Temperature
Üye
Alkışlar Cim-Bom'a
Lig'de bu haftaya Cim-Bom damgasını vurdu. Bayanlarda 12 yıl sonra gelen Türkiye Kupası ve bu Kupanın yılın namağlup takımı Fenerbahçe’ye karşı alınmış olması, kupa sevincini ikiye katladı. Üstelik yarı finalde ligin diğer güçlü takımı Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni eleyerek finale kalmaları bu kupayı ne kadar hak ettiklerini gösteriyor.
Sarı-Kırmızılıların Erkek Takımı da, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni deplasmanda çok rahat yenerek, play-off iddiasını sürdürmesinden dolayı, bu hafta Cim-Bom’a ayrı bir sayfa açmanın gerekliliğini düşündüm.
Evet, bana göre bu yılın en başarılı 2 takımdan biri Banvit, diğeri de Galatasaray Cafe Crown. Eğer Sarı-Kırmızılıların puanları silinmemiş olsaydı, üçüncü veya dördüncü sırayı Banvit ile beraber paylaşacaklardı. Puan cetvelindeki yerlerinden ziyade, beni en çok etkileyen oynadıkları basketbol. Ligimizin bu seneki fotoğrafını çektiğimizde, bana göre en istikrarlı basketbolu bu iki takım oynuyor. Bunun da sebebi, iki takımında koçunun kendilerine özgü bir basketbol felsefesinin olması ve oyuncularının da bu felsefeye inanmaları.
Galatasaray’ın başında bulunan Cem Akdağ-Cihansever Yeşildağ ikilisini tebrik etmemiz gerekir. İkili diyorum, çünkü ligimizde head coachdan yaşı büyük olup da yardımcı antrenörlük herkes yapmaz. Cihansever ağabey işin motivasyon kısmını da çok iyi yaparak, Cem Akdağ’a büyük bir destek verdiğini düşünüyorum. İşte bu birliktelik, takıma direkt yansımış görünüyor. Eğer bu takım Efes-Pilsen dahil ligdeki bütün takımları yenebildiyse, bu onların oynadığı basketbolun oyunculara endeksli olmadığının başka bir göstergesidir. Belki yabancı oyuncular skor gücünü çekiyorlar ama o yabancıların birbirleri ile uyumları ve her hafta aynı performansı göstermeleri, tamamen sistemli oynanan basketbolun sonucudur. İddia ediyorum bu yabancılar ayrı kulüplerde oynasalar, kesinlikle bu bireysel istatistikleri sağlayamazlardı. İşte Cem Akdağ, bunları başardığı için alkışı hak ediyor. Galatasaray’ı eleştirebileceğim tek konu, son 5 maçtır yaptığı savunmayı (maç başına 72 sayı) daha önce oturtamamasıydı. Çünkü bu takım son 5 maçta ortalama 72 sayı yiyerek savunma yapabileceğini ispat etti. O zaman insan üzülüyor ve ''Niye Eurocup'da bu savunmayı yapmadınız veya yapamadınız ?'' diye sormak zorunda kalıyor.
Sonuç olarak Galatasaray, ligin geri kalan maçlarında bu savunma mentalitesinden ve basketbolun iki yönünü oynayabilme anlayışından taviz vermezse, ligi 7. veya 8. sırada bitirebilir. Kimbilir, belki de ezeli rakibi Fener’in rakibi olur!
Ben bu Galatasaray’a ve coach Cem Akdağ’a son derece güveniyorum. Sezon başından beri play-off’ a kalacaklarını söylüyorum. Eğer bu tahminim gerçekleşirse, işte o zaman güzel bir play-off serisi bizleri bekler. Bu da kalitesiz geçen bir sezonun sonunda basketbolumuz adına az da olsa bir teselli olur.
Yorum: AYHAN KALYONCU
Sarı-Kırmızılıların Erkek Takımı da, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni deplasmanda çok rahat yenerek, play-off iddiasını sürdürmesinden dolayı, bu hafta Cim-Bom’a ayrı bir sayfa açmanın gerekliliğini düşündüm.
Evet, bana göre bu yılın en başarılı 2 takımdan biri Banvit, diğeri de Galatasaray Cafe Crown. Eğer Sarı-Kırmızılıların puanları silinmemiş olsaydı, üçüncü veya dördüncü sırayı Banvit ile beraber paylaşacaklardı. Puan cetvelindeki yerlerinden ziyade, beni en çok etkileyen oynadıkları basketbol. Ligimizin bu seneki fotoğrafını çektiğimizde, bana göre en istikrarlı basketbolu bu iki takım oynuyor. Bunun da sebebi, iki takımında koçunun kendilerine özgü bir basketbol felsefesinin olması ve oyuncularının da bu felsefeye inanmaları.
Galatasaray’ın başında bulunan Cem Akdağ-Cihansever Yeşildağ ikilisini tebrik etmemiz gerekir. İkili diyorum, çünkü ligimizde head coachdan yaşı büyük olup da yardımcı antrenörlük herkes yapmaz. Cihansever ağabey işin motivasyon kısmını da çok iyi yaparak, Cem Akdağ’a büyük bir destek verdiğini düşünüyorum. İşte bu birliktelik, takıma direkt yansımış görünüyor. Eğer bu takım Efes-Pilsen dahil ligdeki bütün takımları yenebildiyse, bu onların oynadığı basketbolun oyunculara endeksli olmadığının başka bir göstergesidir. Belki yabancı oyuncular skor gücünü çekiyorlar ama o yabancıların birbirleri ile uyumları ve her hafta aynı performansı göstermeleri, tamamen sistemli oynanan basketbolun sonucudur. İddia ediyorum bu yabancılar ayrı kulüplerde oynasalar, kesinlikle bu bireysel istatistikleri sağlayamazlardı. İşte Cem Akdağ, bunları başardığı için alkışı hak ediyor. Galatasaray’ı eleştirebileceğim tek konu, son 5 maçtır yaptığı savunmayı (maç başına 72 sayı) daha önce oturtamamasıydı. Çünkü bu takım son 5 maçta ortalama 72 sayı yiyerek savunma yapabileceğini ispat etti. O zaman insan üzülüyor ve ''Niye Eurocup'da bu savunmayı yapmadınız veya yapamadınız ?'' diye sormak zorunda kalıyor.
Sonuç olarak Galatasaray, ligin geri kalan maçlarında bu savunma mentalitesinden ve basketbolun iki yönünü oynayabilme anlayışından taviz vermezse, ligi 7. veya 8. sırada bitirebilir. Kimbilir, belki de ezeli rakibi Fener’in rakibi olur!
Ben bu Galatasaray’a ve coach Cem Akdağ’a son derece güveniyorum. Sezon başından beri play-off’ a kalacaklarını söylüyorum. Eğer bu tahminim gerçekleşirse, işte o zaman güzel bir play-off serisi bizleri bekler. Bu da kalitesiz geçen bir sezonun sonunda basketbolumuz adına az da olsa bir teselli olur.
Yorum: AYHAN KALYONCU
