
' KalendeR '
Üye
Nazım Hikmet Hayatı Ve Eserleri,Biyografisi,Şiirleri
NAZIM HİKMET RAN
Şiirin postmodern döneminin en seçkin şairlerindendir Nazim Hikmet. Kendisinden sonra gelen birçok şaire ilham kaynağı olmuş ve adeta bir şiir ekolu konumuna geçmiştir. Yakın yüzyılımızın bu şair kimliği gerek siyasi ve toplumsal görüşleri neticesinde olsun gerekse de diğer başka yasaya karşı duruşları neticesinde; birçok kesim tarafından dışlansa ve ağır ithamlara da maruz kalsa Türk şiir ve edebiyatı tıpkı diğer şairler gibi Nazım Hikmete de çok şey borçludur. Kendisinin bir şiirini sizlerle paylaşarak hayatı ve eserleri hakkında yazıya geçeceğim..
SEVMEK MÜKEMMEL İŞ DELİKANLIM SEV BAKALIM
Bir genç adama..Hakîm Heraklite..
Yıldızlara.. ve aşka dairdir.
Şehir
uzakta
Genç adam
ayakta.
Akıyor şehirden geçen nehir
Genç adamın ayakları dibinden.
Genç adam
piposunu çıkarıyor cebinden
aranıyor kibriti,
Bakıyor akar suya
düşünüyor Herakliti
Düşünüyor büyük hakîm Herakliti genç adam:
Kim bilir belki böyle bir akşam,
böyle bir akşam
Heraklit alnını
yeşil gözlü zeytinliklere akan
suya eğdi
ve dedi:
<< --Her şey değişip akmada
bu hal beni hayran bırakmada.. -- >>
Heraklit..Heraklit ne akıştır bu!
Ne akıştır ki bu dalgalarında
dağlıdır alnı en mukaddes putun
kızgın demir damgasıyla sukutun.
Gebedir her sukut bir yükselişe.
Ne mümkün karşı koymak
bu köpürmüş gelişe ..
Heraklit.. Heraklit..
akar suya kabil mi vurmak kilit?
Şehir
uzakta
Genç adam
ayakta.
Akıyor şehirden geçen nehir
genç adamın ayakları dibinden.
Genç adam
kibritini çıkarıyor cebinden
yakıyor piposunu.
II
Dikine mustatil bir apartmanın
en üst katında
dört köşe bir oda.
Perdesiz pencereler.
Pencerelerin dışında yıldızlı geceler.
Genç adam
alnını dayamış cama.
Ben romanın muharriri
diyorum ki genç adama:
Delikanlım:
İyi bak yıldızlara
onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin.
Delikanlım:
Senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar
kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan
kâinatın en mükemmel şeyidir.
Delikanlım:
Sen ki ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin,
ya da bir darağacında can vereceksin.
İyi bak yıldızlara
onları göremezsin belki bir daha..
Delikanlım:
Belki beni anladın
belki anlamadın.
Kesiyorum sözümü.
İşte kapı açıldı
Geldi beklenen kadın.
- BEKLETTİM Mİ?
- ÇOK..
AMA ZARARI YOK...
Kadın
yakaladı genç adamı
elinden.
Genç adam
yakaladı kadını belinden
bir yumrukta kırdı camı.
Oturdular pencerenin içinde..
Sarktı ayakları gecenin içinde...
Işıklı bir deniz dibi gibi
başlarında, sağda, solda gece yanıyor.
Bacakları karanlık boşluklara sallanıyor.
Sallanıyor bacakları
sallanıyor bacakları...
...dudakları...
Sevmek mükemmel iş delikanlım,
sev bakalım!
Mademki kafanda yıldızlı bir gece var,
benden izin sana
sev, sevebildiğin kadar...
Nazım Hikmet
Selanik'te doğdu. Heybeliada Harbiye Mektebi'ni bitirdi. Hamidiye Kruvazöru güverte subayı iken, sağlık nedeniyle askerlikten çıkarıldı.
Bolu'da bir süre öğretmenlik yaptı, daha sonra Trabzon üzerinden Batum'a, oradan da Moskova'ya geçti. KUTV Üniversitesi'nde ekonomi-politik öğrenimi gördü. 1924'te yurda döndü.
Aydınlık Gazetesinde yayınlanan yazı ve şiirleri yüzünden on beş yıl hapsi istenince Moskova'ya kaçtı. 1928 Af Kanunu'ndan yararlanıp tekrar yurda döndü. Resimli Ay dergisinde çalışmaya başladı.
1932'de yeniden dört yıl hapse mahkûm olduysa da, bu kez Onuncu Yıl Affı'ndan yararlandı. Gazetecilik yaptı, film stüdyolarında çalıştı. 1938'de Harp Okulu'ndaki aramalarda ele geçen şiir ve kitaplarıyla orduyu kışkırttığı ileri sürüldü ve 28 yıl 4 aya hüküm giydi. Çankırı ve Bursa cezaevlerinde yattı.
