"Meltem Cumbul'a laf edenler beş para etmezler!"

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
bydexer

bydexer

Üye
    Konu Sahibi
"Meltem Cumbul'a laf edenler beş para etmezler!"



[h=2]Ayşe Özyılmazel, Hrant Dink, Kenan Evren ve 19 Mayıs meselesi ve Meltem Cumbul hakkında açıklamalarda bulundu.[/h]
Köşe yazarı Ayşe Özyılmazel, Hrant Dink, Kenan Evren ve 19 Mayıs meselesi, pornografik kliplere RTÜK yasağı ve Meltem Cumbul'un Altın Küre'de ödül almadan sahneye çıkması ve Nuri Bilge'nin SİYAD ödül törenine hırkayla katılması hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.


[h=4]Bu haftanın çok konuşulan meselelerinden biri 'müstehcen' klipler meselesiydi. Şarkı söyleyen, klip çeken birisi olarak siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?[/h] RTÜK yani radyo televizyon üst kurulu, bazı sanatçılarımızın video kliplerini pornogrofik bulmuş. Zaten RTÜK'ün neyi nasıl bulacağını ve değerlendireceğini tahmin etmek imkansız. RTÜK'ün engellenemez, aşılamaz ve tartışılamaz kıvamda kendine has bir dünyası var. Bu dünya çerçevesinde altı klipten dolayı müzik kanallarını uyarmış, kliplerin yayın saatlerini çocukların izlemeyeceği saatlere çekmiş. Aslında ben bu kararı ayakta alkışlayabilirdim, şayet RTÜK kliplere gösterdiği hassasiyeti televizyon dizilerine de gösterebilseydi. Prime time dizileri tecavüzden, tokattan, dayaktan, mafyadan, kadına şiddetten, silahtan geçilmezken üç beş kliple ahlak seviyesini hizaya getirmek ancak gösteriştir. Üstelik yersiz ve yetersiz bir gösteriş.


[h=4]Müstehcenlikle itham edilen ve 'çocuk'ların izlediği saatlerde ekranda olmaması gereken klipler; Teoman: "Tek Başına Dans", Berksan: "Beni Seviyor", Murat Boz: "Geri Dönüş Olsa", Bengü: "Saat Üç", Ziynet Sali: "Bize Yeter", Murat Dalkılıç: "Merhaba Merhaba" adlı şarkıları! Bu klipler arasında sizin şarkılarınız yok! Size bu anlamda 'aile'mizin sanatçısı diyebilir miyiz?[/h] Valla aransa daha ne klipler bulunur da demek bu altı klibe piyango patlamış. Bana ailemizin sanatçısı demeseniz daha memnun olurum. Sınıflandırılmak bünyemde alerjiye sebep oluyor da.


[h=4]Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi, Çankaya Köşkü'nden gelen cumhurbaşkanlarının portesinin yapılması talebine: "Portreleri yaparız ama darbeci Kenan Evren'i çizmeyiz." yanıtını verdi? Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu. Kenan Evren kendi tablosunu kendi çizmek durumunda kalabilir mi?[/h] Keşke Kenan Evren kalabileceği durumlar listesi sadece kendi tablosunu çizmek ile sınırlandırılsa. Bence o zaman seve seve yapardı. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi'nin de Evren'in portresini 'bir sağdan bir soldan' çizmek istememe kararına saygılarımı sunuyorum.


[h=4]'GELECEKTE KAĞIT YOK'[/h] [h=4]Engin Ardıç, hafta içinde internet gazetelerini eleştiren 'Gazetemi seveyim' başlıklı bir yazı kaleme aldı. Siz kağıt gazeteler-internet medyası meselesinde nerede duruyorsunuz?[/h] Gazeteleri seviyorum, onları elime almayı, sayfalarını çevirmeyi, koklamayı... Ancak kabul etmeliyiz ki kağıt gazetelerin sonu geldi. İnternet gazeteciliği ve sosyal medya engellenemez bir yükselişte. Çünkü hızlılar, haberi okumak için sabah olmasını beklemeye gerek yok. Çünkü anında herşey elimizin altında. Tabii internet medyasında yalan ya da şişirme haberlerle karşılaşmamız çok daha mümkün. Bir deli kuyuya bir taş atsa kırk yıl çıkarılamaz, doğru. Fakat artık gazeteler bile internet sitelerinden okunuyor. Boşuna hayalperest olmamak lazım. Gazetelerin yaşamasını isterim ancak internetin gücüyle zor... O yüzden güvenilir gazetelerin kendi internet sitelerine daha büyük özen ve dikkat göstermeleri gerektiğine inanıyorum. Gelecekte kağıt yok!


[h=4]Hrant Dink davasında karar verildi! Yargı bu işi iki kişinin yaptığına kanaat getirdi. Bir gazeteci olarak bu karar sizde nasıl bir his uyandırdı?[/h] Kararı duyan her duyarlı insanda nasıl hisler uyandırdıysa, Perşembe günü yürüyüşe katılan binlerce insanda nasıl hisler uyandırdıysa aynısını uyandırdı. Ümitsizlik, öfke, kızgınlık, çaresizlik, haksızlığa uğramışlık, çekip gitme duygusu, hüzün... Tabii bu işin burada biteceğine ve Hrant Dink dosyasının böylece kapanacağına inanmak istemiyorum.


[h=4]'MELTEM'E LAF EDENLER BEŞ PARA ETMEZ'[/h] [h=4]Bir sabah uyandık ve gördük ki, Altın Küre'de Madonna'da sahneden iniyor ve sahneye Meltem Cumbul çıkıyor ve 'barış' içerikli bir konuşma yapıyor. Sonrası toz duman! Neden orada olduğundan, İngilizcesine, neden o kıyafeti seçtiğinden zafer işaretine kadar uzanan eleştiriler silsilesi... Bu ruh halimizi nasıl değerlendirmek lazım?[/h] Yahu bu ne biçim bir kafadır. Millet çıldırmış. Kıskançlık, mutsuzluk, duygusuzluk, kin, öfke kol geziyor. Bu kadar haset olunabilir mi? Olunuyor işte. Alkışlamak, takdir etmek, başkası adına sevinmek niçin böylesine zor olabilir ki? Meltem Cumbul'a laf edenler beş para etmezler bence. Zaten hayatında işinde gücünde mutlu olan, kendisiyle barışık biri Meltem Cumbul'un Altın Küre'de sahneye çıkıp konuşmasından rahatsızlık duymaz ki. Bunu eleştirmek istemez ki. Sadece gülümser, takdir eder, sevinir. Bugüne kadar hangi Türk Altın Küre gibi sinema dünyasının en önemli ödül törenlerinden birinde sahneye çıkmış? Kim oralardan dost edinmiş? Bıraksınlar bu şeytanlıkları. Bir kere daha neden olduğumuz yerde saydığımızı anladım. Bizim en büyük düşmanımız yine biziz


[h=4]'NUR BİLGE'NİN YAPTIĞI SAYGISIZLIK'[/h] [h=4]Bu hafta kıyafetlerden gitti! SİYAD ödül töreninde Nuri Bilge Ceylan'ın hırka giymesi salona bomba gibi düştü. Hava şartlarına rağmen ödül almak için orada olması Nuri Bilge'yi kurtarmaya yetmez mi?[/h] Yetmez! Sıkıyorsa Cannes Film Festivali'ne hırkayla katılsın. Cevap bu kadar basit! Ünlü ya da değerli bir yönetmen olması benim için birşey de ifade etmez. Yaptığı saygısızlık. Sen Cannes Film Festivali'ne takım elbiseyle gideceksin, bizim sinemamızın en önemli ödüllerinden SİYAD'a kar topundan çıkıp hırkayla. Peki!


[h=4]Haber 'hırka' meselesi sıcakken Bir Zamanlar Anadolu'da filminin Oscar'da son dokuz film arasında kendine yer bulamadığı haberi geldi. Nuri Bilge Ceyan'ı -hırkasız da olsa- kırmızı halıda yürürken görmek güzel olmaz mıydı? Nasıl değerlendiriyorsunuz sonucu?[/h] Değerlendirmiyorum, ilgilenmiyorum. Bu yıl Meltem Cumbul'un Altın Küre'ye çıkmasıyla yetinsek ve sessizce dağılsak olmaz mı.


[h=4]Haftanın en çok konuşulanlarından biri de Kim Milyoner Olmak İster'de 'Denktaş'lı soruyu bilemeyen, Denktaş'ın sesini tanımayan yarışmacıydı! Kenan Işık'ın 'yeni nesil kahramanlarımı tanımalı' eleştirisine kırıldığını söylemiş. Siz nasıl bakıyorsunuz meseleye?[/h] Bu sorunun uzun cevabı bugün Günaydın'daki köşemde. Kısaca söylersem; yarışmacı haklı. Orası yarışma, okul değil, sunucunun yarışmacıyı paylamaya hakkı yok. Tabii Kenan Işık da kendine göre haklı. Devamı yazımda.


[h=4]19 Mayıs törenlerinin artık Ankara dışında sadece okullarda kutlanacak olması, meydan ve statlarda kutlanmayacak olması sizde nasıl bir hissiyat oluşturdu?[/h] 19 Mayıs bir bayram değil mi? Neden sadece okullarda kutlansın. Tamam! Statlardaki gösterilerden ve jimnastik hareketlerinden öğrenciler bile sıkılır. O zaman çözüm gösterileri kesmek midir? Hayır! Aksine 19 Mayıs'ı daha coşkuyla kutlamalıydık.Konserler düzenlemeliydik, gençler yeteneklerini sergilemeliydi, gençler ürettikleri eserleri herkesle paylaşabilmeliydi. Gençliğin ve sporun bayramı dolu dolu coşkuyla kutlanılmalıydı. Sadece okullarda olmaz, 19 Mayıs her yerde bambaşka şekillerde yaşanmalı. Kısıtlamak da nereden çıktı? Çok üzücü hareketler. Çok yazık.


[h=4]Yeni Akit gazetesi Türk sinemasının ilk eşcinsel ana karakterli filmi Zenne'yi "Sapıkların filmi" olarak nitelendi! Siz bu bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz?[/h] Artık böyle değersiz değerlendirmeleri değerlendirmek bile istemiyorum. Yetti ya! Belki de bizim bu kafadaki arkadaşları görmezden gelmeyi becerdiğimiz gün onlar da susacaklar. Hemen sazan gibi atlıyoruz her saçmalığa. Görmesek, haberlerini yapmasak, çok şaşırmasak diyorum.

 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt