Bir Basketbol Efsanesi: Michael Jordan..

Sponsorlu Bağlantılar

Dwyane_Wade

Üye
    Konu Sahibi
Bir Basketbol Efsanesi: Michael Jordan..














Tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi basketbol oyuncusu olarak kabul edilen Michael Jordan, "Airness" ya da "Air Jordan" ın kariyeri inanılması zor başarılar ve ödüllerle dolu. Ama onu bu kadar yücelten şampiyonlukları, madalyaları kadar başarılarında pay sahibi olan karakteri...


Michael Jordan Efsanesi
Jordan'ı anlatmak için bir kaç kelime kullanmak yeterli olabilir. Azim, kazanma hırsı, güç, zarafet, spontane, baş edilemeyen rekabet arzusu...

Yada herhangi, bir sözlükte basketbol ya da atlet kelimelerinin karşısına onun resmi yapıştırılarak da onu basketbol oynarken görememiş olan nesillere nasıl bir atlet olduğu anlatılabilir.

Ne kadar başarılı olursanız olun, ne kadar çok madalya kazanırsanız kazanın en önemlisi sizinle birlikte anılan ya da kıyaslanmaya çalışılan diğer yıldızların sizin hakkınızda söyledikleridir.

Bunun en güzel ve çarpıcı örneğini yıllarca kıyaslanmak zorunda kaldığı Earwin Magic Johnson ve Larry Bird söyleyerek Jordan hakkında son noktayı koymuşlardır.

TANRI JORDAN'A BÜRÜNMÜŞ ARAMIZDA...
Magic Jahnson sürekli kıyaslandığı Jordan için kısaca; “Bir yanda bizler yani basketbolcular varız ve öteki tarafta ise tek başına Michael Jordan var”..

Yıllarca kıyaslanan bir başka yıldız Larry Bird ise Jordan'ın 63 sayı attığı ama Boston Celtics'e yenildikleri maçın ardından Jordan hakkında ne düşünüyorsunuz sorusuna verdiği cevapta bu genç adama duyduğu saygıyı anlatmıştır; “Tanrının aramızda olduğuna inanıyorum, Tanrı Jordan'a bürünmüş durumda aramızda dolaşıyor”..

Yıllarca Larry Bird ve Magic Johnson ile kıyaslanarak kimin daha iyi olduğu ya da kimin daha başarılı olduğu yarışını rakiplerinin verdiği cevaplarla kazanan ve onlardan tek eksiği olan şampiyonluk yüzüğünü NBA'e girdikten 3 yıl sonra kazanmaya başlayan Jordan, NBA'in Süper Yıldızı kavramına da bambaşka bir boyuta taşımayı başarmıştır.

BROOKLYN'DEN DOĞAN EFSANE
Brooklyn'de doğan Dolares ve James Jordan'ın oğlu olan Michael babası ile birlikte çoçukluğunda oynadığı ve favori sporu olan beysbol yerine abisinin ayak izlerini takip ederek basketbola gönül verdi. Lanny High School'da okuduğu yıllarda basketbol takımından kesilen ve çelimsiz olduğu söylenen Jordan azmi ve hırsı sayesinde son sınıfta takımdaki yerini aldı ve sergilediği performansın yanı sıra muhteşem sıçrama yeteneği sayesinden North Carolina Universitesi'nden burs kazanarak çocukluğundan beri hayranı olduğu Tar Heels'e katıldı.

Bir çoğunun benchde dirsek çürüteceğini söylemesine rağmen NCAA'de sergilediği performansla James Wothy ve Sam Perkins gibi yıldızların arasından sıyrılarak süre almayı başardı.

SON SANİYE BASKETLERİ, O'NUN İMAZI OLDU
Son yılında Georgetown ve ezeli rakibi olacak olan Patrick Ewing'e karşı finallerde North Carolina formasıyla sahada kendine şans bulan Michael Jordan maçın bitimine 16 saniye kala 6 metreden kaydettiği 3 sayı ile takımını 63-62 ile NCAA şampiyonluğuna taşıdı. Bu son saniye basketleri ve son şutu kullanmaktaki cesareti muhteşem bir kariyerin başlama noktası olarak Jordan'ın hayatındaki yerini yavaş yavaş almaya başladı..

Üniversite hayatı boyunca 2 kez yılın Kolej Basketbolcusu ödülünü kazanan Jordan son senesini tamamlamadan önce profesyonel olmaya karar verdi ve North Carolina'da düzenlediği basın toplantısında NBA'e adım atma kararını açıkladı. Bu arada Jordan'ın bir başka başarısı NBA'e imza atmadan önce seçildiği Olimpiyat Takımı ile kazandığı altın madalya oldu.

BULLS O'NUNLA DÜNYA'YA AÇILDI
1984 olimpiyatlarında kazandığı altın madalyanın ardından Chicago Bulls tarafından 3. sıradan draft edilen Jordan bulls kontratının yanı sıra ilk olarak Nike ve diğer spor markaları ile imzalarına başladı. O yıl Houston Rockets tarafından ilk sıradan draft edilen Hakeem Olajuwan bir yıldız olmayı başardı ama ikinci sıra draft hakkını Jordan'ın yerine Sam Bowie'yi seçen Portland yıllarca draft ta yaptığı hatanın bedelini ödedi..

84'te kazandığı altın madalyanın ardından NBA'deki çaylak sezonuna da fırtına gibi başlayan Jordan ilk yılında 28,2 sayı ortalaması ile Bernard King ve Larry Bird'ün ardından 3. sırayı aldı, bunun yanı sıra 6,5 ribaund ve 5,9 asist ortalamasıyla da "Yılın Çaylağı” ödülünü kazandı. Yılın en iyi İkinciler Takımı'na da seçilen Jordan için en önemli başarı Bulls'un Jordan'ın da kadroya katılmasıyla 1 yıl öncesine oranla 11 maç daha fazla kazanması ve Play-Off lara kalabilmiş olması oldu. Jordan ilk Play-Off serisinde Milwaukee Bucks'a 4 maç sonunda boyun eğmekten kurtulamadı.

Muhteşem sıçramaları ve smaçları, akıl dolu pasları, ve karşısındakini usandıran savunmasıyla herkesi kendine hayran bırakmaya başlayan Jordan şutlarında da kendine yakışır yüzdeler tutturmaya kısa sürede başladı..

YOLLAR JORDAN'A YETMEDİ
Jordan ile geçen 2 yılın ardından Chicago'nun en büyük sorunu Stadyuma gelen yolların arabalar için yetersizliği oldu. Jordan'ı kısa sürede yıldız yapmayı başaran ise her zaman alçak gönüllü ama bir o kadar da mücadeleci tavrını hem sahaya hem de dışına yansıtmayı başarması oldu.

Kamera ile de çok iyi geçinen Jordan ve stili oynadığı reklam filmleri ve magazin dergilerinin kapaklarını süsleyerek Dünya'nın dört bir yanına yayılmaya kısa sürede başladı.

Nike ile yaptığı anlaşma ve ona özel üretilen spor ayakabılarıyla da bir ilk imza atan Jordan, yasak reklam yapıyor gerekçesiyle kanun değişene kadar her maçta NBA komisyonuna ceza ödemek zorunda kaldı. Ama Jordan'ın ayakkabılarından vazgeçmemesi ve Nike'ın bu cezaları seve seve ödemesi "Air Jordan"ın doğmasının en büyük yardımcısı oldu.

Love-Of-The-Game, Oyunun sevgisi adına kontratına eklettiği bir maddeyle de ilklerinden birini gerçekleştiren Jordan sezon ortası yada sonunda ya da ne zaman isterse istesin herhangi bir yerde basketbol oynamasına izin veren maddeyle bu spora olan sevgisinin kontratlarla sınırlanmasını engelledi..

Ağzından çıkan dili, dili dışardayken koşuşu ve yaptığı smaçlarla da NBA'e ve basketbola yeni bir stil getirdi. Ayrıca 2. yılından sonra Bulls formasının altına giydiği Kolej takımı North Caroline forması yüzünden uzun şortlar tercih etmesi ve kafasını kazıtması da NBA'e yeni tarzlar getirdi nede olsa onun yaptıklarını sadece dışardakiler değil tam anlamıyla NBA takip etti..

İlk yılından itibaren rakiplerinin steps yapıyor suçlamaları ile karşılaşan Jordan her maçın ardından videodan top sürüşünü ve hareketlerini medyaya gösterdi ve rakiplerinin yakalayamadığını kameraların yakaladığını gösterdi. Jordan'ın ilk adımı o kadar hızlıydı ki karşısında onu savunan rakibi bunu uzun süre anlamakta zorluk çekti.. Böylece hakemlerin Jordan'a veteran muamelesi yapıyor hurafeside tarihe gömüldü..

Alçak gönüllü tavırlarıyla her zaman örnek bir süper yıldız olan Jordan All-Star maçı kendisine sorulduğunda en azından bir tanesinde oyanak istiyorum diyecek kadar mütavazi olmayı başardı. Ve amacına da ayını yılın sonunda ulaştı, 1985 Doğu Konferansı All - Star karmasına seçildi.. Jordan ilk All-Star maçında 22 dakika görev aldı ve 7 sayı kaydetti. Yeni sezonda sol ayak kemiği kırılan Jordan 64 maçta forma giyemedi ve yeniden All-Star seçilmesine rağmen maçta oynayamadı.. Ama Play-Off’da Celtics'e karşı kaydettiği 63 sayı ile an çok manşet süsleyen NBA yıldızı olmayı başardı ki bu her geçen yıl aratacak bir başka istatistik oldu.

REKORLARIN EFENDİSİ OLDU
1986-87 sezonu ise Air Jordan için çok daha başarılı oldu. O yıl NBA rekorlar kitabına girecek bir çok satır ekleyen Jordan 37,1 sayı ortalaması ile sezonu tamamladı. Her maç 30 sayı ve üzerine çıkan bir yıldız oldu ve 9 maçta 40 sayının üzerini kaydederek bir başka rekoru kitaba ekledi. O yıl NBA All-Star haftasında ilk smaç şampiyonluğunu da kazanan Jordan artık tam anlamıyla "Air Jordan" olarak anılmaya başlandı..

Yine kaybedilen Play-Off serisinin ardından Jordan'ın paslarını daha sağlıklı kullanabilecek katkılar takıma yapıldı. Horice Grant, Scottie Pippen Bulls'un yeni üyeleri ve Jordan'ın en yakın arkadaşı oldu. O yıl MVP'de aralarında olmak üzere, yılın en iyi defans oyuncusu, All-Star'ın en değerli oyuncusu ödüllerini kazanan Jordan bütün ödülleri tek başına silip süpürdü. Ama konferans finallerinde "Bad Boys" olarak tanınan Detroit Pistons defansı Jordan'a çok iyi hazırlanmıştır ve Bulls'u o yıl ve devam eden iki yılda durdurmayı başarırlar. Efsanevi Koç Chuck Daily ve ekibi tarafından tasarlanan "Jordan Rules" Jordan Kuralları 2 yıl daha başarılı olur.

1988-89 sezonuna gelindiğinde belkide Jordan istatistikleri en üst düzeye çıkar. 32,5 sayı ortalamasıyla sezonu tamamlar. 8,0 asistle en iyi asist yüzdesini yakalar ve yine kariyer rekoru olan 8.0 ribound ortalamasını da istatistiklerine ekler. Aynı yıl 2,89 top çalmayla da sezonu 3. tamamlar. Play-Off larda da Cleveland Caveliers'ı nefes kesen 5. maçta geçen Bulls'ta 101-100 lük skoru Jordan'ın Craig Ehlo'nun üzerinden attığı Buzzer Killer'ı ile elde eder.

Aynı yıl golfe olan tutkusuyla gündeme oturan Jordan'ın NBA kariyerinin ardından PGA Tour'a katılacağı söylentileri her yerde dolaşır ama Chicago yönetimi ve Jordan'ın şampiyonluk yüzüğü ile ilgili planları çok daha farklıdır. Bulls o yıl takımın yönetimini efsanevi coach Phil Jackson'a verir. Yeni taktik anlayış ve Bulls'un üçlü üçgen savunması Jordan'ın kendi şutlarını bulmasını rahatlatır ve takımın ofans gücüne güç katar.

Bulls o yıl 1971-72 sezonunda beri franchise tarihindeki en iyi ortalamayı tutturur ve normal sezonu 55 galibiyet 27 mağlubiyet ile tamamlar. Aynı yıl Jordan kariyer rekoru olan 69 sayıyı daha öncede rekor kırdığı Cleveland Caveliers'a karşı atar. Ama doğu konferansı finallerinde Bulls'un derdi yine Pistons olur ve 7. maçta yoluna devam eden taraf Pistons olur.

Üst üste Pistons'a karşı alınan 3. final mağlubiyeti çatlak sesler çıkartır ama işte o zaman gösterdiği kararlılılk Jordan'ın karakteristik özelliklerinin en güzel örneğini sergiler. En iyiyi başarana kadar pes etmemek!

Jordan yeni sezonda kendini kanıtlamayı başarır ve deplasmanda sadece 2 maç kaybederek hem rekoru yenilerler hem de finallere kalırlar.

Magic Johnson'ın son yılında Lakers'a karşı evlerinde kaybedilen ilk maçın ardından Jordan ve Bulls yıllardır özlemini duyduğu yolda emin adımlarla ilerlemeye başlar. Lakers karşısında alınan peş peşe 4 galibiyet Jordan'ın 31.4 sayı, 6,4 ribaund ve 8,4 asist ortalaması şampiyonluk yüzüğünü takmalarını sağlar.

Yeni sezonda kafasını tamamen kazıtan Jordan yeni bir tarz ve stille oyununa geri döner. Artık Larry Bird ve Magic Johnson'da olan onda da vardır, o da yüzüğünü parmağına takmıştır. Şampiyon unvanıyla maçlara çıkan Bulls'lu Jordan devam eden iki sezonda ilk finalde Cliade Drexler'lı Protland Trail Blazers'ı ve ikincisinde de Charles Barkley'li Pheonix Suns'ı devirirler.

"BE LIKE MIKE"
Tamamıyla uluslararası bir kahraman olan Jordan "be like mike" "Mike gibi ol" reklam kampanyasıyla Çin'den Venazuella'ya kadar dünyanın dört bir yanında bir kahraman olarak görülür. 1992 finallerinin açılış maçında yine bir rekor kırarak 35 sayı atan Jordan takımını 79-64'den 97-93’lük galibiyete taşır.

1993'de te Jordan klasikleri ve rekorları ile devam eder. Patrick Ewing'li Knicks'i 4. kez geçen Bulls 6 maçlık deplasman dezavantajıyla çıktığı seride rakibine şans tanımaz 105-95 lik 4. maçta 54 sayı atan Jordan yine kahraman olmayı daha doğrusu beklentilere cevap vermeyi başarır.

5. maçta Jordan 29 sayı 10 ribaund ve 14 aisstle triple double yapar ve rakibini yine çaresiz bırakır. Madison Square Garden'da gelen 97-94 lük zafer ve 6.maçta bir yüzük daha taktıran 96-88’lik maç Jordan eşsiz kariyerinde bir başka sayfa olur.

Bir başka finalde Pheonix Suns'a karşı tutturduğu maç başına 41,0 sayı ortalama 6 maçta gelen bir başka yüzük herkesin nereye kadar devam eder bu başarı sorusuna cevap olur. Jordan oynadıkça bu başarı devam edecektir..

1992 yılında Barcelona Olimpiyatları'na katılan Dream Team'in en gözde üyesi Jordan'ın yanı sıra 12 kişilik takımın bugüne kadar bir araya gelmiş en başarılı ve mükemmel takım olduğu da büyük bir gerçektir. Gittikleri her yerde popstar gibi karşılanan bu takım altın madalyayı alarak başarılı bir olimpiyat serüveni geçirir.

Ancak bütün bu başarılar ve Phil Jackson ile yapılan uzun konuşmalardan Jordan için basketbolda yapacak başka bir şey kalmadığı gerçeği basketbolun gelmiş geçmiş en iyi oyuncusunu salonlardan kopma noktasına getirir. Aynı yıl idölü ve mentoru olan babasının da silahlı soygun sırasında öldürülmesiyle birlikte Jordan'da Bulls'a ve aktif basketbola veda eder.

BEYZBOLA DA VAKİT AYIRDI
Hakkında ne yapacağına dair çıkartılan spekülasyonlara ve medya baskısına fazla aldırmayan Jordan kısa süre içinde yine spot ışıklarının altındadır ama bu sefer bir beysbol sahasında. Çocukluğundan beri babasıyla en büyük rüyası olan beysbola Birmingham Barons takımının formasıyla adım atar. Beyzbolda da başarılı bir performans sergileyen ve Chicago White Sox formasını giymeyi planlıyan Jordan için basketbolun dışında geçirdiği süre kafasını toparlaması için yeterli olur ve 1994-95 sezonun sonlarına doğru beklenen cümle duyulur I'am Back, Geri Döndüm..

Alışılmışın dışında oynayan ve 45 numaralı formasıyla salonlara dönen Jordan yeni bir zafer için yeni formasını terletmeye başlar. 26,9 sayı ortalaması ile 17 maç çıkartan Jordan, Bulls'un 13 galibiyet 4 mağlubiyetlik bir seri ile sezonu kapatmasını sağlar. Ama Jordan'ın ilerlemiş yaşına rağmen döndüğünü gösteren 6. maç olur. Madison Square Garden'da Knicks potasına tam 55 sayı bırakır.

32 yaşındaki bu genç geri zıplayarak yaptığı yeni nesil şutlar ve olgun hareketleriyle neden Micael Jordan olduğunu bir kere daha kanıtlamaya başlar.

Play-Off larda Jordan 31,5 sayı ortalaması tutturmayı başarır ama Shaquille O'neal'lı Orlando Magic, Jordan'ın ilk yılında yüzüğü almasına izin vermez. 6 maçlık serinin sonunda şampiyon Florida takımı olur.

23 NUMARAYI GERİ ALDIĞINDA OLACAKLAR BELLİYDİ
Yeni bir sezon yep yeni bir başlangıç ve yeniden 23 numara olacaklarında adeta sinyali niteliğindedir.. Ama eski takımdan geriye bir tek Pippen kalmıştır bu da Jordan'ı düşündürür ama Dennis Rodman gibi bir ribound ve defans canavarı Jordan'ın keyiflenmesine yeterli olur ve kazanmak için keyifli bir Jordan herşeye bedeldir.

Yeni Jordan'lı Chicago Bulls o yıl sergiledikleri performansla daha önce başardıklarını geride bırakırcasına herşeyi yeniden yazmak istermişcesine oynar ve Jordan'ın 30,4 sayı ortalamasıyla tamamladığı sezonda 72 galibiyet elde ederek kırılmadık rekor bırakmazlar. Play-Off'ta da Sonics karşısında 6 maç sonunda gelen zafer ve şampiyonluk ne kadar büyük bir ironidirki Babalar Günü'ne denk gelir. Maçın bitmesiyle Chicago Stadı'nda topla birlikte yere yığılan ve topu bırakmayan Jordan'ın o hali hafızalardan hiçbir zaman silinemez.

Bu arada Jordan normal sezonda ve finallerde en değerli oyuncu ödülünü alarak aynı sezonda 3 ödülü birden alan Willis Reed'in 1970'te elde ettiği rekoru egale etmeyi başarır. Bu başarıyla da bir başka gerçek daha anlaşılır Jordan'ın başarmak için istemesi fazlasıyla yeterli olur.

1996-1997'de de tablo pek farklı olmaz Jordan Bulls'u finallere taşır ve 6 maçın sonunda Karl Malone'lu Utah Jazz'ı geçerek şampiyonluğa bir kez daha ulaşırlar ama 5. maçta midesinde hasta olmasına rağmen takımını yanlız bırakmayan Jordan 38 sayı atarak kazandıkları zaferle şampiyonluk turunu Chicago Stadı'na taşırlar.

Jazz karşısında 1998-99 sezonunda da aynı tiyatro yaşanır. 6. maçın sonuna doğru 3 sayı geride olan Bulls'u umutlandıran Jordan'ın 2 sayısı ve devam eden Jazz atağında topu Karl Malone'da çalan Jordan'ın her zaman yaptığını yapmak ihtiyacı duyması. 6,6 saniye kala Bryon Russel üzerinden yaptığı sayı ile çekilen binlerce fotoğraf ve inanılması zor bir zaferin gerçekleşmesi...

1999'yılında ise kaçınılmaz gerçekleşir ve uzun süre devam eden pazarlıklar ve başkan Clinton'un dahi ikna çalışmaları yeterli olmaz ve "artık kafamda yenmem gereken ve aşmam gereken bir şey bulamıyorum diyerek" basketbola veda eder.

25 Eylül 2001 yılında sahipleri arasında yer aldığı Washington Wizards ile sevdiğine, basketbola dönen Jordan veteran hesabından kontrat imzalar ve yeniden bütün dünyanın dikkatini çekmeyi Wizards'ın dolmayan salonunun tam bir sezonluk biletinin tamamen satılmasını sağlar.

Wizards play-off lara kalamaz ama Jordan'ın yetiştirdiği basketbolcular birer yıldız olur. Wizards formasıyla bile 40 yaşındaki bir atlet olarak kaydettiği 40 sayı kesinlikle unutulamaz.
 
  • Beğen
Tepkiler: jackalx_06


jackalx_06

jackalx_06

Üye
gerçekten çok büyük bir efsaneydi ,,,,henüz tam okumadım ama güzel konu olmuş teşekkürler...:)
 

Dwyane_Wade

Üye
    Konu Sahibi
Rica ederim,beğendiğine sevindim :)
 


Üst Alt