Günün Sözü/ Şiiri/ Hikayesi/ Resmi (26.09.2010)

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Love Prince

Love Prince

Üye
    Konu Sahibi
Günün Sözü/ Şiiri/ Hikayesi/ Resmi (26.09.2010)
Günün Sözü :

" Paranın satın alacağından değil paranın satın alacağı insanlardan korkunuz. "


~ Benjamin Franklin ~

Günün Şiiri :

Karımın İstanbul'dan Yazdığı Mektup


Canım,
Uzandığım yerde yazıyorum.
Yorgunum pek.
Aynada yüzümü gördüm, adeta yeşil.
Havalar soğuk, yaz gelmeyecek.
Haftada otuz liralık odun lazım,
başa çıkılır gibi değil.
Sofada demin iş görürken,
battaniyemi aldım sırtıma.
Camlar çerçeveler kırık, kapılar
kapanmıyor,
burda barınmamız imkansız artık,
taşınmalı!
Ev yıkılacak üstümüze.
Kiralarsa pahalımı pahalı.
Sana bunları ne diye anlatırım?
Üzüleceksin.
Derdimi kime dökeyim?
Kusura bakma.
Isınsa, iyice ısınsa ortalık ama,
Hele geceler.
Bıktım usandım üşümekten.
Rüyalarımda Afrika'ya gidiyorum.
Cezayir'deydim bir sefer.
Sıcaktı.
Alnımı bir kurşun deldi,
bütün kanım aktı,
ama ölmedim.
Bana bir hal geldi.
Çok ihtiyarladığımı hissediyorum.
Halbuki biliyorsun,
henüz kırkıma basmadım.
Çok ihtiyarladığımı hissediyorum,
söylüyorumda,
söyleyince kızıyorlar,
konferans dinliyorum herkesden.
Her neyse bu bahsi kapat.
Paraguay halk türkülerini çaldı radyo.
Bunlar dikenli bir yaprağın üzerine
aşkla, güneşle, insan teriyle yazılmış.
Acıda, umutluda...
Bayıldım Paraguay türkülerine.
Adviye'den mektup aldım.
Beni çok göresi gelmiş,
Hiç unutamıyormuş....
Şaştımda kaldım.
Yıllardır,
Sen memleketten gittin gideli,
ne kapımı çaldı,
ne bir haber yolladı hatta.
Hatta sokakta karşılaştık.
Bir bayram sabahı,
başını çevirip geçti.
En yakın arkadaştık!
Ama arkadaşlık ağaca benzer,
kurudumu,
yeşermez artık.
Ben cevap yazmadım.
Neye yarar?
Evime bile gelse şimdi,
söyleyecek lakırdım yok.
Düşmanlığımda yok elbet.
Otursun güle güle,
zengin bir koca bulmuş
hastalıklı bir şeymiş adam
manyağın biri.
Halbuki Adviye ne canlı kadındır.
Gidip baktım oğlumuza,
Pembe, kumral, uyuyor mışıl mışıl.
Yorganı açılmış, örttüm.
Bir kara haberde verdi bu akşam radyo;
İren Jolio Küri ölmüş.
Yıllar var
bir kitap okudumdu
ölenin anısı üstüne yazılmış.
Bir yerinde iki kız çocuğundan bahseder.
-Satırlar gözümün önüne geldi-
Sarışın iki Yunan heykeli gibi der.
İşte bu çocuklardan biri öldü.
Bilmem ki nasıl anlatsam,
büyük bilgin, büyük adam,
ama şimdi lösemiden ölen
O sarışın kız çocuğuda.
Bu ölüm bana çok dokundu.
İren Jolio Küri için
ağladım bu akşam.
Ne tuhaf,
İren deselerdi, İren
öldüğün zaman
deselerdi,
İstanbul'lu bir kadın
hemde hiç tanımadığın,
ağlayacak arkandan, deselerdi
şaşardı.
Kocası geldi aklıma,
bir mektup yazsam,
başsağlığı dilesem
diye düşündüm.
Adresini bilmiyorum ama
Paris, Frederik Jolio Küri desem
gidermiydi?
Birde Fransız yazarı öldü.
Gazetede okudum.
Adını bile duymamışsındır.
Çok ihtiyardı zaten,
üstelikte egoist,
sinik,
cenabet herifin biri.
Herşeyle alay etmiş ömrü boyunca.
Hiçbir şeyi, hiç kimseyi sevmemiş,
bir köpeklerle kedileri,
ama yalnız kendininkileri.
Mülakat vermiş ölmeden bir kaç gün önce.
Ölümü alaya alıyor aklınca.
Ama belli dehşetlide korkuyor.
Resmide var.
büyükannemizi erkek yap,
tepesine bir takke koy,
işte herif.
Korkunç bir yalnızlık içinde
sıska bir ihtiyar.
O'nada acıdım
Belki büyükannemize benzediğinden,
belkide yalnızlığına.
Acıdım.
Aynı acıma değil elbet.
Acıyorsun İren Küri'ye,
çocuklarını düşünüyorsun, kocasını,
ama daha çok dünyaya acıyorsun,
büyük bir insan öldü diye.
Sana bir müjdem var;
Okumayı öğreniyor tembel oğlun.
Epeyi söktü kerata;
Tut, koş, kitap, kalem, çanta....
Mükemmel değilmi?
Her harfi birşeye benzetiyor;
A bir evmiş,
B göbekli bir adam,
T bir keser.
Ödüm kopuyor tembel olacak diye.
Hep O'na iş yaptırmak istiyorum.
Kız olsaydı kolaydı.
Kadınların her yaşta
her iş gelir elinden.
Ama beş yaşında bir oğlan,
ne becerebilir?
Ah bir ısınsa havalar...
Isınacak.
Uzadıkça uzadı mektubum.
Kendine iyi bak,
bana hemen cevap ver.
Beni unutma.
Bana hemen cevap ver,
akıllıdır Münevver,
nasıl olsa ne yapıp eder,
falan filan diye kendini avutma.
Sensiz perişanım,
beni unutma.
Kendine iyi bak.
Gözlerinden öperim canım.
Güzel geceler.
Kendine iyi bak.
Bana hemen cevap ver,
dertlerimi aklında tutma,
unut.
Beni unutma...


Nazım Hikmet Ran


Günün Hikayesi :


Yalnızlık Nedir ?​


Geceler boyu yalnızlığı düşündün mü diye soranlara vereceğim yalnızlığı yaşadığımdır. Onun ne olduğunu ya da varlığını irdelemek yerine ben onunla bütünleşmişim. Yalnızlık edindiğim en büyük dosttur çevremde? Beni eleştirmeyen yargılamayan her aradığımda yanımda vuku bulan? Yaşananlar mıdır yalnızlığa iten yoksa bizlerin tercihi midir? Bilemiyorum? Büyük bir ihtimalle doğamızın içinde yalnızlık hakim?Yalnızlığın varlığını kabullenmeyenlere inat ben diyorum ki onsuz bir yaşam mümkün değil? Yalnız değilim dediğinizde bile aslında yalnızsınızdır. Yalnızlık bizim ikinci kimliğimizdir. Bilinç altımızda yaşayan benliğimizdir. Bizleri kendimizden daha iyi kim anlatabilir ki? O yüzden güvenilir bir dosttur? Yalnızlık hayattan elini ayağını çekmek yada bir pes ediş değildir. Sadece belirli dönemlerde insan doğasının kendi içinde yaptığı bir kurultaydır gözlerden uzak kapalı kapılar altında yapılan Yalnızlığı acizlik olarak görenlere cevabım yalnızlık en büyük erdemdir. Ona sarılabilmeyi başarabilmiş onunla bütünleşmiş ama onunla hayattan kopmamışsanız

Diyorum yalnızım dostlarım yalnız ve kendimleyim. Yüreğim sevgi geleceğim umutlu yarınlarım neşe taşıyor yalnızlık sevgisizlik de değildir. Sevmektir. Yalnızlık kendini sevmektir özünde ve ardında tüm canlıları sevebilmektir. Hayattan kopuş değil hayata sarılmaktır yalnızlık. Eleştiriler yapmaktır geçen zamana ve geleceğe sağlam basabilmektir. Yalnızlık bir liman değil kocaman bir okyanustur. Ben o okyanus içinde hayatı tanımlamayı seviyorum. Suskunluğun ardında kıyametler koparmaya aşığım derinden Yalnızım bu yüzden

~Havva Gülbeyaz~


Günün Resmi :

 
  • Beğen
Tepkiler: Mesut Aktaş ve Revengeful


Revengeful

Emekli Yönetici
Teşekkürler ! :good:
 
Mesut Aktaş

Mesut Aktaş

Co-Admin
Teşekkürler :oke:
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt