Bazı osmanlı padişahlarının hobileri

Sponsorlu Bağlantılar

leiche

leiche

Emekli Yönetici
    Konu Sahibi
Bazı osmanlı padişahlarının hobileri
Osmanlı’da devlet erkanının işlerinin yanı sıra özel olarak ilgilendikleri hobiler vardı. Komutanlıkları ve devlet yöneticiliği kimliğiyle tanıdığımız birçok padişahın ilginç hobileri vardı.

İşte Mustafa Armağan’ın kaleminden Osmanlı padişahlarının hobileri:

Hemen her Osmanlı padişahı, el sanatları veya güzel sanatların bir (ya da birkaç) dalına hakim olacak şekilde yetiştirilmiştir. Tabii bir de hobileri olması doğaldı. Zira her insan gibi, rutin meşguliyetlerinin yanında gönlünün arzuladığı işleri yapmak, padişahları psikolojik olarak içinde bulundukları sıkıntılardan uzaklaştırır, aynı zamanda bu durum, mevcut koşuşturmacanın dışında farklı bir düşünme pratiğine imkân tanırdı.

Fatih Sultan Mehmed’in bahçıvanlığa özel bir merakı vardı.

Bu meslekte iddialıydı ve bu yüzden boş vakitlerinin çoğunu bahçıvanlığa ayırır, bundan da büyük bir haz duyardı. Seferler arasında kalan zamanlarında Topkapı Sarayı ve diğer sarayların bahçelerinde çalışmaktan zevk alırdı. Ayrıca ok için parmağa takılan yüzükler, kemer tokaları ve kılıç kınları imalatı da elinden gelirdi.

Yavuz Sultan Selim’in hobisi kuyumculuktu.

Şiire meraklıydı. Nitekim bazı Türkçe şiirlerinin yanında Farsça bir divanı da vardır ve Almanya’da basılmıştır. Ayrıca Osmanlı padişahları içerisinde çok okumaktan dolayı gözlerinin bozulduğunu ve bu yüzden gözlük taktığını bildiğimiz ilk padişah, Yavuz’dur.

Kanuni Sultan Süleyman iyi giyinmeyi severdi.

Babası gibi kuyumculuğa meraklıydı; ama şiir alanında, komutanlığı ve yöneticiliği kadar iddialı bir padişahtı. ‘Muhibbî’ mahlasını kullandığı Divan’ında tam 2.779 gazel bulunmaktadır ki, Divan şairleri arasında en fazla gazel yazmış olan Zâtî’nin bile ulaştığı gazel sayısı ancak 1.825 adette kalmaktadır. Kanuni böylece Divan edebiyatının gazel rekorunu kırmıştır. Ayrıca kavaf (kunduracı) olduğuna dair kayıt da vardır.

I. Mahmud hilalci, mühür kazıcısı ve kuyumcuydu.

Eserlerini çarşıda sattırır, eline geçen paralarla sadakalarını dağıtır, ufak tefek ihtiyaçlarını karşılar, bundan da büyük bir haz alırdı. Bir gün kendisine vezirlerinden birisi, “Şevketlüm, milletin hazinesi sizin demektir. Niçin böyle uğraşıp zahmet edersiniz?” deyince, “Milletin hazinesini millete sarf etmek gerek. Saniyen, insanın çalışıp alın teri dökerek kazandığı paranın zevki başkadır.” cevabını almıştır.

II. Abdülhamid’in at binme, yüzme, atıcılık gibi merakları vardı.

Silah kullanmakta pek mahirdi. Nişan alarak ismini yazar, madalyaları ortasından delerdi. Kakma ve süsleme işlerinde mahir olmasının yanında usta bir marangozdu da. Sarayında özel marangozluk aletleri vardı. İş tulumunu giyer ve atölyesinde saatlerce kendini kaybederdi. Bir başka merakı da polisiye roman okumak, daha doğrusu okutmaktı. Ünlü polisiye roman dizisi Sherlock Holmes’un yazarı Sir Conan Doyle’un hayranlarındandı
 


akula

akula

Üye
güzel paylasım emegine sagılk
 
hidalgo_two

hidalgo_two

Üye
bilgi için sagol
 
icep

icep

Üye
paylaşım için teşekkürler...
 
yasirarslan

yasirarslan

Üye
teşekkürler kardeşim
 
arslansem

arslansem

Üye
Kuyumculuk :)
 
Doğuş Pertez

Doğuş Pertez

Admin
teşşekürler
 
Revengeful

Revengeful

Emekli Yönetici
Ben de padişah olsam en büyük hobim haremi dolaşmak olurdu :d:
 
cabbar100

cabbar100

Üye
Ben de padişah olsam en büyük hobim haremi dolaşmak olurdu :d:

Harem zannetiğiniz gibi bir yer değil.(zaten espri maksatlı söylediğinizi düşünüyorum) Öyle gireyim dolaşayım gözüm gönlüm açılsın yok. Harem Osmanlı Devletinde çok büyük bir öneme sahiptir. Önemli devlet adamlarının devlete bağlılığını arttırma gibi bir özelliği dahi vardır. Harem'de devletin her köşesinden küçük yaşta getirilen kızlar çeşitli eğitimlerden geçtikten sonra Hakan'la (Padişah'la) evlenecek olanlar (bunları genelde Hakan'ın Annesi seçer) ve diğer önemli devlet adamlarıyla evlendirilecek olanlar seçilir ve evlendirilirdi. Tabi Hakan'la evlenecek olanlar en iyi yetişmiş ve en güzel olanlar olurdu. Diğerleri ise çok önemli işlerde görev yapacak devlet adamlarına veya mühim işler başarmış kimselere eş olarak verilirdi. (Bunların bir yığın detayı var) Bunda amaç : Diyelim bir yere Vali olarak birini atandı. Bu devlete bağlı olsun diye güzel bir eş ve belki de harcayamayacağı kadar olan bir maaş verilirdi ki devlete karşı bir ihtirasa girişmesin. Ve hareme Hakanlar'ın girmesi yasaktır. Sadece belirli görevliler ve Hakan anaları (padişahların kız kardeşleri de girebiliyormuş) girebilirdi. Erkek olanlar Hadım edilirdi ( ki bu da ayrı bir konudur. Bu işe girebilmek zordur ve talibi de hayli fazla olmuştur. Çünkü bunların imkanları hayli fazladır.)

Yani Harem çok önemli bir teşkilattır. Batı kaynaklı filmlerde gördüğünüz haremlerle Osman'lıdaki harem sisteminin alakası yoktur. (örnek vereyim, jackie chan'in oynadığı bir 80 günde devri alem filmi izleyin görün.)
 


Üst Alt