alındığını belirtir.
Eccmann ise gıgız ekini &#8220;-d&#8221; veya &#8220;-t&#8221; olarak göstermektedir. (Kök veya gövde &#8211;d zaman işareti + iyelik menşeli şahıs ekleri)

Şubhdın &#8220;Sabahtan&#8221;
Şubh - dın
-dın &#8220;ablatif (ayrılma hali) eki&#8221;
(ET- dın/-din > (Çağ.)-dın/-din/-tın/-tin
>(EAT) &#8211;dan/-den>(TT) &#8211;dan/-den/-tan/-ten
Ahsen &#8211; dür
(ET) turur > (Çağ.) durur/turur /-dur/-dür/-tur/-tür
> (EAT) durur/ -dur/-dür
> (TT) &#8211;dır/-dir/-dur/-dür/-tır/-tir/-tur/-tür veya Q

ET&#8217; de tur-fiilinden gelen ek, Eski Anadolu Türkçesinde &#8211;dur fiiliyle birlikte, fiilin ek haline gelmiş &#8211;dur, -dür şekilerinde de kullanılmıştır. Bu gün eklenmiş şekilde kullanılır. Düzlük yuvarlaklık bakımından kökün vokaline uyar. Çağatayca&#8217;da aslen tur, &#8220;durmak&#8221; olan bu ek, hem eklenmiş olarak, hem de eklenmemiş şekli ile kullanılır.
İy &#8220;ey&#8221; Cünlem edatı)
Eski Türkçe&#8217;de &#8211;a, -ya, -ay, -öy şekilleri vardır.
EAT&#8217; de çağırma edatları iy, i, yâ, eyâ; -a, -yâ dır.
Çağatay da ise hitapta veya bir kimseyi çağırmada kullanılan -â, vokallerinden sonra &#8211;yâ (kelimeye eklenirler), &#8220;ey&#8221;, &#8220;iy&#8221;, eyâ, eyâ ey, alâ êy, halâ, hey, yâ, hey kelimeleri kullanılır.
i > e vokal değişimi.
hemin (e) &#8220;hemen&#8221; , bu, bile, tıpkı, çok

Bolgay &#8220;Olacak&#8221;
Bol &#8211; gay
(ET) bol - > (Çağ.) bol &#8211;
> (EAT/TT) ol &#8211;
gay &#8220;istek&#8221;
(ET) &#8211;gay/-gey > (Çağ.) &#8211;ğay/-gey/-kay/-
> (EAT) &#8211;a,-e > (TT) &#8211;a,-e

Mahbub-ı gül &#8216;izâr ıla her künc-i bâğda
&#8216;Iyş it ki bes ganimet irür gırra-i şebâb

irür &#8220;vasıl olur, kavuşur, ulaşır&#8221;
ir &#8211; (ü)r
(ET) ir - >(Çağ) &#8211;in
>(EAT) ir-r > (TT) er

Türkçe de bu gün iki çeşit geniş zaman eki vardır. Bunlar; -r ve &#8211;ar/ -er dir
Bunlardan &#8211;r bugün umumi geniş zaman eki durumundadır. Birden çok heceli bütün fiil kök ve gövdelerine, vokalle biten bütün fiil kök ve gövdelerine, tek heceli fiil kök ve gövdelerinin de bir kısmına bu ek getirilir.
-ar/-er ise yalnız tek heceli fiil kök ve gövdelerine, fakat bunların büyük bir kısmına getirilen geniş zaman ekidir. Tek heceli fiillerin geniş zamanı vokal veya konsanantla biten az sayıdaki bir kısım fiillerde-ar/-er eki getirilir.
Bütün geniş zamanı &#8211;r ile yapılan bazı fiillere eskiden &#8211;ar, -er; bugün geniş zamanı &#8211;ar, -er ile yapılan bazı fiillere de eskiden &#8211;r getirildiğini görmek mümkündür.

Bir bir varak mütâla &#8216;a kıldı Gedô barın
Divân-ı görk içinde sini taptı intihâb

Kıldı &#8220;kaptı, etti&#8221; à kıl &#8211; dı
(ET) kıl - > (Çağ.) kıl &#8211;
> (EAT)( k-ı- > (TT) kıl-
-dı &#8220;görülen geçmiş zaman eki&#8221;
(ET) &#8211;d(ı,i,u,ü,)/-t(ı,i,u,ü) > (Çağ) &#8211;d (ı,i,u,ü) / -t(ı,i,u,ü)
> (EAT) &#8211;d(ı,i,u,ü)
> (TT) &#8211;d (ı,i,u,ü) / -t (ı,i,u,ü)
sini &#8220;seni&#8221; sin &#8211; i
Sin &#8220;sen&#8221; (teklik ikinci şahıs zamiri)
(ET) Sen > (Çağ.) Sen
> (EAT) Sen (Akıak ve Gen hallerde sini, sinün)
> (TT) Sen (datif halinde sana)
ET&#8217;deki kök hece &#8220;e&#8221; leri Karahanlı Türkçesi&#8217;nden itibaren darlaşma eğilimi göstermiş ve Çağatayca &#8216;da &#8220;i&#8221; &#8220;e&#8221; ye dönmüştür.

&#8220;akuzatif&#8221;(Yüklemie) hali sini &#8220;seni&#8221; sin-i
ET -y/-g/-nı/-ni/-n > (Çağ) -nı/-ni/-n
> (EAT) &#8211;ı/-i/-n/-ın/-in
> (TT) -ı/-i/-u/-ü/-nı/-ni/-nu/-nü
barın &#8220;hepsini, tümünü&#8221; barı - n
bardan sonra ismin burası
ET&#8217; de okuzatif hâli eki &#8211;g/-g dir. Zamirlerde 1 ve 2. Şahıs eklerinden sonra &#8211;n, +. s. ş iyelik ekinden sonra &#8211;n olarak kullanılır. Çokluk şahıs iyelik ekleri üzerine &#8211;nı/-ni gelir.
Çağatayca&#8217; da &#8211;nı/-ni III. Şahıs iyelik ekinden sonra umumiyetle &#8211;n şekli kullanılır.
EAT&#8217;nde ise &#8211;ı,-i ,-n, -nı, -ni şeklindedir.
Eski Türkçedeki isimlerden sonra gelen &#8211;ıq/-iq(-q/-q) eklerinin &#8220;q/q&#8221; ünsüzleri düşmüş ve ekin yardımcı ünlüleri ekin fonksiyonunu üstlenmişler ve yuvarlaklaşmışlardır. Ünlü ile biten kabanlarda &#8220;&#8211;yı/-yi&#8221; şeklinde kullanılırlar.
EAT de tüm şahıs eklerinden sonra (umumiyetle 3. Şahıs iyelik eklerinden sonra) &#8211;n ve arkaik olarak &#8211;n/-ni şeklinde kullanılır.
Bugün akluzatif eki &#8211;ı/-i/-u/-ü, ünlülerden sonra &#8211;yı/-yi/-yu/-yü şeklindedir. Zamirler ve teklik 3. Şahıs iyelik eki almış kelimelerden sonra ise &#8211;nı/-ni/-nu/-nü olarak kullanılır.
İçinde &#8220;içinde&#8221;

Taptı &#8220;buldu&#8221;
Tap &#8220;bulmak&#8221; tap-tı
(ET) &#8211;d(ı,i,u,ü)/-t (ı,i,u,ü) > (Çağ.) &#8211;d(ı,i,u,ü) / -t(ı,i,u,ü)
> (EAT) &#8211;d(ı,i,u,ü)
> (TT) &#8211;d(ı,i,u,ü)/ -t(ı,i,u,ü)

XII. GAZEL

Sevr katımızga bir keder ittinâ <aceb <aceb
Ne ki köz uçındın nazar ittinâ <aceb <aceb

Katımızga &#8220;
Kat &#8211; ımız &#8211; ga
-ımız &#8220;Çokluk I. Şahıs iyelik eki&#8221;
(ET) &#8211;imiz > (Çağ.) &#8211;mız / -miz / -(ı)mız / -(i)miz / -(u)mız / (û)miz / -(u)muz / -(ü)müz
> (EAT) &#8211;(u)muz / -(ü)müz / -muz / -müz
> (TT) &#8211;mız / -miz / -muz / -müz
-ga &#8220;datif (yönelme) hâl eki&#8221; (ET) &#8211;ga/-ge/-ka/-ke
(Çağ.) &#8211;ga/-ge/-ka/-ke (EAT) -a/-e (TT) -a/-e/ nadiren şiirde &#8211;a/-e
itting &#8220;ettin, eyledin&#8221; (ET) it- > (Çağ) it-
> (EAT) it- > (TT) -et
it &#8211; ti &#8211; ng
it &#8211; fiil et -d/-t : -dı &#8220;görülen geçmiş zaman eki&#8221;
-ng &#8220;teklik II. Şahıs eki&#8221;
(ET) &#8211;ng > (Çağ.) -ng
> (EAT) -^n > (TT) -n
Bu şahıs eki iyelik men şeklidir. ET&#8217;de görülen geçmiş zamanın, çağatayca ve EAT&#8217; nde görülen geçmiş zaman ve şart kipi çekiminde kullanılmıştır ve ünlü ile biten tabanlara doğrudan, ünsüz ile biten tabanlara umumiyetle &#8220;ı, i&#8221;, son hecesinde yuvarlak ünlü bulunan isimlere &#8220;u, ü&#8221; ünlüleriyle bağlanır.
Çağ. Da teklik II. Ş. İyelik eki bağlama ünlüleri düzlük y7uvarlaklık uyumuna uyar.
Köz &#8220;göz&#8221;
Uçındın &#8220;ucundan&#8221;
Uç &#8211; ı &#8211; n &#8211; dın
&#8220;-ı&#8221; &#8220;Teklik III. Ş. İyelik eki&#8221;
(ET) -i/-ı/-si/-sı/ > (Çağ.) &#8211;ı/-i/-sı/-si/
> (EAT) &#8211;ı/-i/-sı/-si/
> (TT) &#8211;ı/-i/-u/-ü/-sı/-si/-su/-sü/
Teklik III. Şahıs iyelik eklerinin eski devrelerde &#8211;i, -i, -sı, -si olarak yalnız düz şekilleri bulunmaktaydı. Osmanlıca devrinde vokal uyumuna bağlanmış ve bugünkü yuvarlak şekilleri ortaya çıkmıştı.
-dın &#8220;ablatif, ayrılma hâl eki&#8221;
(ET) &#8211;dın/-din > Çağ.) &#8211;dın/-din/-tın/-tin
> (EAT) &#8211;dan/-den > (TT) &#8211;dan/-den/-tan/-ten

Yüz körsetip künes gibi burc-ı kemâlin
Şâm-ı firâkumı seher ittinâ <aceb <aceb

Körsetip &#8220;gösterip&#8221;
Körset - &#8220;göster-&#8220;
Kör &#8211; se &#8211; t &#8211; ip
Ip (<-p) &#8220;Geridium eki&#8221;
(ET) &#8211;p/-p > (Çağ.) &#8211;p/-p (-b/-b)
> (EAT) &#8211;p/-(y) p > (TT) &#8211;p/-(y) p
ET&#8217;de ve Çağatayca&#8217;da ünlü ile biten tabanlardan sonra &#8211;p, ünsüz ile biten tabalardan sonra &#8211;ıp/ip; son hecesinde yuvarlak ünlü bulunan tabanlardan sonra &#8211;up/-üp şeklinde kullanılır.
ET &#8216;de eke, yardımcı ses de dahil edilmek suretiyle &#8211;up, üp şekline dönüştürülmüştür. Vokalde biten kelimelere geldiği zaman araya yardımcı ses olarak &#8211;y&#8217; yi almaktadır.
EAT &#8216;de dalama yuvarlak ünlülü olarak, TT &#8216;de ise düzlük &#8211; yuvarlaklık uyumuna bağlı olarak kullanılır.
-se &#8211;&#8220;Çağatayca da nadir kullanılan istek bildiren bir fiilden fii yapım ekinin
-t &#8211;&#8220;Zarf Fiil Eki&#8221;
(ET) &#8211;t &#8211;nadiren -^t > (Çağ.) &#8211;t
>(EAT) &#8211;t-/-d/d > (TT) &#8211;t-
ET&#8217;de bu ek nadiren bağlama ünlüsü alır; yaptırma ve edilgenlik bildirir.
Çağatayca da (vokal ile veya &#8220;r&#8221; ile biten kök ve gövdelere getirilir) ettirgen; taban umumiyetle kullanılmaz. Bazen taban ile ettirgen şekil arasında hiç anlam farkı yoktur.
EAT&#8217;de umumiyetle vokalde biten fiillere getirilir. Yardımcı sesi &#8211;ı, -i dir. &#8211;t- iki vokal arasında tonlulaşıp &#8211;d- olmaktadır.
TT&#8217;de &#8211;t- faktitif eklerinden biridir. Yani fiillerden oldurma ve yaptırma ifade eden fiiler yapali Türkçe&#8217;de eskiden beri görülen ve işlek olarak kullanılan bir fiilden fiil yapma ekidir.
-t- eki vokalde biten kelimelerden sonra geniş ölçüde kullanıldığı için ekin &#8211;t- ve konsanantla biten fiillerde &#8211;t- arasındaki vokalin yardımcı ses olduğu bellidir. Bu yardımcı ses eskiden beri vokal uyumuna bağlı olarak kullanıla gelmiştir.
Küneş &#8220;güneş&#8221;
(ET) küneş > (Çağ) küneş >EAT) güneş > (TT) Güneş
ET &#8216;de ek başında bulunan gırtlaklı kullanılışlarının da sedalı veya sedasız oluşu belli değildir.
Çağatayca da kelime başındaki k ve k muhafaza edilir.
Kelime başındaki bu değişime Eski Türkçe den Batı Türkçesine geçişte görülür. Bu değişime geniş ölçüde olmasına rağmen, umumiyetleşmemiştir. Çünkü bu değişime ayrı sahalarda değşik özellikler göstermektedir. Osmanlı sahasında &#8220;g&#8221; olan bazı kelimele, Kuzey ve Doğu Türkçesinin tesiri ile Aşeri &#8220;k&#8221; olarak varlığını devam ettirmiştir. Ancak arap harfli yazıda k/g ayrımı yapılmadığı için kef ile yazılan kelimelerin k&#8217;li mi yoksa g limi olduklarını ayırt etmenin imkanı yoktur.
Kibi &#8220;gibi&#8221;
(ET) kib > (Çağ) kibi
> (EAT) bigi- gibi > (TT) gibi
burc-ı kemâlin &#8220;mükemmel kaleni&#8221;
kemâl &#8211; i &#8211; n
-i &#8220;teklik III. Ş. İ. Eki
(ET) &#8211;i/-ı/-sı/-si > (Çağ.) &#8211;i/-ı/-sı/-si
> (EAT) &#8211;i/-ı/-sı/-si
> (TT) &#8211;i/-ı/-sı/-si/-su/-sü
-n &#8220;akuzatif eki&#8221;
(ET) -^g/^y/-nı/-ni/-n > (Çağ.) -nı/-ni/-n
> (EAT) &#8211;ı/-i/-n/-ın/-in
> (TT) &#8211;ı/-i/-u/-ü/-nı/-ni/-nu/-nü
Eski Türkçe nin bazı kelime ve fiillerindeki ön iç ve son ses b leri Batı Türkçesi&#8217;nin ilk zamanlarından itibaren v&#8217;ye dönmüştür.
Bu hususta Azeri sahası Osm. Sahasından daha ileri gitmiş durumdadır. Gerçek batı Türkçesinin doğu ağıtları bu gün kelime içindeki bütün b&#8217;leri v yapmaktadır.
İttinâ &#8220;ettin&#8221;

Hulk-ı kerim birle vefâ &#8216;âdettin tutup
Cevrüne tarikasın zikr ittinâ <aceb <aceb

Birle &#8220;birlikte ile&#8221; (bile)
(ET) Birle > (Çağ.) birle
>(EAT) birle (TT) bile
&#8216;âdettin &#8220;alışkanlığını, göreneğini, usulüni, tabiatını&#8221;
&#8216;âdet (a.i) &#8220;tabiat, görenek, alışkanlık&#8221;
&#8216;âdet &#8211; i &#8211; n
-i &#8220;tek. 3. Ş. İ. Eki
-n &#8220;akuzatif (belirtme hâli) eki
tutup &#8220;tutup&#8221;
tut &#8211; up
-up &#8220;Gerindium (Zarf fiil) eki
Cevrünâ &#8220;haksızlığın, eziyetin, zulmün&#8221;
Cevr (a.i) &#8220;haksızlık, zulüm, eziyet&#8221;
Cevr &#8211; üna
-na &#8220;tek. 2. Ş. İ. Eki&#8221;
(ET) &#8211; ng > (Çağ.) &#8211;ng
> (EAT) -^n > (TT) - n

tarikasın &#8220;yolunu, tarzını&#8221;
tarika &#8211; sı &#8211; n
tarika(i.n) &#8220;yol&#8221;
-sı &#8220;Teklik 3. Ş. İ. Eki&#8221;
(ET) &#8211;i/-ı/-sı/-si/ > (Çağ.) &#8211;ı/-i/-sı/-si
> (EAT) &#8211;ı/-i/-sı/-si
> (TT) &#8211;ı/-i/-u/-ü/-sı/-si/-su/-sü
-n &#8220;akuzatif eki&#8221;
(ET) -^g/-g/-nı/-ni/-n > (Çağ.) &#8211;nı/-ni/-n
> (EAT) &#8211;ı/-i/-n/-ın/-in > (TT) -/-i/-u/-ü/-nı/-ni/-nu/-nü

ol taş bağırlu köngline âhır niyâz eyle
iy âh-ı subh dem eser ittinga <aceb <aceb

ol &#8220;o&#8221; (işaret zamiri)
(ET) ol > (Çağ.) ol > (EAT) ol > (TT) o
bagırlu &#8220;bağırlı&#8221;
bagır &#8211; lu
bagır &#8220;göğüs, kalp, yürek&#8221;
(ET)/(Çağ.)/(EAT) -g > ğ (TT)
(ET) bagar, bagır > (Çağ.) bagır
> (EAT) bagır > (TT) bağır
Umumiyetle birinci hece sonunda oluşan g &#8211; ğ değişikliğinin Batı Türkcesinden önce vuku bulmuş olmasının muhmetel olduğu düşünülmektedir. Batı Türkçesinde olan g İstanbul Türkçesinde bugün çok fazla yumuşamıştır. Ğ nin İstanbu Türkçesinde yumuşak söylenmesine karşılık ağızlarda kuvvetli söylenişi vardır.
-lu &#8220;İsimden sıfat yapım eki&#8221;
(ET) -/^g/-/g > (Çağ.) &#8211;lıg /-lig/-lug/-lûg; -lık
> (EAT) &#8211;lu/-lü > (TT) &#8211;lı/-li; -lu/-lü
Çağatayca da bu ek çok kere &#8211;lık/-lik/-luk/-lük ekiyle karıştırılır. Bulunma, âitlik ve münâsebet ifâde eden sıfatlar yapar.
Eski Türkçe de &#8211;lıg, -lig şeklindeki ekin g ve g ünsüzleri düşmüş ve ek &#8211;lı/-li/-lu/-lü şeklini almıştır. EAT de ekin daima yuvarlak ünlülü şekli kullanılır. Bu ek isimden sıfat yapmak için kullanılır. Batı Tükçesinin yeni devirlerinde düzlük yuvarlaklık uyumuna bağlı olarak ekin düz ve yuvarlak vokalli şekillerinin bir arada kullanıldığı görülmektedir.
Çağatayca da bu ekin &#8211;lıg/-lig/-lug/-lüg şekli görülür fakat şiirimizde &#8211;lug ekinin g sesi düşmüş ve &#8211;lu olarak kullanılmıştır.
Köngline &#8220;gönlüne&#8221;
Köngl &#8211; i &#8211; n - e
Köng(ü)l &#8220;gönül&#8221;
-i &#8220;Teklik III.ş.eki&#8221;
(ET) &#8211;i/-ı/-si/-sı > (Çağ.) &#8211;ı/-i/-sı/-si
> (EAT) &#8211;ı/-i/-sı/-si
> (TT) &#8211;ı/-i/-u/-ü/-sı/-si/-su/-sü
-e &#8220;datif (yönelme hali&#8221; eki&#8221;
(ET) -ga/-ge/-ka/-ke > (Çağ.) &#8211;ga/-ge/-ka/-ke şiirde nadiren &#8211;a/-e
> (EAT) &#8211;a/-e > (TT) &#8211;a/-e
eyle &#8211; &#8220;eylemek, yapmak, etmek&#8221;
eyle
eyle &#8220;emir tek.II.ş&#8221;
Teklik II. Şahısın bugün eki yoktur. Eksiz olarak tek başına kullanılmayan fiil kök ve gövdeleri kullanılış sahasına çıkarılarak emir II. Şahıs hüviyetine sokulurlar. Gel, git gibi.
Eski Türkçe de EAT de ve Osm. nın emir teklik ikinci şahıs emir eki &#8211;gıl, -gil dir. Yalnız düz şekilli olup daima uyum dışında kalmıştır. Sonradan Osm. da unutulan bu ek bugün bazı ağızlarda, bilhassa Azeri sahasındaki ağızlarda halen yaşamaktadır.
Eskiden beri bir yandan bu ek kullanılırken bir yandan da eksiz şekiller kullanılmıştır. Fakat yalnız ekli şeklin var olduğu eksiz şeklin sonradan çıktığı muhakkaktır.
İy &#8220;ey&#8221; (Çağırma, ünlem edatı)

Munça tekebbürûnâ bile iy hüsn iline şah
Bir kün Geda bile beser ittinâ <aceb <aceb

Munça &#8220;bu kadar, bunca&#8221;
Mu &#8211; n &#8211; ça
(ET) Kitabelerde bunça > (Çağ.) Munça
> (EAT) bunça, bunca > (TT) bunca
Mu &#8220;bu&#8221; (İşaret Zamiri)
(ET) bo, mu > (Çağ.) bu
> (EAT) bu > (TT) bu
-ça &#8220;eşitlik hal eki&#8221;
(ET) -ça/-çe > (Çağ.) &#8211;ça/-çe; şiirde 3.şahıs i. ekinden sonra &#8211;nça/-nçe
> (EAT) &#8211;ça/-çe/-ca/-ce
> (TT) &#8211;ça/-çe/-ca/-ce
Van Gobain &#8216;e göre bu ek aynı zamanda kelime teşkil eden muhtemelen sakatlanmış eski bir son çekim edatıdır. Artık tek başına bi manası olmadığı için hal ekleri içine alınmıştır. Ek çok unsurlu kelime gruplarına da gelebilir.
Bu ek çağatayca da çok kullanılan bir hal eki değildir. Hem nitelik hem de nicelik bakımından, hal, zaman, vs. eşitliklerini ifade eder.
Sayı isimlerine getirilmiş olan eşitlik eki, yaklaşık bir sayıyı ifade eder.
Eşitlik eki, bir hareketin vesile olduğu sonuç olduğu işaret için sık sık datif ekinden sonra getirilir.
EAT&#8217;de bu ekin &#8211;ca/-ce şekilleri ortaya çıkmıştır. Eşitlik dışında ekin çeşitli mana ve fonksiyonu vardır. Ancak ek XIV. Asır metinlerinde daha çok &#8211;ça/-çe şeklinde görülmektedir.
Batı Türkçesinde de başlangıç da &#8211;ç li olan ek EAT&#8217;den sonra Osm. sahasında c&#8217;li olarak ta kullanılmıştır. Osm. içinde bile son zamanlara kadar uyuma aykırı olarak eski ç&#8217;li şekli muhafaza eden k lileşmiş misaller kalmıştır. Azeri sahasında ve diğer Türk şivelerinde ise ek yalnız ç&#8217;li dir.
Tekebbürünâ &#8220;kibirliliğin&#8221;
Tekebbür &#8211; ünâ
Tekebbür (a.i) &#8220;kibirlenme, büyüklenme&#8221;
-ünâ &#8220;Teklik II.ş.i.e&#8221;
(ET) &#8211;nâ > (Çağ.) &#8211;nâ
> (EAT) - ^n > (TT) n
bile &#8220;birlikte, ile&#8221; (edat)
(ET) bile >(Çağ.) bile
>(EAT) bile > (TT) ile
ET &#8216;den bu yana hiçbir değişikliğe uğramayan bu edat, kuvvetlendirme, çekim ve bağlama edatı olarak Türkçe nin çeşitli devirlerinde kullanılmıştır. Ek &#8220;birle&#8221; (<bir tle < bir ile) den gelmektedir.
İy &#8220;ey&#8221; (Çağırma, ünlem edatı)
Hüsn iline &#8220;güzellik şehrine&#8221;
İl &#8211; i &#8211; n &#8211; e
-i &#8220;Tek.3.ş.e&#8221;
-e &#8220;datif eki&#8221;
Kün &#8220;gün&#8221; (k > g)
(ET) kün > (Çağ.) kün
> (EAT) gün > (TT) gün

XII.Gazel

Hüsn içinde bir sininâ tik dil rübâ bolgay mu hiç
&#8216;Işk ilige dagı min dik mübtelâ bolgay mu hiç

iç &#8211; i &#8211; n &#8211; de
-i &#8220;Tekil .3.şahıs iyelik eki&#8221;
-de &#8220;Lokatif (bulunma hali) eki&#8221;
sininâ &#8220;senin&#8221;
si(n) &#8211; ninâ
sin &#8220;Şahıs Zamiri&#8221;
-ninâ &#8220;İlgi hali eki&#8221;
(ET) Kitabelerde ve yer yer n ağzında &#8211;n / yazmlarda yaygın &#8211;nn
> (Çağ.) &#8211;nıng/-ning yuvarlak vokallerden sonra(Nezaiden önce) &#8211;hung/-nung bazen &#8211;nı/-ni
> (EAT) &#8211;un/-ün/-nun/-nün
> (TT) -in/-ın/-un/-ün/-nın/-nin/-nun/-nün

Eski Türkçe de aslında ekin vokalle başlayan şekillerinin bulunduğu, konsanantla başlayan şekillerindeki n&#8217;yi ekin hece bölünmesi neticesinde zamirlerden aldığı anlaşılmaktadır. N&#8217;li şekiller ortaya çıktıktan sonra daha çok kullanılmış ve vokalle başlayanların yerine geçmiştir.
EAT&#8217;de konsanantlabilen kelimelerde &#8211;un/-ün; vokalle biten kelimelerde &#8211;nun/-nün şeklindedir.
Batı Türkçesinde vokali ve n&#8217;li şekiller yan yana kullanılagelmiştir. Diğer Türk şivelerinde bu gün yalnız n&#8217;li şekli kullanılmaktadır.
EAT de yalnız yuvarlak vokali olan ek Osm. içinde uyuma bağlanmış, İstanbul Türkçesi sağır kepleri attığı için son zamanlarda yazı dilinde ek n&#8217;leşmiş, böylece ekin sekiz şekli ortaya çıkmıştr.

Bolgay mu &#8220;olacak mı&#8221;
Bol &#8211; gay
Bol &#8211; &#8220;olmak&#8221;
(ET) bol > (Çağ.) bol-
> (EAT) ol -> (TT) ol-
EAT&#8217;nin başlarında bol- fiilinin b&#8217;si düşmüştür.
-gay &#8220;gelecek zaman aki&#8221;
(ET) &#8211;gay/-gey > (Çağ.) &#8211;gay/-gey/-kay/-/şiirde &#8211;ga/-ge-/ka/-ke /-taçı/-teçi/-daçı-deçi
> (EAT) &#8211;ısar/-iser; bazen &#8211;ası/-esi
> (TT) &#8211;ecek/-acak
-accak/-ecek eki Türkçe&#8217;de sonradan ortaya çıkmış bir ektir. EAT&#8217;nin sonlarında görülmeye başlamış, önce yalnız partisip eki olarak kullanılmış, sonra devre sonunda Osm. ya aynı zamanda gelecek zaman çekim eki olarak geçmiştir. Osm. ile Türkiye Türkçesi&#8217;nin tek gelecek zaman ekidir. Nereden geldiği belli değildir. İki heceli yapısıyla birleşmeden meydana geldiği hissini vermektedir. &#8211;ıcak, -icek gerindiumu ile de bir ilgisi olabilir.
Önce bu ek EAT dan sonraları ise Osm. nın başlarında &#8211;açak/-eçek şeklinde ç&#8217;li idi. Osm. içinde c&#8217;li olmuştur.
ET de gelecek zaman ekleri 2 çeşittir. (-gay/-gey- şahıs zamiri) (-taçı/-teçi; -daçı/-deçi - şahıs zamiri) 2. Şekil bilhassa kitabelere hastır, yazmalarda çok nadir görülür. Bir de tek tük gelecek zaman ifade eden &#8211;çı/-çi; ve daha da az rastlanılan &#8211;ça/-çe(zarf fiili olması muhtemel) şekli vardır.
Çağ. &#8216;da &#8211;gay/-gey vedasız konsanantlardan sonra &#8211;kay/-; özellikleri şiirde &#8211;ga/-ge/-ka/-ke - şahıs zamirleri şeklindedir.
Bu ek Çağatayca&#8217;da yanı zamanda istek ifade eder. Rica veya emir, tahminde ifade ettiği örnekler vardır.
Oğuzca &#8217;dan alınan &#8211;a/-e(< -ga/-ge) gelecek-istek kipi, bazen şiirlerde yer alır.
Mu &#8220;soru eki&#8221;
(ET) mu > (Çağ.) mu/mü
> (EAT) mı/mi > (TT) mı/mi/mu/mü
ET&#8217;de çok yaygın olan soru edatı, sorulan şeyin arkasına gelen mu &#8216;dur. Sadece kitabelerde (ve batı modern ağızlarda) teşvik edilme soru edatı da gu, gü dür. (bo sabımda igid bor mu? &#8220;bu sözümde yanlış var mı&#8221;
Çağ. &#8216;da &#8211;mu/mü olarak iki şekilde kullanılır.
EAT &#8216;de soru eki &#8211;mı, -mi dir. Uyuma tabi olmayıp vokali daima düzdür.
Bu gün &#8211;mı/-mi/-mu/-mü şeklindedir. Vokal uyumuna bağlıdır. Edat menşeli olup sonradan eklenmiş olan soru eki fiil çekiminden büyük bir kısımda şekil ve zaman eki ile şahıs ekinin arasına girer. Bir kısmında ise sonra bulunur. Bu fiil çekimlerinin partisip meşeli olmasına bağlıdır. Partisip menşeli olmayanşar sona gelir.
Bu ek çokluk 3. Şahıslarda şahıs ekinden sonra gelir. İstek, görülen geçmiş zaman, şart ve emir kipinde de en donda yer alır. Azeri sahasında ise daima sonda bulunur.
&#8216;ışk &#8220;aşk&#8221;
il &#8211; i &#8211; ge
il &#8220;şehir&#8221;
-i &#8220;T.3.ş.i.e&#8221;
-ge &#8220;datif eki&#8221;
dağı &#8220;dahi, da&#8221;
(ET) takı > (Çağ.) dağı/nadiren takı
> (EAT) dahi/dağı/daki > (TT) dahi
Bu kelime kuvvetlendirme edatı olarak kullanılır.
Min &#8220;ben&#8221;
(ET) ben/men > (Çağ.) min
> (EAT/TT) ben > (Azei T) men
dik &#8220;Son çekim edatı&#8221;
(ET) teg > (Çağ.) dik/g/tik
> (EAT) teg / deg / tek > (TT) Q
Önce ET de teg baten eklenmiş olarak kullanılmıştır. &#8220;beling + leg&#8221; eşitlik gibilik bildirir.
Çağatayca da Necai den önce Hg/kg deg şekilleride kullanılmıştır.
Eski Türkçe de asıl şekli teg olan tek &#8220;gibi&#8221; edatı eskiden beri batı Türkçesinin Azeri sahasında kullanılan bir edattır. Azeri sahasında tek veya teki şeklinde kullanılır.

Yâ Rab ol la&#8217;l-i lebingdin kim irür tefrih-i rûh
Bu mining derdimga ümmîd-i devâ bolgay mu hiç

Ol la&#8217;l-i lebingdin &#8220;O kırmızı (şarap) dudağından&#8221;
Ol &#8220;Tek. III. Ş. Zamiri&#8221;
La&#8217;l(a) : (Mec) &#8220;Dudak&#8221;
Leb &#8211; ing &#8211; din
Leb (if) : &#8220;dudak&#8221;
-ing &#8220;T.II.ş.i.eki&#8221;
(ET) &#8211;ng > (Çağ.) -ng
> (EAT) &#8211;n > (TT) n
-din &#8220;Ablatif eki&#8221;
(ET) -dın/-din > (Çağ.) &#8211;dın/-din/-tın/-tin
> (EAT) &#8211;dan/-den
> (TT) &#8211;dan/-den/-tan/-ten
kim &#8220;bağlama ve kuvvetlendirme edatı&#8221;
(ET) kim > (Çağ.) kim
> (EAT) kim > (TT) Q
irür &#8220;Bildirme şimdiki geniş zaman Tek. III. Ş.&#8221;
İ(r) - &#8220;ek fiil&#8221; i® - ür
(ET) er- > (Çağ.) i-/ir-
> (EAT) i-/-ir/-er > (TT) i-
Çağatayca da i-ek fiili ünsüz ile başlayan bir ek aldığında &#8220;r&#8221; ünsüzü çok kere düşer. Ek ünlü ile başlıyorsa &#8220;r&#8221;ünsüzü konur.
TT de &#8220;r&#8221; ünsüzü tamamen kaybolmuştur.
-ür &#8220;Geniş zaman eki&#8221;
(ET) -ur/-ür; nadiren &#8211;ar/-er tek tük &#8211;ır/-ir;
>(Çağ) &#8211;r/-ur/-ür/-ar/-er fiil ünlü ile bitiyorsa;-yur/-yür nadiren-r
> (EAT) &#8211;ur/-ür/-ar/-er
> (TT) &#8211;ur/-ür/-ar/-er/-ı/-ır/-ir/-r
Bu ekler aslında geniş zaman partisibi &#8220;-(a,e,ı,i,u,ü) r&#8221; olup zamanla fiillerde zman ve şekil eki olarak kullanılmaya başlaması sonucu fiillerin geniş zaman çekim eki olurlar.
Mining &#8220;benim&#8221; mi(n) &#8211; ning
Min &#8220;ben&#8221; (Tek.I.ş.zamiri)
(ET) ben/men > (Çağ.) min
>(EAT/TT) ben > (Azeri T) men
-ning &#8220;Genetif (ilgi hali) eki
derdimga &#8220;derdime
derd &#8211; im &#8211; ga
-im &#8220;Teklik I.ş.i.eki&#8221;
(ET) &#8211;m > (Çağ.) &#8211;m
> (EAT) &#8211;m > (TT) &#8211;m
-ga &#8220;datif (yönelme hali) eki&#8221;
(ET) -ga/-ge/-ka/-ke > (Çağ.) &#8211;ga/-ge/-ka/-ke; şiirde nadiren &#8211;a/-e > (EAT) &#8211;a/-e
> (TT) -a/-e
bolgay mu hiç ? &#8220;olacak mı hiç&#8221;
bol - gay
mu &#8220;soru eki&#8221;
(ET) mu > (Çağ) mu/mü
> (EAT) mı/mi > (TT) mi/mı/mu/mü

ittifat itmey rakîb asru kılur bir gönelik
ol ölümlük bizge bir kün âşina bolgay mu hiç

ittifat itmey &#8220;dönüp bakmaya&#8221;
iltifat it - mey
it-
(ET) it/et > Çağ) it-
>(EAT) it -> (TT) et
-mey &#8220;Olumsuz Grimdum&#8221;
kılur &#8220;kılar, yapar, eder&#8221;
kıl &#8211; ar
(ET) kıl - > (Çağ.) kıl-
> (EAT) kıl - > (TT) kıl
-ar &#8220;Geniş zaman eki&#8221;
(ET) &#8211;ur/-ür nadiresn &#8211;ar/-er tektuk &#8211;ır/-ir fiil ünlü ile bitiyorsa &#8211;yur/-yür; nadiren &#8211;r > (Çağ.) &#8211;r/-ur/-ür/-ar/-er
> (EAT) &#8211;ur/-ür/-ar/-er/-r
> (TT) &#8211;ur/-ür/-ar/-er
bi gürelik &#8220;yabancılık&#8221; bi güre - lik
&#8220;ol&#8221; &#8220;şahıs zamiri&#8221;
(ET) ol > (Çağ.) ol > (EAT) ol > (TT) o
öl &#8211; üm &#8211; lük
öl &#8211; &#8220;öl-&#8220;
(ET) öl > (Çağ./EAT/TT) öl
-(ü)m &#8220;Fiilden isim yapım eki&#8221;
(ET) &#8211;m > (Çağ.) &#8211;m/-ım/-im/-um/-üm
> (EAT) &#8211;m > (TT) &#8211;m
&#8220;-m&#8221; fiilden isim yapım eki işlek bir ektir.
-lık &#8220;isimden isim yapım eki&#8221;
(ET) &#8211;lık/-lik/-luk/-lük > (Çağ.) &#8211;lık/-lik/-luk/-lük/-lıg/-lig/-lug/-lüg
> (EAT) &#8211;lık/-lik/-luk/-lük/
> (TT) &#8211;lık/-lik/-luk/-lük
İsimden isim ve isimden sıfat yapım eki &#8211;lıg (-li/-lı) eklerindeki &#8220;k&#8221; ve &#8220;g&#8221; ünsüzlerinin yer değiştirmesi sonucu &#8211;lık/-lik/-luk/-lük eki &#8211;lıg/-lig/-lug/-lüg şeklinde kullanılır.
Fakir Çağatayca da &#8211;k/k ve ^g/g ünsüzleri çakışarak birbirleri yerine kullanılmışlardır. Asli şekli ^g/g lidir.
EAT &#8216;de yuvarlak şekiller kullanılmıştır. TT &#8216;de uyuma uymuştur.
Bizge &#8220;bize&#8221;
Biz - ge
Biz
(ET) biz > (Çağ.) biz
> (EAT) biz > (TT) biz
-ge &#8220;datif&#8221;
(ET) &#8211;ga/-ge/-ka/-ke > (Çağ.) &#8211;ga/-ge/-ka/-ke nadiren şiirde &#8211;a/-e > (EAT) &#8211;a/-e > (TT) &#8211;a/-e
kün &#8220;gün&#8221;
bolgay mu &#8220;olacak mı&#8221;

Dest birmes çün yavukdın hâsid ilgidin selâm
Köz yiter yirdin habimim merhaba bolgay mu hiç

Birmes &#8220;vermez&#8221;
Bir - mes
bir- &#8220;vermek&#8221;
-mes )<-me-z/-ma-z) geniş zamanın olumsuz çekimi
(ET) -maz/-mez > (Çağ.) -mas/-mes
> (EAT) &#8211;maz/-mez > (TT) &#8211;maz / -mez
Türkiye Türkçesinde teklik ve çokluk 1. Şahıslarda ekin &#8220;z&#8221; ünsüzü düşmüştür. &#8211;ma/-me den sonra şahıs eki getirilir.
Çün &#8220;edat&#8221; çün &#8220;için&#8221;
(ET) Q > (Çağ.) Çü/Çün
> (EAT) Çün (sebep bildirir.) > (TT) Q
(ET) üçün > (Çağ.) üçün
> (EAT) içün > (TT) için
yavukdın &#8220;nişandan, nişanlıdan&#8221;
yavuk &#8211; dın
yavuk &#8220;Nişan, nişanlı&#8221;
-dın &#8220;Ablatif (ayrılma, çıkma) hali eki&#8221;
(ET) &#8211;dın/-din > (Çağ.) &#8211;dın/-din/-tın/-tin
> (EAT) &#8211;dan/-den
> (TT) &#8211;dan/-den/-tan/-ten
ilgindin &#8220;araştır&#8221;
köz &#8220;göz&#8221; (k > g)
yiter &#8220;yeter&#8221; yit - er
yi(e)t - &#8220;ulaşmak, yetmek&#8221;
(ET) yet - > (Çağ.) yi(e)t
> (EAT) yit -> (TT) yet
-er &#8220;Geniş zaman eki&#8221;
yirdin &#8220;yerden&#8221;
yir &#8211; din
yir &#8220;yer&#8221; i/e > i > i/e > e(li)
(ET) yir/yer > (Çağ.) yir
>(EAT) yir/yer > (TT) yer(Halk dilinde, ağızlarda yir olarak ta telaffuz edilir.
-din &#8220;Ablatif eki&#8221;
Habibim &#8220;Sevgilim&#8221;
Habib &#8211; im
-im &#8220;Teklik 1.ş.iyelik eki&#8221;

Asru bi pervûlıgıngnı hadtın aşurdung manga
İttifatıng ol burunkı tik yana tik bolgay mu hiç

bi pervûlıgıngnı &#8220;pervasızlığını&#8221;
bi pervâ &#8211; lıg &#8211; ıng &#8211; nı
-lıg &#8220;İsimden isim yapım eki&#8221;
-ıng &#8220;Tekil II. Şahıs İyelik Eki&#8221;
-nı &#8220;Akuzatif eki&#8221;
hadtın &#8220;haddini, sınırını&#8221;
had &#8211; tı &#8211; n
had &#8220;sınır&#8221;
-n &#8220;Akuzatif eki&#8221;
aşurdung &#8220;aşırdın&#8221;
aş &#8211; (u)r &#8211; du &#8211; ng
aş - &#8220;aşmak, geçmek&#8221;
(ET) aş > (Çağ.) aş-
> (EAT) aş- > (TT) aş-
-(u)r &#8211; &#8220;Fiilden fiil yapım eki&#8221;
(ET) &#8211;r- > (Çağ.) &#8211;ar/-er/-ur/-ür-
> (EAT) &#8211;ur/-ür/- > (TT) &#8211;r-
-du &#8220;Görülen geçmiş zaman eki&#8221;
-ng &#8220;Teklik 2. Şahıs eki&#8221;
&#8220;ol&#8221; &#8220;Şahıs Zamiri T3k&#8221;
burunkı &#8220;ilk önceki, birinci&#8221;
burun &#8211; kı
burun &#8220;önce&#8221;
(ET) Q > (Çağ) burun
> (EAT/TT) Q
-kı/-gı &#8220;İsimden isim yapım eki&#8221;
(ET) &#8211;ki; nadiren; ki > (Çağ.) -gı/-kı/-ki
> (EAT) Q > (TT) -ki
ET, Çağ. Da aitlik bildirir, sıfat yapar. TT de &#8211;ki sıfat yapım eki olarak kullanılır. (bağlaç olan ve zamir olan &#8220;-ki&#8221;eki de kullanılır.
Tik &#8220;son çekim edatı&#8221;
Yana &#8220;yine&#8221; (son çekim edatı)
(ET) yana, yanya, (yazıtlara), yene, yine(bri), yne(br), yne(br)
> (Çağ.) Yana > (EAT) gine > (TT) Yine

İştiyâk u derd ü hasret birle mundak hâr u zâr
Asitanıngdın yırak olsam revâ bolgay mu hiç

Birle &#8220;birlikte beraber&#8221; (son çekim edatı)
(bir + ile)
mundak &#8220;bunun gibi&#8221;
(ET) Muntag, mundag > (Çağ.) mundag, muntak
> (EAT/TT) Q
Bu kelime işaret zamiri mu ile teg kelimesinin birleşmesinden meydana gelmiştir. (mu + teg)
Asitanıngdın &#8220;eşiğinden&#8221;
Asitan &#8211; ıng &#8211; dın
-ıng &#8220;Tekil 2.ş.i.eki&#8221;
-dın &#8220;Ablatif eki&#8221;
yırak &#8220;ırak, uzak&#8221;
(ET) Yırak > (Çağ.) Yırak
> (EAT/TT) ırak
olsam &#8220;olsam&#8221;
ol &#8211; sa &#8211; m
ol - (ET) bol- > (Çağ) bol-
> (EAT/TT) ol-
şiirde ol- şekliyle kullanılmıştır.
-sa &#8220;şart kipi&#8221;
-m &#8220;Teklik 1. Şahıs eki&#8221;

Gerçi yoktur körk içinde sin bigin sultan bigin
Yir ü bahr içre mining tik bir Gedâ bolgay mu hiç

Gerçi &#8220; &#8221;
Yok &#8211; tur
Yok &#8220;var olmama&#8221;
(ET) yok > (Çağ.) Yok
> (EAT/TT) yok
-tur &#8220;Bildirme Tekil 3. Şahıs&#8221;
(ET) turur > (Çağ.) durur/turur/-dur/-tur/-tür
> (EAT) durur/-dur/-dûr
> (TT) &#8211;dır/-dir/-dur/-dür/-tır/-tir/-tur/-tür
-tur ET &#8216;deki tur (turur) fiilinden gelir. Şimdiki zaman ve geniş zamanı birlikte içine olan bu ek isimlerin bildirme şeklini kurmada kullanılır. Çağ. ve EAT de ekleşmiş olarak ta ekleşmemiş olarak da kullanılmıştır.
Günümüz tamamen eklenmiş olarak kullanır.
İç &#8211; i &#8211; n &#8211; de
İç &#8220;iç dış zıddı&#8221; ET > Çağ. > EAT > TT
-i &#8220;Teklik 3. Şahıs İyelik Eki&#8221;
-de &#8220;Lokatif (bulunma hâli) eki&#8221;
sin &#8220;Teklik 2. Şahıs zamiri&#8221;
bigin &#8220;gibi&#8221;
(ET) kib > (Çağ.) bigi, bigin (kibi kelimesiyle aynı; arkaik, daha ziyade Nevayi den önce)
> (EAT) Bigi > (TT) gibi
&#8220;bigi&#8221; kelimesinin metatez yolu ile meydana geldiği söylenebilir.
İçre &#8220;içinde, içerisinde&#8221;
İç &#8211; re iç &#8220;iç&#8221; ET>Çağ.>EAT>TT
-re &#8220;yön bildirme eki&#8221;
(ET) &#8211;ra/-re > (Çağ.) &#8211;ra/-re
>(EAT/TT) &#8211;ra/-re
Gabain e göre &#8211;ra/-re (ve &#8211;ru/-rü) eklerinin birkaç örnekte görülmesi yön gösterme eki olarak gösterilmesine yetmez. Bu ekler uzak bir akraba dilden gelmiştir.
Banguoğlu bu ekin ET de isim çekiminin kimre halini meydana getirdiğin, -ru/-rü ekininde aynı işlevde olduğunu söyler.EAT&#8217;den itibaren &#8211;ra/-re ekinin donmuş göründüğü ve günümüz TT&#8217;de nadir örnekler kaldığını belirtir.
Mining &#8220;benim&#8221;
Min - ing
Min &#8220;Tekil.1.ş.zamiri&#8221;
-ing &#8220;Genetif eki&#8221;
şâm-ı firâkum &#8220;Ayrılışım&#8221;
şâm(i) &#8220;akşam&#8221;
firâk &#8211; um
(ET) &#8211;m > (Çağ.) &#8211;m
> (EAT) &#8211;m > (TT) -m
ET devrinden beri Doğu ve Batı Türkçelerinde aynıdır. Ünlü ile biten tabanlara doğrudan,ünsüzle biten tabanlara yardımcı ünlü olarak eklenir.
ET, çağı ve bugünkü Türkçe&#8217;de ise yardımcı ünlüler sadece yuvarlaktırlar.
İtting &#8220;ettin&#8221;
İt - &#8220;et-&#8221; it - ti - ng
(ET) &#8211; ng > (Çağ.) -ng
> (EAT) -n > (TT) &#8211;n

ol gonce vaşlıdın manga iy bâd-ı &#8216;ıtrsa
eltaf itip ni hoş haber itting <aceb <aceb

ol &#8220;o&#8221; (işaret zamiri)
(ET) ol > (Çağ.) ol
> (EAT) ol > (TT) o
gonce &#8220;gonca&#8221;
vaşlıdın &#8220;kavuşmasından, karşılamasından&#8221;
vaslı &#8220;kavusma, karşılama&#8221;
vasl &#8211; ı &#8211; dın
-ı &#8220;Teklik 3. Şahıs iyelik eki &#8220;
(ET) -ı/-i/-sı/-si > (Çağ.) -ı/-i/-sı/-si
> (EAT) -ı/-i/-n/-ın/-in
> (TT) -ı/-i/-u/-ü/-nı/-ni/-nu/-nü
-dın &#8220;ablatif (ayrılma, çıkam) hal eki&#8221;
(ET) -dın/-din > (Çağ.) &#8211;dın/-din/-tın/-tin
> (EAT) &#8211;dan/-den/
> (TT) &#8211;dan/-den/-tan/-ten
manga &#8220;bana, benim için&#8221;
(ET) banga/benge/manga > (Çağ.) manga
> (EAT) bana > (TT) bana
man &#8211; ga
(ET) ben/men > (Çağ.) min
> (EAT/TT) ben (Azeri sahası) men
-ga &#8220;datif (yönelme hâli) eki&#8221;
(ET) &#8211;ga/-ge/-ka/-ke > (Çağ.) &#8211;ga/-ge/-ka/-ke şiirde nadiren &#8211;a/-e > (EAT) &#8211;a/-e > (TT) -a/-e
Teklik I. Ve II. Kişi zamirleri datif eki aldıklarında kalın sesli sırasına geçmişlerdir. Tersine bir gelişme ile anga > a^na(>ona) şeklinde (anoloji yoluyla benzeşme) değiştiği veya ET&#8217;den hareket ederek bir damak geniz sesdeşinin &#8220;ng > ^n&#8221; seslileri kalınlaştırıcı etkisinde bağlamakta mümkündür.
ET den beri &#8220;ben zamiri datif eki alınca ünlüleri kalınlaşarak &#8220;a&#8221; ya dönüşür.
İy &#8220;ey&#8221;
Itr &#8211; sa
İtip &#8220;edip&#8221;
İt &#8211; ip
İt - &#8220;et-&#8220;
(ET) it- > (Çağ.) it
> (EAT) it - > (TT) et-
-ip &#8220;Gerindium eki&#8221;
(ET) &#8211;p/-p > (Çağ.) &#8211;p/-p(-b/-b)
>(EAT) &#8211;p/-(y)p > (TT) &#8211;p/-(y)p
ni &#8220;ne&#8221; (soru zamiri)
(ET) ne > (Çağ.) ni
> (EAT/TT) ne
itting &#8220;ettin&#8221;

Hicring karanggusıda giriftör igeç köngül
Könglüm iyini pür-şeker itting <aceb <aceb

Hicring &#8220;ayrılığın&#8221;
Hic &#8211; i &#8211; ng
-ng &#8220;Teklik II. Şahıs iyelik eki&#8221;
(ET) &#8211;ng > (Çağ.) &#8211;ng
> (EAT) -^n > (TT) &#8211;n
karanggusıda
karangu &#8220;karanlık&#8221;
karanggu &#8211; sı &#8211; da
-sı &#8220;Tekil 3. Şahıs iyelik eki&#8221;
-da &#8220;lokatif (bulunma hali) eki&#8221;
(ET) &#8211;ta/-te/-da/-de > (Çağ.) &#8211;da/-de/-ta/-te şiirde &#8211;nda/-nde
> (EAT) &#8211;da/-de/-ta/-te
> (TT) &#8211;da/-de/-ta/-te
Türkçenin her devresinde ve bütün şivelerinde lokatif eki -da/-de/-ta/-te dir. Kalın sıradakilere &#8211;da, ince sıradakilere ise &#8211;de gelmektedir.
İgeç &#8220;
Könglüm &#8220;gönlüm&#8221;
Köng(ü)l &#8211; üm
-üm &#8220;teklik 1. Şahıs iyelik eki&#8221;
(ET) &#8211;m > (Çağ.) &#8211;m
> (EAT) &#8211;m >(TT) -m
üyini &#8220;evini&#8221;
üy &#8220;ev&#8221;
(ET) ew, eb > (Çağ.) öy, üy
> (EAT/TT) ev
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt