Birçok Atasözü ve Anlamları

Sponsorlu Bağlantılar

Haydar

Haydar

Emekli Yönetici
    Konu Sahibi
Birçok Atasözü ve Anlamları
Aba vakti yaba, yaba vakti aba; Bir işin vaktini iyi seçmeyen, kışın yaz işi, yazın kış işi yapan kimseler için kullanılır

Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz; Herkes kendine uygun işlerden hoşlanır

Abdal tekkede, hacı mekkede bulunur; Her insan kendine uygun bir yerde oturur

Abdalın karnı doyunca gözü papucundadır; Misafirliğe yalnız yemek için giden görgüsüz kimseler için söylenir

Abdalın yağı çok olursa gah borusuna çalar, gah gerisine; Görgüsüz kimsenin eline fazla mal veya para geçince, olur olmaz işlere sarf eder

Acele işe şeytan karışır; Acele yapılan işten hayır gelmez

Acemi katır kapı önünde yük indirir; İşi münasip şekilde yapmayanlarla alay etmek için söylenir

Acemi nalbant kürt eşeğinde dener kendini; Acemi tecrübesiz kimseler fakir fukarada tatbikat görürler

Acı acıyı bastırır, su sancıyı; Yeni felekatler eskilerinin acısını unutturur

Acı patlicanı kırağı çalmaz; Cefakeş kimselerin ufak tefek rahatsızlıklardan, sıkıntılardan mütessir olmadığını ifade eder

Acı söz insanı dininden, tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır; Onuru yaralanan insan şiddetli olarak karşı koyar

Acıkan doymam, susayan kanmam sanır; İhtiyaçları tatmin edilmeden önce insan onlar hakkında mübalağalı düşünür

Acıklı başta akıl olmaz; Müstarip insan makul bir şekilde düşünemez

Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur; Anneler ve babalar çocuklarının maddi ve manevi ihtiyaçları karşısında makul davranmazlarsa onların ahlakını bozarlar

Aç ile yatınca arada dilenci doğar; Evlenenlerin maddi şartları hesaba katmaları lazımdır

Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez; Aç da çocuk da akla göre hareketler etmez

Aç ayı oynamaz; İnsan ve hayvan, her şeyden önce karnını doyurmayı düşünür

Aç doymam tok acıkmam sanır; İnsan içinde bulunduğu halin değişmeyeceğini sanır

Aç tavuk kendini arpa ambarında sanır; İhtiyacı olanlar kendilerini o iğtiyaca cevap veren hayallere kaptırırlar

Aç gözünü açarlar gözünü; Dikkatli olmayan hayatta acı tecrübelerle karşılaşır

Aç köpek fırın deler; Aç insan ahlak ve kanun tanımaz

Aç kurt arslana saldırır; Açlar hiç bir şeyden korkmaz

Aç kurt yavrusunu yer; Açlık insanı en yakınlarına karşı bile vahşice davranmağa sevk eder Açlık, hiç bir şeye karşı saygılı değildir

Aç ne yemez, tok ne demez; İhtiyacı olan bir insan müşkülpesent değildir, tatmin edilmiş olan bir kimse hiç bir şeyi bağenmez

Aç ölmez gözü kararır, susuz ölmez benzi sararır; İnsan açlıkla susuzlukla hemen ölmez (zarurete bir müddet dayanır)

Aç insanın yanından kaç; Aç insan tehlikelidir

Açık ağız aç kalmaz; Bir şeyi ısrarla isteyenler onu elde ederler

Açık kaba it eder; Muhafaza edilmeyen şey kaybolur

Açık yaraya tuz ekilmez; Mustarip insanlara daha fazla acı vermemelidir

Açılan solar, ağlayan güler; Hayatta hiç bir şey aynı şekilde devam etmez

Açın gözü ekmek teknesinde olur; Aç insan yalnız karnını doyurmayı düşünür

Açın imanı olmaz; Aç insan yükset kıymetlere değer vermez

Açın karnında ekmek durmaz; İhtiyacı çok olan kimse elinde bir şey saklayamaz

Açlık ile tokluğun arası yarım yufka; Maddi ihtiyaçların giderilmesi sanıldığı kadar güç değildir İnsanın karnı az bir şeyle doyar

Ada bana adayım sana; Her şey karşılıklı olur

Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil; Ölümü düşünerek insanlara katlanmalıdır

Adam adamdan korkmaz, utanır; İnsanları ahlaklı davranmağa sevk eden korku değil küçük görülme duygusudur

Adam adamdır, olmasa da pulu, eşek eşektir olmasa da çulu; Maddi şeyler değer ölçüsü değildir Asıl olan şahsiyettir

Adam olana bir söz yeter; Anlayışlı ve havsiyetli olan bir kimseye bir kere söylemek

Adamakla mal tükenmez; Vaatte bulunmakla hiç bir kayıp söz konusu olmayacağı için insan vaat ederken korkusuzdur

Adamın kötüsü olmaz meğer züğürt ola; Servet ve para insan itibar kazandırır

Adamın yere bakanından suyun sessiz akanından kork; Korkak ve çekingen görünen insanlar işlerini gizli yürütürler

Ağaç ne kadar uzasa göğe ermez; Her insan, kendinden çok yüksek varlıklar olduğunu bilerek böbürlenmemelidir

Ağaç yaş iken eğilir; Çocuk küçük yaşta iken terbiye edilmelidi Alışkanlıklar küçük yaşta kazanılır

Ağaca balta vurmuşlar (neyleyim? sapı bendedir) demiş; İnsana en yakını bile kötülük edebilir

Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur; Anne ve baba her hareketlerinde çocuklara örnek olurlar

Ağacı kurt, insanı dert yer; Teselli için her şeyi kendine dert etme manasında kulanılır

Ağacın kurdu içinde olur; Hastalık sebepleri dışardan belli olmaz

Ağacın meyvesi olunca, başını aşağı sallar; Olgun insanlar mütevazı olur

Ağaçtan maşa, abdaldan paşa olmaz; Herşey (herkes) her işe kullanılmaz

Ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla; Ağa cömert, yiğit cesur olmalıdır

Ağanın gözü ata tımardır; Ağanın ilgilenmesi işleri işleri yoluna koyar

Ağanın gözü öküzü semiz eder; iyi kontrol işte başarı sağlar

Ağanın gözü yiğidin sözü; Ağa çevresinde bulunan insanların halini bilmeli, yiğit sözünde durmalıdır

Ağanın malı çıkar uşağın canı; Zenginler sıkıntılı durumdan paraları ve malları ile kurtulabilirler, fakirler ise canlarını feda etmekle

Ağası güçlü olanın, kulu suçlu olur; Kuvvetli kimselerin suçları maiyetindekilere yüklenir

Ağılda oğlak doğsa, ovada otu biter; Tanrı herkesin nasibini verir inancını ifade eder

Ağır kazan geç kaynar; Olgun adam geç hiddetlenir

Ağır ol batman gelesin; Kendilerine güven duygusu verecek şekilde hareket edenler itibarlı olurlar Hafif meşrep olmayanlara itibar edilir

Ağır ol da molla desinler; Ağır başlı davranan itibarlı olur

Ağır taş yerinden oynamaz; Ağırbaşlı olanlar kararlarını kolay kolay değiştirmezler

Ağır yongayı yel kaldırmaz; Kendine güvenenler dış tesirlere kolay kapılmazlar

Ağlama ölü için, ağla diri için; Ölen için ağlamak meyhudedir, asıl acıyı çekenler geride kalanlardır

Ağlamakla yar ele girmez; Aşk konusunda gözyaşının fazla tesiri yoktur

Ağlamayan çocuğa meme vermezler; Sesini çıkarmayanın işini görmezler

Ağlarsa anam ağlar, gayrısı yalan ağlar; Annemizin dışında, kimse bizim için gerçekten üzülmez