1950'de özgürlüğüne kavuştuysa da sürekli olarak izlenmekten kurtulamadı. Askere alınması kararlaştırılınca tekrar Moskova'ya kaçtı. 25 Temmuz 1951'de T.C. yurttaşlığından çıkarıldı. Bunun üzerine Nâzım, Polonya uyruğuna geçti. 1963'te öldü. Moskova'da toprağa verildi. Mezarı hala bu kenttedir.
ESERLERİ Şiir:
835 Satır (1929) , Jokond ile Si-Ya-U (1929) , Varan 3 (1930) , 1+1=1 (1930-Nail V. ile) , Sesini Kaybeden Şehir (1931) , Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932) , Gece Gelen Telgraf (1932) , Taranta Babu'ya Mektuplar (1935) , Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı (1936) , Kurtuluş Savaşı Destanı (1965) , Saat 21-22 Şiirleri (1965-Bas. Haz. M.Fuat) , Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-1967-Bas. Haz. M.Fuat, 5 Cilt) , Rubailer (1966-Bas. Haz. M. Fuat) , Dört Hapishaneden (1966-Bas. Haz. M.Fuat) , Yeni Şiirler (1966-Bas. Haz. Dost Yayınevi) , Son Şiirleri (Bas. Haz. Habora Kitabevi) , Tüm Eserleri (1980-Bas. Haz. A. Bezirci, 8 Cilt) .
Oyun:
Kafatası (1943) , Bir Ölü Evi Yahut Merhumun Hanesi (1932) , Unutulan Adam (1935) , İnek (1965) , Ferhat ile Şirin (1965) , Enayi (1965) , Sabahat (1966) , Yusuf ile Menofis (1967) , İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu (1985) .
Roman:
Kan Konuşmaz (1965) , Yeşil Elmalar (1965) , Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (1966) .
Yazılar:
İt Ürür Kervan Yürür (1936-Orhan Selim takma adıyla) , Alman Faşizmi ve Irkçılığı (1936) , Milli Gurur (1936) , Sovyet Demokrasisi (1936) .
Mektuplar
Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar (1968) , Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar (1968) , Bursa Cezaevinden Vâ-Nû'lara Mektuplar (1970) , Nâzım'ın Bilinmeyen Mektupları (1986-Adalet Cimcoz'la Mektuplar, Haz. Ş. Kurdakul) , Piraye'ye Mektuplar (1988) .
Masal:
La Fontaine'den Masallar (1949-Ahmet Oğuz Saruhan adıyla) , Sevdalı Bulut (1967) .
Şiirin postmodern döneminin en seçkin şairlerindendir Nazim Hikmet. Kendisinden sonra gelen birçok şaire ilham kaynağı olmuş ve adeta bir şiir ekolu konumuna geçmiştir. Yakın yüzyılımızın bu şair kimliği gerek siyasi ve toplumsal görüşleri neticesinde olsun gerekse de diğer başka yasaya karşı duruşları neticesinde; birçok kesim tarafından dışlansa ve ağır ithamlara da maruz kalsa Türk şiir ve edebiyatı tıpkı diğer şairler gibi Nazım Hikmete de çok şey borçludur. Kendisinin bir şiirini sizlerle paylaşarak hayatı ve eserleri hakkında yazıya geçeceğim..
SEVMEK MÜKEMMEL İŞ DELİKANLIM SEV BAKALIM
Bir genç adama..Hakîm Heraklite..
Yıldızlara.. ve aşka dairdir.
Şehir
uzakta
Genç adam
ayakta.
Akıyor şehirden geçen nehir
Genç adamın ayakları dibinden.
Genç adam
piposunu çıkarıyor cebinden
aranıyor kibriti,
Bakıyor akar suya
düşünüyor Herakliti
Düşünüyor büyük hakîm Herakliti genç adam:
Kim bilir belki böyle bir akşam,
böyle bir akşam
Heraklit alnını
yeşil gözlü zeytinliklere akan
suya eğdi
ve dedi:
<< --Her şey değişip akmada
bu hal beni hayran bırakmada.. -- >>
Heraklit..Heraklit ne akıştır bu!
Ne akıştır ki bu dalgalarında
dağlıdır alnı en mukaddes putun
kızgın demir damgasıyla sukutun.
Gebedir her sukut bir yükselişe.
Ne mümkün karşı koymak
bu köpürmüş gelişe ..
Heraklit.. Heraklit..
akar suya kabil mi vurmak kilit?
Şehir
uzakta
Genç adam
ayakta.
Akıyor şehirden geçen nehir
genç adamın ayakları dibinden.
Genç adam
kibritini çıkarıyor cebinden
yakıyor piposunu.
II
Dikine mustatil bir apartmanın
en üst katında
dört köşe bir oda.
Perdesiz pencereler.
Pencerelerin dışında yıldızlı geceler.
Genç adam
alnını dayamış cama.
Ben romanın muharriri
diyorum ki genç adama:
Delikanlım:
İyi bak yıldızlara
onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin.
Delikanlım:
Senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar
kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan
kâinatın en mükemmel şeyidir.
Delikanlım:
Sen ki ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin,
ya da bir darağacında can vereceksin.
İyi bak yıldızlara
onları göremezsin belki bir daha..
Delikanlım:
Belki beni anladın
belki anlamadın.
Kesiyorum sözümü.
İşte kapı açıldı
Geldi beklenen kadın.
- BEKLETTİM Mİ?
- ÇOK..
AMA ZARARI YOK...
Kadın
yakaladı genç adamı
elinden.
Genç adam
yakaladı kadını belinden
bir yumrukta kırdı camı.
Oturdular pencerenin içinde..
Sarktı ayakları gecenin içinde...
Işıklı bir deniz dibi gibi
başlarında, sağda, solda gece yanıyor.
Bacakları karanlık boşluklara sallanıyor.
Sallanıyor bacakları
sallanıyor bacakları...
...dudakları...
Sevmek mükemmel iş delikanlım,
sev bakalım!
Mademki kafanda yıldızlı bir gece var,
benden izin sana
sev, sevebildiğin kadar...
Nazım Hikmet
Selanik'te doğdu. Heybeliada Harbiye Mektebi'ni bitirdi. Hamidiye Kruvazöru güverte subayı iken, sağlık nedeniyle askerlikten çıkarıldı.
Bolu'da bir süre öğretmenlik yaptı, daha sonra Trabzon üzerinden Batum'a, oradan da Moskova'ya geçti. KUTV Üniversitesi'nde ekonomi-politik öğrenimi gördü. 1924'te yurda döndü.
Aydınlık Gazetesinde yayınlanan yazı ve şiirleri yüzünden on beş yıl hapsi istenince Moskova'ya kaçtı. 1928 Af Kanunu'ndan yararlanıp tekrar yurda döndü. Resimli Ay dergisinde çalışmaya başladı.
1932'de yeniden dört yıl hapse mahkûm olduysa da, bu kez Onuncu Yıl Affı'ndan yararlandı. Gazetecilik yaptı, film stüdyolarında çalıştı. 1938'de Harp Okulu'ndaki aramalarda ele geçen şiir ve kitaplarıyla orduyu kışkırttığı ileri sürüldü ve 28 yıl 4 aya hüküm giydi. Çankırı ve Bursa cezaevlerinde yattı.
1950'de özgürlüğüne kavuştuysa da sürekli olarak izlenmekten kurtulamadı. Askere alınması kararlaştırılınca tekrar Moskova'ya kaçtı. 25 Temmuz 1951'de T.C. yurttaşlığından çıkarıldı. Bunun üzerine Nâzım, Polonya uyruğuna geçti. 1963'te öldü. Moskova'da toprağa verildi. Mezarı hala bu kenttedir.
ESERLERİ Şiir:
835 Satır (1929) , Jokond ile Si-Ya-U (1929) , Varan 3 (1930) , 1+1=1 (1930-Nail V. ile) , Sesini Kaybeden Şehir (1931) , Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932) , Gece Gelen Telgraf (1932) , Taranta Babu'ya Mektuplar (1935) , Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı (1936) , Kurtuluş Savaşı Destanı (1965) , Saat 21-22 Şiirleri (1965-Bas. Haz. M.Fuat) , Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-1967-Bas. Haz. M.Fuat, 5 Cilt) , Rubailer (1966-Bas. Haz. M. Fuat) , Dört Hapishaneden (1966-Bas. Haz. M.Fuat) , Yeni Şiirler (1966-Bas. Haz. Dost Yayınevi) , Son Şiirleri (Bas. Haz. Habora Kitabevi) , Tüm Eserleri (1980-Bas. Haz. A. Bezirci, 8 Cilt) .
Oyun:
Kafatası (1943) , Bir Ölü Evi Yahut Merhumun Hanesi (1932) , Unutulan Adam (1935) , İnek (1965) , Ferhat ile Şirin (1965) , Enayi (1965) , Sabahat (1966) , Yusuf ile Menofis (1967) , İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu (1985) .
Roman:
Kan Konuşmaz (1965) , Yeşil Elmalar (1965) , Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (1966) .
Yazılar:
İt Ürür Kervan Yürür (1936-Orhan Selim takma adıyla) , Alman Faşizmi ve Irkçılığı (1936) , Milli Gurur (1936) , Sovyet Demokrasisi (1936) .
Mektuplar
Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar (1968) , Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar (1968) , Bursa Cezaevinden Vâ-Nû'lara Mektuplar (1970) , Nâzım'ın Bilinmeyen Mektupları (1986-Adalet Cimcoz'la Mektuplar, Haz. Ş. Kurdakul) , Piraye'ye Mektuplar (1988) .
Masal:
La Fontaine'den Masallar (1949-Ahmet Oğuz Saruhan adıyla) , Sevdalı Bulut (1967) .