gangsta
Üye
Gerets Terimi hatırlatıyor
Gerets Terim’i hatırlatıyor
Doğru, dürüst, realist teknik direktörler, her zaman tercihimdir. Kendine güvenen, işine saygılı, ne yapmak istediğini bilen, kendine duyduğu saygı kadar, çevresine de sevgi ve saygı gösteren kişiliğe sahip olanların, uzmanlık alanlarında başarıya ulaşmaları diğerlerine göre daha kolay olmuştur. İşte Gerets de böyle bir kişiliğe sahip. Sert görünüşünün altında, beklenmeyecek kadar sıcak yürekli biri.
Neden bu tür karaktere sahip insanların savunmasını yapıyorum? Futbolda yalnızca teknik bilginin yeterli olmadığını, en kısa periyot olan 90 dakikalık zaman diliminde, haftanın geride kalan 6.5 gününde bir hocanın futbolcularıyla olan ilişkisinin bütününün yansıdığını çok iyi biliyorum. Eğer bu büyük zaman diliminde futbolcularınızı kendi hedeflerinize kazanamıyorsanız, 90 dakikanın tümünde bu başarısızlığınızın izlerini görüyorsunuz. İşte ben Gerets’i bunun için destekliyorum.
Yani, hafta boyunca oyuncuları ile ilişkilerindeki samimiyet, ağır idmanlara rağmen onları hoş tutması, bilgisinin yanında sevgisini de kullanarak onları kazanmaya motive etmesi ve en önemlisi de uzun maraton içinde takımının 11 kişi değil, 23 kişi olduğunu ve bu formayı hakedenin giyeceğini, bunun için de herkesin çok çalışması gerektiğini ve adaletli olacağını sürekli olarak hissettirdiği için, Gerets’i destekliyorum. Bakın, tüm olumsuzluklara rağmen ağlamıyor, tersine işini yapıyor. Gerets’de Fatih Terim’in 1996 yılında başlayıp ve büyük başarılarla yaşadığı o 4 yılın işaretlerini görüyorum.
Ligin 2 haftasını geride bıraktık. Ama kalite olarak geçen yıldan fark yok. Yine az koşan, çakılı oynayan, futbolcuların birbirleriyle iletişimsizliği devam ediyor. Buna rağmen, lokal başarıları süsleyen, taraftarları yanlış istatistiklerle büyük beklentilere ve yanılgılara uğratan medyamız da iş başında. Örnek mi: Fener’in yıldız diye getirilen yeni transferi Appiah.. İlk maçında 45 topla buluşma, 40 isabetli pas. Nereye mi isabet? Çevresindeki arkadaşlarına verip almış, o kadar. Peki gol var mı, yok. Bu filmin devamı haftaya...
Doğru, dürüst, realist teknik direktörler, her zaman tercihimdir. Kendine güvenen, işine saygılı, ne yapmak istediğini bilen, kendine duyduğu saygı kadar, çevresine de sevgi ve saygı gösteren kişiliğe sahip olanların, uzmanlık alanlarında başarıya ulaşmaları diğerlerine göre daha kolay olmuştur. İşte Gerets de böyle bir kişiliğe sahip. Sert görünüşünün altında, beklenmeyecek kadar sıcak yürekli biri.
Neden bu tür karaktere sahip insanların savunmasını yapıyorum? Futbolda yalnızca teknik bilginin yeterli olmadığını, en kısa periyot olan 90 dakikalık zaman diliminde, haftanın geride kalan 6.5 gününde bir hocanın futbolcularıyla olan ilişkisinin bütününün yansıdığını çok iyi biliyorum. Eğer bu büyük zaman diliminde futbolcularınızı kendi hedeflerinize kazanamıyorsanız, 90 dakikanın tümünde bu başarısızlığınızın izlerini görüyorsunuz. İşte ben Gerets’i bunun için destekliyorum.
Yani, hafta boyunca oyuncuları ile ilişkilerindeki samimiyet, ağır idmanlara rağmen onları hoş tutması, bilgisinin yanında sevgisini de kullanarak onları kazanmaya motive etmesi ve en önemlisi de uzun maraton içinde takımının 11 kişi değil, 23 kişi olduğunu ve bu formayı hakedenin giyeceğini, bunun için de herkesin çok çalışması gerektiğini ve adaletli olacağını sürekli olarak hissettirdiği için, Gerets’i destekliyorum. Bakın, tüm olumsuzluklara rağmen ağlamıyor, tersine işini yapıyor. Gerets’de Fatih Terim’in 1996 yılında başlayıp ve büyük başarılarla yaşadığı o 4 yılın işaretlerini görüyorum.
Ligin 2 haftasını geride bıraktık. Ama kalite olarak geçen yıldan fark yok. Yine az koşan, çakılı oynayan, futbolcuların birbirleriyle iletişimsizliği devam ediyor. Buna rağmen, lokal başarıları süsleyen, taraftarları yanlış istatistiklerle büyük beklentilere ve yanılgılara uğratan medyamız da iş başında. Örnek mi: Fener’in yıldız diye getirilen yeni transferi Appiah.. İlk maçında 45 topla buluşma, 40 isabetli pas. Nereye mi isabet? Çevresindeki arkadaşlarına verip almış, o kadar. Peki gol var mı, yok. Bu filmin devamı haftaya...
bence bunun ustunde durmalarıda gerek 
