UtkuGARIP
Üye
Kan Bağışı Korkusunu Yenme Yolları
Ülkemizde kan bağışı oranları gelişmiş ülkelere oranla düşüktür. Bu ülkelerde nüfusun %5’i gönüllü kan bağışında bulunurken ülkemizde bu oran %1.5 – 2 arasındadır. Kan bağışı yapmamanın nedenigenellikle süreçle ilgili duyulan korkudur. Fakat bu korkular yersizdir ve bağış yapmak, kana sürekli duyulan ihtiyaç sebebiyle önemlidir.
İğne Korkusu
Kan bağışında kullanılan iğneler büyük iğnelerdeğildir. İğneden korkanların kan bağışı merkezlerine gelip, kan bağışıyapanları izlemesi tavsiye edilir. Çünkü süreçte kullanılan iğneler aşılar için kullanılan küçük iğnelerdendir ve küçük bir batma hissinden fazlası hissedilmez. Tek bir kan bağışı ile en az üç kişiye yardımcı olabileceğinizi de düşünmek bu küçük batma hissini göz ardı etmeye yardımcı olabilir.
Kan Görme Korkusu
Kan verirken kanı görmeniz şart değildir.Özellikle de kanı alan kişiye rica ederseniz dikkatinizi başka yöne çevirmenize yardımcı olabilir.
Bayılma Korkusu
Kan bağışı merkezleri bayılmaya karşı hazırlıklıdır. Donörler nadiren bayılır ve bir kez bayılan bir daha bayılacak diye bir durum yoktur.
Mide Bulantısı Korkusu
Eğer donör güzel bir öğün yer, yeterince su içer ve kan vermeye gelirse mide bulantısı kolaylıkla önlenmiş olur. Psikolojik bir sebebi varsa dikkati dağıtarak mide bulantısı önlenebilir. Öncesinde yemek yemek önemlidir ancak çok yağlı bir öğün tercih edilmemelidir. Çünkü bu şekilde plazmanın görüntüsü değişebilir, daha koyu kıvamda ve renkte görünebilir.
Sağlık Problemleri Korkusu
Kan vermenin sağlık problemlerine yolaçacağından korkulması gerekmez çünkü bağış merkezleri sadece uygun olankişilerden kan alımını gerçekleştirir. Hatta çoğu kişide kan bağışı faydalı olur çünkü vücut yeni kan üretir. Bulaşıcı hastalıkların önlenmesi için her bağışta yeni setler ve araçlar kullanılır. Kimsenin kanıyla temas etmediğiniz için bir hastalığın bulaşması söz konusu değildir.
Donörler kan verdikten sonra 15 – 20 dakika dinlenir, enerji verici bir yiyecek ve içecek tüketirler. Ağır egzersiz ve ağır kaldırmadan 1 gün boyunca kaçınmaları tavsiye edilir. Fakat bunlar haricinde normal hayatlarına geri dönebilirler. Hastanın demir eksikliği çekmemesi için çok sık aralıklarla kan bağışı yapmasına izin verilmez.
Ülkemizde kan bağışı oranları gelişmiş ülkelere oranla düşüktür. Bu ülkelerde nüfusun %5’i gönüllü kan bağışında bulunurken ülkemizde bu oran %1.5 – 2 arasındadır. Kan bağışı yapmamanın nedenigenellikle süreçle ilgili duyulan korkudur. Fakat bu korkular yersizdir ve bağış yapmak, kana sürekli duyulan ihtiyaç sebebiyle önemlidir.
İğne Korkusu
Kan bağışında kullanılan iğneler büyük iğnelerdeğildir. İğneden korkanların kan bağışı merkezlerine gelip, kan bağışıyapanları izlemesi tavsiye edilir. Çünkü süreçte kullanılan iğneler aşılar için kullanılan küçük iğnelerdendir ve küçük bir batma hissinden fazlası hissedilmez. Tek bir kan bağışı ile en az üç kişiye yardımcı olabileceğinizi de düşünmek bu küçük batma hissini göz ardı etmeye yardımcı olabilir.
Kan Görme Korkusu
Kan verirken kanı görmeniz şart değildir.Özellikle de kanı alan kişiye rica ederseniz dikkatinizi başka yöne çevirmenize yardımcı olabilir.
Bayılma Korkusu
Kan bağışı merkezleri bayılmaya karşı hazırlıklıdır. Donörler nadiren bayılır ve bir kez bayılan bir daha bayılacak diye bir durum yoktur.
Mide Bulantısı Korkusu
Eğer donör güzel bir öğün yer, yeterince su içer ve kan vermeye gelirse mide bulantısı kolaylıkla önlenmiş olur. Psikolojik bir sebebi varsa dikkati dağıtarak mide bulantısı önlenebilir. Öncesinde yemek yemek önemlidir ancak çok yağlı bir öğün tercih edilmemelidir. Çünkü bu şekilde plazmanın görüntüsü değişebilir, daha koyu kıvamda ve renkte görünebilir.
Sağlık Problemleri Korkusu
Kan vermenin sağlık problemlerine yolaçacağından korkulması gerekmez çünkü bağış merkezleri sadece uygun olankişilerden kan alımını gerçekleştirir. Hatta çoğu kişide kan bağışı faydalı olur çünkü vücut yeni kan üretir. Bulaşıcı hastalıkların önlenmesi için her bağışta yeni setler ve araçlar kullanılır. Kimsenin kanıyla temas etmediğiniz için bir hastalığın bulaşması söz konusu değildir.
Donörler kan verdikten sonra 15 – 20 dakika dinlenir, enerji verici bir yiyecek ve içecek tüketirler. Ağır egzersiz ve ağır kaldırmadan 1 gün boyunca kaçınmaları tavsiye edilir. Fakat bunlar haricinde normal hayatlarına geri dönebilirler. Hastanın demir eksikliği çekmemesi için çok sık aralıklarla kan bağışı yapmasına izin verilmez.