van_hoijdonk
Emekli Yönetici
Konya 112'den Bazı Diyaloglar...
İŞTE GÜLDÜREN BAZI DİYALOGLAR...
Santral görevlisi: Ambulansımız sizi bulamadı, sizin sokakta dolaşıyor.
Hasta yakını: "Ben ambulansı görüyorum, bu yana gelsin bu yana..."
Santral görevlisi: "Evinizin yakınında bilinen bir cami, market, okul var mı? Ambulansımızı nerede karşılayacaksınız?
Hasta yakını: "Kapının önünde..."
Eşinin kalp krizi geçirdiğini ve Acil yardım ihtiyacını dile getirmeye çalışan ve ağlayan bayanın karşısında heyecanlanan Santral Görevlisi: "Eşiniz erkek mi?"...
Santral görevlisi: "Beyefendi ambulansımız adrese ulaşamaz ise sizi aramamız gerekebilir telefonunuzu verir misiniz?" Hasta yakını: "Telefonumu yeni aldım sana verirsem ben neyle konuşacağım"...
Konya'da hayvan gübresi taşıyan bir kamyon Ankara yolu üzerinde kaza yapmış, en yakın istasyondan olay yerine ilk olarak biz ulaştık ve hemen yaralılara gerekli müdahaleyi yaptık. Kaza esnasında hayvan gübresi bütün yola yayıldığından trafik de zor işliyor. Yaralı sayısı çok olduğu için diğer ambulanslar da gelmek üzere.
Bizim şoförümüz kumanda kontrol merkezini telsizle aradı:
- 1170 Merkez, diğer gelen ambulanslara söyleyin, yol durumu müsait değil.
- Nasıl yani, nasıl yol durumu müsait değil?
- 1170 Merkez, diğer ambulanslara söyleyin yol durumu müsait değil, dikkatli gelsinler.
- Ne demek istediğiniz tam olarak anlaşılamadı, ne var bu yolda?
- Yolda b...k var."
Zeliha hemşire, başından geçen iki farklı olayı da şöyle anlatıyor:
"İhbar geldiğinde yola çıkmadan önce hasta yakınlarının bir okul, market, cami yanına gelerek bizi karşılamalarını isteriz. Bir gün bir acil hasta için yola çıktık ve hasta yakınına cami önüne çıkarak bize el sallamasını istedik. Olay yerine yakın bir yerde, orta yaşlı bir vatandaşımız el sallayarak ambulansı durdurdu. Biz de hasta yakını diye ambulansa aldık ve evi tarif etmesini istedik. Vatandaş evi tarif ediyordu, 'Sağdan gidin, ilerden sola dönün' gibi. Fakat bu işte bir gariplik vardı, tarif edilen
adresten epeyce uzaklaşmıştık. Vatandaş sonra, 'Ev işte burası' dedi ve ambulanstan indi. 'Allah'a ısmarladık' deyip uzaklaşmak isterken, 'Hastanız nerede?' diye sorduk. 'Ne hastası kardeşim, ben eve gidecektim, el salladım, siz de durdunuz, getirdiğiniz için teşekkür ederim" dedi.
Zeliha Taş yaşadığı bir komik olayı işe şöyle aktarıyor:
"Bir kadın, 'Köpeğim komşumu ısırdı, acele ambulans gönderin' diye aradı. Biz verilen adrese derhal intikal ettik. Kapıyı çaldık ve köpek tarafından ısırılan komşunun nerede olduğunu sorduk. Bizi arayan kadın, 'Isırılan kadın nerede bilmiyorum, ben köpeğim için aradım, gerçi aşısı falan tam ama siz yine de bir bakın' cevabını verdi. Hepimiz şok olduk."
Zeliha hemşire, yaptığı işin oldukça zor olduğunu, vakaların durumuna göre gayet serinkanlı ve hazırlıklı bir şekilde göreve gittiklerini belirterek, "Büyük trafik kazalarına ya da kalp krizi vakalarına giderken ona göre hazırlık yapıyoruz. Yola çıktığımızda tüm cihazları hazır hale getiriyoruz" dedi. Tecrübeli hemşire, bir dolmuş kazasında bacağı kopmuş bir yaralının kopan bacağını annesine verdiği için büyük pişmanlık duyduğunu da ifade ederken, "O an bir şey hissetmeme rağmen akşam eve gittiğimde çok üzüldüm. Nasıl böyle bir şey yaptığıma halen inanamıyorum" diye konuştu.
Santral görevlisi: Ambulansımız sizi bulamadı, sizin sokakta dolaşıyor.
Hasta yakını: "Ben ambulansı görüyorum, bu yana gelsin bu yana..."
Santral görevlisi: "Evinizin yakınında bilinen bir cami, market, okul var mı? Ambulansımızı nerede karşılayacaksınız?
Hasta yakını: "Kapının önünde..."
Eşinin kalp krizi geçirdiğini ve Acil yardım ihtiyacını dile getirmeye çalışan ve ağlayan bayanın karşısında heyecanlanan Santral Görevlisi: "Eşiniz erkek mi?"...
Santral görevlisi: "Beyefendi ambulansımız adrese ulaşamaz ise sizi aramamız gerekebilir telefonunuzu verir misiniz?" Hasta yakını: "Telefonumu yeni aldım sana verirsem ben neyle konuşacağım"...
Konya'da hayvan gübresi taşıyan bir kamyon Ankara yolu üzerinde kaza yapmış, en yakın istasyondan olay yerine ilk olarak biz ulaştık ve hemen yaralılara gerekli müdahaleyi yaptık. Kaza esnasında hayvan gübresi bütün yola yayıldığından trafik de zor işliyor. Yaralı sayısı çok olduğu için diğer ambulanslar da gelmek üzere.
Bizim şoförümüz kumanda kontrol merkezini telsizle aradı:
- 1170 Merkez, diğer gelen ambulanslara söyleyin, yol durumu müsait değil.
- Nasıl yani, nasıl yol durumu müsait değil?
- 1170 Merkez, diğer ambulanslara söyleyin yol durumu müsait değil, dikkatli gelsinler.
- Ne demek istediğiniz tam olarak anlaşılamadı, ne var bu yolda?
- Yolda b...k var."
Zeliha hemşire, başından geçen iki farklı olayı da şöyle anlatıyor:
"İhbar geldiğinde yola çıkmadan önce hasta yakınlarının bir okul, market, cami yanına gelerek bizi karşılamalarını isteriz. Bir gün bir acil hasta için yola çıktık ve hasta yakınına cami önüne çıkarak bize el sallamasını istedik. Olay yerine yakın bir yerde, orta yaşlı bir vatandaşımız el sallayarak ambulansı durdurdu. Biz de hasta yakını diye ambulansa aldık ve evi tarif etmesini istedik. Vatandaş evi tarif ediyordu, 'Sağdan gidin, ilerden sola dönün' gibi. Fakat bu işte bir gariplik vardı, tarif edilen
adresten epeyce uzaklaşmıştık. Vatandaş sonra, 'Ev işte burası' dedi ve ambulanstan indi. 'Allah'a ısmarladık' deyip uzaklaşmak isterken, 'Hastanız nerede?' diye sorduk. 'Ne hastası kardeşim, ben eve gidecektim, el salladım, siz de durdunuz, getirdiğiniz için teşekkür ederim" dedi.
Zeliha Taş yaşadığı bir komik olayı işe şöyle aktarıyor:
"Bir kadın, 'Köpeğim komşumu ısırdı, acele ambulans gönderin' diye aradı. Biz verilen adrese derhal intikal ettik. Kapıyı çaldık ve köpek tarafından ısırılan komşunun nerede olduğunu sorduk. Bizi arayan kadın, 'Isırılan kadın nerede bilmiyorum, ben köpeğim için aradım, gerçi aşısı falan tam ama siz yine de bir bakın' cevabını verdi. Hepimiz şok olduk."
Zeliha hemşire, yaptığı işin oldukça zor olduğunu, vakaların durumuna göre gayet serinkanlı ve hazırlıklı bir şekilde göreve gittiklerini belirterek, "Büyük trafik kazalarına ya da kalp krizi vakalarına giderken ona göre hazırlık yapıyoruz. Yola çıktığımızda tüm cihazları hazır hale getiriyoruz" dedi. Tecrübeli hemşire, bir dolmuş kazasında bacağı kopmuş bir yaralının kopan bacağını annesine verdiği için büyük pişmanlık duyduğunu da ifade ederken, "O an bir şey hissetmeme rağmen akşam eve gittiğimde çok üzüldüm. Nasıl böyle bir şey yaptığıma halen inanamıyorum" diye konuştu.