Need For Speed: Most Wanted 2005.

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Fahrettin.Onay

Fahrettin.Onay

Üye
    Konu Sahibi
Need For Speed: Most Wanted 2005.
Eski olsada Çoğumuz bunu oynuyoruzz :)

Yarış oyunlarının popüler bir hale gelip, ülkemizde yaygınlaşmaya başladığı noktaya “Need for Speed” ismini vermemiz hiçte yanlış olmaz. Henüz ortalıkta gelişmiş konsollar yokken, o eski PC’lerimizde Need for Speed ile nasıl eğlendiğimizi hatırlıyormusunuz? Daha sonra Need for Speed 2 çıkmış ve bizi eğlendirmeye devam etmişti (hatta PlayStation’dada çıkmıştı bu oyun), ve bunu takip eden Need for Speed III: Hot Pursuit, polisten kaçarak yasa dışı hız yaptığımız en eğlenceli oyun olmuştu. Şimdi ise aradan uzun yıllar geçti ve trafik kuralları çoğu yarış oyunları tarafından ihlal edildi (Burnout serisi) ve bazıları tarafından ise tam bir simulasyon’a (Gran Turismo, Forza Motorsport) dönüştürüldü. Need for Speed: Most Wanted ise ne Burnout kadar çılgın bir oyun, nede Gran Turismo kadar gerçekçi bir oyun. Hot Pursuit 2’nin vermeyi başaramadığı eğlenceyi verip Underground 2’nin sıkıcı olmaya başladığı noktada bizi eğlendirmeye devam edecek bir oyun olarak karşımızda olduğunu söyleyebiliriz. Aslına bakarsanız, Need for Speed: Underground 1 ve 2’deki yasa dışı yarış, ve benzeri modlar geri dönüyor bu oyunda, fakat Hot Pursuit’teki polisle kapışmanın verdiği eğlenceyi üzerine ekleyerek, vede en önemlisi daha canlı ve göze hoş gelen ortamlar ile birleştirerek.

Teşekkürler EA Canada

Need for Speed: Most Wanted’ın demosunu yaklaşık 1-2 ay önce ofisimizde oynama şansını yakalamıştık. Oyunun Xbox versiyonunu denemiş olmamız ve oyundaki dengesiz saniyedeki kare sayısı bu oyunun geleceği hakkında bazı şüpheler uyandırmıştı bizde. Özellikle oyunun Xbox 360 versiyonunun videolarını izleye izleye o kadar kaliteli grafikler ve akıcı bir kare sayısına gözümüz alışmışken, oyunun demosu bizi açıkçası üzmüştü. Grafikler şimdiki nesil için fena olmasada, oyunun görüntü hızının bu denli yavaş olması gerçektende oyuna çok şey kaybettiriyordu. Fakat EA Kanada stüdyoları bütün bu yaşadığımız hayal kırıklığının boşu boşuna olduğunu biz gösterdi. Çünkü oyunun tam sürümü tüm konsol sistemlerinde sağlam 30 FPS’lik bir hızla vede akıcı bir biçimde çalışıyor! Need for Speed: Underground serisini sevipte Hot Pursuit’e özlem duyan kişiler daha ne isteyebilirlerki?

Oyunun tabiiki basitte bir hikayesi var, gerçi bununda The Fast and The Furious veya benzeri filmlerden pek bir farkı yok. Polisler, rakiplerimiz ve kara listeler arasında geçen bir sokak yarışı çekişmesi olarak özetleyebiliriz. Hikaye olsada çok etkileyici değil tabiiki, fakat Need for Speed: Underground 2’de buna benzer ufak bir deneme yapmışlardı ve Most Wanted’ında basitte olsa bir hikayesinin olduğunu bilmeniz yeterli. Hikayeyi takip edersiniz veya etmezsiniz, bu size kalmış, sonuçta oyunu etkileyen bir faktör değil. Bu arada hikaye akışı içersindeki videolarda gerçek aktörlere yer verilmiş. Evet, böyle bir şeyi görmeyeli uzun zaman olmuştu, artık oyun dünyası kendi karakterlerini 3D olarak yaratmayı seviyor ama bu şekilde bir yaklaşım bence Most Wanted’a yakışmış.



Grafikler

Oyunun grafiksel olarak tatmin edici olduğunu ve her sistemde oldukça stabil bir biçimde çalıştığını söylemiştim zaten (PC’de sahip olduğunuz sisteme göre değişebilir tabiiki bu stabilite). Hangi sistemde oynarsanız oynayın kesinlikle göze hoş gelen bir oyun Most Wanted. Çoğu multi-platform oyunda olduğu gibi bu oyundada PlayStation 2 versiyonu diğerlerinin gerisinde kalıyor biraz tabiiki. Çözünürlük ve genel anlamda renk derinliği olarak daha donuk PlayStation 2 versiyonu oyunun ama yinede aynı eğlenceyi vermekten uzak değil. Çevre ve yol oyunda çok detaylı durmuyor aslında, fakat arabaların gerçektende güzel gözüktüklerini söyleyebiliriz. Özellikle bazen polisler ile beraber rampalardan sıçrayınca, arabanızı dıştan gösteren sinematik kamera açıları gerçektende etkileyici olabiliyor. Kamera demişken, nedense oyunun PlayStation 2 versiyonunda oyun içi kamerasını oyunun ayarlar menüsünden değiştirmek zorunda kalıyorsunuz (diğerlerinde durum böyle değil), bunun nedenini anlayabilmiş değiliz. Yinede oyun her platformda oldukça güzel gözüküyor, ve hızı hissetirmeyi başarıyor. Tabiiki Burnout gibi çılgınca bir hız beklemeyin bu oyundan ama NOS kullandığınızda oyundaki bulanıklık efektleri ve arkada iz bırakan ışıklar ile hızı görebiliyorsunuz en azından.

Yarışmaya başlayın!

Oyunda artık “kara liste” (black list) denilen bir yarış listesi var, bu listede yarışacağınız rakiplerinizi görüyorsunuz ve diğer yarışçıların kara listelerine girerek daha üstün ve tehlikeli bir yarışçı olduğunuzu kanıtlıyorsunuz. Daha önceden tanıdığınız circuit, drag (çok daha hoş bir hale gelmiş), sprint oyun modlarıda geri dönmüş. Fakat kara listenin önem kazandığı tek oyun modu kariyer modu tabiiki. Kara listeye genel olarak baktığımızda aşağı yukarı 15 tane önemli yarışçı var ve bu yarışçıların kara listelerine girip onlar ile yarışabilmeniz için nereden baksanız 8-10 yarış yapmanız ve başarılı olmanız gerekiyor, buda oyunun kariyer modunun oldukça uzun ve dolu dolu olduğunu göstermeye yeter size herhalde. Yarışları bu şekilde gerçekleştirip, kariyerimizde ilerleme kaydederken, polislerden kaçmakta diğer önemli bir etmen haline geliyor. Yarışların sonunda eğer peşinide polis varsa onlardan belli bir süre yakalanmadan kaçmanız yada izinizi kaybettirmeniz gerekiyor. Bütün bunlar biraz kendini tekrar ediyor hissini verebilir size ama polislerden kaçmakta, yarışmakta çok keyifli.

Yarışları kazanarak para kazandığınızı ve listelerde yukarıya çıkarak daha fazla araba, modifiye ve benzeri ekstraları açtığınızı söylememe gerek yok herhalde, çoğu yarış oyununda artık bir klasik ilerleme sistemi haline geldi bu. Oyunda bazı gizli ekstralarda yok değil, bunlar para ödülleri, gizli araba parçaları ve hatta sizi polislerin elinden kurtaracak şeyler olabilir. Bu gibi ekstralar için uyanık olun. Oyundaki para ve modifiye sistemide oldukça iyi dengelenmiş. Oyunun başlarında iyi para kazanıpta arabanızı inanılmaz bir canavar haline getirip refaha ulaşmanız mümkün değil. Dediğim gibi para kazanmanız, kariyerinizde üst sıralara çıkmanız ve yeni modifiye olanakları açmanız hep doğru orantılı ve dengeli bir şekilde ayarlanmış. Modifiyede zaten görsel ve performans geliştirme olarak ikiye ayrılıyor ve modifiye olanakları önceki Underground oyunları ile tamamen aynı diyebiliriz.

Oyunun on-line oyun modunun olduğunu, ve EA’in yarış lobilerinde araba alım satımı bile yapılabildiğinide hatırlatırım. Gerçi ülkemizdeki sınırlı on-line ulaşım sistemi nedeni ile (özellikle konsollarda), bu gibi olanaklardan ne kadar faydalanabileceksiniz bilemem.



Matrix, Max Payne, Need for Speed!

Ne alaka demeyin, Matrix, Max Payne ve Need for Speed’in ortak bir noktaları var artık. “Bullet time” denilen ve artık pek çok oyun ve filmde kullanılan yavaş çekim modu! Oyunda artık SpeedBreaker ismi verilen bu özelliği kullanarak oyundaki bazı özel durumlarda avantaj sağlayabiliyorsunuz kendinize. Örneğin yolda büyük bir hızla giderken karşınıza bir tır çıkıyor ve hızınızı ayarlayarak geçmeniz çok zor, hemen bu özelliği kullanarak zamanı yavaşlatıp tırın altındaki boşluktan geçebiliyorsunuz. Tüm yarış modlarında size büyük avantajlar sağlayabiliyor bu özellikte. Polislerden kaçarkende bu özelliğin yanı sıra, yıkılıp dökülebilen çevreninde faydasını görüyorsunuz. Örneğin altından geçtiğiniz bir balkonun tahta ayaklarını kırarak arkanızdan gelen polislerin üzerlerine göçertip onları durdurabiliyorsunuz. Polislerin bu oyunda aşırı derecede agresif olduklarını ve çevrenizi kaş ile göz arasında sarabildiklerini düşünürsek, çok güzel bir özellik bu.

Oyunun fizik motoruda öncekilere göre büyük değişikliğe uğramış. Simulasyon oyunlarında olduğu gibi arabanın ağırlığını ve kontrolünü daha çok hissedebiliyorsunuz artık. Eskisi gibi 180’le giderken virajları kolayca almanız mümkün değil, çünkü artık arabanız gerçekte olacağı gibi ağır ve böyle bir hızda gövdesini çevirebilmek için sürücünün yeteneğini gerektiriyor. Arabayı kaydırmak, drift atmak buna bakarsak daha zor bir halde fakat arabanın ağırlığını ve gerçekçiliğini hissederek bunları yapmayı denemek çok daha eğlenceli. Fakat fizik motoru daha gerçekçi olduğunu her yerde belli ediyor. Örneğin bir duvara direk çarptığınızta gaza basarak sağa veya sola doğru gitmeniz arabayı kurtarmıyor, arabayı gerçekte olacağı gibi geri alıp kurtarmanız gerekiyor ve buda yarışlardaki olası kazalarda size çok vakit kaybettirebiliyor, ama artık zamanı yavaşlatabiliyoruz öyle değilmi? Kazalardan sakınmak daha kolay en azından.

Kocaman bir şehir

Need for Speed: Underground 2’de getirilen açık şehir sistemi, bu oyundada geri dönüyor. Oyunda sadece yarış pistleri yerina olabildiğince açık ve heryeri gezebileceğiniz bir şehir var. Yarışlar sırasında tabiiki yolu belli etmek için yoll ayrımları bazı sanal işaretler ile kapatılarak bir pist görünümüne sokuluyor ama yarış bittiğinde peşinizde polisler varsa, bu geniş şehirde istediğiniz yere, istediğiniz şekilde kaçma şansına sahipsiniz. Most Wanted\'da bir yarışa katılmak için şehirde gezinmeye üşzeniyorsanız, hızlıca yarış noktalarına ulaşmanızı sağlayan bir atlama sistemide var. Şehirde arabanız ile gezinmeniz her ne kadar eğlenceli ve keyifli olsada, eğer sadece yarışmak ve gezinmek ile vakit kaybetmek istemiyorsanız bu sistemi kullanabilirsiniz.

Yolların yarış sırasında piste dönüştürülmek için sanal işaretler ile çevrildiklerini söylemiştim, fakay yinede bu belli bir seviyeye kadar oluyor. Oyunda hala farklı bir kaç yolsan gitme, kestirme ve ara sokaklara girmek gibi değişik şanslarınız var. Aslına bakarsanız o kadar çok kestirme ve yol ayrımı varki, bazen kendinizi hiç sınırlanmamış bir şekilde diğer noktaya ulaşmaya çalışıyor sanıyorsunuz (Midnight Club oyunlarında oladuğu gibi.

[video=youtube;e_XUDY9SjI4]http://www.youtube.com/watch?v=e_XUDY9SjI4&feature=player_detailpage[/video]
 
  • Beğen
Tepkiler: botan5656
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt