AŞk TadıNDa

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Reşwan

Reşwan

Emekli Yönetici
    Konu Sahibi
AŞk TadıNDa


SENİ UNUTAMADIM AMA ALIŞTIM


Yüreğimin sahibi, her şey senin elinde
Canım diyorum işte, canımı al istersen
Ruhum rüzgara tutkun, diner yağmur selinde
Gel bu ulvi duyguya uzanıp kal istersen

Yürek çağrısıdır bu, riya yok sözlerimde
Sebebini ararsan, bak oku gözlerimde

Geleceksen gel artık, fazla naza gelemem
Yazındayım ömrümün, sonbaharı bekleme
Sır olmuş yüreğinde, neler vardır bilemem
Çektiğim acı yeter, yenisini ekleme

Sitemkarım sayende, yine de vazgeçemem
Sen ruhumun eşisin, başkasını seçemem

Hüzünlü gecelerin yıldızı saydım seni
Gündüzleri kaybolan, karanlıkta parlayan
Hergün farklı biçimde, yeniden sevdim seni
Benim yerimde ol da gel bu acıya dayan

Dile gelen bu derdi çaresiz yutuyorum
Elini tutmak varken resmini tutuyorum

Metanet ektim cana, öylece yaşıyorum
Anılar avutuyor, yokluğunla barıştım
Hayat denen bu yolda meçhule koşuyorum
Seni unutamadım ama aşkım alıştım......




BİR BOŞLUK VAR RUHUMDA


Neden her taş altından çıkıyor böyle ismin
Sonra kördüğüm gibi beynimde dolaşıyor
Benden çok uzaklarda bensiz yaşıyor resmin
Fakat aldığım nefes hep sana ulaşıyor

Tuttum kaldırdım yerden yarım bırakılanı
Bir kaç değişik renkle boyadım kırılanı
Hep bir yerden belirdi bana yabancı yanı
Ondandır hep dilime sitemler bulaşıyor

Bir boşluk var ruhumda, benziyor uçuruma
Yıldız yağıyor gökten, saplanıyor soluma
Bende takmak isterdim sevdigimi koluma
Çare ararken yolum, çıkmazlara varıyor

Bir hayal miydi yoksa, rüzgar hiç olmadı mı?
İki avare yürek, vuslatı bulmadı mı?
Ben seninle doluyken, sende hiç kalmadı mı?
Bu soruyu yüreğim her atışta soruyor

Asla gelmeyeceksin, beklerim bile bile
Sevdayı kanatıyor, yıllar süren bu çile
Ses ver! Sende rüzgarın kucağındakı güle
Biraktığın dikenler bilsen ne acıtıyor...!!!




Kırıldım ortadan, baştan başa bir
Çatlakla yarıldı, söndü yüreğim
Yerinden sııçradı, öylesine hür
Göklerde semaha döndü yüreğim

Bir yarısı yıldızlara sarıldı
Diğeri ortadan tekrar yarıldı
Kırık kalbim defalarca kırıldı
Kendi kuytusuna sindi yüreğim

Bir parçası kızgın çöllerde yandı
Bir parçası "O" nun adını andı
Bir parçası sonsuzluğa inandı
Kartal kanadına kondu yüreğim

Sulara karıştı, delice akti
Nuhun gemisine bir çiçek taktı
Gizlendiği yerden halime baktı
Dalgalandı yine, dindi yüreğim

Bir parçası sağır idi duymadı
Biri dilsiz idi gönül koymadı
Bir parçası sevilmeye doymadı
Yalnızlık atına bindi yüreğim

Kedi kaptı yola düşen parçayı
Bir parçası el el gezdi çarşıyı
Birini ararken buldum karşıyı
Hep aynı gülüşe kandı yüreğim
Ecel şerbetini sundu yüreğim

Atom tanelerine kadar parçalanan fakat parçalandıkça çoğalan bir Yürek.
Üstelik her parçasıda ayrı birer yüreğe sahip...



Her gece sen girersin rüyalarıma
Her gece sen paramparça olur uykularım
Karanlığın koyulaştığı yerde kapımın çalındığını duyarım
Sen yoksun kilitlenir dudaklarım
Gözlerim karanlıklarda boşuna arar seni
Sen yoksun.
Sen yoksun yalnızlığımı kadehlere doldurup
Tek başıma içmeliyim bu gece
Kırmalıyım kapıları evleri ateşe vermeliyim
Sen yoksun zaman git gide uzar
Altmış saniye bir dakika
Altımış dakika bir saat
Ve sabahın olmasına beş saat var
Beklemek bir çeşit ölmektir
Sen yoksun bu bana her gece binlerce
ölüm demektir
Neden ayrılsın ellrimiz her akşam üstü
Gözlerime acı bir karanlık düşsün
Bir vapur alsın götürsün seni
Bense vapurlar dolusu kederimle yapayalnızım
Sen uzak bir körfezde özlemliği dalgın
Kıyılarına çarpıp yerlerde dalgaların
Neden ay karşılarında dalgalandığı zaman
Başım omuzlarda olmasın
Neden ellerim omuzlarımda değil
Neden gözlerin aradığı zaman gözlerimi bulamasın
Durup durup beni bu çaresizlik hançerliyor
Bu yolların bu yerde ayrılması
Uzayan kilometreler o sefil anlayışsız
Bakışları insanların
Dünya o eski dünya değil
Şu uçsuz bucaksız evrende ne derdimizi dinleyen
Nede bir anlayan var
İki ömür değil
İki ayrı ve büyük bir yalnızlıktır yaşadığımız
Her şey her şey aslında başka renkte
Gerçek olan şimdi senin yokluğun
SEN YOKSUN.

..
..
.


Çok uykum var, uyumak istiyorum dizlerinde,
Bir fikrim war, masallar anlat bana bu gece,
Bebek gibi uyumak istiyorum ben,
Tüm masumluğumla uyumak istiyorum şevkatinle,
Bütün kabuslarımı unutup,
Rüyamda seni görmek istiyorum,
Yıldızları anlat bana ,
Kuşların nasıl uçtuğunu,
Yılanın nasıl ilerlediğini anlat,
Bilmek istiyorum,
Belkide hiç yaşayamadığım geçmişimi,
Bana yaşatmanı istiyorum,
Şewkat göster bana ,
Başımı okşayarak uyut,
Kimsenin yapmadığını yap bugüne dek,
Beni öperek uyut,
Kollarını aç bana ,
Kanatlarına sığınmak istiyorum,
Kalp atışlarınla mayışmak,
Sıcaklığınla uyumak istiyorum
!
!
!




Yüzün,,,,,,
Kaybolmuş kimliklerden bir esinti……..
Bir yazgının görüntülenen şekli…
Biraz açlık,biraz tokluk….
Ama kocaman bir yokluk…
Şekillendirmeyi hiç beceremediğim…

Sesin…
Uzak iklimlerin esintisi…
Kaygılardaki derinlik..
Aşk tonunda bir tını….
Beynimde durmadan uğuldayan….
Duymayı hiç beceremediğim…

Sözlerin……
Yüreğime nakış nakış işlenen
Beni bir düş bahçesine götüren…
Benimsediğim, sevdiğim…
Yaşam akışımın parantezi
Dilimde hiç vazgeçemediğim..

Ellerin…
Kış günü içimi ısıtan…
İçinde küçücük kaldığım…
Kırılgan ama en güçlü
Savunma kalemin anahtarı
Tutmayı hiç beceremediğim..

Sen….
Adıma ayrılığı düşüren…
Yola beraber çıktığım son adam..
Kuşatmaların sonuç verdi
Savunma hattımı deldin...
…..ve öylece çekip gittin…
Benim miydin hiç bilemediğim....



Gönlümle baş başa düşündüm demin,,,
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.



Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim
Kalbimde kalbine yok bile kinim
Bence artık sen de herkes gibisin.

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin



Nazım Hikmet Ran



Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır? ..

Yağmur bırakmadan geçen bulutlar gibiydi zihnimdeki düşünceler;
dilime düşmeyen, sözcüklere dönüşmeyen! ..
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır? ..

Her zaman fazla oldu söyleyemediklerim, söyleyebildiklerimden! ..
Her zaman; bir bilinmez lisandaki çözülmez şiirleri koklayıp, hissettirmeye çalıştım sana...
Her zaman biraz daha zaman kolladım seslenmek için sana, ve her zaman hayıflandım;
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır? ..

Kendi karanlığında; güneşe görünmek için karar veren bir tohum gibiydim...
Zordu çıkmak gömüldüğüm çamurdan;
Ama güzeldi!..

Sen güzeldin ve ben, güzelleşiyordum seni düşündüğümde!..
Kendi karanlığında; güneşe görünmeye karar verip yeşillerini giyen bir tohum gibiydim...

Boyutları değişiyordu hayatımın...
Yani, değiştiren sendin boyutlarını hayatımın; büyüyordum, gelişiyordum, genişliyordum...
Söyleyebildiklerimden çoktu her zaman, söyleyemediklerim; bu yüzden kelimelerimin arası açılıyordu!..

Sığdıramadığım her duygu; iki kelimemin arasındaki boşlukta gizli...
O yüzden, yazdıkça parmaklarım,,, ve işte yine o yüzden söyledikçe dilim topallıyor!..
Toparlayamıyorum zihnimi...
Seni özlüyor, ve terliyorum özledikçe;
Seni koklamak için...
İçimdesin!






Mavi bir aleve dönüştürdüm kalbimi bir anda
Tutuşturmak istedim beni böyle umarsız
Bırakıp gittiğin bu zalim şehri
Yakamadım gözlerin dikildi karşıma bir caddenin tam ortasında
İnanılmaz güzel bakıyordu gözlerime hafif ıslak
En özel en bilinmeyen türleri açmıştı papatyaların
Hatıralarınla titriyordu içim kuşlar kanatıyordu gönlümü
Gri bulutlar geçiyordu göğümden
Anlamak üzreydim neron’un roma’yı neden yaktığını
Karanlık bir koridor açıldı önümde anlayamadım
Yenik düşmüş bir napolyon kadar mutsuzdum aslında
İntihara kalkışan hitler kadar çaresiz
Yakmak üzreydim ki bu şehri hatıraların
İçli bir yağmur gibi boşandı üzerime
Kediler geçti birden kavşaklarından şehrin
Acı acı miyavladılar gözlerime baktılar kızgındılar kırgındılar
Onlar da tutulmuşlar anladım sana bendeki kadar
Onlar da terk ettiğin bu şehri çaresiz
Yakmak istiyorlar yakamıyorlar
Saçların dikildi karşıma bir sokak köşesinde
Her telinde parmaklarımın izleri parlıyordu
Benzersiz kokunu alıyordu kıvrımlarından rüzgar
Gözleri doluyordu saçlarına bakan kedilerin
Her biri bir kenarda darmadağın
Çömelip kalıyordu yutkunuyordu
Rengi kaçıyordu pencerelerde perdelerin
Nereye yürüdüysem bakışın, duruşun, sesin
Anladım söndürmeliyim tutuşan yüreğimi
Kendimi yakmış olurum yakarsam bu şehri
Çünkü sen her şeyinle bendesin




Vakıt tamam sımdı gıtme zamanı
Kahrolası ayrılık benı buldu yıne
Alıstım artık bılmem kı kacıncı?
Bekleme bosuna pısman olur dıye...

Kızıpta resmımı elıne almazsın
Toplayıp mektupları ınat dıye yakarsın
Buruklu kaplar gecmısı ararsın
Umıt etme bır gun gerı doner dıye...

Senden once neler gordu bu yurek
Elveda demeye var mıdır gerek?
Bak yıne bozulmadı gelenek!
Kım demıs aşk gercektır dıye...

Anlarsın benı elbet. zaman gecer...
Gun gelir gonlun yanlışı seçer
Dersın kı bu Okan doğruymus meğer
Oturur ağlarsın gec kaldım dıye...








 


Reşwan

Reşwan

Emekli Yönetici
    Konu Sahibi

Sustun , kayboldun yeniden ,,,
Beklettin beni yine unuttuğum sokak köşelerinde ...
Yalnız bıraktın beni yağmurla ...
Ağlattın yine !!!

Susuyorum,,,
Sonra en çok ben konuşuyorum.
Yalnız kalıyorum ...
Kalabalıkta dolaşıyorum.
Resimleri yırtıyorum .
Sonra ağlayıp tekrar birleştiriyorum .
Sevdiğim şarkıları dinliyorum.
Sonra, hiç sevmediklerimi ...
Seni çıkaramıyorum içimdenn ...

Birgün yolda yürüyordum ,
Bir şarkı duydum ... kalbim acıdı .

“ Seni Seviyorum “ diyordu şarkı .
Yüreğimde saklı kudretimle
Hem ömürde hem ölümde
Ben seni seviyorum ...
Sen sevsende sevmesende, gönlüme gelmesende
Ben , seni Seviyorum !!!

Yeter artık yüreğimm !
Yapma bunu kendine .
Geçmişi göm artık bir daha bulamayacağın yerleree ...
Çok zor değil mi ???
Şarkılar , şiirler, resimler, bir ömür verebileceğin ufacık cümleler ,
Beraber aldığın her nefes,
Yaşadığın her an ,
Özlemler, tebessümler , ayrılıp , sonra dayanamayıp tekrar birleşmeler ...
Hangi kalp alır saklar bunca yaşanmışlığı acı vermeden ???

Dedim yaa ,,,
Birgün yolda yürüyordum ,
Bir şarkı duydum ... kalbim acıdı !!!
Bu kadar !!!

-----------------

Özlenirsin Sevgilim

Ne kaldı, ne kaldı son güzden geriye
Sevgilim, beklemesini bilenim benim
Kar yağdı kirpiklerine
Kar sesi kuşattı çevremizi
Umutlar gibi birikti kar
Özlemler gibi birikti
Biliyor musun acılardan örülü
Sözcükler kaldı aramızda

Acıları tersyüz ettik
Yenildik, evet düpedüz yenildik
İçimize bıraktık kar sesini
Yeni bir ezgi üretecek olan
Çığlıklardan, kurumuş gözyaşlarından

Biliyor musun gülün kokması gecikecek
Bir kuş sesi gömleğine işlenecek
Çok eski bir gökyüzüyle birlikte
Orda burda söylenecek

Huma kuşunun göğsünde dinlendiği
Üşümüş, yorgun ama umutsuz değil
Canımın yongası, sevgilim, bir tanem
Ne kaldı, ne kaldı geriye acılardan

Eski alınteri, aşksız kaldı birçokları
Çocuklar kutup mavisi ağladı
Kimse artık hüzünleri anlatmasın
Ne vakti, ne yeri, ne bir anlamı kaldı

Güzelim, bir tanem, canımın yongası
Bir karanfilin suya eğilimi gibisin
Öylesin, özlenirsin, gel artık kar yağdı
Bize paylaşacak aldanmalar kaldı...