Ağlatan gülmez; Zulmedenin kendisi de rahat etmez, huzur içinde yaşayamaz

Ağrılardan göz ağrısı, her kişinin öz ağrısı; Herkesi en çok ilgilendiren kendi derdidir

Ağrısız baş mezarda olur; Dünyada dertsiz insan yoktur İnsan ölünce huzura kavuşur

Ağustosta gölge kovan, zemheride karnını ovar; Zamanında tebdir almayan sonra sıkıntı çeker

Ah alan onmaz; Kötülük edenin kendi de iflah olmaz

Ahladın (armudun) iyisini ayılar yer; Dünya nimetleri ekseriya layık olmayanlara kısmet olur

Ahmağa yüz, abdala söz vermeğe gelmez; Akılsız veya muvazenesiz kimselerle fazla samimi olmak, vaatte bulunmak insanın başına iş açar

Ahmak gelin yengeyi halayığı sanır; Akılsız insan kime iş buyuracağını bilmez

Ak akçe kara gün içindir; Sıkıntılı günler için para biriktirmelidir

Ak don kara don geçit başında belli olur; Bir şeyin iyisi kötüsü deneme ile (yerinde) belli olur

Ak gün ağartır, kara gün karartır; Neşeli günler insanı canlandırır, kederli günler çökertir

Ak koyunu gören içi dolu yağ sanır; Görünüş insanı aldatır

Ak koyunun kara kuzusu da olur; İyi insanın kötü işi de olur İyi kimsenin çocuğu kendine benzemeyebilir

Akacak kan damarda durmaz; Bazı felaketlerin önüne geçmek imkansızdır

Akar su pislik tutmaz; Hareket, kötü şeyleri de alır götürür

Akar suya inanma el oğluna dayanma; Başkalarına fazla güvenmemek lazımdır, dostlukları geçici olabilir

Akara kokara bakma çuvala girene bak; iyiye kötüye değil elde edilene önem ver

Akçe akıl öğretir, don yürüyüş; Zengin olan mevkiinin gerektirdiği muhitlere gire çıka yol yordam öğrenir Yeni elbise giyen de oturup kalkışına dikkat eder

Akçesi uzun olanın kendisi kıymetli olur; Parayı esirgemeyen hürmet kazanır

Akıl akıldan üstündür; Danışmağa önem vermek gerekir, birinin bilmediğini bir başkası bilebilir

Akıl için tarik birdir; Normal düşünenler için yapılacak şeyler, herhangi bir meselede alınacak tedbirler birdir

Akıl isen açma sırrın dostuna, çünkü dostun dostu vardır, o da söyler dostuna; Bir sırrı en yakınına bile açsan, artık gizli kalmaz

Akıl kişiye sermayedir; Muhim olan para değil akıldır Akıllı olan para kazanır

Akıl para ile satılmaz; Akıl doğuştandır, sonradan elde edilmez

Akıl yaşta değil baştadır; Kabiliyet ve bilgi yaşa bağlı değildir Genç bir insan yaşlı bir insandan daha akıllı olabilir

Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını beğenmiş (almış); Herkes kendi aklını (düşüncesini) beğenir

Akıllı düşman, akılsız dosttan yeğdir (hayırlıdır); Akıllı düşmanın ne yapacağı bellidir, ona göre tebdir alınır Akılsız dostun beklenmedik bir hareketi daha kötü netice verebilir

Akıllı düşününceye kadar deli oğlunu everir; İhtiyatlı kimse karar vermek için fazla düşünür, ilerisini gerisini düşünmeyen o arada aynı işi yapıp bitirir

Akılsız başın zahmetini (cezasını) ayak çeker; Düşünmeden yapılan bir işin neticesi insanı yorar (Daha ziyade unutkanlık için kullanılmaktadır)

Akılsız köpeği yol kocaltır; Düşüncesiz hareket eden boş yere kendini yorar

Akşam ise yat sabah ise git; Her işi zamanına uygun olarak yap! Zamanına göre hareket et

Akşam kavil, sabah savul; Sözünde durmayan için söylenir

Akşamın hayrından sabahın şerri yeğdir; Bir işe sabah başlanılmasının daha uygun olacağını belirtmek için kullanılır

Al elmaya taş atan çok olur; Gösterişli bir şeyin üstüne düşen çok olur Değerli kimseler çok tenkit edilir

Al giyen alınır; Gösterişli olan kendini satar

Al ile satan tutulur; Hile ile en kuvvetli bile yakalanır Hesaplanarak (planlı bir şekilde) en güç işler başarılır

Al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunsun; Bir işi umimi yerde konuşan o kalabalıktaki muhtemel suçludan korkmamalı

Al malın iyisin çekme kaygısın; İyi mal al rahat kullan

Ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz; Her zaman (her işten) beklenilen netice elde edilmez

Alacakla verecek ödenmez; Alacağa fazla güvenilmez Borçlu borcunu vermeyebilir

Alçak eşek binmeğe kolay, öksüz çocuk dövmeğe kolay; İnsanların küçüklere, acizlere gücü kolay yeter

Alçak yer yiğidi hor gösterir; Bulunduğu mevki kötü ise, bir insanın değerini yalnış gösterir, bir insanın değeri yerini bulunca belli olur

Alçak yerde tepecik kendini dağ sanır; Gerçek büyüklerin olmadığı yerde biraz sivrilenler kendini bir şey sanır

Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır; Her işte orta yol hayırlıdır Çok yüksekte olmanın da, çok aşağıda bulunmasının da ayrı ayrı mahzunları vardır

Alet işler el övünür; Çokluk, şeref, övünme, işi yapandan başkasına ait olur

Alışmış kudurmuştan beterdir; Kötü alışkanlıklarından çok zor vaz geçildiğini belirtmek için söylenir

Alim unutmuş, kelem unutmamış; Yazılmayan (yazı ile tesbit edilmeyen şeyler) unutulmağa mahkumdur

Allah balmumu yakana balmumu, yağmumu yakana yağmumu verir; Allah herkese iğtiyacına göre verir

Allah dağına göre kar verir; Allah herkese yeteneğine, vaziyetine göre sorumluluk yükler Allah her şeyi ölçülü yaratmıştır

Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz; Ömrün ne kadarsa o kadardır

Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar; Allah insanı bir şeyde mahrum ederse, daha iyi başka bir şeyle memnun eder

Allah kardeşi kardeş yaratmış kesesini ayrı yaratmış; En yakınların bile hesabı (bütçesi) ayrıdır

Allah verince kimin oğlu kimin demez; Allah kulları arasında asalet, mevki veya zenginlik gibi bakımlardan bir ayrım yapmaz

Allahın bildiği kuldan saklanmaz; Malum olan (vaki olan) bir şey gizli kalmaz

Alma mazlun ahını çıkar aheste aheste; Aciz kimselere eziyet etme, yavaş yavaş acısını çekersin

Almadan vermek allah'a mahsustur; Kullar arasında karşılık esastır Karşılıksız ihsanda bulunmak allah'a mahsustur

Alt değirmen güçlü akar; En aşağıdaki (sondaki) en güçlüdür



Altı olur, yedi olur, hep allah'ın dediği olur; Günler geçer, yine her işte Allah'ın dediği olur

Altın anahtar her kapıyı açar; Para ile helledilmeyecek hiç bir zorluk yoktur

Altın ateşte insan mihnette belli olur; Altının ateşe dayanması gibi insanın da karakteri ıstıraba dayanması ile belli olur

Altın eli bıçak kesmez; Kıymetli marifetli (kudretli) bir kimseye herkes kolay kolay dokunmaz

Altın eşik gümüş eşiğe muhtaçtır; Bir şey ne kadar kıymetli olursa olsun, yine daha az değerde başka şeylerle tamamlanır İnsan ne kadar mükemmel olursa olsun yine kendisinden aşağı seviyedekilere muhtaçtır

Altın leğenin kan kusana ne faydası var; Sıhhatinin derdinde olan bir kimseye kıymetli malların (lüks eşyanın) bir faydası olmaz

Altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz; Kıymetli ve sağlam şeyler (kimseler) dış tesirlerden, bulundukları kötü durumlardan müteessir olmaz, değerinden kaybetmezler

Altın yere düşmekle pul olmaz; Kıymetli bir şey layık olmadığı bir duruma düşmekle değerini kaybetmezler

Altının kıymetini sarraf bilir; Kıymetli bir şeyin değerini ancak ondan anlayan takdir eder

Aman diyene kılıç kalkmaz; Teslim olana (yardım dileyene) el kaldırılmaz, zarar verilmez

Ana gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz; İnsana en yakın (sevgili) anne, en güzel memleket de vatanıdır

Ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar; Anne ne kadar fedakar olsa kız, saadetini kocasında arar ve koca evini ana evine terci eder

Anadan olur daya, hamurdan olur maya; İlk yaşlarda çocuğa annenin bakması gerektiğini belirtmek için söylenir

Ananın bastığı yavru incinmez; Ananın şefkati o kadar çoktur ki yavrusuna asla zararı dokunmaz

Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al; Her şey meydana geldiği esas maddeye benzer, özelliklerini ana kaynaktan, yetiştiği yerden alır

Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az; Anlayışlı insana en küçük ima veya söz yeter

Araba devrilince yol gösteren çok olur; İş işten geçtikten sonra akıl veren çok olur, işin başında sonunu görüp tebdirini düşünen azdır

Arabanın ön tekerliği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer; Bir gurubun öncüleri hangi yolu tutarsa gerisi de oradan gider

Arayan mevlasını da bulur mevlasını da; İnsanın başına gelen iyilik ve kötülükler kendi kusuru veya marifetidir

Arı bal olacak çiçeği bilir; Usta olan, verimli olacak şeyi anlar

Arı kızdıranı sokar; Bir insanı kızdırırsak, ondan zarar gelir, kötülük yapınca iyilik beklenmez

Arık ata kuyruğu yüktür; Güçsüze kendi işleri bile ağır gelir

Arık etten yağlı tirit olmaz; İyi iş iyi malzemeden çıkar

Arık öküze bıçak çalınmaz; Zayıfa, acize el kaldırılmaz

Arife günü yalan söyliyenin bayram günü yüzü kara çıkar; Malum olan bir gelecek olay hakkında yanlış konuşan mahçup olur

Armudun önü, kirazın sonu; Armut ilk çıktığında güzeldir, kiraz sonradan tatlanır Bazı şeyler yeni iken, bazıları eskiyince değerlenir

Arpa eken buğday biçmez; Herkes ne kadar çalışıyor ve iş yapıyorsa ona göre netice alır

Arpa samanıyla, kömür dumanıyla; Her varlığın kendisini belli eden bir özelliği vardır

Arpa unundan kadayıf olmaz; Bir şeyi meydana getirirken ona gerekli olan malzemeyi kullanmalıdır

Arpacıya borç eden ahırını tez satar; Borçla zengin olmağa kalkan elindekinden de olur

Arsızın yüzüne tükürmüşler, (yağmur yağıyor) demiş; Yüzsüz hakareti anlamaz

Arslan postunda, gönül dostunda; Her şey kendi yerinde değer kazanır

Asil azmaz, bal kokmaz; Soyu belli olan bozulmaz, karakteri kuvvetli olan değişmez

Asil ile taş taşı, bedasıl ile yeme aşı; Asil insanla beraber bulunmak her şartta faydalıdır, kötü ve bayağı insandan, en iyi şartları getirse de kaçmak gerekir

Aslını saklıyan haramzadedir; Soyunu inkar eden insan değildir

Aş taşınca kepçeye baha olmaz; Zor bir durumda değersiz bir şey değerlidir

Aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur; Bir işin başarı sebebi her zaman onu yapan değildir

Aşıka bahdat sorulmaz; Aşık her güçlüğe zevkle dayanır

Aşını, eşini, işini bil; İnsan hayatında önemli olan üç şeye dikkati çekmek için söylenmiştir

Aşk ağlatır, dert söyletir; Aşk insanı dertli eder, dert de geveze

Aşk olmayınca meşk olmaz; Bir işi yapmak için ona sevgiyle bağlanmak gerekir

Aşure yemeğe giden kaşığını belinde taşır; Bir şeyi elde etmek isteyen, onun için zahmete katlanmalıdır (hazırlıklı) olmalıdır

At arıklıkla yiğit gariplikle; Atı yorgunluk ve zayıflık, insanı gurbet, yalnızlık pişirir

At at oluncaya kadar sahibi mat olur; Bir varlığı terbiye etmek güçtür, yetiştiricinin kendisinden fedakarlık etmesi gerekir

At binenin kılıç kuşananın; İş bilen başarı kazanır, eğliyetli kimse iş yapabilir

At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz; Birbirini tamamlayan şeyleri bir araya getirmek, her zaman mümkün değildir

At ile avrat yiğidin bahtına; At ile kadının iyisi önceden pek belli olmaz, ne çıkacağı talihine

At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır; Değerli bir at ölünce yeri boş kalır, yiğit ölünce arkasında bir hatıra bırakır

At sah***** göre kişner; İdare edilen, idare edene göre hareket eder

At yedi günde it yediği günde; At asildir, huyunu hemen belli etmez Köpeğin ne mal olduğu hemen anlaşılır

At yiğidin yoldaşıdır; İyi at binicisine yardımcı olur

Ata da soy gerek ite de; Soyun karakter üzerindeki tesirini belirtmek için söylenmiştir

Ata dostu oğula mirastır; Baba dostu evlada en büyük yardımcı ve koruyucudur

Ata eyer gerek eyere er gerek; Başarıda aletin ve insanın önemini belirtmek için söylenmiştir

Ata malı mal olmaz; Herkes kendi alın teriyle kazanmalıdır Baba malı insana kendi malı kadar zevk vermez

Atı atasıyle katırı anasıyla; Erkek çocuk babasının, kız çocuk anasının eseridir, onların özelliklerini taşır

Atılan ok geri dönmez; İnsan hareket edince, hareketinin neticelerini kendi kontrolunden çıkar (Bundan dolayı ilk adımı atarken ihtiyatlı olmalıdır)

Atım tepmez, itim kopmaz deme; hiç bir şeye ve hiç kimseye güvenmemeli, daima tedbirli olmalıdır

Atın bahtsızı arabaya düşer; Adi işler bahtsız insanlara düşer

Atın dorusu yiğidin delisi; Atlardan doru at, yiğitlerden gözü pek olan iyidir

Atın ürkeği yiğidin korkağı; Ürkek attan, korkak insandan fayda gelmez

Atına bakan ardına bakmaz; Atını iyi yetiştiren ona güvenebilir, iyi yetiştirilen varlık kendisini yetiştireni yolda bırakmaz

Attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek; Attan düşen yaralanır yatar, eşekten düşen genellikle ölür, onun için mezarını kazmağa kazma kürek lazım gelir


Ateş tüştüğü yeri yakar; Bir ıstırap bir acı ençok onunla alakalı olanı üzer

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz; Bir söz yayılmışsa, onun muhakkak bir aslı vardır

Av avlayanın, kemer bağlayanın; Mahareti olan başarıya ulaşır

Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz; Herkes tuzağa düşebilir, her insanın başına çeşitli işler gelebilir

Ava giden avlanır; Başkasına tuzak kuran o tuzağa kendi düşerr

Avcı ne kadar av bilse, ayı o kadar yol bilir; Avlanacak olanın da avlayan kadar aklı vardır, kurtulmanın yolunu bilir, yalnız kendi aklımıza güvenmemeliyiz

Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar; Bir ailenin saadeti de felaketi de kadının tutumuna bağlıdır

Ay görmüşün yıldıza minneti yoktur; Her şeyin en iyisini gören, daha kötüsüne iltifat etmez

Ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz; İnsan yaşadıkça her türlü zorluğa ve derde uğrar

Ayağını yorganına göre uzat; İnsan daima kendi gücüne, imkanları göre hareket etmelidir

Ayıpsız yar arayan yarsız kalır; Herkesin kusuru vardır, kusursuz insan arayan hiç bir zaman dost bulamaz

Ayyar tilki art ayağından tutulur; Kendisini kurnaz zanneden hilekarlar, ne kadar çabalasalar sonunda yakayı ele verirler

Az eli aşta gör, çok eli işte gör; yemekte az el, işte ise çok el müteberdir

Az olsun öz olsun; Sonu olmayan değersiz çalışmalar yerine, az fakat verimli, değerli işler yapmalıdır

Az tamah çok ziyan getirir; Hırslı insan daima zarara uğrar

Az veren candan, çok veren maldan; Geliri çok olmayanın yardımı içtendir Geliri çok olan için malın kıymeti yoktur Onun verdiği, içten yardım yapanınki kadar değerli değildir

Az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur; Az yiyen dinç ve rahattır, çok yiyen rahatsızlık hisseder

Aza demişler(nereye?) (çoğun yanına) demiş; Her şeyin azı birike birike çoğalır

Azan kurda kızan köpek; Kızmış hiddetlenmiş bir varlığı, ondan daha saldırgan olan sindirebilir

Azıcık aşım, kaygısız başım; Gözü yüksekte olmayan insan rahat yaşar
__________________


B - B

Başa gelen çekilir; Mecbur olunca her zorluğa katlanılır

Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur; Birinin beceriksizliğini belirtmek için kullanılır

Besledik büyüttük danayı, (şimdi) tanımaz oldu anayı; Nankörlü belirtmek maksadıyla kullanılır

Bir buldu iki ister, akça buldu çıkın ister; Hırslı insanlar, hiç bir zaman ellerindeki ile yetinmez, daima daha fazlasını ister

Bir tutam ot deveye hendek atlatır; Ufak bir para veya iyilik insana güç işler yaptırır

Boşa koydum dolmadı, doluya koydum almadı; İşin içinden çıkılmadığını, uygun bir çare bulunmadığını belirtmek için kullanılır
__________________



C,ç - C,Ç

Can boğazdan gelir; Yemeğin hayat bakımından önemini belirtmek için kullanılır

Can canın yoldaşıdır; İnsanlar tek başına yaşayamazlar, muhakkak bir kimseya muhtaçtırlar

Can cümleden aziz; İnsan ilk önce kendini düşünür

Can çıkmadan huy çıkmaz; İnsanları huylarından vaz geçirmek zordur

Cefayı çekmeyen aşık, safanın kadrini bilmez; İnsan her şeyi elde etmenin zorluluğunu bilirse, o şeyin kıymetini anlar

Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler; İnsanlar öğülerek zarara sokulabilir

Çıkmadık canda ümit var (dır); İnsan hayatta bir şeyden tamamıyla ümidini kesmemelidir

Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar; Kötü insanlara sataşırsan, o seviyeye inmiş olursun

Çivi çiviyi söker; Bir şeyi ancak kendi cinsinden olan bir şey düzelttebilir veya acı bir şeyi daha acı başka bir şey giderir

Çok bilen (söyleyen) çok yanılır; Bilgi, ihtisas alanı genişledikçe yanılma da o nispette artar

Çok naz aşık usandırır; Fazla naz bıktırır

Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma (parasız koyma, çok saklama) hırsız edersin; Fazla ceza vermek, mahrumiyete sokmak, zamanla tesirsiz olur, çocuğun ahlakı bozulur

Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir; Çok gezen, görgüsü sayesinde çok yaşayan ve duyandan daha çok bilgi sahibi olur

Çürük tahta çivi (mıh) tutmaz; Aslı bozuk olan şeyi ne kadar uğraşırsak düzeltemeyiz
__________________

D - D

Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz; Bir evde iki ailenin bir arada yaşaması güçtür

Dağ daha kavuşmaz, insan insana kavuşur; İnsanlar, birbirlerinden ne kadar uzakta olsalar, yaşadıkları müddetçe kavuşma ümitleri vardır

Dağ yürümezse abdal yürür; Dervişler alçak gönüllü olur, bir şeyi gurur meselesi yapmazlar

Dam üstünde saksağan, vur beline kazmaylan; Söylenen sözün manasızlığını, saçmalığını belirtmek için kullanılır

Damdan düşen, halden bilir; Başına bir felaket gelen, kendi durumuna düşenlerin halini anlar

Damlaya damlaya göl olur, (aka aka sel olur); Küçük şeyler birikince büyük şeyler meydana gelir

Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz; Her şeyi ancak kendisine en uygun malzemeden yapabilirsiniz

Davacısı kadı olanın yardımcısı allah olsun; Kudret sahiplerinin eline düşenler haklarını kolay kolay alamaz

Davetsiz gelen döşeksiz oturur; Bir yere çağrılmadan giden, her türlü muameleyi kabule hazır olmalıdır

Davul dengi dengine diye çalar; Herkes kendi ayarında olanlarla münasebet kurmalıdır

Davulu biz çaldık, parsayı el (başkası) topladı; İşi yapanla kazanç sağlayanın ayrı ayrı olduğunu belirtir

Davulun sesi uzaktan hoş gelir; Dıştan cazip gibi görünen bir şeyin içine girdikten sonra ne olduğunun anlaşılması

Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş; Bir kimsenin usul erkan bilmediğini anlatmak için kullanılır

Deliye hergün bayram; Hayatın ciddi tarafları üzerinde düşünmeyen, her şeyi eğlenceli tarafından alanlar için söylenir

Demir nemden çürür, insan gamdan; İnsanı yıkan sıkıntı ve üzüntüleridir

Demir tavında dövülür; Her işi vaktinde yapmalıdır

Denize düşen yılana sarılır; Güçlük içinde kalan, iyi kötü herkesten yardım umar

Derdini saklıyan (söylemeyen) derman bulamaz; Derdini açmayan başkalarının yardımını görmez Tek başın da çaresini bulamaz

Dervişin fikri ne ise zikri de odur; İnsanın zihni ne ile meşgulse, hep ondan bahseder

Deve boynuz ararken kulaktan olmuş; Hakkından fazlasına tamah edenler ellerindekini de kaybederler

Deveden büyük fil var; Her büyüğün daha büyüğü vardır Onun için yersiz gurura kapılmamalıdır

Devlet adama ayağı ile gelmez; Saadeti elde etmek içinaramak, çarelerini bulmak gerekir

Dilin cirmi küçük, cürmü büyük; İnsan dili ile birçok kusur işler

Dilin kemiği yok; Araştırma zahmetine katlanmadan konuşanlar için söylenir

Dinsizin hakkından imansız gelir; Bir kötüyü, daha olan bir başkası sindirir

Dişi köpek kuyruğunu sallamayınca, erkek köpek ardına düşmez; Kadın fırsat vermezse, erkek onun için kötü emeller beslemez

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar; Doğru sözden kimse hoşlanmaz

Dost acı söyler; Hakiki dost, yalandan yüze gülmez, dostunun kusurunu söyler, gerçeği belirtir

Dost dostun ayıbını yüzüne söyler; Dost, dostuna, düzeltmesi için kusurunu açıkça söyler

Düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya; İki kişi için yapılan düğünün dedikosunu başkaları yapar

Düğüne gider zurna beğenmez, hamama gider kurna beğenmez; Herşeyden şikayet edip bir şey beğenmeyenler için kullanılır

Dünya malı dünyada kalır; İnsan ölünce, her şeyi bu dünyada kalır, onun için mala bağlanmamalıdır

Dünyanın ucu uzundur; İnsan insana muğtaç olur

Düşmanın karınca olsa kendini merdane tut; Düşmen ne kadar zayıf görünse küçümsememelidir

Düşmez kalkmaz bir allah; Her insanın kötü ve iyi zamanı olur, kötü duruma düşmeyen yalnız Allah'tır
__________________


E - E

Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane; Ölüm zamanı gelen insanın, ölüm sebebi önemli değildir

Eceli yaklaşan köpek cami duvarına siyer; Aşırı hareket edenler, ölümlerini çabuklaştırırlar

Edebi edepsizden öğren; edepsizin hareketleri, edepli davranmanın yollarını kendiliğinde öğretir

Eğilen baş kesilmez; Yenilgiyi kabul edene kötü davranılmaz

Eğreti ata (el altına) binen tez iner; İnsanın kendine ait olmayan bir şeyden çabuk ayrılmak zorunda kaldığını anlatır

Eğri düzü beğenmez, bu da bizi beğenmez; Bir şeyi beğenmeyenlerin kendilerinde kusur olduğunu belirtmek için kullanılır

Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını; İyi tohum eken iyi ürün alır İyi işe başlayan iyi sonuç elde eder

Eken biçer, konan göçer; Her işin bir sonucu vardır Başlangıcı yapan sonucu görür

Ekmeden biçilmez; Emek vermeden netice alınmaz

El ağzına bakan karısını tez boşar; Başkasının sözü ile hareket edenin yuvası yıkılır

El el ile, değirmen yel ile; Bir el diğer bir elin (bir kimse başka bir kimsenin) yardımıyla iş yapabilir

El elden üstündür arşa çıkınca; Bir insan kendisinden üstün bir başkasının varlığını bilmeli ve alçak gönüllü olmalıdır

El (etek) öpmekle ağız (dudak) aşınmaz; Birisine aşırı saygı göstermenin, maddi bir zarar vermiyeceğini anlatır

El için ağlayan iki gözden olur, yer için dövünen dizden olur; Yabancılar için çırpınan, boş yere ziyana uğrar

El kazanı ile aş kaynamaz; Ödünç alınan malla işler yürümez

Elmayı soy da ye, armudu say da ye; Elmayı kabuğuyla yemek iyi değildir, armudu da çok yemek

El yarası onulur, dil yarası onulmaz; Havsiyet kırıcı söz ve hareketler asla unutulmaz

El yumruğunu yemiyen, kendi yumruğunu bozdoğan armudu sanır; Başkasından dayak yemeyen kendi attığı dayağın acını takdir edemez

Elçiye zeval olmaz; İki taraf arsında haberleşmeyi sağlayan kişi, getirdiği kötü heberden dolayı suçlu değildir

Elin ağzı torba değil ki çekip büzesin; İnsanların dedikodusuna mani olunmaz

Elle gelen düğün bayram; Ortak acılara ve zorluklara daha kolay katlanılır

Elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz; İki erkek kaedeşin eşleri birbirlerini çekemez

Ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma; Genç ve tecrübesiz insanların her gördüğü kıza aşık olup evlenmeğe kalkması, karanlıkta alınan bir kumaşın rengini ve desenini, kalitesini anlamadan almağa benzer İnsan aldanabilir

Erim er (yiğidim yiğit) olsun da yerim (durağım) çalı gibi olsun; Kuvvetli erkek, eşini her şartta mesut eder, korur

Erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını; İhtiyaçlarını elindeki imkanlara göre karşılamağa çalış

Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır; Her işe vaktinde başlayan daima kazançlı çıkar

Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez; Eski dost daima dostuna sadıktır Yeni dostların da her sözüne inanmamalıdır

Eskiye itibar olsaydı, bit pazarına nur yağardı; Her şeyin daima yenisi beğenilir ve aranılır

Esmere al bağla, karşısına geç ağla; İnsan kendisine yakışanı yapmalı

Eşek hoşaftan ne anlar (suyunu içer tanesini bırakır); Anlayışsız insanlar, değerli varlıklardan zevk almazlar, basit şeylerden hoşlanırlar

Et tırnaktan ayrılmaz; Ana evladından, kardeş kardeşten ayrılmaz

Ev alma, komşu al; Komşuluk münasebetinin önemini belirtmek için kullanılır

Evdeki hesap çarşıya (pazara) uymaz; Önceden yapılan planlar her zaman tam olarak uygulanamaz

Evi ev eden avrat (yurdu şen eden devlet); Ailede kadının yerini belirtmek için kullanılır

Evlenenle ev yapanın Allah yardımcısıdır; Ailenin değerini belirtmek için kullanılır

Evli evinde köylü köyünde gerek; Herkes kendi yerinde, yurdunda yaşamalıdır
__________________


F - F

Faydasız baş mezara yaraşır; Hiç kimseya faydası olmayan bir insanın bu dünyada yaşaması lüzusuzdur

Fazla ( artık) mal göz çıkarmaz; İnsanın ne kadar çok malı olursa onun için o kadar iyidir

Felek kimine kavun yedirir kimine kelek; İnsanların hiç bir zaman aynı seviyede ve aynı durumda olmayacaklarını belirtmek için kullanılır
__________________

G - G

Garip kuşun yuvasını allah yapar; Kimsesiz, yoksul kişilerin yardımcısı Allah'tır

Gelen gideni aratır; Bir iş veya memuriyete sonradan gelenler orada daha önce çalışanlardan daha başarısız oldukları zaman söylenir

Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş; Bir işi isteyerek, severek zevk du***** yapmanın faydasını anlatır

Görünen köy kılavuz istemez; Neticesi açıkça görülen bir şey için yol göstermenin gereksiz olduğunu anlatır

Gözden ırak olan, gönüldende ırak olur; Ayrılanların zamanla birbirlerinin unuttuklarını anlatır

Gülü seven dikenine katlanır; Sevilen insanın kusurları hoş görülür, nazı çekilir

Gülme komşuna, gelir başına; Kötü durumlara düşenlere gülme, bir gün aynı duruma sen de düşebilirsin

Gün doğmadan neler doğar; Hiç ummadığımız bir zamanda işlerimiz yoluna girebilir

Güneş balçıkla sıvanmaz; İyi, mükemmel işleri ve eserleri kötülemekle onların değerini düşürmek mümkün değildir
__________________



H -
H

Haydan gelen huya gider; Bedava kazanılan servet yine gereksiz yerlere sarfedilir

Her kuşun eti yenmez; Genellikle her güzel kadına sahip olmak isteyene bunun mümkün olmadığını anlatan bir uyarma sözü olarak kullanılır

Her horoz kendi çöplüğünde öter; İnsan daima yaşadığı çevrede sayılır ve hükmünü yürütür

Her yiğidin bir yoğurt yiğişi vardır; Her kişinin kendine göre bir iş yapma usulü vardır

Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar; Her insan içinde geleceğine dair büyük ümitler ve tatlı hayaller yaşatır

Horozu çok olan köyün sabahı geç olur; Bir işe çok kimse karışırsa, o iş doğru dürüst yapılmaz Sonuç geç ve güç alınır
__________________

I,i - I,İ

Isıramadığın (kıramadığın) eli öp de başına koy; İnsan kendinden kuvvetli olan kimselere menfaati icabı saygı göstermelidir

İki canmaz bir ipte oynamaz; Birbirinden kurnaz iki kişinin aynı konuda ve yerde yarışmayacağını anlatır

İki çıplak bir hamamda yakışır; Evleneceklerden birinin mal ve mülk bakımından yeterli durumda olması gerekir

İki karpuz bir koltuğa sığmaz; insanın aynı anda birden fazla iş yapamayacağını anlatır

İş işten artmaz, dişten artar; Biriktirme, çok çalışmakla kazanıp yemekle değil, kazandıklarımızın bir kısmını bir kenara ayırmakla olur

İt ürür kervan yürür; Kötü tenkitlere aldırmadan yoluna devam etmenin iyi olacağını belirtmek için söylenir
__________________


- K -
K

Kabahat samur kürk olsa, kimse sırtına (üstüne) almaz; Hiç kimse kabahatli olduğunu kabul etmek istemez

Kalp kalbe karşıdır; Birisini seven insan, muhakkak ondan da sevgi görür

Kar zararın ortağıdır; Kar eden, bir gün zarar edebileceğini de hesaplamalıdır

Kara (kötü) haber tez duyulur; İnsanlar, kara haberi öabucak duyarlar

Kardeş kardeşi bıçaklamış, dönmüş yine kucaklamış; Kardeş kardeşle ne kadar anlaşmasa, yine ona sevgi duyar

Kaş ile göz, gerisi (kalanı, artanı dahası) söz; Yüzde en çok dikkati çeken yerler, kaş ve gözlerdir

Kaynayan kazan kapak tutmaz; Kızgın olanları baskı altına almak güçtür

Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez; Büyük kazanç getirecek yer veya iş için biraz fedakarlıkta bulunmanın akıllıca bir iş olduğunu belirtmek için söylenir

Kazma kuyunu kazarlar kuyunu; Her kötü hareket reaksiyon uyandırır ve yapanın felaketini hazırlar

Kedi yetişmediği ciğere pis (murdar) der; İnsanlar, erişemedekleri kıymetleri, küçültmeye çalışırlar

Kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur; Bir şey veya insan kaybedildikten sonra olduğundan fazla değerlendirilir

Kelin medarı olsa kendi başına olur, (kel ilaç bilse, kendi başına sürer, kelin ilacı olsa başına sürer; Herkes çare söyleyenlere inanmamalıdırHer işin çaresini bilse o insan dertsiz yaşar

Kem söz, kalp akçe sahibinindir; Kötülük yapan, karşısındakinden çok kendisine ziyan verir, itibarını kaybeder

Kenarın dilberi nazik de olsa nazenin olamaz; Görgüsüz ve yeteri kadar terbiye görmemiş olanlar ne kadar gayret gösterseler de eksikleri bir yerden belli olur, kendini açığa vurur

Kendi düşen ağlamaz; Felaketini eliyle hazırlayan, sonradan dövünmemelidir

Keskin sirke küpüne (kabına) zarar; Zamansız ve aşırı öfkeye kapılan en çok kendine zarar verir

Kestane kabuğundan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş; Yükselince eski çevresini beğenmeyenler hakkında söylenir

Kırkından sonra azanı teneşir paklar (-açare bulunmaz); Yaşlıların ihtirasları ölümlerine kadar sürer

Kısa günün karı az olur; Geç kalkarak işe başlayan az kar eder, az iş yapar

Kısmetinde ne varsa, kaşığında o çıkar; İnsan, kısmetinden fazlasını elde edemez

Kızını dövmeyen dizini döver; Kızını gerektiği gibi terbiye etmeyen, sonra çaresiz kalır

Kimse kimsenin çukurunu doldurmaz; Herkes eceli gelince ölür, başkasının ölümü, diğer bir kimseyi kurtarmaz

Korkak bezirgan, ne kar eder, ne ziyan; Korkak olan, teşebbüsten kaçınan tüccar, zarar etmez, ama karını da artıramaz

Komşu boncuğunu çalan gece takınır; Hırsızlıkla ele geçirilen şey ele güne çıkarılamaz

Komşu hakkı, Tanrı hakkı (dır); Komşunun komşu üzerindeki hakkı Tanrı'nın kul üzerindeki hakkı kadar kutsaldır

Komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür (karısı kız görünür); İnsanlar, daima başkalarının elinde olanı kıskanırlar ve onu kusursuz görürler

Korkulu rüya (düş) görmektense uyanık yatmak hayırlıdır; İnsanlar, sonradan sıkıntılı durumlara düşmektense, önce tedbirli olmalı olmağa çalışmalıdır

Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurahman Çelebi derler; Bir şeyin iyisi yoksa kötüsü itibarda olur

Köpeğin duası kabul (makbul) olsaydı, gökten kemik yağardı; Tanrı kötü insanların duasını kabul etmez

Köpekle (itle) dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir; Kötü insanlarla münakaşaya tutuşmamak için çareler aramalıdır, sıkıntıya katlanmalıdır

Köpeksiz köy bulmuş çomaksız geziyor; Şartlar uygun olunca istediği gibi hareket edenler için kullanılır

Köpeksiz sürüye (köye) kurt girer (iner, üşer); Koruyucusu olmayana, kötü niyetliler, fenalık yapmaktan çekinmezler

Kör bile düştüğü çukura bir daha düşmez; İnsan bir defa hata yapınca aynı yanlışı tekrarlamaz

Körler memleketinde tekgözlü kraldır; Kötüler içinde, daha az kötü olan makbul sayılır İnsanların değeri çevresindekilere göre ölçülür

Körle yatan şaşı kalkar; Değersiz insanlarla dostluk yapan kötü özellikler kapar

Kötülük her kişinin karı, iyilik er kişinin karı; Kötülüğü herkes yapabilir, iyilik yapmak ise ancak iyi ve yüksek insanlara vergidir

Kul azmayınca Hak yazmaz; Kul kusur etmeden, Tanrı günah yazmaz

Kul kusursuz (hatasız) olmaz; Herkesin bir kusuru vardır

Kul sıkılmayınca (bunalmadıkça) Hızır yetişmez; İnsan sıkılmadıkça, sıkıntıdan kurtulacak çarelerle karşılaşmaz

Kurt dumanlı havayı sever; Kötü niyetleri olanlar, karanlığı, bulanık ortamları seçerler

Kurt kocayınca köpeklere maskara olur; İnsanlar yaşlanıp kuvvetten düşünce evvelce kendisinden korkanların alay konusu olur

Kurunun yanında yaş da yanar; Suçlunun yanında suçu olmayan da bazen ceza görür

Kuzguna yavrusu şahin (anka, şirin) görünür; Herkese kendi evladı kusursuz gelir
__________________


L

Laf lafı açar, laf da tabakayı açar; İnsanlar konuştukça yavaş yavaş sırlarını ortaya döker

Laf torbaya girmez; Hiç kimseyi konuşmaktan men edemeyiz

Lafla (lakırdı ile) peynir gemisi yürümez; Sadece konuşmakla hiç bir iş başarılamaz
__________________


- M -
M

Mahkeme kadıya mülk değildir (olamaz); Kimse çalıştığı yere sahip çıkmamalıdır oradan çekilince başkası işi devralır

Mal canın yongasıdır; İnsan için malın bir değeri vardır, ona zarar gelmesini istemez

Mal melameti örter; Makı olan insanın kusurları görülmez

Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır; Martın vakitsiz soğuklarına insana verdiği zararları anlatmak için kullanılan bir sözdür

Mayasız yoğurt tutmaz (çalınmaz); Esası olmayan iş meydana çıkmaz

Merhametten maraz doğar (hasıl olur); Bir insana çok fazla merhamet edip her kusurunu hoş görür, her eksiğini giderirsek, ona iyilik değil, kötülük etmiş oluruz

Meyveli ağacı taşlarlar; Çok şeye sahip olanın düşmanı da çok olur

Mızrak çuvala girmez (sığmaz); İnsanıni hatalarını saklayamayacığını belirtmek için kullanılan bir sözdür

Minareyi çalan kılıfını hazırlar; Kötü niyet besleyen, onu gizleyerek çareleri de hazırlar

Misafir misafiri istemez (sevmez), ev sahibi hiç birini; Misafir kısmetine ortak olduğu için başka misafiri, ev sahibi ise çektiği zahmet yüzünden hiç birini istemez

Misafir umduğunu değil bulduğunu yer; Misafir tamahkar olmamalı, gittiği evin şartlarına uymalıdır

Mühür kimde ise Süleyman odur; kim yüksek mevsiye geçerse, onun sözü geçer, kudret onda olur

Mürüvvete endaze olmaz; iyiliğin haddi yoktur Gönülden ne koparsa
__________________


- N -
N

Namaza meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz; Bir işle alakası olmayan, ona ait olan şeyler de ilgi duymaz

Ne doğrarsan aşına o çıkar karşına; İnsan ne kadar çalışırsa o kadar kazanır

Ne ekersen onu biçersin; Yapılan hareketlerin neticesini önceki hareketler hazırlar

Ne oldum dememeli ne olacağım demeli; İnsan bu gününe güvenmemeli, geleceğini düşünmelidir

Ne verirsen elinle o gider seninle; İnsanın bu dünyada yaptığı bir iyiliğin ahıratte karşılığını göreceğini belirten dini bir inancı ifade eder

Nerde çokluk orda bokluk; Kalabalık yerlerde karışıklık çıkar

Nerde hareket orda bereket; Çok çalışıp gayret gösteren kimselerin kazançları da çok olur
__________________


- O,ö -
O,Ö

Oğlan dayıya kız halaya çeker; Doğan çocuğun kızsa halaya, erkekse dayıya çekeceği hakkında bir inancı anlatır

Olacakla öleceğe çare yoktur; Alna yazılan mutlaka başa gelir, mani olunmaz

Ödünç güle güle gider ağlaya ağlaya gelir; Ödünç verilen şey yeni gider yıpranmış döner

Öfke baldan tatlıdır; Kızmak insanlara kolay ve tatlı gelir

Öfkeyle kalkan zararla oturur; Öfkeye kapılarak yapılan bir iş sonradan pişmanlık gerektirir

Ölmüş eşek kurttan korkmaz; Çekinecek bir şeyi olmayan, hiç kimseden korkmaz

Ölüm hak miras helal; Ölenin arkasından miras paylaşılmalıdır anlamında kullanılan bir söz

Ölürse yer beğensin kalırsa el beğensin; Çocuğunu terbiye etmekte sert davrananların felsefesidir
__________________


P - P

Papaz her gün pilav yemez; İnsan her zaman aynı şartları bulamaz

Para parayı çeker; Parası olanın daha fazla para kazanmağa imkanı vardır

Parayı veren düdüğü çalar; İnsan parasını verdikten sonra istediği şeyi elde edebilir

Perşenmenin gelişi çarşambadan bellidir; Bir şeyin neticesi başından belli olur
__________________


- R -
R

Rahvan at kendini yorar; Bir işi işgüzarlık ederek ve gereksiz yere üstünde durarak uzatanın zararı kendisinindir

Rençber kırk yılda, tüccar kırk günde; El emeği ve alın teriyle para kazanmanın zorluğunu, buna karşılık uygunsuz yollardan kazanmanın kolaylığını anlatır

Rüzgar eken, fırtına biçer; Boyundan büyük işlere karışan veya kendi menfaati için başkalarının işini bozan sonunda zararlı çıkar

Paranın yüzü sıcaktır; Para ile her şey yaptırabilir

Rüzgar esmeyince yaprak kımıldamaz; Ortaya çıkan her olayın veya durumun bir sebebi vardır

Rüzgarlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın uykusu; Tehlikeli durumlardan kaçınmalı ve üstüne vazife olmayan işlere karışmamalıdır

Pilav yiyen kaşığını yanında (belinde) taşır; Bir işi yapmak isteyen önceden hazır olmalıdır
__________________


- S,ş -
S,Ş

Sabah ola hayır ola; her günün ne getireceği belli değildir Bir işin daha sonra görüşülmesinin daha iyi olacağını belirtmek için kullanılır

Sabır ile koruk helva, dut yaprağı atlas olur; Sabır ile her iş halledilir

Sabreden derviş muradına ermiş; Sabretmesini bilenler sonunda istedikleri şeye kavuşurlar

Saçın ak mı, karamı? önüne düşünce görürsün; Bir işin iyi veya kötü olduğu, neticesinde belli olur

Safa ile yenen cefa ile kazanılır; Parayı kazanmak zor, harcamak kolaydır

Sağır işitmez, uydurur (yakıştırır); Sağır duymaz fakat söylene kelimeye en uygununu bulur

Sakla samanı gelir zamanı; Her şeyi har vurup harman savurmamalıdır, kıymetsiz bir şey bile zamanında faydalıdır

Sakınılan (esirgenen) göze çöp batar; Çok dikkat edilen ve titiz davranılan bir işte muhakkak aksilik olur

Sarmısağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış; İnsanları ardan zaman geçmeden tanıyamayız İnsanlar çok belirli bazı kusurlarını bile bir müddet saklayabilirler

Sen zot, ben zot, ineğe kim verecek ot? veya Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa; Herkes üzerine düşen vazifeyi yapmalıdır

Serçeden korkan darı ekmez; Bir şeyin sakıncasını düşünen o işi yapmağa kalkışmamalıdır

Sırça köşkte oturan, komşusuna taş atmaz; Durumu çok nazik olan insan konuşurken ileri geri laf etmez, etrafı kollar

Sırrını açma (açma sırrını) dosduna çünkü (dostunun dostu vardır) o da söyler dostuna; İnsan sırrını en güvendiği kimseye bile söylememelidir

Sinek küçüktür ama mide bulandırır; Bazı küçük olaylar insanı çileden çıkarmak için kafidir

Son pişmanlık fayda vermez (etmez); Her şeyin neticesini baştan düşünüp ona göre tedbir almalıdır Yoksa elden bir şey gelmez

Sirkesini, sarmısağını düşünen paçayı yiyemez; Her işe başarabilmek için bazı fedakarlıklara katlanmal lazımdır

Sona kalan dona kalır; Her işi vaktinde yapmalıdır

Sora sora Bağdat (kabe) bulunur; Başkalarının bilgisinden faydalanarak her şey bilinebilir ve bulunabilir

Soydur çeker (boktur kokar); Herkes az çok soyunun özellikllerini taşır

Söyleyene bakma, söyletene bak; Her işin yapılmasına sebep olan bir şey vardır

Sözünü bil, pişir, ağzını der, devşir; İnsan düşünerek ve sözlerini tartarak konuşmalıdır

Su testisi su yolunda kırılır; Kötü işlerde uğraşan kimse yine o işten zarar görür

Su uyur düşman uyumaz; İnsan düşmanına güvenmemelidir, ondan gelecek kötülüğe karşı hazırlıklı olmalıdır

Suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından kork; Sinsilerden çekinmelidir

Sür git demememişler, gör geç demişler; İnsan çevresiyle ilgilenmeli ve etrafındaki şeyleri tanıyıp öğrenmelidir

Sükut ikrardan gelir (sayılır); İtiraz etmemek kabul manasına gelir

Sürüden ayrılanı (ayrılan koyunu, kuzuyu) kurt kapar; Bir topluluktan ayrılanın başına türlü felaketler gelir

Sütten ağzı yanan, yoğurdu (ayranı) üfleyerek yer (içer); Tecrübeli insan daima ihtiyatlı olur

Şeriatın kestiği parmak acımaz; Adil olan kanunların verdiği en ağır cezaya bile insan katlanır

Şık şık (çık çık) eden nalçadır iş bitiren akçedir; Bütün işler parayla olur
__________________


- T -
T

Taş düştüğü yerde ağarır (kalır); (Taş yerinde ağırdır), insan tanıdığı, bilindiği çevre içinde değer taşır

Taşıma suyu ile değirmen dönmez; Bir işi yaparken yeteri kadar malzeme olmalıdır

Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış; Önemsiz insanların büyük insanlara dargınlığı bir mana ifade etmez

Tekkeyi bekleyen çorbayı içer; Sabrederek çalışanlar sonunda mükafatını görürler

Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş; Herkes dengini bulur

Terazi var tartı vari her bir şeyin vakti var; Her şey ölçülü ve sıralı yapılmalıdır

Tereciye tere (Tarhuncuya tarhun) satılmaz; Bir işin esasını bilen kimseyi o konuda aldatmak zordur

Terzi kendi söküğünü (dikişini) dikemez; İnsanlar kendine ait işlerde ihmalkardırlar

Tilkinin dönüp (gezip) geleceği yer kürkçü dükkanıdır; Her insanın eninde sonunda gideceği yer, esas yetiştiği yerdir

Tok açın halinden bilmez (anlamaz); Refah içinde yaşayanlar, fakirlerin çektiği sıkıntıdan habersizdirler

Tok ağırlaması (ağırlamak) güçtür (güç olur); Karnı doymuş bir kimseye kolay kolay yiyecek beğendirilmez

Tabak (debbağ) sevdiği deriyi yerden yere çarpar; Gerçek dost iyiliği için sevdiğini incitir
__________________


U,ü - U,Ü

Ucuz etin yahnisi (suyu) tatsız (kara, pek) olur; Ucuz mal genellikle kötü olur

Ummadığın taş baş yarar; Hiç gösterişi olmayan şeyler ve insanlar bazen umulmadık işler yaparlar

Üç göç bir yangın yerini tutar; Göçler malı mülkü zarara uğratır

Üveye etme özünde bulursun, geline etme kızında bulursun; Başkalarının evlatlarına kötü davrananlar, kendi evlatlarında cezalarını bulurlar

Üzüm üzüme baka baka kararır; İnsan yakında olanın huyunu kapar;

Üzümü ye de bağını sorma; Önemli olan sebep değil sonuçtur
__________________


V,Y

Vakitsiz öten horozun başını keserler; İnsan yapacağı işin zamanını hesaba katmalıdır

Var varlatır yok söyletir; Parası olan her şeyi yapabilir, olmayanda ise sıkıntı kavga eksik olmaz

Varsa (var mı) pulun herkes kulun, yoksa (yok mu) pulun dardır yolun; Parası olana herkes itibar eder, olmayana kimse bakmaz

Yalancının evi yanmış kimse inanmamış; Daima yalan söyleyene doğru söylese kimse inanmaz

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar; Söylenen bir yalan er geç ortaya çıkar

Yanlış hesap Bağdat'tan döner; Yanlış iş muhakkak bir zaman sonra ortaya çıkar

Yarım elme gönül alma; Maksat gönül almak olduktan sonra ufak bir şeyle de hatır hoş edilir

Yaş yetmiş iş bitmiş; Yaşı ilerlemiş insanlardan fayda beklenmez

Yavaş atın tekmesi pek olur; Yumuşak insanların kızdıkları zaman herkesten zararlı olabileceklerini anlatmak için kullanılan bir söz

Yazın gölge hoş, kışın çuval boş; Tembellik eden aç kalır

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır; Açıkgöz kimse haksız olduğu zamanda da haklı çıkmasını bilir

Yemeyenin malını yerler; Malına sahip olmayan elinden kaçırır

Yerin kulağı var; Gizli bir şey söylerken dikkatli olmalı, umulmadık yerden işitilebilir

Yiğidin malı meydandadır; Çıplak gezmekten hoşlanan ve utanması, sıkılması olmayan kimselerle alay etmek için kullanılan bir söz

Yiğit lakabıyla anılır; Yiğit kazandığı ünle tanınır

Yoktan yonga çıkmaz; Olmayan şeyden hiç bir şey elde edilmez

Yol bilen kervana katılmaz; Bilgisi olan başkalarına muhtaç olmaz

Yol ile giden yanılmaz; Bir şeyi usulüyle yapan zahmet çekmez

Yol yürümekle borç vermekle tükenir; Her iş üzerinde çalışmakla tamamlanır

Yolcu yolunda gerek; Herkes kendi işinde olmalıdır

Yörük at yemini arttırır; Çok çalışıp faydalı olan insanlar kendi değerlerini yükseltirler

Yumurtada kıl bitmez; Olmayacak işten bir sonuç beklememelidir

Yuvarlanan taş yosun tutmaz; Çalışan kimse daima zinde kalır

Yuvayı yapan dişi kuştur; veya Yuvayı dişi kuş yapar; Ailenin düzenini sağlayan ve aileyi yaşatan kadındır

Yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur; Çok yüz verilen arsız olur, eline az para verilen daha ister, hırsız olur
__________________


- Z -
Z

Zaman sana uymazsa sen zamana uy; Zamana aykırı hareket etmektense ona uymak lazımdır

Zararın neresinden dönülürse kardır; zararlı bir işe devam etmemelidir

Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır; Zengine her kapı açılı, fakirin ise olacak işi bile ters gider

Zenginin malı züğürdün çenesini yorar; Elinde bir şey olmayanlar devamlı şekilde zenginlerin yaşayışlarından bahsederler

Zora dağlar dayanmaz; Kuvvetin, azmin önünde engel durmaz

Zorla güzellik olmaz; Zorla bir şey elde edilmez

Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına; Her alet, her malzeme isteneni vermez

Züğürt olup düşmektense uyuz olup kaşınmak daha yeğdir; Hareketsiz oturmak, bir şey yapmamaktan çok önemsiz de olsa bir iş yapma hayırlıdır

Züğürtlük zadeliği bozar; Parasızlık, kibarın gösterişini bozar

Zürefanın düşkünü beyaz giyer kış günü; Parasız kalmış kibar, görünüşü bozulmasın diye her şeye razı olur
 


Hıqh_VoLTaqe27

Hıqh_VoLTaqe27

Üye
:tşk: güzel bi bilgilendirme olmuş
 
  • Beğen
Tepkiler: Byhaydar
Haydar

Haydar

Emekli Yönetici
    Konu Sahibi
rica ederim. sağolun
 
hikmet366

hikmet366

Üye
teşekkürler . Güzel bir bilgi üst konu olmuş
 
Haydar

Haydar

Emekli Yönetici
    Konu Sahibi
rica ederim
 
  • Beğen
Tepkiler: kingmaster76
BYFECI

BYFECI

Üye
Teşekkürler eline sağlık Haydar :oke:
 
  • Beğen
Tepkiler: Byhaydar
Haydar

Haydar

Emekli Yönetici
    Konu Sahibi
Eyvallah kardeşim
 
kingmaster76

kingmaster76

Üye
Tşk
 
Gönüldaş

Gönüldaş

Üye
Başkalarına karşı zafer kazanan kuvvetlidir, ancak kendi nefsine karşı zafer kazanan kudretlidir.
 


Üst Alt