jöly
Üye
Beyniniz hangi renk?
Seçimlerinizin aynası
Beyninizin hangi lobunun çalıştığı, kişiliğinizin, seçimlerinizin aynası oluyor. Beyin lobları incelemesi, şirketlerin eleman seçiminde, eşlerin ileride mutlu olup olamayacaklarını anlamada, yönetici seçimlerinde ciddi olarak işe yarayan bir yöntem. Uzmanlar beyni dörde bölüyor ve hangi alanlarda başarılı olacağınızı söylüyor.
Hepimiz farklı farklı!
Kimimiz duygusalız, kimimiz de hiç beklenmedik zamanlarda aşırı tepkiler veriyoruz. Bazıları aşkı bile bir matematik problemi çözercesine formüle etmeye çabalıyor, bazıları hayatı organize ederken tam bir hayal âleminde yaşıyor.
Söz konusu insan ve davranışları olduğunda, bir bütünlük sağlamak zor. İşte bu noktada, nörologlar ve kişisel gelişim uzmanlarının, insan beynine ilişkin araştırmaları giriyor devreye.
Bu konuda ilk çalışmayı yapanlardan biri Ned Herrmann. General Electric Yönetim ve Gelişim Departmanı'nda, Kişisel gelişim uzmanı olarak çalışan Ned Herrmann, bir çok insanın neden birbirinden bu kadar farklı tavırlar gösterdiğini merak etmeye başladı ve 1976 yılında insan beyninin nasıl bir sistemle çalıştığını anlamak için 40 yaşından sonra nöroloji okudu. Ve o yıllara kadar sadece sağ ve sol beynin çalışmalarına ilişkin yapılan araştırmalara bir yenisi eklendi. Herrmann'ın araştırmalarına kadar, insan beyni, sağ ve sol lob olarak biliniyordu.
İşte renklerin anlamı
Mavi
Düşüncede rasyonel, açık, sonuç odaklı bir kişiliğe sahip. Bakış açısı net ve tarafsızdır. Kendini ifade biçimi; sayısal ve problem çözücü.
Sarı
Düşüncede spontandır. Holistik ve heyecanlıdır. Bakış açısı renkli, görsel, bütüne odaklıdır. Kendini ifade biçimi; metafor ve hayalci.
Yeşil
Düşüncede seçici. Düzenli. Bakış açısı detaycı ve bütüncül. Kendini ifade biçimi; planlı ve kontrollü.
Kırmızı
Düşüncede duygusaldır. Arkadaş ve dosttur. Bakış açısı kendine göredir. Kendini ifade biçimi duygusaldır.
Ancak Herrmann, beynin iki kesitine iki kesit daha ekledi ve dörde bölmüş oldu. Yani sağ ön ve arka lob ile sol ön ve arka lob olarak beyni kesitlere ayırdı. Peki ama beyni loblara ayırmak neden gerekiyordu? Çünkü beynimizin baskın olan lobu, meslek planlama, evlilik terapilerinde eşler arasında uyumu arama, meslek belirleme, departman oluşturma, üniversite sınavı, iletişim kurma, satışta ikna edebilme, yaşamda etkili ve sağlıklı sonuca gidebilmek açısından önemliydi. Ned Herrmann'ı yola çıkaran da bunlardı. Herrmann'ın 140 cevap seçeneği içeren testi birbirine bağlı sorulardan oluşuyor. Yani bir sorunun devamında ona bağlı bir başka soru var ve test bittiğinde sizin tüm tercihleriniz ortaya çıkıyor.
Sonuç olarak, halen kullanılan bu teste verilen cevaplar kişinin yaşamsal tercihlerini, hobilerini, garantici mi yoksa kuralsız mı olduğunu, risk alıp alamadığını ortaya çıkartıyor. Ned Herrman bu test sonucunda, ağırlıklı çalışan beyin loblarına da yine psikolojinin renklere getirdiği açıklamalara göre isim vermiş. Psikolojide mavi, analitik ve sorgulayandır, yeşil sağlığı, garantiyi temsil eder, kırmızı, duyguyu ve ihtirası, sarı ise rahatlatıcıdır ve özgürlüğü temsil eder. O nedenledir ki terapi odalarının çoğu sarıya boyanır…
Beyninizin hangi lobunun çalıştığı, kişiliğinizin, seçimlerinizin aynası oluyor. Beyin lobları incelemesi, şirketlerin eleman seçiminde, eşlerin ileride mutlu olup olamayacaklarını anlamada, yönetici seçimlerinde ciddi olarak işe yarayan bir yöntem. Uzmanlar beyni dörde bölüyor ve hangi alanlarda başarılı olacağınızı söylüyor.
Hepimiz farklı farklı!
Kimimiz duygusalız, kimimiz de hiç beklenmedik zamanlarda aşırı tepkiler veriyoruz. Bazıları aşkı bile bir matematik problemi çözercesine formüle etmeye çabalıyor, bazıları hayatı organize ederken tam bir hayal âleminde yaşıyor.
Söz konusu insan ve davranışları olduğunda, bir bütünlük sağlamak zor. İşte bu noktada, nörologlar ve kişisel gelişim uzmanlarının, insan beynine ilişkin araştırmaları giriyor devreye.
Bu konuda ilk çalışmayı yapanlardan biri Ned Herrmann. General Electric Yönetim ve Gelişim Departmanı'nda, Kişisel gelişim uzmanı olarak çalışan Ned Herrmann, bir çok insanın neden birbirinden bu kadar farklı tavırlar gösterdiğini merak etmeye başladı ve 1976 yılında insan beyninin nasıl bir sistemle çalıştığını anlamak için 40 yaşından sonra nöroloji okudu. Ve o yıllara kadar sadece sağ ve sol beynin çalışmalarına ilişkin yapılan araştırmalara bir yenisi eklendi. Herrmann'ın araştırmalarına kadar, insan beyni, sağ ve sol lob olarak biliniyordu.
İşte renklerin anlamı
Mavi
Düşüncede rasyonel, açık, sonuç odaklı bir kişiliğe sahip. Bakış açısı net ve tarafsızdır. Kendini ifade biçimi; sayısal ve problem çözücü.
Sarı
Düşüncede spontandır. Holistik ve heyecanlıdır. Bakış açısı renkli, görsel, bütüne odaklıdır. Kendini ifade biçimi; metafor ve hayalci.
Yeşil
Düşüncede seçici. Düzenli. Bakış açısı detaycı ve bütüncül. Kendini ifade biçimi; planlı ve kontrollü.
Kırmızı
Düşüncede duygusaldır. Arkadaş ve dosttur. Bakış açısı kendine göredir. Kendini ifade biçimi duygusaldır.
Ancak Herrmann, beynin iki kesitine iki kesit daha ekledi ve dörde bölmüş oldu. Yani sağ ön ve arka lob ile sol ön ve arka lob olarak beyni kesitlere ayırdı. Peki ama beyni loblara ayırmak neden gerekiyordu? Çünkü beynimizin baskın olan lobu, meslek planlama, evlilik terapilerinde eşler arasında uyumu arama, meslek belirleme, departman oluşturma, üniversite sınavı, iletişim kurma, satışta ikna edebilme, yaşamda etkili ve sağlıklı sonuca gidebilmek açısından önemliydi. Ned Herrmann'ı yola çıkaran da bunlardı. Herrmann'ın 140 cevap seçeneği içeren testi birbirine bağlı sorulardan oluşuyor. Yani bir sorunun devamında ona bağlı bir başka soru var ve test bittiğinde sizin tüm tercihleriniz ortaya çıkıyor.
Sonuç olarak, halen kullanılan bu teste verilen cevaplar kişinin yaşamsal tercihlerini, hobilerini, garantici mi yoksa kuralsız mı olduğunu, risk alıp alamadığını ortaya çıkartıyor. Ned Herrman bu test sonucunda, ağırlıklı çalışan beyin loblarına da yine psikolojinin renklere getirdiği açıklamalara göre isim vermiş. Psikolojide mavi, analitik ve sorgulayandır, yeşil sağlığı, garantiyi temsil eder, kırmızı, duyguyu ve ihtirası, sarı ise rahatlatıcıdır ve özgürlüğü temsil eder. O nedenledir ki terapi odalarının çoğu sarıya boyanır…