Garip ve İlginç olaylar (Çoklu)

Sponsorlu Bağlantılar

Haluk.

Haluk.

Üye
    Konu Sahibi
Garip ve İlginç olaylar (Çoklu)

Başlamadan önce bir besmele çekelim en iyisi :) Hepinize Selamun Aleyküm. Okurken kendinizden geçebilirsiniz :) Baştan sona okumanızı tavsiye ederim. Çünkü en garip ve ilginçleri sonlara sakladım :) Bir teşekkür mesajı ve bir beğeni yeter.

O zaman hadi başlayalım.


Dünyanın en uğursuz futbolcusu

Arsenal' de top koşturan genç futbolcu Ramsey, bugünlerde dünyada günün adamı. Ramsey' in her gol atışının ardından, ünlü birilerinin ölmesi veya önemli felaketlerin yaşanması, futbolcunun lanetli olduğuna inanılmasına yol açtı. Hatta bu inanç öyle ileriye gitti ki, Ramsey' in futbolu bırakması için kampanya başlatıldı. İşte Ramsey gol attıktan sonra yaşanılanlardan bazıları : 1 mayıs 2011, Usame Bin Laden öldürüldü. 4 ekim 2011; Steve Jobs öldü. 19 ekim 2011; Kaddafi öldürüldü. 11 şubat 2012; Whitney Houston öldü. 27 şubat 2010; maçta ayağının kırıldığı gece Şili'de 8.8 büyüklüğünde deprem oldu.


1 yılda tüm dünyayı gezdiler

Kaliforniyalı 2 gezgin çift kariyerlerine ara verip kendilerini hayat boyu unutamayacakları bir maceranın kollarına attı.
Güncelleme:05 Şubat 2013 16:45
Amerikalı iki genç Gerard ve Kieu yaklaşık 10 yıl önce ortak bir arkadaşları sayesinde bir gece kulübünde tanıştı.
İkisinin de ortak bir hayali vardı, dünyayı gezmek..


Bir teknoloji mağazasında satış danışmanı olarak çalışan Gerard ve kozmetik mağazasında çalışan Kieu hayallerini gerçekleştirebilmek için kariyerlerine ara verme kararı aldı. 1 boyunca dışarıda neredeyse hiç yemek yemeden ve haftada 3-4 kez işe evden yemek götüren çift kişi başı 20 bin dolar biriktirdikten sonra Aralık 2011'de evlerinden ayrılıp yola çıktı.

Yeni Zelanda'dan Avustralya'ya, Hindistan'dan Tayland'da Peru'dan Macaristan'a dek tam 20 ülkeye giden ikili yaşadıklarını ölümsüzsüzleştirmeyi de unutmadı. Genç çift 312 günlük süren yolculuklarında 108,371 kilometre yol katetti. Gittikleri tüm ülkeleri, tattıkları yemekleri ve ziyaret ettikleri tarihi yerleri kişisel seyahat bloglarında paylaştı. Çiftin bin 266 video ve yaklaşık 11 saat süren kayıtlarından seçerek hazırladıkları 3 dakikalık video ise izlenme rekorları kırıyor.

Kısa sürede onbinlerce takipçi edinen çift, en büyük sürprizlerinden birini ise geçtiğimiz Kasım ayında yaptı.
Kieu, Prag'daki tarihi Charles Köprüsü'de kendisine evlenme teklifi eden Gerard'a evet diyerek resmen nişanlandı.

Seyahatlerini tamamladıktan sonra evlerine dönen çift 1 yılın tatlı yorgunluğunu atmaya çalışırken şimdi bir yandan da yarım bıraktıkları kariyerlerine devam edebilmek için iş arıyorlar.


Kedi kılı yiyor!


Amerika'da Detroit'te yaşayan Lisa isimli kadının duyanların çoğunun midesini kaldıran ilginç bir bağımlılığı var. 43 yaşındaki kadın durmaksızın kedi kılı yiyor.



15 yıldır bu bağımlılığa sahip olduğunu belirten kadın günde en az 3-4 kez kedi kılı yiyor. Sahip olduğu kedilerin 'bir anne kedinin yapacağı gibi' yalayan Lisa, patilerine ve 'arka' taraflarına dokunmadığının altını çiziyor. 'Kedi kılı çiğnemek beni rahatlatıyor diye konuşan ilginç kadın 'aynı sakız çiğnemek gibi' diye de ekliyor...



Bir canlının daha nesli tükendi. 'Yanlız George'







Galapagos dev su kaplumbağalarının son temsilcisi "Yalnız George" öldü.



Galapagos adası doğal parkı yetkilisi, 100 yaşın üstündeki "Yalnız George"un cansız bedeninin dün bakıcısı tarafından bulunduğunu söyledi.
Çobanlar tarafından 1972 yılında Pinta adasında bulunan erkek kaplumbağa, Geochelone nigra abingdoni alt türünün bilinen son örneğiydi.
Milliyet'in haberine göre yetkililerin, Yalnız Geroge’u başka dev su kaplumbağaları ile çiftleştirme çabaları sonuç vermemişti.
Leşi, yem tasının önünde bulunan kaplumbağaya ölüm nedenini belirlemek için otopsi yapılacağı bildirildi.



Acun Ilıcalının gerçek yüzü!






Gömülürken dirildi


Çin'de 101 yaşındaki Peng Şiuhua, filmlerde bile zor görülecek bir olayın kahramanı. Guangdong eyaletine bağlı Lianjiang kentinde yaşayan Peng'in iki kızı annelerini yatağında kıpırdamaz halde buldu. Kalbi atmıyordu...

Bunun üzerine kızları yakınlarına annelerinin öldüğünü söyleyerek ertesi gün, yani 19 Ocak'ta cenaze töreni düzenledi. Yaşlı kadın, yakınları tarafından mezara yerleştirildi. Ancak tam üzerine toprak atılırken birden uyanarak konukları şaşkınlık içinde bıraktı.



Başsız doğan kuzu


Hayvancılık yapan Naim Çiftçioğlu'na ait mandırada, başsız doğan kuzu görenleri şoke etti.



KKTC'de Naim Çiftçioğlu'nun ağılındaki bir koyun, önceki gece, görenleri hayretler içerisinde bırakan bir yavru dünyaya getirdi. Başsız olarak doğan ancak kulakları olan kuzu, doğumdan birkaç dakika sonra öldü. Kuzuyu eline aldığında hayretler içerisinde kalan Çiftçioğlu, kuzunun kafa bölümünün olmadığını gördü.

Sadece kulakları olan kuzunun, ne gözleri, ne çenesi, ne de ağzı vardı. Doğum esnasında gördükleri karşısında şaşkına dönen Çiftçioğlu, Cihan Haber Ajansı (Cihan)'a yaşadıklarını şu şekilde anlattı: "Doğum esnasında hayvanın ters geldiğini sandık. Öncelikle kuzunun başını aradık. Hayvanı anne karnından çektik. Kuzunun göbeği koptuktan sonra bir süre yaşadı. Sonrasında da öldü." dedi.
Medyaları görüntülemek için kayıt olmalısınız


Doğum günlerinde ölüyorlar.


İnsanların doğum gününde hayatını kaybetme riskinin daha yüksek olduğu açıklandı.

Zürih üniversitesi bilim adamlarının yaptığı araştırmaya göre, doğum gününde ölüm riski diğer günlere oranla yüzde 14 daha fazla.

HEYECAN VE STRES

1969 ile 2008 yılları arasındaki 2 milyon ölüm vakasını inceleyen bilim adamları, özellikle yaşlılarda doğum günü nedeniyle oluşan heyecan ve stresin, kalp krizi, inme, intihar veya kaza sonucu ölüm riskini artırdığını gördü.

İnsanların kalp krizinden hayatını kaybetme ihtimali doğum günlerinde yüzde 18,6 yükselirken, kadınlarda inme sonucu ölüm riski yüzde 21,5 daha fazla oluyor. Erkeklerde düşme başta olmak üzere kaza sonucu ölüm riski doğum gününde yüzde 29 artarken, bunun nedeninin genellikle artan alkol tüketimi olduğu belirtildi.
Bilim adamları, özellikle yaşlılar için doğum gününün yoğun stres anlamına geldiğini kaydetti.



Fahişelik okulu açıldı.


Rusya'da sorumsuz ve alkolik kocalarını kendilerine bağlamak isteyen kadınlar, 'fahişelik okulları'nda, eşleri ellerinde tutmanın yollarını öğreniyor. 'Fahişelik bilimi' uzmanı, haftada 2 gece kadınlara eşlerini cezbetmenin yollarını anlatıyor.Telegraph gazetesinin haberine göre 'fahişelik bilimi' uzmanı Vladimir Rakovsky, Moskova'daki Dubrovka Tiyatrosu'nda haftada iki gece kadınlara eşlerini cezbetmenin yollarını anlatıyor. Kursta kadınlara, en seksi bölgelerini nasıl ön plana çıkaracakları ve nasıl iyi bir striptizci olacakları öğretiliyor.

BAŞARININ SIRRI

Rusya'da 'fahişe' kelimesinin batılı ülkelerdeki gibi kötü bir anlam taşımadığını vurgulayan Rakovsky, fahişelik biliminin erkeklerin dünyasında kadınların nasıl başarılı olacağının teorisi olduğunu belirtti. Feministlerin lezbiyenlerle eşdeğer görüldüğü Rusya'da cinsel ayrımcılığın yaygın olduğunu hatırlatan Rakovsky, öğrencilerine bir bebek gibi aciz görünmeyi öğreterek, erkeklerin onları korumaları altına almalarını sağladıklarını belirtti


100 yaşında, 100 torunu var ama kimliği yok


Babası Çanakalle'de şehit düşen 7 çocuk, 43 torun ve 53 de torununun torunu olan 100 yaşındaki Adana'lı Fatma Turp, tam 1 asırdır nüfus cüzdansız yaşıyor.



5.Kuşak Torununu gören bir ninemiz.

Adana'da 100 yaşına basan Fatma Turp, 1913 yılında Kayserili Bulgurcu Ahmet'in 9 çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. O yıllarda Osmanlı İmparatorluğu sürekli savaşta olduğu için Bulgurcu Ahmet, Çanakkale Cephesi'ne gönüllü olarak gitti. Düşmanın bozguna uğratıldığı savaşta Bulgurcu Ahmet de şehit oldu. Babasını savaşta kaybeden kimliksiz Fatma, Hacı Salih Turp ile evlendi. Ancak evliliğine rağmen yine nüfus cüzdanı alamadı ancak 7 çocuğunun nüfus cüzdanında anne bölümüne adı yazıldı.

1995 yılında eşi Hacı Salih Turp'u kaybeden Fatma Turp, Adana'da yaşayan oğlu Hakkı Turp'un yanına geldi. Oğul Turp, annesine nüfus cüzdanı çıkarmak için nüfus müdürlüğüne başvurdu ancak hiçbir yerde kaydına rastlanmadığı için nüfus cüzdanı çıkartılamadı.

"100 YAŞINDAN FAZLAYIM AMA YAŞIMI BİLMİYORUM"

İşitme güçlüğü yaşayan Fatma Nine, yaşını bilmediğini ancak 100 yaşından fazla olduğunu torun ve torunun çocuklarının sayısını da hatırlamadığını belirterek, "Herkesin nüfus cüzdanı var benim yok. Benim nüfus cüzdanım hiç olmadı" dedi.

"ANNEM BEYNELMİLEL OLACAKMIŞ"

Oğlu Hakkı Turp ise defalarca annesine nüfus cüzdanı çıkarma için başvurduğunu ancak bir türlü sonuç alamadığını anlatarak, "Anneme dedem Çanakkale Savaşı'nda öldüğü için kimlik çıkartılmamış. Daha sonra babamla evlenmiş o da kimlik çıkartmamış. Kadının 7 oğlu, 43 torunu, 108 torununun çocuğu, 53 torununun torunu olmasına rağmen kimliği yok. Nüfusa gidiyorum senin annen yaşamıyor böyle biri yok diyorlar. Ama benim annem evde oturuyor. Şimdi benim annem hem yaşıyor hem yaşamıyor" diye konuştu.

Turp, nüfusa son başvurularında annesine kimlik çıkartılması için mülteci konumuna sokulması gerektiğini beynelmilel olarak belirtip bir süre böyle kaldıktan sonra kimlik çıkartılabileceğini söylediklerini kaydetti.

Turp, annesinin çok sağlıklı olduğunu, bu zamana kadar köyde doğal beslendiği için hiç hastalanmadığını ifade etti.

Nüfus Müdürlüğü yetkilileri ise Fatma Turp'a bu zamana kadar hiç kimlik verilmediği için kayıtlarda olmadığını bu nedenle kimlik verilemeyeceğini bildirdi.
 


Haluk.

Haluk.

Üye
    Konu Sahibi
7 yılda 52 yıl yaşlandı.


Çinli 28 yaşındaki bir Wu adlı kadın 21 yaşında bir bebek dünyaya getirmesinin ardından yaşadığı rahatsızlık sonucu geçen 7 yıllık süre içerinde görüntü olarak 80 yaşındaki yaşlı bir kadına dönüştü.

Huffington Post'un haberine göre, [Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.li Wu adlı 21 yaşında yaptığı evliliğin ardından bir çocuk dünyaya getirdi.Bunun ardından genç kadın soğuk algınlığı belirtilerinin gösterdiği bir rahatsızlık yaşadı. Bugünden sonra genç kadının cildinde kırışıklıklar oluşmaya başladı. Günden güne bedenen çöken, cildinde belirtileri gözlenen kadın çok sayıda doktora gitti, ancak herhangi bir sonuç alınamadı. doktorların hastalığına teşhis koyamadığı Wu, moral olarak da çöküş yaşadı. Aynaya bakmaya, dışarı çıkmaya korkan Wu’nun sosyal ilişkileri zedelendi.
Güzel kıyafetler giymeye büyük önem veren, yirmili yaşlarda bakımlı bir kadın olan Wu, yaşadıkları karşısında zaman zaman intihar etmeyi bile düşündüğünü söyleyerek gözyaşı döktü. Bir büyükanne gibi göründüğünü ifade eden, insanların yüzüne bakamadığını belirten Wu, hala eski haline dönmek, normal bir insan gibi hayatı yaşamak adına içinde bir umut olduğunu söyledi.
Tıp uzmanları ise Wu’nun yaşadığı rahatsızlığın genetik bir hastalık olabileceğini belirtip plastik cerrahi tedavisinin tek seçenek olduğunu ifade etti. Bunun üzerine soluğu ameliyathanede alan Wu, plastik cerrahların müdahalesiyle 40 yaş gençleşti.


Ağlarsa ölecek

Suya alerjisi olan Katie Dell, kendi gözyaşlarından ölmekten endişe ediyor.

Dünyada 35 kişide görülen su alerjisi teşhisi koyulan Dell’e, dans eğitmenliğini bırakmak zorunda olduğunu, çünkü terleyince vücudunda acı veren kurdeşenler çıktığını ifade ediyor.

16 yıldır ağlayamayan Dell durumunun gittikçe kötüye gittiğini belirterek, “Bazen evde kendimi esir gibi hissediyorum. Yatağa yatıp ağlamak istiyorum ama tabii ki yapamıyorum. Bu hastalıktan ölebileceğimi de düşünüyorum ama doktorlar bir çare bulana kadar, bu hastalıkla yaşamak zorundayım” diye konuştu.

16 yaşında bademciklerini aldırdıktan sonra su alerjisi başlayan Dell’in doktorları, verilen ilaçların vücudundaki histamin seviyesini değiştirmiş olabileceğini söylüyor.

Dell’in 32 yaşındaki kocası Andy eşinin her zaman yanında olabilmek için işini bıraktığını belirtirken,*
Dell ise, “İnsanlar durumumu anlamıyor, onlara duş alamadığımı söylediğimde bana gülerek bakıyorlar. Durumum kötüleşiyor ama 10 -15 yıl sonra ne olacağımı düşünmek bile istemiyorum. Andy çok iyi biri, herşeyi yapıyor. 2 dakika içerisinde duşa girip çıkmak zorundayım, Andy de benim için saçlarımı yıkamak zorunda. Her ihtiyacım olduğunda yanımda” diye konuşuyor.

Şimdi nakil hastalarının kullandığı ilaçlardan kullandığını ifade eden Dell daha sonra da kanser tedavisinde kullanılan ilaçlardan kullanmak istiyor.


1 yaşında bebek hamile!


Tıp literatüründe ender rastlanan bir olay Suudi Arabistan'da gerçekleşti. Doktorlar, 1 yaşındaki bir kız bebeğin hamile olduğunu açıkladı. Doktorlara göre hamilelik döneminde iki embriyo birden anne rahmine düşerken, embriyolardan biri diğer bebeğin rahmine yerleşerek gelişmeye başladı.

KARNINDA CANLI TESPİT EDİLDİ

Olayın basına yansıması üzerine uzmanların bebeğin karnındaki canlıyı ne yapacakları konusunda bir karara varmaya çalıştıkları belirtiliyor.

Uzmanlara göre bu tür olaylar 500 binde bir ihtimal olarak görülüyor ve genel olarak da cenin içinde gelişen bu ceninler pek çok organları gelişmediği için ölüyor

Daha önce de Hindistan'da benzer iki olay yaşanmıştı. 2002 yılında 6 aylık bir bebeğin vücudunda 1 kiloluk ölü bir cenine rastlanmıştı. 2006 yılında da karın şişliği şikayetiyle doktorlara giden Hindistan'ın Nagpur kentinde yaşayan bir çiftçi büyük bir sürprizle karşılaşmıştı.

Doktorlar hastanın karnında çok büyük bir ura rastlamış, daha sonra bunun bir insan embriyosunun büyümüş hali olduğunu fark etmişlerdi. Saçları, eklemleri, çenesi olan nesne hastanın karnında çıkarılınca bacakları ve uzun tırnakları olduğu da görülmüştü.



Teyzesini tilki sanıp öldürdü

Muğla'da , kümesine tilki girdiğini düşünen şahıs, tüfeğiyle açtığı ateş sonrası teyzesini öldürdü.

Muğla'nın Milas İlçesi'nde, gece tuvalet ihtiyacını gidermek için uyanan H.A. (49) kümesteki hareketliliği fark etti. Kümese tilki girdiğini düşünen H.A. pompalı tüfekle ateş açtı. Ateş sonucunda 60 yaşındaki teyzesi Zülfe Akkaya'yı öldüren H.A. tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Edinilen bilgiye göre, Selimiye beldesi Çukur köyünde aynı avluda bulunan iki ayrı evde yaşayan H.A (49) ve teyzesi Zülfe Akkaya (60) gece kümesten gelen seslerle uyandı. Birbirinden habersiz kümese yönelen taraflardan Akaya, tilkilerden korumak amacı ile kapıları kapattığı sırada yeğeni H.A. tarafından tüfekle vuruldu. Tilki sandığı teyzesini kümesin önünde vuran H.A., durumun farkına varınca jandarmaya haber verdi. Olay yerine gelen jandarma ve 112 sağlık ekipleri Akkaya'nın hayatını kaybettiğini belirledi.


Olay sonrası Zülfe Akkaya'nın cansız bedeni otopsi için Muğla Yerkesik Adli Tıp Kurumu'na gönderilirken, yeğen H.A. çıkarıldığı Mahkemece tutuklanarak Milas Cezaevi'ne gönderildi
 
Yönetici tarafından düzenlendi:
Haluk.

Haluk.

Üye
    Konu Sahibi
Kayseri'de tavuktan 250 gramlık yumurta


Kayseri’de bir çiftlikte, haftada bir 150 gramın üzerinde yumurta yumurtlayan tavuk, kendi rekorunu kırarak 205 gram yumurta yumurtladı.





Kayseri Yumurta Üreticileri Birliği Başkanı İbrahim Afyon, birlik üyesi Mustafa Yalınoğlu’nun çiftliğinde bir tavuğun 205 gram ağırlığında yumurta yumurtladığını söyledi.

Bu ağırlıkta dünyanın en büyük tavuk yumurtasının Kayseri’de üretildiğini belirten Afyon, yumurtanın Guinness Rekorlar Kitabı’na girmesi için başvuruda bulunacaklarını duyurdu.

Afyon, dünyanın en büyük yumurtasının Belarus’da 168 gram olarak tescillendiğini ve Güney Kore’de de bir çiftçinin 180 gram ağırlığında yumurta ürettiğini ifade ederek, şunları anlattı: "Üyemizin çiftliğindeki bir tavuktan 150 ile 205 gram arasında değişen ağırlıklarda yumurta alınıyor. Haftada bir yumurtlayan bu tavuk en son 205 gram ağırlığında normalin 4 katı büyüklüğünde tek yumurta yumurtladı. Bunun fotoğrafını ve görüntüsünü aldık. Ancak, yumurtanın ağırlığı gün geçtikçe 201,6 grama kadar düştü. Şu an yumurtanın büyüklüğünün tescillenmesi için çalışıyoruz.

Ankara’da yapacağımız dünyanın en ağır omleti ile birlikte dünyanın en büyük yumurtası unvanını da Kayseri’ye kazandıracağız." Mustafa Yalınoğlu da çiftlikteki tavuk sayısının az olması nedeniyle daha iyi bakım yaptıklarını belirtti.

Yalın, bu bakım sayesinde bir tavuktan 205 gram ağırlığında yumurta aldıklarını ifade ederek, tavuğun haftada bir 150 gramın üzerinde yumurta yumurtladığını sözlerine ekledi.


Organları kesesinde!




Anne karnındaki gelişim sürecinde yaşanan problem nedeniyle bu şekilde dünyaya gelen Nur bebeğin organları, vücuduna oranla büyük olduğu için ancak 2 yaşında yerlerine nakledilebilecek.

1,5 yıl önce evlenen fabrika işçisi Durdu ve eşi Ayşe Keklik çiftinin 20 gün önce bir kız çocukları dünyaya geldi. ‘Nur topu’ gibi bir çocuk bekledikleri için kızlarına "Nur" ismini veren çift, kızlarının karaciğeri, karnı ve bağırsaklarının vücudundan ayrı olarak bir kese içerisinde dünyaya geldiğini görünce büyük üzüntü yaşadı. Ailenin tesellisi, bu ciddi sağlık sorununa karşın Nur bebeğin hayata tutunması oldu. Dünyaya geldiği Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde bir süre tedavi gören Nur bebek, daha sonra Vatan Hastanesi’ne sevk edildi.
Burada Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Turan Derme ve ekibi tarafından tedavi altına alınan Nur bebek, büyük uğraşların ardından normale döndü. Dr. Derme, hastanenin yeni doğan ünitesinde tedavisi devam eden Nur bebeğe gerekli tüm müdahalelerin yapıldığını belirterek, bundan sonraki süreçte de gelişiminin takip edileceğini söyledi. Nur bebeğin hastaneye geldiğinde beslenemediğini ifade eden Derme, şöyle konuştu:

“Bu bebeğimiz 2 bin 300 gram ağırlığında olarak dünyaya geldi. Maalesef bebekte anne karnındaki gelişim aşamasında bir anormallik olduğu için iç organları, bağırsakları, karaciğeri yaklaşık 20 santimetre çapındaki bir kese içerisinde dünyaya geldi. Bize geldiği zaman önce beslenemiyordu, genel durumu iyi değildi ama şu anda genel durumu düzeldi, şimdi ağızdan beslenebiliyor. Fakat karın çevresi ve karnı küçük olduğu için ameliyat yapılamıyor. Yani 2 yaşına kadar da bu şekilde yaşaması gerekecek ama çok dikkat edilmesi gerekiyor. Enfeksiyon geçirebilir. Enfeksiyon geçirdiği zaman sıkıntı olabilir. O kesenin zedelenmemesi, yırtılmaması gerekiyor. O şekilde hayati tehlikesi olabilir yoksa şu anda yok.”

Dr. Derme, çocuğun akraba evliliği olmamasına rağmen bu şekilde dünyaya geldiğini anımsatarak, “Çok nadir görülen bir anormallik. Genellikle bu şekilde doğan çocuklar, doğumdan kısa süre sonra ölebiliyor ama bu bebek yaptığımız yoğun tedavilerle hayatını devam ettiriyor” diye konuştu.

Nur bebeğin ameliyat edilebilmesi için Türkiye’deki çok sayıda üniversiteyle görüştüklerini kaydeden Derme, “Şu ana kadar üniversitelerdeki çeşitli hocalarla konuştuk, fotoğraflarını yolladık. Şu anda ameliyat imkanı olmadığını söylediler ama daha büyük merkezlerde daha değişik şekillerde ameliyatlar yapılabilir. Son dönemde Türkiye’de dünya çapında ameliyatlar yapılabiliyor. Plastik cerrahi ameliyatları gibi. Mesela el ve kol nakli yapılabiliyor. Bu hasta için de o tarz bir ameliyat gündeme gelebilir. Şu ana kadar görüştüğümüz hocalar, karnın küçük olmasından dolayı organların yerine koyulamayacağını söylüyor. Karın boşluğu gelişmemiş, küçük kalmış. Bu nedenle 2 yaşının dolması bekleniyor” ifadelerini kullandı.

EVDE BAKIM İÇİN ANNEYE EĞİTİM

Dr. Derme, çocuğa evde bakım yapılabilmesi için destek olunması gerektiğini kaydetti. Bunun için anne ve babaya eğitim verildiğini aktaran Derme, sözlerini şöyle tamamladı:

“Evde bakım için aileye destek olunması lazım. Biz aileye eğitim veriyoruz, annesini alıştırmaya çalışıyoruz. Anne de çekiniyor çünkü başına bir şey gelmesinden endişe ediyor. Yavaş yavaş alıştırıyoruz, kucağına aldırıyoruz, beslemesini öğretiyoruz. Evde tabii iyi bir ortam gerekiyor. Enfeksiyon kapmaması gerekiyor, kazalara karşı dikkat edilmesi gerekiyor. İndirirken kaldırırken o keseye dikkat edilmesi gerekiyor. Nur bebeğin yeniden sağlığına kavuşmasını ümit ediyoruz.”

Bebeğin babası Durdu Keklik ise Nur’un bu şekilde doğması karşısında büyük üzüntü yaşadıklarını söyledi. Akraba evliliği yapmamalarına karşın böyle bir rahatsızlığın olmasına şaşırdığını dile getiren Keklik, şunları kaydetti:

“Bebeğimiz 20 gün önce dünyaya geldi. İlk çocuğum. Akraba evliliği değil. Üzüntü duyuyorum, acıdan başka bir şey hissedemiyorum. Böyle doğmasını istemezdim. Evde bakımı da zor olacak. Evde tek çalışan kişiyim. Çalışan tek kişi ben olduğum için zor olacak. Yine de Allah’tan ümit kesilmez.” Bebeğin hastanedeki tedavisinin ardından taburcu edilerek ailesine teslim edileceği öğrenildi.




4 yaşında çocukla cinsel ilişkiye girdi. Videosunu sosyal paylaşım sitelerinde paylaştı.!


ABD’nin Florida eyaletine bağlı Pensacola kentinde, 4 yaşındaki bir çocukla cinsel ilişkiye giren ve çektiği görüntüleri internette yayınlayan genç bir kadın, FBI tarafından tutuklanarak hapse kondu. Corine Danielle Motley adlı, 25 yaşındaki kadının Florida’da çektiği ve internette yayınladığı göüntüleri Danimarka polisi fark etti.

Reşit olmayan, 4 yaşında bir çocukla cinsel ilişkiye girmek ve içeriğinde reşit reşit olmayan çocuğa ilişkin görüntüler bulunan videoyu hem çekmek, hem de internet ortamında paylaşmaktan dolayı tutuklanan genç kadının ilişkiye girdiği çocukla ilgili bir bilgi verilmedi.

Görüntüler ABD’nin internet suçlarını inceleyen birimleri ya da FBI tarafından farkedilmedi. Danimarka polisi tarafından farkedilen ve ABD’ye bildirilen bilgi ve görüntüler sonucu tutuklanan Corine Danielle Motley, Escambia Bölge Cezaevi’nde kefaletsiz olarak hapse kondu.



Görünmez tank


İngiliz ordusu, tankları ve askerleri görünmez kılan gizli bir teknolojiyi büyük bir gizlilikle denedi. Sonuçlar başarılı bulundu.İngiliz Savunma Bakanlığı, geçen hafta yapılan
denemelerde, test edilmekte olan gizli teknolojiyle bir aracın tamamen görünmez hale getirildiğini belirtti.

The Sun gazetesinin haberine göre, testlere katılan bir asker, “Bu teknoloji inanılmaz. Orada olmasaydım inanmazdım. Etrafa baktığımda sadece çimenleri ve ağaçları gördüm, aslında bir tankın topunun namlusuna bakıyormuşum” dedi.

ÇIPLAK GÖZLE NE GÖRÜLÜYOR?
Son derece gizli deneylerin, Savunma Bakanlığının eski araştırma kolu QinetiQ’e bağlı bilim insanları ve ordu mühendisleri tarafından yürütüldüğü belirtilirken, görünmezlik teknolojisi, yansıtma özelliklerinin azamiye çıkarılması için silikonla kaplanan bir tanka, etrafındaki manzaradan alınan görüntülerin yayınlanması için özel adapte edilmiş kamera ve projektörlerle sağlanıyor. Sonuç olarak çıplak gözle sadece tankın arkasındaki görüntü görülebiliyor.

İngiliz Savunma Bakanlığının aynı ilkeyle çalışan bir askeri parkayı da denediği belirtilirken, görünmezlik fiziğinin önde gelen uzmanlarından Londra’daki Imperial College’dan Prof Sir John Pendry, bu teknolojinin 5 yıl içinde savaşlarda kullanılabileceğini söyleyerek, “Teori gerçekleştirildi. Şimdi zor olan bunu geliştirmek” diye konuştu.
 
  • Beğen
Tepkiler: kdryrdkl91
Haluk.

Haluk.

Üye
    Konu Sahibi
Pantolon giymeyi red ediyor!




Rusya'da yaşayan Vladimir Fomin Leonidovich, yıllardır pantolon giymeyi reddediyor.
44 yaşındaki Vladimir Fomin Leonidovich'i görenler şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Zira o normal yaşantısını kadın kıyafetleri giyerek sürdürüyor.

Rus gazetesi "Chronometer"a konuşan Leonidovich, İskoçlara, antik Roma ve Yunanlılara etek giyebildikleri için çok özendiğini bu yüzden etek ve kadın elbiseleri için çok mutlu olduğunu söyledi. Ancak bu kararı onu mutlu ediyor olsa da hayatı eskisine göre daha da zor..
Etek giydiği için birçok televizyon programına çağrılan, gazetelere haber olan, toplumun bazı kesimlerinin eleştirilerine hedef olan Rus adamın, çalıştığı üniversitenin matematik bölümündeki işine son verildi.
İlginç tercihi nedeniyle hiçbir yerde iş bulamayan Leonidovich artık evinin bahçesinde yetiştirdiği meyve ve sebzelerinde pazarda satarak geçimini sağlıyor. Leonidovich, pantolon giymenin hem kadınlar ve hem de erkekler üzerinde negatif etkisi olduğunu ve sağlığı olumsuz etkilediğini savunuyor.


Bitki olmayan tek çiçek


Doğanın sunduğu sayısız gizemli olaylardan bir tanesi de buz çiçekleri.

-12 dereceye dayanabilen Aptenia Cordifolia türünün aksine, doğada aynı ismi paylaşan ve tamamen buzdan oluşan çiçekler de var.

Işıltılı görünümü ve soğuğa dayanıklığıyla bilinen Aptenia Cordifolia, zarif bir çiçek. Ancak aynı adı paylaştığı ve tamamen buzdan oluşan çicekler, doğanın en ilginç ögelerinden biri.Gece bastırmadan veya sabahın ilk ışıklarında ağaçların üzerinde gözlemlenen bu çiçeklere, “buzdan sakallar” da deniyor. Sebebi, kıvrımlı yapılarıyla ağaçların üzerinde büyüyen beyaz saçlara benzemeleri.

Bu çiçeklerin (buzların) nasıl oluştuğuna gelirsek: io9 sitesinin verdiği bilgiye göre, buz çiçekler sıcaklığın donma noktasının altına düştüğü anlarda, uzun köklü bitkilerin veya ağaç kabuklarının üzerinde oluşmaya başlıyor. Kışa nazaran, bu çicekleri baharın başlarında veya sonbaharın sonlarında görme ihtimali daha yüksek.

NASIL OLUŞUYOR?

Uzun süre nasıl oluştukları hakkında soru işaretleri bulunan buz çiçekler, basit bir deneyle sırlarını ortaya koydu. Bitki köklerine ait kısımlar kesilerek, emebilecekleri kadar su çektikleri ortama kondu. Ardından, sıcaklık yavaş yavaş sıfırın altına indirildi ve buzdan kıvrımlar oluşmaya başladı.

Bitki köklerindeki su, kılcal hareketle çok küçük olan kılcal damarlardan çıkmaya çalışıyor. Kök içinde sıkışan su çok yavaş bir şekilde dışarı çıkıyor, bu esnada soğuyor. Daha fazla su çıkmaya çalıştıkça, uzayarak devam eden bir buz figürü beliriyor. Ortaya çıkan buz, iplik, kürk veya yaprak gibi birçok şekle bürünebiliyor.


5 Akçeye Müslüman Oldular (helal olsun)


Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya 5 akçelik bir kumaş sayesinde Müslüman oldu...

Olay şöyle:

Kendi halinde bir tüccar bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya’ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da Halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi iş yerine. Eleman iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan. Merak etti, sordu:

- Hangi kumaştan sattın?

-Şu kumaştan efendim.

-Metresini kaça verdin?

-On akçeye.

-Nasıl olur?” diye hayret etti,

-Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın? Bize hakkı geçmiş adamcağızın. Görsen tanır mısın onu?

Eleman gitti, müşteriyi buldu, getirdi. Dükkan sahibi müşteriyi karşısında görür görmez, helâllik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı. Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu.

-Ne demekti hakkını helâl et?

Olay kısa sürede dilden dile dolaştı. Çok geçmeden kralın kulağına kadar vardı. Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çağırdı. Kral sordu:

-Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne duyduk, ne de gördük. Bunun aslı nedir?

-Ben, dedi tüccar, bir Müslüman’ım. İslâm dini böyle emreder. Müşterinin bana hakkı geçmişti. Dolayısıyla kazancıma haram girmişti. Ben sadece bir yanlışı düzelttim.

Kral,

-İslâm nedir, Müslümanlık nedir? gibi peş peşe sorular sordu. Birer birer sorularını cevapladı. Kral ilk defa duyuyordu böyle bir dinin varlığını. Fazla zaman geçirmeden İslâm’ı kabul etti. Daha daha sonra kısa süre içinde de halk Müslüman oldu.

250 milyonluk nüfusa sahip olan bugünkü Endonezya’nın Müslümanlığı kabul etmesindeki sır sadece beş akçelik kumaştı.

Yapılan tek şey vardı sadece: İnandığı gibi yaşamak, sahip olduğu güzellikleri çevresiyle paylaşmaktı.

Efendimizin müjdesi herkese açık: “Doğru ve güvenilir tüccar, kıyamet gününde peygamberler, sıddıklar (doğrular) ve şehitlerle beraberdir.” Yani, asıl etkili olan söz dili değil, hal diliydi. Konuşmaktan çok yaşamaktı. Anlatmaktan ziyade davranış dilinin devreye girmesiydi.

Pantolon giymeyi reddediyor





Rusya'da yaşayan Vladimir Fomin Leonidovich, yıllardır pantolon giymeyi reddediyor.
44 yaşındaki Vladimir Fomin Leonidovich'i görenler şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Zira o normal yaşantısını kadın kıyafetleri giyerek sürdürüyor.

Rus gazetesi "Chronometer"a konuşan Leonidovich, İskoçlara, antik Roma ve Yunanlılara etek giyebildikleri için çok özendiğini bu yüzden etek ve kadın elbiseleri için çok mutlu olduğunu söyledi. Ancak bu kararı onu mutlu ediyor olsa da hayatı eskisine göre daha da zor..
Etek giydiği için birçok televizyon programına çağrılan, gazetelere haber olan, toplumun bazı kesimlerinin eleştirilerine hedef olan Rus adamın, çalıştığı üniversitenin matematik bölümündeki işine son verildi.
İlginç tercihi nedeniyle hiçbir yerde iş bulamayan Leonidovich artık evinin bahçesinde yetiştirdiği meyve ve sebzelerinde pazarda satarak geçimini sağlıyor. Leonidovich, pantolon giymenin hem kadınlar ve hem de erkekler üzerinde negatif etkisi olduğunu ve sağlığı olumsuz etkilediğini savunuyor.
 
KcygtYsn

KcygtYsn

Üye
Allahım neler var neler
 
Haluk.

Haluk.

Üye
    Konu Sahibi
5 akçeye müslüman oldular (helal olsun )


Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya 5 akçelik bir kumaş sayesinde Müslüman oldu...

Olay şöyle:

Kendi halinde bir tüccar bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya’ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da Halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi iş yerine. Eleman iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan. Merak etti, sordu:

- Hangi kumaştan sattın?

-Şu kumaştan efendim.

-Metresini kaça verdin?

-On akçeye.

-Nasıl olur?” diye hayret etti,

-Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın? Bize hakkı geçmiş adamcağızın. Görsen tanır mısın onu?

Eleman gitti, müşteriyi buldu, getirdi. Dükkan sahibi müşteriyi karşısında görür görmez, helâllik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı. Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu.

-Ne demekti hakkını helâl et?

Olay kısa sürede dilden dile dolaştı. Çok geçmeden kralın kulağına kadar vardı. Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çağırdı. Kral sordu:

-Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne duyduk, ne de gördük. Bunun aslı nedir?

-Ben, dedi tüccar, bir Müslüman’ım. İslâm dini böyle emreder. Müşterinin bana hakkı geçmişti. Dolayısıyla kazancıma haram girmişti. Ben sadece bir yanlışı düzelttim.

Kral,

-İslâm nedir, Müslümanlık nedir? gibi peş peşe sorular sordu. Birer birer sorularını cevapladı. Kral ilk defa duyuyordu böyle bir dinin varlığını. Fazla zaman geçirmeden İslâm’ı kabul etti. Daha daha sonra kısa süre içinde de halk Müslüman oldu.

250 milyonluk nüfusa sahip olan bugünkü Endonezya’nın Müslümanlığı kabul etmesindeki sır sadece beş akçelik kumaştı.

Yapılan tek şey vardı sadece: İnandığı gibi yaşamak, sahip olduğu güzellikleri çevresiyle paylaşmaktı.

Efendimizin müjdesi herkese açık: “Doğru ve güvenilir tüccar, kıyamet gününde peygamberler, sıddıklar (doğrular) ve şehitlerle beraberdir.” Yani, asıl etkili olan söz dili değil, hal diliydi. Konuşmaktan çok yaşamaktı. Anlatmaktan ziyade davranış dilinin devreye girmesiydi.



Kalbi dışarıda doğdu!



Daily Mail’de yer alan habere göre Audriana Cardenas son derece ender rastlanan bir tıbbi sorunla dünyaya geldi; ectopia cordis. Audriana’nın kalbi göğüs kafesinin dışında büyüyordu.
Küçük bebeğin kalbi doktorların müdahalesiyle göğüs kafesinin içine alındı.
8 milyonda bir rastlanan rahatsızlıkla dünyaya gelen Audriana, geçirdiği ameliyatın ardından hayatı boyunca tıbbi kontrollerden geçecek. Bu anomali ile doğan bebeklerin yüzde 90’ı yaşamını sürdüremiyor

 
  • Beğen
Tepkiler: ŞenolTÜRK
serif-23

serif-23

Üye
birbirinden farkli bilgiler sunmussun bizlere teşekkür ederim.
 
ŞenolTÜRK

ŞenolTÜRK

Üye
:tşk:
 
Murat Alper

Murat Alper

Moderator
:tşk:
 


Üst Alt