-efşan
Üye
Hoş Geldin Yüreğime!!
Ey aşk !
Ben çaldığımda kapını , içeri aldın .Fakat misafirperverlikten bir haberdin.
Şimdi sen çalıyorsun kapımı.
Bak gör , misafir nasıl ağırlanır !
Sevgili Yorgun düşmüş bir yürek görebilirsin karşında.Dünyaya nefretle bakan gözlerim var benim.Nefretle dolup taşan taş bir yüreğim…Her şeyin ve herkesin yalan olduğunu söyleyen bir dilim…Söylesene yalan olmayan ne var ki şu dünyada ! Gerçekten de herkes yalan değil mi ? Gerçeklerim yalan olmuşken,sahteleşmişken nasıl olur da güven konusunu dile getirebilirim? Herkesi melek zannederken kurtlar sofrasında oturduğumu fark ettiğim anda, tükenen duygularıma nasıl hesap veririm?
Aşk…Üç harfli kelime…O üç harfin içinde ne anlamlar gizleyen,sevinçleri,gözyaşlarını,ihanetleri,masumiyeti,sessiz çığlıkları,avazı çıktığı kadar susmaları,hüzünleri ve bunlara benzeyen sonsuz duyguları saklayan çok güçlü bir kelime…Hangimiz bu kelimeye gerçekten sahip çıkabildik.Hangimizi derinden yaralayıp da bir köşeye atmadı ki bu aşk? Hangimiz aşk için prensiplerimizi bile yok saydığımızda karşımızdakinin umursamazlığıyla kırılmadık ki?
Biri aşkın sonsuzluğu, aşk için her şeyini feda edebileceğini düşünürken diğeri bunu kullanmakla meşgul oluyor.Biri gerçeği yaşamaya çalışırken,diğeri duygularla oynuyor.
Oyuncaklarla oynamayı bırakıldığından beri kalpler hedef olmuş.
Ya aşk bize sahip çıkamıyor ya da biz aşka sahip çıkamıyoruz !
Beni kıran,yüreğimi paramparça hale getiren aşktı.Aşkla oynayanlardı güvensizliğimin sebebi…
Şimdi ise tüm benliğimle karşındayım.Tüm senliğinle karşımdasın.Geçmişimi yok saydım.Bozuyorum tüm yeminlerimi.Bir kez daha şans veriyorum kendime ve aşka.Fakat bu son şans.
İçimdeki tüm kırıklarımı toparladım sen geldin diye.
Aşka nefretle bakan gözlerimi denize attım.Nefretle dolu şu taş yüreğimi okyanusun ortasına bıraktım.Senden önce aşktan köşe bucak kaçan yüreğimi gün yüzüne çıkardım…
Bu sabah içimdeki masum çocuk;bayramlıklarını giymiş çocuklar gibi heyecanla uyandığında anladım hayatıma tamamen girdiğini !..!Yüreğimdeki kuş seslerini duyunca anladım hayatıma baharı getirdiğini.
Ben tüm zor zamanların içinde olduğum anda,taş yüreğimi yosun kaplamaya başladığı anda,ümidimi kaybettiğim anda geldin sen.Aslında beklemiyordum seni.Ne beni bu dipsiz kuyudan çıkaracak biri gelecekti ne de ben birini sevebilecektim.
Madem ki geldin tüm senliğinle benim olmak için,madem ki tüm benliğimle senin olacağım…Madem ki gerçeğim sen olacaksın…
Öyleyse iki gözüm , hoş geldin yüreğime !…
Ben çaldığımda kapını , içeri aldın .Fakat misafirperverlikten bir haberdin.
Şimdi sen çalıyorsun kapımı.
Bak gör , misafir nasıl ağırlanır !
Sevgili Yorgun düşmüş bir yürek görebilirsin karşında.Dünyaya nefretle bakan gözlerim var benim.Nefretle dolup taşan taş bir yüreğim…Her şeyin ve herkesin yalan olduğunu söyleyen bir dilim…Söylesene yalan olmayan ne var ki şu dünyada ! Gerçekten de herkes yalan değil mi ? Gerçeklerim yalan olmuşken,sahteleşmişken nasıl olur da güven konusunu dile getirebilirim? Herkesi melek zannederken kurtlar sofrasında oturduğumu fark ettiğim anda, tükenen duygularıma nasıl hesap veririm?
Aşk…Üç harfli kelime…O üç harfin içinde ne anlamlar gizleyen,sevinçleri,gözyaşlarını,ihanetleri,masumiyeti,sessiz çığlıkları,avazı çıktığı kadar susmaları,hüzünleri ve bunlara benzeyen sonsuz duyguları saklayan çok güçlü bir kelime…Hangimiz bu kelimeye gerçekten sahip çıkabildik.Hangimizi derinden yaralayıp da bir köşeye atmadı ki bu aşk? Hangimiz aşk için prensiplerimizi bile yok saydığımızda karşımızdakinin umursamazlığıyla kırılmadık ki?
Biri aşkın sonsuzluğu, aşk için her şeyini feda edebileceğini düşünürken diğeri bunu kullanmakla meşgul oluyor.Biri gerçeği yaşamaya çalışırken,diğeri duygularla oynuyor.
Oyuncaklarla oynamayı bırakıldığından beri kalpler hedef olmuş.
Ya aşk bize sahip çıkamıyor ya da biz aşka sahip çıkamıyoruz !
Beni kıran,yüreğimi paramparça hale getiren aşktı.Aşkla oynayanlardı güvensizliğimin sebebi…
Şimdi ise tüm benliğimle karşındayım.Tüm senliğinle karşımdasın.Geçmişimi yok saydım.Bozuyorum tüm yeminlerimi.Bir kez daha şans veriyorum kendime ve aşka.Fakat bu son şans.
İçimdeki tüm kırıklarımı toparladım sen geldin diye.
Aşka nefretle bakan gözlerimi denize attım.Nefretle dolu şu taş yüreğimi okyanusun ortasına bıraktım.Senden önce aşktan köşe bucak kaçan yüreğimi gün yüzüne çıkardım…
Bu sabah içimdeki masum çocuk;bayramlıklarını giymiş çocuklar gibi heyecanla uyandığında anladım hayatıma tamamen girdiğini !..!Yüreğimdeki kuş seslerini duyunca anladım hayatıma baharı getirdiğini.
Ben tüm zor zamanların içinde olduğum anda,taş yüreğimi yosun kaplamaya başladığı anda,ümidimi kaybettiğim anda geldin sen.Aslında beklemiyordum seni.Ne beni bu dipsiz kuyudan çıkaracak biri gelecekti ne de ben birini sevebilecektim.
Madem ki geldin tüm senliğinle benim olmak için,madem ki tüm benliğimle senin olacağım…Madem ki gerçeğim sen olacaksın…
Öyleyse iki gözüm , hoş geldin yüreğime !…