OğuzcanAbi
Üye
Işte cumhuriyetten beklediğimiz netice
Atatürk, Mudanya yolu ile Bursa'ya gidiyordu. Kalabalık bir halk
kitlesi iskelede etrafını çevirmiş bulunmaktaydı. Bir kadının
elinde bir kâğıtla Atatürk'e yaklaştığı görüldü. İhtiyar, zayıf bir
kadındı. Ata'nın yolunu keserek titrek bir sesle:
- Beni tanıdın mı oğul? dedi. Ben sizin Selanik'te komşunuzdum.
Bir oğlum var. Devlet demiryollarına girmek istiyor. Siz onu
alsınlar dediniz. Fakat müdür dinlemedi. Oğlumu yine işe
almamış. Ne olur bir kere de siz söyleseniz.
Atatürk'ün çelik bakışlı gözleri samimiyetle parladı. Elleriyle
geniş jestler ya-parak ve yüksek sesle:
- Oğlunu almadılar mı? dedi. Ben tavsiye ettiğim hâlde mi
almadılar? Ne kadar iyi olmuş... Çok iyi yapmışlar... İşte
Cumhuriyet böyle anlaşılacak...
Kadın, kalabalığın içinde kaybolmuştu. Ve Atatürk adeta
kendinden geçmiş bir sesle:
- İşte cumhuriyetten beklediğimiz netice... diyordu.
kitlesi iskelede etrafını çevirmiş bulunmaktaydı. Bir kadının
elinde bir kâğıtla Atatürk'e yaklaştığı görüldü. İhtiyar, zayıf bir
kadındı. Ata'nın yolunu keserek titrek bir sesle:
- Beni tanıdın mı oğul? dedi. Ben sizin Selanik'te komşunuzdum.
Bir oğlum var. Devlet demiryollarına girmek istiyor. Siz onu
alsınlar dediniz. Fakat müdür dinlemedi. Oğlumu yine işe
almamış. Ne olur bir kere de siz söyleseniz.
Atatürk'ün çelik bakışlı gözleri samimiyetle parladı. Elleriyle
geniş jestler ya-parak ve yüksek sesle:
- Oğlunu almadılar mı? dedi. Ben tavsiye ettiğim hâlde mi
almadılar? Ne kadar iyi olmuş... Çok iyi yapmışlar... İşte
Cumhuriyet böyle anlaşılacak...
Kadın, kalabalığın içinde kaybolmuştu. Ve Atatürk adeta
kendinden geçmiş bir sesle:
- İşte cumhuriyetten beklediğimiz netice... diyordu.