Aşk Bağımlılığı

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Haydar

Haydar

Emekli Yönetici
    Konu Sahibi
Aşk Bağımlılığı
“Tek ihtiyacın olan sevgi” (All you need is
love) Bu sözler, aşk bağımlıları için popüler bir şarkı
sözünün çok daha ötesinde anlam taşır. Onlar
için aşk olmadığında hayat çekilmez, sorunların
üstesinden gelinemez. Bu insanlar aşka
bağımlıdır. Peki, aşk bağımlılığı nedir, böyle bir
sorunumuzun olup olmadığını nasıl anlayacağız, varsa nasıl kurtulacağız? Aşk psikolojik bir bağımlılıktır. Aşk bağımlılığı, karşılanmayan ihtiyaçları
gidermeye yarayan psikolojik bir bağımlılıktır.
İstek ve ihtiyaçları dikkate alınmamış veya
gereksiz görülmüş, eleştirilmiş kişiler
çoğunlukla beklentilerini farkında olmadan
kısıtlarlar. Öyle ki bu kısıtlama yanlış düşünce biçimlerine dönüşür:
“İhtiyaçlarımın hiçbir anlamı yok”
“Kimse beni dikkate almaz.”
“Yakınlaşmak bana zarar verir.”
“Sevilmeye layık değilim.”
“Beni kim sever ki?” Bu düşünceler hali hazırdaki veya geçmişteki
ilişkilerin yaralarını sarmaz, ancak aşk
bağımlılarının hayatlarına yön verir. İlgi
görmek, korunmak veya karşılaştıkları
problemleri çözebilmek için bu kişiler diğer
insanlara bağımlı olur. Çoğunlukla bitmeyen korkuları ve çok
sevilmeyle beraber hayranlık uyandırma
hayalleri vardır. Diğer kişiler tarafından
reddedilmek, acı çekmek, yeni yaşantılara
açılmak onlar için korku vericidir. Sevgi alış-
verişinde bulunma konusunda kendilerine güvenmezler. Sevilebileceklerine inanmamakla
beraber sürekli aşk ister, bekler ve umut
ederler. Aşk bağımlıları için bu duygu sürekli
bir takıntı düzeyindedir, bir parazit gibi kişiyi
tüketir. Kısıtlar. Değişimi sevmez. Gerçek
samimiyetten yoksundur. Entrikalıdır. Kişi kendini bu konuya adaması gerektiğine inanır. Aşk Bağımlılığının Belirtileri Gençlik yıllarında yeterince ilgi görmemiş
olmak Aile, ebeveyn ve eşlere karşı yakınlık
hissedememe, yalnızlık duygusu Diğer hayat alanlarındaki ilişkileri
önemsememek Bir ilişkiyi başka bir ilişki için bitirme
eğilimi, ilişkisiz olamama Bedeli ne olursa olsun terk edilmemek ve
reddedilmemek için elinden geleni yapmak
veya ilişkileri bitirememe Bir ilişkisi olmadığında kendisini yarım
hissetmek, “yeterince kadın” veya “yeterince
erkek” hissetmemek İsteklerini ihtiyaç zannetmek (onsuz
olamıyorum) Biten bir ilişkinin ardından hemen yeni bir
ilişkiye başlamak Cinsel çekimi ve cinselliği yemek ve su ile bir
tutmak Yoğunluğu yakınlık zannetmek (ilişkilerdeki
yoğun duyguları yanlış tanımlamak) Cinsel partneri veya ilişkisi olmadığında
kendisini değersiz hissetmek Cinsel çekimi sevgi veya ask zannetmek (İlk
görüşte askta olduğu gibi).) Sevgi veya yakinlik ihtiyaçlarını cinsellikle
karşılayabileceğini düşünmek, bunun için
farklı kişilerle beraber olmak Yalnızca kendi morallerini yükseltmek ve
sıkıntılarını gidermek için cinselliği
kullanmak Seks, aşk, bağımlılık ve diğer ihtiyaçlarında
doyurulamayan bir iştaha sahip olmak Kendi iç çatışmalarından kaçınmak için tüm
beklenti ve ihtiyaçlarını âşık oldukları kişi ile
karşılamayı düşlemek Görünmeyen veya ifade edilmeyen
psikolojik ızdırap Çocukluklarında ve şimdiki hayatlarında
kendileriyle yeterince ilgilenilmediği ve
yeterince desteklenmedikleri için
ebeveynlere ve eşlere karşı içten içe
bitmeyen öfke duymak Sürekli hayat tarzını ve değerlerini
sorgulamak Çılgın, umutsuz veya fevri olmak Bir problem yasadıklarını inkâr etmek Kontrol dışı davranışları normal olarak
tanımlamak Aşk Bağımlılığının Sonuçları Bağımlı sevgide, kişi bir kişide bütün dünyayı
bulmaya çalışır. Kendi kişisel gelişimleri ve
büyümeleriyle ilgilenmek yerine âşık oldukları
kişinin kimliğine bağlanırlar. Bu yüzden sıklıkla
âşık oldukları kişinin başarılarından kendilerine
pay çıkarırlar, bu başarılar nedeniyle kendilerine saygınlık talep ederler. Birey olarak
güçlenmenin ve gelişmenin eş-kimliklerini
zedeleyeceğini düşünürler. Bu değişim korkusu
nedeniyle bireysel beceri, ilgi ve isteklerini
baskılanmasına izin verirler. Bağımlı aşk
ilişkilerinde bu nedenle genellikle bireysel tıkanma görülür.
Aşk bağımlılığının üç bileşeni: Romantizm Beraberlik Cinsel Bağımlılık Aşk bağımlılığında sık karşılaşılan yoğun
güvenlik ihtiyacı, bireyi duygusal entrikalara da
yöneltir. Bağımlı kişi, sürekli sevdiği kişiyi
memnun edecek şekilde davranırsa, sevgilerinin
güvende olacağını sanır. Bir süre sonra
yaşanmaya başlanan hayal kırıklıkları ve gücenmeler, bu entrikaların sevginin kalıcılığını
garanti etmediğini gösterir. Yine de bağımlı
âşıklar imkânsız ihtiyaçlar ve
gerçekleşemeyecek beklentilerle yoğun bir
uğraşı içindedir. Sevginin koşulu dürüstlük ve
bütünlüktür. Dürüstlük ve bütünlüğün olduğu sevgi ilişkileri her iki tarafın da gelişmesine ve
değişmesine izin verir. Korkuya dayalı bağımlı
ilişkiler gerçek sevgi ve paylaşımın önündeki en
büyük engellerdir. Çoğunlukla kişisel gelişim
üzerindeki etkileri yapıcı değil yıpratıcı ve
yıkıcıdır. Aşk Esaretinden Kurtulmak Bağımlı olduğunuz bir aşk ilişkisi içinde
olduğunuzu düşünüyorsanız durumu
kabullenerek ise başlayabilirsiniz. Aşk
bağımlılığı çoğunlukla seks bağımlılığı, yeme
bozuklukları veya kendine zarar verme gibi
diğer bağımlılıkların yanında fazla ciddiye alınmaz. Çünkü “kulağa hös gelir”. Aşk pek çok
kişi için yaşanması arzulanan bir duygudur.
Kültürümüzde “âşık olma ve sonrasında mutlu
yaşama” inancı vardır. Medya tarafından da bu
inanç abartılı bir biçimde gerçekmiş gibi
desteklenir. “Büyük aşk” olarak lanse edilen pek çok ilişki aslında bağımlılık ilişkileridir.
Gerçekte ise, hem bağımlı kişi hem de esleri için
çok ızdıraplı, hatta bazen de tehlikeli bir süreç
olabilir ask ilişkileri. Pek çok cinayet, intihar,
tecavüz ve sadizm gibi eylemin kökü böyle bir
ask bağımlılığına dayanır. Edebiyat tarihinde de bu ilişkilerin örnekleri çoktur. Romeo ve
Juliet’in mutlu bir sonla bittiğini söyleyemeyiz.
Sancılı ve bağımlı ask ilişkileri ölümle
sonlanmadığında da kişide bir takım psikiyatrik
sorunlara yol açabilir: Örneğin aşırı kaygı,
gerginlik ve korku hali, hayattan keyif almama, umutsuzluk, uyku zorlukları ve psikosomatik
rahatsızlıklar aşk bağımlılıklarında kendini
gösteren en sık belirtilerdir. Bu belirtiler çok
yoğun olduğunda, uzun sürdüğünde, günlük
yaşamı zorlaştırdığında ve daralttığında
psikiyatrik rahatsızlıklardan şüphelenmek gerekir.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Travma Sonrası
Stres Bozukluğu, Depresyon, Panik Bozukluk
gibi hastalıkların habercileri olabilirler. Böyle
bir durum bireyin mutlaka psikolojik ve/veya
psikiyatrik kontrole başvurması, gerekli bulunursa terapi veya ilaç tedavisini
sürdürmesi, kendisi için yapabileceği en iyi
eylemlerden biridir. Hem kendi ızdırabını
hafifletmek, hem de sürmekte olan is ve
ilişkilerindeki kaliteyi kaybetmemek için. Klinik Psikolog Selen Fehimoğlu Kaynak
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt