Hükümran Senfoni Online - GALLJAN İMPARATORLUĞU

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Doğuş Pertez

Doğuş Pertez

Admin
    Konu Sahibi
Hükümran Senfoni Online - GALLJAN İMPARATORLUĞU
Genel Bilgiler
Atrón � Atrónoloji :
Sadece atrónda değil, atrónun yan teknolojilerinde de oldukça ileri bir konuma gelmiş olan Galonlar için bu enerji yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Özellikle tjonların yardımı ve öğretmenliği altında teknik ve teknolojik ilerlemelerini perçinlemişler, halkın atróna bakış açısını güçlendirmişler ve atrón kullanımını teşvik etmişlerdir. Gunapest ve Katugda bulunan iki büyük ankhenon çıkartma noktası ile bu bölgeler, imparatorluğun ankatrónoloji (AA teknolojisi) merkezi haline gelmişlerdir.
Atrón-ankhenon teknolojisine ve atrónolojiye yönelik ciddi çalışmalar yapan bir çok Miğfer (İmparatorun Miğferi) ve atrón okulu ile psişik kütüphane bulmak mümkün olsa da, her konuda olduğu gibi bu alanlarda da yönetim merkezleri başkent Galon-Jurende, imparatorun direkt otoritesi altında bulunur. Hemen hemen her önemli şehirde atrón okulları bulmak mümkün olsa da, en büyük okullar, üniversiteler ve Ar-Ge merkezleri başkenttedir.
Bazı şehirlerdeki üniversiteler, genellikle İmparatorun Miğferi yapılarına bağlı olarak, çeşitli alt atrón dallarına uzmanlaşma eğilimdedirler. En ünlüleri başkentte bulunan Juren Akademisi (Elemental atrónizm) ve Katug Atrón Akademisidir (Elektrónizm).
Sadece Galljan İmparatorluğunda bulunan ve tjonların geliştirdiği bir atrón tekniği olan düşünce mimarisi ise, tjonların yaşam alanı ve başkenti olarak bilinen Orah şehrindeki akademi aracılığı ile insanlara öğretilir. (Galonlara bu konuda en çok yaklaşanlar, ses mimarisi tekniği ile Daehronlardır) Her ne kadar hiçbir insan bugüne kadar bir tjon kadar bu teknikte başarılı olamamışsa da, bu alandaki tjon-insan ittifakı ile Galonlar bir çok muhteşem ve mucizevi yapıyı inşa etmeyi başarmışlardır.
Atrón ve atrónoloji bu ülkede felsefelerden çok ihtiyaçlara göre şekillenir. Bu durumun en önemli sebepleri çekirdek Galon kültürünün kozmopolit olması nedeniyle hiç bir fikir akımının yeterince güçlenememesi ile imparatorluktaki hayatın zorluğu nedeniyle, insanların pratik sonuçlarla daha çok ilgilenmesidir. Galljan İmparatorları, Pyroka Şarlarına göre atróna daha pragmatik yaklaşmakta ve bu enerjinin kullanım alanlarını denetlemekle ilgili özel politikalar gütmemektedirler.
Galljan İmparatorluğu dev bir birleşmiş kültürler topluluğu olabilir; ancak imparatorluğa mensup çoğu toplumun atróna bakışı benzerdir.
Ankatrónoloji ve Teknoloji:
Galljan İmparatorluğunda Teknoloji ve AA-teknolojisi, atrón ve atrónoloji ilimleri kadar gelişmiş değildir. Askeri alanlardaki talep teknolojiyi ve günümüzün en heyecan verici teknoloji dalı olan ankatrónolojiyi iteklediği için, Galonların bu alanlardaki açıklarını kapatabilecekleri düşünülebilir. Galonların devasa mancınığı meteor fırlatıcı veya açık alan savaşlarının etkili silahı ateş vagonu gibi icatları, onların ankatrónoloji ve teknoloji anlamında boş durmadığının kanıtıdır.
Galonların sahip oldukları ankhenon madenleri, Pyroñom Şarlığından sonra, kıtadaki en zengin ve geniş olanlardır. Katugda ve Gunapestte imparatorluğun ankhenon üretim merkezleri kuruludur. Ne var ki gerek kesme teknikleri, gerekse işleme ve son ürün haline getirme konusunda ki bilgi eksikliği, Galljan İmparatorluğunu ileri düzey uygulamalar için Pyroñom Şarlığından gelen kaliteli ankhenon taşlarına bağımlı kılmaktadır. Daha basit ihtiyaçlar için ise kendi mamülleri olan işlenmiş ankhenon taşları imparatorluğun ihtiyacını karşılamaktadır.
Son yıllarda, ankhenon ile ilgili bilim dallarında önemli gelişmeler göstermiş olmalarına rağmen bu konuda hala Pyroñomun gerisindedirler. Özellikle GSF ülkelerine ham ve işlenmiş ankhenon ihraç ederek ithalatlarından doğan açığı kapatmaya çalışmaktadırlar.
Galonlar, tarımda ve sanayide kullanılacak araç-gereçlerin daha kaliteli hale gelmesi için pek çok teknoloji alt yapısı kurmakta ve yatırım yapmaktadırlar. Askeri teçhizat üretiminde kullanılan tekniklerin geliştirilmesi için kurulan fabrikalar, metalürji ve gelişmiş zırh üretimi konusunda kıtanın lideri olmaları, denizcilik ve savaş gemisi üretimi konusunda ise GSF ülkeleri, Jihónsailer ve Pyrokalar ile ciddi bir yarış içinde olmaları, onların teknoloji konusundaki duyarlılıklarını açıkça gösterir.
Tarım ve Sanayi:
Sorién kıtasının en büyük tarım çıktısına sahip olan Galljan İmparatorluğu, sanayisini de oldukça güçlendirmiş ve muazzam işçi gücüyle zengin kaynaklarını birleştirerek üretim açısından kıtanın bir numarası olmuştur. Dev nüfusunun başlıca besin kaynağı tarım ürünleri olduğu için Galonlar tarıma zaten ağırlık vermek zorundadır. Yine de tarımın gelişmesinde dış ticaretin payı büyüktür, çünkü Galon toprakları pek çok egzotik meyve ve tahıl türüne ev sahipliği yapar ve bu ürünler dış pazarda oldukça iyi fiyata alıcı bulur.
Bütün kıyı şehirlerinde gelişmiş ve yoğun bir balıkçılık faaliyeti içinde bulunan Galonlar, bu konuda kıtalar arası ticarette de önemli bir oyuncudur. İmparatorluk Soriénde GSFin ardından en büyük ikinci balıkçılık rezervine sahiptir. Galonların balıkçılıktaki en büyük handikapı, bu konudaki başlıca rakipleri olan GSFnin Soriénin güneyinden, Buzul Denizinden son derece değerli balık türlerini avlayabilmesi ve bu sayede rekabette üstünlük kurmasıdır.
Galljan kerestecilikte de ileridir. Bu sanayi dalının kalbi Yüce Ağaç Bölgesidir. Ayrıca, Orah ve Katugda da, büyük kereste tesisleri vardır.
Galonlar demircilik konusunda daha da iddialıdır. Ülkelerinde ki demir ve kömür madenleri, en yakın rakipleri olan GSFnin (federasyonun toplam rezervinin) iki katıdır. Pyroñom Şarlığı ve Asnaigorn İmparatorluğu gibi kıtanın güçlü oyuncularının ise iki katından bile fazla rezerve sahiptir. Altın rezervi bakımından ise Asnailerin, Daehronların ve Pyrokaların ardında dördüncü sırayı alır.
Ülkenin sanayi başkentleri olan Galon-Juren ve Gunapest, AA Teknolojisi ve klasik sanayi dalları ile ilgili tüm büyük fabrikalara ev sahipliği yapar.
Silah üretim, maden işleme, ankhenon işleme fabrikalarının önemli bir kısmı ve zırh üretimi ile teknik araç/gereç üretimi fabrikaları Galon-Jurende bulunur. Bunlardan başka çok miktarda maden işleme tesisi, madenlerin çıkartıldığı şehirlerde kurulmuştur. Ayrıca, tarım başkenti olan İmparisada tarımla ilgili çok önemli tesisler yer alır.
Galljan İmparatorluğu�nda Atrónun Kısa Tarihi:
Galonların atrónla tanışmaları oldukça geç olmuştur. MTS 246 yılında, Galljan İmparatorluğu yakınlarında bulunan Hrossac Sıradağları yakınlarındaki Orah bölgesinde; saijevalar ile tjonlar arasındaki bir savaşın haber alınması ve tjonların tarafında savaşa girilmesi ile Galon-Tjon müttefikliği doğmuştur ve bu müttefiklik, Galonlara atrónu armağan etmiştir.
Galonların, atrónla kendilerinden yaklaşık üç asır önce tanışan Pyrokalar ile bugün kafa kafaya olan atrón güçlerinin nedeni çok daha kısa sürede çok daha önemli atılımlar yapmış olmaları değildir. Atróna müthiş bir yeteneği olan tjonlar tarafından desteklenmeleri onların gelişim hızının anahtarıdır. Tjonlar, Galonlara atrónu öğretmekle kalmamış, atrónoloji konusunda da bilinçlendirmiş ve onların gelişimine bizzat öncülük etmişlerdir. 246dan bu yana hızla ilerlemelerinin bir başka nedeni de Zsech-Liron döneminde atrónun yıkım gücünden en çok zarar gören ulus olmalarıdır. Pyrokaların atrónun ne derece denge değiştirici bir unsur olduğunu onlara son derece acı bir şekilde öğretmesi, atrónolojiyi Zsech-Liron sonrasındaki tüm imparatorların birincil önceliği yapmıştır. Büyük savaş döneminin sonrasında, özellikle Pyrokalar ve GSF ile yaşadıkları soğuk savaş ve çekişme döneminde atrón daha da stratejik bir hal almış, hatta gizli bir yarış haline gelmiştir.
Siyasi ve Askeri Durum Odaklı Özet Tarih:
Galonların tarihiyle ilgili en detaylı bilgiyi veren İmparatorluk Kütüphanesindeki Galin Ansiklopedisine göre, Galonların asıl tarihi Modern Tarihten Önce (MTÖ) 700lere kadar dayanır. Bu tarihten öncesi mitsel ve destansıdır, dolayısı ile doğruluğu tartışılır. Ne var ki özellikle MTÖ 550den sonrası daha somut bilgilere ve bulgulara dayandığından, tarihi gerçekler olarak kabul edilmeleri daha makul gözükür. Bu bilgilere göre Galonlar ve Galinler (birbirleriyle akraba, hatta bazı kaynaklara göre birbirleriyle tamamen aynı ırktan olan, aynı dili konuşan ama lehçeleri biraz farklı olan iki ulus) o dönemlerde şehir devletleri şeklinde örgütlenmişlerdi ve üniter bir yapıları yoktu. Aralarında sık sık iç savaş da yaşanırdı.
Tarihin bu döneminde Galonlar askeri açıdan disiplinli ve kalabalık ordulara sahip olmakla birlikte, askeri teknikler bakımından zayıf gözükmektedirler. Henüz lejyon kavramı yoktu, ordular genellikle mızrak, kargı ve kısa bir kılıç kullanırlardı. Balta gibi ağır silahlar elit ordularda bulunurdu, fakat Ançların teberlerine ve at arabalarına, Fyrokaların güçlü yaylarına ve ağır atlılarına, Sandillilerin Paibon süvarilerine ve Asnardaklıların muhteşem atlı birliklerine karşı oldukça etkisiz gözükmektedirler. Doğu Soriéndeki diğer halklardan ise oldukça ileri oldukları söylenebilir.
Devrin en güçlü devleti, doğudaki Fyroka-Sandillion İmparatorluğu, dini gerekçelerden ötürü kendi tebası olan Ançları sürgün edince, bu halk Galonların yaşan alanına doğru göç etmek zorunda kaldı. Takip eden yıllarda, göçebe bir halk olan Ançlar önce hayatta kalabilmek için Galon ve Galin şehirlerine, sonra intikam almak için Fyroka-Sandilli birleşik imparatorluğuna saldırır. O dönemde birleşik bir siyasi oluşum olmayan Galon ve Galin halkları, kendi aralarındaki düşmanlıklar, güneylilerin Solenilth ırkıyla olan amansız savaşları, kuzeylilerin de ticari ve mezhepsel çatışmaları gibi sebeplerle kolayca Ançlara boyun eğdiler. Ançlar, karmaşık bir tarih periyodundan sonra Doğu Sorién kıtasının batısındaki halkları da (Kara büyücülerin halkı olarak bilinen Sirialler (büyük ihtimalle antik atrónistlerin yönettiği bir devlettir) ve Asnardaklılar gibi güçlü uluslar dahil), Fyroka(Galon dilinde Firoj)-Sandilli İmparatorluğunu da, tüm Galon şehirlerini de istila ederek büyük bir devlet kurarlar.
Yaklaşık 40 yıllık bir dönemi kapsayan Ançların yükselişi ve Doğu Soriéni ele geçirişi sırasında, Galonların askeri teknikler olarak yeni denemelerde bulundukları ve süvarilere ağırlık vermeye çalıştıkları görülür.
Galon ve Galin halklarının, tüm Doğu Sorién halklarıyla birlikte Ançların eline düşmesinden sonra (takribi MTÖ 480) tarihin uzun bir dönem boyunca karanlık kaldığı görülür. Bu dönemde yine mitlerin ve efsanelerin bollaştığı, üstün ırkların savaşları yüzünden insanlığın ciddi şekilde etkilendiği ve özellikle atrón olduğu tahmin edilen üstün bir enerjiyle ilgili efsanelerin bollaştığı bir tarih periyodu başlar (Sisli Tarih olarak adlandırılan bu tarih periyodu hemen hemen tüm kıta için geçerlidir, MTÖ 455-255 arasını kapsar). Bu dönemin Galonların siyasi tarihi açısından önemi, bir şekilde Anç hakimiyetinin Doğu Soriénn batısındaki halklar için kalktığı, ancak kendileri dahil doğu kesimi için hala Ançların ciddi sıkıntı olduğunun bilinmesidir. Bazı kuzeyli şehir devletleri haricinde, Galon coğrafyasının büyük bölümü hala Anç hakimiyetindedir, ne var ki aradan geçen iki yüzyıl boyunca sürekli olarak Ançlara bağlı kalıp kalmadıkları bilinmemektedir (Büyük ihtimalle sık sık isyanlar yaşanıyordu, kuzeyli kabilelerin özgürlüğünü kazanmasında Ançların merkezi yerleşimlerine uzak olmaları etkili olmuş olmalıdır).
MTÖ 255den sonraki tarih, Galonlar için oldukça hareketlidir. Tarihçilerin tüm Sorién kıtası tarihi için Milliyetçilik ve İstilalar Dönemi olarak adlandırdığı MTÖ 255-175 arası kesit, Doğu Soriénde iki ulusun; Galonların ve Fyrokaların yükselişine sahne olmuştur. İyice zayıfladığı anlaşılan Anç hakimiyeti, ufak milletlerin (Limlo, Jei, Sai, Esber, vb) isyanlarının ardından Fyrokaların ve Sandillilerin isyanlarıyla iyice çözülmüştür. Ançlar sadece Galon topraklarında tutunabilmiş, bunu da Galonların hala üniter olmayan yapısı sayesinde başarmışlardır.
Tarihin bu bölümünde Galonların kaderi değişir. Güçlü bir Galon kabilesi olan Jurenhular, Ançların Fyrokalarla yaptıkları bir savaştan sonra Galon-Juren şehrinde ve çevre yerleşimlerinde bir ayaklanma çıkartarak, şehirlerini kurtardılar. Daha sonra bir başka kabileye ait olan ancak hala Anç istilası altında bulunan Katugu alarak yüzyıllar sonra ilk defa birleşik bir Galon devletini kurdular. Bu devlete, birleşik Galon şehirleri anlamına gelen Galljan ismi verildi.
Jurenhular, diğer Galon kabilelerinden farklı olarak ağır piyadeleri çok etkili kullanan bir orduya sahipti. Ançların at arabalarına karşı onları zafere götüren bu yayalar, şehir kuşatmalarında da çok işe yarıyordu. Ayrıca Jurenhular çift kılıç taşıyan ve yakın dövüşte oldukça etkili olan �Tsamji� piyadelerini bir süredir ordularında etkin olarak kullanıyorlardı. Tsamji, şefin koruması anlamına gelen bir kelimedir ve elit askerlere verilen isimdir. Onların bir başka özelliği de, diğer orduların aksine şeften aylık almaları ve hayatlarını şeflerine adamış olmalarıdır. Tsamjiler, Galon topraklarında tutunmaya çalışan Ançları bu ülkeden sonsuza dek süren orduların baş kahramanı olmuştur.
Tsamjili Galljan orduları, Ançları sürdükten sonra bazı şehir devletlerini kendilerine bağlayabildiler, fakat bazı Galon kabileleri Galljan oluşumuna katılmayı reddetti. Jurenhular, kendilerinden çok daha önce Ançlardan kurtulmuş ve hızla güçlenen Fyroka tehdidi yüzünden yeni bir iç savaşa girmeyi göze alamadılar. Böylece tam bir Galon birliği yine sağlanamamış oldu.
Bu tarih periyodunun sonunda, yavaş yavaş savunma sanatlarında ve uzun menzilli yay kullanımında gelişmeye başlamış Galon kabileleri ile, Jurenhuların önderliğinde birleşmiş ve ağır piyadeleri ile yükselen Galljan devleti, müthiş bir yükselme devrine girmiş Fyrokaların gazabından korunabilen yegane siyasi oluşumlar olarak kalacaklardır. Fyrokalar, önce kendilerine yarı bağımlı hale getirdikleri Sandillileri tamamen sindirmiş, sonra pek çok ufak ulusu ve Ançlardan boşalan pek çok bölgeyi ele geçirerek büyük bir imparatorluk kurmuştu. Onlara karşı Doğu Sorién�in batısındaki güçlü savaşçı halk Asnardaklılardan başka dayanabilecek kimse yoktu (Sirialler Ançlar zamanında ağır bir soykırıma uğradıklarından tarihten silinmişlerdir). Fyrokalar, Galonların hala dağınık olmasını göz önüne alarak onları tehdit olarak algılamadıklarından, dikkatlerini Asnardaklılara çevirmişlerdi. Aralarında başlayan savaş, Galonlara değerli bir zaman kazandırmış ancak bu zamanı Galljan devleti iyi değerlendirememiştir.
Fyrokaların Asnardaklıları da tamamen sindirmeleriyle, Doğu Sorién�de Galonlar için tehlike çanları yeniden çalmaya başlamıştır.
MTÖ 175-145 dönemi, tarihe yeniden mitlerin ve efsanelerin bolca karıştığı ve üstün ırkların insanları da etkileyen pek çok eylemi gerçekleştirdiği bir dönemdir. Bu dönem �Gerçeğin Ötesinde� öğretisinin (bugün Sorién kıtasının en yaygın dinidir) yayıldığı, dolayısıyla dini savaşların ve kütlerin siyasi tarihi oldukça etkilediği bir dönemdir. Doğal olarak da, tarihi belgeler ile dini efsaneler birbirine karışmış, hangisi gerçek hangisi hayal ürünü belirsiz kalmıştır. Tarihin tartışılan dönemlerinden biri olan MTÖ 175-145 �Gerçek Ötesi Boyutların Yaratılışı ve Merkezi Dinler Tarihi� olarak da bilinir.
Galonlar, bu dönemde kendi içlerindeki birleşmeyi tamamlamayı başarmışlardır. Ara sıra Fyrokalar ile yaşanan savaşlar, dışardaki büyük bir düşmanın varlığı ve Anç istilasından alınan dersler, onların birleşmesini hızlandırmıştır. Galonlar, birleşik şefliklerine Galljan İmparatorluğu adını vermişler ve kendilerini birleştiren büyük hükümdar Daerioseorn�a �İmparator� unvanını yakıştırmışlardır. Daerioseorn (kısaca Daerio) üniter Galon yapısını güçlendirmek, etnik ve mezhepsel çeşitliliği azaltmak (ki kıtadaki tüm uluslar içinde en kozmopolit olan halk hala Galonlardır) ve dil birliğini sağlamak için kimi zaman çok sert önlemler almıştır. Hatta bugünkü tanrı-imparator öğretisinin ve politikasının kurucusu olduğu söylenebilir. Daerio, Galonların başına sürekli iş açan bu aşırı çeşitli etnik ve dini yapıyı üniter yapıya çevirmek için aşırı devletçi ve sosyalist bir devlet anlayışı gütmüş, imparatora sadakati ve Galon milliyetçiliğini güçlendirmek için en aşırı önlemleri bile almaktan çekinmemiştir.
Askeri açıdan ise Daerio�nun en büyük icraati Lejyonları oluşturmasıdır. Aslında �lejyon� sistemi Fyrokalara aittir. Fyrokalar Asnardaklılarla savaşları sırasında yerel halktan topladıkları paralı askerlere lejyon demiştir. Sonra lejyonerlerden profesyonel ve daimi ordular oluşturmuşlar ve Doğu Sorién�in en etkin ordusunu kurmuşlardır. Daerio en büyük rakiplerinin bu sistemini kendi ulusu için uygulamaya koymuştur, ancak çok önemli bir farkla...
İlk Galon lejyonu, Tsamji piyadelerinden oluşmuştur ve ismi İmparatorluk Lejyonu olmuştur. Lejyonerler böylece tanrı-imparator politikasının ilk uygulayıcıları olmuşlar, zaten eskiden beri süregelen şefe bağlılık yerini imparatora bağlılığa, hatta tapınmaya bırakmıştır. Her ne kadar dönemin yükselen değeri �Gerçeğin Ötesinde�ye İnanış� Galon halkını etkilese de, imparatorun korkusu her şeye üstün gelmiştir.
Tarihin tam bu noktasında, gerçek olup olmadığı hala bilinmeyen bazı doğa üstü olaylar olmuş ve üstün ırklar insanlara çeşitli mesajlar göndermeye başlamışlardır. Her yerde rüyalarında üstün ırklardan mesajlar aldıklarını iddia eden insanlar türemiş, gök yüzü sık sık renkli ışıklarla kaplanmaya ve kimi zaman korkunç, kimi zaman olağanüstü güzellikle görsel şölenler görülmeye başlanmıştır. Doğa üstü konulara kayan dini ve/veya mitsel tarihi bir kenara bırakırsak, dahi Daerio bu gelişmeleri kendi lehine çevirmeyi bilmiş ve bir şekilde bu olayları kendisiyle ilişkilendirerek, halkın üzerindeki otoritesini güçlendirmiştir.
Takip eden on yıllarda Galonlar ile Fyrokalar arasında sık sık savaşlar yaşanmıştır (ki bu savaşların hiç birisinin belirleyici, net bir etkisi olmamıştır). Daerio�nun ardılları ise onun izinden giderek, gittikçe imparatoru insan üstü bir öğe olarak halka kabul ettirme politikalarına ağırlık vermişler, Galljan topraklarındaki kozmopolit yapının üniter devlet anlayışında oluşturduğu gedikleri kapatmak için, gittikçe daha sert ve korkutucu bir devlet siyaseti izlemeyi uygun görmüşlerdir.
Askeri açıdan bu dönem, Galonların kara orduları bakımından Fyrokaların ordularından çok daha disiplinli ordular yetiştirmeleri ve sadakatin imparatora ölümüne bağlı olmak anlamına geldiği bir toplum psikolojisinin Galon kültürüne iyice yerleşmeye başladığı bir kesittir. Fyrokalar ise denizcilikte ve gemi yapım tekniklerinde Galonlardan çok daha üstün bir seviyeye gelmişlerdir.
MTÖ 145-35 dönemi, Doğu Sorién�in özellikle güneyi için çok hareketli geçmiştir. Galonlar için ise bu dönem daha çok Fyrokalar ile yaşanan soğuk savaşın yansımaları, ekonomik krizler, askeri teknoloji geliştirme yarışı, azınlıkların asimilasyonu (ve kimi zaman soykırımı) ve imparatorların iyice tanrısal birer öğe olarak ön plana çıkartılmaları gibi olaylarla tüketilmiştir. Aslında bu dönem, Galonların iç politikaları açısından çok önemlidir. Bir başka husus, Galon mimarisinin önemli evrimler geçirmesi ve şehirleşmenin hızlanmasıdır. Günümüzün Galon mimarisinin tohumları atılmış, imparator öğesi git gide daha ön plana çıkmaya başlamış, her şeyden önemlisi güney bölgelerindeki Anielen, Jeil ve Anç yerleşimlerinden getirilen kölelerin ve katampraların yardımıyla (bu dönemde tjonlar ve onların önderliğinde geliştirilen düşünce mimarisi olmadığı için, iş gücü çok önemliydi) devasa mimari yapılar inşa edilmiştir.
Bahsi geçen dönemin son 60 yıllık periyodunda Galonlar iç sorunlarını bastırmış bir şekilde, dikkatlerini yeniden imparatorluklarını geliştirmeye yönelttiler. Fyrokalar ile bir süredir devam eden barışı bozmak istemediklerinden, daha kolay hedeflere; güneydeki eski düşmanları Ançlara ve artık tamamen ele geçirip, tam bir sömürge yapmak istedikleri Anielen topraklarına saldırdılar. Uzun süren savaşların ardından (özellikle Rius Deresindeki aurionların beklenmedik saldırıları, solenilth ırkının da bu bölgede olması, vb... faktörlerin etkisiyle) Anielen ve Anç topraklarının tamamını imparatorluklarına kattılar.
Galonlar askeri seferlerin yüksek giderlerini karşılamak için sürekli artan vergiler ve iç piyasaya çok fazla köle girmesi yüzünden aşırı ucuzlayan iş gücünün yarattığı ekonomik buhran yüzünden çok parlak günler yaşamıyorlardı. Yine de topraklarının büyümesi ve askeri başarıları Fyrokaları rahatsız ediyordu. Öte yandan Fyrokalar imparatorluklarını kuzeydeki adacıklara (Doğu Sorién�in kuzeyindeki kırık adalara) doğru büyütmeyi başarmışlardı. Üstelik ekonomileri de çok iyi durumdaydı, çünkü denizcilikten sağladıkları karlar ve Batı Sorién�deki bazı halklarla yapmaya başladıkları ticaret son derece yüksek kar marjına sahipti.
Galonlar ve Fyrokalar, aralarındaki sessizliği bozmak için aslında can atıyorlar, ancak yanlış bir hamle yapabilecek olmanın korkusuyla bir türlü ilk adımı atamıyorlardı. Tarihin cilvesi, bu sırada bilinmeyen bir halka ait büyük bir filo, Fyrokaların Pio şehrine saldırdı ve büyük bir yıkım yarattı. Akabinde yaşanan deniz savaşlarının tamamında ağır yenilgiler alan Fyrokalar, çok güçlü bir düşmanla karşı karşıya olduğunu hemen anladı. Aynı düşman Galon kıyı şehirlerini de tehdit etmeye başladığında, tarihte Fyrok-Galon paktı olarak bilinen ve iki büyük imparatorluğun ilk ittifakı olan anlaşma imzalandı. Artık Fyrokalar ve Galonlar güçlerini bu yeni düşmana karşı birleştireceklerdi. Buna mecburlardı.
MTÖ 35-0 dönemi, Sorién kıtasının tarihinde �Modern Tarihe Giriş ve Reformlar Dönemi� olarak bilinir. Galonlar için de bu dönem gerçekten reformlar tarihidir. Fyrokalarla kurulan ittifak, Galonların askeri meselelerden ziyade siyasi ve ekonomik meselelere odaklanmasına neden olmuştur. Galljan İmparatorluğu�nda ekonomik kriz sürüyordu, ancak kendilerine �Vevediler� diyen ve Fyrokalarla ortak düşmanları olan kıtalar ötesi halk ile tutuştukları savaş, bu sorunları gölgeliyordu. Ne var ki Vevedilerin saldırılarının kesildiği 20 yıl boyunca, hem başıboş kalan lejyon askerlerinin yaratmaya başladıkları huzursuzluklar, hem aç halkın isyanları, hem de azınlıklarda baş gösteren milliyetçilik akımlarının doğurduğu sancılar Galonları iyiden iyiye zor duruma düşürdü.
Galonlar bu sorunları bastırmak için imparatorluk kültünü daha güçlendirecek önlemler aldılar. Gerçeğin Ötesinde�ye tapınış, üstün ırklara tapınış, şamanizm, ata kültü, ateş dini gibi diğer güçlü inanışları zayıflatmak için sudan bahanelerle din adamlarını katletmeye ve tapınakları yıkmaya koyuldular. Kült rahiplerinin bu dönemde çok etkin bir hal aldığı ve hem Fyrokaların ajanlarına karşı kontra-istihbarat sağladıkları, hem de azınlıkların ayrılıkçı hareketlerine ve diğer dinlerin yayılma politikalarına karşı müthiş bir başarıyla mücadele ettikleri bilinen bir gerçektir.
Dini hamlelerin yanısıra, ideolojik bazı adımların atılması gerektiğini de fark eden imparatorlar Galljan İmparatorluğu�nun ilk yazılı anayasasını hazırlattılar (İmparator Gao zamanında hazırlanmıştır ve oğlu İmparator Galizjuk tarafından geliştirilmiştir) ve Galljan İmparatorluğu dahilindeki her şeyin imparatora ait olduğu, imparatorun tanrı olduğu ve sahip olduklarının kullanma hakkını halkına ihsan ettiği gibi tabirleri ilk defa yazılı olarak halka duyurmuş oldular (Bu anayasaların halka yayılması için olağanüstü bir çaba sarfedilmiştir). Böylece Galonların uyguladığı sosyalizm ağır bir teolojik boyut kazanmış oldu.
İmparator Gao�nun ilk Galljan Anayasasını ilanından 17 yıl sonra, çok uzaklarda, Batı Sorién�de çok önemli gelişmeler olmuştur. Daehrün Hanlığı�nın �Gece Yeniçerileri� ve Daehronların önderliğinde oluşturulan �Gökkuşağı� sonucunda (Pyrokalar, Yinler, Baromlar, Leikalar, vb... pek çok ulusun ve devletin katılımıyla oluşturulmuş bir ittifaktır) Batı�nın en amansız hükümranlıklarından biri olan Asnaigorn İmparatorluğu dize getirilmiş ve yine Daehrün topraklarından batıya yayılan bir barış felsefesi (Gökkuşağı felsefesi) sayesinde tarihte eşi benzeri olmayacak bir dönem başlamıştır. Bu dönem, tarihçiler tarafından modern tarihin başlangıcı olarak kabul edilir. (Detaylar için Pyroñom Şarlığı�nın tarihine bakınız.)
Modern tarihin ilk 60 yıllık döneminde Galonlar iç reformlarını tamamladılar. Ölçü birimleri, para birimi ve değerleme standardizasyonu, devletin resmi lehçesini belirlemesi ile hala yaygın olarak konuşulan pek çok farklı Galon ve Galin lehçelerinin yarattığı karmaşaya karşı alınan önlemler, okullarda okutulan derslerin standartlaştırılması (eğitim birliği) ve imparatorluk dini dışında kalan dinlere karşı uygulanan muamelelere getirilen kurallar gibi pek çok önlemler ile Galljan İmparatorluğu daha sistematik bir yönetime kavuştu. Anayasalarının etkinliğini de düşünürsek, Galonların en sonunda askeri güç ve korkunun dışında bir öğe ile devlet idamesine destek vermeye başladıklarını söyleyebiliriz ki bu stratejileri çok etkili olmuştur. Askeri gücün ve korkunun ulaşamadığı yerlere, bürokrasi ve anayasa ulaşmıştır.
Bu dönemde tüm Sorién kıtasının en kalabalık ve disiplinli ordusunu da kurmayı başardılar. Ordularının en büyük kazanımı ise, Galonların akıllı bir politik manevrası sonucunda imparatorluğa kazandırılan bir toplumun savaşçıları olmuştur: Kalabralar...
Doğu Sorién�in orta doğusunda, Syner Diyarının kuzeyinde, Ançi bölgesinin kuzey doğusunda bulunan Syneamhn bölgesi, Fyrokaların bir türlü otorite altına alamadığı bir eyalet olarak Galonların dikkatini çeker. Bu bölgede yaşayan Kalabriler, ki anaerkil bir toplumdur ve Kalabra adında son derece tehlikeli bir binek hayvan kullanırlar, yüzyıllardır Fyrokalara karşı müthiş bir direniş göstermektedirler. Aynı kabile sürekli olarak Ançların saldırılarına maruz kalmış, fakat Galonların Ançiyi işgal etmesiyle rahatlamıtşır. Ne var ki son 90 yıllık dönemde Ançi bölgesinde zayıflayan Galon otoritesi yüzünden Ançlar yeniden Kalabrileri rahatsız etmeye başlamıştır. Galonlar pek çok ortak düşmanları olduğunu gördükleri Kalabri kabilesiyle ittifak kurarlar ve onları �Kalabra Lejyonu� olarak imparatorluk hizmetine sokarlar. Kalabraların desteklediği büyük Galljan orduları Ançi ve Anielen bölgelerini yeniden istila eder ve imparatorluk otoritesini sağlamlaştırır.
İmparatorluk ordusu, ilk yüzyılın 60-70 yılları arasındaki döneminde Jeilour bölgesini ve Jeilleri de dize getirir ve imparatorluk sömürgesi yapar. 80�li yıllarda ise daha da güneye, Rius Deresi�ni geçerek bugünki Liogul topraklarına inerek bazı uydu şehirler kurarlar ve buradaki az gelişmiş kabileleri ya yok ederler, ya da köle olarak yakalayarak ülkelerinde satmaya götürürler.
Bu dönemde Galonlar Rius Deresi�nin güneyinde kurdukları uydu şehirciklerinin sürekli aurion saldırısına maruz kalmasıyla zorlanmışlar ve 60-90 yılları arasında coğrafi nedenlerle sürekli karşı karşıya geldikleri solenilthlerle çarpışmak zorunda kalarak ağır kayıplar vermişlerdir. Asıl sürpriz, Galonların bu dönemlerde kimi zaman sai-jeva saldırılarına maruz kalmalarıdır. Ne var ki bu saldırılardan canlı kurtulan genelde olmadığından, kurtulanların anlattıklarına da diğerleri inanmadığından, imparatorluğun sai-jevalarla resmen tanışması gecikecektir.
MT 100-200 dönemi tarihte �Kılıç Yüzyılı� olarak (doğuda ve batıda büyük savaşlar patlak verdiği için) anılır. Galonlar 104 yılında Skajerio�yu Fyrokaların elinden alırlar, ne var ki o dönemde imparator ölmüş olduğundan ve veliahtlar çok genç olduklarından, yönetime vekaleten bakan büyük vezir ülkeyi daha fazla riske atmaz ve Fyrokalar ile büyük bir savaşa girmektense, 10 yıllık bir barış anlaşması imzalar. Bu dönem boyunca gücü elinde tutmak isteyen büyük vezir ile, imparatoriçe ve oğulları (varisler) arasında yaşanan çekişmeler Galonları zayıflatır. Fyrokalar ise barış döneminden sonra kopacak kıyamete daha iyi hazırlanırlar.
Barış döneminden kısa bir süre sonra patlak veren savaşlarda, imparatorlarına kavuşmuş Galonlar önce avantajı ele geçirdiler. Anlaşma sonucu Gaolin Adası karşılığı geri verilen Skajerio geri alındı, ardından Sandavera ele geçirildi, büyük bir deniz savaşı sonucunda galip gelen yine Galonlar oldu. Fyrokaların başkenti Olympeijon�u da kuşatan Galonlar, savaşlardan bıkmaya başlayan ordunun çatlak sesler vermesi ve Fyrokaların başkentlerini mükemmel bir şekilde savunmaları sonucu kuşatmada başarısız oldular. Fyrokaların karşı saldırıları sonucu Gaolin elden çıktı, Katug ise Fyroka istilasına direnemedi. İşlerin rengi değişmeye başlayınca Galonlar Fyrokalara ateşkes önerdi, Sandavera ve Skajerio tekrar Fyrokalara teslim edildi ancak Katug geri alındı.
Takip eden yıllarda avantaj genelde Fyrokalarda oldu, ancak onların daha da başarılı olmasını iki halkın eski bir düşmanı durdurdu: Vevediler. Vevedilerin ilk kurbanı yine Fyrokalardı, ancak Galonlar bunu avantaja çeviremediler; çünkü Vevediler kendi şehirlerine de saldırmaya başlamıştı. Bunun üzerine Galonlar ve Fyrokalar yeniden ateşkes yapmak zorunda kaldılar. Birbirlerine artık güvenmediklerinden, Vevedi belası ile ayrı ayrı mücadele ettiler. 144 yılından 160 yılına kadar durum böyle sürdü, ancak Katug�un Vevedi istilasından kurtulması için Galon imparatorunun çağrısına olumlu yanıt veren Fyroka imparatoru, iki ülke ilişkisi için yeni bir dönem başlatmış oldu. Katug 160 yılında Vevedilerden temizlendi. Akabinde iki ülke arasında dostluk anlaşması imzalandı, hatta bir kaç ay sonra, 161 yılına yeni girildiğinde, Fyroka imparatoru Nemiosiv kızını Galon imparatoru Szenoriquza�yla evlendirdi ve iki imparatorluğu kısmen birleştiren bir anlaşma daha imzalandı.
163 yılında Nemiosiv�in ölesiyle geriye tek bir imparator kaldı. Szenoriquza 166 yılında ölene kadar tarihin o ana dek gördüğü en büyük imparatorluklardan birisini yönetti. Ölümünden sonra, iki tarafın prensleri ve meclisleri kendi bölümlerini yönetmeye başladı. Birleşik imparatorluk dağılmamıştı, ancak tek bir imparator tarafından da yönetilmiyordu.
Vevedi tehlikesi sürdüğünden iki tarafta birleşik imparatorluğu dağıtmak istemiyordu. 177 yılına dek Vevediler tamamen Doğu Sorién�den atılamadığı için, birleşik imparatorluk da bu tarihe dek bir şekilde ayakta kaldı. Son olarak Fyrokalar tarafından Jei�den sürülen Vevediler, bugünki Shandiar Ada Takımı�ndan başka hiç bir şehirde bulunmuyorlardı artık. Ardından Jei�deki başarısından ötürü prens Simrand Fyrokalar tarafından imparator ilan edildi. Buna misilleme olarak Galonlar da kendi prensleri Juliei�yi imparator yaptılar. Birleşik imparatorluk fiilen dağılmış olsa da, siyasi olarak hala yaşıyordu.
185 yılında birleşik imparatorluk donanması Shandiar Ada Takımı�nda kalan Vevedileri de temizledi ve böylece ortak düşman bir kez daha Sorién kıtasından ve ada takımlarından sürülmüş oldu.
185 yılından sonra birleşik imparatorluk daha da sağlamlaşmaya başladı, bazı iç sorunlarını ve yetki meselelerini çözdükten sonra direkt olarak yeniden isyanlarla boğuşmaya başlayan güney eyaletlerine, Galonların otoritesinin zayıfladığı Jeilour, Aniele, Ançi gibi eyaletlere seferler yapıldı. Beş yıllık bir dönem içinde buralar tamamen birleşik imparatorluk etkisi altına girdi. Bu arada Fyrokalar ile kurulan ittifaktan rahatsız Kalabri kabilesi isyan etti, kendilerini ihanete uğramış sayıyorlardı. Ancak isyan çok ağır bir şekilde bastırıldı. Fyrokalar, Kalabrilerin ilk fırsatta yeniden isyan edeceklerini bildiklerinden, Galonların uyguladıkları kanlı metodlara rağmen bu bölgenin güvende olmayacağını düşünüyorlardı. Bu yüzden Kalabrilere vergi muafiyeti ve tam özerklik verilmesini önerdiler, Galonların kabul etmesiyle Kalabriler birleşik imparatorluğun ilk özerk toplumu haline geldiler. Sadece birleşik ordulara asker vermekle yükümlüydüler (Kalabra Lejyonlarının eğitimi, oluşturulması ve Galon generallerinin hizmetine verilmesini sağlamak zorundaydılar).
Birleşik imparatorluğun hiç bir düşmanı kalmamıştı, ya birbirleriyle uğraşacaklardı, ya da kıtalararası maceralara atılacaklardı. İkincisini tercih ettiler ve bazı başarısız keşif çalışmaları yürüttüler. Uzun sürebilen okyanus seferlerine karşı bilgili olmayan kaptanları ve fırtınalara karşı savunmasız gemileri yüzünden çok uzağa gidemediler; ancak Batı Sorién çok daha yakındı ve 195 yılında Yin kıyılarına ticari bir filo göndermeyi başardılar. Kılıç Yüzyılı biterken Firoj-Gajo (Fyrok-Galon) İmparatorluğu Batı Sorién�de hiç ummadığı bir şeyle karşılaştı: Atrón...

Kılıç Yüzyılından sonra ne oldu? Fyroka-Galon İmparatorluğu nasıl ve neden dağıldı? Hükümran Senfoni Online: Strateji Versiyonunun geçtiği MT 700 yılına kadar Galljan İmparatorluğu ne yaptı ve Fyrokalara ne oldu? Batı Sorién�in en eski medeniyetlerinden birinin evlatları olan Pyrokalar (bugünün Pyroñom Şarlığı�nın kurucuları) nasıl oldu da Doğu Sorién�e geldi? Pyrokaların büyük göçü sırasında Galonlar ne yaptı? Büyük göç sonrası Pyrokaların kendilerine yeni yaşam alanları sağlamak için başlatıp, büyük bir soykırıma çevirdikleri tarihin en kanlı savaşı olan �Zsech-Liron� nasıl ve neden başladı? Savaşı kim kazandı?
Zsech-Liron�dan sonra başlayan federal dönem nedir? Nasıl olgunlaştı ve bugünkü federasyonlar nasıl doğdu?
En önemlisi, belki de Zsech-Liron 2�yi tetikleyecek olaylar nasıl ve neden gelişti?
Kim bilir, belki de cevapları merak edenler için Hükümran Senfoni Online: Strateji Versiyonu ve sitesi iyi bir kaynak olabilir...

Kültürel Yapı Hakkında:
Militarizmi ve aşırı ön plana çıkmış imparator olgusu nedeniyle Galonların ne denli büyük ve görkemli bir kültüre sahip olduklarını genellikle fark edilmez. Aslında Galonlar, binlerce yıllık geçmişleri sırasında zaten güçlü bir kültür geliştirmişlerdir. Öz kültürlerinin üzerine 9 asırlık Galljan İmparatorluğu dönemi boyunca çok yakın ilişki içinde oldukları onlarca halkın ve uygarlığında etkisi de eklenince ortaya etkileyici bir medeniyet çıkmıştır.
Galonlar, tutkulu ve heyecanlı bir halktır. Bu kimliklerinin sebebi, büyük ihtimalle kültürlerinin geçmişinde yatar. Bilinen en eski Galon dini ateşe tapıcılık ile şamanizmdir. Ne var ki Galonların hayatında hiç bir zaman dinler aşırı önemli bir yer teşkil etmemiş, pratik sonuçlar ve savaş olgusu Galonları daha çok ilgilendirmiştir. Bu nedenle erken dönem Galon tarihinde görülen kerpiç ve ahşap yapılardan geriye çok azı günümüze ulaşmış ve Galon kültürünün erken evrelerini anlamamızı zorlaştırmıştır. Galonların sürekli savaş halinde olması ve hareketli bir yaşam tarzlarının olması, en kötüsü de Galonların ele geçirdikleri kabilelerin ve halkların eserlerine karşı ilgisiz olmaları, hatta kimi zaman bu eserleri yok etmeleri, kayıt tutma alışkanlıklarının imparatorluk dönemine kadar çok zayıf olması, vb... unsurlar dolayısı ile Galon kültür tarihinin erken evrelerinin yansımalarını bulmak neredeyse imkansızdır.
En somut bilgiler, Galonların askerlik sanatına karşı duydukları aşırı güçlü ilgidir. Bu bir Galonun hayatta kalabilmesi için gerekli en temel öğreti olduğu kadar, onun en çok ilgisini çeken ve hoşuna giden uğraş olduğu için de popülerdir. Galonların tam birer asker olarak doğdukları ve savaşmak için yaşadıkları antik bir Asnardak atasözünde şöyle ifade edilmiştir;
�Bir Galon kabilesi silahlandığında bir imparatorluğa karşı savaşacakmış gibi hazırlanılır. Tüm Galon kabileleri silahlandığında ise en akıllıcası kaçmaktır.�
Galon kültüründe Galljan İmparatorluğu�nun kuruluşundan sonraki periyot, orta ve geç dönem Galon medeniyeti başlıkları altında incelenir. Bu dönemde Galonların kozmopolit imparatorluklarındaki diğer halklara ait kültürel öğeleri büyük bir hızla sindirmeye başladıkları görülür. Mimarileri Fyroka ve Sandilli mimarisinden, müzikleri Fyroka ve Asnardak müzik kültüründen, mutfak kültürleri hemen hemen tüm azınlık halklarından, dilleri Asnardak ve Esber dillerinden, sanatları ise Fyro-Sandilli akımından çokça etkilenmiştir. Bir tek din konusunda, imparatorluk kültünün ağır baskısı yüzünden, dışarıya oldukça kapalı kalmışlar, bir de askeri geleneklerini (denizcilik haricinde) muhafaza etmişlerdir. Hatta askerlik kültürü konusunda diğer halkları oldukça etkileyen taraf onlar olmuştur. Özellikle belirtmek gerekir ki, ezelden beri denizciliğe uzak olan Galonlar, Fyrokalardan bu alanda çok şey öğrenmiş ve imparatorluk zamanının başlangıcından bugüne kadar, armatörlük endüstrisinin gelişimini ve askeri/sivil denizcilik işlerini Fyrokalara teslim etmişlerdir.
Giyim konusunda ise tüm Kuzey Doğu Sorién halkları benzer bir çizgiye sahiptir. Bununla birlikte, Galljan İmparatorluğu�nun orta dönemlerinden itibaren, özellikle imparatorluk kültünün kamu hayatını ve işleyişini etkilemeye başlayan kurallar uygulamaya başlamasıyla, tüm imparatorluk tebaasının giyinişi değişmeye başlamıştır. Günümüzdeki Galon giyim tarzını oluşturan işte bu dönemdir.
İmparatorluk kültü, halkın giyinişinde Galonların tarihi dokusunu korumaya çalışan bir tutum sergilemiştir. Bu nedenle Galon elbiselerinde ve hatta zırhlarında bolca kürk eklentiler kullanılır. Genellikle koyu renkler tercih eden Galonlar elbiselerinde salt kırmızı renk kullanamazlar, bu renk imparatorluk kurmaylarına özeldir. Ayrıca siyah üzerine kırmızı ve beyaz hiç bir desen ve motif kullanamazlar. Erkeklerin pembe, mor ve sarı giyinmesi; kadınların ise siyah renkte elbise giymesi yasaktır. Ayrıca tüm imparatorlukta mor rengine karşı bir antipati vardır, çünkü Galonlarda hiç hoş anıları olmayan Zsech-Liron döneminde Şar Tannatha (Pyroñom Şarlığı), yıkım tanrıçası Liron�u birincil sembol olarak kullanmıştır ve büyük savaş döneminde tanrıçayı sembolize eden bayraklar genelde mor fon üzerine hazırlanmıştır.
Galon dili aslında öğrenilmesi son derece zor, karmaşık bir dildir. Özellikle gramer yapısında zaman bilgisinin kelimelerin sonuna gelen ekler ile verilmesi ve bu eklerin kelimeleri farklı farklı etkilemesi, ayrıca kadınların ve erkeklerin farklı tonlamalar ile konuşmak zorunda olmaları, Galon dilini bir hayli zorlaştırmıştır. Bu dilin alfabesi imparatorluğun ikinci yüzyılına kadar aşırı zor yapısını korumuş, daha sonra yapılan bir yenileştirme çalışması sonrasında basitleştirilen semboller sayesinde çok daha kolay bir hal almıştır. Ne var ki bugün imparatorlukta hala eski alfabeyi kullanan toplumlar vardır. Zaten Galon dilinde bugün aktif olarak kullanılan 9 lehçe bulunmaktadır.
Yerel halklardan çokça kelime transfer etmiş olan Galon dili, bu şekilde hem zenginleşmiş, hem de zorlaşmıştır. Zira bu yöntem ile kazanılan kelimelerin okunuşu ve yazılışı Galon diline uygun hale getirilmemiş ve belli bir standartlaştırmaya maruz bırakılmamıştır. Galon dili, bugün Pyrokaların kullandığı Senon dilinden ve Asnaigorn İmparatorluğu�nda kullanılan Asna dilinden sonraki en geniş kelime hazinesine sahip dildir.
Galon edebiyatı gelişmiş olmakla birlikte, Pyroka (Senon), Daehron, Yin ve Jihón edebiyatları kadar ileri değildir. Galon yazını özellikle Fyroka edebiyatından etkilenmiştir. Ne var ki Galon edebiyatçılar Fyrokaların eserlerinden öylesine etkilenmişlerdir ki, yazdıkları eserlerde bolca Firoj dilinden (Fyroka dili) kelime kullanmışlar ve eserlerinin halk tarafından anlaşılabilirliğini çok düşürmüşlerdir.
Galon sanat eserleri daha önce de belirttiğimiz üzere Fyro-Sandilli akımından etkilenmiştir. Fyro-Sandilli akımı, eserlerinde dini öğeleri ve savaşı ön plana çıkartır ve insanı küçültürken, doğa üstü güçleri ve hükümdarları yüceltir. Galon kültürüne çok uygun olan bu akımın imparatorluk zamanında iyice baskınlaşması tarihçiler için şaşırtıcı olmamıştır. Zaten güzel sanatların çoğu saray çevresinde gelişmiş ve uygulanmıştır, dolayısı ile imparatoru övmeyen bir tek eser bile bulmak zordur. Mimari bile imparator olgusunu ön plana çıkartacak şekilde şekillenmiştir (detaylar için �Mimari Hakkında� bölümüne bakınız).
Son olarak Galon mutfağına deyinmek gerekirse, Galonların çok zengin bir et ve tatlı kültürüne sahip olduklarını belirtebiliriz. Galon kökenli vatandaşlar deniz mahsullerine karşı çok ilgili değillerdir ancak diğer azınlıklar arasında denüz ürünleri de çok yaygındır. Kıtanın en çeşitli tatlı kültürlerinden biri de Galon mutfağında bulunur, çünkü imparatorluk kültü ilginç bir şekilde tatlıları kültü yaymak için kullanmıştır (Tatlı yiyecekler �imparatorun halkına bir armağanı� olarak gösterilmiş ve tatlıcılık teşvik edilmiştir; hatta pek çok eşsis tatlı bu şekilde ortaya çıkartılmıştır).

Mimari Hakkında:
Galon mimarisinin iki temel unsuru vardır. Birincisi görkem olgusu, ikincisi imparator otoritesi...
Görkem, inşaatlarda kullanılan büyük taş bloklarla, geniş ve uzun geçenekler, holler ve odalarla, uzun koridorlarla ve heybetli bahçelerle sağlanır. Galon binaları bu nedenle çok dayanıklı ve uzun ömürlü olur. Antik tarihteki mimari anlayışlarının aksine, özellikle imparatorluk döneminden beri Galonlar ahşap ve kerpiç gibi yapı malzemelerini kullanmayı azaltmışlar, ağırlığı taş bloklara, mermere, kireç taşına ya da granite vermişlerdir.
İmparator otoritesi ise önceleri imparator maskesi ya da miğferi olarak bilinen sembolün ikonları, freskleri ya da heykelleri ile verilirken, zamanla mimarinin genel şekline etki eden bir yöntem ile gösterilmeye başlanmıştır. Daha dar, sivri bir mimari anlayışı, yapıların kule ve taç kapılarının uzatılması, sütunlara ya da çatılara eklenen sivri çıkıntılar, vb... Galon mimarisine sonradan yerleşmeye başlamıştır. Özellikle imparatorluk binalarında imparator olgusunu yücelten, insanları küçülten ve bunaltan bir tutum sergilenmesi bir gelenek haline gelmiştir.
Galon mimarisinde çevre düzenlemesi önemlidir. Özellikle görkemli binaların çevre düzenlemesine dikkat edilir. Genellikle bu tip binalar çok geniş alanlara yayılırlar ve heykellerle donatılırlar. Son üç yüzyıllık periyotta devlet binalarının bahçelerine özel ifşa alanları kurma anlayışı başlamıştır. Devlete karşı suç işlemiş insanları halkın önünde cezalandırmak ve kimi zaman idam etmek için bu alanları kullanan Galonlar, aslında bu konuda yine kendilerine ait olan çok eski bir geleneği yeniden canlandırmışlardır.
Galonların için mimari, Fyroka-Galon çekişmelerinin yaşandığı tarih periyotlarından beri bir gövde gösterisi imkanıdır. Uzun zaman boyunca Galonlar sadece büyük ve dayanıklı binalar yapmakla yetinmiş, iç mimariye ya da estetiğe pek önem vermemiştir. İmparatorluk döneminin son dört yüz yılı boyunca ve özellikle Pyroka mimarisinin etkisiyle, Galon mimarisi sadece büyüklüğe değil, detaylara da özen göstermeye başlamıştır.
Tjonlar ile Galonların ittifakı içinde bir paragraf açmak gerekir. Hem kültürel hayatta, hem askeri alanda çok etkili olan bu ittifak, mimari açıdan da Galljan İmparatorluğu�na görülmemiş bir hediye getirmiştir: Düşünce mimarisi... Aslında Batı Sorién�deki Daehrün Sultanlığı�nda da benzeri bir teknik uygulanmaktadır (ses mimarisi), fakat tjonların düşünce mimarisi hız açısından Daehronların alternatif mimari tekniğinden üstündür. Atrón potansiyeli bakımından insanlardan çok daha üstün olan tjonlar, Galonların bitmek tükenmek bilmeyen �büyük yapı� ihtiyaçları için devasa taşları kolayca hareket ettirebilen ve istenilen noktalara yerleştirebilen, paha biçilmez bir dosttur. Üstelik aynı teknik ile taşlara şekil verebilir, süsleme yapabilir, en ince işçilikleri gerektiren oyma, kakma, süsleme ve bezeme işlerini yapabilirler. En önemlisi, en sarp yerlere en devasa kaleleri ve ileri karakolları inşa etmede Galonlara yardımcı olabilir, düşünce mimarisi olmadan belki onlarca yıl sürecek inşaatları bir kaç yıla indirgeyecek kadar ciddi bir verimlilik kaynağı haline gelebilirler. Kısacası tjonlar ve onların liderliğindeki düşünce mimarisi, Galon mimarisinin son dönemdeki en ön plana çıkan unsuru olarak göze batmaktadır. Bu teknik ortaya çıkarttığı yapılar ile tüm kıtada hayranlıkla izlenmiş ve hem turistleri hem de mimarları imparatorluğa akın akın çekerek imparatorluğun saygınlık kazanmasını sağlamıştır.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer Konular

Baydırman
Cevap
1
Görüntüleme
325
PALA.
Eren Değerli
Cevap
1
Görüntüleme
310
cihanyurdakul
Selim Baltaci
Cevap
0
Görüntüleme
312
Selim Baltaci
Selim Baltaci
Cevap
0
Görüntüleme
352
Selim Baltaci


Üst Alt