Necip Fazıl Kısakürek - Beklenen şiirinin hikayesi

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
kum kзđiśi

kum kзđiśi

Üye
Necip Fazıl Kısakürek - Beklenen şiirinin hikayesi
Beklenen
Necip Fazıl Kısakürek - Beklenen şiirinin hikayesi. Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar?

(1937)


Necip Fazıl Kısakürek


...BU ŞİİRİN HİKAYESİ....


Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç. Tribünsüz minik bir salon.. Seyircilerle oyuncular arasında sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar..



Delikanlı bu tatlı bu güzel bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi daha hissetti. Uzun zamandan beri maçı değil o güzel kızı izlediğini.. Kız servis atarken hemen önünden geçti. Göz göze geldiler.. Kız gülümsedi.. Delikanlı çok popülerdi o yıllarda..Kız onu tanımış olmalıydı. Kim bilir belki kız da ondan hoşlanmıştı.. Belki de delikanlı öyle olmasını istediği için ona öyle gelmişti.. Set değişip takım karşıya gidince delikanlıda yerini değiştirdi o da karşıya gitti.. Üçüncü sette tekrar eski yerine döndü.. Kızda gidiş gelişleri fark etmişti galiba.. Bir defa daha gülümsedi. Manidar..



'Anladım' der gibi bir gülümseyişti bu.. Delikanlı o hafta boyu hep bu dünyalar şirini kızı düşündü.. Pazar günü sabahın köründe kalktı erkenden oynanacak maçı ne maçı canım o dünyalar şirini kızı görmek için.. Delikanlı artık kızın hiçbir maçını kaçırmıyordu.



Dahası..Ankara Koleji'nin her dağılış saatinde okul civarında oluyordu onu bir kez daha görmek için.. Karşılaştıklarında hafif çok hafif bir gülümseme çok minik bir baş eğmesi ile selamlaşır olmuşlardı..Bir defasında yaptığına sonra kendisi de günlerce güldü.. O gün gene tesadüfmüş gibi okul dağılımı kızın karşısına çıkmış gülümseyerek selamlamış sonra arka sokaklara dalıp yıldırım gibi koşarak bir blok ötede gene karşısına çıkmıştı.. Kız bu defa iyice gülmüştü.. Karşısında sözüm ona ağır ağır yürüyen ama nefes nefese delikanlıyı görünce..



Delikanlı voleybol takımının kaptanını iyi tanıyordu. Arkadaştılar.Sonunda bütün cesaretini topladı kaptana açıldı.. O kızdan fena halde hoşlanıyordu. Galiba kız da ona karşı boş değildi. Bir yerdebir şekilde tanışmaları gerekiyordu.. O zamanlar bu işler böyle oluyordu çünkü.. Kaptan: 'Tabii' dedi.. 'Bu hafta sonu güzel bir konser var. Biz onunla gitmeye karar vermiştik zaten. Sen de gel. Hem konseri birlikte izleriz hem de tanışırsınız..'



'Mutluluk işte bu olmalı' diye düşündü delikanlı. 'Mutluluk işte bu..' Ve konser gününe kadar geceleri hiç uyuyamadı.. Konser gününü de hiç ama hiç unutmadı..O ne heyecandı öyle.. Konserin verildiği sinemanın kapısında tanıştılar.. El sıkıştılar.. O güzel ele dokunduğu anı da hiç unutmadı delikanlı.. Kaptan salona girdiklerinde ustaca bir manevra daha yaptı. Delikanlı ile dünyalar şirini kız yan yana düştüler. İnanamıyordu delikanlı.. Onunla nihayet yan yana oturduğuna onun sıcaklığını hissettiğine onun nefesini duyduğuna inanamıyordu.. Biraz önce tanışırken tuttuğu el bir karış ötesinde öylesine duruyor delikanlı sahnede dünyanın en romantik şarkı sözlerisı söylenirken ki o an dünyanın bütün şarkı sözleriları dünyanın en romantik şarkı sözlerisıydı ya o eli tutmak için öylesine büyük bir arzu duyuyordu ki içinde.. Ama uzatamıyordu işte elini.. Her şey böyle iyi giderken yanlış bir hareketle onu ürkütebileceğinden ekşitebileceğinden öylesine korkuyordu ki.. Sonunda dayanamadı sanki kolu uyuşmuş gibi uzandı.. Kolunu kızın koltuğunun arkasına koydu.. Kızın omzuna değil.. Koltuğun üzerine.. Sonra kız arkaya yaslandı.. Birkaç saç teli delikanlının elinin üzerine dokundu..


Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu artık genç adamın.. Dünyalar şirini kızın saçları eline dokunuyordu çünkü..Konserden çıkarken kız şakalaştı.. 'Sizi her maçımızda görüyoruz. Alıştık nerdeyse.. Yarın Adana'da maçımız var.. Gözlerimiz sizi arayacak..'



Hayır aramayacaktı..Delikanlı o anda kararını vermişti çünkü.. Cebinde onu otobüsle Adana'ya götürüp getirecek hatta öğle yemeğinde bir de Adana kebap yedirecek kadar para vardı.. Gece yarısı kalkan otobüse bindi..



Sabah erkenden Adana'ya indi. Maç saatine kadar başı boş dolaştı. Salona erkenden girdi en ön sıraya tam servis köşesine en yakın yere oturdu.. Takımlar sahaya çıkarken salondaki en heyecanlı seyirci oydu. Maç falan değildi sebep tabii.. İlk sette kız farkında bile değildi onun.. Nerden olsundu ki.. İkekşi sette öbür tarafa gittiler.. Döndüklerinde üçüncü sette kız fark etti delikanlıyı..Yüzünde çok ama çok şaşkın bir ifade biraz mutluluk biraz da gurur vardı sanki.. Ankara'nın hele Kolej'de çok popüler bu delikanlısının onun için ta oralara geldiğini bilmenin gururu..


Maç bitti. Kız soyunma odasına delikanlı garajlara gitti. Tek kelime konuşmadan.. Konuşmaya gelmemişti ki..Kız 'Keşke orada olsaydın' demişti. O da olmuştu işte.. Hepsi o..



Ona o kadar çok şey söylemek istiyordu ki aslında..Bir gün üniversite kantininde gazete okurken iç sayfalarda bir şiire rastladı. Daha doğrusu bir şiirden alınmış bir dörtlüğe.. Söylemek istediği her şey bu dört satırda vardı sanki..Bembeyaz bir karta yazdı o dört satırı.. Öğleden sonrayı zor etti Kolejin önüne gitmek için.. Kızın karşıdan geldiğini gördü. Koşarak yanına gitti. 'Bu sana' diye kartı eline tutuşturdu ve kayboldu ortadan kız dizeleri okurken..

'Ne hasta beklerdi sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar!..'



Ertesi gün öğleden sonra tarif edilemez heyecanlar içinde Kolej'in önündeydi gene.. Kız karşıdan geliyordu.. Bu defa yanında arkadaşları yoktu. Yalnızdı..Yaklaştığında işaret etti delikanlıya.. Gözlerine inanamadı genç adam.. Onu yanına mı çağırıyordu yoksa.. Evet çağırıyordu işte.. Kalbinin duracağını sandı yaklaşırken.. 'Sana bir şeyler söylemek istiyorum' dedi kız.. O da heyecanlıydı belli..



'Bak iyi dinle.. Dünkü satırlar için çok teşekkürler.. Herhalde hissettin ben de senden hoşlanıyorum. Ama senden evvel tanıdığım birisi daha var. Ondan da hoşlanıyorum ve henüz karar veremedim hanginizden daha çok hoşlandığıma.. Ve de şu anda onu terk etmem için bir sebep yok.'



'O zaman karar verdiğinde ve de eğer seçtiğin ben olursam hayatında başka kimse olmazsa ara beni' dedi delikanlı ikiletmeden.. Ayrıldı kızın yanından.. Bir daha voleybol maçına gitmeden bir daha okul yolunda önüne çıkmadan.. Bir daha onu hiç görmeden..



Yıllarca sonra Levent'in söyleyeceği şarkı sözleridaki Sezen'in sözlerini o o zaman biliyordu sanki. Aşk onurlu olmalıydı.. Günlerce haftalarca aylarca bekledi.. Tıpkı kıza verdiği o dörtlükteki gibi bekledi.. Hastanın sabahı seytanın günahı beklediği gibi bekledi.. Heyecanla bekledi. Hırsla arzuyla bekledi. Umutla umutsuzlukla bekledi. Bazen öfkeyle bekledi.. Ama bekledi.. Başka hiç kimseye bakmadan başka hiç kimseyi bulmadan bekledi.



Bir gün bir şiir antolojisinde şiirin tamamını buldu.. İki dörtlüktü şiir aslında.. İlki kıza verdiği.. Bir ikekşi dörtlük daha vardı o kadar.. O dörtlüğü de bir kartın arkasına dikkatle yazdı.. Cebine koydu..



Bekleyiş sürüyor sürüyordu..Okullar kapandı açıldı.. Aylar aylar geçti.. Bir gün delikanlı kızı aniden karşısında gördü.. 'Günlerdir seni arıyorum' dedi kız.



'Günlerdir seni arıyorum. İşte sana haber.. Artık hayatımda hiç kimse yok!..'



'Yaa' dedi delikanlı.. 'Yaa' dedi sadece..Kalbi heyecandan ölesiye çarparken aylardır ölesiye beklediği an gelip çatmışken ağzından sadece bu ses çıkmıştı..



'Yaaa!..'


Cebinde artık iyice eskimiş kartı uzattı kıza.. 'Sana bir şiirin ilk dörtlüğünü vermiştim ya bir gün' dedi.. 'Bu da ikekşi ve son dörtlüğü onun..'



Sonra yürüdü gitti arkasına bile bakmadan.. Kız dizelere bakarken..

'Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni.
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar!..'



Aradan yıllar çok ama çok uzun yıllar geçti. Delikanlı bugün hâlâ düşünüyor..O uzun çok uzun bekleyiş aşkını öldürmüş müydü acaba?.


Ya da beklerken ölesiye beklerken hayalinde öylesine bir sevgili yaratmıştı ki artık yaşayan hiç kimse bu hayali dolduramazdı.. O sevgilinin kendisi bile.. Hayalindekini yaşatmak için mi yaşayanı silmişti yani?.. Yokluğunda bulmak bu mu demek oluyordu?..



Ya da.. Ya da..


Bir şiirin romantizmine mi kapılmış bir delikanlılık jesti uğruna mutluluğunun üzerinden öylece yürüyüp gitmişti acaba? Delikanlı bu soruların yanıtını bugün hâlâ bilmiyor..Bilmediğini de en iyi ben biliyorum.. Çünkü delikanlı bendim!..
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt