Osmanlı Sanatı-Osmanlı Motifleri-Osmanlı'da Kumaş & Nakışlar-Osmanlı Döneminde Sanat

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Doğuş Pertez

Doğuş Pertez

Admin
    Konu Sahibi
Osmanlı Sanatı-Osmanlı Motifleri-Osmanlı'da Kumaş & Nakışlar-Osmanlı Döneminde Sanat
Osmanlı Sanatı-Osmanlı Motifleri-Osmanlı'da Kumaş & Nakışlar-Osmanlı Döneminde Sanat

Osmanlı döneminde, 15. yüzyıldan itibaren Bursa kenti, İran'dan ithal edilen ham ipeğin ticaret ve sanayi merkezi olmuştur. İpek ticareti hazineye büyük gelir sağladığı için devlet kontrolünde gelişmesi sağlanmış; 1587 tarihinden itibaren koza üretimine başlanmış ve kozacılık teşvik edilmiştir. Dokumada kullanılan altın ve gümüş tel devlet simkeşhanelerinde çekilir, kumaşlar damgalanarak satışa çıkarılmasına izin verilirdi. Kıymetli madenlerin israfını önlemek için seraser, zerbaft gibi kumaşlar saraya ait tezgahlarda belli miktarda dokunmaktaydı. Dönemin modasına uygun kumaş desenleri saray nakkaşhanesinde tasarlandığından, desen ve kompozisyonlarda Osmanlı sanatının üslup bütünlüğü tekrarlanmıştır. mdaha çok kadife ve çatma, İstanbul ise 16.yüzyıl ikinci yarısından itibaren kemha ve seraser kumaşları ile tanınmıştır. Çatma dokunuş tekniği açısından kadifenin bir çeşididir. Genellikle zemin kadife, desen gümüş klaptanla, ya da tam tersi klaptan zemin üzerine desen kadife ile dokunmuştur. Döşemelik ve kaftan yapımında kullanılan çatma kumaşların yanı sıra, özellikle dar uçları nişli bordürlü yastık yüzleri çok revaç bulmuştur. Osmanlı Sarayı'nda değerli kumaşlar hazine eşyası olarak kullanılmış; yüksek rütbeli devlet memurlarına, yabancı hükümdar ve elçilere hediye olarak kaftan ve kumaş gönderilmiştir. Kıymetli malzemeden yapılmış başlıca kaftanlık kumaşlar kemha, seraser ve zerbafttır. Kemha'nın çözgüsü ve atkısı ipek, deseni oluşturan takviye atkıları ipek ve gümüş ya da altın klaptandır. Seraser'in çözgüsü ipek, atkısı gümüş veya altın teldir.
Osmanlı kumaşları arasında en değerli olan zerbaft ise bazı motifleri altın telle dokunan bir brokar türüdür.


17. yüzyıldan itibaren dokumaların kalitesi azalmış, ekonomik durum bozulmaya başlayınca kıymetli madenlerin kullanımı yasaklanmıştır. III.Selim devrinde, 1758 yılında Üsküdar Ayazma Camii civarında kurulan atölyede kısa süreli de olsa kumaş sanatı canlandırılmaya çalışılmıştır. Dönemin kadın giysilerinde yaygın olarak kullanılan Selimiye ve Savaî kumaşları yollu ve serpme küçük desenlidir. Üsküdar ve Bilecik çatması yastık yüzleri ve döşemelikler ise Türk Rokokosu denilen süsleme üslubundadır.
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi Türk İşlemelerine Genel Bakış:
Günümüze ulaşan işlemeler yanı sıra bazı belgeler, yazılı kaynaklar, yerli yabancı sanatçıların yapmış oldukları minyatürler, gravürler, suluboya resimler, yağlı boya resimler, fotoğraflar ve bazı mezar taşlarındaki tasvirler bu dönem işlemelerinin yapıldığı merkezler, toplumdaki yeri, önemi, işlevi ve plastik değerleri konusunda bizlere bilgi vermektedir. Örneklersek: 19. yüzyılda Allom'un çizdiği "Yerebatan Sarnıcı'ndaki


İplik Çekicileri" şimkeşhaneden sonra bu sarnıcın da iplik üretiminde kullanıldığını göstermektedir. Nicolay de Nicolas'ın çizimleri 16. yüzyıl kadın giysileri ve örttükleri dolamalar konusunda bizleri

aydınlatmaktadır. Benzer bir durum Van Mour, Liotard, Levni, çarşı ressamları, Ruhi Arel ve Osman Hamdi için söz konusudur. Bu ressamlar giyim, ev eşyası vBulletin. gibi işlemeleri görselleştirmişlerdir. Van Mour'un "Oyun Oynayan Kızlar" isimli eserinde işlemeli yastıklar ve divan örtüsü, "Ut Çalan Kadın" isimli eserinde ise işlemeli atlas yastıklar ve figürün işlemeli giysisiyle pelerini Buhara atması tekniği yanı sıra dival işinin varlığını ortaya koymaktadır.

Levni'nin minyatürleri ise işlemeli giysiler yanı sıra işlemeli uçkurlarıyla, kemerleriyle farklı türleri sergilemektedir. Ruhi Arel'in 1910, 1911 tarihli "Kasnakta Nakış İşleyen Kız" ve "Gergefte Nakış İşleyen Kız" isimli tabloları teknik uygulama konusunda bizleri aydınlatmakta Osman Hamdi'nin işlemeli, kordon tutturma oyalarla bezenmiş üç etek giyerek resimlendirilmiş eşinin ise işlemeli giysiler konusunda önemli görseller oluşturmaktadır.
Yazılı kaynaklar ve gravür, minyatür, resim vBulletin. gibi örnekler dışında ilgi çeken bir grup işleme tasvirine de mezar taşlarında rastlanmaktadır. Ya şahideyi taçlayan başlık ya da sandukayı örten puşide biçiminde tasarlanmış bu örnekler arasında 16. yüzyıldan Konya Mevlana Dergahı'ndaki Kuyucu Murat Paşa'nın kızı Fatma Hanım'a ait olduğu düşünülen sandukayı taçlayan fes palmet motifleriyle, İstanbul Sokollu Türbesi'ndeki Safiye Hanım'ın sandukasını taçlayan fes küpe motifleriyle kaşbastı olarak isimlendirilen işlemeli bantların fesleri bezemek için de kullanılmış olabileceğini akla getirmektedir.

Eyüpsultan Sıbyan Mektebi Haziresi'nde bulunan 17. yüzyıl sonu 18. yüzyıl başına tarihlenebilecek bir başka başlıksa kavuk örtüsü olarak hazırlanan örtünün yalnız kavukluktaki kavuğu tozdan korumak amacıyla değil aynı zamanda yüksek silindirik külahları bezemek amacıyla tasarlanmış örtüler olduğu görüşünü desteklemektedir. Bütün bu parçalar günümüze ulaşan kaşbastı ve kavuk örtülerinin konu ve kompozisyon repertuarını zenginleştirmekte işlevinin yanı sıra estetik açısından bizleri aydınlatmaktadır.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer Konular

Doğuş Pertez
Cevap
1
Görüntüleme
11K
Oğuzhan
Doğuş Pertez
Cevap
1
Görüntüleme
1K
OttomaN TigeR
HeiLmasTer®
Cevap
0
Görüntüleme
731
HeiLmasTer®


Üst Alt