abuvice
Üye
Kan kaybediyoruz
Kan kaybediyoruz
Türk futbolu geriye gidiyor. Milli Takımımız, grubunda birincilik şansını kaybetti, ikincilik için mücadele ediyor. Trabzonspor, Avrupa’ya adım attığı ilk turda elendi, Beşiktaş ve G.Saray sıradan takımlara yenildi, F.Bahçe ise iyi oynadığı maçı kaybetti.
TÜRK futbolu, uluslararası arenada 2005-2006 sezonuna pek de iyi başlamadı. A ve Ümit Milliler ile kulüp takımları, uluslararası maçlarda aldıkları sonuçlarla düş kırıklığı yaratıyor. 2002 yılında A Milli Takım’ın 17. Dünya Kupası finallerinde üçüncülüğü elde etmesiyle zirve yapan Türk futbolu, son dönemde ‘kan kaybediyor’.
A Milli Futbol Takımı, üçüncülük apoletiyle başladığı 18. Dünya Kupası Avrupa elemelerinde grupta henüz istediği başarıya ulaşamadı. Ukrayna’nın grup birincisi olarak finallere gitmeye hak kazandığı grupta 2. sırada yer alan milliler, bu sırayı koruyarak, baraj maçları oynama hakkını kazanmak için mücadele ediyor. Ümit Milli Takım ise, grupta 3. sırada yer alırken, 15. Avrupa Şampiyonası elemelerinde ilk 2’ye girme umutlarını mucizelere bıraktı.
Kulüpler bazında 2005-06 sezonunda Avrupa kupaları macerası Trabzonspor’un şok elenişiyle başladı.
İlk şok Trabzonspor’dan
Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda Kıbrıs Rum Kesimi’nin Anorthosis takımıyla eşleşen bordo mavililer, favori gösterildiği eşleşmede deplasmandaki ilk maçı 3-1 yitirdi, kendi evindeki 1-0’lık galibiyet turu geçmeye yetmedi.
Avrupa kupalarındaki en başarılı Türk takımı olan Galatasaray, bir sezon aradan sonra boy gösterdiği Avrupa arenasında, Tromsö yenilgisiyle kötü bir başlangıç yaptı. Sarı kırmızılılar, UEFA Kupası 1. tur ilk maçında, Norveç Ligi’nde kötü günler geçiren Tromsö’ya 1-0 yenildi.
Belalı Malmö
UEFA Kupası’ndaki diğer Türk takımı Beşiktaş ise Liechtenstein’ın Vaduz takımını eleyerek yükseldiği 1. turda, ‘belalısı’ Malmö’ye kendi evinde 1-0 yenilerek, taraftarlarını şok etti. Şampiyonlar Ligi’ndeki F.Bahçe ise 1. tur grup maçlarına Milan yenilgisiyle başladı. İtalyan rakibi karşısında rakip sahada iyi mücadele eden sarı lacivertli takım, 87. dakikasına 1-1 berabere girdiği maçı 3-1 yitirerek, grup mücadelesine puansız girdi.
Kulüp takımlarımızın Avrupa kupalarında aldığı başarısız sonuçlar, ülke puanına büyük darbe vurdu.
GÜNÜN SORUSUNA YORUMCULARIMIZDAN 2 YANIT
Ercan SAATÇİ
CEPTEN YİYORUZ
İSTATİSTİKSEL olarak Türk futbolunun geriye gittiği gerçek. Bu, gerek kulüpler, gerekse milli takımlar sıralamasında böyle. Millilerin dünya 3’üncüsü olmasından sonra bunun yaşanmasının birinci sebebi; psikolojik. İkincisi; Milli Takımımız ile kulüp takımları arasında doğru bir sinerjinin henüz yaratılamamış olması. Üçüncüsü ise; federasyonun yönetim zaafiyeti içinde bulunması. İstatistiklere bakınca cepten yemeyi sevdiğimizi görüyoruz. Türk takımları bir başarı kazandığı zaman, bunun ilelebet süreceğini zannediyor. Ama, her şey hızla değişiyor. Çağa ayak uydurmak için sürekli çalışmak zorundasınız. Ben, her şeye rağmen F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş adına her şeyin bitmediğine inanıyorum.
Korkut GÖZE
KORKMA BE KARDEŞiM
BEŞİKTAŞ, değerlerini yitirmiş Malmö karşısında eli ayağı titreyerek oynuyor. Stres yüklü. F.Bahçe, iyi oynadığı Milano’da sonunu getiremiyor. Bir savunma paniği canım puanı alıp götürüyor. G.Saray, Norveç’in köy takımını evirip çevirip yenmeliydi. Berbat zemin, sulu kar anlamam... Rakip, halı sahada mı oynadı... Yine eskilere mi dönüyoruz? Yarım yüzyılda yakaladığımız özgüven gibi bir değeri yitirmeye mi başladık? Lütfen biraz yürekli olalım. Titrek adımlarla değil, sağlam basarak koşalım. Böyle davrandığımız günlerde G.Saray UEFA Kupası’nı kaldırdı. Milliler dünya üçüncülüğü kürsüsüne çıktı. Eskiye dönmenin anlamı ne...
abuvice
Türk futbolu geriye gidiyor. Milli Takımımız, grubunda birincilik şansını kaybetti, ikincilik için mücadele ediyor. Trabzonspor, Avrupa’ya adım attığı ilk turda elendi, Beşiktaş ve G.Saray sıradan takımlara yenildi, F.Bahçe ise iyi oynadığı maçı kaybetti.
TÜRK futbolu, uluslararası arenada 2005-2006 sezonuna pek de iyi başlamadı. A ve Ümit Milliler ile kulüp takımları, uluslararası maçlarda aldıkları sonuçlarla düş kırıklığı yaratıyor. 2002 yılında A Milli Takım’ın 17. Dünya Kupası finallerinde üçüncülüğü elde etmesiyle zirve yapan Türk futbolu, son dönemde ‘kan kaybediyor’.
A Milli Futbol Takımı, üçüncülük apoletiyle başladığı 18. Dünya Kupası Avrupa elemelerinde grupta henüz istediği başarıya ulaşamadı. Ukrayna’nın grup birincisi olarak finallere gitmeye hak kazandığı grupta 2. sırada yer alan milliler, bu sırayı koruyarak, baraj maçları oynama hakkını kazanmak için mücadele ediyor. Ümit Milli Takım ise, grupta 3. sırada yer alırken, 15. Avrupa Şampiyonası elemelerinde ilk 2’ye girme umutlarını mucizelere bıraktı.
Kulüpler bazında 2005-06 sezonunda Avrupa kupaları macerası Trabzonspor’un şok elenişiyle başladı.
İlk şok Trabzonspor’dan
Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda Kıbrıs Rum Kesimi’nin Anorthosis takımıyla eşleşen bordo mavililer, favori gösterildiği eşleşmede deplasmandaki ilk maçı 3-1 yitirdi, kendi evindeki 1-0’lık galibiyet turu geçmeye yetmedi.
Avrupa kupalarındaki en başarılı Türk takımı olan Galatasaray, bir sezon aradan sonra boy gösterdiği Avrupa arenasında, Tromsö yenilgisiyle kötü bir başlangıç yaptı. Sarı kırmızılılar, UEFA Kupası 1. tur ilk maçında, Norveç Ligi’nde kötü günler geçiren Tromsö’ya 1-0 yenildi.
Belalı Malmö
UEFA Kupası’ndaki diğer Türk takımı Beşiktaş ise Liechtenstein’ın Vaduz takımını eleyerek yükseldiği 1. turda, ‘belalısı’ Malmö’ye kendi evinde 1-0 yenilerek, taraftarlarını şok etti. Şampiyonlar Ligi’ndeki F.Bahçe ise 1. tur grup maçlarına Milan yenilgisiyle başladı. İtalyan rakibi karşısında rakip sahada iyi mücadele eden sarı lacivertli takım, 87. dakikasına 1-1 berabere girdiği maçı 3-1 yitirerek, grup mücadelesine puansız girdi.
Kulüp takımlarımızın Avrupa kupalarında aldığı başarısız sonuçlar, ülke puanına büyük darbe vurdu.
GÜNÜN SORUSUNA YORUMCULARIMIZDAN 2 YANIT
Ercan SAATÇİ
CEPTEN YİYORUZ
İSTATİSTİKSEL olarak Türk futbolunun geriye gittiği gerçek. Bu, gerek kulüpler, gerekse milli takımlar sıralamasında böyle. Millilerin dünya 3’üncüsü olmasından sonra bunun yaşanmasının birinci sebebi; psikolojik. İkincisi; Milli Takımımız ile kulüp takımları arasında doğru bir sinerjinin henüz yaratılamamış olması. Üçüncüsü ise; federasyonun yönetim zaafiyeti içinde bulunması. İstatistiklere bakınca cepten yemeyi sevdiğimizi görüyoruz. Türk takımları bir başarı kazandığı zaman, bunun ilelebet süreceğini zannediyor. Ama, her şey hızla değişiyor. Çağa ayak uydurmak için sürekli çalışmak zorundasınız. Ben, her şeye rağmen F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş adına her şeyin bitmediğine inanıyorum.
Korkut GÖZE
KORKMA BE KARDEŞiM
BEŞİKTAŞ, değerlerini yitirmiş Malmö karşısında eli ayağı titreyerek oynuyor. Stres yüklü. F.Bahçe, iyi oynadığı Milano’da sonunu getiremiyor. Bir savunma paniği canım puanı alıp götürüyor. G.Saray, Norveç’in köy takımını evirip çevirip yenmeliydi. Berbat zemin, sulu kar anlamam... Rakip, halı sahada mı oynadı... Yine eskilere mi dönüyoruz? Yarım yüzyılda yakaladığımız özgüven gibi bir değeri yitirmeye mi başladık? Lütfen biraz yürekli olalım. Titrek adımlarla değil, sağlam basarak koşalım. Böyle davrandığımız günlerde G.Saray UEFA Kupası’nı kaldırdı. Milliler dünya üçüncülüğü kürsüsüne çıktı. Eskiye dönmenin anlamı ne...
abuvice