Bakışlar...

[-efşan]

Bir sonbahar edasıyla dökülüverdi saçlar,
Dalgaların üzerinden ketum bakışlar.
Ölü bedenlerde nice naralar,
Ölmek üzere olan bir bedene ekseriya bakışlar.

O bakışlar ki, can yakışlar.
Öyle bir bakarlar ki, can yakarlar.
Öyle ki, derdest, istihza ile,
Öyle ki, hasmane bakışlar.

O bakışlardır ki, can yakışlar.
Evvelinde mezara koyup,
Elzemi ile yarışlar.
Tevbe istiğfar, hansenliden kaçışlar.
Melanom sarmış bedeni, nereyedir varışlar?

O bakışlar ki, nasıl bakışlar?
Kul ki kadit olmaya,
Dinmez üzerinde istihzalı bakışlar.
Hangi allameye istişare eylersin?
Hangi eğreti nakışlar, elleri titrek nakkaşlar.
Sahifelerce yazarım, çoğalır çaresiz bakışlar.
Ölmeden yaşamayı terk ettiren bakışlar.
Ömre zehrini zerk ettiren bakışlar.
Gönle karanlığı gark ettiren bakışlar.
...​

 

[Akıncı]

ölmeden yaşamayı terk ettiren bakışlar

 

[CABBAR]

Lokman Hekim der ki : Bütün hastalıkların tedavisi moraldir. Abim anladın sen. Ben emin ol aklıma geldikçe dua ediyorum

 

[-efşan]

Eyvallah Kardeşim, bu konu kendim için değil idi. Henüz mantıklı düşünemez sandığımız çocuklar içindi.
O çocuklar ki birçoğunuzun en olgun yaşında kaldıramayacağı bir yük ileler.
Ve düşünceleri öyle olgun, öyle anlamlı sözleri ki. Duysanız, konuşsanız ağlarsınız ki ben çok konuştum.
Ben çok tuttum kendimi ağlamamak için, dayanamadığım anda kaçtım.