Kendini Yemek Olarak Feda Eden Anne Boulengerula Taıtanus

Sponsorlu Bağlantılar

dreamnurse

dreamnurse

Üye
    Konu Sahibi
Kendini Yemek Olarak Feda Eden Anne Boulengerula Taıtanus
Hem karada hem de suda yaşayabilen Boulengerula taitanus sürüngen türünün dişileri yavrularını kendi derisiyle besliyor.

'Nature' dergisinin son sayısında yayımlanan araştırmaya göre, Boulengerula taitanus adı verilen tropikal etobur sürüngenin dişileri, yetişkinliğe erene kadar yavrularına kendi derilerini ikram ediyor.

Bilim adamlarına göre bu durum hayvanlar aleminde şimdiye dek görülmemiş bir olay. Çünkü 20-30 santimetre boyundaki yavrular, annelerinin dış deri hücrelerini kemirmeye elverişli özel dişlerle dünyaya geliyor.

Yavru büyüyor, anne küçülüyor

Londra'daki Tabiat Tarihi Müzesi'nden Mark Wilkinson başkanlığındaki araştırma ekibi, kemirilen epitel dokunun lipide (yağ) dönüştüğünü tespit etti. Yağ hücreleri, minik yavruların hızla büyümesini sağlıyor.

Laboratuvar şartlarında yapılan gözlemlere göre, yavrular bir hafta içinde yüzde 11 büyürken, annenin vücut kütlesi yüzde 14 azaldı.

Tek yiyecekleri anneleri

Yavruların midesinde neler olduğunu da inceleyen araştırmacılar, annelerinin derisinin yavruların tek besin kaynağı olduğu sonucuna vardı.

Bu tür davranışlara bir çok örnek verilebilir.Bunlar ise evrim teorisinin geçersizliğini ispat ederken, tüm evrenin üstün bir Yaratıcı tarafından yaratıldığı ve her bir canlının Yaratıcısı olan Allah’ın ilhamı ile davrandığı gerçeğini ortaya çıkarır.

 


yasirarslan

yasirarslan

Üye
annelik!!
 
Praetor

Praetor

Emekli Yönetici
Ayy... Kıvıl kıvıl... Gece gece...
Midem kalkı :ss
Konu için teşekkürler yine de.

Ben de bunlara benziyorum. Evde sürekli annemin başının etiyle besleniyorum.
Annemin onlardan farkı ise, o da benim başımın etini yiyiyor :gul:
 
-YARINIYOK-

-YARINIYOK-

Üye
annelik ama ne kadar irenç bi hayvan paylaşım için sağol
 
iremm

iremm

Üye
:( çok ilginç bir durum anneliğin ne kadar kutsal olduğunu birkez daha görüyoruz ama ne yazıkki bu dönemdeki bazı sözde anne sıfatını taşıyanlar yavrularını öldürüp dolaplarda bilmem nerde cesetlerini saklıyorlar bir hayvan kdr olamıyorlar aşağılık mahlukatlar...
 

sorunx

Üye
rabbim sen nelere kadirsin
 
3Down

3Down

Üye
babababa evrim teorisini çürütüyomuş. bırakn artk ya.
 
Praetor

Praetor

Emekli Yönetici
Evrim teorisini çürütmek mi :hmmm
İyi de hayvan "türün devamı" için kendisini feda ediyor.
Bu görüş evrim teorisinde yer alan bir görüştür. Evrim süreci içinde türün devamlılığının sağlanabilmesi esastır. Bunun için de bir türe bağlı bireyler ne gerekiyorsa yaparlar. Aksi halde tür evrimsel süreçte yok olur.
 
iremm

iremm

Üye
Evrim teorisini çürütmek mi :hmmm
İyi de hayvan "türün devamı" için kendisini feda ediyor.
Bu görüş evrim teorisinde yer alan bir görüştür. Evrim süreci içinde türün devamlılığının sağlanabilmesi esastır. Bunun için de bir türe bağlı bireyler ne gerekiyorsa yaparlar. Aksi halde tür evrimsel süreçte yok olur.


:allalla: Benim bildiğim eğer daha kompleks yapıda bir türün evrilmesi söz konusuysa kendisini feda etme gibi bir olay söz konusu burada aynı türün devamlılığı var niçin feda etme olsunki? saçma... buradaki tek açıklama bir varlığın annelik vasfını en gzl şekilde örneklendirmesi bence...:)
 
Praetor

Praetor

Emekli Yönetici
Kesinlikle yanılıyorsun iremm :)
Evrim teorisinde gelişmiş türün ortaya çıkmasını sağlayan yararlı mutasyon ve doğal seçilimdir.
Türün bir bireyinin kendini feda etmesi ise türün doğal seçilim sürecinde yok olmasının engellenmesi amacını taşır. Gelişimle alakası yoktur. Statükoyu korumayı hedefler.
 
iremm

iremm

Üye
Ne demek istediğini anladım bana mantıksız gelen şu "Statükoyu korumayı hedefler" demişsin bilinci olmayan bir canlının statükoyu korumayı hedeflemesini nasıl açıklayabiliriz? Hadi onu bıraktım doğal seçilim sürecindeki devamlılığın sağlanmasından bahsetmişsin evrimde bu bireyin kendini feda edmesi Doğal Seleksiyon dediğimiz olaya baştan zıt düşmüyor mu? Güçlü bir varlık niçin güçsüz olan bir varlığın devamı için kendini feda etmek istesin ki? doğal seleksiyon tamamen bu görüşe aykırı...bunu bırakıyorum tekrar dönüp dolaşıp aynı soruya rastlıyorum kendisini feda etmesinin sebebi türün devamlılığıysa canlıda bu bilinç nsl var oluyor?? :allalla:
 
Mr.Crunch

Mr.Crunch

Üye
Evrim teorisiyle alakası olduğunu sanmıyorum bu olayın. Buradaki türün devamını sağlama içgüdüsü sadece. Çiftleşme gibi. Yeni bireyler oluşturduktan sonra bu bireylerin belli bir süre bakımlarını sürdürmek. Annelik denemez buna. Zira erkek denizatları çocukların yumurtalarını kendi karınlarında taşırlar.
Gördüğüm kadarıyla orada 3 tanecik solucan var ve her bir yavru için %11'erlik bir büyüme karşılığında yaşlı bireyin sadece %14'ünün feda edilmesi bence (türün devamlılığı için) gayet makul bir kayıp.
Buradaki dişi bireyin diğer yavru bireylerin gelişim için kendisinin %14'ünü vermesinin evrim teorisinin geçersizliğini kanıtladığını iddia eden arkadaşa buradan selâm eylerim.
Ayrıca bir solucanın kendisini yavrularına yem etmesini yaratıcının kanıtı olarak bulan insanı da tebrik ederim. Çevrede onlarca şey (onlarca kompleks organizma) varken (bence) bunu kanıtlamak için dünyanın en ilkel canlılarından biri olan solucanı mı beklemiş?
Tabi bu demek değildir ki evrim teorisi (maymundan geldik falan filan) olayları yanlış. Bu konuda içimdeki bilim insanı ile benliğimi ve nasıl var olduğumu sorgulayan insan çatışıyor.
Evrim teorisi kendi içerisinde tutarlı, mantıklı ancak "ilk" bir hücreli canlı nereden geldi sorusunun cevaını bilmiyor hala bilim.
Eğer Adem ile Havva'dan geldiysek, evrim teorisi koca bir yalan ise, bir programın sanki bir önceki versiyonları gibi tutarlı ve düzenli bir şekilde gelişerek günümüze gelen fosil kalıntıları ne ayak?

Neyse cevabım uzadı. Biraz daha konuşursam sanıyorsam nihilizm taraftarı olacağım:P:

Sağlıcakla
 
iremm

iremm

Üye
Evrim teorisi kendi içerisinde tutarlı demişsiniz...Tutarlılıktan kastınız ne? tesadüfler sonucu evrilip günümüze gelmiş bilinçsiz canlıların türünü devam ettirmek için bilinçli bir karar vermesi tutarlılık mıdır? çok çelişkili kavramların olduğu bir teori bence tutarlı değildir zaten eğer bu kdr çelişki olmasaydı şuanda "evrim" karşımıza bir "teori" olarak değil de bir "yasa" olarak çıkardı...
 
Mr.Crunch

Mr.Crunch

Üye
Dilim döndüğünce cevaplamaya çalışayım iremm hanım:)

Kendi içerisinde tutarlı. İnsandan örnek verelim. Günümüzde var olan modern insan Homo Sapiens Sapiens yani siz ya da ben. Şöyle bir geçmişimize göz atalım: Ağaçlar üzerinde yaşıyorduk, vahşi hayvanlar vardı, yaşamımızı sürdürmek zorundaydık! Ve tüm canlılarda mevcut olan epigenetik'te de bulunmakta olan "Epigenetik mekanizmaların kalıtımı" konusunda da belirtildiği gibi hücreler sadece kendi kimliklerini hatırlamakla yetinmeyip bunu bölündüğü diğer hücrelere de aktarmaktadır. Ancak günümüzde dahi bu aktarımın nasıl gerçekleştiği konusunda net bir bilgimiz yoktur. Neyse, fazla açılmadan "biz"e geri dönersek, bu hücre hafızası tarafından saklanan ve dölden döle aktarılan geçmiş tecrübeler neticesinde bir önceki nesilden farklı bir genetik yapıdan farklı özellikler edinmişizdir.
Bu saydıklarım ve insanın geçmişte maruz kalabileceği önce zorluklar, sonra da kolonileşme ve birlikte yaşamanın getirdiği kolaylıklar sayesinde de günümüzdeki şeklimize kavuşmuşuzdur. Artık başka canlı türleriyle savaşmıyoruz, havalar dondurucu soğuk değil üzerimize giysiler giyiyoruz ve kıllara ihtiyacımız yok, beynimiz geliştiği ve denge duyumuz yüksek olduğu için artık iki ayak üzerinde yürüyoruz, ellerimizi kullanabildiğimiz için de ellerimiz yere temas etmesi için değil "iş yapması" için gerekli şekle geldi.

Yine yukarıdaki mantıktan hareket edersek solucanın hayatını gözönüne alırsak göreceğiz ki bir kaç milyon yıldır değişen pek fazla bir şey olmamış. Yine toprağın içinde sıcak nemli deliklerde yaşıyorlar, toprak temelli yaşıyorlar, bilinen azılı bir düşmanları yok, -ve bence gen hafızasını diğer nesillere aktaramıyorlar çünkü onlara saldıranlar genelde besin için saldırıyor, hayatta kalıp tecrübeleri bir sonraki nesle geçiremiyorlar-.

Bence tüm bunları incelediğinizde gerekli durumlarda genlerin yaşanılan duruma göre değiştiğini, gerekmediği durumda ise aynı solucandaki gibi pek fazla değişmeden mevcut şartlara karşı varolan tepkileri koruyarak günümüze kadar geldiğini düşünebiliriz.

Ayrıca solucanlara bilinçsiz denilebileceğini sanmıyorum. Diğer canlıların insanlar gibi görünen bir beyin, göz, kulak veya herhangi bir diğer uzva sahip olmadığı için bilinçsiz olarak adlandıramayız. Bu canlıların kendilerine göre mantıklı bir algı-tepki mekanizması var. Belki bizimki kadar gelişmiş ve karmaşık değil sadece 4-5 tane IF şartından oluşmuş ancak var.

Yukarıdaki kavramlar bence herhangi bir çelişki içermiyor ve bana göre gayet mantıklı. Ki size de yaklaşık olarak bunların/benzerlerinin/az bir kısmının lise de öğretildiğini düşünüyorum.

Bu arada "teori için tutarlı değil öyle olsa yasa olurdu" tanımınız içinde bir açıklık getirmek istiyorum.
Sizin demek istediğiniz sanıyorum ki "hipotez" ki bunlar da çelişkili olamaz, eğer çelişki varsa bilim dünyası tarafından değerlendirilmez ve biz duyamayız varlığını bile.
Teori (veya kuramlar), sistemli olarak düzenlenmiş bir çok şeyi açıklayan ve bir bilime temel olak kurallar bütünüdür.

Yasa (yani kanunlar) ise gözlem ve deneylerle desteklenip, kanıtlanmış genel prensiptir. Deney ve gözlemlerle örtüşen "kısıtlı ilkeler kümesi"dir ve sandığınızın aksine teori ile kanun aynı şey değildir. Aralarında kesin bir ilişki de yoktur.

Sevgiyle kalın:)

Eğer merak edip okumak isterseniz şu linklere bir göz atın:
)


 
iremm

iremm

Üye
Kendi içerisinde tutarlı.
Bu saydıklarım ve insanın geçmişte maruz kalabileceği önce zorluklar, sonra da kolonileşme ve birlikte yaşamanın getirdiği kolaylıklar sayesinde de günümüzdeki şeklimize kavuşmuşuzdur. Artık başka canlı türleriyle savaşmıyoruz, havalar dondurucu soğuk değil üzerimize giysiler giyiyoruz ve kıllara ihtiyacımız yok, beynimiz geliştiği ve denge duyumuz yüksek olduğu için artık iki ayak üzerinde yürüyoruz, ellerimizi kullanabildiğimiz için de ellerimiz yere temas etmesi için değil "iş yapması" için gerekli şekle geldi.

Öncelikle bu paragraftaki mantığıma ters düşen yerleri belirteyim..."havalar dondurucu soğuk değil üzerimize giysiler giyiyoruz ve kıllara ihtiyacımız yok, beynimiz geliştiği ve denge duyumuz yüksek olduğu için artık iki ayak üzerinde yürüyoruz, ellerimizi kullanabildiğimiz için de ellerimiz yere temas etmesi için değil" evrimde atamız olarak gösterilen maymunlardan bahsediyorsunuz anladığım kadarıyla havalar şuanda dondurucu soğuk değil kıl...vs demişsiniz peki şuanda var olan atamız olarak gördüğünüz insanların bir dönemki ilkel halleri olan maymunlar nasıl hala varlığını sürdürüyorlar günümüzde hala kıllara ihtiyaçları var veya denge sorunları hala var? biz evrilirken onlara ağaçlar veya mağaralarda saklandılarda evrilmediler mi? veya biz kıllarla iyiyiz diyipte geçmişte bahsettiğimiz mevcut halleriyle şuanda karşımza çıkıyorlar? kısaca bahsettiğiniz kompleksliklikler geçiren maymunlar neden hala o zmnki ilkelliklerinden birşey kaybetmeden hala varlıklarını günümüzde sürdürüyorlar?

Yine yukarıdaki mantıktan hareket edersek solucanın hayatını gözönüne alırsak göreceğiz ki bir kaç milyon yıldır değişen pek fazla bir şey olmamış. Yine toprağın içinde sıcak nemli deliklerde yaşıyorlar, toprak temelli yaşıyorlar, bilinen azılı bir düşmanları yok, -ve bence gen hafızasını diğer nesillere aktaramıyorlar çünkü onlara saldıranlar genelde besin için saldırıyor, hayatta kalıp tecrübeleri bir sonraki nesle geçiremiyorlar-.


Bir kaç milyon yıl öncesi mi? yapılan araştırmalarda kambriyen dön. ait solucanlarla günümüzde var olan solucanlar arasında hiçbir farklılığın olmadığı tespit edildi...Ayrıca genin aktarılmamasından söz etmişsiniz aktarılmayan tecrübeler nsl oluyorda farklı dönemdeki türlerin sanki programlanmış gibi bilinçli olarak aynı şeyi yapmalarını öngörür?

Ayrıca solucanlara bilinçsiz denilebileceğini sanmıyorum. Diğer canlıların insanlar gibi görünen bir beyin, göz, kulak veya herhangi bir diğer uzva sahip olmadığı için bilinçsiz olarak adlandıramayız. Bu canlıların kendilerine göre mantıklı bir algı-tepki mekanizması var. Belki bizimki kadar gelişmiş ve karmaşık değil sadece 4-5 tane IF şartından oluşmuş ancak var.



Ben zaten bilinçsiz demiyorum...:) Evrim diyor...Tesadüfler; bilinçsizlikten ortaya çıkan tesadüfi maddeler...Ne kdr da mantıksız...
Yukarıdaki kavramlar bence herhangi bir çelişki içermiyor ve bana göre gayet mantıklı. Ki size de yaklaşık olarak bunların/benzerlerinin/az bir kısmının lise de öğretildiğini düşünüyorum.

Bir kimsenin bir olayda çelişki görebilmesi için olayın kendisini ve ona zıt düşen olayları bilmesi gerekir değil mi? Çelişkilerin olduğunu savunuyorsam demekki konu hakkında bilgim var...:)

Bu arada "teori için tutarlı değil öyle olsa yasa olurdu" tanımınız içinde bir açıklık getirmek istiyorum.
Sizin demek istediğiniz sanıyorum ki "hipotez" ki bunlar da çelişkili olamaz, eğer çelişki varsa bilim dünyası tarafından değerlendirilmez ve biz duyamayız varlığını bile.
Teori (veya kuramlar), sistemli olarak düzenlenmiş bir çok şeyi açıklayan ve bir bilime temel olak kurallar bütünüdür.

Yasa (yani kanunlar) ise gözlem ve deneylerle desteklenip, kanıtlanmış genel prensiptir. Deney ve gözlemlerle örtüşen "kısıtlı ilkeler kümesi"dir ve sandığınızın aksine teori ile kanun aynı şey değildir. Aralarında kesin bir ilişki de yoktur.


Bakın teoriler zaman içerisinde geçerliliklerini yitirebilirler tıpkı Daltonun atom teorisi gibi oysa yasa kalıplaşmış kesin zaman içerisinde değişklik göstermeyen kurallardır...Demek istediğim şu
evrim "teorisi" tamamen varsayımların hayallerin tahminlerin savunulduğu bir görüştür zmnla mesela şuan ki 21. yy teknolojisiyle geçerliliğini yitirmiş bir teoriden ibarettir...Yapılan deneylerle bile bu kanıtlamıştır nsl diyeceksiniz... Labaratuarda atom molekül farklı farklı maddlerden bir karışım oluşturduğumuzda ortaya bilinçli kompleks yapıda bir varlığın oluşmasını bekleyebilir miyiz?
Hayır tabikide... peki evrimin savunduğu bu değil midir? Farkllı maddelerin tasadüfi birleşiminin mükemmel bir varlığı oluşturacağı... peki yukarda bunun imkansızlığını söylemedik mi? o zmn deneyler yoluylada bu ispatlanmıştır...

Kalın sağlıcakla...:)
 
Praetor

Praetor

Emekli Yönetici
Açıkçası güzel tartışmanızı takip ederken müdahale etmek istemiyordum kesinlikle ancak ne yazık ki faiş bazı hatalar var.

...evrim "teorisi" tamamen varsayımların hayallerin tahminlerin savunulduğu bir görüştür zmnla mesela şuan ki 21. yy teknolojisiyle geçerliliğini yitirmiş bir teoriden ibarettir...Yapılan deneylerle bile bu kanıtlamıştır nsl diyeceksiniz... Labaratuarda atom molekül farklı farklı maddlerden bir karışım oluşturduğumuzda ortaya bilinçli kompleks yapıda bir varlığın oluşmasını bekleyebilir miyiz?
Hayır tabikide... peki evrimin savunduğu bu değil midir? Farkllı maddelerin tasadüfi birleşiminin mükemmel bir varlığı oluşturacağı... peki yukarda bunun imkansızlığını söylemedik mi? o zmn deneyler yoluylada bu ispatlanmıştır...

1) Avrupa-Amerika ve modern dünyadaki biyoloji-antropoloji-zooloji ve türevi dallarda, jeologların, paleontologların, fizikçilerin, biyologların ve daha pek çok daldaki bilim adamlarının temel aldığı görüş, anlam veremediğim bir biçimde bazı arkadaşlardan "geçersizliğinin kanıtlandığı" iddiasını duyduğum, evrim teorisi ve ondan evrilen çeşitli teorilerdir.

Geçersizliğinin kanıtlanması şöyle dursun, her geçen gün Darvin'in görüşünün temel alındığı, ancak bu görüşü her geçen gün daha öteye taşıyan teoriler ortaya atılmakta, görüşler savunulmakta, deneyler yapılmaktadır.

2) Evrim teori olarak kalır, yasalaşamaz. Neden?
İlk maddenin nerden geldiği sorusuna asla yanıt bulunamayacaktır da ondan.
Ne olaya teolojik yönden yaklaşanlar Tanrı'nın nerden geldiğini yanıtlayabilirler, ne materyalistler maddenin nerden geldiğini kanıtlayabilirler. Bu soru hepimizi aşar arkadaşlar. Bu nedenle bu noktada artık "bilmek" gerçekleşemez, "inanmak" devreye girer. Ya inanırsınız yaratıcı bir güce ya inanmazsınız. Ya inanırsınız her şeyin maddeden meydana geldiğine ya inanmazsınız. Günümüzde bu düğümün çözülebilmesi ne yazık ki mümkün değildir. Sonuçta
bir yasa olabilmesi için açıklayamadığı bölümünün olmaması gerekir!

3)
Şu anda bilimsel bir gerçek vardır ki; bir kaba bazı elementleri koyarsanız ve ona ilkel yıldırımı andıran bir enerji uygularsanız bu kapta DNA ve proteinlerin yapı taşı olan amino asitler ortaya çıkar. Bunun anlamı canlı hayattır.

İlkel dünyamızı araştıran bilim adamları Oksijen-Fosfor-Nitrojen-Hidrojen-Karbon elementlerinin üç milyar yıl önce dünyada olduğunu biliyorlar. İşte bu elemetleri bir kaba koyup ilkel yıldırımı ve güneşten gelen ultraviole ışınları andıran enerjiler uyguladıklarında canlı hayata giden yolu buluyorlar.

Şu anda Oxford Üniversitesi'nde profesörlük yapan Richard Dawkins'in Berkeley Üniversitesi'nde yazdığı doktora tezi The Selfish Gene kitabında bunun hakkında ayrıntılı bilgiyi bulabilirsiniz.
Türkiye'de de basıldı: Tübitak Yayınları - Gen Bencildir.
Ayrıca Mahlon Hoagland - Hayatın Kökleri kitabından da aynı bilgilere ulaşabilirsiz.
Dilerseniz atlar İngiltere'ye gider Oxford Üniversitesi'nde deneye kendi gözlerinizle şahit olursunuz :)
 
Nazy

Nazy

Üye
çok yazdınız yazdınız ama çoğunu okumadım
Evrimle İlgili fazla söze gerek yok
Allah yoktan varedendir...
eğer yukarıda ki kelimeye inanıyorsanız
evrimin varlığı hakkında konuşmak yada bişeyler yazmak okumak
zamanı boşa harcamaktan başka bişey değildir
 
iremm

iremm

Üye
Praetor Millerin deneyinden bahsediyorsun sanırsam...Yzdığın örnekte birçok çelişki var eğer amino asitlere "lkel yıldırımı andıran bir enerji" uygulanırsa bu enerji amino asitlerin oluşumundan hmn snra onları imha eder :) Bu yüzdendir ki bu deney sırasında amino asitlerin oluşumundan hmn snra enerjinin bulunduğu ortamdan amino asitler izole edilmiştir... eğer bu deneyle dünyamızı karşılaştırırsak bu maddlerin oluşumundan snra bu maddelerin enerjiden izole edilmesi mümkün müdür? Tabiki hyr...
 
prime

prime

Üye
bence de evrim teorisini çürütüyor. evrim teorisi içinde hayvanlarda fedakarlık gibi güzel duygular yok denmiştir. hayvanlar vahşi yaratıklar olarak değerlendirilmiştir. biraz araştırsanız daha neleri görürsünüz bu fedakarlıkların yanında....
 

Solamente

Üye
Ayy... Kıvıl kıvıl... Gece gece...
Midem kalkı :ss
Konu için teşekkürler yine de.

Ben de bunlara benziyorum. Evde sürekli annemin başının etiyle besleniyorum.
Annemin onlardan farkı ise, o da benim başımın etini yiyiyor :gul:


Valla Aynı fikirdeyim Annem aynı annen gibi :ehe:ehe

Saol meleğiiimmmmm :op:
 

Benzer Konular

jotem173
Cevap
0
Görüntüleme
375
jotem173
Doğuş Pertez
Cevap
3
Görüntüleme
845
serecans
haydaravısyon
Cevap
3
Görüntüleme
4K
PremiumWork
Albert Einstein
Cevap
0
Görüntüleme
5K
Albert Einstein


Üst Alt