-India-
Üye
13/14 Sezonunda Galatasaray
Öncelikle bu yazı tamamen bana aittir.
Sezona son 2 senede alınan Lig Şampiyonluğu ve Fenerbahçe'ye karşı alınan Süper kupa ile Arsenal,Porto gibi takımları mağlup ederek kazandığımız Emirates kupasıyla girdik. Fatih Terim ile Son 2 sezonun lig şampiyonu olmuş ve Şampiyonlar liginde Çeyrek final oynamış bir takım olarak bizlerin beklentisi oldukça yüksekti. Özellikle Real Madrid maçlarında gördük ki bu takımın defans hattı çok zayıf ve Yeni sezonda mutlaka takviye yapılması gerekiyordu. Ligi Dany,Semih,Gökhan Zan, Sabri ve devşirme sol bek Albert Riera ile bir şekilde idare ettik. Sezon bitti ve Bu kadar ihtiyacımız olduğu halde Yaz döneminde takıma sadece Fransa'nın lille takımından stoper Aurelién Chedjou ve Sporting Lizbon takımından sol açık oyuncusu Brumayı transfer ettik. Erman kılıç ise çok garip bir şekilde transfer olduktan 1 ay sonra takımdan ayrıldı. Ayrıca kiralık sözleşmeleri biten Umut bulut ve felipe Melo da takıma transfer edildi. Alternatifi olmayan sol bek pozisyonuna, kaleci muslera'nın ardından 2. bir kaleciye ihtiyaç duymadı Fatih Terim. Dany,Hakan Balta,Gökhan Zan gibi pek fazla güven vermeyen oyuncularla yola devam edildi. Son 2 sezonun gol kralı,şampiyonlar liginde 8 gol atan Burak yılmaz, İlk Sezonunda beklenenin çok üstünde bir performans gösteren Selçuk,Drogba,Sneijder,Eboue gibi isimler yeni sezonda önemli Silahlarımızdı.
Gelelim yeni sezona:
Yeni sezona 2-1'lik G.antep galibiyetiyle başladık. ilk haftalarda oyuncuların lige adaptasyon
süreci, kondisyon eksikliği vs. vs. gibi eksikliklere rağmen Galibiyetle başlamak önemliydi. Ama ilerleyen haftalarda işler istediğimiz gibi gitmedi. Deplasmandaki 1-1'lik Bursaspor beraberliği , ardından Eskişehir ile deplasmanda 0-0 berabere kalmamız, sonrasında sahamızda Antalyaspor'a karşı sayısız pozisyona rağmen gol yollarındaki beceriksizlik ve Eray'ın maç boyunca üstüne gelen tek topu içeri alması nedeniyle 1-1 beraberlikle bitti. 3 maçtır kazanamayan takım Şampiyonlar Liginde Real Madrid,Juventus ve Kopenhag gibi takımların bulunduğu zor bir gruba düşmüştü ve ilk maç TT Arena'da Real Madrid ile oynanacaktı. Maça etkili başlamıştık ilk 30 dakikaya kadar Real Madrid gibi bir takıma karşı 3 net gol pozisyonuna girip değerlendiremedik ve 36. dakikalarda Isco'nun golü (Real Madridin ilk yarıdaki bir veya iki net atağından biri) ile 1-0 geriye düştük. ikinci yarı başlarında yine defansımızın yaptığı bir hatayla 2-0 geriye düştük ve 2-0'dan sonra defansımız disiplinden iyice koptu ve maç 6-1'e kadar geldi. Lige çok kötü bir başlangıç, 6-1'lik Real Madrid yenilgisi, Kapalı kapılar ardında Ünal Aysal-Fatih Terim çekişmesi ve Milli Takımdan Fatih Terim'e yapılan teklif Galatasaray ile Fatih Terim arasındaki ipleri kopma noktasına getirmişti. 6-1'lik maçtan 5 gün sonra Beşiktaş ile deplasmanda karşılaşan takımımız yine maça defans bölgesinde yaptığı hatalarla başladı. ilk yarıda Almeida'nın golüyle geriye düşen Galatasaray, Drogbanın ikinci yarıda attığı gollerle 2-1 kazandı maçı. Seyircilerin sahaya girmesiyle maç tatil edildi ve daha sonra Galatasaray'ın lehine 3-0 olarak tescillendi. Ancak galibiyete rağmen sıkıntılı bir süreç bizi bekliyordu. Fatih Terim maçtan bir gün sonra kovuldu. Sebep olarak kendisine önerilen 2 yıllık sözleşmeyi kabul etmemesi gösterildi ama asıl sebep, başkan Ünal Aysal ile aralarında geçen, kesin bir bilgimizin olmadığı olaylardı. 30 Eylül tarihinde Roberto mancini ile anlaşıldı. Mancinili Galatasaray yine çalkantılı dönemler geçirmeye devam ediyordu. İlk maçında juventus ile deplasmanda 2-2 beraberlikle ayrılan Mancini yönetimindeki Galatasaray, Akhisara deplasmanda 2-1'lik skorla kaybetti. Takım, bu tarihe kadar ligde deplasman galibiyeti alamamıştı (Evet Beşiktaşı yenmiştik ama bu sezon sürekli kasımpaşa ve Olimpiyat stadı arasında gidip gelen beşiktaşın evinde oynadığını söylemek haksızlık olur). Kendi sahamızda oynadığımız Rize,Antalyaspor maçlarında geçen sezonlardan kalan sayısız gol pozisyonuna girip gol atamama hastalığı sürüyordu. 8.haftada Karabük maçından başlayarak, Şampiyonlar liginde Kopenhag'a karşı alınan 3-1'lik skor, deplasmanda Kayseri (ilk deplasman galibiyetimiz) ve konyayı 2-1 yenen Galatasaray, 4 maçlık bir galibiyet serisi yakalamıştı.
Özellikle takımın kopenhag karşısındaki oyunu bizi umutlandırsa da , konyaspor maçında Muslera'nın sakatlanması ve ligde en zayıf rakibimize karşı bile performans gösteremeyen Eray'ın Kopenhag, Fenerbahçe ve Real Madrid deplasmanlarında oynaması Galatasaray'ı tekrar bir kaos ortamına sürükledi. Sahasında 14 yıldır galip gelemediği rakibine karşı yokları oynayan Galatasaray, Real Madrid deplasmanından 4-1'lik mağlubiyetle ayrılmış, Şampiyonlar liginde 5 maç sonunda 4 puan ve -7 averajla 3.sıraya gerilemişti. Ligde ise ilk yarısının sonlarına yaklaştığımızda deplasmanda sadece ligin bu sezon en kötü performans gösteren takımı kayseriyi yenebilmiş ve 15 haftada 27 puan toplamıştık. Ligin ilk yarısının bitiminde Lider Fenerbahçe'nin 8 puan gerisinde 2. sırada yer alan Galatasaray için ilk yarının tek olumlu yanı sahamızda Juventus'u 1-0 yenip Şampiyonlar Liginde son 16 takım arasına girebilmek oldu.
Ligin 2. yarısına 9 oyuncu transfer edildi ( Koray Günter -Borussia Dortmund-, Alex Telles -Gremio-, Salih Dursun -Kayserispor-, Oğuzhan Kayar -Manisaspor-, Umut Gündoğan -Bucaspor-, Izet Hajrovic -Grasshopper-, Lucas Ontivero -Centro Atletico Fenix-, Veysel Sarı-Eskişehirspor- , Guillermo Burdisso -Boca Juniors-kiralık- ). Sezonu kapatan Bruma,Dany,Amrabat,Engin kiralık olarak takımdan gönderildi. Riera'nın sözleşmesi fesh edildi. Ligin ikinci yarısında sahasında terör estiren Galatasaray; Bursa,Eskişehir,Beşiktaş ve Akhisara karşı 16 gol atmayı başardı. Ligin ikinci yarısında deplasman fobisi devam eden Galatasaray ilk maç G.Antepspor'a 0-0, Rizespor ile 1-1 ve en son Karabükspor ile 0-0 berabere kaldı. Bu arada Şampiyonlar Liginde Chelsea ile eşleşen Galatasaray ilk maçta sahasında 1-1 berabere kaldığı rakibine karşı deplasmanda yine oyuncuların rakibin her atağında sadece rakibini izlemesi sonucunda 2-0'lık skorla Şampiyonlar Ligine veda etti.Ligde maç eksiği bulunan Fenerbahçe'nin 5 puan gerisinde kalan Galatasaray'ın önünde lig ve bu yazıda hiç bahsetmediğim, maddi olarak hiçbir faydası olmayan, en azından yedek oyuncularımızın kondisyon ve maç eksiğini giderdiği Türkiye kupası kaldı.
işte Galatasaray bugüne kadar böyle bir sezon geçirdi. Bundan sonra yapmamız gereken tek şey hem maddi anlamda hem de geleceğimiz adına ligde ve kupada yapabildiğimizin en iyisini yapmak. Son olarak takımın istatistiklerine bir göz atalım
Kalan maçlarımız:
22 Mart Galatasaray-Kayserispor
25 Mart Galatasaray-Bursaspor
30 Mart Konyaspor-Galatasaray
6 Nisan Galatasaray-Fenerbahçe
13 Nisan Sivasspor-Galatasaray
20 Nisan Galatasaray-Kasımpaşa
27 Nisan Elazığspor-Galatasaray
4 Mayıs Galatasaray-Gençlerbirliği
11 Mayıs Trabzonspor-Galatasaray
18 Mayıs Galatasaray-K. Erciyesspor
Golcüler
1.Burak Yılmaz (24 Maç) 13 Gol
2.Didier Drogba (23 Maç) 10 Gol
3.Wesley Sneijder (20 Maç) 9 Gol
4.Selçuk İnan (23 Maç) 4 Gol
5.Aurelien Chedjou (17 Maç)3 Gol
Asist
1. Burak Yılmaz (24 Maç) 6 Asist
2. Selçuk İnan (22 Maç ) 5 Asist
3. W. Sneijder (20 Maç) 4 Asist
4. Felipe Melo (23 Maç) 4 Asist
Diziliş
-----------------Muslera---------------
Eboue--Chedjou--Semih--A. Telles
------------------Melo------------------
-----------Selçuk-------Yekta---------
--Burak Yılmaz----------W.Sneijder-
-----------------Drogba---------------
Eboue>Sabri
Yekta>Ceyhun
Chedjou>Hakan Balta
Değerlendirme
Drogba: İlerleyen yaşına rağmen alternatifinin de olmaması nedeniyle şimdiye kadar şampiyonlar ligi,Spor toto süper lig ve Türkiye kupası'nda 30'un üzerinde maç oynadı. Özellikle deplasman maçlarında hiç varlık göstermedi. Canı istediğinde oynadı. Drogba'nın miladının dolduğunu gösterdi.
Selçuk: 11/12 Sezonunda 'Xavi' dediğimiz oyuncuyu artık ön direğe açtığı ortalar ve orta sahada kaptırdığı toplarla hatırlıyoruz. Bu sezon beklentilerin çok uzağında kaldı. Şuan Türkiye'deki büyük kulüplerin hiçbirinde oynayacak düzeyde değil.
Burak Yılmaz: Geçtiğimiz 2 sezonun gol kralı. Geçen sezon olduğu gibi attığı gollerin 2 katını kaçırdı. Arkadaşlarının gollerini yedi. Kendisine atılan her topu ezdi. Kritik deplasman maçlarımızda Umut Bulut ile birlikte gol kaçırmaktan başka bir şey yapmadı. attığı gollerle bizi ayakta tuttu ama kaçırdığı gollerle de şampiyonluktan edecek.
Eboue: Selçuk gibi 2 yıl öncesinden eser yok. Her pozisyonda kendini yere bırakan, ileriye çıktığında ayağında top tutamayan, ne ofansif ne defansif hiçbir katkı vermeyen bir oyuncu oldu. İnsanların dalga geçtiği sabri sarığolu'dan hiçbir fazlası yok. Ayrıca yabancı sınırının kurbanlarından biri oldu.
Melo: Sezonun tartışmasız en iyi 2 oyuncusundan biri. Belki de Dünya Kupası'nın da etkisiyle çok hırslı oynadı. Rakip takımın hücum oyuncularına nefes aldırmadı. Ama deplasmanlar da o da takıma ayak uydurdu. Yine de takımın en iyisi idi.
Muslera: Ligimizin çok üstünde bir kaleci. Umarım seneye de bizimle olur.
Chedjou: Kendisinden bekleneni veremedi. Chelsea'ye karşı oynasa da Elazığ'a karşı oynasa da fark etmedi. Tek yaptığı adam kaçırmak oldu.
Alex Telles: Lige çabuk ayak uydurdu. Gol de attı. Yaptığı bindirmelerle, paslarıyla hem ofansif olarak katkıda bulundu hem de defansta işini yaptı.
G. Burdisso: Yabancı sınırlamasına takılan oyunlardan biri daha. Büyük ihtimalle sezon sonu takımına geri dönecek.
Ceyhun: Mancini'nin vazgeçilmezi.
Salih Dursun: Eboue,Veysel Sarı ve Sabri gibi oyuncularımız varken yapılmış gereksiz bir transfer.
Galatasaray
Oynadığı Maç: 39
Galibiyet: 18
Beraberlik: 14
Mağlubiyet: 7
Attığı Gol: 56
Yediği Gol: 40
İç Saha Galibiyeti: 12
Deplasman Galibiyeti: 3
Okuyanlara teşekür ediyorum. Sizin de eklemek istedikleriniz varsa yazabilirsiniz.
Öncelikle bu yazı tamamen bana aittir.
Sezona son 2 senede alınan Lig Şampiyonluğu ve Fenerbahçe'ye karşı alınan Süper kupa ile Arsenal,Porto gibi takımları mağlup ederek kazandığımız Emirates kupasıyla girdik. Fatih Terim ile Son 2 sezonun lig şampiyonu olmuş ve Şampiyonlar liginde Çeyrek final oynamış bir takım olarak bizlerin beklentisi oldukça yüksekti. Özellikle Real Madrid maçlarında gördük ki bu takımın defans hattı çok zayıf ve Yeni sezonda mutlaka takviye yapılması gerekiyordu. Ligi Dany,Semih,Gökhan Zan, Sabri ve devşirme sol bek Albert Riera ile bir şekilde idare ettik. Sezon bitti ve Bu kadar ihtiyacımız olduğu halde Yaz döneminde takıma sadece Fransa'nın lille takımından stoper Aurelién Chedjou ve Sporting Lizbon takımından sol açık oyuncusu Brumayı transfer ettik. Erman kılıç ise çok garip bir şekilde transfer olduktan 1 ay sonra takımdan ayrıldı. Ayrıca kiralık sözleşmeleri biten Umut bulut ve felipe Melo da takıma transfer edildi. Alternatifi olmayan sol bek pozisyonuna, kaleci muslera'nın ardından 2. bir kaleciye ihtiyaç duymadı Fatih Terim. Dany,Hakan Balta,Gökhan Zan gibi pek fazla güven vermeyen oyuncularla yola devam edildi. Son 2 sezonun gol kralı,şampiyonlar liginde 8 gol atan Burak yılmaz, İlk Sezonunda beklenenin çok üstünde bir performans gösteren Selçuk,Drogba,Sneijder,Eboue gibi isimler yeni sezonda önemli Silahlarımızdı.
Gelelim yeni sezona:
Yeni sezona 2-1'lik G.antep galibiyetiyle başladık. ilk haftalarda oyuncuların lige adaptasyon
süreci, kondisyon eksikliği vs. vs. gibi eksikliklere rağmen Galibiyetle başlamak önemliydi. Ama ilerleyen haftalarda işler istediğimiz gibi gitmedi. Deplasmandaki 1-1'lik Bursaspor beraberliği , ardından Eskişehir ile deplasmanda 0-0 berabere kalmamız, sonrasında sahamızda Antalyaspor'a karşı sayısız pozisyona rağmen gol yollarındaki beceriksizlik ve Eray'ın maç boyunca üstüne gelen tek topu içeri alması nedeniyle 1-1 beraberlikle bitti. 3 maçtır kazanamayan takım Şampiyonlar Liginde Real Madrid,Juventus ve Kopenhag gibi takımların bulunduğu zor bir gruba düşmüştü ve ilk maç TT Arena'da Real Madrid ile oynanacaktı. Maça etkili başlamıştık ilk 30 dakikaya kadar Real Madrid gibi bir takıma karşı 3 net gol pozisyonuna girip değerlendiremedik ve 36. dakikalarda Isco'nun golü (Real Madridin ilk yarıdaki bir veya iki net atağından biri) ile 1-0 geriye düştük. ikinci yarı başlarında yine defansımızın yaptığı bir hatayla 2-0 geriye düştük ve 2-0'dan sonra defansımız disiplinden iyice koptu ve maç 6-1'e kadar geldi. Lige çok kötü bir başlangıç, 6-1'lik Real Madrid yenilgisi, Kapalı kapılar ardında Ünal Aysal-Fatih Terim çekişmesi ve Milli Takımdan Fatih Terim'e yapılan teklif Galatasaray ile Fatih Terim arasındaki ipleri kopma noktasına getirmişti. 6-1'lik maçtan 5 gün sonra Beşiktaş ile deplasmanda karşılaşan takımımız yine maça defans bölgesinde yaptığı hatalarla başladı. ilk yarıda Almeida'nın golüyle geriye düşen Galatasaray, Drogbanın ikinci yarıda attığı gollerle 2-1 kazandı maçı. Seyircilerin sahaya girmesiyle maç tatil edildi ve daha sonra Galatasaray'ın lehine 3-0 olarak tescillendi. Ancak galibiyete rağmen sıkıntılı bir süreç bizi bekliyordu. Fatih Terim maçtan bir gün sonra kovuldu. Sebep olarak kendisine önerilen 2 yıllık sözleşmeyi kabul etmemesi gösterildi ama asıl sebep, başkan Ünal Aysal ile aralarında geçen, kesin bir bilgimizin olmadığı olaylardı. 30 Eylül tarihinde Roberto mancini ile anlaşıldı. Mancinili Galatasaray yine çalkantılı dönemler geçirmeye devam ediyordu. İlk maçında juventus ile deplasmanda 2-2 beraberlikle ayrılan Mancini yönetimindeki Galatasaray, Akhisara deplasmanda 2-1'lik skorla kaybetti. Takım, bu tarihe kadar ligde deplasman galibiyeti alamamıştı (Evet Beşiktaşı yenmiştik ama bu sezon sürekli kasımpaşa ve Olimpiyat stadı arasında gidip gelen beşiktaşın evinde oynadığını söylemek haksızlık olur). Kendi sahamızda oynadığımız Rize,Antalyaspor maçlarında geçen sezonlardan kalan sayısız gol pozisyonuna girip gol atamama hastalığı sürüyordu. 8.haftada Karabük maçından başlayarak, Şampiyonlar liginde Kopenhag'a karşı alınan 3-1'lik skor, deplasmanda Kayseri (ilk deplasman galibiyetimiz) ve konyayı 2-1 yenen Galatasaray, 4 maçlık bir galibiyet serisi yakalamıştı.
Özellikle takımın kopenhag karşısındaki oyunu bizi umutlandırsa da , konyaspor maçında Muslera'nın sakatlanması ve ligde en zayıf rakibimize karşı bile performans gösteremeyen Eray'ın Kopenhag, Fenerbahçe ve Real Madrid deplasmanlarında oynaması Galatasaray'ı tekrar bir kaos ortamına sürükledi. Sahasında 14 yıldır galip gelemediği rakibine karşı yokları oynayan Galatasaray, Real Madrid deplasmanından 4-1'lik mağlubiyetle ayrılmış, Şampiyonlar liginde 5 maç sonunda 4 puan ve -7 averajla 3.sıraya gerilemişti. Ligde ise ilk yarısının sonlarına yaklaştığımızda deplasmanda sadece ligin bu sezon en kötü performans gösteren takımı kayseriyi yenebilmiş ve 15 haftada 27 puan toplamıştık. Ligin ilk yarısının bitiminde Lider Fenerbahçe'nin 8 puan gerisinde 2. sırada yer alan Galatasaray için ilk yarının tek olumlu yanı sahamızda Juventus'u 1-0 yenip Şampiyonlar Liginde son 16 takım arasına girebilmek oldu.
Ligin 2. yarısına 9 oyuncu transfer edildi ( Koray Günter -Borussia Dortmund-, Alex Telles -Gremio-, Salih Dursun -Kayserispor-, Oğuzhan Kayar -Manisaspor-, Umut Gündoğan -Bucaspor-, Izet Hajrovic -Grasshopper-, Lucas Ontivero -Centro Atletico Fenix-, Veysel Sarı-Eskişehirspor- , Guillermo Burdisso -Boca Juniors-kiralık- ). Sezonu kapatan Bruma,Dany,Amrabat,Engin kiralık olarak takımdan gönderildi. Riera'nın sözleşmesi fesh edildi. Ligin ikinci yarısında sahasında terör estiren Galatasaray; Bursa,Eskişehir,Beşiktaş ve Akhisara karşı 16 gol atmayı başardı. Ligin ikinci yarısında deplasman fobisi devam eden Galatasaray ilk maç G.Antepspor'a 0-0, Rizespor ile 1-1 ve en son Karabükspor ile 0-0 berabere kaldı. Bu arada Şampiyonlar Liginde Chelsea ile eşleşen Galatasaray ilk maçta sahasında 1-1 berabere kaldığı rakibine karşı deplasmanda yine oyuncuların rakibin her atağında sadece rakibini izlemesi sonucunda 2-0'lık skorla Şampiyonlar Ligine veda etti.Ligde maç eksiği bulunan Fenerbahçe'nin 5 puan gerisinde kalan Galatasaray'ın önünde lig ve bu yazıda hiç bahsetmediğim, maddi olarak hiçbir faydası olmayan, en azından yedek oyuncularımızın kondisyon ve maç eksiğini giderdiği Türkiye kupası kaldı.
işte Galatasaray bugüne kadar böyle bir sezon geçirdi. Bundan sonra yapmamız gereken tek şey hem maddi anlamda hem de geleceğimiz adına ligde ve kupada yapabildiğimizin en iyisini yapmak. Son olarak takımın istatistiklerine bir göz atalım
Kalan maçlarımız:
22 Mart Galatasaray-Kayserispor
25 Mart Galatasaray-Bursaspor
30 Mart Konyaspor-Galatasaray
6 Nisan Galatasaray-Fenerbahçe
13 Nisan Sivasspor-Galatasaray
20 Nisan Galatasaray-Kasımpaşa
27 Nisan Elazığspor-Galatasaray
4 Mayıs Galatasaray-Gençlerbirliği
11 Mayıs Trabzonspor-Galatasaray
18 Mayıs Galatasaray-K. Erciyesspor
Golcüler
1.Burak Yılmaz (24 Maç) 13 Gol
2.Didier Drogba (23 Maç) 10 Gol
3.Wesley Sneijder (20 Maç) 9 Gol
4.Selçuk İnan (23 Maç) 4 Gol
5.Aurelien Chedjou (17 Maç)3 Gol
Asist
1. Burak Yılmaz (24 Maç) 6 Asist
2. Selçuk İnan (22 Maç ) 5 Asist
3. W. Sneijder (20 Maç) 4 Asist
4. Felipe Melo (23 Maç) 4 Asist
Diziliş
-----------------Muslera---------------
Eboue--Chedjou--Semih--A. Telles
------------------Melo------------------
-----------Selçuk-------Yekta---------
--Burak Yılmaz----------W.Sneijder-
-----------------Drogba---------------
Eboue>Sabri
Yekta>Ceyhun
Chedjou>Hakan Balta
Değerlendirme
Drogba: İlerleyen yaşına rağmen alternatifinin de olmaması nedeniyle şimdiye kadar şampiyonlar ligi,Spor toto süper lig ve Türkiye kupası'nda 30'un üzerinde maç oynadı. Özellikle deplasman maçlarında hiç varlık göstermedi. Canı istediğinde oynadı. Drogba'nın miladının dolduğunu gösterdi.
Selçuk: 11/12 Sezonunda 'Xavi' dediğimiz oyuncuyu artık ön direğe açtığı ortalar ve orta sahada kaptırdığı toplarla hatırlıyoruz. Bu sezon beklentilerin çok uzağında kaldı. Şuan Türkiye'deki büyük kulüplerin hiçbirinde oynayacak düzeyde değil.
Burak Yılmaz: Geçtiğimiz 2 sezonun gol kralı. Geçen sezon olduğu gibi attığı gollerin 2 katını kaçırdı. Arkadaşlarının gollerini yedi. Kendisine atılan her topu ezdi. Kritik deplasman maçlarımızda Umut Bulut ile birlikte gol kaçırmaktan başka bir şey yapmadı. attığı gollerle bizi ayakta tuttu ama kaçırdığı gollerle de şampiyonluktan edecek.
Eboue: Selçuk gibi 2 yıl öncesinden eser yok. Her pozisyonda kendini yere bırakan, ileriye çıktığında ayağında top tutamayan, ne ofansif ne defansif hiçbir katkı vermeyen bir oyuncu oldu. İnsanların dalga geçtiği sabri sarığolu'dan hiçbir fazlası yok. Ayrıca yabancı sınırının kurbanlarından biri oldu.
Melo: Sezonun tartışmasız en iyi 2 oyuncusundan biri. Belki de Dünya Kupası'nın da etkisiyle çok hırslı oynadı. Rakip takımın hücum oyuncularına nefes aldırmadı. Ama deplasmanlar da o da takıma ayak uydurdu. Yine de takımın en iyisi idi.
Muslera: Ligimizin çok üstünde bir kaleci. Umarım seneye de bizimle olur.
Chedjou: Kendisinden bekleneni veremedi. Chelsea'ye karşı oynasa da Elazığ'a karşı oynasa da fark etmedi. Tek yaptığı adam kaçırmak oldu.
Alex Telles: Lige çabuk ayak uydurdu. Gol de attı. Yaptığı bindirmelerle, paslarıyla hem ofansif olarak katkıda bulundu hem de defansta işini yaptı.
G. Burdisso: Yabancı sınırlamasına takılan oyunlardan biri daha. Büyük ihtimalle sezon sonu takımına geri dönecek.
Ceyhun: Mancini'nin vazgeçilmezi.
Salih Dursun: Eboue,Veysel Sarı ve Sabri gibi oyuncularımız varken yapılmış gereksiz bir transfer.
Galatasaray
Oynadığı Maç: 39
Galibiyet: 18
Beraberlik: 14
Mağlubiyet: 7
Attığı Gol: 56
Yediği Gol: 40
İç Saha Galibiyeti: 12
Deplasman Galibiyeti: 3
Okuyanlara teşekür ediyorum. Sizin de eklemek istedikleriniz varsa yazabilirsiniz.
Son düzenleme:
