Günün Sözü/ Şiiri/ Hikayesi/ Resmi (23.09.2010)

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Love Prince

Love Prince

Üye
    Konu Sahibi
Günün Sözü/ Şiiri/ Hikayesi/ Resmi (23.09.2010)
Günün Sözü :

" Devekuşu yüke gelince 'kuşum', uçmaya gelince 'deveyim' der. "


~ Türk atasözü ~

Günün Şiiri :

Yaşayabilme İhtimali


Soğuk ve şehirlerarası
Otobüslerde vazgectim
Cocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda
Otlu peynir kokusuydu babam...

Ben seninle birgün veyselkarani'de haşlama
Yeme ihtimalini sevdim.

İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
(Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı
O zaman) özlemeye başladım herkesi..ve bu hasret
Öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye
Başladım sonra..

Bizim kemalettin tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı

Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan
Kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor
Oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu,
Pütürlü duvarlara ve türk dil kurumu'na inat bir
Türkçeyle...ağbilerimizden öğrendik, ş harfinden
Orak çekiç figürleri türetmeyi..

Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu
Haber bültenleri..
Oysa ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
(sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik
Dikenleri saymazsak..)
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..ve belli bir
Saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber
Bültenleri..oysa hiç kurşun yaram olmadı benim..
Ve hiçbir mahkeme tutanağında geçmedi adım..
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm
Sadece..

Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde ama sen
Yoktun..ben, senin beni sevebilme ihtimalini
Seviyordum, suni tenefüs saatlerinde.. okul servisi seni hep
Zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu..ben,
Senin benimle tunalı hilmi caddesine gelebilme ihtimalini
Seviyordum..

Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.
Yaz sıcağı toprağa çekiyordu tenimin çatlamaya hazır
Gevrekliğini..sonra otobüs oluyordum,
Kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü..
Ne yana baksam dağ ve denizsanıyordum Muş ovasının yalancı
Maviliğini...otobüs oluyordum bir süre..yanımızdan geçen
Kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının
Garantisinde..
Otobüs oluyordum...bir ülkeden bir iç ülkeye..çocukluğuma
Yaklaştıkça büyüyordum...
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın
Listesinin..
Korkuyordum..sonra iniyordum otobüsten..çarşıdan bizim
Eve giden, ömrümün en uzun, ömrümün en kısa, ömrümün
En çocuk, ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum..çünkü
Sonunda annem oluyordum babam kokuyordum sonunda...

Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim,
Çocuk olmaktan..
Ve beslenme çantamda
Otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün van'daki bir kahvaltı salonunda...
Ben seninle (sadece bilmek zorunda kalanların bildiği) bir
Yol
Üstü lokantasında...
Ben seninle, ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında
Bakan doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında...
Ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında
Olma
İhtimalini sevdim...

Ben senin,
Beni sevebilme ihtimalini sevdim!



Yılmaz Erdoğan

Günün Hikayesi :

Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.
Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!

İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının.
Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte.

Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli...
Ve kadın ağlar; hem de çok!

Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar.

Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü. Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri.

Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren!

Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler
yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür
yaraları. Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar.

Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı...

Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan...

İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar.

Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok
ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına
inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar.
Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların. Ee o zaman niye sarılsınlar ki!

Niye sarılalım ki!

Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.

Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.
O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü.


Aziz Nesin

Günün Resmi :

 
  • Beğen
Tepkiler: loss_pain


loss_pain

loss_pain

Üye
çok güzel hüseyin.. emeğine sağlık
 
Mesut Aktaş

Mesut Aktaş

Co-Admin
Eline Sağlık Abi :oke:
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer Konular

Cevap
0
Görüntüleme
708
Cevap
29
Görüntüleme
703
gonyalı
Cevap
5
Görüntüleme
986
DarkredBlue61
Cevap
0
Görüntüleme
509


Üst Alt