-----------------------------

AĞLIYORUM BU GECE
Gönlümün Mahzeninde Sana Sevda Türküleri
kabulumdur seni sevmenin bedeliyse ölüm
ama
sevgiye kurşun sıkılmaz ki ah gülüm
gecenin koynundaki öksüz çocuk gibi
karanlıklardan korkarım ben
gözlerini alma gözlerimden
yarınlarımı elimden
tutunacak dalım olmalı
yenilmemek için hayata
sensiz akar giderim hüzün deresinde
suç sevmenin neresinde
kendinle gurur duymalısın sevmişsem seni
suçlama kendini ya da beni
sana sevda türküleri gönlümün mahzeninde
ikimize de en doğrusunu zaman gösterecek
senin memleketim gibi güzel yüreğin
duygularını vurduğun zincirleri kıracak
sevgime mi koşacak
yoksa anlamsız korkularda
yine sevgi mi yenilecek
bana sorarsan tabuların sevgimizin
önünde eğilecek
ve yarınlar bize gülecek
elbet sevgiyede uğrar hayatın yolu
koparıp yalnızlığına atma
hayatın dalından sana eğilen kırmızı gülü
korkma gül kanatmaz ki hiç bir gönülü
istersen kurumuş gül yaprakları gibi biriktir zulanda
sana ayırdığım ömürü
yaralı bir güvercinim kipriğinde
avcı mı olacaksın sevgime
dudaklarıma yakışır sevda türküleri
dokun yüreğimin tellerine
mutlulukistanı vereyim ellerine
avucunda bir gelincik gibi büyütür seni bu şair
bütün güzellikleri sığdırır hasretine
mendilliğe uzatır yüreğini ağlayan memleketine
her şeyini sevdiğine
ama acıları ayırır kendine
her rengini büyütür sevginin
dünyayı mutluluğa boyamasını da bilir
bir serçenin kanadında
ya da senin susarken de konuşan gözlerinde
örselenmiş sevda bırakmaz ardında
hiç bir sevgide mutlu olamasın
mutlu olacağın kadar bu şairin sevgisinde
sana sevda türküleri gönlümün mahzeninde
yaralıyım ama
anasından kopmak istemeyen çocuk gibi sarılırım yaşama
şimdiye kadar aldığım tek güzel yara
senden gelen her şey güzeldir bana
güzelliğin sevdamda konuşur
sol yanım kurşun yedi
ömrümün kalanı üşür
belki de yüreğin aşkımı bölüşür
hiç olmasa kanadığın anda dinle
anahtarı sende
gönlümün mahzenide sana sevda türküleri
say ki sen bir yıldızsın gökyüzünde
ben
ömrünü harcamayı göze almış bir aşığım
o yıldızın peşinde
biliyorsun söküp atamayacağın
bir tohumdur sevgim
yüreğinde günden güne büyüyecek
ve yarınlar bize gülecek
Sustum!
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
kimse duymuyor...
Sustum!
bin ah sürüp dudaklarıma
Sustum!
sustu benimle deniz,
sustu deli dalgalar, sustu martılar...
umutlarımı sarıp rüzgarlara
uzaklara savuruyorum her gece
yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
kimse görmüyor...
Sustum!
tam acılarımı haykıracaktım ki,
sustum
bir çığlık kanıyor demedim,
en derininde yüreğimin...
sustum!
içimdeki volkanları boğarak
açmadım yüreğimi kimselere
hançeri sadece kendime sapladım
sapladım ve sustum!
hüznü yüzümde,
acıları gözlerimde toplayarak...
Sustum!
sustu dudağımdaki şarkı,
gözlerimdeki şiir
yaraları yalayan rüzgar
sokaklarında kahrolduğum şehir
gözlerim konuşuyor yalnız!
Saçı ağarmış hayaller
nemli kirpiklerle
bulutlandığında gözlerim
gökte şimşek olup çakıyorum
kimse görmüyor...
Sustum!
tuz basıp yaralarıma!
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
yaslanıp yalnızlığın duvarına
gül döküp kalabalıklara her gece
kimsesiz geziyorum gönül ülkemi
kimse bilmiyor...
Sustum!
tam sevdiğimi haykıracaktım ki, sustum
sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
acılar konuşuyor şimdi yalnız
yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
atıyorum uçurumlardan
kimse görmüyor
Ne zaman
dudaklarından öpmeye kalksam hayatı
saçlarını koklasam rüzgarların
içimde incecik bir sevgi ürperiyor
sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
gelmiyor beklediğim bahar
yaralar merhem tutmuyor
gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
kimse silmiyor
yağmur dinmiyor
sevdiğim bilmiyor
Sustum!
sustu benimle sarı sabır,
sustu hasret, sustu zaman
yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
kimse duymuyor
Sustum!
İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
sustum
sustu dudağımdaki şiir
gözlerimdeki nehir
gönlümdeki yara
bulutlar haykırdı isyanımı
şimşekler haykırdı
sadece ben duydum
sadece ben
Ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
ey kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
yaralar merhem tutmuyor
geceler avutmuyor
ben sustum
acılarım konuşuyor yalnız
yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
Ben sustum!
susmuyor yüreğimi kavuran kasırga
pencereme vuran yağmur damlaları
susmuyor inleyen rüzgar
bahar gelmiyor
kuşlar sevinmiyor
yıldızlar küs
ay üzgün
güneş doğmuyor
acı dinmiyor
içimde binlerce şiir kanıyor her gece
kimse bilmiyor
kimse duymuyor
sustum!
sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,
sustu hayat, sustu zaman
acılar konuşuyor yalnız
acılarım konuşuyor
kimse duymuyor...
duymuyor...
duymu...
duy...
DUDAĞIM MÜHÜRLÜ,HAPİSTE KALBİM

Lal oldu dilim
Gönlümde fırtına kopar,
İçimden dicle akar duymazsın,
Susmak zorundayım zalim,
Sırdır bu görürsün, anlamazsın
Tutuşur yüreğim,
Birileri benzin döker içime,
Alevimi göstermem yine de kimseye,
Binlerce cam kırığı batar gövdeme,
Bakışım çok şey anlatır,
Bir baksan gözlerime,
Aşk bu ne yapsan saklanmıyor,
Yedi bitirdi beni,
Bakışlarını kaçırma ne olur,
Sana muhtaç bu bedeni,
Santim santim acı kesiyor,
Atabilsem korkularımı pencereden,
Seni seviyorum diye haykıracağım,
Ne çare sözcükler ağzımda donar,
Dışım çiçek açar, içime yaprak dökerim,
Bir kere gülsen zalim,
Gözlerinde kaybolup giderim,

Anla insafsız,
Aşkına mühürlü yüreğim,
Acizim, susmalıyım,
Dudaklarına tutunur canım,
Gözlerime bak, aşkına ölümdür,
Benim sır dediğim
Gül Yangını Kül Yokluğun İntihar
Gün ışığını toplarken
Akşama doğan varlığınla
Aydınlanacak anlar
Ve ben gelişimle sen gidişinlesin
Duyuyor musun
Bir yerde bir şeyler atıyor
Kırık bir dalga kayaları yalıyor.
Tutkumsun ateş topu yüreğim
Seni görmek, seni düşlemek
Seni bilmek seni sende
Sensizlikte de olsa yaşamak demek
Sen yüreğimin titreşen sesi
Turnanın kanat süzüşü
Çiçeğin bahara dönenci
Çatlayan kurak toprağın sızısı
Yangın alevi Afrika sıcağı
Deprem şiddeti ölçülemeyen
Düşlerimin düşüncemin güzelliği
Senler hep güzel
Işıl, ışıl dolar gözlerime günler
Dağılır karalar
Bir liman
Gelir gider nice anılar
Hüznüm isyanda yüreğim
Gül yangını kül yokluğun intihar..
Bu bir boşluğun hikayesi
İlk kez bu akşam içimde bir şey var
Tuhaf duygulara bürünen kalbimi
Ellerime aldım
O kadar sıktım ki
Nefes alamıyorum
Ayrılıklarla yenilgilerle
Yine dar sokaklarda yürüyorum
Yalnız otuzbir yaşımın nisan ayını çok özledim
Bilmem geçmişin özlemi
Halime çare olurmu
Ben ayrılığı hiç ama hiç istemedim ki
Ama kalbimin başara bileceği bir şeyler olsa gerek
Çok uzaklaştım içimde tatlı bir telaş
Arkamda bir kaç gölge
Belirli belirsiz
Bomontinin sıkıntılı dik yokuşundayım
Tam ortasında sokağın loş bir ışık
Bir çift köpek
Şahittir olup bitene kendince
Beklemesi bir hoş
Her bekleyiş bu kadar güzel olsa
Ne istediğimi bilmek istermisin
Hayatımın geri kalan kısmını
Paniğe kapıldım
Yola devam etmem gerek
Anlıyormusun
Bir rengim daha soldu
Dikkatlice bak
Bak ki o simsiyah saçlarından dökülen
Öfken gururun
Bir nebze olsun hafifler
Sen Bana Hep İyi Geliyorsun
ne zaman kendimle baş başa kalsam
senli düşlere dalıyorum
bitmesini hiç istemediğim bir rüya gibi
sen bana hep iyi geliyorsun
ne zaman sıkılsam
seni düşünürüm
ellerinden tutup mor dağlara çıkarım
kar sürerim yüzüne
sevgili için koparılmış kırçiçeği gibi
sen bana hep iyi geliyorsun
ne zaman daralsam
seni düşünürüm
omzuna dayarım başımı
buzlarımı eriten
yanıklarımı serinleten nefes gibi
sen bana hep iyi geliyorsun
ne zaman artsa ağrılarım
seni düşünürüm
anamın titrek sesiyle can demesi
babamın şevkatle okşaması
yaralarıma merhem gibi
sen bana hep iyi geliyorsun
ne zaman özlesem
seni düşünürüm
hayranı olduğum yıldızla resim çektirmek
sevdiğim kişiyle sevişmek gibi
sen bana hep iyi geliyorsun
ne zaman öfkelensem
seni düşünürüm
birbirine geçer dişlerim
kızgınlığıma bebek gülmesi gibi
sen bana hep iyi geliyorsun
ne zaman endişelensem
seni düşünürüm
öldü diye sana koşarken
burnunun bile kanamadığını görmek gibi
sen bana hep iyi geliyorsun
ne zaman kendimle baş başa kalsam
sensiz oluyorum
beni sensiz bırakma
sen bana hep iyi geliyorsun
Sebebi Sensin
Gülmüşse bir kerecik hüzün gözlerim
Değmişse dudağıma bir tek tebessüm
Çıkıyorsa boğazımda hala nefesim
Canımın cananı sebebi de sensin
Şiirdir dilimde sana her kelime
Türkü olur sazıma akan her cümle
Sabaha mutlu ise senle her gece
Canımın cananı sebebi de sensin
Kral sofrası olur kuru ekmeğim
Mecnundan beter seven yüreğim
Vuslatına ermekse en son dileğim
Canımın cananı sebebi de sensin
Yüreğime akıyor hasretin zehri
İçimde çağlıyor sevdamızın nehri
Olduğun yerdeyse aşkların baş şehri
Canımın cananı sebebi de sensin
Gözlerin gönlümün en büyük serveti
Bu büyük sevdanın sendedir hikmeti
Yaşıyorsam eğer dünyada cenneti
Umut Gül der yarim sebebi de sensin
.................................................. .......
..............Bir türkü dolandı şimdi dilime,
'Gönül dağı yağmur yağmur boran olunca
akar can özüne sel gizli gizli
bir tenhada can cananı bulunca
gönülden gönüle gider yol gizli gizli...'
....
Seviyorum demekle olmuyor elbette, ölümüne sevmek,
'Seni en çok ben seviyorum 'diyebiliyorsa sevilen
Gönülden gönüle akıyorsa sevda nehri...
ve önünde duramıyorsa hiç bir şey
Gel sebebim..gel..gizli gizli...
Umut Gül Hayal ya...Bende ki...
Hayal ya bende ki;
Diyorum ki!
Çıkıp da gelsen bir akşam vakti
Çalsan kapımı üşüyen ellerinle,
...
Süzülüp girsen içeri...
Ürkek bir ceylan edasıyla,
Atılsan boynuma,
Yılların hasretiyle…
…
Çayımda hazır olsa sobamın üzerinde
Tutuştursam hemen ellerine
Bir yandan yudumlarken çayını,
Bir yandan sevgiyle baksan bana
Gözlerinin, en koyu kahvesiyle
Otursan hemen yanı başıma
Yorgunum canım desen
Asırları devirip,
Çok uzun yoldan geldim
Sevdanın yolcusuyum
Dinlendir göğsünde beni…
…
Bitirip çayını,
Yapıştırsan başını sevdanla çarpan göğsüme,
Sen öperken avuç içlerimi...
Ben okşayıp, koklasam saçlarını
…
Sobamın üstünde kavurup
Sensiz boğazımdan geçmeyen kestaneleri
Ellerimle soyup yedirsem sana…
…
Atarken yorgunluğunu
Sevdanla coşan dizlerimde...
Ölümsüz sevdamızın türkülerini
Söylesem gözlerine…
…
…ve sevdiğim…
Alsam seni kollarıma
Sarılsam incecik beline
Isıtsam seni...
Sevdana hasret dudaklarımla…
…
Hayal ya bendeki..
Umut ya işte…
Hani şu fakirin ekmeği cinsinden...
…
Gelsen ya…
Bir gün çıkıp düşlerimden…
....
(Önce hayaldi senli günlerim,
Şimdi uçsuz bucaksız bir umman içimde sana dair umutlarım,
Biliyorum geleceksin bir gün..! Umudunla Sevda Yolculuğuna…)
Umut Gül Sen düştün
Kurşunlar yagmur olmuş yagıyordu,
Aklıma ölüm degil sen düştün,
Vuruldum gülüm kanım akıyordu,
Gözlerime ölüm degil sen düştün.
Karanlık,yüreklere korku salıyordu,
Gecenin kuru ayazı yüzleri yalıyordu,
Şimşekler sevdamıza imza atıyordu,
Yüregime korku degil,sen düştün.
Toprak ıslak ve soguk üşüyorum,
Vuruldum sevdam düşüyorum,
Rüzgarda sesin,siluetlerde resmin,
Dilime ölüm degil,sen düştün....
İshak Özlü Gül yazdim kalbime solmayacak
hüzünden mi, susuzlugumdan mi,
yalanlardanmi,
sevdadan mi,
düsleri aldim bir kemaninin gece yarisi gün ortasnda,
unut git diyor kalbim,
sevdim duymuyor söyledigimi kalbim,
bir gecenin deniz mavisi pazarindayim,
kapimi calan aldanmis yalanlardi durgun hayallerde,
bulduklarimla aglayamam hüzünlerimsiz,
biraktiklarim cam bir vazoda,
yanan yüregim denize sabaha,
yangin bu kalbim senin sevgine,
aska düsenleri aldim icimden yanima,
aglayamam ben yanliz,
gamsiz dertlerimi bir kapanin icine attim,
hesaplari sönen yildizlara,
sonra satarim dedim benim gibi sevdaya,
iste benim aldiklarim onlar paylastigim askim derdimde,
bir gecenin kaydesiz pazarindayim,
günahlarimi ask affeder,
düslerim zorlar,
günahlarimi ask affeder,
tutunarak hasret yüzüm,
simsiki sardim sarmaladim,
söz bulamadim söylemeye söz,
aynalar söndü,
söndüler yildizlarin ardindan,
gördügüm bamabaska unutmadiklarim,
kalbimin sökemedikleri,
gördügüm agladigim,
sonrada hepsini toparlayip giden sendin,
tezgahi serdim benligimdekilerle,
öksüz asklara selam yazdim,
bir selam edermi maziden leyla,
yoksa bu yazdigim duygularima güler mi,
anlarmiydi,rüzgarindan devrildigime,
yüregimdeki gülün dayanamadigi rüzgara,
karli daglarin yamacinda hic soldurmadigima gülermiydi...

Ölene kadar sendeyim,
sensin benim mavim,
seni asla birakmayacagim,
benim ince sevgilim,
elini ver sansimi bitirmeyeyim,
alirim seni allanirim,
sararsam seni berduslasirim,
romansin bende deliyim ugruna ömrümü yazarim,
ben sana belaliyim,
kim engel olacak bana ben kararimi verdim,
yanliz yada seninle birlikte ömrü icecegim,
sensin benim herseyim,
ben sana deliyim,
sensin benim hayalim tek sevgilim,
sensin benim sansim bunu hic bitirmeyecegim,
kaleminde ismin yazili hep kalbimin,
ben sana sevgiliyim,
kalbimin kalemiyle ismini yazarim,
sana kiyamam seni hep yasatacagim,
sarkisin sen yarim kalmaz sana nefesimin sonuna kadar okuyacagim,
askimin bestesiyim,
seni seviyorum diye ulu orta hep haykiracagim,
gözümdesin hüzünlerini kücücük bir damla yapacagim,
yemin ettim seni hic mi hic birakmayacagim,
ben gercek bir deliyim askimin nagmesiyim,
ben bir deliyim,
askina katiksiz bir deliyim,
ölene kadar sendeyim,
derdin olayim dertlerine serserice gögsümü dereyim,
defalarca atsan beni,
ben salaga yatar yine sana gelirim,
ben yine seni severim,
ben senin icin deliyim,
satsan bile beni bilinmeyen yerlere,
birdaha gelme desende,
ben senin artik gülün delgilim desende,
ben salaga yatar yine sana gelirim söylediklerinin hepsine güler gecerim,
ben yanliz seni sevecegim,
bile bile sen bitecegim yer olsanda giderim,
bana sefa mi bulunmaz deyipte baska yere gitmeyecegim,
dedim ya ben askinin delisiyim,
bana askini ver gönlüme bir gülden öpücük,
bir gül kücücük bir gülücük,
askindan oldum deli bir cocuk,
ölene kadar sana ucuk,
dedimya ben askinin delisiyim,
hemde siril siklam delirmisim,
ne dersen de bana istersen manyak de,
salaga yatar senin icin bütün sözlerini yutarim gülüp gecerim,
manyagim ya askina iste yeterki bir dagi devireyim,
iste yeterki sensiz olan tüm sevgilere küseyim,
bilmem delimiyim manyak mi yoksa ucurumdami,
ama sunu kesin biliyorum ölene kadar sendeyim
!
!
!


 
-efşan

-efşan

Üye
Önce hayaldi senli günlerim,
Şimdi uçsuz bucaksız bir umman içimde sana dair umutlarım,
Biliyorum geleceksin bir gün..! Umudunla Sevda Yolculuğuna…

:ağlarım::ağlarım:
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt